26 Aralık 2023 Salı

INSANLARI SORGUYA ÇEKİP MÜSLÜMAN OLUP OLMADIKLARINI TEST EDİYORLAR. ALEVİ OLDUKLARINI ÖĞRENİNCE DE KURŞUNA DİZİYORLAR.


INSANLARI SORGUYA ÇEKİP MÜSLÜMAN OLUP OLMADIKLARINI TEST EDİYORLAR. ALEVİ OLDUKLARINI ÖĞRENİNCE DE KURŞUNA DİZİYORLAR.

https://twitter.com/exmuslim_tr/status/1693936534175490381

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

DİŞ HEKİMLERİ FİLYASYONDA…

https://www.youtube.com/watch?v=zEBnq2zL9g0

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cahil, ne kendi eksigini gorur, ne de ogutlere kulak asar.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

YILMAZ ÖZDİL: OSMANLI'NIN BU MİLLETE 500 MİLYAR DOLAR BORCU VAR
24 Mart 2021
Osmanlı iflas etti.
Padişahımız efendimiz zat-ı şahane Abdülhamit'ti.
Kanun hükmünde kararname çıkardı.
Düyun-u Umumiye kuruldu.
Genel borçlar anlamına geliyordu.
Zamanında yenen hurmalar çerçevesinde devletin gelirlerine alacaklılar tarafından el konuldu.
Yedi kişilik yönetim kurulu vardı.
İngiliz Alman Fransız Avusturyalı İtalyan'dı.
Borçların ödenmesini takip etmek için kurulmamıştı devletin gelir kaynaklarını bizzat yönetmek için devletin gelirlerini bizzat tahsil etmek için kurulmuştu.
Bildiğin haciz kuruluşuydu.
Devletten bile büyük hale gelmişti.
Öyle ki devletin maliye bakanlığında beş bin memur çalışırken bu arkadaşların emrinde dokuz bin memur çalışıyordu.
Ecnebi maaşı dolgundu eğitimli gençlerimiz kendi devletine faydalı olmaktansa düyun-u umumiye'de işe girmek için yarışıyordu.
Prim sistemi vardı kendi milletinin gırtlağına sarılan memurumuz bu arkadaşların gözüne giriyor takdir ediliyordu kendi milletinin gırtlağını en çok kim sıkıyorsa en çok primi o alıyordu.
Kafalarına göre vergi salıyorlardı vergi oranlarını belirliyorlardı.
Gelirlere el koyup sadece dış borcu ödemekle kalmıyorlardı devletin bütçe defterini tutuyorlardı iç borç ödemelerini de bunlar yapıyordu.
Banker adı altındaki uluslararası tefecilerin oyuncağı olmuştuk.
Devletin hazinesini inek gibi sağdılar yetmedi uyuşturucu bağımlısı yapar gibi kredi bağımlısı yaptılar yeni yeni borçlar vererek yeni yeni imtiyazlar aldılar bizim topraklarımızda kendilerine demiryolları limanlar bankalar sigorta şirketleri posta şirketleri telefon şirketleri tramvay şirketleri elektrik santralları kurdular yeraltı zenginliklerimizi babalarının madeni gibi işlettiler.
Borçlarımızın katbekat üzerinde gelir elde etmeye başladılar.
Kendi ülkemizde elalemin kölesi olmuştuk.
Kapitalizmin karakolu olarak gelmişler emperyalizmin kuklası haline getirmişlerdi.
Ta ki Mustafa Kemal'e kadar…
Kurtuluş Savaşı'nı kazandık.
Duyun-u Umumiye'yi lağvettik.
Yabancı imtiyazlarını kaldırdık.
O gün itibarıyla Osmanlı'nın 145 milyon altın lira borcu vardı.
Lozan Antlaşması'na göre… Osmanlı'nın 1912 yılına kadar yaptığı borçların yüzde 62'si 1912 yılından sonra yaptığı borçlarının yüzde 77'si bizim üstümüze kaldı.
Tıkır tıkır ödemeye başladık son taksidi 1954'te tamamladık.
145 milyon altın lira o dönemin milli gelirinin yüzde 65'ine denk geliyordu.
Bugünkü değerlerle orantılarsak 500 milyar dolar ediyor.

Manevi olarak Osmanlı'ya saygımız sonsuz… Ama maddi olarak Osmanlı'nın bu millete 500 milyar dolar borcu var.

Osmanlı'nın 500 milyar dolar borcunu bu millet ödemişken millete ait Gezi Parkı'nın tapusu hangi hakla Osmanlı'nın vakfına veriliyor?

Cumhuriyet'in malı Osmanlı vakfı'na verilecekse bu işlemden önce Osmanlı'nın Cumhuriyet'e borcunu ödemesi gerekmiyor mu?

Üstelik…

Gezi Parkı'nın yerinde Topçu Kışlası vardı.
Topçu Kışlası bizzat Osmanlı tarafından satıldı…
Padişahımız efendimiz Vahdettin tarafından Fransız şirketine satıldı.
Fransız şirket kışlayı yıkacak yerine apartmanlar dikecekti.
Kentsel dönüşüm dümeninin Osmanlı versiyonuydu.
Kışlayı satın almadan önce Osmanlı yöneticilerini satın almışlar İstanbul'un ipotek kanunu'nu yani imar durumunu değiştirtmişlerdi.
Sonra gidip Topçu Kışlası'nı satın almak için Bank-ı Osmani-i Şahane'den kredi almışlardı.
Apartmanları dikecekler satacaklar elde ettikleri gelirle banka kredisini ödeyeceklerdi yani aslında ceplerinden tek kuruş çıkmayacak elin taşıyla elin kuşunu vuracaklardı.
Bank-ı Osmani-i Şahane'nin isminde Osmanlı vardı ama İngiliz-Fransız ortaklığıydı bildiğin Galata bankeriydi.
Bu banka zat-ı şahanelerimizi kafalayıp devletin para basma imtiyazını almıştı.
Bizim paramızı basıyor bizim paramızla zat-ı şahanelerine borç veriyordu şahane'liği oradan geliyordu…
Neyse Fransız şirket inşaat işini beceremedi krediyi geri ödeyemedi bunun üzerine banka kışlaya el koydu.
Spor Alemi ismiyle dergi çıkaran futbol meraklısı işadamı Çelebizade Said Tevfik bey talip oldu.
Kışlayı bankadan kiraladı ahşap tribünler yaptırdı sekiz bin seyirci kapasiteli stadyum haline getirdi.
Ama işletmeyi başaramadı.
Yunan işadamına devretti.
O sırada İstanbul işgal edilmişti.
Yunan işadamı uyanık adamdı alttan girdi üstten çıktı işgal kuvvetleriyle maç yapmayı boykot eden Türk kulüplerini ikna etti.
Turnuvalar tertipledi kupalar verdi hasılat rekorları kırdı.
Kurtuluş Savaşı'nın sonunda tası tarağı topladı Türkiye'den ayrıldı.
Stadyum harabe geldi.
Cumhuriyet kurulunca istimlak edildi parası Türk milletinin vergileriyle ödendi park haline getirildi.

E 500 milyar dolarlık borcu boşversek bile…
Bizzat Osmanlı tarafından satılan Gezi Parkı hangi mülkiyet hakkıyla Osmanlı'nın vakfına veriliyor?

Osmanlı elaleme sattı parasını harcadı.
Cumhuriyet parasını ödedi elalemden satın aldı.
Kimin malını kime veriyorsunuz kardeşim?
https://www.gercekgundem.com/guncel/261235/yilmaz-ozdil-osmanlinin-bu-millete-500-milyar-dolar-borcu-var


- - - - - - - - - - - - - - - -

Bu Pazar siirlerimiz kadim Misir uygarligindan.
Eski Misirda halk yoneticilerde 3 erdem arardi.

~Hu : Yetkili ve etkin konusma
Sia : Dogru gorus, dogru duyus ve anlama yetenegi
Maat : Adalet, yonetim becerisi, dogruluk

Misir uygarliginin refah icinde oldugu yillarda
III Amenhotep icin su siir yazilmisti:

O, hayatin ta kendisidir, serinlik veriyor ruha
Halkini doyurmak icin sebil ediyor hazinelerini
Ardindan gelenlerin karni tok, sirti pek
Firavun demek, yiyecek demektir
Bolluk fiskiriyor agzindan

Misir sairleri onderlerine siirlerle yol gosterirlerdi.

OGUT SIIRI

Ondersen
Halki yonetiyorsan
Mukemmel olmaya calis !
Yaptiklarinda puruz olmasin.
Durustluk yucedir.
Degerli olan, surekli olur.
Kotuluk
Onderi hicbir zaman
Sakin bir limana goturmez.

Ilerleyen yillarda Misirda duzen bozulup her yerde
adaletsizlik basladiginda bir Misir sairi aci icinde
su siiri yazmisti:

----------
ANKHUNUN BOZUK DUZENDEN YAKINMASI

Olup bitenler cileden cikariyor insani :
Kargasalik var ulkede, yikimin esigindeyiz,
Kapi disari ettiler adaleti.

Tanri buyruklarina aldiris eden yok;
Gun dogunca bas ceviriyoruz,
Gece olanlari gormemek icin,
Olup bitenler cileden cikariyor insani.

Memleket bastan basa tedirgin
Ama agzini acip tek kelime soyleyen yok.
Masum insan kalmadi artik,
Herkesin isi gucu fesat.
Yurekler yas icinde, tasa icinde.
Komut verenle komut alan bir ornek,
Ikisinin de dunya umurunda degil.
Her sabah kalkar kalkmaz goruyoruz durumu,
Ama duzeltmek icin bir cabaya giremiyoruz.
Dun neyse bugun de o ...
Miskinlik sinmis insanlarin yuzune.

Ne acikli bunu gorup de haykiramamak,
Ama anlamayanlara dil dokmek daha da aci.

Bugunlerde herkes sirf kendini dinliyor;
Kendinden baskasina inanan yok.
Hic iliski kalmadi gercekle soz arasinda.

Ne dersiniz, binlerce yil once yazilan
bu Misir siiri, gunumuzde de gecerli
olabilir mi ?

Saygi ile
levent - levbaba@yahoo.com~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Avaro omnia desunt, inopi pauca, sapienti nihil
Cimrinin herseyi, fakirin bazi seyleri eksiktir, bilginin ise hicbirseyi eksik degildir.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sayın Başbakan'ın beğenemediği fiziksel antropoloji bilimi omurgalı paleontolojisi ile tıp bilimleri arasında bir köprü oluşturan bir bilim dalıdır ve insan evriminin en kıymetli verilerini bulmuş ve bulmaya da devam etmekte olan çalışmaları içerir (Sayın Başbakan Paris'e bir gittiğinde Doğa Tarihi Müzesi'ne ve İnsan Müzesi'ne bir uğrayıversin).

~Ali Mehmet Celâl Şengör (d.24 Mart 1955 İstanbul Türkiye) Türk jeolog.~
. - . - . - . - . - . -













OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

GİRİTLİ KAςAKςι ŞEVKİ, KORKUP İHBAR ETMEZSE SUİKAST GERςEKLEŞECEKTİ.

GİRİTLİ KAςAKςι ŞEVKİ, KORKUP İHBAR ETMEZSE SUİKAST GERςEKLEŞECEKTİ.

Gϋrcϋ Yusuf, Laz İsmail ve ς:opur Hilmi.

Kemeraltι karakolu δnϋnde Gazi'ye ateş edeceklerdi.

Çopur Hilmi'nin kardeşi berber Nuri'nin dϋkkanιnda pusu kurmayι tasarlayan suikastςιlar ςetesinin reisi Lazistan Milletvekili Ziya Hurşit'ti.

Ziya Hurşit ve arkadaşlarι kargaşadan yararlanarak Yemiş ςarşιsιnda bekleyen bir arabayla Şevki'nin rιhtιmda bekleyen motoruna gidecekler, motora binip Sakιz adasιna kaςacaklardι.

Ordudan, "suihal" (hotϋ hal) nedeniyle atιlan ς:opur Hilmi, Sarι Edip Efe'nin Degirmendere'deki ςiftliginin kahyasιydι.

Laz ismail, istanbul kuyumcu soygununa karιşan bir eski sabιkalιydι;

Samsun'da kahve işletiyordu.

Gϋrcϋ Yusuf da Laz ίsmail'in arkadaşιydι.

Laz ίsmail, kuyumcu soygununu işgal altιndaki İstanbul'da yapmιştι.

Gϋrcϋ Yusuf da mϋtareke yιllarιnda dϋşman donanmasιnιn gozϋ onϋnde bir Fransιz vapurunu ςevirmiş: milyonlarca Frank almιşι.

Ziya Hurşit İzmir'e bu iki gozϋ pek sabιkalιyla gelmşti.

Laz İsmail('in) yanιnda Nimet Naciye adlι bir kadιn da vardι.

Ziya Hurşit.

Rize'nin Hemşin Bucagι "Molla Veysi" koyϋnden, "Kϋrdoglu" ailesinden Kadι Mehmet Hurşit'in ogluydu.

Almanya'da deniz araςlarι yapιm mϋhendisligi ogrenimi gormϋş: yurda donϋnce de ilk TBMM'ne "Lazistan Mebusu" olarak girmişti.

Atak ve gozϋ pek bir milletvekiliydi.

ίlk TBMM'ndeki muhalefet grubu olan "Ϊkinci Grup"da yer almιş;

ikinci Grup liderlerinden Τrabzon milletvekili Ali Şϋkrϋ Bey'in, Mustafa Kemal 'in muhafιz tabur komutanι Milis Yarbayι Τopal Osman Aga tarafιndan oldϋrϋlmesi ϋzerine bu cinayetin Gazi Paşa tarafından istedigine inanmιş: bu yϋzden kin baglamιştı Suikastςιlarι İzmir'e Ziya Hurşit "Gϋlcemal Vapuru" ile getirmişti;

Gaffarzade Oteli 'nde Sarι Edip Efe ile tanιştιrιlmιştι.

Ziya Hurşit, eski ittihatςιlardan Baytar Miralayι (albay) Rasim Bey'den Sarι Edip Efe'ye şifreli bir mektup getirmişti.

Albay Rasim, "Teşkilatι Mahsusa"diye bilinen gizli orgϋtϋn kurucularιndandι.

Sarι Edip Efe, İzmir'deki toplantιlara katιlmιş;

yakιn adamι Çopur Hilmi de suikastta Laz İsmail ve Gϋrcϋ Yusuf ile birlikte ateş edecekler arasιnda görev almıştı Acaba Sarι Efe, kendilerini ele mi verecekti?

Kaςakςιlιkla geςinen Giritli motorcu Şevki'nin iςine kurt dϋşmϋtϋ.

Yoksa Sarι Edip Efe kendilerine bir tuzak mι kurmutu?

Giritli Şevki duruşmalar sιrasιnda Sarι Edip Efe'nin sδzlerini dinledikten sonra Efe'nin kendilerine nasιl bir tuzak kurduğunu anlayacaktι.

.

.

Vali Kazιm Dirik, Giritli $evki'yi dinlerken dehşete dϋşϋyor;

hemen harekete geςerek ihbarda adι geςenleri sabaha karşı teker teker yakalatιp.

hϋkϋmet konagιnιn bodrum katιndaki Emniyet'e getirtiyordu.

İlk yakalanan Ziya Hurşit oldu.

Ziya Hurşit, Gaffarzade Oteli'nde polislere, yatagιnιn altιna sakladιgι tabanca ve bombalarι kendi göstermiş ve hίς direnmeden teslim olmuştu.

Polisler, Ragιp Paşa Oteli'nde yatan Laz ismail ve Gϋrcϋ Yusuf u kιskιvrak yakalayιp, hϋkϋmet konagιna getirdiler.

Çopur Hilmi de Karşιyaka'da kardeşinin evinde yakalanmιştı.

ilk sorgularι, Savcι Ekmel ve Hasan Beyler yapιyordu.

Vali Kazιm Dirik, sorgularι dinliyor;

dinlerken de hem ofkeye kapιl ιyor, hem şaşιrιyordu.

Şaşkιnlιğι 'Άyιcι Arif' adιnι duyunca bϋsbϋtϋn artmştι.

Suikastςιlardan biri de Miralay Arif Bey'di.

Arif Bey, Gazi Paşa'ya ikiz kardeşi gibi benzeyen;

Gazi Paşaya baglι bir kumandandι.

Samsun'a Mustafa Kemal ile birlikte ςιkan Arif Bey, Kazιm Dirik'in yardιmcιlιgιnι da yapmιştι.

Gazi Paşa'ya bu kadar baglι gorϋnen Arif Bey nasιl olmuştu da böylesine bir suikasta karιşmιşι?

Giritli Şevki sorgusunda olayι şöyle anlatιyordu: "Paşa'nιn izmir'e gelecegi gϋn yapιlacak suikasta yardιm etmemi teklif etti;

kabul ettim.

Βϋtϋn tertibatι Gazi Paşa'ya hitaben yazdιgιm bir mektupla Vali Paşa'ya ihbar ettim.

Milletvekili Ziya Hurşit, Gϋrcϋ Yusuf νe Çopur Hilmi benim evimde toplandιlar.

Bir defa da Tikvesli ίdris'in evinin bahςesinde gorϋltϋl<.

Bunlar, Paşa'nιn izmir'e geliş gϋnϋnde Kemeraltι'nda dört yol agzιndaki Gaffarzade Oteli'nde νe altιndaki Berber Nuri'nin dϋkkanιndan tabanca νe mermilerle saldιracaklardι.

Suikasttan sonra da otomobil νe benim motorumla adalara kaςacaklardι.

" Şevki 'nin son sözler i, Vali Kazιm Paşa'yι yerinden sιςratacaktι: "- Esasen suikast, Ankara'da yapιlacaktι;

olmamιş!

.

İstanbul milletνekili Rauf Bey'in haberi νarmιş;

ο (ben bulunmayayιm) diye Avrupa'ya gitmiş.

Millet Meclisi Reisi Kazιm Paşa'nιn da (Orgeneral Kazιm Ozalp) haberi νarmış.

Uğur MUMCU / Gazi Paşaya Suikast

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Küçük avantajların peşinden koşarken büyük başarılardan olabilirsiniz.
Bir ülke iyi yönetiliyorsa, yoksulluk ve düşkünlüğün varlığı, utanç verici bir şeydir.
Bir ülke kötü yönetiliyorsa, zenginlik ve onur gibi şeylerin varlığından utanç duyulmalıdır.

~Konfiçyus~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bağlılık, düşünmemek demektir, düşünmeye gerek duymamak demektir.
Bağlılık bilinçsizliktir.

~George Orwell-1984~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hayatin gayesi olmayinca eglence batakligina akiyor.

~A.CARREL~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Once evinin haline bak sonra devlete sitem eyle.

~Izzet Molla~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Gerçek kafir, kitlelerin tapındıkları tanrıları inkar eden değil;
asıl, kitlelerin inandıkları tanrıları doğrulayan
kişidir.

~Epikuros~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ucuz adam, pahali mal satmaz.

~O.Faruk Sehsuvar~
. - . - . - . - . - . -













OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

23 Aralık 2023 Cumartesi

CEMİL KILIÇ: HALİFELİK MÜSLÜMANLARI BİRLEŞTİRECEKMİŞ!..

CEMİL KILIÇ: HALİFELİK MÜSLÜMANLARI BİRLEŞTİRECEKMİŞ!..

Yahu halifelik Muhacir ile Ensar'ı bile birleştiremedi. Ensar'ın lideri Sa'd, halifenin baskısı yüzünden öz yurdu Medine'den kaçmak zorunda kaldı.

Halifelik, Hz. Ali ile Muaviye'yi birleştiremedi.

Halifelik, Hz. Ayşe ile Hz. Ali'yi bile birleştirmedi.

Halifelik, Hz. Ebu Zer ile halife Osman'ı bile birleştiremedi.

Halifelik, Emevilerle Haşimileri bile birleştiremedi.

Halifelik, Kerbela'da neler yaptı?

Halifelik, Harre'de Medineli kadınlara tecavüz etti.

Halifelik, Abbasilerle Büveyhileri, Fatımilerle Endülüslüleri bile birleştiremedi.

Aynı anda üç halife vardı. (Abbasi, Fatımî ve Endülüs) Hatta daha sahabe döneminde bile aynı anda üç halife vardı.

Halifelik, Türk'lerle Arapları bile birleştiremedi. Araplar Türk halifenin emrini uymayı değil de İngilizlere işbirliğini seçip Hz. Muhammed'in kabrini koruyan Türk ordusunu arkadan vurdu.

Halifelik, İzmir'in işgali sırasında Türk'lere karşı Yunan ordusunu destekledi.

Halifelik, Kuvayı Milliye'yi ve Mustafa Kemal'i kafir ilan edip katline ferman verdi.

Peki, bugünkü hilafetçiler bu kurumu neden istiyor?

Neden olacak, Müslümanlar birbirlerine girsin, birbirlerini katletsin diye...

Yeni Kerbela'lar yaşansın diye...

Yeni Muaviyeler, Yezitler türesin diye...

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Geçmiş, Bir Kova Külden Başka Bir Şey Değildir.

~CARL SANDBURG~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Demin

~Kasvet, elinde bir paslı makas,
İstanbul'un asma köprülerini kesti.
Sevdamızın ipinde cirit oynayan cambaz
Şimdi bir kör satırdır içimizde.
Ha düşer,
Ha düşer,
Ha düşer...
Başımızın üstünde demin gülüp duran gökyüzü
Yedekte bir salapurya şimdi

Can Yücel~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bakara Suresi 85.Ayet:

Yoksa siz Kitab'ın bir kısmına inanıp bir kısmını inkâr mı ediyorsunuz? Sizden öyle davrananların cezası dünya hayatında ancak rüsvaylık;
kıyamet gününde ise en şiddetli azaba itilmektir.

Kur'an-ı Kerim'in bazı ayetlerine ilişkin mazeretler:
1- Bu ayetler yanlış tercüme edilmiş
2- Bu ayetler yanlış anlaşılmaya müsait yani herkes anlayamaz
3- Bu ayetler zaman aşımına uğradı yani bugün geçersiz
4- Bu ayetler çağ dışı yani İslam'da reform yapılması lazım
5- Bu ayetlere iman etmek imkansız ama yine de ben bir müslümanım

Mazeretlerin Cevapları:

1- Diyanet Vakfı Meali'ni, konularında uzman 'İlahiyatçı Heyet' hazırladı. En çok itibar edilen meal. Heyetteki herkesin yanlış tercüme yapması imkansız. Hal böyle iken bu mazeret geçersizdir.
2- Kur'an-ı Kerim'i herkesin anlayabileceğine dair ayetler var* ve zaten bu sebeple 'indirilmiş'. Tersi ise adaletsizlik olur çünkü herkesin anlayamayacağı ve yanlış anlaşılmaya müsait bir kutsal kitap göndermek Allah'a yakışmaz. Bir sakınca da şudur; Müslümanlara siz Kur'an'ı anlamazsınız, sadece biz anlarız diyen 'ruhban sınıfı' oluşur ki İslam'da ruhbanlık haramdır. Hal böyle iken bu mazeret geçersizdir.
3- Kur'an'ın, kıyamete kadar, 'cihanşümul(evrensel)' yani her zaman ve her yerde hükmünün geçerli olduğuna inanmak farzdır. Hal böyle iken bu mazeret geçersizdir.
4- Allah 21. yüzyılın hayat şartlarını ve yaşam biçimini ezelden beri bildiğine göre Allah'ın bu durumu hesaba katmadığını iddia etmek Allah'a karşı çok büyük bir iftiradır. Hal böyle iken bu mazeret geçersizdir.
5- Bu ayetlere iman etmeyenin adı Müslüman değil Kafirdir.** Hal böyle iken bu mazeret geçersizdir.

*Bakınız: Nahl Suresi 89. Ayet, Enam Suresi 38. Ayet, Maide Suresi 15. Ayet, Hac Suresi 16. Ayet.
**Bakınız: Bakara Suresi 85. Ayet ve Maide Suresi 44. Ayet.

- - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ask erkege yakisir, kadin zaten asktir.

~Can DUNDAR~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Böyleymiş

~Yanarmış yürek böyle
Islak bir yeşil sebebiyle
Kaçarmış insan kendinden
Nereye gittiğini bilmeden
Ağlarmış gizlice
Kurumuş toprağı ıslata ıslata
Severmiş de sevilmezmiş
Yalan da olsa gülermiş
Sebebini bilmeden


Yılmaz Erdoğan~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Uzun süreli bir savaş, önce orduyu sonra da toplumu yozlaştırır.

Lao TzuLao sözcüğü Çince yaşlı , Tzu (Zi) ise üstat', bilge anlamına geliyor.
Yaşlı Bilge anlamındaki Lao Tzu, MÖ 6.yy.'da yaşıyor ve Tao Düşüncesinin kurucusu olarak kabul ediliyor.

~Lao Tzu, Tao Te Çhing (İş Bankası Kültür Yayınları, 2016)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Neden ben, biz entelektüellerin yardımcı olabileceğimizi düşünüyorum? Bunun sebebi, biz entelektüellerin binlerce yıldır en fazla zararı vermiş olmamızdır. Bir fikir, bir öğreti, bir teori, bir din adına toplu cinayet -bizim yaptığımız, bizim icadımız budur...

~Sör Karl Popper (1902-1994), Avusturya Yahudi'si olarak dünyaya gelmiş İngiliz filozof. Liberal demokrasi ve yeniliklere açık toplumun önde gelen savunucusudur. Geleceğin yönünü tarih sayesinde bilebileceklerini varsayanları, düşmanı olarak nitelendirmiştir (Hegelciler, Marksistler, Naziler ve İncil eskatolojisine inananlar, diye eklemiş olabilir). Bilimsel teorileri bilimsel olmayanlardan ayırt etmemizi sağlayan kriterlerin çürütülebilir olduğundan bahsetmiştir. Ona göre bilim ve bilgi de hatanın elenmesi adlı bir evrim sürecinden geçmektedir, sonunda gerçeğe değil, giderek daha ilginç hale gelen sorunlara dönüşür. Agnostik olduğunu açıklamıştır.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Peygamber 30 erkeğin cinsel gücüne sahipti.

~Buhari~




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

19 Ekim 2023 Perşembe

CEM ERCİYES: ‘KANUN HÜKMÜ’NÜ İZLEDİM



CEM ERCİYES: 'KANUN HÜKMÜ'NÜ İZLEDİM

Ekim 2023

Film FETÖcü' filan değil, alakası da yok. Peki sansür nedeniyle iptal edilen ve tekrar düzenlenecek olan Antalya Film Festivali'nde gösterilecek mi? Belediye Başkanı, popülist birkaç gösteriyle 'zararsız' bir festivali tercih edecek gibi görünüyor.

Bu film, iktidar çevrelerinin dile getirdiği gibi 'FETÖcü' filan değil. Alakası da yok. 15 Temmuz'dan sonra devletin içindeki Fettullahçıları temizlemek için çıkartılan kanun hükmünde kararnamelere nasıl da 'istenmeyen' herkesin dahil edilip sorgusuz sualsiz işten atıldıkları biliniyor… Bir gecede tüm hayatı alt üst olan bu insanların bir kısmı uzun hukuki mücadelelerle işlerine dönebildi. Bir kısmı ise hala muktedirlerin tabiriyle 'sivil ölüm'ü yaşıyor.

Nejla Demirci'nin çektiği belgesel Kanun Hükmü işte bu insanlardan ikisini anlatıyor. Kardiyoloji uzmanı doktor Yasemin Demirci ile ilkokul öğretmeni Engin Karataş'ın hikayesi. Her ikisi de Bodrum'da yaşıyor ve çalışıyorlar. Her ikisi de işine çok bağlı, belli ki idealist ve aktivist insanlar. Her ikisi de sendika üyesi. Onların işten çıkartılmalarının arkasında yatan sebebin de bu olduğunu anlıyoruz filmi seyrederken. Fetullahçı olmaları değil, tam tersine muhalif, solcu devlet memurları olmaları…

Bir gün Yasemin Demirci'yi arayan bir arkadaşı 'Resmi Gazete'yi gördün mü?' diye soruyor. Neden görsün ki? Resmi gazeteye bakmak gibi bir alışkanlığı yok tabii ki her normal birey gibi. Ama orada bir liste var ve Yasemin Demirci'nin de adı o listede… Neden işten atıldığını hiçbir zaman öğrenemiyor. Bu kararlar itiraza kapalı olduğu için hakkını da arayamıyor. Bir takım komisyonlara verilen akıbeti belirsiz dilekçeler hariç yapabileceği hiçbir şey yok. Çok sevdiği doktorluk mesleğini yapamaz hale geliyor. Tıp fakültesine girdiği 17 yaşından beri hastanelerde geçen ömrü birden bir boşluğa sürükleniyor. "Muayene odam çok güzeldi, perdelerini kendim almıştım" diye anlatıyor Yasemin Demirci. Ama hastalarından kopmuyor, onu seven, ona inanan hastaları da kendisini yalnız bırakmıyor. Evlerinde ziyaret ederek tedavilerini sürdürüyor. Bağlı bulunduğu sendika çok sayıda eylem yapıyor. Bu eylemlere Yasemin Demirci'nin hastaları da katılıyor. Belgeselde de doktorlarını nasıl sevdiklerini onun Bodrum Devlet Hastanesi'nden çıkartılmasının nasıl bir kayıp olduğunu anlatıyorlar.

Yıllarca tek bir boş zamanı olmayan, yorgunluktan küçük molaların hayalini kuran Dr. Yasemin Demirci, artık vakit geçirmek için kendini ev işlerine veriyor. Onu harıl harıl evini temizlerken görüyoruz, arkadaki açık televizyonda ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşuyor. Filmin iktidar çevrelerinin hışmını çekmesinde en çok bu, Erdoğan'ın televizyon konuşmalarının olduğu bölümlerin yer aldığı söyleniyor. Hatta filmin fragmanında da yer alıyor bu anlar. Yönetmen Nejla Demirci de filmi izlemeye dahi gerek görmeyen Bakanlık yetkililerinin bu fragmandan yola çıkarak karşı tavır aldıkları görüşünde…

Filmin diğer kahramanı Engin Karataş ise Yasemin Demirci'ye göre daha yalnız görünüyor. Tek başına, bir zamanlar çalıştığı okulun önünde eylemler yapıyor. Yere 'İşimi geri istiyorum' yazıyor ve gelen geçene anlatıyor, "Ben bu okulda çalışıyordum. Adaletsizce öğrencilerimden ayrı düştüm"… Sürekli polisle köşe kapmaca oynayarak, yaratıcı, ilgi çekici yöntemler bularak bıkmadan usanmadan sürdürüyor eylemlerini. Yere yazıyı bazen suyla yazıyor; kuruyup gidiyor. Bazen pirinçle yazıyor, bazen her dilde kartonlarla. Bazen balonlara asıp uçuruyor, bazen bir tekneyle denize açılıp pankartını açıyor. Bazen öğrencilerine mektup yazıp kağıt uçaklar halinde okulun bahçesine uçuruyor…

Her defasında polisin gelmesi çok sürmüyor. Pankartları toplatıp onu da karakola götürüyorlar. Kabahatler kanunundan para cezası kesiyorlar her defasında. Ama ne sesini duyan oluyor ne de işine geri dönebiliyor. Kızıyla yaşayan Engin Karataş'ın annesi babası haline çok üzülüyor. Sendika yardımıyla kıt kanaat geçinmeye çalışıyor. Ve okuluna, öğrencilerine döneceği günü bekliyor. Karataş, Dr Demirci'ye göre çok daha yalnız görünüyor. Etrafında onun eylemlerine destek veren pek kimse yok. Kızıyla bir konuşmasında anlıyoruz ki Kürt kimliğinin de onca insan içinde ayıklanıp işinden atılmasında etkili olduğunu düşünüyor…

Yalnızlık ve dışlanma, KHK mağdurlarının en önemli sorunlarından biri. Devletten atıldıkları gibi başka bir yerde de iş bulamıyorlar. Hatta aileleri bile etkileniyor bundan. Dr Yasemin'i ziyarete gelen annesi, birlikte yemek yaptıkları bir sahnede konu komşunun ayağını kestiğinden, sık sık gelen giden birçok arkadaşının ortadan yok olduğundan bahsediyor… Dr. Yasemin de özel hastanelerde bile iş bulamıyor, bulduğunda da durumundan istifade edilmeye çalışıldığını fark ediyor ve uzun süre direnmesine rağmen Bodrum'u ve buradaki hastalarını bırakıp şehri terk ediyor…

Filmin yönetmeni Nejla Demirci, Dr. Yasemin Demirci'nin kardeşi. Ablasının başına gelenler ona bu filmi yapmak için ilham vermiş. Film bu iki mağdurun mücadelesini içine düştükleri çıkmazı anlatıyor. Yapılanların nasıl büyük bir adaletsizlik olduğunu insanların hayatını nasıl mahvettiğini ve onları tanımsız bir çaresizlik içine sürüklediğini gösteriyor. Uzunca bir süresi var, 1.5 saat. Birbiri ardına eylemleri, gündelik hayattan küçük kesitleri izlerken iki kahramanı tanıyor ve olan biteni yavaş yavaş kavrıyoruz.

Yönetmen kamerasını onların hayatına çevirip tanıklık etmeyi tercih etmiş. Dolayısıyla sesini yükseltmeyen, söylev çekmeyen, olan biteni ise izleyicinin kavramasını tercih eden bir film. Nitekim basın gösteriminde tanıdığım filmin yönetmeni Nejla Demirci de bende böyle bir izlenim bıraktı. Çekimler sırasında yasaklamalarla karşılaşan bunları ancak Anayasa Mahkemesi aracılığıyla aşabilen Nejla Demirci "Çekimleri çok zor geçen filmin gösteriminin de kolay olmayacağını biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim" diyor. Antalya'da filmin sansürlenmesine, ardından bunun ulusal bir mesele haline gelip festivalin iptal edilmesine şaşırmış. Onca kavganın ortasında o da filminin kahramanları gibi kendini biraz yalnız hissediyor. K

anun Hükmü'nün görmeleri için Bakan dahil Kültür Bakanlığı yetkililerine ulaşmaya çalışmış ama kimsenin pek umuru olmamış. Şimdi filmi böyle siyasi bir tartışmanın odağı olup kaldı. Festivallerde gösterilmesi, izleyiciye sinema salonlarında ulaşması pek mümkün görünmüyor. Nejla Demirci yine de filmini tanıtmaya ve kendini anlatmaya uğraşıyor, fazla sesini yükseltmeden bağırıp çağırıp öne atlamadan…

FİLM ANTALYA'DA GÖSTERİLECEK Mİ?

Hatırlayalım, belgesel film Antalya Altın Portakal'ın yarışmalı bölümüne dahil edilince ortalık karışmış, Kültür Bakanlığı filmin festivalden çıkartılmasını istemiş, diğer bakanlıklar ve devlet kurumları da bu yönde tavır almıştı. Bu baskılar karşısında direnemeyen Antalya Büyükşehir Belediyesi de filmi festivalden çıkartmaya karar verdi. Bu sansür üstüne tüm sinemacılar ortak tavır alıp festivalden çekilince 60. Yılını kutlamaya hazırlanan Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edildi. 1963 yılından bu yana yapılan festival 1979 yılında da sansür tartışmaları nedeniyle iptal edilmiş, 1980 yılında ise askeri darbe yüzünden yapılamamıştı. Onca yıl sonra tekrar iptal edilmesi ise Türkiye'nin bugünkü politik ikliminde mümkün oldu…

Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 2023 yılı bitmeden 60. Altın Portakal Film Festivali'ni hiçbir başka kurumun desteği olmasa da düzenlemekte kararlı olduğunu açıklamıştı. Geçen Perşembe günü sinema sektöründen STK temsilcileriyle görüştü. Burada sinema sektörü Kanun Hükmü belgeseli ve diğer filmler olmadan düzenlenecek Altın Portakal'a katılmayacaklarını söylemiş. Antalya Belediyesi de 'bunu değerlendirmek üzere' masadan kalkmış.

Genel kanı, Belediye'nin bu konuda iktidara direnme gücü ve niyeti olsaydı zaten festivalin iptal edilmeyeceği yönünde. O zaman Belediye, sansürü kabullenen, Kanun Hükmü'nün ve Türkiye'deki önde gelen sinemacıların olmadığı bir festival yapabilir. Gazete Duvar'da yer alan bir haber de bu yöndeki dedikoduları aktarıyor ve Muhittin Böcek'in Salih Güney'in başkanlığında bir 'Yeşilçam' festivaliyle 60. Yılı kapatmak niyetinde olduğunu söylüyor. Tabii bu, festivalin de Antalya'nın da itibarını kurtarmaz. Sansüre direnecek, tüm sektörü bir araya getirecek bir festivale herkes özveriyle destek olur. Böylesi, ana muhalefet partisinin mensubu olan Belediye Başkanı'na da daha çok yakışır. Ama sanki Belediye Başkanı, popülist birkaç gösteriyle düzenlenecek 'zararsız' bir festivali tercih edecek gibi görünüyor.

Cem Erciyes: Gazeteci, yayıncı. 1971 doğumlu Cem Erciyes, İzmir Bornova Anadolu Lisesi'ni ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler dalında yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe 1992'de Dünya Gazetesi'nde başladı. Dünya Kitap dergisi ve kültür sanat sayfalarında çalıştı. 1997 yılında Radikal'e geçti. Kültür Sanat Editörü ve Radikal Kitap Eki Yayın Koordinatörü, Ek Yayınlar Yönetmeni gibi görevler üstlendi… 2016 yılında Doğan Kitap'ın yayın direktörlüğünü üstlendi. Halen bu işi yapıyor. Çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. TRT'de, Açık Radyo'da kültür sanat ve tarih programları hazırladı, sundu.

https://artigercek.com/makale/kanun-hukmunu-izledim-269008

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

HELE DUT CEVDET'İN HİKAYESİ…

https://www.youtube.com/watch?v=rOI1puRGh08

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ileriyi gorebilme, enerji, tek amaca baglilik, Hunlarin secimi ve kullanimi, cabalara degecek bir hedefe baglilik mukemmel bir komutanin ozellikleri haline gelir.

~Attila~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Basarilari herkes tarafindan kabul edilen insanlar, kurduklari iliskilerde kiskanilma payi

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sert bir düşüş sert bir sıçrama demektir… Eğer doğru malzemeden yapılmışsanız.

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ve bence sudur butun nesnelerin lekesiz algilanmasi: nesnelerden bir sey istememek, onlarin onune bin gozlu bir ayna gibi uzanabilmek…

~Ey duygulu, iki yuzlu kisiler, ey sehvet duskunleri!… Sizin isteginizde sucsuzluk eksik: bu yuzden kara calarsiniz her istege!…

Guzellik nerdedir?… Butun istemimle, istemem gereken yerde: goruntu, salt goruntu olarak kalmasin diye sevmek ve yok olmak istedigim yerde…

Gercek, gunes gibi ben de severim hayati ve butun derin denizleri…

Algi da sudur bence: Derin olan hersey agacaktir, Benim yuksekligime!…

Lekesiz Algi Ustune / F.Nietzsche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Paramparça

~Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.

Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.

Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.

Bedri Rahmi Eyüboğlu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kimse kendisine sunu sormaz : ben neden mutsuzum?
Soru kendi icinde her seyi mahvedebilecek virusu tasir.
Eger bu soruyu sorarsak,bu bizi neyin mutlu ettigini bulmak istedigimiz anlamina gelir.
Eger bizi mutlu edecek olan su anda sahip oldugumuzdan farkliysa o zaman ya bir kerede veya tumuyle degistirmeli ya da kendimizi cok daha mutsuz hissederek oldugumuz gibi kalmaya devam etmeliyiz.

~Paulo Coelho~

- - - - - - - - - - - - - - - -

En iyisini um, en kötüsüne hazırlan ve şaşırmaya hazır ol.

~Denis Waitley~
. - . - . - . - . - . -
width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768




width=768



89.601 kb Tahrir_Vazifeleri_3-Ismet_Ozel.epub

373.221 kb Yasar_Kemal-Bu_Diyar_Bastanbasa_2-Yanan_Ormanlarda_Elli_Gun.epub

7.134.259 kb turkce_ogreniyoruz_1_anahtar_kitap_en-tr_.pdf

1.109.124 kb Babil_Kitapligi_25_Lord_Dunsany-Yann_in_Ulkesi_CS_.pdf

158.489 kb Osho-Zeka-Simdiki_Ana_Verilen_Yaratici_Cevap.epub

5.310.215 kb Ozdemir_Nutku-Yeni_Baslayanlar_Icin_Oyuncunun_Calismasi.pdf

4.733.545 kb Enver-Ziya-Karal-Selim-III-Un-Hatti-Humayunlari.pdf

2.093.938 kb Guvender_Yayinlari-LYS_3_6_Deneme.pdf

255.146 kb Hikayeler_I-Turgenyev.mobi

993.926 kb Necip_Fazil_Kisakurek-Cole_Inen_Nur.pdf

1.347.374 kb Sakir_Kocabas-Ifadelerin_Gramatik_Ayrimi-Kure.pdf

106.742 kb N_H_Kleinbaum-Olu_Ozanlar_Dernegi.epub

226.879 kb Thomas_Harris-Kuzularin_Sessizligi.epub

4.104.604 kb Ataturk_Ilkeleri_ve_Inkilap_Tarihi-II.pdf

126.703 kb Atilla_Ilhan-Ben_Sana_Mecburum.pdf

445.609 kb Salah_Birsel-Yayinlanmamis_Siirler.pdf

7.932.423 kb Andre_Clot-Fatih_Sultan_Mehmet.pdf

392.704 kb Nazim_Hikmet-Yolcu.doc

1.771.880 kb Arapca-ve-turkcede-cumle-yapisi-yabancilara-arapca-cumle-ogretimi-karsitsal-cozumleme-the-structure-of-arabic-and-turkish-sentences-teaching-the-arabic-sentence-to-foreigns-contrastive-analysis.pdf

28.160 kb Cuneyt_caliskur-SADME2.doc


59

Eller aya biz yaya.
Bakın ablanın merak ettiği konu neymiş?
Oysa şurada iki gün önce ABD Mars'a uzay aracı indirdi, ve NASA genel müdürü ortaokul öğrencilerinin popüler bilim sorularına cevap verdi.
26
89

Putin'in Müslüman oluşu. Yaaaa!...
O derece.
Yahu bu pis sakallı, pis herifi adam insan sayıp dinleyenler,
soru soranlar da var.
20

Cübbeli bu kez doğrusu söylüyor.
Hırsızlar Müslamanmış.
51
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/