20 Şubat 2024 Salı

PROF. DR. NACİ GÖRÜR 17 AĞUSTOS’TA OLASI İSTANBUL FELAKET SENARYOSUNU ANLATTI



PROF. DR. NACİ GÖRÜR 17 AĞUSTOS'TA OLASI İSTANBUL FELAKET SENARYOSUNU ANLATTI

Yazar acikgazete -August 17, 2023

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde olası Marmara depremini değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Olası bir depremde İstanbul kendi kendine yetemez çünkü hastanelerin ne kadar çalışacağı, itfaiyenin ne kadar çalışacağı meçhul. İstanbul'da büyük bir kaos söz konusu olabilir" dedi. Naci Görür, olası büyük depremde İstanbul'da yaşanacaklarını anlattı.

Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde olası Marmara depremini değerlendirdi. 17 Ağustos depreminin ardından yapılan araştırmaya dikkat çeken ve zamanın daraldığını hatırlatan Prof. Dr. Naci Görür, minimum 7 üzerinde bir depremin olacağını ve afet yönetiminin İstanbul'daki ekip ile mümkün olamayacağını söyledi. Görür, acilen depreme karşı hazırlıklı olunması konusunda uyarılarda bulundu.

"İstanbul'da kaos söz konusu olabilir"

Prof. Dr. Naci Görür, depremin ardından İstanbul'a dışarıdan destek gelmesi gerektiğini ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:

Olası bir depremde İstanbul kendi kendine yetemez çünkü hastanelerin ne kadar çalışacağı, itfaiyenin ne kadar çalışacağı meçhul. Bir de bu gecekondu mantığıyla gelişmiş, plansız bir kent. Dolayısıyla yani depremde olabilecek yıkım nedeniyle burada ulaşım da olmayabilir. Veya çok sıkıntılı olabilir. İstanbul'da büyük bir kaos söz konusu olabilir.

İnsanların belli bir kısmı göçük altında kalabilir. Onlara ulaşılamayabilir cankurtaranlar çalışamayabilir. İstanbul'da bir kar yağışı, bir yağmur olduğu zaman bile biz İstanbul'un ne kadar kaosa sürüklendiğini görüyoruz. Öyle bir depremde, böyle dar yollarda üç beş binanın bile yıkılması sonucu nasıl bir şehir içinde ulaşım sağlarsınız Allah bilir. Dolayısıyla yani çok büyük bir ihtimalle aynen Güneydoğu örneğine bakarsan Güneydoğu'da nasıl hayat durduysa, İstanbul oradan daha kötü bir durumda. Çünkü hem bina yoğunluğu hem nüfus yoğunluğu daha fazla, hem de gecekondu mantığıyla gelişmiş. Gelişme diyoruz; bence gelişmiş değil, kaosa sürüklenmiş.

Şimdi öyle bir depremin olması anında İstanbul kendi kendini besleyemez. Kendi kendine yardım edemez. Özetle kendi göbeğini kendi kesemez. Muhakkak dışarıdan Marmara Bölgesi'nin dışından destek ve yardım gelmeli. Eğer İstanbul depremde yardım umut ediyorsa bunu, bu depreme uzak büyük kentlerde yaparak veya onlarla anlaşma yaparak, planlayarak bu işi yapması lazım. Destek ve kurtarıcı ekibin dışarıdan gelmesi lazım.

Ya da uluslararası ekibin yardımın gelmesi lazım. Doğru dürüst havaalanı bile yok. Belki ilk depremde şu andaki yapılan İstanbul Havaalanı devre dışı kalacaktır. Niye? Çünkü zemini nedeniyle. Nasıl Hatay'da havaalanı kalmadı? Burada da aynı şey olacaktır. Atatürk Havaalanı'nı da yıktığımıza göre belli ölçüde biz elimizden gelen yanlışlıkları maalesef biraz yapmış durumdayız.

https://acikgazete.com/prof-dr-naci-gorur-17-agustosta-olasi-istanbul-felaket-senaryosunu-anlatti/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Snowball, Bak yoldaş, demişti.
Senin onsuz edemediğin kurdele, köleliğin simgesidir.
Özgürlüğün kurdelelerden çok daha değerli olduğunu kafan almıyor mu?

~George Orwell-Hayvan Çiftliği~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Serefli ve onemli bir mevkiiniz olmasi icin bilime sariliniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

REKTÖRÜN SUCUKLA İMTİHANI

https://www.youtube.com/watch?v=i31xviZBm_o

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hayat kisa, sanat uzun, firsat fani, deneyim aldatici, muhakeme ise guctur.

~Hipokrates~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Herkes Kendi Mutluluğunun Demircisidir.

~ALMAN ATASÖZÜ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Midenizi fazla hayvan mezarligi yapmayiniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İKİ ADA Bİ SALON :))

https://www.youtube.com/watch?v=IdtmL-xeP7A

- - - - - - - - - - - - - - - -

UZAYLI GÖREN HOCA KABEYİ SORAN UZAYLI

https://www.youtube.com/watch?v=H6W9Il-I1WU




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

18 Şubat 2024 Pazar

FATİH ALTAYLI: "AFGANİSTAN’DAN TÜRKİYE’YE SİVİL GİYİMLİ BİR ORDU SOKULUYOR."

FATİH ALTAYLI: "AFGANİSTAN'DAN TÜRKİYE'YE SİVİL GİYİMLİ BİR ORDU SOKULUYOR."

https://twitter.com/i/status/1694963072346071112

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Üniforması daha gösterişli olan taraf kaybeder.

~MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından Anything that can go wrong will go wrong yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde Murphynin Kanunları mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Milli emeller, milli irade yalnız bir şahsın düşünmesinden değil bütün millet fertlerinin arzularının, emellerinin bileşkesinden ibarettir.
( 1923 ) (Atatürkün Söylev ve Demeçleri, Cilt:II)

~Kemal Atatürk
Yüce Önder.
Bu günleri çok öncelerden bilen adam.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dusmani affetmek, dostu affetmekten daha kolaydir.

~Dorothee Deluzy~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Belirgin bir anlasma ile birlikte gelmeyen baris onerileri tuzak belirtisidir.

~Sun Tzu'dan Savas Sanati~

- - - - - - - - - - - - - - - -

YILMAZ ÖZDİL : HATIRALAR OKYANUSU
10 Nisan 2021
Bazı meslekler vardır.
Sırf onu yapmak için dünyaya gelinir.
Yaşam dahil bütün fedakarlıklar göze alınır.
Deniz subaylığı gemi komutanlığı işte böyle bir şeydir.
Büyük tesadüf eseri doğum günümde onun komutanı olmuştum. Öz evlatlarım kızım Ülkem ve oğlum Ege kadar sevdiğim TCG Gaziantep… Kutsal gemim.
Ve bir rüya gördüm.
Son seferimi yapmış Gölcük'e dönmüştüm ayrılık zamanıydı.
Elveda Gaziantep'im.
Teşekkürler tadabilecğim en üstün onuru ve hazzı yaşattığın için.
Teşekkürler en hırçın fırtınalarda bizi yalnız bırakmadığın sağ salim sevdiklerimize kavuşturduğun için.
Teşekkürler Anadolu'nun okyanus denizcileri yetiştirebildiğini dünyaya ispatlamamıza olanak sağladığın için.
Elveda Gaziantep'im.
Tüm denizlerde ve her şartta makinene kuvvet pervanene kolayına derin sular demirine güvenli sularda fundo personeline huzur namlularına tam isabet dilerim.
Pruvan net denizlerin sakin rüzgarların insaflı…
Düşmanların mert olsun.
Tanrı seni daima korusun.
Bana gelince sevgili gemim… Bismillah makine dümen manevraya hazır ol kumandası verilemeyecek artık.
Ne atışının sesi duyulacak ne alevinin ışığı görülecek.
Rüzgar uğultusuna karışan makine gürültüsünde köprüüstüne yetişmek için ayakkabıyla uyunamayacak.
Uçsuz bucaksız denizde kahve yudumlanamayacak.
Yağmurla ıslanan işbaşımı değiştirmenin keyfi yaşanamayacak.
Bir daha asla gri gemide güneşin batışı güneşin doğuşu tuzlu suyun içine işlediği hava hissedilmeyecek.
Silistresin keskin sesi erat salonlarından gelen kahkahalar duyulamayacak.
Altımdaki dev çelik kitle titreşimler yaratarak geleceğe doğru yüzemeyecek.
Kuğu gibi fırkateynler yarış atı gibi asil ve hızlı hücumbotlar sarsılmaz kale denizaltılar adeta ana gibi yardımını esirgemeyen lojistik gemileri vefakar sahil güvenlik botları ve Barbaros'un leventleri… Seyredilemeyecek.
Demir taradığında seyir esnasında ana makine çöktüğünde mide krampları olmayacak ama arıza giderildiğinde duyulan mutluluk da olmayacak.
Belalı bir fırtınadan vatandan binlerce mil uzakta Tanrı'dan başka danışacağın kimsenin olmadığı anlardan başarıyla çıktığında kalpte hissedilen o duygular bir daha hissedilmeyecek.
Pazartesi öğlen bahriye usulü kuru fasulye yenemeyecek.
Gece vardiyasına çıkan pidenin lezzeti başka pidelerde bulunmayacak.
Görevdeyken baba olan personel dahili anonstan tebrik edilemeyecek.
Seyirlerde kutlanan evlilik yıldönümlerinin doğum günlerinin bayramların yılbaşıların özlemle karışık sevinçleri yaşanamayacak.
Poyraz rıhtımından hüzünle uğurlanamayacak yabancı limanlara gururla girilemeyecek dönüşte coşkuyla buluşulamayacak.
Halatlar aganta volta denilemeyecek.
Geceleri yüzlerce ışığın arasından süzülerek İstanbul Boğazı'na girilemeyecek.
Zorlu tatbikatlar için Karadeniz'e çıkılamayacak.
Çanakkale Mehmetçik Anıtı duygularımız hatıralar okyanusuna terkedilecek.
Sonra sıçrayarak uyandım.
İçim ürperdi.
Uyuyamadım bir daha.
Oturdum kaleme döktüm.

Nedir bu derseniz?
Şu an darbe iftirasıyla gözaltında tutulan emekli amiral Cem Gürdeniz'in bana gönderdiği mektup.

Ama şu anda göndermedi.
Tee sekiz yıl önce 2013 yılında kumpas iftirasıyla tıkıldığı Silivri cezaevinden göndermişti.
Yine böyle bir Nisan ayıydı o zamanlar Aydın Doğan'ın Hürriyet gazetesinde yazıyordum bu mektubu o zaman yayınlamıştım.

Tekrar okumanızı rica ederim.
Ne başlarına gelen vahşi hukuksuzluktan tek kelime bahsediyordu ne asılsız iftiralardan ne de haksız yere hapis yatırılmaktan şikayet ediyordu.

Evlatlarına Ülkem ve Ege isimlerini koyacak kadar Türkiye sevdalısı sorumluluğunu üstlendiği gemisini öz evlatlarıyla eşdeğer tutacak kadar yurtsever bir komutanın duygularıydı.

Beton tabut Silivri'deki rüyasında bile kutsal kabul ettiği gemisini gören denize hasret bir bahriyelinin yüreğindeki cam kırıklarıydı.

Bizler de rüyamızda bile görsek inanmazdık…
Kendi ordumuzun kendi vatanında esir alınacağını donanmamızın kendi sularımızda kumpas mayınıyla batırılacağını Atatürk Türkiyesi'nin cemaat-tarikat-karşıdevrim koalisyonuyla teslim alınacağını ulusal marşı korkma diye başlayan milletin korkudan sus pus olacağını rüyamızda bile görsek inanmazdık.

Ve şimdi tee sekiz yıl sonra bakıyoruz…
O korkunç dönemde darbe kumpasıyla içeri atılan aralarında Cem Gürdeniz'in de bulunduğu emekli amirallerimiz yine buram buram kumpas kokan darbe palavrasıyla yine gözaltındalar.

Takkeli-cübbeli öcüleri bile aynı olan kabusu tekrar tekrar yaşayacağımızı söyleseler rüyamızda bile görsek inanmazdık.

Dayanın amiralim.
Pruvanız net
denizleriniz sakin
rüzgarlarınız insaflı…
Düşmanlarınız mert olsun.
Tanrı sizi daima korusun.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/yilmaz-ozdil/hatiralar-okyanusu-6364410/


- - - - - - - - - - - - - - - -

Bu Devlet, Bu Ay Yıldızlı Bayrak, Bu Cumhuriyet Bizim Hepimizin.

~Recep Tayyip ERDOĞAN(RTE)
Türkiye denilen ülkenin başbakanı~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ey asil insan insanligi elinden birakma; insanliga karsi daima insanlikla muamele et.

~Kutadgu BILIG~

- - - - - - - - - - - - - - - -

GEREKİRSE…

https://www.youtube.com/watch?v=Ki3Bnnq7wdY




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

4 Şubat 2024 Pazar

BUGÜN LAİKLİK – MÜRÜVET KÜÇÜK (YENİ YAŞAM)



BUGÜN LAİKLİK – MÜRÜVET KÜÇÜK (YENİ YAŞAM)

8 Ağustos 2023

Bir imam ordusuna, yaygın basım-dağıtım ağına, Kur'an kursları ve sübyan mekteplerinden aile sorunlarına dönük danışmanlığa kadar sayısız konuda kurumsallaşıp kadro istihdam eden bu kurumun geçen yılın ilk altı ayında 9.8 milyar TL olan gideri bu yılın aynı döneminde 19.6 milyar TL.

Bugün laiklik – Mürüvet Küçük (Yeni Yaşam)

Gündem, dönemin ruhuna da uygun olarak tüm ağırlığı ve birbirini kesen başlıklarıyla alıp başını gitmeye devam ediyor. "Bu başlıklar içinde hangisi öne çıkıyor/önemli?" sorunuza "hepsi" yanıtını almanız mümkün. Takibin bile güçleştiği bu keşmekeş içinde öne çıkan ve aslında diğer başlıklarla da doğrudan ilişkili olanlardan biri de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın ardı ardına yaptığı açıklamalar ve başka gelişmelerle birlikte bu açıklamalar üzerinden dönen tartışmalardır.

Diyanet'in Kobanê Kumpas Davası'nda müdahil olma talebi ve bu talebi HDP'li siyasetçilerin "dini değerleri temelden sarstığı" gerekçesine dayandırması, uzun süredir misyon edindiği fetvacılıkta yeni bir eşiği ifade etti: Sadece toplumsal yaşam ve ilişkiler, eğitim vs. değil, mevcut hukuk sistemini de belirlemeye girişen ve bunu resmileştirmeye yönelen bir Şeyhülislamlık mertebesine geçiş…

Bu tartışmalar sürerken Diyanet ardı ardına yaptığı açıklamalarla yeni tartışmaları adeta kaşıdı. "İş yerlerimizdeki mesai saatlerini, okullarımızdaki ders programlarını Cuma namazının vaktine göre düzenleyelim" diye belirttiği bir Cuma Hutbesi yayınladı mesela. Yine katıldığı bir programda yaptığı konuşmada "Sokak röportajlarında izliyoruz. Doğru düzgün salavat getiremeyen gençler var. Bu gençlerin vebali, günahı kimde? Bu kadar yıl okullarda ne öğreniyor bu gençler, din kültürü öğretmenleri ne yapıyor? Bunun vebali hepimize zarar verir" ifadelerini kullandı.

Bir imam ordusuna, yaygın basım-dağıtım ağına, Kur'an kursları ve sübyan mekteplerinden aile sorunlarına dönük danışmanlığa kadar sayısız konuda kurumsallaşıp kadro istihdam eden bu kurumun geçen yılın ilk altı ayında 9.8 milyar TL olan gideri bu yılın aynı döneminde 19.6 milyar TL.

Sadece son dönemde yapılan açıklamalar ve Diyanet'in kazandığı kurumsallaşma boyutları bile gelinen noktada "nereye gidiyoruz?" diye sormamız için kafi. Fakat mesele tam da burada başlıyor. Aslında neredeydik de nereye gidiyoruz? Ya da aslında bir burjuva demokratik sorun olan laiklik Türkiye Cumhuriyeti devletinin kuruluşundan itibaren nasıl bir anlam taşıdı, nasıl vücut buldu ya da bulmadı? "Laiklik elden gidiyor" tartışmaları yürütülürken elden giden ne veya kendilerini ilerici-demokrat ya da sosyalist olarak tanımlayanlar açısından bu olgu nasıl ele alınmalı? Daha önemlisi, Diyanet'te simgeleşen bu gelişmeler Diyanet'in kendinde bir tutum mu yoksa Cumhuriyet'in ilk yıllarından başlayarak kapitalist gelişmenin ihtiyaçları temelinde dinle kurulan siyasal, dahası pragmatist ilişkinin güncel izdüşümü mü? Tam da bu nedenle bugün artık laiklik burjuva demokratik bir sorun mudur, kazandığı siyasal-sınıfsal içerikle nasıl bir muhteva kazanmıştır? Sorular çoğaltılabilir.

1924'te kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı, laikliği ulus devlet oluşturmanın temeli haline getiren, Osmanlı'daki ümmetçilik yerine Türkçülüğü ikame etmekte önemli bir araç olarak gören Kemalistler açısından bir çelişki değildi. Keza Türkçülüğe dayalı bir ulus devlet inşasına girişen bu asker-sivil bürokrasisi, Türk burjuvazisinin gelişip serpilmesi, Misak-ı Milli sınırlarını katılaştırmak için her türlü pragmatizme açık bir ekipti.

Ermeni-Rum-Musevi azınlıkların nüfus içindeki oranı yüzde 3'e düşürülmüştü, ancak Kürtler başta olmak üzere Çerkesler, Araplar gibi etnik farklılıkları tutkallayacak bir aracın kullanılması kaçınılmazdı. O da o Batıcı-elitist-Türk milliyetçisi Kemalist kadro için İslam'dan başkası değildi. Çok seküler görülen, dinle-devlet işlerini ayırmak konusunda nutuklar atan bu kadro açısından Kürdistan'ın tarikat ve cemaatler eliyle kontrol edilmesi, asimilasyoncu politikaların din bezirganlığıyla sentezlenmesi kaçınılmazdı. Ya da kapitalist üretimin işgücü ordusu olacak Anadolu'nun yoksul köylüsünün dinle kurduğu tarihsel devamlılığı olan ilişkinin milliyetçilikle harmanlanarak yeni bir kalıba dökülmesi yaşamsal önemdeydi. Kürtlere tarikat ağıyla taşınan "din kardeşliği"; pek Batıcı görünen yönetici elit açısından buna uygun bir seküler kimlik kazanmaları umursanmayan yoksul köylüye Türk Tarih Tezi, Güneş Dil Teorisi gibi tepeden indirilen milliyetçilik ve şovenizm! İslam da Diyanet eliyle taşınan bir garnitürdü.

İlk dönemden başlayarak din, kapitalist gelişmenin ve ulus devlet inşasının ihtiyaçlarına göre kullanılan bir aparat işlevi görmüştür. Eğitim de din ve diğer ideolojik hegemonya araçları da, sınıflar arasındaki güç dengelerine, kapitalist üretim organizasyonu ve işgücü ihtiyaçlarına göre şekillenmiştir. Dinin Diyanet eliyle kullanımının dozu ve içeriği buna uygun olmuştur.

AKP'li yıllarda dinin kullanımı ve Diyanet'in rolü bu bütünlükten bağımsız değildir. Türkiye kapitalizminin son 20 küsur yıllık gelişimi, sınıf mücadelesinin seyri, sınıflar arası güç dengelerinin değişmesi ona daha geniş bir kullanım alanı açmıştır. Bu gidişat yakın döneme kadar evrimsel bir seyir izliyordu, ancak şimdi sıçramalı bir nitelik kazanarak karşımıza çıkıyor.

Kendisini bir tedarik üssü haline getirmeye çalışan, emek gücünün köleleştirilmesinde, despotik bir emek rejimi kurulmasında ustalaşmış ülkelerle yarışan, tüm altyapısını bu hedefe göre biçimlendiren, eğitim sistemini bile yoksul halk çocuklarının "ara eleman" olarak meslek edinmesi anlayışıyla 4+4+4 modeline göre yapılandıran, uzun süredir fabrikalarda-işyerlerinde dini kaidelere uygun bir nizam kuran AKP, şimdi bu birikimi daha ileri bir noktaya taşıyor. "Şükretmeyi" ilke edinmiş, tüm sosyal ilişkilerini dinin gereklerine göre belirlemiş, sermaye karşısında tamamen edilgenleşmiş bir işçi sınıfı yaratmak için dine oldukça dinamik bir rol yüklenmiş durumda.

Bu derin kriz koşullarında dinin en önemli can simidi işlevi görmesi şaşırtıcı da değil. Fakat kabuğun altındaki gerçek keskin bir emek sermaye çelişkisi, ilişkisidir. Pekçok açıdan da Cumhuriyet'in kuruluş felsefesiyle uyumlu, onunla devamlılık arzediyor.

Tam da bu noktada Kemalist laiklik anlayışına sarılan, bu gidişatın sınıfsal içeriğine de uygun olarak antikapitalist bir mücadeleyle hareket etmeyen her türlü laiklik savunusu tarihsel olarak gericidir. Artık mesele Kemalist laikliğin bugünle ilişkisini göstermek kadar, burjuva demokratik bir sorun olan laikliğin de emek-sermaye çelişkisinin keskinleşmesi oranında devrimci bir iktidar sorunu olduğunu görebilmektedir.

https://sendika.org/2023/08/bugun-laiklik-muruvet-kucuk-yeni-yasam-689766/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Aptallar! Siz tanrıyı bilinçli bir varlık sanıyorsunuz.
Tanrı bir gücü ifade etmek için kullanılır.
Bu güç hiçbir şeyi yaratmadı, sadece işlerin yolunda gitmesine yardımcı oluyor.
Dualara cevap vermiyor, ama size bir problemi çözmeniz için yol gösterebilir.
Sizi etkileme gücü var, ama sizin adınıza karar veremez.

~Diogenes
Bir zamanlar dünyayı din yönetiyordu.
Şimdi o zamanlara Karanlık Çağlar deniyor.

Ruth Hurmence Green~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sahsiyetsiz adam toplumun dolgu maddesidir.

~Ali Suad~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hayat ile Sanat arasındaki fark, sanatın daha katlanabilir olmasıdır.

~Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Præsente medico nihil nocet
Doktor buradaysa tehlike yok demektir.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

ÇOKLU BARO SİSTEMİ

https://www.youtube.com/watch?v=5h_VEhU2AUQ

- - - - - - - - - - - - - - - -

IMKANSIZ SEYLER

Imkansiz olan seyler vardir bilirsin
Yaslanmamak gibi, olmemek gibi
Ve seni sevmemek cigan gozlum
Mumkun degil ki
Cikarip atamam icimden
Neyleyim yer etmisin bir kere
Ne zaman elime bir kagit alsam
Siner guzelligin kelimelere
Yumsam gozlerimi seni seyrederim
Devamli bir musiki kulaklarimda sesin
Mevsimler seninle baslar, seninle biter
Yil oniki ay benimlesin
Ne zaman bir gemi gorsem limanda
Alip basimi seninle gitmek isterim
Umurumda degil bu oyunlar, bu duzenler
Anlasana; seni ariyor ellerim
Imkansiz dusunmemek gecelerce seni
Ve sevmemek omur boyunca, bir gun degil
Baska caremiz yok, beni unut demistin
Mumkun degil cigan gozlum, mumkun degil.

~UMIT YASAR~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Merdan Yanardağ, Kılıçdaroğlu'nun deşifre ettiği trollere seslendi

https://www.youtube.com/watch?v=LDjlWRYoOpg

~Merdan Yanardağ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

En vefakar dostumuz golgemizdir; o da yoldaslik etmek icin gunesli havayi bekler.

~Cenap Sahebeddin~




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

1 Şubat 2024 Perşembe

PROF. DR. NACİ GÖRÜR 17 AĞUSTOS’TA OLASI İSTANBUL FELAKET SENARYOSUNU ANLATTI



PROF. DR. NACİ GÖRÜR 17 AĞUSTOS'TA OLASI İSTANBUL FELAKET SENARYOSUNU ANLATTI

Yazar acikgazete -August 17, 2023

17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde olası Marmara depremini değerlendiren Bilim Akademisi Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, "Olası bir depremde İstanbul kendi kendine yetemez çünkü hastanelerin ne kadar çalışacağı, itfaiyenin ne kadar çalışacağı meçhul. İstanbul'da büyük bir kaos söz konusu olabilir" dedi. Naci Görür, olası büyük depremde İstanbul'da yaşanacaklarını anlattı.

Bilim Akademisi Kurucu Üyesi Yer Bilimci Prof. Dr. Naci Görür, 17 Ağustos 1999 depreminin yıl dönümünde olası Marmara depremini değerlendirdi. 17 Ağustos depreminin ardından yapılan araştırmaya dikkat çeken ve zamanın daraldığını hatırlatan Prof. Dr. Naci Görür, minimum 7 üzerinde bir depremin olacağını ve afet yönetiminin İstanbul'daki ekip ile mümkün olamayacağını söyledi. Görür, acilen depreme karşı hazırlıklı olunması konusunda uyarılarda bulundu.

"İstanbul'da kaos söz konusu olabilir"

Prof. Dr. Naci Görür, depremin ardından İstanbul'a dışarıdan destek gelmesi gerektiğini ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:

Olası bir depremde İstanbul kendi kendine yetemez çünkü hastanelerin ne kadar çalışacağı, itfaiyenin ne kadar çalışacağı meçhul. Bir de bu gecekondu mantığıyla gelişmiş, plansız bir kent. Dolayısıyla yani depremde olabilecek yıkım nedeniyle burada ulaşım da olmayabilir. Veya çok sıkıntılı olabilir. İstanbul'da büyük bir kaos söz konusu olabilir.

İnsanların belli bir kısmı göçük altında kalabilir. Onlara ulaşılamayabilir cankurtaranlar çalışamayabilir. İstanbul'da bir kar yağışı, bir yağmur olduğu zaman bile biz İstanbul'un ne kadar kaosa sürüklendiğini görüyoruz. Öyle bir depremde, böyle dar yollarda üç beş binanın bile yıkılması sonucu nasıl bir şehir içinde ulaşım sağlarsınız Allah bilir. Dolayısıyla yani çok büyük bir ihtimalle aynen Güneydoğu örneğine bakarsan Güneydoğu'da nasıl hayat durduysa, İstanbul oradan daha kötü bir durumda. Çünkü hem bina yoğunluğu hem nüfus yoğunluğu daha fazla, hem de gecekondu mantığıyla gelişmiş. Gelişme diyoruz; bence gelişmiş değil, kaosa sürüklenmiş.

Şimdi öyle bir depremin olması anında İstanbul kendi kendini besleyemez. Kendi kendine yardım edemez. Özetle kendi göbeğini kendi kesemez. Muhakkak dışarıdan Marmara Bölgesi'nin dışından destek ve yardım gelmeli. Eğer İstanbul depremde yardım umut ediyorsa bunu, bu depreme uzak büyük kentlerde yaparak veya onlarla anlaşma yaparak, planlayarak bu işi yapması lazım. Destek ve kurtarıcı ekibin dışarıdan gelmesi lazım.

Ya da uluslararası ekibin yardımın gelmesi lazım. Doğru dürüst havaalanı bile yok. Belki ilk depremde şu andaki yapılan İstanbul Havaalanı devre dışı kalacaktır. Niye? Çünkü zemini nedeniyle. Nasıl Hatay'da havaalanı kalmadı? Burada da aynı şey olacaktır. Atatürk Havaalanı'nı da yıktığımıza göre belli ölçüde biz elimizden gelen yanlışlıkları maalesef biraz yapmış durumdayız.

https://acikgazete.com/prof-dr-naci-gorur-17-agustosta-olasi-istanbul-felaket-senaryosunu-anlatti/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Snowball, Bak yoldaş, demişti.
Senin onsuz edemediğin kurdele, köleliğin simgesidir.
Özgürlüğün kurdelelerden çok daha değerli olduğunu kafan almıyor mu?

~George Orwell-Hayvan Çiftliği~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Serefli ve onemli bir mevkiiniz olmasi icin bilime sariliniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

REKTÖRÜN SUCUKLA İMTİHANI

https://www.youtube.com/watch?v=i31xviZBm_o

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hayat kisa, sanat uzun, firsat fani, deneyim aldatici, muhakeme ise guctur.

~Hipokrates~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Herkes Kendi Mutluluğunun Demircisidir.

~ALMAN ATASÖZÜ~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Midenizi fazla hayvan mezarligi yapmayiniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İKİ ADA Bİ SALON :))

https://www.youtube.com/watch?v=IdtmL-xeP7A

- - - - - - - - - - - - - - - -

UZAYLI GÖREN HOCA KABEYİ SORAN UZAYLI

https://www.youtube.com/watch?v=H6W9Il-I1WU




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/