4 Ekim 2012 Perşembe

Re: [Ozgur_Gundem] Pazarlamayı imam hatipten/ Yunus Kavik

Haaaaah, işte o zaman şapa otururuz.

Din diye var olan bütün hurafelere bir de devlet eliyle finansman imkanı sağlayacağız haaa.
İyi iş, o zaman tekkeler, zaviyeler, cem evleri, üstünde çatısı olan din konuşulan her yerdeki insanlar,  fal bilim merkezleri, astrologlar, üfürükçüler, büyücüler herkes sıraya girmeli.
İmama, papaza devlet kaynak aktaracak, diğer hurafeler bundan geri kalacak, bu mudur yani?
Şamanların ne günahı var?
Peki ya ateistlerden, deistlerden, imansızlardan para toplayıp bunu peri masalları için çarçur etmenin neresi doğru?
Bırakın Allah aşkına.

Bir de din meclisleri oluşturulacak, cemaatler sistemine geçilecek, çok hukuklu sistem kurulacak deyin olsun bitsin.
İşte o zaman değil Türkiye, dünya da kan gövdeyi götürür, biraz da açın tarih kitaplarını okuyun.
Belirli bir dini İlah rızası için yaymaya çalışan Katolikler, Sünniler, Protestanlar neler neler yapmış, bir okuyun.
Bir kere değil, on kere değil, yüz kere tekrar etmiş tarihsel bir fiyaskodur.

Sanki hiç bulunmamış, hiç görülmemiş bir şeyi keşfetmiş gibi yüzlerce yıldır, her şekilde denenmiş, ve her defasında büyük bir fiyaskoyla sonlanmış politize din uygulamaları.
Yahu bari işi batini tarafından tutsanız, kişilik gelişimi, toplumsal huzur, uyum falan.
Yok illa ki, bir sürü kurumsal yapı oluşturacaksınız, sonra da o kurumsal yapıyla toplumun tamamını Sünni, Hanefi yapacaksınız.
Sonra da Allahın rızasını kazanacaksınız.
Gerçekten bu palavralara inanıyor musunuz?

İslamiyet yeni mi icat edildi, ilk kez siz mi keşfettiniz?
Bunca yıl yaşananlar kimselere azıcık da olsa der vermedi mi?
Yeter yahu...
Müslümanların akıllanması için daha kaç bin yıl geçecek.
İslamiyet olsa olsa en fazla bir dindir.
O kadar.
Sanki bir ideoloji, bir rejim, sanki bir doktrin miş gibi insanlığı hala da havanda su dövmeye itmeye utanmıyor musunuz?
Yeter artık.

Saygılar. Oraj POYRAZ



On 03.10.2012 09:13, Yunus Kavik wrote:
 
Levent Bey
 
Dinler örgütlü teşekküller olup da devletçe de temsiliyet noktasında dikkate alındıkları zaman bu dine mensup olanlar kendi teşkilatlarını gönüllü olarak fonlarlar zaten. Bu nedenle herhangi bir finansal sıkıntı asla olmaz.
Avrupada kiliselerin ne kadar büyük fonları olduğunu Papalığın dev büyük bir holding olduğunu benden daha iyi biliyorsunuz.
En iyi örnek İran. İran'da Ayetullahlık makamı müslümanların Humus dedikleri gelirlerinden beşte birini tahsis ettikleri fonlardan müthiş byüklükte fonlarla Holding gibi idare edilmektedir. Hatta diyebilirim ki devlet bütçesiyle neredeyse yarışabiliyor. Bu bütçeye devlet asla müdahale edemiyor. Tamamen Ayetullahul Uzma meclisi bu fonu yönetiyor.
Avrupadaki kiliseler de hem kendi dini cemaatlerinin gönüllü bağışları ile hem de kilise vergileri ile bütçeden fonlanmaktadır. Bu fonları tamamen devletten bağımsızca ve özgürce istediği faaliyette kullanmaktadır. 
 
Bizde de neden bu yapı olmasın ki. Gayet rahatlıkla olabilir
 
Gelelim senin bahsettiğin alevi konusuna.
Bir kere alevi toplumu homojen bir bütünlük arz etmiyor. Birbirine taban tabana zıt inanç ve fikirlere kadar bir yığın fraksiyonlardan oluşuyor. Bu handikabı aşamadıkları sürece onlar benim bahsettiğim sistemden şu halleri ile yararlanmaları imkansız. Neden? Anlatayım.
1- Bir kısım alevi var ki kendilerini sunni topluma oldukça yakın hissetmekte, hatta onarın camisine gidip namaz kılmakta, onlarla beraber oruç tutmakta. Diyanet teşkilatından da fazla da rahatsızlık duymamakta. Onları görsen nerdeyse sunni sanırsın, ayıort edemezsin. Sunnilerle çok az noktalarda farklılıkları bulunmaktadır.
Ama buna karşın ;
2- Bir de bir kısım alevi var ki içlerinde ateist olanından tut ki , marksist felsefeyle aleviliği bir havanda eriterek yeni bir inanç armonisi oluşturan, Hz.Ali'yi tamamen devre dışı bırakarak Ali'siz aleviliği savunmaktadırlar. Bu kesimlerin metafizik ve manevi değerler gibi şeylerle uzaktan yakından alakası yok. Bu nedenle kendi inançlarını zaten bir din gibi görmemektedirler. Böyle bir inanç fenomenini devlet nasıl bir dini teşekül gibi muhatap alsın ki. Çünkü onlar kendilerini zaten dini teşekkül olarak görmüyorlar ki.
3- Bir de bu artı eksi gibi birbirine zıt iki uç kesimden başka bu ikisi arasında orta yerlerde olan alevi kesim var ki bunlar da homojen değil. Bunların bir kesimi cem evlerine devam etmekteler ama İslama ait tüm ritülleri (namaz,oruç vb.gibi) hiç yerine getirmemekteler. Bazıları da cem evlerine devam etmekte ama islama ait ritülleri yerine getirmekte. Ama diyanetin camilerine gitmemektedirler. 
Bu kesimlerden kimi aleviliği İslamın bir alt mezhebi görenleri olduğu gibi kimileri de aleviliği İslamdan tamamen bağımsız farklı bir din olduğuna inanmaktadırlar.
 
Bu en son bahsettiğim 3 ncü grupta o kadar fazla fraksiyon var ki şimdi burda konuyu dağıtmamak için hepsini sayıp dökmeyeceğim.
 
 
Şimdi bu kadar bir birine zıt inançlardan oluşan gruplar devletten alevilik adına temsiliyet hakkını almak için nasıl tek bir teşekkül oluşturabilecekler? Sorun burada.
Bu nedenle onların işi bu konuda oldukça çetrefilli ve zor.
 
Yunus Kavik
 

2 Ekim 2012 19:05 tarihinde Pam <levbaba@yahoo.com> yazdı:
Laiklik gerçek anlamda uygulanmak istiyorsa her iki tarafta bu saçma sapan imam hatip üzerinden kavgayı bırakmalı. Derhal ve hemen tüm imam hatipler derhal kapatılmalı. Böylece mili eğitime bağlı tüm okullar seküler laik eğitime geçmelidir.
Ancak şu da derhal yürürlüğe konulmalıdır. Tüm dini cemaatlere kendi dini okullarını açma ve kendi müfredatlarını kendilerinin yapmalarına imkan sağlanmalıdır.
Müslümanlar kendi dini okullarını kurabilmeli. Museviler kendi dini okullarını kurabilmeli. Hıristiyanlar kendi okullarını kurabilmelidirler.
Hatta tüm dinler okul öncesi ana okullarını kurabilmelidirler.

Yunus bey
Zaten Turkiye'de kac tane din var ki ? Sunni islam en yaygin olani. Bu ulkede
ne kadar yahudi, ortodoks hristiyan var ? Sunni islamdan sonra en yaygin
grup aleviler olabilir. 

Muslumanlar veya baska din mensuplari kendi okullarini kurabilmeli
dersiniz. Iyi de, finans nerden gelecek ? 

Saygilar Levent


 
_________________________________________
Gormek, bir kum tanesinde bir dunya,
Dunyayi bir kum tanesinde gormek ...
                      William Blake (1757-1827)


From: Yunus Kavik <ykavik@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Tuesday, October 2, 2012 6:58 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Pazarlamayı imam hatipten öğrenelim



Ben şu imam hatip takanağı hususunda hem laikçi geçinenlere hem de patlak lambalılara gerçekten hayret ediyorum.
Bana çok saçma sapan bir horoz döğüşü olarak geliyor. Yürütülen kavgaya kahkalarla gülüyorum. Çok öatrak maskara bir mevzu.
Sebebini anlatayım.
 
Kardeşim imam hatip denen okullar ; devrim yasaları çerçevesinde tevhidi tedrisat kapsamında laiklik temeli üzere kurulmuş ve de bundan anayasa ve devrim yasaları gereği asla ödün vermesi mümkün olmayan Milli Eğitim Bakanlığı'na bağlı okullar değil mi? Bu okulların müfredatı bu sapına kadar laik denilen Milli Eğitim tarafından hazorlanmıyor mu? Bu okullardaki derslerin %60-70 i diğer liselerdeki derslerle aynı değil mi? Dinle ilgili olan dersleri de yeşillik olsun kabilinden salata bile olamayacak bilgiler. Çünkü mezun olunca ne doğru dürüst Kuran okuyabiliyor ; ne de İslam dini ile ilgili ilimleri temel düzeyde de olsa alabiliyor. Sap gibi, işe yaramaz, yarım yumalak hoca bozuntusu çıkıyor. Yarım hoca dinden eder derler ya onun gibi bir şey. 
İslami ilimler konusunda bu okulların eğitim müfredatı Osmanlı dönemindeki medrese eğitiminin taaa fersah fersah uzağından bile geçemez niteliksizlikte ve kalitesizlikte.
Bu nedenle esasen müslümanların da işine yaramamakta. Eksik aksak topal
Laikçilerin de işine yaramamakta, çünkü seküler eğitimin mantalitesine temelden aykırı. Dinlerden herhangi bir dine taraf olamaz seküler laik eğitim. 
 
Laiklik gerçek anlamda uygulanmak istiyorsa her iki tarafta bu saçma sapan imam hatip üzerinden kavgayı bırakmalı. Derhal ve hemen tüm imam hatipler derhal kapatılmalı. Böylece mili eğitime bağlı tüm okullar seküler laik eğitime geçmelidir.
Ancak şu da derhal yürürlüğe konulmalıdır. Tüm dini cemaatlere kendi dini okullarını açma ve kendi müfredatlarını kendilerinin yapmalarına imkan sağlanmalıdır.
Müslümanlar kendi dini okullarını kurabilmeli. Museviler kendi dini okullarını kurabilmeli. Hıristiyanlar kendi okullarını kurabilmelidirler.
Hatta tüm dinler okul öncesi ana okullarını kurabilmelidirler.
İsteyen veliler kendi çocuklarını istediği okula gönderebilmeli. İsteyen seküler laik okullara , isteyen de herhangi bir dini cemaatin okuluna gönderebilmelidir.
Ancak burda tek şart şu olmalıdır : Her dini cemaat mutlaka tek bir örgüt altında Milli Eğitim'e karşı temsil edilmeli. Museviler tek bir hahamlık tarafından, Hıristiyanlar tek bir
papazlık tarafından, müslümanlar da tek bir dini otorite tarafından Milli Eğitime karşı temsil ve sorumlu olmalıdır. Müfredatları bu temsiliyet tarafından hazırlanıp Milli Eğitime sunulmalıdır. Milli Eğitim bu okulların sadece teknik alt yapı ve yeterlilik yönünden uygunluğunu denetlemeli. Bir de pozitif ilimlere ait müfredat yönünden yeterliliği denetlenmeli. Müfredat içeriği konusunda da dini temsiliyet makamlarının ilgili denetçileri tarafından eğitim açısından denetlenmeli.
Bu tür okullar Milli Eğitim tarafından akredite edilmeli. Diplomaları diğer seküler okullar gibi her türlü üniversiteye girişte transkript edilebilmeli.
Batı da Katolik kiliselerine bağlı ana okulundan tut üniversitesine kadar her alanda okullar bulunmaktadır. Seküler yapı ile yanyana sorunsuz olarak yürütülebilmektedir. 
 
İşte laiklik ve laik eğitim  budur.
 
Eğitim bu çerçevede olursa ne laikçiler ne de anti laikçiler imam hatip üzerinden horoz döğüşü yapmasına gerek kalmaz.
 
Ama maksat üzüm yemek değil de bağcı dövmek veya horoz veya deve kızıştırmak ise o başka.
 
Gerçi bütün bunları kime anlatıyorsun Yunus. Düzen düzük zaten. Adı laik ama kendi bizantinist. Alan memnun satan memnun. Bu düzensizlikte horoz döğüşü daha cazip geliyor.
Nene lazım. eski düzene devam etsin bu horoz ve deve güreşçileri. Adamların seyir keyfini bozma. 
 
Yunus Kavik
 
 
1 Ekim 2012 18:38 tarihinde Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net> yazdı:
Çocuğuna cep harçlığı veremeyen, servis parasını ödeyemeyen aile nasıl kandırılır? 
Fakir bir ailenin çocuğu sırf bir diploma sahibi olmak uğruna beyin yıkayıcıların ağına nasıl düşürülür?
Buyrun;
 
 


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Azim ve sebat, insanlarin en buyuk yardimcisidir.

Hz.Ali

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder