İSRAİL'İN ÖNDE GELEN HAHAMLARINDAN OVADYA YOSEF, YAYIMLADIĞI YENİ FETVALARINDA YAHUDİ OLMAYANLARIN HAYVAN HÜKMÜNDE OLDUĞUNU VE ONLARLA HER TÜRLÜ İRTİBATIN HARAM OLDUĞUNU BELİRTTİ.
03/11/09 - 01:00
Benyamin Netanyahu liderliğinde kurulması beklenen koalisyon hükümetinin ortakları arasında yer alacak olan Şas Partisi'nin de ruhani lideri olarak tanınan Haham Ovadya Yosef, kendisine ait internet sitesinde sorulan sorulara ilişkin fetvalar yayımlıyor.
Fars haber ajansının haberine göre Haham Ovadya Yosef, İbranice yayın yapan internet sitesinde Yahudi olmayanların "Goyim" (bir çeşit hizmet hayvanı) hükmünde olduğunu ve onlarla kurulacak her türlü ilişkinin de haram olduğunu belirtiyor.
Haham Ovadya Yosef'in sitesinde yer alan bazı yeni fetvalar da şöyle:
Soru: Uçaklarda veya diğer ülkelerde Yahudi olmayanlar (Goyim) tarafından üretilen yiyecek ve içecek maddelerini kullanmak caiz midir?
Cevap: Genel olarak Yahudi olmayanlar tarafından üretilen yiyecek ve içecek ürünlerinin kullanılması haramdır. Ancak Yahudilerle Yahudi olmayanların ilişkilerinin çok olduğu günümüz dünyasında Yahudi olmayanlar tarafından üretilmiş olsa da Yahudilikçe haram olmayan şeylerin yenmesi veya içilmesi caizdir. Bununla birlikte bunların kullanılmasında bir zorunluluk yoksa kullanılmaları caiz değildir.
Soru: Yahudilerin mescitlere veya kiliselere gitmesi caiz midir?
Cevap: Yahudilerin Yahudi olmayanların ibadet mekanlarına gitmesi mutlak surette haramdır. Yahudilerin Hıristiyanların kiliselerine veya diğer dinlerin ibadethanelerine gitmeleri haramdır, Arapların ve Müslümanların ibadethaneleri olan camilere gitmek ise özellikle ve daha şiddetli bir haramdır. Bu tür mekanlara buraları gezme ve inceleme kastıyla gidilmesi dahi caiz değildir.
Soru: Yahudi olmayan bir yargıcın bulunduğu bir mahkemeye başvurmak caiz midir? Bunun hükmü nedir?
Cevap: Her ne şart altında olursa olsun Yahudi olmayan (Goyim) bir yargıcın hükmüne, hatta o yargıç Tevrat'ın hükmüyle hüküm verecek olsa bile başvurmak caiz değildir. Yahudi olmayan bir yargıç nezdinde açılan davada Yahudi olmayan yargıcın verdiği hükme iki taraf da razı olsa bile bunların ikisi de Hz. Musa'nın Tevrat'ını ayaklar altına almış birer günahkar ve melundurlar. Çünkü Yahudilik dininin kitabının hiçbir yerinde "Goyim"e müracaattan söz edilmemiştir.
Soru: İsrail askerlerinin silahlı olarak sinagoglara girip ibadet etmeleri caiz midir?
Cevap: Bazı hahamların fetvasına göre silahlı olarak dua ve ibadet etmek haramsa da bize göre Müslümanlarla savaş halinde olduğumuz mevcut şartlarda dini ibadetleri yerine getirmek için sinagoglara silahlı olarak girmek caizdir. Ama silahını başkalarının görmeyeceği şekilde elbisesinin altına saklamak daha iyidir.
1920 yılında Irak'ın Basra kentinde doğan İsrail'in önde gelen hahamlarından Ovadya Yosef, Şas Partisi'nin ruhani lideri olarak biliniyor.
https://ydh.com.tr/HD6359_haham-ovadya-yosef--yahudi-olmayanlar-hayvan-hukmunde.html
=======================
- - - - - - - - - - - - - - - -
Yanlis numara cevirdiginde cevrilen numara kesinlikle mesgul degildir.
~Murphy Kanunlari~
- - - - - - - - - - - - - - - -
.
Mutlu evliligin bir tek yolu var. O yolu buldugumda, evlenecegim...
~Clint Eastwood~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ölülerden yardım beklemek, uygar bir topluluk için lekedir.
~Mustafa Kemal ATATÜRK
(D.19 Mayıs 1881, Selânik – Ö.10 Kasım 1938, İstanbul)?~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.
~Heraclitus~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Dogruluk sonsuzlugun gunesidir.
Nasil olsa dogar.
~Wendell phillips~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Yalan, iki kisinin eseridir.
Biri soyler, digeri de inanir.
~Hommer SIMPSON
Postmodern cagin buyuk dusunuru.~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Carpik ayakkabi carpik ayaga uyar.
~Mevlana~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Kendi dünyanızı icat edin. Sizi besleyen insanlar, renkler, sesler ve iş ile kendinizi kuşatın.
~SARK~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Hüzün Geldi
Türküler bitti
Halaylar durdu
Horonlar durdu
Al damar, mor damar, şah damar sustu
Bahçeler put kesildi birer birer
Meyveler salkım saçak taş.
Bir bulut uçardı
Başı boş bedava
Yandı kül oldu.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
Ağaç büyür arkasında koşamam
Kervan yürür peşi sıra düşemem
Yıldız akar uçsam da yetişemem.
Hüzün geldi baş köşeye kuruldu
Yoruldu yüreğim yoruldu.
~Bedri Rahmi Eyüboğlu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
İSLAM TÜRK DİN'İ DEĞİLDİR.KURAN'DA İSLAM MEKKELİ ARAPLAR İÇİNDİR YAZIYOR.
~İslam'ın şartı Üç'tür. Müslüman olabilmek için aşağıdaki üç şartın bir arada gerçekleşmesi zorunluluktur. Çünkü kuran ve İslam bu koşulları taşıyanlara gönderildiğini yazmaktadır.
1-Arap ırkından olmak
2-Mekke ili sınırları içinde ikamet etmek(Kureyş kabilesinden olmak)
3-Kuranı düşünebilecek kadar iyi Arapça ile okuyarak anlayabilmek
A-Her Millete kendi Dilinde kitap ve Milletinden peygamber zorunluluğu vardır.
Kuran da açıkça her Millete sadece kendi dilini konuşan kendi milletinden olan bir peygamber atarım yazar. Bir başka şeklide, hiç bir Millete o kavmin kendi dilinde olmayan bir Kitap ve Peygamber göndermem der. Bu durumda Kurana göre; Türklere, Türkçe bir kitap ve Türkçe konuşan Türk bir peygamber atanması zorunludur.
İBRAHİM-4.Her Millete sadece o milletin kendi diliyle seslenir. O kavimden olan birini peygamber yollarız
YUNUS-47Her ümmetin bir Peygamberi vardır. Peygamberleri kendilerine gelince, adaletle hükmedilir,
NAHL-36.Yemin ederim ki: biz her Millete Allah'a kulluk edin diyen peygamber göndermişizdir.
NAHL: 63 - Allah'a yemin olsun ki, biz senden önce bir çok milletlere peygamberler gönderdik
SEBE-44.Onlara okuyup inceleyecekleri kitaplar vermedik. senden önce hiçbir peygamber de göndermedik.
FATIR-24kâfirler uyaran bir elçi olarak gönderdik. Zaten uyaran bir peygamber olmayan hiçbir millet yoktur
FURKAN-51. Şayet dileseydik, elbet her kabileye bir peygamber gönderirdik.
İbrahim 4 ayetini açıklarsak: Türklere sadece Türkçe seslenir. Sadece Türklerden bir peygamber yollarız
Anlamının olduğu görülür. Türklere Arap peygamber atanamayacağı gibi Türklerin Kutsal kitabının Arapça olamayacağı çok açık olarak görülebilmektedir. Türklere Arap kavminin diliyle inen kitap olan Kuran ve Kendi milletinden olmayan bir peygamber olan Muhammed geçerli değildir.
Yukarıdaki Ayetler Kurandan olmasına rağmen, Kuranda bunların karşılığı olarak Türklere bir peygamber gelmiş olduğu ve isminin ne olduğu yazmaz. Bu durum sadece Türkler'e özgü de değildir. Arap ve İsrail oğlu dışında bir peygamber yoktur. Çinlilere, inkalara, Wikinglere, Mayalara, Pigmelere ve aborjinlere de peygamber olduğu ne görülmüş nede duyulmuş bir şeydir.
FUSİLET-3.Bir Millet için indirdiğimiz Ayetleri detaylıca açıklanmış Arapça bir Kurandır.
Fusilet 3 ayetinde bir Millet için olduğu açıktır ve bunlar Türkler değildir. Kuranın bakış açısına göre olması gereken budur. Arapça bir kuran ve Arap peygamber Türkler için uygun değildir. Türklere Türkçe kitap ve Türk peygamber olması gerekir. Mealciler veya Kuranı çevirenler Fussilet-3 Ayetinde olduğu gibi, bir kavim için yazmak yerine bilen bir toplum için yazılarak anlam saklama sahtekarlığı yaparlar. Mealciler başka kelimeyi değil de BİR KAVİM İÇİN kelimelerini atlama gereği duymuşlarsa onlarında Kuranın tek kavme özel oluşunu bildikleri kavradıklarını gösterir. Saklamaları ise Türkleri enayi yerine koyduklarının kanıtıdır. Yoksa anlamını saklama ve atlama gereği duymazlardı.
NAHL-103.Andolsun ki biz onların,Kur'an'ı ona bir insan öğretiyor dediklerini biliyoruz. İma ettikleri kimsenin dili yabancıdır. Bu Kur'an ise gayet açık bir Arapça'dır.
Nahl-103 ayeti Arapçadan başka bir dile tahammül olmadığı göstermek açısından önemlidir. Muhammed'e Arapça dışında bir Dilin yabancı olması normaldir. Ancak Kuranın Allahtan gelme olduğunu iddia eden İslamcılar, Arapça dışındaki diller neden Allah için yabancı dil olmaktadır açıklamak zorundadırlar. Allaha göre Arapça dışında diller yabancı ise, Tevrat ve incil nasıl Allahın kitabı olabilir?
Mekke'de çok bilgili iki Hristiyan köle vardı. Bunlar aslen Iraklı idiler. Adları Yesar ile Hayr idi. Bunların birçok kitapları vardı. Fırsat buldukça bu kitapları okurlardı. Muhammed de çoğu kez onlara uğrar, kendilerini dinlerdi. Günün birinde, peygamberlik iddiası ile ortaya çıkınca, muhalif olanlar, Hayır, Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de adı geçen kölelerden almıştır. Allah'ı ise işini sağlama almak için kullanıyor demeye başladılar. Bu yüzden, nahl Suresi'nin 103.ayeti cevap olarak indi.(Müslüm)
Mekke'de Tevrat ve İncil'i çok iyi bilen Cebr-i Rumi veya Aiş ya da Yaiş adında bir demirci vardı. Kimileri de adı Yesar-i Rumi idi diyorlar. Ayrıca onun yanında bir kardeşi de vardı, Muhammed sık sık bunlara gidip kendilerinden bilgi alırdı. Muhammed, peygamberlikle görevlendirilince, ona muhalif olanlar, Muhammed bu bilgileri Allah'tan değil de, adı geçen demirci köleden almış demeye başladılar. Bunun üzerine Nahl Suresi'nin 103.ayeti indi.(Taberi)
Kuranda bildirilenlerin başka dilde bildirilmesinin mümkün olmadığı söylenerek sadece arapça bilen Arapların anlayabileceğini anlatan bir ayettir. Bu durumda Araplardan başka milletlere de geldi diyerek yalan söylemenin ne anlamı vardır. Bile bile bir Türkün bunu yapması Türk milletine ihanetten başka bir şey değildir.
B-Kuranı anlayarak bilerek okumak ve öğrenmek zorunluluğu vardır.
Bir insandan Okuduğunda anlayamadığı yabancı dilde bir kitabı okumasını istemek anlamsızdır. O nedenle herkes kendi dilinde olan okuduğunda anlayacağı kitabı okumalıdır. Yüz Yıllarca biz Türkleri salak yerine koymuşlar ve okuduğumuzda hiç anlamadığımız kitabı bülbül gibi ezberletip okutmuşlar. Ne söylediğimizi bile bilmediğimiz dualar ettirmişler. İslam ın biz Türklere gelmediğini bile bile yükümlü olmadığımız şeylerle oyalayarak bizi ahmak yerine koymuşlar.
Arapların Allahtan geldiğini iddia ettikleri Kuran'ın, kendi dillerinde olması ile anlayarak okumaları normaldir. Bir Türkün anlamadan Arapça okuması neden dini bir zorunluluk olsun? Eğer anlayarak okuma mecburiyeti mantıklıysa, Ben bir Türk olarak neden binlerce yıldır atalarımdan yadigar olan Anadilim Türkçeyi değiştirerek Dilimi Arapça yapmak zorunda olayım? Neden bir Türk olarak ben Araplaşmak zorunda kalayım? Kuranda herkese kendi dilinde olan onun anlayacağı kitabı gönderirim diye Araplara söylemiş. Öyleyse nerede benim Türkçe kitabım? Kuranı anlayarak okuyan Türk İslamcılar. İslam'ın Türkler için olmadığını bildikleri halde, Arap emperyalizminin uşaklığını yaparlar. İşte kurandan Enam98 i Arapça anlayan toplum Türkler olabilir mi?
ENAM-98.O, sizi bir tek candan yaratandır. Sizin bir karar kılma yeriniz, bir de emanet bırakılma yeriniz var. Biz anlayan bir toplum için âyetleri ayrı ayrı açıklamışızdır.
YUSUF-2.Kuran'ı anlamanız için Arapça indirdik
Zuhruf, 3:Biz, ANLAYIP DÜŞÜNMENİZ İÇİN onu Arapça bir Kur'an kıldık.
Bu ayeti Türklere uygularsak, Ey Türkler Kuranı anlayabilmeniz ve düşünebilmeniz için Arapça indirdik anlamı çıkar. Türkçe konuşan biz Türklere anlayabilmemiz için Arapça bir Kuran verilmesi normal olabilir mi? Bir Dilde düşünebilmek ancak ana dil olursa mümkündür. Yabancı dili anlayabilmek le yabancı dilde düşünebilmek çok farklı şeylerdir.
Kuranın tek kavme özel oluşunu bir kenara bırakalım. Tüm Dünyaya olduğunu kabul edelim. Böyle bir durumda, Allah'ın Kuranın Arap olmayanlar için dil sorunu yaratacağını hesaba katmadığı sonucu ortaya çıkar. Yani karmaşık Arapça bir kitabı bütün insanlara yollama acemiliği yapmış sa, Kendinden beklenen Tanrısallığı gösterememiştir. Arapça konuşmayanlar için dil sorunu doğacağını tahmin edememiş demektir.
Bütün dillere çevrilemeyen, hatta Arap olmayanların doğru şekilde okuması imkansız olan bir kitabı bütün insanlara yollamış olabilir mi? Kuran bunumu iddia ediyor? Hayır,Kuran tam tersini söylüyor. Kuran sadece Arapça konuşan Arap kavmi için geldiğini söyler. Bütün kavimlere ve bütün dillere geldim demez. Kuran her kavme sadece o kavmin kendi dilinde inen mesajla seslenmek gerektiğini düşünüyor. Yabancı bir peygamberle ve yabancı dilde inen kitapla değil. Yabancı Dil'de mesaj olmamalıdır. Kuran yabancı Dil'de inen kitaba itiraz etmeyi meşru görüyor
FUSSİLET-44.Eğer biz onu yabancı dilden bir Kur'ân yapsaydık onlar mutlaka: «Bu kitabın âyetleri genişçe açıklanmalı değil miydi? Arap bir peygambere yabancı dil, öyle mi?» derlerdi. Sen de ki: «O, iman edenler için bir hidayet ve şifadır.» İman etmeyenlerin kulaklarında ise bir ağırlık vardır. Kur'ân onlara göre bir körlüktür. Sanki onlar uzak bir yerden çağrılıyorlar.
Araplar hesap sorar diye korkan bir Allah olduğu ayetten anlaşılıyor. Arap sorabiliyor ise, biz Türkler Türklere hiç Arapça bir Kuran gönderilir mi diye neden sormuyoruz? Biz salakmıyız? Yoksa Türklerin kayda değecek bir Millet olmadığını mı kabul edeceğiz?
Şimdi bu ayete göre biz Türklerin;Türk olana yabancı dilde inen kitap olur mu? Dilimizde inmeliydi deme hakkımız neden olamıyor? Bu aşağıdaki ayet nedeniyle olabilir mi? Kuran sana ve kavmine geldi dediği için?
NAHL-64.'Kendi aralarında ihtilafa düşmüş olan bir kavmi,içine düştükleri bu ihtilaflardan kurtarman için Kuranı indirdik. Başka hiç bir sebeple indirmedik.
ZUHRUF-44.Doğrusu Kur'an, sana ve kavmine bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Bu ayette bütün kavimler ondan sorumludur unutulmuştur. Türkler Gördüğünüz gibi sorumlu değil!
Kuranın olma nedeninin tek kavmin sorunlarını çözmekten ibaret olduğu ayette açıkça söylemiştir.
Tek kavme olduğu ne kadar da açık, Çünkü Kendi aralarındaki anlaşmazlıklar için yazıyor.
C-İslam ve kuran sadece Mekke ve çevre ilçelerini uyarmak içindir.
Kuran'ın Mekkeli Araplar dışındaki insanlarla alakası yoktur. 'Mekke ve çevresine hitap ediyor. Bu ayetteki 'Ümmü'l-kura', Mekke'nin diğer adıdır. Kuranı bilen ve anlayarak okuyan bir çok Türk bunu mutlaka görmüştür. İslam'ın Türklerle alakasının olmadığı konusunda İnsanları neden uyarmamıştır? Sizi şu anda ben uyarıyorum, ne yapmayı düşündünüz? Uyarmaya çalışanlarlardan Turan Dursun'u duydunuz mu? Bazı insanlar Osmanlı padişahlarının İslamı çıkarları için kullandıkları devrinde bunu söyleselerdi ne olur du? Düşünelim.
ŞURA-7.Şehirlerin anası (Mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle Arapça bir Kur'an vahyettik.
ENAM-92.İşte bu da, bereket kaynağı, kendinden öncekileri tasdik eden ve şehirler anasını (Mekke'yi) ve bütün çevresini uyarasın diye indirdiğimiz bir kitaptır.
Kuranın Mekke'deki Arap Kureyş kabilesine hitap ettiği ayetlerde açık olarak görülmektedir.
Zuhruf, 44:Doğrusu Kur'an, sana ve KAVMİNE bir öğüttür. İleride ondan sorumlu tutulacaksınız.
Burada sana dediği Muhammed olduğu söylendiğine göre: Muhammedin kavminin Türkler olmadığı açıkça bilinmektedir.
Kuranda gerçekte olmayan bir çok fayalı ve iyi şeyi var diyen İslamcılar bu ayetleri görmemiş olabilir mi? Amaçlarının ne olduğunu anlamanız ve islamın ne olduğunu gözlerinizle görmeniz açısından çok önemlidir.
İslamın şartları denilerek konulmuş her şey İslam sadece Mekke ve çevresi içindir denilen kurandaki ayetleri destekler niteliktedir. İslamın Dünya için olmadığının sadece Mekke ve çevresinde olan Arap milleti için olduğunun tüm kanıtları İslam ve Kurandadır. Ancak Tüm Dünyadan haraç alıncaya kadar savaşmak da!
İslamcılar İslam'ın Dünyanın Din'i olduğunu söylerler. Kurana göre sadece Mekke ve çevresinin dini olduğu ortadadır. İslam ın şartıyla ilgili düzenlemeler de bu düşüncenin kanıtlarını daha da sağlamlaştırırlar. Yasin-40 da Kuranda gece gündüz birbirine eşittir yazmaktadır. Oysa sadece Mekke civarında gece gündüz uzunluğu birbirine yakındır. İslamın tüm ibadet ve kuralları gece gündüzün eşit zannedilmesine göre düzenlenmiştir.
Bunlar daAy takvimine göre belirlenmiştir. İslam dünyasının sembolü Ay'dır. Tüm Dünyaya hitap edecek olsa, Ay takvimi yerine tüm Dünyanın kullandığı Güneş takvimini kullanması gerekmez mi? İslamın Dünyaya değil, sadece Kureşys kabilesine hitab ettiğinin kanıtlarından biri de Ay takvimidir.Mekke de gece gündüz farkı az olduğundan Namaz vakitleri Mekke çevresinde oluşur.Fakat Kutuplarda namaz yapılamaz. Sabah namazını yerine getirdiğinizi düşünsek bile, akşam namazını altı ay sonra yerine getirebilirsiniz. Mekke dışında kıble ararsanız yüzünüzü Dünyanın yuvarlak olması nedeniyle Kabe yerine uzaya dönmüş olursunuz.
Oruç kutuplarda tutulamaz bakara suresinde orucun nasıl tutulacağı bellidir. Mekke ve çevresinde oruç sıkılmadan zorlanmadan tutulabilir. Kutuplarda akşam altı ay sonradır. Başlayan oruç bitirilemez.
İslam'ın sadece Mekkede yaşayan Araplar için geçerli olduğunun en büyük kanıtlarının biri deHac emridir.
Hac, 27:İnsanlar arasında haccı ilân et ki, gerek YAYA OLARAK, gerekse nice uzak yoldan gelen argın DEVELER ÜZERİNDE sana gelsinler.
İslam ve Kuranın yalnızca Mekke çevresinde yaşayan kureyş kabilesine hitap ettiği bu kadar açık ortadadır. Buna rağmen bir itirazınız varsa, Hac,27 Ayetinin bir Brezilyalı Müslüman'a farz olduğunu gözünüzde bir canlandırın lütfen. Atlas okyanusunu yüzerek geçen bir Deve bulmasının imkansız olduğunu anlayabilmenizi bekliyorum. Yürüyerek okyanusu geçmekten hiç söz etmiyorum. Yukarıdaki ayete daha dikkatli bakarsak, İslamın kapsama alanının yaya ve Deve ile gelinebilecek uzaklıklar olduğu rahatlıkla anlaşılabilecektir. Kurana göre islamın geçerlilik alanı en fazla deve ile yolculuk mesafesidir. Hatta daha mantıklı gerçekçi bir yaklaşımla At ile seyahat eden Milletler için islam geçerli değildir görüşünü savunabilirim.
Daha akıllı bir insan ise, Kuran Allahtan gelen bir kitap olsaydı Hac.27 ayeti Çeşitli ulaşım araçlarıyla gelsinler şeklinde olurdu. Kuranı oluşturan insanlar biraz dikkatli olabilselerdi, kuranda rüzgarla giden gemilerden sözedildiğine göre, en azından gemilerle gelin diye yazması gerekirdi.
Hac ibadetine gitmenin Kuran da yürüyerek veya deveyle yapılması söylenir. Bir Rus yada Viking deve bulup hacca gidemez. Burada deve olmayan yerlere hitap edilmediği ortadadır. Başı bozukluğun haydutluğun kol gezdiği eski dönemlerde seyahat güvenliği yoktur. İspanyadan Kabe ye Gidecek insanlar o devirde yaya yada deveyle gidebilir miydi? Gidebilse geri dönebilir miydi?
İslam tüm Dünyaya gelmiş olsa Amerika ve Asya kıtalarının varlığının kuranda belirtilmesi ve Muhammedin bu kıtaları keşfetmesi beklenirdi. Çünkü oradaki insanlara anlatılma görevi vardı. Kuranda Coğrafi olarak meyve ve yiyeceklerin Mekke ve çevresinden örnek verildiği görülür. Portakal ve mandalinadan söz edilmez. Kabak, Domates, patates, Fasulye, Mısır, Ayçiçeği Amerika'nın keşfinden sonra Asya kıtasına gelmiştir. Kuranda bu sebzelerden sözedildiğini göremezsiniz.
Bu mealci ve Kuran bilenler Allahtan korkmuyor mu? Korkmuyorlar çünkü kendilerinin İslam konusunda sorumlu olmadığını en iyi onlar biliyorlar. İslam'cılar, Kuran ın bir Kavim e değil bütün kavimlere gönderildiğini anlatmak için bir ayet getirirler.
ENBİYA-107.biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.
Yukarda saydığımız o kadar ayet ve delil karşısında, bir tek bu ayete sarılarak her şeyi kurtarma çabasına girerler. Bu ayetteki Alem Arapça dır. Ayeti gördüğünüz gibi ayetin her yeri çevrilirken, sadece Alem kelimesi Arapça olarak bırakılmıştır. Alem kelimesi Kuranda bir çok yerde bilenkişi anlamında çevrilirken burada öylece bırakılır. Diyelim ki, Doğru ve bir şekilde Alem lafı herkes anlamındadır. Bu kurtarmaya yeterli olmuyor. Dil ve anlatımlarda ancak Dünya alem kelimesi herkesi ifade eder. Alem olarak Mekke alemini kastetmeniz de mümkündür. Kuranın geldi dendiği dönemde Araplar için Alem Mekke ve Medine dir. Muhammed söyle bir emir gönder se,cümle alem gelin diye, en fazla Mekke nin hepsi gelir. Yada kime söylediyse söylediği kişinin ailecek hepsinin gelmesini istemiştir. Buradan tüm Dünya anlamı çıkmaz.
Kuranı anlayarak okumak ve düşünebilmek zorunluluğu vardır. Kuranı okuyan Türk, İranlı, Afganlı Müslüman olamaz. Bu Milletler kendilerine ait olmayan bir dinle kandırılmışlardır.
İslam Din'i Emperyalist bir özellik taşıdığı için islamı kabul eden toplulukların kültürlerini yok eder.Türkler açısından bakıldığında islam Türk geleneklerine göreneklerine uygun olmayan bir dindir. Bu nedenle İslam Türklerin üzerinde başarı sağlayamamıştır.
İslamda kadın erkek bir arada bulunması günah olsada, Türklere Haremlik selamlık uygulatılamamıştır.
İslamda kadının sokağa çıkması yasak olsada, Türklerde Kadın erkek halk oyununu engelleyememiştir. İslamda müzik yasak ve günah olsada, Türkler için halk Türküleri ve ozanlar vazgeçilmez olmuştur.
İslamda Yönetici halife yada dini lider kuralı olsada, Türkler asırlar boyu Meclis kurultaylar yaparlar.
İslamda kadınların ev yönetme hakkı olamazken, Türklerde asırlar boyu kadınlar meclislerde yar alırlar.
Türklere uygun olmayan İslam dini, Türklüğe ihanet edenler tarafından geleneklerimize uydurulmaya çalışılmıştır. Türklerin Araplara efendim demesini sağlayabilmek için islam dini Türklere göre yorumlanmaya başlanmıştır.Bu yeni Din'in islam'la hiçbir ilgisi yoktur.Adı İslam olarak söylenen bambaşka bir dindir. İslamın kurallarının Uygulandığı Kuran geçersizleştirilmiştir. Türklerde iş öyle bir dereceye gelmiş ki, Siz Müslümanlığı bilmiyorsunuz kurana uymuyorsunuz diyen yobazlar doğru söylediği halde, Yobazların Müslüman olmadığını düşünen bir Türk halkı oluşturulmuştur. Mezhepler, tarikatlar ve cemaatlerle asıl Müslümanın ne olduğu anlaşılmaz hale gelmiştir. Yönetme gücünü elinde tutan kesim halkı koyun gibi yönetebilmek için Türk e göre bir Müslümanlık uydurmuştur. Ancak okuduğunuz gibi İslamın Türklerle hiçbir ilgisi yoktur.
http://www.turkish-media.com/forum/topic/304098-islam-arap-dinidirturk-milletinin-degil/~
- - - - - - -
- - - - - - -
Murathan_Mungan-Uc_Aynali_Kirk_Oda.epub
BRIAN_WAY-PINOKYO_33-39.doc
Adnan_Yucel-Atesin_ve_Gunesin_Cocuklari.pdf
Moskof.epub
F._M._Dostoyevski-Tatsiz_Bir_Olay.pdf
18:05 12.699.230 DE_EN_TOPLUM_VE_CEZA_HUKUKU_A_ISINDAN_K_VE_MALA_KAR_I_C_R_MLER_N_50_YILI_VE_GELECE_113682-96313.pdf
Dario_Fo-Neredeyse_Kadin_Elizabeth.pdf
Minimum-Essentials-of-English.pdf
V._S._Ramachandran-Oykucu_Beyin.pdf
Ekonomi_El_kitabi-Prof._Sadun_Aren.pdf
Ergun_Candan-Gizli_sirlar_Ogretisi.epub
Afsar_Timucin-Destanlar.pdf
Visne_Bahcesi-Anton_Cehov.epub
Marsli-Andy_Weir.pdf
Philip_Dunn-Baris_Sanati.pdf
Apartman-Emile_Zola.mobi
Knulp-Hermann_Hesse.mobi
Riboli-Il_mio_primo_Bach_Vol.2.pdf
Stage_3-Christine_Lindop-Australia_and_New_Zealand.pdf
TUM_HASTALIKLARIN_ZIHINSEL_NEDENLERI.pdf
Postmodern_Toplumdan_Kesitler-Yasar_Cabuklu.mobi
Stanislaw_Lem-Yenilmez.epub
Baris_Bicakci-Bizim_Buyuk_Caresizligimiz.epub
Turkce_5.pdf
Homeros-Odysseus.pdf
Osho-Erkek_ve_Kadin_Olmanin_Otesi.epub
Elveda_Gulsari-Cengiz_Aytmatov.epub
c7-STEADY-STATE_EQUIVALENT_CIRCUIT_AND_PERFORMANCE.pdf
ARAPCA_KURSLAR_Ebu_Abdulmumin_Tekin_Mihci_2.pdf
Werber-Karincalarin_Devrimi.pdf
- - - - - - -
"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Eposta adresleri (Derdiniz varsa buradan ulaşın.) | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net oraj.poyraz@openmail.cc HvLWPtIjJR8X@protonmail.com 0PjukdvspdUh@mail2tor.com |
Tor ağı üzerindeki web siteleri Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız. | : | http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/ http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder