21 Ağustos 2024 Çarşamba

İSMAİL SAYMAZ: HUKUK DEVLETİNİ EMCÜKLEDİLER



İSMAİL SAYMAZ: HUKUK DEVLETİNİ EMCÜKLEDİLER

15-Ağustos-2024

Erdoğan, geçen gün HAMAS'ın lideri İsmail Haniye için milli yas ilan edilmesine karşı çıkanlara "Cibiliyeti bozuk" dedi.

Halkın Kurtuluş Partisi, hakaretten, halkı kin ve düşmanlığa tahrikten şikayetçi oldu.

Ne çıkar?

CÜMLE ALEM BİLİYOR Kİ KOCA BİR HİÇ!

Erdoğan'ın hakaret yelpazesinden örnekler sunayım:

Sürtük, çürük, haysiyet fukarası, şerefsiz, onursuz, vatan haini, eşkiya, kan emici, ahlaksız…

Bu hakaretleri bir muhalif kullanmış olsaydı, davalardan başını kaldıramazdı. Fakat Erdoğan söylediği için siyasi belagate örnek diye alkışlanıyor.

Birine "Gerizekalı" demek suç mudur?

Söyleyene ve hedef alınan kesime göre değişiyor.

Erdoğan'ın vaktiyle bir CHP'li milletvekili için miting meydanında rahatlıkla kullanabildiği bu ifade İzmirli Dilruba Kayserilioğlu'nun tutuklanmasına yetti.

BİLDİK TROL KAMPANYASI

Tüylü Mikrofon adlı YouTube kanalı İzmir Karşıyaka Çarşı'da 33 yaşındaki Kayserilioğlu ile sokak röportajı yapıyor.

Kayserilioğlu, sokak hayvanlarıyla ilgili yasal düzenlemeyi ve Instagram'ın engellenmesini eleştirirken, yasakları savunan AK Partililere "Beyni emcüklenmiş birer gerizekalısınız" diyor.

Bu ifadenin kaba, rahatsız edici, yakışıksız ve incitici olduğuna hiçbir şüphe yok.

Yok da…

Kayserilioğlu'nun evinden gözaltına alınarak, iki suçtan birden içeri atılmasını gerektirecek yanı var mı?

Daha önce onlarca muhalifin kurbanı olduğu yandaş kampanya Kayserilioğlu'na da işletildi.

İlk önce görüntüler X'e düşürüldü.

Ak-troller "Tutuklansın" diye çıngar çıkardı.

AK Partili siyasetçiler ve gazeteciler yaygaraya katıldı.

En son partizan yargı devreye girip Kayserilioğlu hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. Ve genç kadın annesiyle yaşadığı evden alınarak, Emniyet'e götürüldü.

BİR EYLEM, İKİ DOSYA

Halkı kin ve düşmanlığa tahrik ve cumhurbaşkanına hakaretten işlem yapıldı.

İzmir Güvenlik Şube Müdürlüğü'nde iki suçtan ifade verdi.

İfadesinde, sokak röportajındaki cümlelerini kabul eti ve şöyle dedi:

"Gerizekalı kelimesi aşağılama veya hakaret amacı taşımamaktadır. Anılan kelimeyi söylerken, hayvan katliamına ve diğer yasaklara koşulsuz şekilde destek veren kişilerin bu kararların ne derece olumsuz etki yaratabileceklerini anlayamadıklarını kastettim. Tamamen şahsi fikrimdir ve ifade özgürlüğü kapsamında söylenmiştir. Röportajda devlet büyükleriyle ilgili hiçbir yorum bulunmamaktadır."

'Cumhurbaşkanını kastetmedim'

Kayserilioğlu, bırakılması gerekirken, savcılığa çıkarıldı.

Şüpheli tek, eylem tek, hatta savcı da tek…

Buna rağmen iki dosya açıldı.

Kayserilioğlu:

"Herhangi bir devlet makamını ve şahsı hedef almadım. Gerizekalı kelimesini Instagram'ın kapatılması ve hayvanların katledilmesi olaylarının hangi neticeyi doğuracağını anlamayan vatandaşlara yönelik kullandım. Cumhurbaşkanını yahut başka bir şahsı kastetmedim. Zaten konuşmam dinlendiğinde hakaret kastıyla bu sözleri söylemediğim ortaya çıkacaktır. Emcükleme kelimesini kullanma amacım ise tek seferde emme anlamı iledir."

ÖZÜR DİLEDİ

Kayserilioğlu, iki dosyadan da İzmir 6. Sulh Ceza Hakimliğine çıkarıldı.

Aynı hakim huzurunda şunları söyledi:

"Bir şahsı veya grubu hedef almadım. Eleştiri ve ifade özgürlüğü kapsamında sorulan soruya cevap verdim. Hakaret amaçlı bir ifadede bulunmadım. Farklı bir anlam veya anlaşılmaya sebep olduysa özür dilerim."

Kayserilioğlu, iki suçtan ayrı ayrı tutuklandı.

Tutuklama için "kuvvetli suç şüphesinin varlığı, suçun niteliği, yasada öngörülen cezanın üst sınırı" gerekçe gösterildi.

Avukatı Hüseyin Yıldız'ın verdiği bilgiye göre iki savcı ve bir hakim değişti. Sanki Kayserilioğlu'nu tutuklamaya sevk edecek savcı, tutuklayacak hakim arandı.

Bizi gerizekalı mı sanıyorsunuz?

Kayserilioğlu, 12 Ağustos'tan beri tutuklu.

Kanun çıkar çıkmaz Niğde, Altındağ, Silivri, Bartın ve Ahlat'ta sokak köpeklerini zehirleyerek veya kurşunlayarak öldürmek halkı kin ve düşmanlığa tahrik sayılmıyor. Ancak halk "Gerizekalı" ifadesinden infiale kapılıyor, öyle mi?

Siz bizi gerizekalı mı sanıyorsunuz?

Keyif şekilde yasaklanan Instagram'da Erdoğan'ın Cuma günü mesajı yayınlaması vatandaşa hakaret etmek değil midir?

"Kemalistlerin karılarını cariye yapmak, Müslümanlara haktır" diyeni, "Erdoğan'a dokunsunlar kafalarını keseceğiz, biz cihada hazırız" diye tehdit edeni serbest bırak…

"Gerizekalı" dedi diye Kayserlioğlu'nu iki suçtan tutukla.

Bu, hukuk devletini emcüklemektir.

JANDARMA GENEL KOMUTANI ARİF ÇETİN, EMEKLİ EDİLİYOR

Türk Silahlı Kuvvetleri'nin atama ve terfi kararları açıklandığı halde İçişleri Bakanlığı'na bağlanan Jandarma Genel Komutanlığı kararnamesi hala çıkmadı.

Bu gecikmenin nedeni Jandarma Genel Komutanı Arif Çetin'in göreve devam edip etmeyeceğine ilişkin henüz bir karar verilememiş olması.

İçişleri Bakanlığı, 65 yaşını geçen Çetin'i emekli etmek istiyor. Çetin ise hukuken devam edilebileceğini savunarak, karara itiraz etse de bakanlık aynı görüşte değil.

Çetin, eğer bir son dakika değişikliği olmazsa emekli edilecek.

Arkasında tartışmalı bir fotoğraf albümü bırakacak.

Çetin, İçişleri Bakanlığı adına kart bastıran AK Gençlik Ocağı Başkanı ve Alaattin Çakıcı'nın eski danışmanı Ferhat Aydoğan'ı makamında ağırlamıştı.

Organize suç örgütü liderliğiyle suçlanan Selahattin Yılmaz'ın oğlunun antika dükkanını ziyaret etmişti. Yılmaz da iki kez Çetin'in makamına gelmişti.

'Demir Yumruk' adlı operasyonda suç örgütü liderliği iddiasıyla gözaltına alınan Hüseyin Eryılmaz'ın Hatay'daki fabrikasını ziyaret etmişti.

Cinayetten ceza aldığı için Gürcistan'a kaçan Metro Turizm'in sahibi Galip Öztürk'ün evinde misafir olmuştu.

Çetin'in Paramount Otel'in sahibi Cihan Ekşioğlu ile de fotoğrafı var.

Çetin, eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya yakın bir isim… Görünürde yaş haddinden emekli ediliyorsa da bu albüm, kararda etkili olmuş olabilir.

⦿ https://halktv.com.tr/makale/hukuk-devletini-emcuklediler-861578

🇹🇷

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

GÜLMEYEN KADERİM

Gülmeyen kaderim
Nedir gözlerimdeki hüzün bilmiyorum
Giç gülmek istemiyor kalbim
Belki sevdiğime kavuşamadığımdan
Belkide hiç gülmeyen kaderimden

Bir efkardır içimde sürüp gidiyor
Belkide zalim insanlardan
Belkide vicdansız dünyadan
Hiç gülmek istemiyor kalbim

Görenler
Mutlu sanıyor
Bilseler gözlerim her gün ağlıyor
Dermansız yaran kanıyor
Bir efkardır içimde sürüp gidiyor

~Okan İLYAN~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Baba Malı Tükenir.

~TÜRK ATASÖZÜ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Pek çok din vardır;
fakat sadece bir tek ahlak vardır.

~John Ruskin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ey kahraman soyum ogun !
Esin yok altinda gogun !
==aa00001178
- - - - - - - - - - - - - - - -

Insanlar arasindaki yerin, onlarin senin yanindaki yerleri kadardir.
==aa00001333
- - - - - - - - - - - - - - - -

In partibus
Asli: in partibus infidelium (sadik olmayanlarin sehrinde)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ask dunyanin en tatli mutlulugu ile en derin acisindan yaratilmistir.

~Bailey~

- - - - - - - - - - - - - - - -

YILMAZ ÖZDİL : 128 MİLYAR DOLAR NEREDE?
17 Nisan 2021
1973 yılıydı.
İsveç'te her zamanki gibi yine sakin bir gündü.
Jan Erik Olsson adındaki soyguncu Stockholm'ün en kalabalık muhitinde yeralan banka şubesine girdi 32 yaşındaydı 16 yaşından beri sabıkalıydı deri ceketinin içine sakladığı hafif makineli tüfeği ve dinamit lokumlarını çıkardı hepiniz yere yatın parti başlıyor diye bağırarak tavana ateş etti.
Üçü kadın dört banka çalışanını rehin aldı müşterilerin kaçmasına izin verdi rehineleri kiralık kasaların olduğu bölüme götürdü.
Çalışanlardan biri o kaos anında sessiz alarm düğmesine basmayı başarmıştı üç dakika sonra polis ekipleri geldi silahlarını çekerek ana kapıdan girmeye çalıştılar soyguncu ateş açtı polislerden biri elinden yaralandı geri çekildiler.
Polisle soyguncu arasında kasa bölümündeki telefon üzerinden irtibat kuruldu üç milyon İsveç Kronu kapının önüne süratli bir otomobil iki çelik yelek iki çelik kask istiyorum bir şartım daha var şu an hapiste bulunan Clark Olofsonn'un da serbest bırakılarak buraya yanıma getirilmesini istiyorum dedi.
Jan'la Clark ıslahevinden arkadaştılar.
Clark bir başka banka soygunundan yakalanmış mahkum olmuştu.
Mesele başbakana iletildi.
Başbakan Olof Palme'ydi.
Kurtarma operasyonu için zaman kazanmak üzere soyguncunun şartlarını kısmen kabul etmeye karar verdiler.
Clark'ı hapishaneden çıkarıp bankaya getirdiler içeri girdi.
Kapının önüne Ford Mustang spor otomobil getirdiler.
Yine kapının önüne içinde 1.5 milyon İsveç Kronu bulunan çanta bıraktılar.
Jan'la yine telefon irtibatı kurdular.
Soyguncu yine şart koştu polis kuşatmasını kaldırın iki rehineyi serbest bırakacağım iki rehineyi yanımıza alıp gideceğiz izimizi kaybettirdiğimize inandığım zaman rehineleri bırakacağım yoksa rehinelerle birlikte bankayı havaya uçuracağım dedi.
Polis düşünelim filan dedi kuşatmayı kaldırmadı.
Gece öyle geçti.
Ertesi sabah soyguncu başbakanla görüşmek istedi.
Başbakanı telefona bağladılar.
Polise emir ver kuşatmayı kaldırsınlar dedi.
Ve sürpriz şekilde telefonu rehine kadınlardan birine verdi.
Başbakan duyduklarına çok şaşırdı.
Çünkü rehine kadının ses tonunda korkudan eser yoktu aksine başbakana yönelik öfke vardı.
Jan'a karşı davranışınızdan hayal kırıklığına uğradık niye polisleri geri çekmiyorsunuz Jan kimseye zarar vermedi onu tamamen serbest bırakmanız gerekmiyor mu? diye hesap soruyordu…
Basın olay yerine yığılmıştı.
İsveç'te herkes bu meseleyi konuşuyordu.
Soyguncu Dagens Nyheter gazetesine telefon etti.
Polisin tutumunu şikayet etti…
Telefonu bir başka kadın rehineye verdi.
Kadın rehine gazeteye dert yandı kurtulma şansımız var ama başbakanın ve polisin katı tutumu Jan'ı çaresiz bırakıyor dedi…
Gazete bu görüşmeyi manşet yaptı.
Tartışma başladı.
Birçok kişi soyguncuyu savunuyor polisi suçluyordu…
İki gün geçti.
Üç gün geçti.
Altı gün geçti durum kilitlenmişti.
Polis operasyon başlattı özel harekat içeri girdi soyguncular ve rehineler kasa bölümünde sıkıştırıldı kasa bölümünün tavanına delik açıldı yemeklerinizi artık kapıya bırakmayacağız buradan vereceğiz denildi.
Soyguncular planı anlamıştı.
Tavandaki delikten bayıltıcı gaz sıkacaklardı.
Kadın rehinelerden birinin boynuna ip bağladılar ayakları yere değecek şekilde tavana astılar kadının ayakları yere değdiği için ölüm tehlikesi yok ama içeriye gaz sıkarsanız bayılır yere yığılacağı için boğularak ölür rehinenin katili siz olursunuz diye bağırdılar.
Havanın kararması beklendi.
Polis gazı bastı.
Gaz maskeli özel harekatçılar tavandan daldı.
Soyguncular teslim oldu rehineler sağ salim kurtarıldı.
Gel gör ki… Polisler gaz bulutuyla içeri dalarken rehineler soyguncuların önüne siper oldu ateş etmeyin diye bağırıyorlar soyguncular vurulmasın diye kendi vücutlarını kalkan yapıyorlardı.
Jan Erik Olsson'a on yıl hapis cezası verildi.
Clark Olofsonn ise mevcut mahkumiyetine bir yıl hapis ilave edilerek yeniden cezaevine gönderildi.
Tuhaflıklar devam etti…
Rehineler kendi aralarında para topladılar soyguncuların mahkeme masraflarını karşılamaya destek oldular.
Soyguncular lehine ifade vererek daha az ceza almalarını sağladılar.
Gazetelere röportajlar verdiler aslında pek çok defa kaçma fırsatları olduğu halde kaçmadıklarını çünkü kendilerini tehlikede hissetmediklerini soyguncuların kötü niyetli olmadığını anlattılar.
Bizi öldürmeyeceğini gerekirse bacağımızdan vuracağı söyledi sadece bacağımızdan vuracağını söylediğinde ne kadar nazik ve düşünceli bir insan olduğunu görmüştük dediler.
Polisin aniden operasyon yapacağını soyguncuları vuracağını tahmin ediyorduk polise engel olmak için soyguncuları yalnız bırakmamak için tuvalete bile gitmiyorduk dediler.
Erkek rehine onu kahraman olarak görüyorduk bile dedi…
Sık sık hapishaneye giderek soyguncuları ziyaret ettiler.
Hatta içlerinden biri soyguncuya aşık olmuştu nişanlısından ayrıldı soyguncunun hapis cezasını doldurmasını bekledi…
Soyguncu Jan Erik Olsson sekiz yıl sonra bırakıldı.
Tayland'a gitti.
Market açtı.
Bir daha suça bulaşmadı.
Tayland'ta evlendi çocuğu oldu.
30 yıl sonra İsveç'e geri döndü.
Otomobil tamirhanesi açtı.
Şu anda 80 yaşında hâlâ İsveç'te yaşıyor.

Bu psikolojik tuhaflık milat oldu.
Kavramlaştırıldı.
Stockholm Sendromu adını aldı.

Baskı ve şiddet yaşayan insan eğer yaşadığı sıkıntının sebeplerini doğru tahlil edemiyorsa ezilmesine rağmen ezenin yanında yeralıyor ezeni savunuyor hatta ezene minnet duyuyor.
Kesintisiz baskı baskıya uğrayan kurbanı travmatik bağlanma sürecine itiyor kurban itiraz edeceğine despota bağlanıyor.
Kurban gönüllü kurbana dönüşüyor.
İçinde bulunduğu tehlikeyi reddediyor.
Baskı ortamında ne kadar uzun süre kalırsa baskı yapana o kadar çok bağlanıyor.
Hayatta kalma içgüdüsü ve dış dünyadan soyutlanma bu sendromun ortaya çıkmasına sebep oluyor.
Kurban ihtiyaçlarını karşılayabilmek için baskı yapana muhtaç olduğunu düşünürse kendisini yalnız ve çaresiz hissederse baskı yapanın küçücük jestleri kurbanın gözünde büyüdükçe büyüyor minnete dönüşüyor.

Stockholm sendromu rehineler ve aile içi şiddete maruz kalanların yanısıra… Özellikle toplumdan izole halde yaşayan tarikat-cemaat benzeri yoğun dini baskı ortamlarında görülüyor.

Bana sorarsanız…
Merkez Bankası tartışmalarına bu çerçevede bakmakta fayda var.

Teşbihte hata olmaz elbette İsveç'teki gibi silahlı bir banka soygunu filan değildir haşa.
Ama dört dörtlük Stockholm sendromu'dur.

Çünkü…
Nerde bu para diye soruluyor.
Soranlara kızıyorlar iyi mi…

Hakikaten nerede bu para diye merak edeceklerine paranın akıbetini merak edenlere saldırıyorlar.
Paramızın hesabını vermesi gerekenleri savunup paramızın hesabını soranlara küfür ediyorlar.

Rehineleri tarafından kahraman ilan edilen Jan Erik Olsson'un bankadan kapıp izini kaybettirmek istediği para hepi topu 375 bin dolara tekabül ediyordu.
Bizde izi aranan para 128 milyar dolar…
Bizdeki sendromun ebatlarını düşünün gari…
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/128-milyar-dolar-nerede-6378295/


- - - - - - - - - - - - - - - -

Diğerlerinde gücü aramak çok daha değerlidir. Onların kusurlarını eleştirerek hiçbir şey kazanamazsınız.

~Daisaku Ikeda~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sevincin Yarısı

Kuşlar yağmur yağdırır da
Yağmur güneşi vururdu ya
Ben sana gelirdim

Sevincin yarısı ağzımda
Zambağa birikir sabahlar
Ovalar atlara binerdi

Kulesine koşuşunca deniz
Cebimde geceden yıldızlar
Arılarla ballarla kanımda

Yüreğim avuç olurdu da
Sonra çeşme de olurdu ya
Mutsuz dönüşler ayında

Ben sana gelirdim

~Melih Cevdet Anday~

- - - - - - -







- - - - - - -

Edgar_Allan_Poe-Dort_Hayvan_Bir_Arada.el.pdf
Fatih_Sultan_Mehmet_Avni-Siirleri.pdf
Gabriel_Garcia_Marquez-Bir_Kayip_Denizci.pdf
ales2007nisansayisal2.pdf
Federico_Garcia_Lorca-Konusmalar.pdf
Orhan_Veli-Butun_Siirleri.epub
ELS_14.pdf
Nazim_Hikmet-06_Yeni_Siirler_Adam_Yayinlari.pdf
Bilinmeyen_Ataturk-Ismet_Bozdag.epub
Edgar_Allan_Poe-Bir_Aslanin_Hayatindan_Pasajlar.el.pdf
Cok_Tuhaf_Sorusturma-Ferhan_Sensoy.epub
Converted_Document_001-Sibumi.mobi
Ask-i_Memnu-Halid_Ziya_Usakligil.epub
Karl_Marx-Kapital_Cilt_III.epub
G.G._DEL_TORE-DELIL_YETERSIZLIGI.doc
Clive_Cussler-Altin_Buda.epub
Murathan_Mungan-Yaz_Gecer.pdf
IBIS_ALFABE_OGRENIYOR_Cemil_Miroglu-Ortaoyun_.doc
Marcel_Proust-Kayip_Zamanin_Izinde_4-Sodom_ve_Gomorra.epub
Arthur_Conan_Doyle-Sari_Surat.epub
Talip_Apaydin-Yarbuku.epub
Peyami_Safa-Dokuzuncu_Hariciye_Kogusu.epub
Sezai_Karakoc-_Edebiyat_Yazilari_II_Disimizin_Zari.pdf
SYLVIA_BROWNE-KEHANETLER.pdf
Osmanli_Belgelerinde_Ermeni-Ingiliz_Iliskileri_1891-1893_IV.pdf
Nazim_Hikmet_02_Benerci_Kendini_Nicin_Oldurdu.epub
A_Hacker_s_Revenge-John_Backhouse.epub
Yeraltindan_Notlar-Dostoyevski.mobi
Erdinc_Aydin-SENI_COK_SEVIYORUM.doc
Moliere-Cimri.doc

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder