Üste çalışan birkaç yüz yerel sivil memur ve çalışan düşünülürse bu rakam hiç de çok değildir.
Bu oyların sahiplerinin hepsinin ihanet içinde olduğunu bile düşünsek, zaten üsten dışarı sızan istihbaratı açıklamış oluruz.
Orana vursak 0,0079 civarında bir ihanet oranı buluruz.
Gönül sızmış ajanların oranının sıfır olmasını ister elbette.
Peki ya Ankara'da bakanlıklar, Meclis ve diğer sivil kurumlarda durum nasıl acaba bir de ona bakmak lazım.
Malum bölücülükle mücadele sadece TSK'nın görevi değil.
Hatta yerel yönetimler de devletin kurumlarından değil mi?
Bir de oraları düşünmek lazım.
Benim tahminim o taraflarda bırakın % şu kadar ajanın sızmış olmasını, hem yerel hem de merkezi yönetimde devletin çoktaaaaaan, bölücü ve cematçiler tarafından ele geçirildiği yönünde.
On 18.06.2011 03:56, Aytekin GiRAY wrote:
Seçim sonuçlarını düşünürken aşağıdaki haberdeki kırmızılı kısımları da düşünün. Açıklaması olan varsa beri gelsin.
-----------------------
Askerlerin sandiginda hangi parti birinci oldu?
Diyarbakir 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanligi 8. Ana Jet Ussu Komutanliginda gorevli asker ve personelin oy kullandigi sandiklarda AK Parti'ye oy cikti.
Sinir otesi hava operasyonlari organize eden, ucuslari gerceklestirilen birim olan us komutanliginda BDP'nin destekledigi bagimsiz adaylara oy verilmesi dikkat cekti.
Gectigimiz haftasonu yapilan 12 Haziran'da 24'ncu donem milletvekili secimlerinde Diyarbakir'da 10 sandigin kuruldugu 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanligi 8. Ana Jet Ussu Komutanliginda oy kullanan askeri personelin tercihi AK Parti'den yana oldu. Hava Ussu'nde kullanilan oylarin bazilari BDP'nin destekledigi bagimsiz adaylara da ciktigi goruldu. Diyarbakir'da 1199, 1200, 1201, 1202, 1203, 1204, 1205, 1206, 1207 ve 1208 nolu sandiklarda oy kullanan askerlerin yuzde 50'sine yakini AK Parti'ye oy verdikleri ogrenildi.
10 sandikta toplam kullanin oy orani 2 bin 399 olurken, bu oylarin 1158'i AK Parti'ye, 662'si CHP'ye, 491'i MHP'ye verilirken, BDP'nin destekledigi Bagimsiz aday Nursel Aydogan'a 8, Emine Ayna'ya 3, Serafettin Elci'ye 1, Altan Tan'a 3 ve teror orgutu KCK'dan tutuklu bulunan Hatip Dicle'ye de 4 oy ciktigi bildirildi.
Diyarbakir 2. Taktik Hava Kuvvet Komutanligi 8. Ana Jet Ussu'nun oy kullandigi sandiklarda 2007 secimlerinde AK Parti'ye bin 500 oy cikmisti. 2007'de MHP 900, CHP ise 600 oy almisti. Hava Ussu'nde oy kullananlar, ust duzey rutbeli subaylar, astsubaylar, uzman cavuslar ile eslerinden olusuyor. Us'te calisan bazi sivil memurlarin da bu sandiklarda oy kullandigi ogrenildi.
AJANS5
http://www.azeribalasi.com/askerlerin-sandiginda-hangi-parti-birinci-oldu-t51100.html?t=51100
POLİTİK BİLİMAykut GökerSeçim sandığı seçimlerden önce düşündürücüydü; Pazar akşamı içinden çıkan sonuçlar daha da düşündürücü...Sandık Sonuçlarının DüşündürdükleriToplumsal dokumuz konusunda kabaca da olsa bir fikre sahip olanlarımız için AKP'nin sandıktan birinci parti olarak çıkması şaşırtıcı olmadı. Ancak, oy oranının %50'ye yükselmesi, doğrusu, pek çoğumuz için çok fazla beklenen bir sonuç değildi. Bunu beklemezken, işin içine kendi duygularımızı kattığımız muhakkak... Ama yine de, bu sonucu çoğumuzun önceden göremeyişinde duygularımız ne ölçüde rol oynadı, toplumsal doku konusundaki yanılgılarımızın payı ne kadar, bunu bilmek gerek. Bunun için de siyaset bilimcilerimizin, toplumbilimcilerimizin araştırmalarına, çözümlemelerine ihtiyacımız var. Bu elbette, kendimiz hiç kafa yormayalım anlamına gelmiyor.Sandıktan çıkan sonuçlar verili koşul olarak alındığında, bilim, teknoloji, sanayi alanlarında ne gibi gelişmeler olur ya da hangi çıkmaz sokaklarda yol almaya devam edilir; bunlar üzerinde bugünden birkaç şey söylemek mümkün... İsterseniz, seçimlerden önce merak ettiğimi yazdığım iki noktaya geri dönerek oradan başlayayım.O iki nokta, adının önünde akademik unvan taşıyanlarımızın, bir de sınaî üretimle uğraşanlarımızın seçimdeki oy dağılımlarının ne olacağı idi. Seçim sonuçlarına bakarak bunu kestirmek elbette mümkün değildi. Bunu öğrenebilmek için, bu kesimleri temsil eden örneklemler üzerinden yapılacak anket çalışmalarına ihtiyaç vardı. Ama ne yaparsınız, merak bu... Bu merakım, sonuçları gördükten sonra ortadan kalktı mı? Hayır. Ama o sonuçlardan hareketle, önümüzdeki dönemde, üniversitelerimizde ve sanayide neler beklenebileceğine ilişkin bir şeyler söylemek mümkün.Şu çok açık: Üniversitelerimizde, AKP'ye gönülden ya da başka nedenlerle bağlı akademik unvanlı kişi nüfusu artacak. Bunun ne anlama geldiğini bilim dünyamız herhâlde benden çok daha iyi bilir. Bu nüfus artışının üniversitelerimizde yaratacağı muhtemel olumsuzlukları önleyebilmek, gerçek bilim insanlarımızın gösterecekleri toplumsal duyarlılığa bağlı... Zaman, bilim insanlarının toplumsal sorumluluklarını hatırlama zamanı...Peki, sınaî üretimle uğraşanları ne bekliyor? Muhtemelen, içlerinden, sanayimizin tasarım ve yeni ürün geliştirmede yetenek kazanmasını, kısacası, teknolojide yetkinleşmesini samimi olarak isteyenler, bu yönde çaba gösterenler, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı'nın 'Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'na dönüştürülmesini iyiye yorarak sandık başına gittiler. İlk bakışta böyle düşünmekte haklı da olabilirlerdi. Çünkü, bu değişikliğin hemen seçimlerden önce kanun hükmündeki bir kararnameyle yapılıvermesinin ana nedenleri her ne olursa olsun, bilim, teknoloji ve sanayi meselesini bir bütün olarak görmeyi ve gerekli politika düzenlemelerini bu sistemik bütünlük içinde yapmayı önleyen, bürokrasi kesimindeki çok başlılık, getirilen bu yeni düzenlemeyle ortadan kalkabilirdi ve pek çok ülkede böyle bakanlıklar vardı...Gerçekten de, temel araştırmaların Türkiye için taşıdığı yaşamsal önemi ve bu araştırmaların da aslında, aynı sistemik bütünlüğün olmazsa olmaz koşulu olduğunu göz ardı etmeyecek ve bu araştırmalar konusunda nihaî kararın üniversite ve ilgili bilim kurumlarınca verilmesi gerektiğinin bilincinde olacak bir 'Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı', çok eskiden beri şikâyet konusu olan eşgüdümsüzlüğü ortadan kaldırabilir.Ama, unutmamak gerekir ki, yeni kurum kurmak ya da mevcudun statüsünü değiştirmek sorunlara tek başına çözüm getirmez. Bilim, teknoloji ve sanayideki o sistemik bütünlüğü görebilmek; gerekli strateji ve politikaları bu bütünlük içinde ortaya koyup uygulatabilmek ve sonuçta, özellikle bilim ve teknolojide yetkinleşmeyi başarabilmek her şeyden önce bir kültür meselesidir. Ve işaret etmiştim ki, AKP böyle bir kültürün ve o kültürü, sağ ideolojinin bakış açısıyla da olsa, oluşturmak isteyenlerin siyasî temsilcisi değildir.Açıkçası, sanayi kesiminden, kendilerini, teknolojide yetkinleşme meselesine adamış olanları da zor günler bekliyor. Sonuç alabilmeleri, her zamankinden çok, onların kendi çabalarına bağlı olacak...
http://ulusalgundem.net
http://sosia.org
Genel UYARI!
Sayin Uyelerimiz,
Obekte cikan yazilarin sorumlulugu, ILGILI YAZININ SAHIBINE aittir. Obek kurucusu, moderatorler ve diger uyeler sorumlu tutulamazlar. Obege uye olanlar, uye olduklarinda yazilarindan sadece kendilerinin sorumlu olduklarini kabul etmislerdir.Bu ifadeler her iletinin altinda yer almaktadir, bu nedenle uyeler bu kosullarin varligindan haberdar olmadiklarini iddia edemezler.
Gelisen sartlara ve gonderilen postalara gore; yukaridaki uyarilara, ilave uyarilar yapma hakkimizi da sakli tutuyoruz.
Saygilarimizla
AKIL CAGI 1919 YONETIM
To unsubscribe from this group (Obekten cikmak icin), send an email to:
akilcagi_1919-unsubscribe@yahoogroups.com (adresine bos bir mesaj gonderiniz)
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Ask dünyanin en tatli mutlulugu ile en derin acisindan yaratilmistir. Bailey
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder