31 Temmuz 2017 Pazartesi

SUAY KARAMAN: LAİKLİK Mİ DEDİNİZ?

III. Temel hak ve hürriyetlerin kötüye kullanılamaması

MADDE 14. – (Değişik: 3.10.2001-4709/3 md.) Anayasada yer alan hak ve hürriyetlerden hiçbiri, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve lâik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz.

Anayasa hükümlerinden hiçbiri, Devlete veya kişilere, Anayasayla tanınan temel hak ve hürriyetlerin yok edilmesini veya Anayasada belirtilenden daha geniş şekilde sınırlandırılmasını amaçlayan bir faaliyette bulunmayı mümkün kılacak şekilde yorumlanamaz.

Bu hükümlere aykırı faaliyette bulunanlar hakkında uygulanacak müeyyideler, kanunla düzenlenir.

VI. Din ve vicdan hürriyeti

MADDE 24. – Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

VII. Düşünce ve kanaat hürriyeti

MADDE 25. – Herkes, düşünce ve kanaat hürriyetine sahiptir.

Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.

İmamlara resmi nikah kıyma yetkisinin verilmesi,
Anayasanın 24ncü maddesinde belirtildiği ve yasaklandığı şekilde insanları dini inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlayacaktır,

Yine aynı maddede belirtildiği ve yasaklandığı şekilde devletin sosyal, ekonomik, siyasi veya hukuki temel düzenini KISMEN DAHİ OLSA dini kurallara dayandıramaz cümlesiyle çelişecek,
veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz  cümlesiyle de çelişecektir.

Ayrıca yapılan düzenleme sebebiyle insanlar tercih yaptıkları taktirde, Anayasanın 25nci maddesinde belirtildiği ve yasaklandığı şekilde insanlar bu düzenleme sebebiyle  düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanacak, hatta çoğu durumda düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanma ya da suçlanma durumuna düşecektir.
Bakın anayasayı kaleme alan ayrıntıları düşünmüş, KISMEN DAHİ OLSA demiş.
Ayni bütün anayasanın şeriat kurallarına dayandırılmasını beklemeye gerek yok.
Kısmen dahi bazı yasaların şeriat kurallarına uyumlu hale sokulması anayasa suçu oluşturur.
Doğrusu, AKP hükumetleri bu güne kadar o kadar çok Anayasa suçu işlediler ki, iktidardan düştükleri anda başlarına gelecekleri onlar da biliyor ve iktidarı terk etmek istemiyorlar.
Bu nedenle umarsızca, fütursuzca seçim suçları işliyorlar.

AKP'nin asla ve kat'a normal demokratik yollardan iktidarı terk etmeyeceğine emin olabilirsiniz.
SADAT, pompolı tüfekli AKP milisleri, seçim hileleri, mühürsüz oy pusulaları ve bunlar da yetmezse iç savaş, dış savaş aklınıza gelebilcek kanlı ve kansız her türlü senaryoyu düşünün.
AKP'nin artık kaybedecek hiçbirşeyi kalmamıştır.
AKP köşeye sıkışmış kedi gibidir.
Tırmalar, yırtar.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA        


SUAY KARAMAN: LAİKLİK Mİ DEDİNİZ?

30 Temmuz 2017

Hükümetin TBMM Başkanlığı'na sunduğu Nüfus Hizmetleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı ile Nüfus Hizmetleri Yasası'nın "evlendirme yetkisi" başlıklı 22. maddesine ekleme yapıldı. Bu tasarıyla il ve ilçe müftülüklerinin resmi nikâh kıymasının önü açılarak, müftülüğün görevlendireceği imamların da resmi nikâh kıyması sağlanmış olacaktır.

Laik hukukun en önemli göstergesi olan resmi nikah, toplumu birleştiren bir düzenlemedir. Dini makam olan müftülerin evlendirme memuru olarak görevlendirilmeleri, laik medeni kanundan vazgeçiş olduğu gibi, demokratik ve laik cumhuriyet rejimini ortadan kaldırmaya yönelik planlı girişimlerden biridir. Vatandaşlar arasında eşitliğe aykırı olan bu durum karşısında yani Müslümanlar için tanınan bu ayrıcalık sonucunda diğer dinlerin mensupları da dini makamlara evlenme akdi yapma yetkisinin verilmesini isteyecekler ve hukuk birliği bu şekilde bozulacaktır.

Bu olay sonucunda müslümanların müftüde nikah kıyması zorunluluğu oluşturulacak ve belediyenin kıydığı resmi nikah dinsizlerin nikahı gibi lanse edilecektir. Böylece nikah üzerinden de toplum bölünecek ve herkesin tabi olduğu laik hukuk kuralından vazgeçilecektir. Resmi nikah, inkılap kanunları arasındadır ve anayasanın 174. maddesi 4. bendinde yer almaktadır. Bu inkılap kanununu bozmak demek, cumhuriyetin temel niteliklerinden vazgeçmek anlamına gelmektedir.

Milli Eğitim Bakanlığı, gerek öğretim programlarında, gerek ders içeriklerinde, gerekse okul kitaplarında bilimsel eğitime ters düşen bir çok değişiklik yapmıştır. Yapılan değişikliklerin ülkemizi çağdaş dünyadan koparacağı bellidir. Bilimin en temel gerçeklerinden birisi olan Evrim Teorisi'nin ders içeriklerinden çıkarılması başlı başına bir skandaldır. Evrim Teorisi, iktidarın özellikle 4+4+4 sonrasında hayata geçirdiği dindar ve kindar nesil yetiştirme projesine kurban edilmiştir. Yeni ortaöğretim tarih dersleri içeriğinde Atatürk'e, ilke ve devrimlerine daha az yer verildiği görülmektedir. Aslında yapılmak istenen Cumhuriyet devrimiyle hesaplaşmaya çalışmaktır. Okul kitaplarından Atatürk kaldırılarak, ibadet olarak kabul edilen "cihat" kavramının, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin programında okutulması kararlaştırılmıştır. Cihad, insanın maddî-manevî bütün varlığını Tanrı yolunda ortaya koyarak, Hakkın düşmanlarını ortadan kaldırmak için savaşmasıdır. İlkokullara zorunlu olarak konulmak istenen bu kavramın akılla, bilimle, çağdaş bir dünya ve insan haklarıyla ne ilgisi vardır? Bir ilkokul çocuğuna yurttaşlık bilinci, insan ve vatan sevgisi öğretilmeyip, din uğrunda ölmek anlatılmak istenmektedir.

Suudi Arabistan gibi ortaçağ karanlığı yaşayan ülkelerle aynı çizgiyi benimsemek için yapılan değişikliklerin sonucunda laikliği sakıncalı düşünce olarak gören bu çağdışı zihniyet, son on yıl içinde 1000'den fazla imam hatip okulu açmıştır. İmam hatip okulu açmak için elli bin nüfus koşulu yerine, yerleşim birimi merkez nüfusunun beş bin olması kararı da, bütün okulları imam hatipleştirmeye yönelik projelerinin devamıdır. Yeni açılacak okulların ortak standartlarını belirleyen Milli Eğitim Bakanlığı, her okula abdest alma yeri ile kadın ve erkek için ayrı ayrı olmak üzere mescit bulundurma zorunluluğu getirdi. Bunun yanında hemen hemen her yerde çocuklara yönelik cinsel istismar davasında adı geçen Ensar Vakfı ile beş yıl geçerli olmak üzere 'çeşitli eğitim, seminer ve sosyal etkinlikler düzenlenmesine dair işbirliği' yaptı.

Sakarya'nın yeni Valisi İlhan Balkanlıoğlu, valilik binasında İsmailağa cemaati müritleri tarafından karşılanarak makamına oturtulmuş ve cihada gidercesine tekbirlerle valilik binası inletilmiştir. İlhan Balkanlıoğlu, 5 Eylül 2012 tarihinde Afyon'da askeri cephanelikte 25 askerin şehit olduğu patlamanın ardından kente gelen dönemin Genelkurmay Başkanı Necdet Özel'e sucuk, kilim ve satranç takımı hediye etmesiyle tanınmıştı. Türkiye'nin büyük acıya büründüğü olayda bu hediyelerin verilmesine yönelik eleştirilere Balkanlıoğlu'nun yanıtı şöyle olmuştu: "reklamın iyisi, kötüsü olmaz."

5 Mart 1999 tarihinde, Amerikan çıkarları için çalışacağına yemin ederek, ABD vatandaşı olan Merve Kavakçı, İslam dünyasındaki bütün terör örgütlerine kaynaklık eden Müslüman Kardeşler hareketinin ABD'deki ideolojik temsilcilerinden birisiydi. ABD vatandaşı iken 18 Nisan 1999 genel seçimine girerek Fazilet Partisi'nden milletvekili olmuştu. Türbanıyla yemin törenine gelerek, devlete meydan okumak isteyen Kavakçı'nın ABD vatandaşı olduğu ortaya çıkınca, milletvekilliği düşürülmüştü. O günlerde yapılan bu sahtekârlığı görmezden gelen siyasal İslamcılar, "Türkiye'de inananlara zulmediliyor" diyerek, her zaman yaptıkları gibi bu sahtekarlığı başka bir sahtekarlıkla örtmeye kalkışmışlardı.

ABD vatandaşı olduğu ve bu durumu sakladığı gerekçesiyle Türk vatandaşlığından çıkarılan Merve Kavakçı, ABD'de Türkiye Cumhuriyeti aleyhinde konferanslar verdi. 3 Temmuz 2017 tarihinde Bakanlar Kurulu kararıyla yeniden vatandaşlığa alındı ve yirmi gün sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek üzere Malezya'ya Büyükelçi olarak atandı. İngiliz ajanı olarak bilinen Şeyh Nazım Kıbrısi'nin önünde diz çöken CIA'nın ılımlı İslam projesinin aktörlerinden Merve Kavakçı'nın büyükelçi yapılması devlet geleneğini bozduğu gibi, laiklik ilkesinin de çiğnenmesi anlamındadır.

Merve Kavakçı'nın eski eşlerinden Kafkas Üniversitesi Öğretim Elemanı Cihangir İslam, Kanun Hükmündeki Kararname ile FETÖ üyesi olduğu gerekçesiyle üniversiteden çıkartılmıştı. Cihangir İslam, adalet yürüyüşünde Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte yürümüştü. Merve Kavakçı'nın eşiyle birlikte yürümeleri, ana muhalefet partisinin bu atamaya tepki göstermemesinin nedenidir.

Ülkemizde son günlerde bütün bunlar yaşanırken, bu olaylara güçlü tepki vermeyenler yüzünden laiklik de yok edilmektedir. Laiklik, devlet ve toplum düzeninin akıl ve bilime dayandırılmasıdır. Laiklik, devletin ve toplumun dini kurallardan arınmasıdır. Laiklik, aklın sorgulanmasıdır. Bu sorgulamayı yapamayanlar ya da laikliğin tehlikede olmadığını sananlar, ülkemizin bugün getirildiği durumun baş sorumluları arasındadır. Büyük önderimiz Atatürk "laiklik adam olmaktır" demişti. Bu yaşananlar göz önüne alınınca adam olamadığımız anlaşılıyor…

İlk Kurşun Gazetesi, 31 Temmuz 2017.

http://www.ilk-kursun.com/haber/328699/suay-karaman-laiklik-mi-dediniz/

 
a45UyF587661-170731174535 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/31  20:30 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Tebessum en kolay iyiliktir.

Nail Papatya

BAKARA - 256 dinde zorlama yoktur...
MUZEMMIL- 19 Suphe yok ki bu (Kur an) bir oguttur.
O halde dileyen Rabbine goturen yolu tutsun...
MUDESSIR - 54 - 55 Suphesiz ki, gercekten de Kuran bir oguttur.
Dileyen ondan ogut alir.

Ruhunda sukunete kavusmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmali ve iman etmelidirler.
Ama hakikatin pesindeki insanlar ic huzurundan feragat etmeli ve yasamlarini bu sorgulamaya adamak;
kendisi ve hayatla yuzyuze gelmekten korkmamak zorundadir.

Friedrich Nietzs


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






ÇEVRE BAKANI: İTİRAF EDİYORUM, 10’DAN FAZLA KAÇAK İMAM HATİP OKULU YAPTIRDIM

TÜRK CEZA KANUNU

KANUN NO. 5237 KABUL TARİHİ : 26.9.2004

. . . . . . . . . . .

Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi

MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

Adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi

MADDE 3. - (1) Suç işleyen kişi hakkında işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunur.

(2) Ceza Kanununun uygulamasında kişiler arasında ırk, dil, din, mezhep, milliyet, renk, cinsiyet, siyasal veya diğer fikir yahut düşünceleri, felsefi inanç, millî veya sosyal köken, doğum, ekonomik ve diğer toplumsal konumları yönünden ayrım yapılamaz ve hiçbir kimseye ayrıcalık tanınamaz.

https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html


Abi itirafçı olmuş.
Yasa, anayasa falan diyoruz ya, işte tam da onun yeri gelmiş.
Savcı, hakim, mahkeme tam da onun sırası işte.
Suç var, suçun yasada suçun karşılığı var, suçun yasada karşılık cezası da var, yani hikaye değil.
İşte devlet olan devlet bu aşamada devreye girerdi.
Hatta yasa koyucu bir ayrıntıyı da düşünmüş, adalet ve kanun önünde eşitlik ilkesi.
Yani bakan bile olsan yargılanman lazım..
Boru değil ben yasa dışı iş yaptım, suç işledim diye böbürleniyorsun, itirafçı olmuşsun.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


ÇEVRE BAKANI: İTİRAF EDİYORUM, 10'DAN FAZLA KAÇAK İMAM HATİP OKULU YAPTIRDIM

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, "21 yıl belediye başkanlığı yapmış birisi olarak itiraf ediyorum; 10´dan fazla kaçak İmam Hatip Okulu yaptırdım" dedi.

30 Temmuz 2017

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, memleketi Kayseri'de, İmam Hatip Mezunları Derneği tarafından düzenlenen piknik buluşmasına katıldı.

"KAÇAK İMAM HATİP YAPTIRDIM"

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, geçen yıllarda 10 yıl kadar İmam Hatip okulunun vakıf başkanlığını yaptığını hatırlatırken, şöyle dedi: "O dönemde bile hayırsever gelir, İmam Hatip okulu yaptırmak için başvuru yapardı. Valilerden izin çıkmazdı. 21 yıl belediye başkanlığı yapmış birisi olarak itiraf ediyorum; 10'dan fazla kaçak İmam Hatip Okulu yaptırdım. İmar planına işletemedik. Hayırseveri bulduk, okul yaptırmadılar. Aileler öncelikli olarak çocuklarının temelinin sağlam olması için İmam Hatip´e yazdırmak istiyorlardı. Aslında İmam hatip okulları Türkiye´de önemli vazife icra etti. Bizim bildiğimiz inandığımız İslam'ın dayanmış olduğu temeli İmam Hatip okulları ortaya koydu. Kuran ve sünnete dayanan islamı imam hatip okulları verdi. O yüzden sapkın ne kadar cemaat, cemiyet, dernek imam hatiplileri çok sevmediler." DHA

http://www.sozcu.com.tr/2017/gundem/cevre-bakani-itiraf-ediyorum-10dan-fazla-kacak-imam-hatip-okulu-yaptirdim-1953101/

 
a45UyF587661-170731180318 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/31  20:30 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Ogretmen, yillar sonra odulunu alir.

K.Ataturk

Kuzey Irak ta ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Erbil dir.
Kuzey Suriye de ozerk bir Kurdistan kuruldu.
Bassehri Kamisli dir.
Iran da da ozerk bir Kurdistan kurulacak.
Bassehri Mahabad olacak.
Turkiye de de bir ozerk Kurdistan kurulacak.
Diyarbakir in ismi degistirilerek Amed yapilacak.
Bassehir Amed olacak.
Bu 4 bassehir Avrupa Birligi nde oldugu gibi yanlarina Ermenistan ve Urdun u de alip, sinirlari da kaldirarak ortak para birimine gececek ve Buyuk Kurdistan Birligi hayat bulacak.

Eski Diyarbakir Belediye Baskani Osman Baydemir
http://odatv.com/n.php?n=cianin-izledigi-erdogan-cdsini-izledim-sanik-oldum-2705131200

Uzun zamandir senato, meclis, hukumet binalari ve belediyelerin sahipleriler.
Hakimler arka ceplerinde.
Butun buyuk medya ve haber sirketlerinin sahipleriler.
Her sene milyarlarca dolari lobilesmek icin kullaniyorlar.
Onlar tek birsey istemiyorlar.
Elestirel dusunen vatandas istemiyorlar.
Iyi derecede bilgilendirilmis ve egitim gormus insanlar istemiyorlar.
Cunku onlarin cikarlarina aykiri.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






"BİZİM BAŞÖRTÜLÜ GENERAL DERDİMİZ YOK SUSTURUN ŞU LİBOŞLARI"

 


"BİZİM BAŞÖRTÜLÜ GENERAL DERDİMİZ YOK SUSTURUN ŞU LİBOŞLARI"

31 Temmuz 2017

Hükümete yakın Sabah gazetesi yazarı Rasim Ozan Kütahyalı'nın "Başörtülü subayımız yok ama olacak" sözlerine başörtülü yazar Kerime Yıldız'dan sert yanıt geldi.


Rasim Ozan Kütahyalı, "Başörtülü generaller de olacak" başlıklı yazısında, "Şu an sadece başörtülü generalimiz yok. Hatta başörtülü subayımız da yok ama olacak. Artık yasal bir engel yok" ifadelerini kullandı.

Kütahyalı'ya yanıt eski Vahdet gazetesi yazarı Kerime Yıldız'dan geldi. Kerime Yıldız, AKP Milletvekili Selçuk Özdağ'ın kurucusu olduğu "En Politik" sitesinde kaleme aldığı "Allah aşkına susturun şu liboşları!" başlıklı yazısında, Kütahyalı'nın Taraf gazetesindeki 24 Şubat 2010 tarihli yazısından şu alıntıyı yaptı:

"Türk ordusunun bir subayı orduevi bahçesinde Fethullah Gülen'in eserlerinden birini okuyabilecek, Zaman gazetesinin sayfalarını 'atılma korkusu hissetmeden' çevirebilecek." (24 Şubat 2010-Taraf)

"Adam haklı çıktı! Söyledikleri teker teker hayata geçti" diyen Kerime Yıldız, şöyle devam etti:

"Şimdi soruyorum, Râsim Ozan Marjinal bir manyak mı değil mi? Bence değil; ama keşke manyak olsa.. Deli raporu alır biter. Bu yazdıkları çok daha başka bir şeydi…

2008'deki üslûbunu şimdi Sabah gazetesinde devam ettiriyor. Başörtülü generaller olacakmış… Sağ olsun, istemiyoruz. Karısı, kızları olsun! Onun müjdeleri ülkeyi batırıyor. 2008'de müjdelediği insanlar şimdi hapiste veya yurt dışında. Merve Kavakçı büyükelçi oldu diye geçmişini aklayamaz. O günlerde kastettiği kadro Gülen cemaatiydi."

"BİZLERİN BAŞÖRTÜLÜ GENERAL DİYE BİR DERDİ YOK"

Başörtülü yazar Kerime Yıldız, "Buradan göz bebeğimiz, Peygamber Ocağı kahraman Türk Ordusu'na sesleniyorum" diyerek şu uyarıları yaptı:

"Bizlerin başörtülü general diye bir derdi yok. Bizim tek derdimiz, bu bayrağın dalgalanması, bu devletin ayakta kalması, bu ordunun güçlü olması.

Allahaşkına, Türk kelimesinin, Türk Ordusunun düşmanı 'marjinal manyaklara' kulak asmayın! Bu milletin kadınları, iş başa düştü mü Nene Hatun olmayı bilirler. Bunu 15 Temmuz gecesi gösterdiler. Cinsiyet ayrımını sevmem ama kadınları ordunun her yerine sokmak, güçlendirmek demek değildir. Bilakis Oğuz Kağan'dan beri var olan geleneksel yapısını bozmaktır."

Odatv.com

http://www.ilk-kursun.com/haber/328866/bizim-basortulu-general-derdimiz-yok-susturun-su-liboslari/

 
a45UyF587661-170731172455 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/31  18:20 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Egemenlik kayitsiz sartsiz milletindir.
1923.

K.Ataturk

Onlari sarsmasin diye yere de sabit daglar yerlestirdik ve (varacaklari yere) yol bulabilsinler diye ondan gecitler, yollar meydana getirdik.

ENBIYA - 31

Ruhunda sukunete kavusmak ve mutlu olmak isteyen insanlar inanmali ve iman etmelidirler.
Ama hakikatin pesindeki insanlar ic huzurundan feragat etmeli ve yasamlarini bu sorgulamaya adamak;
kendisi ve hayatla yuzyuze gelmekten korkmamak zorundadir.

Friedrich Nietzs


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






İDDİANAMEDE "SAYIN" DENİLİR Mİ?

TÜRK CEZA KANUNU

KANUN NO. 5237 KABUL TARİHİ : 26.9.2004

. . . . . . . . . . .

Suçta ve cezada kanunîlik ilkesi

MADDE 2. - (1) Kanunun açıkça suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz.

(2) İdarenin düzenleyici işlemleriyle suç ve ceza konulamaz.

(3) Kanunların suç ve ceza içeren hükümlerinin uygulanmasında kıyas yapılamaz. Suç ve ceza içeren hükümler, kıyasa yol açacak biçimde geniş yorumlanamaz.

https://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html

Burada denilen şey dötünüzden suç ve ceza uyduramazsınız.
Bu taaa eski Roma'dan hatta bu günlerde beğenmediğimiz Mecelleden beri çok önemsenen bir kuraldır.
Ve biz bu günlerde dötünden suç ve ceza uyduran savcılar, iddianameler, mahkemeler görüyoruz.
İşin tuhafı bu mahkemelerin ürettiği kararları onayan yine dötünden uydurmalı Yargıtay kararları da görüyoruz.
Ve bütün bunlardan daha elim ve vahim olmak üzere, ülkemizde adalet arayışlarında son durak olan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi çatısından da giderek uzaklaşmaktayız.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

 


İDDİANAMEDE "SAYIN" DENİLİR Mİ?

31 Temmuz 2017

FETÖ ile ilgili davalarla ilgilenen herkesin merakla beklediği ve "Akıncı üssü davası" diye anılan davanın iddianamesi kabul edildi, duruşmalara 1 Ağustos Salı günü başlanacak.

Sanıklardan bazıları da yargılandıkları diğer davalarda Akıncı üssü davasında daha ayrıntılı konuşacaklarını söylüyordu.

Bu sebeplerle ben de iddianameye bir göz atayım dedim. 4 bin 658 sayfanın tamamını okumak, bir köşe yazısı hazırlığı için kullanılan sürede mümkün değil. Günde 465 sayfa okusanız, 10 gün sürer!

Bu sebeple, iddianamenin hemen herkesin malumu olan olayların anlatımı ile ilgili bölümlerine, bilgisayardaki akış hızına göre göz attım.

"Müştekiler" sayılırken girişte aynen şu ifadeler var:

"1-) Recep Tayyip Erdoğan: Sayın Cumhurbaşkanı.

2-) İsmail Kahraman, Sayın Türkiye Büyük

Millet Meclisi Başkanı.

3-)Türkiye Cumhuriyeti Başbakanlığı.

4-) Bekir Bozdağ: Sayın Adalet Bakanı".

Görüldüğü gibi Binali Yıldırım, kişisel olarak müştekiler arasında değil. Başbakanlık kurum olarak şikâyetçi konumunda.

Diğer taraftan ister sanık olsun ister müdahil, kanun önünde herkes eşittir. Bu itibarla, iddianamelerde adı geçen kişi kim olursa olsun, hiç kimseden "sayın" diye bahsedilemez. Yoksa kanun önünde eşitliğin hiçbir anlamı kalmaz.

***

İddianamenin "Darbeye Hazırlık Faaliyetleri" başlıklı bölümünün girişinde de şu ifadeler var:

"Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 6. maddesinde düzenlenen 'egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' kuralını hazmedememiş üst aklın, taşeronları vasıtasıyla, 2013 yılının bahar ve yaz aylarında İstanbul Gezi Parkı'nda ağaçların kesilmesini bahane edip sokak eylemleri gerçekleştirerek, milletin bağımsız yargı kontrolünde hür ve özgür seçimler ile seçtiği yönetimi değiştirmeye teşebbüs ettiği, bu eylemler ile milletin seçtiği idarecileri değiştiremeyen üst aklın; 17-25 Aralık sürecinde bir başka taşeronu olan FETÖ-PYD terör örgütünün emniyet ve yargı kurumları içerisindeki elemanlarını kullanmak suretiyle; milletin seçtiği yöneticileri değiştirmeye yeniden teşebbüs ettiği anlaşılmıştır."

Oysa sona eren Gezi Parkı ana davasının iddianamesinde, 7'si yabancı uyruklu 255 sanık, "2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet", "görevi yaptırmamak için direnme", "kamu görevini usulsüz üstlenme", "kamu malına zarar verme", "özel kıyafetleri usulsüz kullanma", "suçluyu kayırma", "ibadethaneyi kirletmek suretiyle zarar verme" gibi suçlardan yargılandı. Yönetimi yasa dışı yollardan değiştirmeye kalkıştıklarına dair bir suçlama yapılmadı.

Bir de ceza hukuku somut verilerle, delillerle hareket eder. "Üst akıl" diye somut bir kurum yoktur. Bu bir siyasi yorumdur. Hukuk metinlerinde, özellikle iddianamelerde siyasi yorum yapılmamalıdır. Gezi Parkı eylemlerinin arkasında, Türkiye hükümetini düşürmeyi hedefleyen bir siyasi organizasyon, bir istihbarat kuruluşu veya bir devlet varsa, bu ciddi bir suçlamadır. Dolayısıyla suçlama somut delillerle ortaya konulmalı ve dava açılmalıydı. Gezi Parkı eylemleriyle FETÖ arasında bir ilişki varsa bu da somut delillerle ortaya konulmalıydı.

***

Yine giriş bölümünde, soruşturmanın konusu ve kapsamı açıklanırken "Terör örgütü FETÖ/PDY'ye değil; devletine, milletine, vatanına ve bayrağına bağlı; cumhuriyete, demokrasiye, hukuka ve yasalara uygun olarak görevini yapan Türk Silâhlı Kuvvetleri personelinin soruşturmanın konusu ve kapsamı dışında olduğu anlaşılmıştır." deniliyor.

Buna niçin gerek duyuldu anlayamadım! Herhalde Ergenekon, Balyoz ve Casusluk davaları kastedildi!

Öyle ya, bu davalarda, FETÖ kullanılarak, devletine, milletine, vatanına ve bayrağına bağlı; cumhuriyete, demokrasiye, hukuka ve yasalara uygun olarak görevini yapan Türk Silâhlı Kuvvetleri personeline kumpas kurulmadı mı?

http://www.ilk-kursun.com/haber/328731/iddianamede-sayin-denilir-mi/

 
a45UyF587661-170731162331 Oraj Poyraz At 0raj.p0yraz@neomailbox.net 0raj.p0yraz@neomailbox.net
2017/07/31  18:20 2  65  alelma@yahoogroups.com


 
--

Beyin ozu sozu dogru ve tabiati guzide olmalidir.
Bey dogru sozlu olmali, tavir ve hareketleri itimat telkin etmelidir ki, halk ona inansin ve huzur icinde yasasin.

Yusuf Has Hacib

Kur an bir butundur.
Kur anin bir kisim hukumlerini kabul edip, bir kisim hukumlerini red, inkar ve tekzib eden kimse, distan Musluman gorunse bile Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Gelecegin dini kozmik bir din olacak.
Kisisel Tanriyi asmali ve dogma ile teolojiden kacinmalidir.
Hem dogal hem de tinsel dinselligi kusatarak, anlamli bir butunluk olarak dogal ve tinsel her butun her seyin deneyiminden doga bir dinsel duygu uzerinde kurulu olmalidir.
Budizm bu tanima cevap verir.
Eger modern bilimsel ihtiyaclarla basa cikabilecek herhangi bir din varsa o Budizm olur.
Eger insanlar sadece cezalandirilmak korkusuyla ve odullendirmek umuduyla iyi insan iseler; bu durumda, gercekten cok uzgunuz.

The religion of the future will be a cosmic religion.
It should transcend personal God and avoid dogma and theology.
Covering both the natural and the spiritual, it should be based on a religious sense arising from the experience of all things natural and spiritual as a meaningful unity.
Buddhism answers this description.
If there is any religion that could cope with modern scientific needs it would be Buddhism.
If people are good only because they fear punishment, and hope for reward, then we are a sorry lot indeed.
Albert Einstein, quoted in Madalyn Murray O Hair, All the Questions You Ever Wanted to Ask American Atheists (1982) vol.ii., p.29


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






ÖNÜNDE EĞİLDİLER... HERKES AĞLADI

Eşeklik bizim milletimizde, normal olan Koreliler.
Meziyetlerini, faziletlerini kaybetmemiş milletler işte böyle yapar.
Çürümüş, yitirmiş, kaybolmuş, kendini kaybetmiş olanlar da bakar bakar şaşırır.
Aaa noluyor, nasıl oluyor diye.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


ÖNÜNDE EĞİLDİLER... HERKES AĞLADI

Büyükçekmece'ye gelen Kore heyeti, Büyükçekmece'de yaşayan Kore gazileri Yaşar Erkanlı ve Ahmet Özkan'ı evlerinde ziyaret ettiler. Ziyaret sırasında Korelilerin, Kore gazisine saygı için önünde yere eğilmesi gözleri yaşarttı.

31 Temmuz 2017 Pazartesi

Önünde eğildiler... Herkes ağladı

Büyükçekmece'nin Güney Kore'deki kardeş şehri Cheonan'dan gelen heyet, Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün ile birlikte ilçede yaşayan Kore gazilerini evlerinde ziyaret ederek madalya takdim etti.

Kore Gazisi Yaşar Erkanlı ve Ahmet Özkan'ı ziyaret eden Oh Seoggyo başkanlığındaki Cheonan Belediyesi heyeti, Kore'de savaşan Türk askerlerine büyük saygı ve minnet duyduklarını ifade ederek; "Kore'nin özgürlüğü ve demokrasisi için savaşan Türk askerlerine minnet borçluyuz. Kore ile Türkiye'nin tarihten gelen bu güçlü bağı bundan sonraki kuşaklar arasında da geliştirilerek sürdürülecektir" dediler.

Kore gazisi Erkanlı ve Özkan'a Kore Cumhuriyeti tarafından gönderilen nişanları takdim ederek önünde yere eğildiler. Gazi Erkanlı ve Özkan'a saygı için yere kapaklanan Korelileri gören Başkan Hasan Akgün ve yanındakiler duygu dolu anlar yaşadı. Bu sıradı çekilen fotoğraf ise görenleri gözyaşına boğdu.

Akgün: "Çok duygulandık"

Büyükçekmece Belediye Başkanı Dr. Hasan Akgün, Kore ve Türk halkları arasında Kore Savaşı'ndan sonra başlayan sıcak dostluk ve kardeşlik ilişkilerinin her yıl gelişerek pekiştirildiğini belirterek, "Güney Kore'deki kardeş şehrimiz Cheonan Belediyesi heyeti 18. Uluslararası Büyükçekmece Kültür ve Sanat Festivali'ne katılıp, ilçemizde yaşayan Kore gazilerimizi ziyaret etmeleri bizleri hem duygulandırdı, hem de çok mutlu etti" diye konuştu.
Kore heyetinin, Kore gazilerine gerçekleştirdikleri ziyarete Büyükçekmece Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Coşkun Tanış ve Belediye Meclis Üyesi Emine Türkcan Demirci de eşlik etti.

http://www.yurtgazetesi.com.tr/gundem/onunde-egildiler-herkes-agladi-h39085.html


a45UyF587661-170731173534 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/31  18:20 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Post Tenebras Lux
Karanliktan aydinliga

Latin Atasozu

Bu evliligi ben istedim bu evlilik icin Muhammed e kizmayin..yazmaktadir.

Ahzab 38
ZEYNEP Muhammedin in oz halasinin, guzelligi ile unlu kizi ve 7.esidir.
Kolesi ve hukuken evlat edindigi Zeyd i, hala kizi Zeynep ile evlendirdi.
Muhammed goruntude boyle bir evlilik yaptirdi diye dedikodularin ardi arkasi kesilmedi.
Azhab suresinde Muhammed peygamber hanimlari dedikodu yapmayin diye vahiy geldi dedi.
Muhammedin in istemesiyle Zeyd, evliligi sona erdirdi.
Bir muddet sonra da Peygamber e, Zeynep ile evlenmesi icin vahiy yoluyla emir geldi.

Araplari aldatarak Osmanli Devleti aleyhine kiskirtip isyana sevkeden Ingiliz casusu Lavrence in, yardimcilari Nuri Said, Faysal ve Serif Huseyin ile birlikte Sam da Turkleri katlettikten sonra: Evet onlari isyana ben kiskirtmistim. Ama boylesine vahsice kan dokeceklerini hic tahmin etmemistim. Bazi mahalleleri gezerken silahsiz Turk askerlerinin nasil oldurulduklerine bakamadim; tiksindim bu vahsetten diyerek itirafta bulunmustur...

(Kaynak: Ilhan Bardakci; Imparatorluga Veda, Hulbe Yayinlari, Istanbul/1985, s.572)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo






GAMZE KOLCU : CEZAEVİNDEKİ HASTANEDELER

 


GAMZE KOLCU : CEZAEVİNDEKİ HASTANEDELER

30 Temmuz 2017

OHAL kararnameleriyle ihraç edilmelerinin ardından "İşimi istiyorum" talebiyle başlattıkları açlık grevi bugün 145'inci gününe giren tutuklu akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça, cuma gecesi Sincan Cezaevi Kampüsü Hastanesi'ne götürüldü. Avukatları "Zorla sedyeye bağlanıp götürüldüler" dedi.

AVRUPA İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) talebi üzerine, 26 Temmuz'da tutuldukları cezaevinden Ankara Numune Hastanesi Sağlık Kurulu'na götürülen akademisyen Nuriye Gülmen ve öğretmen Semih Özakça'nın sağlık durumları hakkında rapor alınmıştı. İki eğitimcinin cezaevi hastanesine naklinde bu rapor gerekçe gösterildi. Avukatları cuma gecesi yaşananları, önceki günkü görüşte öğrendiler. Özakça ve Gülmen'in avukatı Ebru Timtik, "Açlık grevinin 143'üncü gününde bir insanı zorla sedyeye bağlayarak, bir diğerini ise çarşafa sararak hastaneye götürmek insanlık dışı bir eylem" dedi.

MÜDAHALE ETTİRMEDİLER

Gülmen ve Özakça'nın hastanede tutulduğunu ancak bilinçleri açık olduğu için herhangi bir müdahaleye izin vermediklerini belirten avukatları Timtik, Hürriyet'e şunları anlattı:

"Kurul, 'iki insan hayati tehlike altındalar. Hapishanede ve yalnız başlarına kalamazlar' diyor. Ancak aynı kurul, 'Tutukluluklarının ertelenmesine gerek yoktur' hükmünde de bulunuyor. Ortada çok önemli hukuk garabeti var. Nuriye ve Semih tutuklu oldukları için onların tahliyesine ancak bir mahkeme karar verebilir. Tutuklamanın ne zaman yapılacağına karar vermek onların haddine değil, mahkemelerin kararıdır. Yarın (bugün) mahkemeye gideceğiz ve raporu göstereceğiz. 'Onların dışarı çıkabilmesinde yetkisi olan sadece sizsiniz. Bu hakkınızı kimsenin gasp etmesine izin vermeyin' diyeceğiz. Mahkemeye sorumluluklarını hatırlatacağız. Bugün ayrıca AİHM'ye yaptığımız acil tedbir talepli başvurumuzu raporlar ışığında yineleyeceğiz. Cuma gecesinden bu yana hastanede tutuluyorlar. Nuriye'nin de Semih'in de bilinçleri son derece yerinde ve açık olduğu için bedensel herhangi bir müdahale yapılmasına izin vermiyorlar."

SARILMAYA KIYAMAZKEN

Semih Özakça'nın kendisi gibi açlık grevinde olan eşi Esra Özakça, zorla hastaneye götürme haberini duyduğunda çok üzüldüğünü belirtti. Esra Özakça,

"Ardı ardına yaşadığı ikinci şiddet vakası.

Zor kullanılarak sedyeye bağlamışlar.

Biz görüştüğümüzde sarılmaya bile kıyamazken eziyet ediyorlar.

Nuriye ve Semih'in daha fazla sahiplenilmesi gerekiyor"

dedi.

AVUKAT TEPKİSİ: 'BU MU HEKİMLİK'

AVUKAT Selçuk Kozağaçlı da sosyal medya hesabı Twitter üzerinden,

"30 günde 21 uzman doktor;

7 rapor, 3 muayene.

Ortak görüş:

'Hayati tehlike, kalıcı sakatlık riski.'

Neyi bekliyorsunuz?

Ne bekliyorsunuz!

Tam teşekküllü kurul konuşmuş:

'Yaşamı tehlikede,

yalnız kalamaz,

hapiste kalamaz.'

Ne yapalım?

'Hastanede tutuklu tutun!

' Bu mu hekimlik?"

mesajı paylaştı.

http://www.hurriyet.com.tr/cezaevindeki-hastanedeler-40535557

 
a45UyF587661-170731160918 Oraj Poyraz oraj.poyraz@openmail.cc
2017/07/31  16:23 2  65  alelma@yahoogroups.com


 

Butun bir hasat,bir kivilcim yuzunden elden gidebilirmis..

Anlamli sozler

Turkler kendi gucleri ile adam olamaz.
Ingilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.

Yazar Refi Cevat Ulunay -21.05.1919

Turker Erturk: MUAVENET.
Kasten vurdular-Mesaj verdi-Mesaj anlasilmadi

1 Eki, 2015

Muavenet in 2 Ekim 1992 de Display Determination-92 (Kararlilik Gosterisi-92) adli NATO tatbikati sirasinda Ege de ABD ucak gemisi Saratoga nin atesledigi 2 adet Sea Sparrow hava savunma fuzesiyle vurulmasinin uzerinden tam olarak 23 yil gecti.

Fuzeler geminin kalbi sayilabilecek kopruustu ve SHM (Savas Harekat Merkezi) gibi yerlerin yakinina isabet etti. Fuzelerin isabeti sonucunda geminin komutani Deniz Kurmay Yarbay Kudret Gungor dahil olmak uzere 5 sehit ve 22 yarali verdik. Donemin ABD Disisleri Bakani Lawrence Ealeburger haberi Washinton Buyukelcimiz Nuzhet Kandemir e geminizi batirdik ozur dileriz diye iletti.

Olay gece yarisi yesil periyot olarak adlandirilan tatbikat disi bolumunde meydana geldi. Saratoga ve Muavenet Ege de Saroz Korfezi yaklasma sularindaydilar. Bildiginiz gibi Ege nin her iki tarafi NATO muttefikleriyle (Turkiye ve Yunanistan) cevrilidir. Ayrica civarda tatbikati veya ABD gemilerini yakindan izleyen Rus ve Cin harp gemileri mevcut degildi. Bunun anlami Saratoga dahil ABD harp gemilerinin yuksek hazirlik durumunda veya tetikte olmasini gerektiren herhangi bir durum yoktu.

KASTEN VURDULAR

Sea Sparrow satihtan havaya atilan, 19 km. menzile sahip, 231 kg agirliginda, 3,6 metre boyunda ve yakla$ik 170 bin ABD dolari maliyete sahip yari aktif radar gudumlu bir fuzedir. Sea Sparrow bir hava savunma fuzesi olmasina ragmen satihtan satiha yani suustu hedeflerine de atilabilme ozelligine sahiptir.

Sea Sparrow fuzesi atabilmek tek bir kisinin tabancayi eline alip ateslemesi gibi kolay bir sey degildir. Yine bu fuzenin firlatilabilmesi SHM de vardiya tutan bir subayin kolunu atesleme dugmesine yanlislikla carpmasi aciklamasi ile de izah edilemez. Fuzenin kazaen ateslenebilmesinin onune gecebilmek icin sistem cok sayida emniyet tedbirini icermektedir. Fuzeyi basari ile atesleyebilmek icin 6 asamadan gecilmesi ve gemi komutanin onayinin alinmasi gereklidir. Ayrica fuze at ve unut (fire and forget) turu bir gudumlu mermi degildir. Fuze ateslendikten sonra hedefini vurabilmesi icin bilgiye ihtiyaci vardir. Bu nedenle atan geminin hedef gemisini (Muavenet) radarla aydinlatmasi gereklidir.

Sonuc olarak olayin kaza olmasinin imkan ve ihtimali yoktur. Kaza olma sansi bir milyonda bir dahi degildir. ABD, en yetkili agizlarindan bu olayin bir kaza oldugunu acikladi. Ama bize gore Muavenet kasten, isteyerek, bilerek ve planlanarak vuruldu. O zaman akliniza su soru geliyor; ABD nicin bunu yapsin?

MESAJ VERDI

ABD bu olay ile Turkiye ye mesaj vermek istedi. Birincisi stratejik olani; soguk savas donemi sonrasi liderligimde yenidunya duzeni kurulmaktadir. Farkli yol arama kipirdanmalarinin farkindayim. Kayitsiz ve sartsiz izlemen gereken yol benim gosterdigimdir. Ikincisi ise guncel bir sorunla ilgiliydi ama sonuclari itibariyla bu da stratejikti. Cekic gucun Turkiye deki varligi ve yapacagi gorevler benim icin hayati oneme haizdir. Engellenmesi kabul edilemez.

ABD Muavenet i vurarak yakici ve yikici gucunun kucuk bir ornegini vermisti. Sonrasinda da Muavenet e karsilik 8 Knox sinifi firkateyni Turkiye ye cok ucuza vererek havucu da gostermisti.

ABD, kurguladigi yenidunya duzeni icinde Ortadogu yu yeniden sekillendirecekti. Bunun icin Turkiye yi kaybetmemek ve iliklerine kadar kullanmak yasamsal oneme haizdi. Bolgede ikinci bir Israil olmasi planlanan kukla Kurt Devleti nin olusumu icin Cekic guc cok onemliydi. Temmuz 1991 de goreve baslayan Incirlik ve Pirinclik te konuslanmis 77 ucak ve helikopter ile Amerikan, Ingiliz, Fransiz 1862 kisiden olusan Cekic guc un Turkiye den cikarilmasi asla ve asla kabul edilemezdi.

MESAJ ANLASILMADI

Gorunurdeki amaci Saddam Huseyin in olasi saldirilarina karsi Irak in kuzeyinde bulunan Kurtleri korumak olan ama esas amaci Irak i bolmek ve bolgede Kurt Devleti kurmak olan Cekic guc un gorev suresi TBMM de uzun ve sert tartismalardan sonra 24 Aralik 1992 de 6 ay uzatildi. Bu uzatmalar 2003 e kadar devam etti.

Turk Silahli Kuvvetleri ve Turkiye, Muavenet ile verilmek istenen mesaji anlayamamisti. Ama ABD nin ulkemiz ve bolgemiz icin planlari vardi. Anlamamakta direnince 1995 de Turk Generalleri hizadan cikti dediler. Irak a mudahelede yer almak istemeyen Ecevit i tasfiye etmek icin Kara Carsamba olarak bilinen 2001 Turkiye Ekonomik Krizini manipule ettiler ve Erdogan liderliginde AKP yi iktidara getirdiler. Erdogan a zorluk cikaran TSK yi itibarsizlastirmak icin 4 Temmuz 2003 de Turk Askeri nin kafasina cuval gecirdiler. Ergenekon ve Balyoz gibi operasyonlarla projelerinde gorevlendirdikleri AKP nin onunu actilar. Ve gunumuze kadar geldik!

Sehitlerimize rahmet diliyorum.

Saygilar sunarim

ILK KURSUN


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo