31 Ekim 2014 Cuma

Re: MKA'nin sansurlenen mektubunun asli

Bütün bunlar beyni cumhuriyet ve AtaTürk düşmanlığıyla bulanmış bir kişinin saçamalıklarıdır.

Evet, Sina ve Filistin Cephesinde verilen savaşlar bir kaç mevzii başarıya rağmen kaybedilmiştir.

Savaşların başınından sonuna sayı ve nitelik olarak üstün İngiliz  kuvetleriyle savaşılmıştır.
Savaşın başlarında cephe genelinde 160 bin olan düşman kuvvetlerinin sayısı kesin sonuçlu son muharebelerde 460 bine, en sonunda da 550 bine ulaşmıştır.
Türk kuvvetlerinin aynı cephede sayısı genel olarak 30 ila 36 bin arasında olmuştur.
Saldırganın kuvvet çarpanı en elverişli zamanlarda 1:5,3 sonuna doğru en kötü zamanlarda 1:15,2 olmuştur.
Yüksek ateş gücü sağlayan top ve ağır makinalı tüfek sayılarında da düşman lehine anormal bir kuvvet üstünlüğü vardır.

Düşman aynı zamanda savaş boyunca sürekli olarak demir yolu inşa etmiş, çok ağır kayıplaır göze alarak yapılan bütün sabotajlara rağmen bu yolu Sina Çölünü aşacak şekilde uzatabilmiştir.
Düşman sürekli olarak deniz yoluyla ikmal edilmiştir.

Sina ve Filistin Cephesi muharebelerinde yaşanan yenilgi Kemal AtaTürk'ün yenilgisi değildir.
Bu yenilgi Balkanlar, Kafkaslar, Arap Platosu ve diğer her yerde yaşanan bir sürü yenilgini bir parçasıdır.
Osmanlı orduları bütün savaşları kazanmış ancak, Kemal AtaTürk'ün komuta ettiği birkaç savaşta yenilmiş değildir.
Tam tersine, Osmanlı orduları büyük hezimetler yaşanan o yıllarda sadece Kemal AtaTürk'ün komuta ettiği birkaç savaştan galip çıkabilmiştir.
Çanakkale ve İstiklal Savaşlarıdır bunlar.

Bütün bu yenilgilerde kaybeden Osmanlı olmuştur.
Bu yenilgilerin sonucanda yaşanan etnik arındırma, katliamlar ve Soykırımımın en büyük mağduru sadece ve sadece Türklerdir.
Yaşanan bunca rezillik ve hezimetten mutlu olanlar ancak, hainler, gafiller, işbirlikçiler, ayrılıkçılardır.

Şimdi de Filistin ve Sina Cephesi Yenilgisinden bir keyif almakla siz de kendinizi bir kez daha isbat etmiş oldunuz.
Sıcak evinizde, rahat koltuğunuzda, kıçınızı emniyete almış bir şekilde, bilgisayar başından ömrü boyunca savaş meydanlarında Osmanlı, Türk milleti için ter, kan dökmüş, aziz inasanlara pislik atıyorsunuz.

Sizler ne adi, ne şerefsiz, ne vefasız insanlarsınız.
Ya da sizler ne sahtekar insanlar, hain, kalleş Ermeniler, kriptolarsınız mı demeliydim?

Haaa ben lafımı ortay koydum.
Sizler lafını kim üstüne alıyorsa o alsın.

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA

On 31.10.2014 00:23, gtiecer@aol.com wrote:
Osman bey:

Okumadiniz galiba, burada Mustafa Kemal'in kendisi kendisini ele veriyor.
Bu mektubu bizler uydurmadik.

Ayrica, sizin bahsettiginiz:

Azinliklar, tabi ki Ataturk'e karsilar (Yahudiler buyuk olcude bunun disinda; cunku Israil'in olusmasini saglayan Filistin cephesinin cokmesini 7. ordunun bas komutani M.Kemal'in Ingilizler onunde geri cekilme emri vermesi saglamisti). Ataturk, ayrica, azinliklari Turklestirmeye zorladi, mallarini mulklerini gasbetti (1936'da cikarilan bir kanunla.)
Kurtler bilhassa hem Musluman olduklari icin hem de Turk olmayiz dedikleri icin katliamlara ugratildi. Niye sevsinler Ataturk'u?

Saltanat yanlilari derken Osmanli ejdadimizi kastediyorsan bu dogrudur.
Osmanli devleti, Turklerin kurdugu en buyuk uygarlik devletidir ve 623 sene kadar yasamis, en zayif halinde bile Canakkale savasini kazanip, enkazindan Kurtulus savasini kazanan gucu cikarmistir. Herseyini kendisi icad eden Osmanli Imparatorlugunu sonlandiran, yine bir Osmanli subayi M.Kemal'dir. Yerine her seyi kopye ve tercume bir zulm cumhuriyeti yaratmistir.

Benim elimde olsaydi, ejdadimizdan bizleri ayiracak, onlari kotu gosterecek propagandaya girmezdim. Ingiltere, Holanda, Norvec gibi bir demokratik Osmanli devleti olustururdum; diktatorluk kurup harfleri degistirerek, Osmanli aleyhinde propaganda ogreterek halki ejdadindan sogutmak istemezdim. Ne olduk peki? Kuzey Kore gibii kendi yaginda kavrulup, bir diktatore tanri muamelesi yapan, irkci, din dusmani bir devlet olduk.

Ingilizler'in en yakin dostu M. Kemal'di. Churchil ve diger bazi Ingiliz ileri gelenlerinin uye oldugu bir Mason locasina uye idi. O'nu en cok ovenler bu locanin uyeleridir. Bir Ingiliz sefirini 5 sene kendisine bas danisman gibi yakin yapti; her konuda o sefirin goruslerini aliyordu. Istanbuldayken, Ingiliz isgal kuvvetleri karargahina giderek onlardan is istedi. Lozan'da Ingilizlerin her istegini kabul etti. Cumhuriyet'in ilk meclisi Mason agirlikli idi.

Onun icin bilir bilmez konusmayin; once bir arastirin oyle agzinizi acin.

Gunes




-----Original Message-----
From: Osman Şahin <osahin46@gmail.com>
To: ZEKI SAHIN <zekisahin@yahoo.com>; gtiecer <gtiecer@aol.com>; OzgurGundem <ozgur_gundem@yahoogroups.com>; "ÖZEL BÜRO MAIL GR
UBU (YUNITED TURKS MA
IL GRUBU)" <united-turks@yahoogroups.com>; "ÖZEL BÜRO MAIL GR
UBU (YİSRATÜRK MAIL
GRUBU)" <israturk@yahoogroups.com>; Oraj POYRAZ <cimcime@neomailbox.net>; Cesuryorum ... <cesuryorum@gmail.com>; Kamil Ergenekon <kamilergenekon@yahoo.com>
Cc: Huseyin Taşar <htasar5426@hotmail.com>; Ahmetdogansimsek <ahmetdogan.simsek@gmail.com>; Ali Aslan DUMANOL <adumanol@gmail.com>; Mehmet Yüksektepe <yuksektepe20@gmail.com>
Sent: Thu, Oct 30, 2014 2:10 pm
Subject: Re: MKA'nin sansurlenen mektubunun asli


YORUMA GEREK VAR MI...?!
M.KEMAL'İN ALEYHİNDE ATANLAR KİMLER...?!
AZINLIKLAR, SALTANAT YANLILARI, İNGİLİZLER, MASON'LAR, ERMENİ VE YAHUDİ KÖKENLİ KRİPTO ŞEYHLER VE MÜRİTLERİ VS...VS...
YANİ, TÜRK'E VE GERÇEK İSLAMA KARŞI OLAN DÖNMEMİŞ DÖNMELER VE HAÇLI İŞBİRLİKÇİLERİ...



30.10.2014 21:21 tarihinde, ZEKI SAHIN yazdı:
Teşekkürler Güneş Bey...

İnsanlık halidir...




On Thursday, October 30, 2014 8:10 PM, "gtiecer@aol.com" <gtiecer@aol.com> wrote:


M. Kemal'in sevgilisine yazdigi bu mektup daha once kendisine yoneltilen birkac elestiriyi birden dogruluyor.
1. Bu mektuplar, bircok diger tarihi olaylarin tasfirinde oldugu gibi, Ataturk'u kotu gostermemek icin sansure ugratilmis;
2. Ataturk, acikca ben imanli degilim; ama, askerlerim imanli oldugu icin imanli gorunerek onlara her dedigimi yaptiriyorum diyerek Islamiyet'i once kullanip sonra Islam'a savas actigi elestirisini dogruluyor.
3. Kendi milletinin inanclariyla alay ediyor.
 
Gunes

http://www.yenisafak.com.tr/aktuel/ataturkun-sansurlenen-mektubu-697056

Atatürk'ün sansürlenen mektubu

YENİSAFAK.COM.TR / AKTÜEL | 30 EKİM 2014, 13:31

Mustafa Kemal'in yazdığı ve Peyami Safa'nın sansürleyerek yayınladığı mektupların özgün halleri Derin Tarih'in Kasım sayısında yer aldı. Corrinne Lütfi'ye gönderdiği mektupta Atatürk, askerlerinin "cennette huriler karşılayacağı için" şehitliğe olan inançlarına vurgu yaparken kendisinde böyle bir duygu olmadığını belirtiyor. Atatürk'ün, Peygamber Efendimiz ile ilgili yorumu da dikkat çekiyor.



Albay Mustafa Kemal'in Maydos'tan İstanbul'daki Corrinne Lütfi'ye yazdığı özel mektupların sansürlendiği ve yer yer tahrife uğradığı ortaya çıktı. Hacettepe Üniversitesi Mütercim Tercümanlık Bölümü Eski Öğretim Üyesi Yesevizâze Alparslan Yasa'nın Derin Tarih'te ele aldığı mektuplar, Mustafa Kemal'in fikir ve inanç dünyasına dair kuvvetli ipuçları veriliyor.
Peyami Safa'nın 1965 yılında sansürleyerek yayınladığı mektupta Mustafa Kemal, askerlerinin şehitliğe olan inancını överken, "Benim adamlarım şehâdet peşinde koşmakla hiç de aptallık etmiyorlar! Peygamber ne kadar akıllıymış! Nasıl da erkeklerin hakîkî ihtirâslarının farkındaymış! Ben şahsen, bu mü'minlerle aynı hasletlere sâhib olmak gibi bir kabiliyetten maatteessüf mahrûm bulunuyorum..." satırları dikkat çekiyor.
Derin Darih'in Kasım ayı sayısında sansürsüz olarak yayınlanan mektuptan bir bölüm şöyle:
'..Burada hayat hiç de öyle sâkin geçmiyor; gece gündüz başımızın üstünde durmadan şarapneller ve muhtelif topların daha başka mermileri patlıyor; bir taraftan mermiler vızıldarken, diğer taraftan bombaların gürültüsü topların gürültüsüne karışıyor... Hakikaten bir cehennem hayatı yaşıyoruz!
Neyse ki askerlerim hem cesurlar, hem de düşmandan çok daha mütehammiller! Zâten kalblerindeki inanç da, ekseriyâ ölmeyi gerektiren emirlerimin îfâsını fazlasıyle kolaylaştırıyor. Çünki onlara göre ancak iki semâvî netîce olabilir: Ya gazî, yani muzaffer, ya da şehîd olmak!
Bu sonuncusunun ne mânâya geldiğini bilir misiniz? Dosdoğru Cennete gitmek! Ki orada, hûrîler, yâni Allâh'ın yarattığı bu en güzel kadınlar, onları ağırlayacak ve ebediyen onların emrine âmâde olacaklar! İşte size en yüce saâdet!
Görüyorsunuz ya, Hanımefendi, benim adamlarım şehâdet peşinde koşmakla hiç de aptallık etmiyorlar!
Peygamber ne kadar akıllıymış! Nasıl da erkeklerin hakîkî ihtirâslarının farkındaymış!
Ben şahsen, bu mü'minlerle aynı hasletlere sâhib olmak gibi bir kabiliyetten maatteessüf mahrûm bulunuyorum; bununla berâber onların inançlarını tasdîk etmekten de hiç hâlî kalmıyorum...'





AYRILIS
. . . . . .
Gun batiyor, gun batiyor,
Veda etsem hepinize.
Ufuk kanli bir denize
Donuyor, sizi biraksam.
. . . . . .
Gun batiyor, gun batiyor,
Evimi, esyami, parami
Nem varsa yaksam ve bir an
Kaybetsem kara bir duman
Arkasinda hafizami,
. . . . . .
Kossam, kossam, kossam, kossam...

Ahmet Muhip DRANAS



Spermin geldigi yer
TARIK 7.(o su) sirt ile gogus kafesi arasindan cikar.

 
Anlattigina gore kendisine bir adam gelip:
Ben ressamim, su resimleri yaptim.
Bana bu hususta fetva ver!
dedi.
Ibnu Abbas adama:
Bana yaklas!
emretti, adam yaklasinca:
Bana daha da yaklas!
dedi.
Adam yaklasti, Ibnu Abbas elini basinin uzerine koydu ve:
Ben Resulullah sav i dinledim.
Soyle diyordu:
Butun tasvirciler atestedir.
Allah ressamin yaptigi her bir resim icin bir nefis koyar ve bu ona cehennemde azab verir.
Ibnu Abbas devamla adama dedi ki:
Illa da resim yapacaksan agac yap, cani olmayan seyin resmini yap.

Kutubu Sitte 2167


Risale-i Nur peygamberimizin risaletini yani peygamberliginin bir mirasini ustada verir

Said-i Nursi Iman Hakikatleri baslikli yazisinda.


Halifenin muttefiki olan Ingilizler Pinarbasi'na dogru geliyorlar.
Onlarla birlik olup Kuva-i Milliyecileri yenecegiz.

Delibas Mehmet -1920
Ingiliz Karadeniz Ordu Komutani General Milne'nin Londra'ya Ingiliz Genelkurmayi'na yazdigi rapor'dan


Bugun Kozan, Hacin (Saimbeyli), Feke gibi bolgelerde fiilen kendisini gostermis olan Ermeni mezaliminin bir an once sondurulmesi gereklidir.
Yalniz su aralik her turlu islam hareketlerini Ermeni kirimi biciminde gostermek istenildigi anlasildigindan harekatin her halde bu gibi yanlis soylentilere ve suclamalara yer birakmayacak sekilde idaresi.

(9 Mart 1920)
K.ATATURK


Din,insanligin asaletine edilmis bir kufurdur.
O olsun ya da olmasin,hayatinizda iyi seyler yapan iyi insanlar ve kotu seyler yapan kotu insanlar her zaman olacak.
Ama iyi insanlarin kotu seyler yapmasi icin din gerekiyor....

STEVEN WEINBERG


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Yahudi devletinin sinirlari, sonsuza dek kesinlesmeyecektir

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



Karikaturler ve acitan sozler.... - 2014/10/27 10:30






--


Yozlasma mudahaleciligin dogal bir etkisi ve sonucudur.

Ludwig von Mises



O dur ki Gunes i bir i$ik yapti.
Ay i da bir nur kilip, ona birtakim konaklar tayin etti ki yillarin sayisini ve vakitlerin hesabini bilesiniz.

Yunus-5

 
Resulullah sav buyurdular ki:
Kim tavla oyunu oynarsa elini domuz kanina bulamis gibi olur.

Kutubu Sitte 5337


Tevbe suresinin 130.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami:
-Eger yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
Ondan baska Tanri yoktur.
Ona guvendim ve ona dayandim
Said-i Nursi ye gore; bu ayet, Risale-i Nur kitaplarindan olan Isaret-ul Icaz adli kitabin yazildigi tarihi gosteriyor.
Birinci Dunya Savasi nin baslangici sayilan olaylar meydana geldiginde, hic kimseden yardim gormeden nurlarin yayildigina isaret ediyormus
Buna gore ayetin anlami su oluyor:
-Ey Risale-i Nur, eger senden yuz cevirirlerse de ki: Allah bana yeter.
Ondan baska Tanri yoktur.
O na guvendim ve O na dayandim
Suphesiz Allahin askerleridir galip olanlar anlamindaki ayet de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Said-i Nursi ye gore; bu ayetteki Allahin askerleri sozunun kapsaminda ozellikle, Risale-i Nur sakirtleri vardir.
Ayet, Risale-i Nur Sakirtlerinin bir zaman hapse girmelerine karsilik, manevi yonden galip olduklarina isaret ediyor ve tesellide bulunuyor
Said-i Nursi ye gore: Risale-i Nur Sakirtleri dir. Galip olanlar
Ayetin Turkce anlami: Onlar ki O nun la birlikte inandilar, iman ettiler.
Onlarin nurlari, onlerinden ve saglarindan kosusmaya ve ucusmaya baslar.
Yani nurlari cevrelerine sacilir.
Onlar o zaman, -Ey Rabbimiz!
Nurumuzu tamamla ve bizi bagisla! derler
Said-i Nursi ye gore; bu ayette de, ozellikle Risale-i Nur sakirtleri, yani Nurcular anlatilmaktadir.
Said-i Nursi ye gore; ayetin anlami soyle oluyor: Said-i Nursi yle birlikte inananlar ve iman edenlerin nurlari cevrelerine sacilir.
O zaman onlar, -Ey Rabbimiz nurumuzu tamamla ve bizi bagisla!
diye dua ederler

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.


Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

Teal-i Islam (Islami Yuceltme) Dernegi'nin bildirisi - 1920


Ermeni sorunu denilen ve Ermeni milletinin gercek olmayan isteklerinden cok, dunya kapitalistlerinin ekonomik yararlarina gore cozulmek istenilen sorun, Kars antlasmasi ile, en dogru sekilde cozume ulastirilmis oldu.(Alkislar) Yuzyillardan beri dostluk icinde yasayan iki caliskan halkin iyi iliskileri memnuniyetle yeniden kuruldu.

(1 Mart 1922)
K.ATATURK


Mantigi, analitik felsefeyi, matematigi ve bilimi sizi yoldan cikarmak icin Seytan icat etti.
Fazla rasyonel olmadan tovbe edin!
Tanri dinozor fosillerini (ve evrim icin var olan tum genetik ve antropolojik delilleri) sizi kandirip, onun var olmadigina inandirmak ve boylece sizi sonsuz cehennemle cezalandirmak icin yaratti.
COK GEC OLMADAN TOVBE EDIN!

Akilli bir kisi..


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Hicbir ulkenin hicbir bicimde kesin toprak mulkiyetini kabul etmiyoruz

David Ben Gurion, Israil Basbakani
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



28 Ekim 2014 Salı

Türkmenlere karşı ABD - AKP - Barzani - IŞİD cephesi

 
Türkmenlere karşı ABD - AKP - Barzani - IŞİD cephesi
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat       27 Ekim 2014

Onur Öymen:
"IŞİD 2006'da Irak'ta kuruldu. O günlerde Irak'ta 200.000 Amerikan askeri vardı. Neden müdahale edilmedi?
Bu sene IŞİD Türkmenlere saldırıyor. Türkmenlere neden silah vermediniz?"


 
IŞİD, Irak'ın Diyale iline bağlı Türkmenlerin yoğunlukta olduğu Karatepe kasabasına üç koldan havan toplarıyla ve ağır silahlarla saldırı başlattı. 10 ölü 16 yaralı var.

IŞİD militanları kasabanın bir kilometre batısındaki Alisaray ve beşyüz metre kuzeyindeki Seyf Saad köylerini ele geçirdi. Şii Türkmenlerin yaşadığı köylerden aralarında çocuk ve kadınların da bulunduğu 30 kişiyi kaçırdı. 

IŞİD, köylerde bulunan Şiilere ait Cami ve Hüseyniyeleri de dinamit kullanarak havaya uçurdu. 10 bin Türkmen bölgeden göç etmek zorunda kaldı.

Irak Ordusu ve Peşmerge Alisaray ve Seyf Saad köylerini geri aldı,10 IŞİD militanı öldürüldü.

Irak Türkmen Cephesi Genel Başkanı ve Kerkük Milletvekili Erşad Salihi, Karatepe çevresindeki Hanekin ve Kifri'deki tüm Irak Türkmen Cephesi büro ve kuruluşlarını göçmenlere yardıma çağırdı.
 
 
 
IŞİD saldırıyor, Türkmenler bin küsur yıllık yurtlarını bırakarak kaçıyor, Irak içine dağılıyor. Türkmen köy ve kasabaları boşalıyor. Boşalan yerler, tarihi Türk yerleşim yerleri, Kerkük dahil, Bölgesel Kürt Yönetiminin yani Barzanistan'ın denetimine geçiyor. 
 
Kobani için feryat eden Batı emperyalizmi, IŞİD Türkmenleri yurtlarından kovarken hiç ilgilenmedi. AKP Hükümeti sessizliğini koruyor.
 
Eski yerlerindeki nüfus yoğunluğunu gittikleri yerlerde kaybeden Türkmenler hızla asimile olma tehlikesiyle karşı karşıya.
 
IŞİD saldırısı, Türkmen yerleşim yerleri üzerinde hak iddia eden ve başta Kerkük olmak üzere bu bölgeler için Irak merkezi hükümeti ile mücadele etmekte olan Barzani'nin işini kolaylaştırdı. Bu bölgelerin büyük çoğunluğu Barzani'nin kontrolüne geçti ve bu süreç devam ediyor.

Kerkük içinde kenti koruyacak askeri bir güç yok. Peşmerge ve IŞİD kentin dışında karşılıklı olarak konuşlanmış durumda. Kenti hangi güç alırsa alsın Türkmenler Kerkük'ü kaybetmiş olacak.

Kerkük'ün bazı semtleri IŞİD sempatizanları ve destekçileri tarafından kontrol altına alınmış durumda. Özellikle Sünni Arap mahallelerinde.
http://www.aydinlikgazete.com/dunya1/55494-irak-turkmensizlestiriliyor.html


Türkmenlere karşı ABD - AKP - Barzani - IŞİD cephesi

Türkmenlerin yurtlarından çıkarılıp Irak'ın güneyine sürülmesi, o zaman Dışişleri Bakanı olan Abdullah Gül'ün ABD Dışişleri Bakanı Powell ile imzaladığı 2 sayfalık sözleşmenin maddelerinden biri idi.

Bu sürgünün yapılabilmesi için, Kuzey Irak'taki Türk birliklerinin oradan çıkarılması gerekiyordu. Bu da aynı sözleşmenin bir maddesi idi. ABD bu yüzden askerimizin başına çuval geçirdi. Bu olay sözleşmenin bir maddesi olduğu için Tayyip Bey Amerika'ye nota vermedi. Bu olaydan sonra Türk askeri Irak'tan çekildi. Türk Ordusunun burnunun sürtülmesi böyle başladı. (Devamı Ergenekon tertipleri ile gelecekti).

Buna rağmen Barzani bu işi beceremedi, çünkü Irak Ordusu engel oldu. Bu yüzden IŞİD devreye sokuldu. Türkmenleri IŞİD kovaladı, boşalan yerleri Barzani işgal etti. AKP Hükümeti bu duruma ses çıkarmayarak IŞİD'in ve Barzani'nin işini kolaylaştırdı.

Kürdistan sınırları işte böyle genişletildi.

IŞİD - Barzani çatışmasının göstermelik olduğunu petrol kaçakçılığı işinden de anlayabiliriz. IŞİD'in işgal ettiği bölgelerde, bilhassa Musul'da kaçak olarak çıkardığı petrol, tankerlerle taşındığı Barzani bölgesindeki rafinerilerde işlenerek boru hattı ile Ceyhan'a pompalanıyor ve Türkiye üzerinden satışa sunuluyor.

IŞİD günde 50 bin varil petrol çıkarıyor ve günde 1 milyon dolardan fazla para kazanıyor. Vergisi yok denetleyeni yok. 

İşte Türkmenlere karşı ABD liderliğinde AKP- Barzani - IŞİD Şeytan Üçgeni böyle çalışıyor.
 
 
Amerika bunu açıkladı. Böylece ellerini yıkamış oldu. Her türlü melaneti Barzani ve AKP yapıyordu. Amerika tertemizdi. Kestaneleri ateşten toplama görevi Tayyip Bey'in üzerine yıkılmıştı.

**********

--


10 kural
* * *
Tanistirmayi daima 3. kisiler tarafindan yap.
Arkadaslarinin karilarina bakma.
Polislerle gorunme.
Barlara gitme.
Ulasilabilir ol.
Atamalara saygi goster.
Karilariniza saygili olun.
Gercegi soyleyin.
Baskalarinin parasina dokunma.
Ailesinde polis olan bize uye olamaz.

Salvatore Lo Picolo nun kurallari
Sicilyali Mafya Babasi



Insanlarin topraktan, sudan, camurdan, meniden, kandan, balciktan, yumurtadan yaratildigi soylenmektedir.
Bakilacak Ayet ler KIYAMET - 37, NAHL - 4, HUD - 61, MERYEM - 67, RUM - 20, FATIR - 11, ALI - IMRAN - 59 - 60, HICR - 26, FURKAN - 54, NUR - 45, ALAK - 2, ENBIYA - 30 vb.

 
Asil musibet ve zararli musibet, imanimiza, Muslumanligimiza, ahlakimiza gelen musibettir.
Bu musibetlerden her zaman Allah a siginmamiz ve aglayip sizlanmamiz gerekir.

(bk.Tirmizi, Deavat: 79)
Lutfen bundan sonra Muslumanlardan eza, cefa ceken, basina bir musibet gelenler aglayip, zirlamasin.
Cunku baslarina gelen her turlu olumsuzluk onlarin Allahin sevgili kullarindan oldugunu gosteriyor.
Ben demiyorum, hadisler, ayetler boyle soyluyor.


Said-i Nursi ye gore, insanlik; dinsizlik, imansizlik, zindiklik ve masonluk ve komunistlik batagindadir.
Tum mucadelesi bunlara karsidir.
O yuzden Allah in varligini ispatlama yoluna gider.
Tesadufun olmadigini anlatmaya calisir.
Ornekler verir.
Ama kitaplarinda, kendisini ve kitaplarini ovmekten baska kaydadeger yeni bir sey goze carpmaz.
Edebiyati iyi degildir.
Agdali, aristokrat ve saray cevresinin kullandigi; kendisini elit gostermek isteyenlerin dilini kullanir.
Arapca ve Farsca terkiplerin yogunlugu yuzunden, Turkce nin neredeyse hic kullanilmadigi, anlasilmaz bir yazin turune donusmustur.

(Emirdag Lahikasi-2 24,29) (Emirdag Lahikasi-1 233) (Sozler 759) (Tarihce-i Hayat 27)


Tek carenin galiplerle uyusmak ve anlasmak olacagi bu kafasizlarca ne zaman anlasilacak?-

Yazar Refi Cevat Ulunay - 23.03.1920


Ermenilere vilayetlerimizi peskes cekmeleri de (...) ihtimal bulunuyor.
Boyle bir vaziyette Ingiliz birliklerinin Ermenilere onculuk edecegi cok muhtemeldir.
Boyle bir hali biz dusmanlik olarak gormeye ve saymaya, mesru topraklarimizi ve milli bagimsizligimizi kurtarmak icin mecburuz....

(30 Mayis 1919)
K.ATATURK


Amerikan Devleti nin bize emrettigi ve ogrettigi gibi hissetmiyorum.
Bakin soyluyorum.
Benim aklim oyle calismiyor.
Bir moron gibi yaptigim birsey var adi: Dusunmek.
Kendi goruslerimi de olusturmayi sevdigim icin icin pek iyi bir Amerikali degilim.
Bana soylendigi anda yere yuvarlanmiyorum.
Ne yazik ki cogu amerikali emir verildigi anda yere yuvarlanir.
Ben boyle degilim.
Hayatimda uydugum kesin kurallarim var.
Birinci kuralim: Devletin bana soyledigi hicbir seye inanmamak.
Hicbir seye.

George Carlin


Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)


Siyonist teroristler, Filistinli Musluman cocuklari, kafalarina sopalarla vura vura oldurduler

Prof.Dr.Walid Khalidi, Yazar
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/



29 Ekim'de Tandoğan'da, Kadıköy'de, Gündoğdu'da ve diğer illerde alanlara [5 Attachments]


29 Ekim'de Tandoğan'da, Kadıköy'de, Gündoğdu'da ve diğer illerde alanlara
++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++++
 
Ali Serdar Bolat      27 Ekim 2014
Aydınlık, 23 Ekim 2014
 
Vatan Cumhuriyet Emek Birlikteliği adına açıklama yapan ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Genel Başkanı Tansel Çölaşan:
"Bu yıl bayram kutlaması değil, halka bir uyarı yapacağız. Bundan sonra birlikte hareket etme zamanı. Vatan için bir araya geleceğiz."
 
Aydınlık, 24 Ekim 2014
 
Çağrıya büyük destek var.
ÇYDD (Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği) Genel Başkanı Aysel Çelikelve
TESUD (Türkiye Emekli Subaylar Derneği) Başkanı E. Hava Korg.Erdoğan Karakuş
eyleme katılacaklarını açıkladılar.
 
Aydınlık, 25 Ekim 2014
 
Güneydoğu gazileri ve şehit yakınları da alanlarda olacaklar.
Ulusal Eğitim Derneği Başkanı Nazım Mutlu da destek veriyor.
 
Aydınlık, 26 Ekim 2014
 
CKD (Cumhuriyet Kadınları Derneği) Genel Başkanı Canan Arıtman:
"Tandoğan, Gündoğdu ve Kadıköy'deyiz"
 
Aydınlık, 27 Ekim 2014
 
Süheyl Batum, Nur Serter, Birgül Ayman Güler, Dilek Akagün Yılmaz:
"Cumhuriyet için, bayrak için ayağa kalkma zamanı"
 
Tandoğan buluşmasını düzenleyen kuruluşlar:
ADD, 
TGB, 
ÇYDD, 
CKD, 
TESUD,
ÇEV (Çağdaş Eğitim Vakfı),
MED (Müzik Eğitimcileri Derneği),
Türkiye Polifonik Korolar Derneği,
Ulusal Eğitim Derneği,
Vardiya Bizde Platformu
 
İzmir Gündoğdu buluşmasına destek verenler:
Ali Engin, CHP İzmir İl Başkanı
Dr. Ali Gül, Genel Sağlık-İş Genel Başkanı
Hasan Hüseyin Karakoç, Türk-İş İzmir Temsilcisi
 
Eskişehir 29 Ekim saat 15:00
CHP, İP, ADD, CKD, ÇYDD, TGB ve TLB ortak açıklama yaptı.
 
Samsun, Adana, Denizli ve diğer birçok ilde yürüyüşler yapılacak.

Re: [desifre] BATI"NIN ONCELIKLI HEDEFI ISLAMIN GELISMESINI DURDURMAK VE YOK ETMEKTIR!

Peki eğri oturalım, doğru konuşalım.
Böylesi bir hedef yanlış bir hedef mi?
İslam ülkelerinin durumu ortada.
Üstelik yeni olmuş bir şey değil.
Başkalarının dürtüklemesiyle de olmuş değil.

Ben hep profesyonel futbol ligine benzetirim.
Bütün takımlar sahaya çıkar.
Kaybedenlerin her zaman bahaneleri vardır.
Kiminde saha yoktur, kiminde para yoktur, kiminde tesis yoktur.
Yoktur oğlu yoktur.
Peki ama olanlarda olanlar neden vardır?

Takımlar bir maçta aynı sahaya çıkarlar.
İlk yarıda oynarlar, sonra yer değiştirirler, adil olsun diye.
Vay gözüme güneş kaçtı, rüzgara karşı oynadım falan.
Az çok bir adalet vardır.

Tarih de böyle birşey.
Devletlerin ve milletlerin başlangıcı ve sonu belirsiz bir lig mücadelesi var.
Dönem dönem bazı milletler dünyayı sürüklemiş.
Bazıları hegamon olmuş, bazıları yönetilen olmuş.
Bazıları sömüren olmuş, bazıları sömürülen.

İslamiyete baktığımızda ise başlangıçta yapılan parlak bir çıkışın ardından müslüman toplumlardan önce Arap olanlarda baş gösteren, sonra Farisi ve Türklere yayılan bir çekilme, gerilem ve çürüme yaşandığını görüyoruz.
Artık İslam ülkelerinin genelinde yaşanan medeniyet çöküşü süreklilik ve istikrar kazanmıştır.

Kimileri sorunu Kur'an ve hadislerin bir türlü yeteri şekilde ve uygun anlaşılamamasında bulduğundan, hiç bitmeyen bir açıklamalar, açıklamaların açıklamaları, bunların yeniden açıklanması şeklinde bir kısır döngü içinde kendini kaybediyor.
Bizdeki mürteciler genel olarak bu kategoridedir.

Kimileri Kur'an ve Hz. Muhammed dönemine ilişkin temel kaynaklarda yazanların sürekli yorumlanması, açıklanmasını kusurlu bulduğundan bunlarda çözüm olarak ne yazıyorsa o mantığını öne almış.
Ana dili Arapça olan milletlerde kök salmış Vahabilik anlayışı ise bu türdendir.

1700'lerden bu yana kimi ilahiyatçılar ise Kur'an dışında kalan temel kaynakların ilahi değil, insani olmasından bahisle dine temel oluşturmaması gerektiğini söylemiş.
Eskinin sünnet ehli sayılmadığından küfre sapmış sayılan Hintli, Mısırlı ilahiyatçıları, Yaşar Nuri Öztürk gibi günümüz ilahiyatçıları ise bu kategoriye girer.

Ben ise hepsinden farklı bir şey söyleyeceğim.
Aslında İslamın kendisi, Kur'an, hadisler, temel kaynaklar sorunlu.
Bu hem İslamın 630 yılına ait Arap kültürünün bir uzantısı olması, hem ana dilinin Arapça olması, hem 630 yılına sıkışıp kalmasıyla ilgili.
Dikkatli bir göz aslında İslamiyetin tıpkı Yahudilik gibi belirli bir milletle ilgili olduğunu görecektir.

Diğer ve aslında en temel arıza ise bütün dinler için geçerli olan dinin deney ve gözlemi dışlayan, tamamıyla nakle, tabulara dayalı doğasıdır.
Bizzat dinin kendisi, işte en büyük arıza budur.

Çözüm ne mi olacak?
Bilinmeyeni anlamak ve öğrenmek için sağlam bir yöntem olan bilimsel yönteme dört elle sarılmak elbette.
Tıpkı çok daha önceden var olan diğer dinlere ne gözle bakıyorsak onun gibi, ama bu sefer toptan din kurumunun kendisini folklorik, edebi, sanatsal, tarihsel, geçmiş toplumun sosyolojik bir olgusu olarak bir kenarda bırakmak olacak elbette.

Eğer batılıların İslam ülkelerini genelde dinden, özelde İslamiyetten kurtarmak gibi bir görevi varsa, bunu çok hayırlı bir gelişme saymak gerekir.
Ancak, ben batılıların hiç de İslamiyetle mücadele içinde olduğunu düşünmüyorum.
Tam tersine, batılılar İslam ülkelerinde İslamiyetin çok daha derin, çok daha çarpık birşekilde kökleşmesi için gereken her şeyi yaptıklarını düşünüyorum.
Çünkü onlar kendilerine eş, medeniyet ortakları istemiyorlar.
Onlar İslam ve  diğer dinler üzerinden, bilincini yitirmiş, sömürüye açık toplumlara ulaşabileceklerini çok iyi biliyorlar.
Dikkat edin, bütün dünyada batılı oligarkların en büyük iş ortakları mürteciler, irtica batağına saplanmış toplumlar ve bunların üzerine çöreklenmiş işbirlikçi rejimlerdir.
Diktatörler, krallar, sultanlar, emirler vb.

İslamiyet ve hezimet, dindarlık ve toplumsal başarısızlık ilişkisi neredeyse evrenseldir.
İstatistiksel olarak anlamlı derecede korelasyon vardır.
Bilimsel bir bakışla bu kadar yüksek korelasyon katsayısını başka bilimsel çalışmalarda gördüğümüzde ispat için yeterli sayarız doğrusu.

Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


On 28.10.2014 11:21, zeki kentel zkentel2001@yahoo.com [desifre] wrote:
 
Batının ikiyüzlülüğü tiksindiriyor!

Batılıların konuşmalarına bakarsanız eylemleri ile uyum içinde yüzseksen derece farklı ve zıt olduklarını görürsünüz.  Çevrenizde muhakkak başınıza gelmiştir. Birileri ile konuşursunuz, bir şeyler anlatır, bakarsınız eylemleri çok farklı.

Çevremizde bunu her zaman yaşamıyoruz ama son yüzyıla baktığımızda neredeyse Batının söylemiyle eyleminin bir olmadığını fark ediyoruz. Batı kendine bir yol, bir söylem çizmiş. İnsan hakları, demokrasi, özgürlük velhasıl kulağa ne kadar hoş gelen sözler.

Ama sanki dünyada özellikle de Afrika'da birçok ülkeyi ben işgal ettim. O zamanları da ne diyorlardı? "Afrika'ya medeniyet getirmek için bunu yapıyoruz. Bu bizim iyi niyetimizden, yaşadığımız çağdaşlığı onların da yaşamasını istiyoruz" (bakınız Jules Ferry).

İyi niyet adına her şey yapılabilirmiş. Ancak 1991'de Irak Kuveyt'i işgal edince Saddam'ın iyi niyetinden şüphe duyup müdahale ettiler. Ermeniler Azerbaycan'da katliam yapınca sus pus oldular.

Sırplar binlerce Boşnak'ı yok etmek isterken kayıplara karıştılar. Baktılar yok olmuyorlar fırsat bilip kahraman oldular. Ruslar Çeçenleri zulm ederken, Afganlara karşı soykırım yaparken sessiz idiler.

Zaten Filistin meselesini anlatmaya ya da Arakan'ı konuşmaya gerek var mı? Dünyada en çok zulme uğrayan azınlık olarak bilinen Arakanlı (Birmanya) Müslümanları hangi Batılı gündemine almış ki? Ama Mali'de Hollywood senaryosu gibi isimle ortaya çıkan Boko Haram için o ülkeye hemen dalmadılar mı?

Yıllardır ülkemde katliam yapan PKK'ya silah yardımı, para yardımı en azından göz yumma uygulamadılar mı? Ama Rusya Ukrayna'ya girince savaşı göze alamasalar da Putin'i ekonomik darboğazla hizaya getirmediler mi?

Yıllardır 200 binden fazla insanı katleden Asad'a karşı hangi hamleyi yaptılar? Al-Kaida denince aslan kesilmediler mi? Peki neye göre nereye nasıl müdahale edeceklerine karar veriyorlar? Bu kararların altında çıkarları olmadığını, sadece insanlık adına yaptıklarını iddia edenin insanlığından şüphe duyarım.  Bu çıkar uğruna, petrol kuyuları uğruna binlerce masumun ölmesine göz yummayacaklarını söyleyenler beyin nakli yapmasında fayda var.

Bu günlerde Fransız haberlerini okusanız şaşırırsınız. Calais şehri İngiltere'ye gitmek için mültecilerin akın ettiği yer. Savaştan kaçanlar Büyük Adaya geçmek için oraya gelip orada geçiş yolu arıyorlar. Genelde en fazla 1500 kişi (aman ne çok!!) aynı anda orada oluyormuş. Bu sıralar rakam 2200'e çıkmış. Eyvahh! Felaket kapıda imiş gibi davranıyorlar. Korkularından bölgeye 100 polis ve jandarma gönderdiler. Hırsızlık, kavga, şiddet artmış. Kara kara ne yapacaklarını düşünüyorlar. Irkçı ve ulusalcı partiler yaygara koparıyor "ne olacak halimiz" diye.

Ama aynı insanlar Türkiye'yi eleştirmekten utanmıyor. Sınır kapılarının sonuna kadar açılmasını, dingonun ahırına dönmesini istiyorlar.

Irak'ta katledilen Hıristiyanları sürekli gündeme getirip 20 tane mülteciden fazlası ulusal güvenlik sorunu haline getiren Fransa PKK'ya da silah yardımı yapıyor. Ama aynı Fransa 15 yaşında "Cihada" giden çocuğun tepesine biniyor. Fransa'ya geri geldiğinde silahlı saldırı yapabilirmiş. Peki sormazlar mı adama benim ülkemde 30 binden fazla insanı katleden PKK terör örgütü üyeleri ülkeme geri dönünce aynı risk yok mu? Senin vatandaşının canı can da bizimkilerin patlıcan mı?

Peki neden bir hafta içinde içeri alınan 200 bin mülteciyi, 3 yılda 2 milyon mülteciyi görmüyorsun?

Onlar ülkemde sorun olmuyor mu? Gerçi Suriyelilerin gelişini en çok eleştirenlerin 3 – 5 kuruş daha fazla kazanacağım diye Türklere değil de o mültecilere kiraya verme yarışı ayrı bir komedi!

Velhasıl bu saatten sonra Batılıların Demokrasi, özgürlük, azınlıkları koruma palavralarına karnımız tok. Bana göre Türkiye üstüne düşen ne varsa yapıyor. Batılıların bu konuda ders vermesi, ya da Türkiye aleyhine açıklama yapması zerre kadar önem taşımıyor. Türkiye'yi bir savaşın içine sokup uzaktan izleyecekler.  O yüzden dikkatli olmak ve uzak durmak gerekiyor.

Bu arada son olarak aklıma takılmışken sorayım dedim. Sadece merak işte. Bildiğiniz gibi sürekli medyada şurada burada İslamcılar saldırı yapıyor haberleri gelir.  Ara sıra halkı korkutmaya yarar ve Batının müdahalelerini meşrulaştırmaya yarar. Peki, bu sıralar bu gruplar neden sessiz? Batı Irak'ta IŞID ile boğuşurken, başka cephelerde savaşması imkânsız iken bu gruplar bunu neden fırsat bilip taarruza geçmiyor?

Yoksa dönüşüklü kavga olduğundan olmasın. Yarat, kullan, at!  
----------------------------------------
Fatih Karakaya
 BATI"NIN ONCELIKLI  HEDEFI ISLAMIN  GELISMESINI DURDURMAK VE YOK ETMEKTIR!
__._,_.___

Posted by: zeki kentel <zkentel2001@yahoo.com>
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (1)

.

__,_._,___

--


Dilini mahkum eden, sozlerine mahkum olmaktan kurtulur.



NISA - 89 Onlar sizin kendileri gibi kafir ve boylece es olmanizi isterler.
Allah yolunda goc etmedikce onlardan dost edinmeyin.
Bunu kabul etmez de yuz cevirirlerse onlari tutun, buldugunuz yerde oldurun...
TEVBE - 5 Hurmetli aylar cikinca Allah a es kosanlari nerede bulursaniz oldurun.
Yakalayip hapsedin.
Gelip gececekleri butun yollari tutun.
Fakat tovbe ederler, namaz kilarlar ve zekat verirlerse onlarin pesini birakin...

 
Namaz kilan bir adamin onunden esek, kara kopek ve kadin gecerse namazi bozulur

Buhari 8/102; Hanbel 4/86)


Risale-i Nur, Said-i Nursi ye ait kitaplar koleksiyonuna verilen isimdir.
Said-i Nursi, bu kitaplarda Risale-i Nur dan ovguyle soz eder.
Ona gore kimse, bu kitaplara itiraz edememistir.
Herkes bu kitaplarin buyuklugunu ve yuceligini kabul etmistir.
Kur an i buyuk bir kitap olarak gormekle beraber, Risale-i Nuru daha fazla degerli bulur.
Risale-i Nur u okuyanlarin, devamli okuyup yazanlarin dogruyu bulacaklarini, okumazlarsa gaflet icinde kalacaklarini dile getirir.
(Sualar 486,548) (Barla Lahikasi 51,142) (Emirdag Lahikasi-2 187) (Tarihce-i Hayat 624) (Asa-yi Musa 250)


Ankara'dakilerin Yunanlilara hala meydan okumalarina cilginliktan baska bir sifat verilemez. Yunanlilarla aramizda akilca da, ilimce de, kuvvet bakimindan ve her acidan bu kadar fark varken onlarla muhabereye girisilemez.

Yazar Refik Halit Karay - 07.08.1920


Devlet ve milletimizin parcalanmasi ve Ermeni ve Yunan esaretine dusulmesi soz konusudur.
Alti yuz elli sene efendilik eden bir milletin kole mevkiine dusmesi kolay bir hadise degildir.

(6 Temmuz 1919)
K.ATATURK


EINSTEIN IN KOZMIK DINSEL DUYGUSU

Tum bu dinsel- tiplerde ortak olan Tanri kavrami insanmerkezci karakteridir.
(...) Ama tum bunlarda bulunan dinsel deneyime dair bir ucuncu asama vardir, saf haliyle cok seyrek olmakla birlikte: ona kozmik dinsel duygu adini verecegim.
Bu duyguyu, hic yasamamis birine, ozellikle buna karsilik gelecek Tanri ya iliskin hic insanmerkezci olmayan bir kavrama sahip olmayan birine izah etmek cok zordur.
Kozmik dinsel duyguyu insanlar birbirlerine nasil iletebilirler, hele ki Tanri ya iliskin bir tanim vermiyorsa, bir teoloji ogretisi vermiyorsa?
Bence, sanat ve bilimin en onemli islevi, onu almaya acik olanlar icin, bu duyguyu diriltmek ve canli tutmaktir.
Bu sekilde din ile bilimin iliskisine dair, bilindik olandan cok farkli bir kavrama ulasiyoruz.
Bir kisi konuyu tarihsel olarak ele alsa, bilim ve dinin uzlasmas karsitliklar olarak gormeye baslar.
(...) Ben iddia ediyorum ki kozmik dinsel duygu bilimsel arastirma icin en guclu ve muhtesem gududur.
(...) Bir insana boyle bir gucu kozmik dinsel duygu verebilir.
Bir cagdasim soylemisti, haksiz olmayarak, bizim materyalistik cagimizda ciddi bilimsel arastirmacilar tek en derin dinsel insanlardir.

How can cosmic religious feeling be communicated from one person to another, if it can give rise to no definite notion of a God and no theology?
In my view, it is the most important function of art and science to awaken this feeling and keep it alive in those who are receptive to it.
We thus arrive at a conception of the relation of science to religion very different from the usual one.
When one views the matter historically, one is inclined to look upon science and religion as irreconcilable antagonists.
(...)I maintain that the cosmic religious feeling is the strongest and noblest motive for scientific research.
(...)It is cosmic religious feeling that gives a man such strength.
A contemporary has said, not unjustly, that in this materialistic age of ours the serious scientific workers are the only profoundly religious people.

New York Times Magazine on November 9, 1930 pp 1-4.It has been reprinted in Ideas and Opinions, Crown Publishers, Inc.1954, pp 36 - 40.It also appears in Einstein s book The World as I See It, Philosophical Library, New York, 1949, pp.24 - 28.)


Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran


Siyonist teroristler, Filistinli Musluman cocuklari, kafalarina sopalarla vura vura oldurduler

Prof.Dr.Walid Khalidi, Yazar
Yilmaz Dikbas-EFENDI TERORISTLER
0532 233 31 52


Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/