27 Ağustos 2024 Salı

PROF. DR. SÜLEYMAN ÇELİK: ATATÜRK, SOVYETLER VE NATO



PROF. DR. SÜLEYMAN ÇELİK: ATATÜRK, SOVYETLER VE NATO

scelik44@gmail.com

Atatürk Milli Mücadele'yi başlatmak üzere yola çıktığında, karşısına en çok Amerikan güdümünü (mandasını) savunanlar çıktı. Sivas Kongresi'nde neredeyse manda kabul edilecekti. Kongre'ye Tıbbiye delegesi olarak katılmış, Askeri Tıbbiye öğrencisi Hikmet'in (Boran) tepkisinden de yararlanarak böyle bir karar alınmasını engelledi ve kendi kararını açıkladı:

"Ulusun bağımsızlığını, gene ulusun azim ve kararı kurtaracaktır. Yabancı bir devletin korumasını ve desteğini kabul etmek, insanlık özelliklerinden yoksunluk, beceriksizlik ve miskinliği itiraftan başka bir şey değildir. Bu nedenle biz, 'ya istiklal (bağımsızlık) ya ölüm' diyoruz!.."

Bağımsızlık tutkusunu da şu sözlerle dile getirir:

"Özgürlük ve bağımsızlık benim karakterimdir. Ben ulusumun en büyük ve ecdadımın en değerli mirası olan bağımsızlık aşkı ile dolu bir adamım…

Tam bağımsızlık, bizim bugün yüklendiğimiz görevin özüdür. Tam bağımsızlık denildiği zaman, elbette siyasi, mali, iktisadi, adli, askeri, her konuda tam bağımsızlık demektir. Bu saydıklarımdan herhangi birinde bağımsızlıktan yoksunluk, ulusun ve ülkenin gerçek anlamda tüm bağımsızlığının olmaması demektir."

* *

Başta Enver Paşa olmak üzere, İttihatçılar Almancı idiler. Birinci Dünya Savaşı başlarken Ordunun komutasını Alman komutan ve kurmaylarına verdiler. O sırada Sofya'da ateşe olan Yarbay Mustafa Kemal, Enver Paşa'ya mektup yazarak buna itiraz etti. "Almanların, bizim değil kendi çıkarlarını düşüneceklerini" bildirdi…

Çanakkale cephesinde 19'ncu Tümen Komutanlığına atandığında, bağlı olduğu 5'nci Ordu Komutanı'nın bir Alman, Mareşal Liman von Sanders (LvS) olmasından rahatsız oldu. Muharebeler sırasında kararlarını beğenmediği LvS ile sürekli tartıştı. Çünkü LvS ve diğer Alman komutanların amacı zafer kazanmak değil, muharebeleri mümkün olduğunca uzatarak düşmanları Osmanlı topraklarında oyalamak ve böylece tüm güçleriyle Almanya'ya saldırmalarını önlemekti!..

Bu düşünceye bağlı olarak uygulanan yanlış taktik ve kötü yönetim sonucu savaşın kaybedilmesi olasılığı belirince, LvS panikledi. Çünkü Çanakkale muharebeleri kaybedilecek olursa düşmanlar İstanbul'u ele geçirecek ve başkentini kaybeden Osmanlı savaş dışı kalacaktı. Sonuçta korktukları başlarına gelecek, düşmanlar tüm güçleriyle Almanya'ya saldıracaktı!

Bu panikle Atatürk'e sordu: "sence çıkış yolu nedir?" Atatürk, "komutanlığı bana devretmeniz" dedi. Mareşal alaylı bir şekilde, "çok gelmez mi?" deyince Atatürk, "az bile gelir" dedi!..

Bunu söylediğinde Atatürk 34 yaşında yarbay, LvS ise 60'ın üzerinde mareşal rütbesindeydi.

LvS, Ordu komutanlığını vermedi ama işler iyice kötüleşince Anafartalar Grup Komutanlığını vermek zorunda kaldı. Görevi kabul etmek için istediği ek birlikleri de emrine verince, Atatürk kolordu seviyesinde bir birliğin komutanı oldu. Birinci ve İkinci Anafartalar zaferlerini kazanıp savaşın kaderini değiştirdiğinde, LvS de hakkını teslim etti. Önce albaylığa, ardından da Enver Paşa'nın gönülsüzlüğüne karşın, generalliğe yükselmesini sağladı…

* *

Atatürk, doğuştan önder (lider) niteliklerine sahip bir dâhidir. Çocukluğundan beri bulunduğu her ortamda önder rolünü üstlendi. Yönetiminde söz sahibi olmayacağı hiçbir hareketin içinde yer almadı ve kendisini hiçbir zaman kullandırtmadı. İhtirasları aklının önünde olan Enver Paşa ise egosu biraz okşandığında kolayca kullanılabilecek bir kişiliğe sahipti.

Birinci Dünya Savaşı kaybedilince, İttihat Terakki'nin önde gelen üç paşası, Talat, Enver ve Cemal paşalar, kaçıp Almanya'ya sığındılar. Büyük dost sandıkları ve ne istedilerse verdikleri Almanların kendilerini koruyacaklarını düşünüyorlardı. Fakat emperyalistlerin dostu olmaz, kullandıkları insanlar olur. İşleri bitince çiğnenmiş sakız gibi onları atar, kullanabilecekleri başkalarını bulurlar! Bunların da başlarına aynı şey geldi. Kimse yüzlerine bakmadı.

Talat Paşa bir Ermeni tarafından şehit edildi. Katil suçsuz bulunarak serbest bırakılınca Enver ve Cemal paşalar Almanya'dan da kaçtılar. Cemal Paşa Tiflis'e, Enver Paşa Moskova'ya gitti. Cemal Paşa Tiflis'te bir Ermeni tarafından şehit edildi. Enver Paşa Moskova'da Bolşeviklerle görüşerek, "kendisine yardım ederlerse Türkiye'de uydu bir Sovyet Cumhuriyeti kuracağını" bildirdi.

* *

Atatürk Ulusal Kurtuluş Savaşı'na başlarken Sovyetlerden yardım isteyince, Sovyetler Türkiye'yi de bir uydu devlet yapmak istedi ve Türkiye Komünist Partisi'ni (TKP) kurdurdu. O buna yanıt olarak, çok yakın arkadaşlarına başka bir Komünist Partisi kurdurarak, "ben güdüm altına girmem" demek istedi. Bunun üzerine Bolşevikler, o sırada Moskova'ya gelmiş olan Enver Paşa'yı kullanabileceklerini anladı ve Atatürk'ün yerine Enver Paşa'yı desteklemeye karar verdiler.

Enver Paşa'nın, yakında Baku'da toplanacak olan Doğu Halkları Şürası'na katılmasını ve toplanacak 50 bin kişilik kuvvetle Anadolu'ya girerek hareketi ele geçirmesine karar verildi. Fakat tam bu sırada Sakarya Zaferi kazanılınca, sağduyulu bir lider olan Lenin olaya el koydu: "Gördüğüm kadarıyla Enver Paşa maceracı. Biz de sonunun ne olacağı belli olmayan bir maceraya girmeyelim. Mustafa Kemal sosyalist değil. Fakat öyle görülüyor ki akıllı bir antiemperyalist. O'nun kazanacağı zafer, ortak düşmanımız emperyalistlere büyük bir darbe olacak, bu bizim de işimize yarayacaktır" dedi ve böylece Enver Paşa projesinden vaz geçildi ve Ankara'ya yardım edilerek desteklenmesine karar verildi…

* *

NATO'nun "demokrasi ve özgürlüklerden yana bir savunma örgütü olduğu", masalına kananlar, "İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyetlerin Türkiye'ye saldırgan emeller beslediğini, buna karşı Türkiye'nin NATO'ya girerek ülke bütünlüğünü koruduğunu; Atatürk yaşasaydı, O'nun da aynı şeyi yapacağını, yani NATO'ya gireceğini" öne sürmektedirler.

En dar zamanında bile Amerikan ya da Sovyet güdümüne girmeyi kabul etmeyecek kadar bağımsızlığına ve özgürlüğüne tutkun bir insan olan Atatürk, olası bir Sovyet tehdidinden korkarak NATO'ya girip Amerika'nın güdümünü kabul eder miydi?..

Olaya biraz yakından bakalım:

İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'ne saldıran Almanlar, önlerine çıkanları ezip, her yeri yakıp yıkarak Moskova ve Petersburg önlerine kadar geldiler. Kuşatılan kentlerde insanlar açlık ve hastalıklardan kırılırken, imdatlarına kara kış yetişti. Sibirya soğuklarına alışık olmayan Almanlar, tank ve diğer motorlu araçları da soğuktan çalışmayınca çareyi kaçmakta buldular. Böylece Sovyetler kara kış sayesinde yok olmaktan kurtuldu ve İkinci Dünya Savaşı'nın galipleri arasında yerini aldı. Bununla birlikte, savaşta varını yoğunu tüketmiş, çoğu asker 20 milyon kayıp vermiş, ülkesi yakılıp yıkılmış durumdaydı.

* *

Osmanlı'nın "Düvel-i Muazzama" dediği, zamanın en güçlü devletleri İngiltere, Fransa, İtalya ve ABD tarafından ülke işgal altında. İşgalciler tarafından desteklenen, "megali idea" masalı ile beyinleri yıkanmış fanatik Yunanlar üzerimize saldırmış, Anadolu'da ilerlemekte. Bu koşullarda, yani tehdit değil işgal ve saldırı altında iken bile Amerikan mandasını kabul etmeyip "Ya İstiklal Ya Ölüm" demiş bir insan, şimdi kolu kanadı kırılmış durumdaki Sovyet tehdidinden korkup Amerika'ya teslim olur muydu?

Ordunun komutasının Alman komutanlara verilmesine bile karşı çıkan bir insan, tüm silahlı kuvvetlerini Amerikalı bir generalin emrine verir miydi?

Amerika'nın kullanılmış silahlarını alacağım diye özenle kurup geliştirdiği ve tam bağımsızlık için zorunlu gördüğü, ulusal savunma sanayisini yıkar mıydı?

"Tam bağımsızlık" diyen bir insan, "Milli Savunma"nın yanında, başına özellikle "milli" sıfatını koyduğu MİT ve Milli Eğitim ile Dışişleri'ni Amerikalılara teslim eder miydi?..

Amerika'nın TSK içinde, personelinin aylığını bile kendisinin verdiği "Özel Kuvvetler Komutanlığı" kurduktan sonra, bunun da asker ve sivillerden oluşan, "Kontrgerilla" ya da "Gladyo" olarak adlandırılan, tüm yurtta yaygın karanlık bir örgüt ağı oluşturmasına izin verir miydi?

NATO'cu arkadaşlar kararlarını, bu sorular üzerinde düşündükten sonra versinler!..



🇹🇷

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Arapları aldatarak Osmanlı Devleti aleyhine kışkırtıp isyana sevkeden İngiliz casusu Lavrence'in, yardımcıları Nuri Said, Faysal ve Şerif Hüseyin ile birlikte Şam'da Türkleri katlettikten sonra: Evet onları isyana ben kışkırtmıştım. Ama böylesine vahşice kan dökeceklerini hiç tahmin etmemiştim. Bazı mahalleleri gezerken silahsız Türk askerlerinin nasıl öldürüldüklerine bakamadım; tiksindim bu vahşetten diyerek itirafta bulunmuştur…

~(Kaynak: İlhan Bardakçı; İmparatorluğa Veda, Hülbe Yayınları, İstanbul/1985, s.572)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Az once bir Fransiz turist Sultanahmete nasil gidecegini sordu, ben de onu Sultangaziye yolladim.
Eyyy Fransa, bu daha baslangic!
==aa00007065
- - - - - - - - - - - - - - - -

Ozan Arif

~Sus!.. Kraldan fazla kralcı olma,
Utan ulan biraz utan şerefsiz!..
Sakın ha beyliği ağzına alma,
Konuştukça boka batan şerefsiz!..

Beylik kim, sen kimsin tövbe et tövbe!..
Bey kısmı ellere kalır mı gebe?
Senden aşirete bey mi olur be?
Aşireti ele satan şerefsiz!..

Aşiretin temel taşını söküp,
Hayalini söküp, düşünü söküp,
Kurtları aldatıp dişini söküp,
Götürüp davara katan şerefsiz!..

Kendi eski kapımızı batırdın,
Yeni diye el kapsına götürdün!
Kendin gibi sevdamızı bitirdin,
Kendi gönüllerde biten şerefsiz!..

Vâkıf olamadın bizdeki aşka!
Eller ile girdin devamlı meşke!
Bu gün böyle dersin yarın bir başka
Sözünü yalayıp yutan şerefsiz!..

Yalan mıyım dansöz gibi kıvırdın,
Yönümüzü başka yöne çevirdin,
Şoför yaptık arabayı devirdin,
Bizi uçuruma atan şerefsiz!..

Bülbül idik gülümüzden ettin sen!
Töremizden ilimizden ettin sen!
Yahu bizi yolumuzdan ettin sen,
Rotan belirsiz be rotan şerefsiz!..

Böğürmeden konuş adam ol önce,
Çıtın çıkmaz el hakaret edince,
Ele çıkmaz ama bize gelince,
Çatlak zurna gibi öten şerefsiz!..

Ne huzur bıraktın ne bizde dirlik,
Bundan sonra seni görmemek körlük,
Sadece sen değil seninle birlik,
Artık sana alkış tutan şerefsiz!..

Çok geç anlaşıldım içim yanıyor,
Ama şükür artık herkes tanıyor!
Halâ kendisini kağnı sanıyor,
Kağnı gölgesinde yatan şerefsiz!..

Vatan-matan bu Arif'i kandırma,
Kendini hiç vatanperver sandırma,
Senin derdin koltuk, lafı döndürme,
Senin umrunda mı vatan şerefsiz!~

- - - - - - - - - - - - - - - -

ZEYBEKLİĞİN ALEMİ YOK…

https://www.youtube.com/watch?v=9njiDdn3Dz8

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kadinlarimiz erkeklerden daha cok aydin, daha cok verimli, daha cok bilgili olmak zorundadirlar.
1923.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Her Gece Mi Bu Uykusuzluk?

~Her gece mi bu uykusuzluk!
Hele saatin tıkırtısı!
Ya karasinek düşünceler!
Çıldıracağım bu gidişle;
Yatak değil sanki cehennem.

Deliksiz bir uykuysa vaadin,
Günün dolmuş veya dolmamış,
Gençliğime filan bakmadan,
Derhal gelebilirsin ölüm;
Kapı açıktır, lamba sönük.

Cahit Sıtkı Tarancı~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Si post fata venit gloria, non propero.
* * *
Eger sohret olumden sonra gelecekse hic acelem yok.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsanın kendini fethetmesi zaferlerin en büyüğüdür.


Platon'dan Eflatun özlü sözler
Bin peygambere bedel…

- - - - - - - - - - - - - - - -

DEPREM ÇIĞ UÇAK KAZASI OLMAMIŞ GİBİ…

https://www.youtube.com/watch?v=gkX-vaaU3-8

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dusundugumuz bildigimizden cok daha az,
Bildigimiz sevdigimizden cok daha az,
Sevdigimiz var olandan cok daha az,
Boylece, gercekte oldugumuzdan cok daha az kendimiziz.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - -







- - - - - - -

Anthony_Horowitz-Ermisler_yada_gunahkarlar.doc
Resat_Nuri_Guntekin-Eski_Sarki.pdf
Ruya_Tabirleri_II-Bilinmiyor.epub
William_Shakespeare-Kral_Lear.epub
294_Numarali_Hinis_Mufassal_Tahrir_Defteri.pdf
Roger_Zelazny-Isik_Tanrisi.epub
Ferenc_Molnar-Pal_Sokagi_Cocuklari-Pal_Sokagi_Cocuklari.mobi
MAlbert_NChomsky_ESHerman-Postmodernizm_ve_Sol_Bilim_ve_Postmodernizm_Tartismalari.epub
Moliere-Cimri.pdf
Gokyuzu-Resat_Nuri_Guntekin.epub
Ne_Yapmali_-Vladimir_Ilyic_Lenin-Evrensel_Basim_Ya.mobi
Lenin-Ne_Yapmali.epub
Stage_1-Nick_Bullard-The_Adventures_of_Tom_Sawyer.pdf
John_M_Ellis-Postmodernizme_Hayir.epub
Robinson_CRUSOE-Daniel_DEFOE.epub
Muhammed_Mustafa_1.epub
Aziz_Mahmut_Hudai-Siirleri.pdf
Upanisadlar-Anonim.epub
Arthur_C._Clarke-Safak_Projesi.epub
Mehmet_Alagas-TAPUSUZ_SULEYMAN.epub
Dunya_Mitolojisi_-_Donna_Rosenberg.epub
Rahmet_Peygamberi-Ebu_l-Hasen_en-Nedvi.mobi
DAVID_JOSS_BUCKLEY-DOLARES_CLAIBORNE.doc
Dictionary_of_Modern_Colloquial_French.pdf
Edgar_Allan_Poe-Ligeia.pdf
O-Stephen_King.epub
Kenan_Isik-Abdulcanbaz.pdf
Lenin_Cilt_2-Butun_Iktidar_Sovyetlere-Tony_Cliff.epub
Albert_Camus-Yanlislik_CS.pdf
Sadik_SENDIL-Kocamin_Nisanlisi_2.pdf

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder