Zahide Uçar KA-ZAN-DI-RIL-DI
Başbakan "demokrasi kazandı" diyor kendine sunulan(!) balkonundan…Kazandırıldı!
Başbakan "demokrasi kazandı" diyor kendine sunulan(!) balkonundan…
O dediğin demokrasi Türkiye'de "DE-BOKRASİ" olalı çok oldu. Kazanan demokrasi değil, SOROS'un turuncu "DE-BOKRASİ"sidir.
Kutlarım sayın Erdoğan, seçim sonuçlarını bu kadar hızlı verebildiğiniz için(!).. Demek ki seçimde görevliler "tayyi mekan" eyledi. Keza sandık sonuçlarının toplanıp il merkezlerine ulaştırılması ve saat 16:10 itibarı ile sonuçların verilmeye başlanması "tayyi mekan" gerektirir(!).. Teyzenizin oğlu Cengiz ER twitter da saat 16:10'da AKP'nin oyu Güneydoğu'da %60'ları buldu diye yazmış. Hızınıza ve becerinize erişmek ne mümkün(!)? Kah seçim sandığındasınız, kah yatak odalarımızda… Kah bilgisayarlarımızda, kah telefonlarımızda…
Bengitürk TV de Murat İde seçim sonuçlarını tek bir haber ajansının verdiğini söyledi. Hangi haber ajansı dersiniz? Cihan Haber Ajansı… Cihan Haber Ajansı Fetullah Gülen Cemaatine ait bir ajans… Bu ajans birçok haberde psikolojik operasyon merkezi gibi hareket etmiştir.
Devletin köklü bir kurumu olan Anadolu Ajansı neden devre dışı bırakıldı? Doğan Haber Ajansı, IHA neden yok?
"YGS, KPSS, TUS yaz, F tipine gönder, şifre cebine gelsin. Polis Koleji sınavı yaz, F tipine gönder, 100 soru banko cebine gelsin(!).. Seçim sonucu yaz, Cihan Haber Ajansına gönder, sandıklar sayılmadan seçim sonuçları cebine gelsin."
Murat İDE bir başka konuya daha dikkat çekiyor. Cihan Haber Ajansı kendilerine seçim sonuçlarını haber yapma konusunda bir demo göndermiş. O demoda AKP'yi %55 gösterirken MHP'yi baraj altında göstermiş. Bu durumda demoyu tutmayan tek sonuç MHP'nin barajı aşmış olması. Sanırım tepkiden korktular ve bu kadarının da hiç inandırıcı olmayacağını gördüler.
Buna rağmen, saat 16:10 gibi sonuçların verilmesi de aslında kör gözün parmağı misalidir.
Bana göre AKP gene birinci parti idi ama oyu%38-40 tan fazla değildi.
Savaş Süzal Yeniçağ Gazetesindeki (08-03-2011) tarihli yazısında "ABD Seçim Sonuçlarını şimdiden biliyor" başlıklı bir yazı yazmıştı. O yazıda;
"Hatırlarsanız geçmiş ve gelecek seçimler için kuşku duyduğumu yazmıştım. Washington'da geçenlerde bu konuda tüylerimi diken diken eden ve kuşkularımı doğrulayan bazı duyumlar aldım. Kaynağım Amerikalı bazı yetkililer. Wikileaks falan değil. Bir vesile ile söylediklerinin bende kalacağından emin olan, Amerikalı bazı üst düzey yetkilileri ile yakın bir tarihte yaptığımız bir sohbet sırasında duyduklarım beni dehşete düşürdü.
Konumuz yaklaşan seçimlerdi. Amerikalılar öylesine emin ki kankaları Erdoğan'ın seçimi kazanacağından, hem de büyük fark atacağını söylüyorlardı. Hele hele hiç şans tanımadılar kaybetme olayına. Ben alternatiflere değindikçe kabullenmediler, bıyık altından da güldüler. Yalnız bu sözlerinin temelinde yaptırdıkları bir kamuoyu yoklaması mı var, yoksa bildikleri başka bir şey mi? Bilemiyorum.
Düşünün seçime yaklaşık üç ay var ve Erdoğan'ın Amerikalı ağabeyleri Türk halkının nasıl ve kime oy atacağından çok emin. Daha halk sandık başına gitmeden seçimler için emin olmak, nasıl bir oyun acaba? Özür dilerim ama 1980 Kenan Evren darbesi öncesi ve sırasında Washington'dan yapılan açıklamaları hatırlattı bana.
Acaba daha 2007 ve önceki seçimlerde oynanan bilgisayar oyunlarına mı güveniyorlardı?
Ama onların en ufak tereddüt duymadan yaptıkları açıklamalar, Türk halkı için bence felaket habercisi. Zira, eğer ABD işbaşına getirdiği Erdoğan'ı bir dönem daha Türkiye'nin başında tutacaksa, anlaşılan ülkemin başına gelecek inanılmaz kötü şeyler var demektir. Bunların başında Türkiye'nin bölünmesinden tutun da bir katilin Meclis'e girmesine kadar bir dizi felaketi sayabiliriz. Hoş, ne yani memleketi hırsızlarla katiller paylaşırsa ne olurmuş da diyebilirsiniz?" diyordu.
SECİSS seçim sistemi ile alınacak sonuç budur.
Sandığa umut bağlayanları uyarmıştık. Küresel güçlerin 3. Paylaşım savaşının kilit noktası olan Türkiye'yi kendi seçimine bırakacağını mı sanıyordunuz? SECİSS seçim sisteminde işte bu yüzden diretildi.
Kimse küsmesin, umutsuzluğa kapılmasın. 1919 şartlarını yaşıyoruz. Atatürk ve silah arkadaşları kimseye küsmemişti. Onlar sadece düşmanla cephede savaşmadı, bir de içeride ki düşmanla iç cephede savaştı. Bunu sakın unutmayın.
Atatürk kendisini özleyeceklerini söyleyen çocuklara ne demişti? Ben hepinizin içindeyim. Beni özlediğinizde aynaya bakın."
Biz başaracağız! Sandıkla falan değil, Atatürk'ün yaptığı gibi. NUTUK'da yol gösterdiği gibi. İçimizdeki Atatürk'ü rehber edinerek başaracağız.
Unutmayın; "bir ayık adam bin uyuyan insana bedeldir!.."
Kazandıranlardan Meja Var(!)...
Barkey Amerika'dan seçim sonuçlarını yorumlamış. Mesajlar muhteşeeem(!)..
Diyor ki:
a) AKP %50 civarında oy almasına rağmen milletvekili sayısı azaldı. Bu iyidir. Daha uzlaşmacı olacaktır.
Tercümesi: "Daha uzlaşmacı ol, toplumda biriken gazı al. Uzlaşmaz bir tutumla istediğimiz yeni anayasayı yapamazsın. Yaparsanız ters teper. Bu da bizim işimize gelmez."
b) CHP beklenen oyu alamadı. Sebebi Silivri sanıklarını aday olarak göstermesidir. Kendini anlatmak yerine sanıkları aday göstermesini halka anlatmakla zaman geçirdi. Halk bu durumdan hoşlanmadı.
Tercümesi: "Bizim içeri tıktıklarımızı vekil yaparak dışarı çıkartmaya kalkmanın cezasız kalacağını mı sandınız? Halk (gerçekte BİZ) bu durumdan hoşlanmadık."
c) BDP aldığı oy ile Kürtlerin temsilcisi olduğunu ispat etmiştir.
Tercümesi: "Hani siz BDP yüzde kaç oy alıyor ki de Kürtleri temsil ettiğini söylüyor diyordunuz. İşte, aldığı (aldırdığımız) oyla Kürtlerin Temsilcisi yaptık. Artık PKK nın siyasi kanadı Kürtleri temsil ediyor. Sonuçlarına hazır olun."
d) Yapılacak yeni anayasa uzlaşmayla ve yapılmalı ve son anayasa olmalı.
Tercümesi: "Yeni anayasayı istediğimiz gibi çıkartın. Bu anayasa son anayasanız olacak. Çünkü benim istediğim biçimde yazılacak."
Anlaşılan Amerika acele ediyor ve Barkey üzerinden seçtirdiklerinden DİYETİNİ istiyor.
Z_eucar@yahoo.com.tr
NOT-1: Basılan fazla oy pusulaları ne oldu? Bunlar nasıl imha edilecek? Kim imha edecek? Sayılacak mı? Ne kadarı kullanıldı? Muhalefet bu işi mutlaka takip etmeli.
NOT-2: Erdoğan CHP ve MHP'nin PKK ile işbirliği yaptığını söylemişti. PKK nın etkin olduğu hiçbir yerde MHP yok, CHP yok. Kim var? AKP!!.. Kim kiminle işbirliği yapmış ortada.
PKK'yı besleyen ve kullanan merkez ile AKP'yi büyüten, SECİSS yöntemiyle seçtiren merkez aynı merkezdir. Beraberce bir kukla devlet kurmaya çalışıyorlar. Olmayanı kurmaya çalışırken, olanın nasıl bir direnç göstereceğini de göz ardı ediyorlar.
NOT-3: Seçim sonucuna göre AKP tek başına anayasa değişikliği yapamayacak. Anayasa için diğer partilere ihtiyacı var. Sadece BDP desteği ile çıkarmaya kalkarsa tepki alır. İşte Ali Cengiz oyunu da burada başlıyor. Şöyle ki: ABD YCHP'yi test edecek. AKP'nin ABD'de görücüye çıkardığı anayasa taslaklarına YCHP destek verirse ABD testini geçecek ve ancak o zaman diğer seçim için AKP'nin alternatifi olarak değerlendirilecek. Baykal nasıl 1 Mart Tezkeresine hayır demenin bedelini ödedi ise, YCHP de yeni Soros anayasası ile test edilecektir.
http://www.internetajans.com/default.asp?t=wa&wid=18&aid=3301
-- -~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~-~ Duos habet et bene pendentes! İki tane var ve düzgün sarkıyorlar.(Bayan Papa Jeannedan beri yeni Papa seçilirken yapıldığı söylenen cinsiyet kontrolünde Papanın bayan olmadığını doğrulayan söz.) Latin Atasözü
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder