Diğer bir ihtimal de budur. Belki de Panteist bir Müslüman da olabilirsiniz. Burada bir nüans var, yalnız dikkate edin. Panteizmin Müslümanlığı reddettiğini söylemek güçtür. Her iki sistem aynı beyinde birbiriyle kavga etmeden yaşayabilir. Vahdet-i Vücut ilkesi bir çoklarının kafasında zaten yaşayan bir fikirdir. |
Panteizm ya da Tümtanrıcılık (Doğatanrıcılık, Kamutanrıcılık)
Evrenin bütününü Tanrı olarak kabul eden felsefi görüştür.
Panteizm'de, pan-enteizm'den (kamusaltanrıcılık) farklı olarak her şey Tanrı'nın bir parçası olarak kabul edilir, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı'dır.
Tanrı'nın evrenden ayrı ve bağımsız bir varlığı yoktur.
Tanrı doğada, nesnelerde, insan dünyasında vardır.
Spinoza ağırlıklı Panteizm algılayışına göre, Tanrı her şeydir ve her şey Tanrı'dır.
- Tanrı-evren-insan ayırımı yoktur, böyle bir ayrım aklın yanılsamasıdır.
- Tanrıbilimsel olarak; Tanrı, evren ve insan; birdir, aynıdır.
- Aşkın bir Tanrı var olmadığı gibi, herhangi bir yaratmadan da söz edilemez.
Spinoza'nın bu görüşü, ailesinin göç ederek ayrıldığı Endülüs İspanya'sındaki ünlü mutasavvıf Muhyiddin İbn Arabi'nin etkisiyle oluşmuştur.
Bilindiği gibi, Arabî'nin görüşü "Vahdet-i Vücut" olarak ileri sürülmüştü.
Ancak birçoklarının sandığının aksine, Spinoza'nın Panteizmi ile Arabî'nin Vahdet-i Vücut anlayışı birbirinin aynı değildir.
- Spinoza'da, Tanrı evrendedir ve evren kadardır.
- Arabî'de ise Evren, Tanrı'dadır ve bu durum Tanrı 'yı sınırlamamaktadır.
Türk islam düşünürü Ahmed Hulusi, eserlerinde "la ilahe" sözü ile tanrının olmadığı ve olamayacağına bununla birlikte genel olarak ezoterizmde ve özel olarak da tasavvufta işaret edilen; tüm mevcudatın varlık sebebi ve tek vücud sahibi olanın Allah olduğuna değinmektedir.
İngiliz düşünürü Whitehead'e göre, Tanrı'nın her türlü değişmenin ötesinde değişmez bir niteliği ve bunun yanında bir de değişen ve oluşan bir niteliği vardır.
Tanrı değişmeyen yanıyla devinimi başlatmıştır ve evrenin bilincindedir.
Ancak Tanrı bu konumda kalmış olsaydı; ilk devindirici, özgür, öncesiz ve yetkin olarak kalacak ama varoluşa katılmamış olacaktı.
Diğer niteliği ile ise Tanrı, değişme ve oluşma sürecinin içinde ve bilincindedir.
Bu nedenle Tanrı'nın evrende içkin (evrenin maddesine karışmış, evrenin içinde bulunan) olduğunu söylemek de doğrudur.
Evrenin Tanrı'da içkin olduğunu söylemek, Tanrı-evren ilişkisinin karşılıklı olduğunun farkına varışın göstergesidir.
Süreç felsefesi olarak da ifade edilen ve White Head 'le başlayan bu akıma Pan-enteizm ya da Diyalektik teizm denir.
Pan-enteizme göre Tanrı, hem değişmeyen (mutlak), hem de değişen (göreli) dir.
- Hem zamanın içinde, hem dışında; hem sonlu, hem de sonsuzdur.
- Aynı zamanda hem tikel, hem tümel; hem neden, hem sonuçtur.
Hartshorne, Tanrı'nın bir soyut bir de somut iki yüzü olduğunu söyler.
Soyut niteliğiyle Tanrı; mutlak, etkilenmez, erişilmez ve değişmezdir.
Somut yanıyla ise etkilenir ve değişir.
Tanrı bu iki niteliğinde de yetkindir.
Ancak bu yetkinlik klasik Teizmdeki gibi değildir.
Oradaki yetkinlik, değişmeyen donmuş bir yetkinliktir.
Buradaki yetkinlik değişir, ancak bu değişme Tanrısal bir değişmedir.
Yani yetkinliğe doğru değil, yetkinlik içinde bir değişmedir.
Bu tanımla Pan-enteizm, hem Deizmden hem de Panteizmden ayrılır.
Özet olarak; Panteizm ile Pan-enteizm arasında önemli bir fark vardır.
- Panteizmde her şey tanrıdır.
- Pan-entezimde ise, her şey Tanrı'dan sudur etmiştir (oluşmuştur).
- Ruhun tek amacı, oluştuğu Tanrı'ya dönmektir.
- Bunun da yolu tek evrensel yasa olan evrim/tekamül'den geçmektir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Panteizm
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Kendini hak ile meşgul etmezsen, batıl seni işgal eder. İmam Şafi
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Sağlık için atılan bir adim, tedavi için atılan yüz adımdan daha yararlıdır.
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Haksızlığın karşısında susan dilsiz şeytandır. Hz.muhammed (s.a.v) Hadis-i şerif
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder