31 Ocak 2015 Cumartesi

Ayastefonos Antlaşmasına günler kala!... - Özerklik verilecek silah da bırakmayız

-----BEGIN PGP PUBLIC KEY BLOCK-----
Version: GnuPG v1.4.12 (MingW32)

mQENBFJVPgkBCADHCogZOaa0sSeGm/heZDg3BJJVqMIbuH8wKLwzj13yjNiUzUzd
F7Qs2rXmHVlnmlNYhRK6+TxpwGJd+h+kLGvaAynkqpimiSeQXJgEQ65jfnzxpfeH
Nt2zlge74/PZEIabfjJsh88JOJo+y17yQQe/StUf1b4ImrUv3029KWyvJ6xWIzKj
dYcFCgO2+rsZkuiGSURHlZrUBB4irBY+wwj2N7ppuTSyG3beGG1Ono5LjT3acJci
WJM8EFbxHwii5WV6f1SiWbR459qUMqH4H2fMgr+5LPfFzY1mN8ozg8divy7AVEZM
SAh+mRRw2vtwWPXKLEUWUmaJjS40KY0dmztBABEBAAG0KVQuQy4gT3JhaiBQT1lS
QVogPGNpbWNpbWVAbmVvbWFpbGJveC5uZXQ+iQE+BBMBAgAoBQJSVT4JAhsjBQkJ
ZgGABgsJCAcDAgYVCAIJCgsEFgIDAQIeAQIXgAAKCRDa/SIDPzu9IaWUCACiWPRb
GfyAEqVLN2wHoJH2sHjGl7gwMMPJP03PkemDM4Gh4ooVinzTN12qMAvXwUErk/zj
VGfqQPRwRV41Tg7eDVGuNcc2g4knlA+/4zec9i7y2f7+n/r0CLEEt/u2alYfbllj
q6BREpvwNEwndb4jXqI0d7cQ1NeaXR+VzuAX6dUpunbHI10SGglg+GaGa7pSlfdY
vPqI3k3eBO+EsuJ8dDqa844iEsqUQwGDT9oRSpUnDyjTuOeUbHo7W+AuqyZWE3vu
r2HEMI3+tow7AdO77HB6sAJfGcoDPt0qPkVvDRcetD/bsQwM8FNF3WyZqFCkhgY7
mLnVFHl+np5B8VMTuQENBFJVPgkBCAD2s6wu7zhBmGTvUJ+ekvUmVrAxSFhonrJl
YehdGt4fYdZUrOLQl1JhynbvR6rRA/58SGXqsfoecWskCZrGETBaJi8UAbaWJ34d
AGe4Is1auV5iKZJ9qx6lLOiF11KXQCnZnu4mJWDQ5LpU7vHFsoRsyW5JjWbOwGTO
RjmIyjb5O9aZFloa2vJOVE3rgiG/ONeeTFRsy8VY5MmEvYERye3cGyG+KQicVI3E
tu6NnMaS+s/sKWKsM6W7SoPKj+AViMKAe2qkh9H23oOwQ5Oj2cfZd2NqjAA/B6t4
gTMhJ82u0yuJ20eMgAECezifCw7CqPXROAGHjVk12lFhR7/FfSjHABEBAAGJASUE
GAECAA8FAlJVPgkCGwwFCQlmAYAACgkQ2v0iAz87vSG0Rwf+LiWOr6RPOpyxx9le
9U7ZyX3V1e0OutJfyPwLWuo4PYV26udAvis+92r6jdTP/PonQvzVOVKsZ8syWip6
Q76axkosJQnWV6+UOZu/+K2K7DnIO8k0xzOCEeZXn9oXGTsQvurt/qeD4qLIMH20
510G7rC38W4CHdwshGLI+mbj7A0341E82e+b6UMJTn0PxcUfypSrjTxSLOJqSeyi
L3ZlRm4mYZvtgxGjtzh2+SqV30N8SEDJtGu8mwJnZlrbsI97UZrCDh4SS3rxFQu3
DeaXhqzgoC5wehqhSHBv5Ad7EAt4mLpaI+A9ggp6qykaluY/0k4mSFlunJDPi3Z2
ROjy5Q==
=sqcm
-----END PGP PUBLIC KEY BLOCK-----

Ayastefonos Antlaşmasına günler kala!...

Analar ağlarmış, ağlarsa nasıl ağlarmış şimdi siz görün.

Ülkenin bir bölümü ayrı bir siyasi yapıya sahip olduğunda, ülkenin kalanında yaşayan Kürtlerin durumu ne olur?
Bir de bunu düşünün.
Doğrusu ben beni tanımayanı, hiç tanımam.
Normal insanın tepkisi budur.

Bu Ayastefanos Antlaşmasındaki hükümlere benzer gelişmedir.
Bulgar Prensliğinin kurulması, Eflak ve Boğdan Eyaletlerinin otonomi kazanması gibidir.
Sonradan bu devletlere ne olduğunu biliyorsunuz.

Ayastefanos Antlaşması, 93 Harbi (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) sonunda imzalanan barış antlaşmasıdır.

93 Harbi olarak da bilinen 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu'nun yenilgisiyle sonuçlandı. Rus ordusu, batıdan Yeşilköy'e (eski adı Ayastefanos), doğudan Erzurum'a kadar geldi. Osmanlı İmpartorluğu, barış istedi. Rus orduları başkomutanı Nikolay, barış esaslarının mütarekeyle birlikte görüşülmesi şartıyla bu isteği kabul etti ve 3 Mart 1878'de İstanbul'un Yeşilköy semtinde Osmanlı Devleti açısından ağır koşullar içeren bu antlaşma imzalandı. Buna göre;

  1. Sırbistan, Karadağ ve Romanya tam bağımsızlık kazanacak ve sınırları genişletilecek.
  2. Büyük bir Bulgaristan Prensliği kurulacak, Prensliğin sınırları Tuna'dan Ege'ye, Trakya'dan Arnavutluk'a uzanacak.
  3. Bosna-Hersek'e iç işlerinde bağımsızlık verilecek.
  4. Kars, Ardahan, Artvin, Batum, Doğubeyazıt ve Eleşkirt Rusya'ya verilecek.
  5. Teselya Yunanistan'a bırakılacak.
  6. Girit ve Ermenistan'da ıslahat yapılacak.
  7. Osmanlı Devleti Rusya'ya 30 bin ruble savaş tazminatı ödeyecekti.
Osmanlıya da ne olduğunu biliyorsunuz.
Osmanlıca ya da eski yazı bilmenize gerek yok.
Günümüz tarih kitapları da yeter.
Herşey orada.

Doğrusu ülkemizin, vatandaşlarımızın, halkımızın artık çok zamanının kaldığını sanmıyorum.
Haftalar, bilemediniz aylar içinde Demokratik Açılım Görüşmelerinin foyası dökülecek.
İşte o zaman çanak çömlek patlayacak.

Gündelik işlerle vakit geçirenler, şaşıracaklar olmamış, olamamış diyecekler.
Ülkenin siyasi yapısı değişse de huzur gelmemiş onu görecekler.

Bir kez daha belirteyim, Kürt bölgeleri Türkiye'den bölünemez.
Bölünebilir halde değildir.
Çünkü Kürtler ülkenin her yerine dağılmıştır.
Sınır çizmek çok zordur.
Mübadele görüşmeleri yapmak imkansız gibidir.
Kavga çıkmaması imkansızdır.


Kürtlerin bunca hoplayıp zıplamaları, bizim de aklı selimle, duygusal tepkimeler arasında salınım yapan tepkilerimizin tek sonucu olacak.
Kan akacak, bölünme olmayacak.
Nefret ve öfke olacak, ama bölünme olmayacak.
Bu kadar net.

Saygılar.
Oraj POYRAZ

L2fSIJNoA0xfSNxA

Özerklik verilecek silah da bırakmayız

13.12.2014 01:00

HDP lideri Demirtaş iktidarın yalanladığı PKK dayatmalarını teröristbaşının birebir sözleri ile Avrupa Parlamentosu'ndaki kürsüden okuyarak tüm dünyaya ilan etti

Haber: Fatih Erboz

Yerel parlamento ve eyalet meclisleri ile özerklik ısrarı "Her kimliğin, anlayışın ve inancın kendini yerelde yönetebildiği, yetki sahibi olduğu, 'yerel parlamento, belediye meclisi, il genel meclisi, eyalet meclisi' temsiliyetini bulduğu, kendi dilini, eğitimini, kültürünü, geçmişini ve geleceğini garanti altına alabileceği, karar mekanizmalarına katılabileceği yönetim birlikteliğine ihtiyacımız var."

Silah bırakmadan dağdan inip savunma gücü kuracak "Bu devletin kendini savunabilmesi gerekir. Neye karşı, devletin demokrasiden uzaklaşarak merkezileşmesine karşı. Öz savunmamızı yapabilecek yerel güvenlik birimlerine ihtiyaç var. Bölgede demokratik düzeni koruyabilecek savunma birimleri oluşmalı. Ulusal savunmanın da merkezi hükümete bağlı şekilde kurgulanması lazım."

Üniter yapıyı yıkıp, Kuzey Irak'la birleşme peşindeler

"Bu kavramlar Öcalan'a aittir. Demokratik bir toplum ve devlet yarattığınızda bunu yaşatmanın şartlarından biri de o bölgede başka devletlerle ittifak kurabilmenizdir. Bu da demokratik konfederalizmle mümkündür. Yani, komşu halklarla sınırların anlamsızlaştığı yeni birlikler, yeni ittifaklar ve yeni işbirlikleri geliştirebilmektir."

AKP'nin sloganı haline gelen "Yeni Türkiye" nin mimarının İmralı canisi Abdullah Öcalan olduğu ortaya çıktı. HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş, "özerklik, kendilerine ait savunma gücü ve konfederal yapı" yı içeren ihanet süreci yol haritasındaki bu projelerin Öcalan'a ait olduğunu açıkladı. Geçen çarşamba günü, ihanet süreci müzakerelerinde anlaşılan yol haritasında "özerklik" olduğu açıklamasını AKP iktidarından gelen tepkiler üzerine yalanlayan HDP'li Sırrı Süreyya Önder'i Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Avrupa'da doğruladı. Demirtaş, "demokratik özerklik" diye adlandırılan yeni aldatmacayla ilgili Avrupa Parlamentosu'nda düzenlenen 11. Kürt Konferansı'nda ayrıntılı açıklamalar yaptı. Demirtaş, partisinin savunduğu "demokratik özerklik" kavramını şöyle açıkladı:

Adı önemli değil

"Her kimliğin, anlayışın, inancın kendini yerelde yönetebildiği, yerelde yetki sahibi olduğu, 'yerel parlamento, belediye meclisi, il genel meclisi, eyalet meclisi'ne derseniz deyin orada temsiliyetini bulduğu, kendi dilini, eğitimini, kültürünü, geçmişini, geleceğini garanti altına alabileceği, karar mekanizmalarına temsilcileri aracılığıyla katılabileceği yönetim mekanizmalarına ihtiyaç var. Bir de bu demokratik ulusun, demokratik devletin kendini savunabilmesi gerekir. Neye karşı savunacak? Yani toplum kendini her şeyden önce 'devlet'denen egemen aygıta, otoriter aygıta ya da otoriterleşme tehlikesi olan o aygıta karşı savunabilmelidir. Yargının, medyanın, sivil toplumun özgür ve tarafsız olabildiği bir düzene ihtiyaç var. Ayrıca toplumun kendi öz savunmasını gerçekleştirebileceği yerel güvenlik birimlerine ihtiyaç var."

Savunma birlikleri

Konuşmasında AKP iktidarının terör örgütü PKK'nın silah bırakma şartına da atıfta bulunan Demirtaş, yerel güvenliğin yerel meclislere, belediyelere ya da kendi konseylerine bağlı olabileceğini söyledi. Demirtaş, "En nihayetinde yerelde demokratik düzeni, oradaki kazanımları koruyabilecek savunma birimlerinin oluşması lazım. Ulusal savunmanın da ortak bir çerçevede, merkezi hükümete bağlı şekilde kurgulanması lazım" dedi. "Demokratik bir toplum ve devlet yaratılan yaratılan coğrafyada bunu yaşatabilmeniz, sürdürülebilir kılmanızın koşullarından biri de o bölgede başka halklarla, devletlerle ve güçlerle bu anlayışa uygun ittifaklar kurabilmenizdir" diyen Selahattin Demirteş, şöyle konuştu:

Kavramlar ona ait

"Bu da demokratik konfederalizmle mümkündür. Yani konfederal bir örgütlenmeyle aynı çerçevede, aynı anlayışla eşit kurucu unsur anlayışıyla komşu halklarla sınırların anlamsızlaştığı yeni birlikler, yeni ittifaklar ve yeni işbirlikleri geliştirebilmektir. Bu kavramlar, Öcalan'a aittir. Bu, Türkiye'de demokratik çözüm ve müzakere süreci tartışılırken taraflar nerede, konuları nedir, kim ne istiyor ne yapmaya çalışıyor bunlar ifade edilirken asla gözden  kaçırılmaması gereken derinlikli bir perspektiftir. Türkiye'de yürüyen bu müzakere sürecinin esası budur."


a45UyF587661-141213101911-06
^^^^^ - vvvvv

 

GUN OLUR KI
. . . . . .
Gun olur ki ne gokyuzu para eder,
Ne deniz kenari, ne baglar bahceler.
Gun olur ki ne kiz, ne raki, ne siir,
Hicbir sey insani sarmaz, kandiramaz;
Her cesmeden bos doner, elindeki tas.
Gun olur ki cildirmak isten degildir.

Cahit Sitki TARANCI

Resulullah sav buyurdular ki:
Biriniz yemek yeyince, yalamadikca veya yalatmadikca elini mendile silmesin.

Buhari, Et ime 52; Muslim, Esribe 129, 2031
Ebu Davud, Et ime 52, 3847

Tarihimizin en aci yanlarindan biri,kendini ne kadar tekrar ettigidir.

George Carlin



Zeynep GÜRCANLI : Türkiye'ye zehirli dev gemi geliyor

Zeynep GÜRCANLI : Türkiye'ye zehirli dev gemi geliyor

30 Ocak 2015

 Kuito adlı radyoaktif atık yüklü gemi sökülmek üzere İzmir Aliağa'ya gelmesi nedeniyle Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu çağrı yaptı 'Türkiye'ye girmesine izin vermeyin'

Çevre Mühendisleri, İzmir Aliağa'ya sökülmek için gelmekte olan bir petrol tankeri için harekete geçti.

Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu, içinde radyoaktif atık ve tehlikeli atık olan, günlük 100 bin varil petrol işleme kapasiteli Kuito adlı tankerin İzmir Aliağa'ya yaklaşmakta olduğunu belirterek, yetkililere "durdurun bu tankeri" çağrısı yaptı.

Bozoğlu, Hürriyet'e yaptığı açıklamada Kuito adlı tanker hakkında 2013 yılında hazırlanan rapora göre, yüksek miktarda radyoaktif atık ve tehlikeli madde içerdiğini belirtti, "Türkiye'ye girdiği noktada, bu tankeri tekrar geri döndürme şansımız olmayacak" dedi.

Türk hukuk mevzuatına göre, Türkiye'ye radyoaktif madde sokulması yasak. Bu yasağa da vurgu yapan Bozoğlu, Kuito adlı geminin ise, 2013 yılı raporlamalarına göre, yoğun radyoaktif madde ve tehlikeli atık bulundurduğunu söyledi.

"İNCELEME YAPMADAN ALMAYIN..."

Türkiye'ye girmeden, tankerde ölçüm yapılmasını isteyen Bozoğolu, "radyoaktif etki var mı, tehlikeli atık var mı? Bunlara dair inceleme yapılsın. Geminin Türkiye'ye girişine ilişkin yasal izni olup olmadığına dair bile bilgi yok. Eğer izin verdilerse, neye göre verdiler? Eğer bu izin varsa, yetkililer bu izni kamuoyu ile paylaşsın. Eğer gemiye ilişkin, tehlikeli madde içermediğine ilişkin rapor varsa, bunu da yetkililer kamuoyu ile paylaşsın" diye konuştu.

"İKİNCİ BİR GAZİEMİR FACİASI YAŞAMAYALIM"

Daha önce İzmir Gaziemir'de, sökülen bir gemiden çıkan tehlikeli maddenin toprağa gömüldüğünü, bunun da "Türkiye'nin Çernobil'i" olduğunu vurgulayan Bozoğlu, "Gaziemir'de Türkiye'nin Çernobilini yaşadık. Gaziemir'de toprağa gömülen atıklar 2012 yılında tespit edildi. Hala orayı temizleyemediler. O atıkları getiren geminin ne zaman yanaştığı, tam olarak hangi atıkları Türkiye'ye bıraktığına ilişkin hala bilgi yok."

"TÜRKİYE'DE ATIK ENVANTERİ YOK"

Çevre Mühendisleri Odası olarak ,Aliağa'ya yaklaşmakta olan Kuito gemisi için harekete geçtiklerini kaydeden Baran Bozoğlu, "Çevre Mühendisleri Odası olarak biz de kontrol yapmak istiyoruz. Çünkü kontrol yok. Bu yapılacak olan denetimin de kamuoyu ile paylaşılmasını istiyoruz" dedi.

Kuito adlı geminin Türkiye'ye geldiği tarihin, Antalya'da Çevre ve Şehircilik Bakanı İdris Güllüce'nin de katıldığı "Atık Sempozyumu" ile aynı haftaya denk geldiğine de dikkat çeken Bozoğlu, "Orada Bakan Pazartesi günü bir konuşma yapıp, toz pembe bir tablo çizdi. Oysa Türkiye'nin atıklara ilişkin herhangi bir envanteri yok" diye konuştu.

YÜZEN ZEHİRLİ ALİAĞA'DA SÖKÜLECEK, İÇİNDE ATIKLAR TÜRKİYE'YE KALACAK

7391185 IMO numaralı Kuito FPSO adlı gemi, 1999 yılında modifiye edildi.

Günlük 100 bin varil ham petrol işleme ve 1.4 milyon varil depolama kapasitesine sahip gemi, 2000 yılından bu yana Angola açıklarında ham petrol işlemek üzere kullanılıyordu.

2014 yılında geminin sökülmesi için ihale yapılmıştı.

İhale, ön temizliği yapılan geminin sökülmesini içeriyordu.

Ancak Çevre Mühendisleri Odası'nın incelemelerine göre, gemi ön temizliği yapılmış bile olsa, işlevi gereği hala yüksek miktarda tehlikeli madde, petrol atığı ve ağır radyoaktif madde içeriyor.

Bu durum da, geminin "tank tortu raporlarında" yer alıyor

1000 TON PETROL ATIĞI VAR

Kuito için yapılan tank etüt çalışmalarında, güvenlik ve üretim oryantasyonuna bakıldığında; geçmiş oniki ay içerisinde tank, ekipman, borular içerisinde konsantre olmuş yoğun radyasyon seviyesi yüksek maddeler ve tank dibi karbon külleri ile yaklaşık 1000 ton petrol atığı beyan edilmişti. Texcom firması tarafından 2013 Aralık ayında yapılan radyasyon ölçümlerinde, gemide AREA (Autridade Reguladora da Energia Atomica) standardında belirlenen eşik değer olan 0.23 uSv/saatin üzerinde harici gama dozu değerlerine rastlanmıştı.. Ayrıca 5 tank için arkaplan rasyasyon değerinin 5 katı düzey radyasyon dozu ölçülmüştü.


a45UyF587661-150130150319-06

 

Ustat dedi ki;
Iradeni gercek prensipler icin kullan.
Erdemli olan seyleri kazanmaya calis.
Kendini iyilige ver.
Eglencelerin sanat icin olsun.

Konfucyus

Resulullah sav buyurdular ki:
Sizden birinizin yemek kabina sinek dusecek olursa, onu iyice batirin.
Zira onun bir kanadinda hastalik, digerinde sifa vardir.
O, icerisinde hastalik olan kanadiyla korunur.
Ebu Davud, Et ime 49, 3844
Buhari, Tibb 58, Bed ul-Halk 14; Ibnu Mace, Tib 31, 3504, 3505

Nesai, Fera 117, 178

Asla kendinizden baska birine hareket alani birakmayin.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Dicle: Manav etiketinde lokanta mönüsüne her şey Kürtçe olacak

Haberin başlığıyla haber arasında küçük bir fark var. Kürtçe de'deki de eki. Bu çok şeyi değiştirir gibi gözüküyor değil mi?
Aslında öyle değil.

Haberin devamını okuyunca belediye tarafından, çok dilli hizmet vermenin de ötesinde bir Kürtçeleştirme seferberliğinın yapılacağı anlaşılıyor.
Dolayısıyla de haberin başlıkda -de ekinin olmayıp, haberde ise olmasını tartışmanın da bir anlamı kalmıyor.

Belediyelerin çok dilli hizmet vermelerinde çok sıkıntı yok. Belediyelerin Alanya'da Almanca, Bodrum ya da Marmaris'de İngilizce fatura düzenlediğini biliyoruz.
Ülkenin çoğu yerinde işyerlerine, şirketlere isim seçilirken, bazen turistik kaygılarla, hedef müşteri kitlesine göre, ya da tamamen kişiliksizlikten kaynaklanan bir yabancı isim seçme furyası zaten vardır.

Sıkıntı Kürtçeleştirme seferberliği diyerek Türklere, Türkçe ismi olan işyerlerine dayatma, zorlama yapıldığında ortaya çıkar.
Haaa, bir de bunun tam tersi var. Bu durumda batıda özellikle de Kürtlere yönelik tepkisel bir Türkçeleştirme seferberliği ilan edilirse bunu da şaşkınlıkla karşılamamak gerekir.
Etki tepki ilkesidir bu.
Her etki, bir tepki, her tepki yine bir etki doğurur.
Bir sarkaç gibi giderek salınımı artan savrulmalarla zaman içinde, her iki halkın gönül bağının kopmasını beklemek gerekir.

Doğrusu ben çok uzun süredir, ülkenin güney doğusundan gelen haberleri şüpheyle karşılama eğilimindeyim.
Sonuç olarak Kürtlerin Türkiye'den bağımsızlık kazanma, başka devletlerden de kopardığı parçalarla bütünleşme, tek ve büyük bir Kürdistan kurma talepleri benim kuruntum, paranoid bir hazeyanım değil, somut, açıkça dillendirilmiş bir şey. Üstelik de şimdi bu habere kaynak olan Diyarbakır Belediyesi Eşbaşkanları tarafından söylenmiş laflardır bunlar.

Ne neye sebep olmuştur?
Türklerin Kürtlere kötü muamelesi mi daha öncedir?
Yoksa Kürt kalkışmaları mı daha öncedir?
Tarih karşımızda bir kitap gibi duruyor.
Bakmak gerek.
Hangisi önce diye.

Doğrusu tarihsel süreç Osmanlı dönemine, hatta en azından taaa Yavuz Sultan Selim dönemlerine  kadar uzanmaktadır.
Cumhuriyet döneminde yaşananlar uzun bir zincirin son halkalarıdır.
Benim gördüğüm, zamanı olabildiğince geriye götürdüğümüzde Kürt kalkışmalarının daha önce başladığı yönünde..
Akkoyunlu ve Osmanlı devletleri, arada  kalan bölgeler ve yaşanmış bir sürü çok eski olay.
Çeşitli sebeplerle derebeylerinin isyanları olmuş, birileri bunu bastırmış, ardında bir süre geçmiş, başka kalkışmalar olmuş.
Her isyan, kalkışma ve ardından devletin aldığı yeni tedbirleri, o da  yeni kinler, yeni nefretleri yaratmıştır.

Fakat, bir süre sonra bunu tartışmanın da bir önemi kalmayacaktır.
Sonuç olarak geçinmeye niyeti olmayanın bahane bulması zor olmayacaktır.

Ben sadece arayan mevlasını da, belasını da bulur diyorum.
Bütün bunlar zorlamadır. Çok fazla zorlanan şey kırılır. Bir şeylerin kırılması istenecek şey değildir.
Tek taraflıdır. Bizden yana sorun yok.
Ülke bağıra bağıra bir kan banyosuna koşturuyor.

Dedikodulara göre AKP'nin oy oranı hala daha %49'lardaymış.
Gerçek buysa, aylar içinde iç savaş ortamına girdiğimizde, ve bu şekilde yıllar yaşadığımızda kimsenin şikayet etmeye hakkı olmaz.
Ben kendi üstüme düşeni yaptım.
Aydın sorumluluğudur, uyardırdım.
Başkaları da yaptı.
Kimse ben duymadım, bilmiyordum diyemez.

Önümüzdeki genel seçim yine bir AKP zaferiyle sonuçlanırsa.
Bana düşen, kendimi, ailemi, dostlarımı yaşanacak felaketlerden, bireysel çözümler üreterek kurtarmaktır.
Doğrusu bu vakitten sonra toplumsal bir sorumluluğumun kaldığını da düşünmüyorum.

Hayırlı olsun, inşallah, hamdolsun!...
Bakalım Allah Türklerin, Kürtlerin ve Müslümanların yardımına koşacak mı?
Son üçyüz yılda yaşanmış olaylara bakarak bizlere, bu topraklarla yaşayanlara hiçbir ilahın merhamet etmediğini söylemek abartı olmaz.
Demek ki, deney ve gözlem bize, taptığımız ilahların hoşnutluğunu sağlayamadığımızı, ya da yanlış ilahlara iman ettiğimizi kanıtlamaktadır.

Artık paşa gönlünüz bilir.

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Dicle: Manav etiketinde lokanta mönüsüne her şey Kürtçe olacak

30/01/2015 14:04

DTK Eşbaşkanı Hatip Dicle, 21 Şubat'ta başlatacakları kampanya ile artık bölgede çok dilli bir yaşama geçileceğini açıkladı. Dicle, "Tabelalardan manav etiketine, yazışmalardan lokanta mönüsüne her şey Kürtçe de olacak" dedi.

RADİKAL - Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Hatip Dicle, 21 Şubat 2015 Anadil Günü'nden başlayarak bir yıl devam edecek kapsamlı bir Kürtçe kampanyasına başlanacağını duyurdu.

Özgür Gündem gazetesinde bugün yayınlanan köşesinde kampanyaya çağrı yapan Dicle, seçimlerle de birleşecek bu kampanya ile artık bölgedeki tüm faaliyetlerin, yazışmaların, basın açıklamalarının, çok dilli yapılacağını duyurdu.

TABELADAN MAKBUZLARA, MÖNÜDEN ETİKETE...

Hatip Dicle şöyle yazdı:

"Başta belediyelerimiz olmak üzere tüm Kürdistani siyasi parti ve hareketlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve demokratik kitle örgütlerinin, bu kampanyaya kendi çaplarında katılıp öncülük yapmaları başta Kürtçe olmak üzere Kuzey Kürdistan'ın tüm dillerine nasıl sahip çıktığımızın da yığınsal yanıtı olacaktır.

Her kurumumuz hatta her insanımız kendi çapında bu kampanyaya katılabilir, güç verebilir. Örnek olarak belediyelerimiz kurum içlerinde ve kent girişi tabelalarının düzenlenmesinde çift dilliliği yaygınlaştırma amacıyla birçok adım atmışlardır. Köy tabelalarının eski isimlerini de içerecek şekilde çift dilli hazırlanması vatandaşa verilen makbuzların Türkçe-Kürtçe basılması, belediye bültenleri ve anonslarının iki dilli yapılması, tüm hizmet araçlarında Kürt dilinin de kullanılması gibi birçok yaratıcı pratikle bu kampanyaya güç verebilir.

Başta yurtsever esnaflarımızın işyerleri olmak üzere tüm işyerlerinin isimlerini bu kampanya çerçevesinde Kürtçeleştirmek, Kürtçe adlarla değiştirmek; ya da manav etiketlerini, lokanta menülerini iki dille hazırlamak gibi girişimler, çözüm sürecinin ruhunu daha da güçlendirip besleyecektir.

Yine tüm parti ve sivil toplum örgütlerimiz, başta tabelaları olmak üzere basın açıklamalarını çift dilli hazırlayarak, bu kampanyaya anlamlı bir yanıt verebilir. Asuri, Arap ve Mıhelmilerin yaşadığı coğrafyalarda, bu halkların dilinin yeniden günlük yaşamda görünür hale gelmesi, halklar arası barış, diyalog, eşitlik ve kardeşliği daha da pekiştireceğinden kuşkumuz olmamalıdır."


a45UyF587661-150130151528-06

 

Lutfettigin adamin efendisisin,
Lutfunu gordugun adamin kolesisin.
Lutfunu beklemedigin adama musavisin.

Tatli suda mercan
RAHMAN22.ikisinden de inci ve mercan cikar.

Prestij ve karizma sahibi lider, propaganda isini cok kolaylastirir.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







30 Ocak 2015 Cuma

RENNAN PEKÜNLÜ KOMİTESİ ÇAĞIRIYOR! 5 ŞUBAT 2015 İZMİR ADLİYESİ SAAT 10:00


RENNAN PEKÜNLÜ KOMİTESİ ÇAĞIRIYOR!
5 ŞUBAT 2015
İZMİR ADLİYESİ
SAAT 10:00

Yunanistan seçimleri sonrasında ortaya çıkan tablo pek çoğumuzun hayranlığını kazandı!
En çok da yeni Başbakan Çipras'ın Din-Devlet işlerini ayırma kararlılığı ve göreve başlarken dinsel ant içmemesi!

Oysa, bizlerin hayranlığını kazanan bu durum yaklaşık 90 yıldır söz konusuydu yaşadığımız topraklarda!

Anayasaya aykırı bir şekilde yargılanan ve önceden kurgulandığı gibi hapishaneye konulan yiğit Cumhuriyet savaşçısı Prof Rennan PEKÜNLÜ için başlıkta anılan yer ve saatte buluşmak anlamlı bir ileti verecektir bu anayasadışılığı sahneleyenlere!

Bu çağrı yalnızca PEKÜNLÜ için değildir.
Ayrıca, Rennan PEKÜNLÜ kendisi için bir şey istemekte de değildir.
Ne yaptıysa çağdaş, uygar ve başı dik bir toplum düzeni içindir!

Bugünlerde Çipras'a ve yaptıklarına imrenen bizlerin kendi elimizdeki değerleri koruma, kollama konusunda da benzer şekilde duyarlılık göstermesi zamanıdır!

Tüm Cumhuriyet duyarlısı ve çağdaşlık sevdalısı Türk vatandaşlarına Rennan Pekünlü Komitesi'nin çağrısıdır!

5 Şubat 2015 Saat 10:00'da İzmir Adliyesi'nde buluşmak dileğiyle!

Ceyhun BALCI


a45UyF587661-150130141528-06


 
--

KILIBIK SIIR...
. . . . . .
Hic gelecek halim yoktu vAllahi,
Sizleri burada gordum de geldim.
Izinsiz cikamam, salmaz billahi,
Hanima tekmili verdim de geldim.
. . . . . .
Belaya sokamam garip basimi,
Biliyorum, takip eder pesimi,
Saglama alayim diye isimi,
Kayin valideme sordum da geldim.
. . . . . .
Gezip de gelecek carsi, pazari,
Uykuya yatacak ogle uzeri,
Kacmasin diyerek Yalan Ruzgari,
Saati basina kurdum da geldim.
. . . . . .
Razi degil gonlum bos oturmaya,
Ilk yildan basladim tursu kurmaya,
Alisti ellerim yaprak sarmaya,
Yemegi atese surdum de geldim.
. . . . . .
Sur dedim boyayi, takin altini,
Dolas gorumceni, ara eltini,
Islatirsa diye velet altini,
$ikica kundaga sardim da geldim.
. . . . . .
Iyisi, kotusu olmaz is istir,
Is ciksin elinden, isi yetistir,
Hazirlik gerekir, onumuz kistir,
Corabi, kazagi ordum de geldim.
. . . . . .
Tutturdum icimden yanik turkuyu,
Sildim tum raflari, orttum ortuyu,
Yikadim gomlegi, yaptim utuyu,
Haliyi, kilimi serdim de geldim.
. . . . . .
Gunu varmis gelen ayin ucunde,
Hazirlik basladi bilmem kacinda,
Islerim bitince huzur icinde,
Sazimi sirtima vurdum da geldim.
. . . . . .
Gel Rasim, derdini acma sen yada,
Basa gelmedik is olmaz dunyada,
Kazak erkek oldum gece ruyada,
Dusumu hayira yordum da geldim.

Rasim KOROGLU

Duz dunya
GASIYE 20.
Yeryuzunun nasil yayildigina bir bakmazlar mi?
***(sufihat:duzlestirmek)
ISRA 78.gunduzun gunes donup gecenin karanligi bastirincaya kadar (belli vakitlerde) namaz kil; bir de sabah namazini.
Cunku sabah namazi sahitlidir.
ISRA 79.gecenin bir kisminda uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak uzere namaz kil.(boylece) rabbinin, seni, ovguye deger bir makama gonderecegini umabilirsin.
BAKARA 187.oruc gecesinde kadinlariniza yaklasmak size helal kilindi.
Onlar sizin icin birer elbise, siz de onlar icin birer elbisesiniz.
Allah sizin kendinize kotuluk ettiginizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bagisladi.
Artik (Ramazan gecelerinde) onlara yaklasin ve Allah in sizin icin takdir ettiklerini isteyin.
Sabahin beyaz ipligi (aydinligi), siyah ipliginden (karanligindan) ayirt edilinceye kadar yeyin, icin, sonra aksama kadar orucu tamamlayin.
Mescitlerde ibadete cekilmis oldugunuz zamanlarda kadinlarla birlesmeyin.
Bunlar Allah in koydugu sinirlardir.
Sakin bu sinirlara yaklasmayin.
Iste boylece Allah ayetlerini insanlara aciklar.
Umulur ki korunurlar.
BAKARA 149.nereden yola cikarsan cik (namazda) yuzunu mescid-i haram tarafina cevir.
Bu emir rabbinden sana gelen gercektir.(biliniz ki) Allah yaptiklarinizdan habersiz degildir.
SUARA 28.musa devamla sunu soyledi: sayet aklinizi kullansaniz (anlarsiniz ki), o, dogunun, batinin ve ikisinin arasinda bulunanlarin rabbidir.
KEFH 86.nihayet gunesin battigi yere varinca, onu kara bir balcikta batar buldu.
Onun yaninda (orada) bir kavme rastladi.
Bunun uzerine biz: ey zulkarneyn!
Onlara ya azap edecek veya haklarinda iyilik etme yolunu sececeksin, dedik.
KEFH 90.nihayet gunesin dogdugu yere ulasinca, onu oyle bir kavim uzerine dogar buldu ki, onlar icin gunese karsi bir ortu yapmamistik.

Her zaman etrafinizda bir yalaka ordusu bulundurun.

Joseph GOEBBELS
(Hitler in Propaganda Bakani)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hadi görelim Türk Milletinin ve dostlarının gücünü, birlik ve beraberliğini.


Hadi görelim Türk Milletinin ve dostlarının gücünü, birlik ve beraberliğini.
İşte hareket anı gelmiş bulunmaktadır.
Hedefimiz en az yüz bin imza!

1)     Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine: 19-20 Ocak 1990 yılında Baküde yapılmış kanlı olaylar 

 1)     Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine: Ermenistan Cumhurbaşkanı Serj Sargisyan savaş suçlusu olarak tanınsın

 United Nations Security Council: Recognize Serzh Sargsyan, the President of Armenia, as a war criminal
________

Saygılarımla, 

Dr. Eldeniz ABBASLI,

Serbest Araştırmacı, Gazeteci, Avrasya Yazarlar Birliği Üyesi.
Bakü/Azerbaycan.

________ 

26 ŞUBAT 1992 - HOCALI KATLIAMI

FEBRUARY 26, 1992 - KHOJALY GENOCİDE 

__._,_.___

Posted by: "Dr. Eldeniz Abbasli" <eldeniz61@gmail.com>


a45UyF587661-150130140240-06
^^^^^ - vvvvv

 

Ey hayat! Olume sukret.
Seni onun yuzunden seviyorum.

Seneca

Sizi bir tek nefisten yaratmis, sonra ondan esini var etmistir; sizin icin hayvanlardan sekiz cift meydana getirmistir. (...)

Zumer-6

11 Haziran ogleden sonra saat ucte bu zavalli halk, Kahyaoglu Ciftligi ne vardiginda silahli otuz Ermeni den kurulu bir cetenin saldirisina ugrayarak erkekler bir eve, cocuklarla kadinlar bir baska eve doldurulmus, kirk uc erkek, yirmi bir kadin ve sayisi saptanamayan cocuklar kamadan gecirilmislerdir.
Ayrica, dordu erkek ve on sekizi kadin olmak uzere yirmi iki yarali vardir.
Kadinlarin kollarini keserek bileziklerini ve kupelerini almislardir.
Adana nin 10 km dogusundaki Incirli koyunde 9 Haziran 1920 gunu Ermeni ceteleri butun koy halkini bir yere doldurup bomba ile havaya ucurmuslardir.

(13 Haziran 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Nusret KEBAPÇI : OYLAMA YETERLİYSE…


Nusret KEBAPÇI : OYLAMA YETERLİYSE…

Önce komisyonda…

Sonra da mecliste çoğunluğun oyuyla 4 eski bakan yüce divana gitmekten kurtuluverdi.

Aslına bakarsanız bu yöntem eğer uygulanacaksa sadece meclis, vekiller için geçerli olmamalı…

Yani eğer sadece çoğunluk oyuyla yargılanmaktan kurtulunacaksa…

Bence yargı sistemini kökten kaldırın gitsin…

Hem zaten getirilmek istenilen başkanlık sisteminin de ABD gibi kuvvetler ayrılığının çok katı kurallarla bağlandığı bir başkanlıkla falan da ilgisi yok…

Bizimki daha çok…

Kuvvetler birliğinin uygulandığı…

Bir zamanlar ispanya'da…

Şili'de…

Pakistan'da uygulanan modelin bir benzeri…

Yani bir çeşit padişahlık…

Hani hep soruluyor ya…

Eğer çoğunluk iktidarında…

Tek parti ya da…

Tek kişi yönetimine doğru bir yöneliş olursa nasıl engellenebilir gibisinden…

Aslında bunu engellemenin bir tane yolu bulunmaktadır

O da

Kuvvetler ayrılığının çok katı bir şekilde uygulanması…

Ama bizim ki gibi hem Cumhurbaşkanı halk tarafından seçilir bir de üstüne bağımsız bir başbakan da bulunursa ki işte o zaman sistem ne parlamenter…

Ne de başkanlık olmayıp, ikisi arasında ucube bir hal alacaktır ama bu durumun uzun bir süre devam etmesi de çok mümkün değil…

Çünkü yetkili cumhurbaşkanlığı karşısında başbakan olmak, olsa olsa 23 Nisan başbakanlığına döner ki bu da çözümsüzlükten başka bir şey getirmez…

Yargı konusuna tekrar dönecek olursak…

Bence temelden kaldırılmalı…

Yargıya düşen görevler de mecliste nasıl uygulanmışsa aynen olmalı…

Yani kişi bakansa…

Milletvekiliyse, mecliste çoğunluk oyu buna karar vermeli…

Diyelim ki belediye başkanısınız ve suça bulaştınız…

Öyle yargılanmayla…

Mahkemelere gitmekle…

Avukatla falan uğraşmanıza gerek yok…

Toplarsınız belediye meclisini…

Yaparsınız oylamayı, olur biter…

Öyle sendikacıymış…

Özel şirkette işverenmiş…

Onlarda bu iş daha da kolay olacaktır…

Toplarsınız sendikanın yönetimini…

Ya da şirketin…

Yaparsınız oylamayı…

İş kökünden çözülür gider.

Sıradan…

Hani ne şirketi, ne de sendikası olan…

Emekli…

İşsiz…

Memur gibi vatandaşlara gelince…

Onlar için bile çözüm var…

Apartmanda ya da sokakta, komşular pekala oylayabilir…

Uzun lafın kısası, suçlu ile suçsuz olanı ayırt etmek için yargı değil, oylama yeterliyse…

Bu sadece meclisle sınırlı kalmasın, herkese geçerli olsun…



22–01–2015

Nusret KEBAPÇI



a45UyF587661-150130135341-06
^^^^^ - vvvvv

 

Cogu insanlar medhedilip ovuldugu icin gurura kapilirlar.

Hz.Ali

Yunus Suresi nin 82.ayeti de Risale-i Nur a isaret ediyormus.
Ayetin Turkce anlami: -Ve Allah hakki, kelimeleriyle yerine getirecektir
Said-i Nursi ye gore: Bu ayetteki Kelimeler sozuyle, Risale-i Nur anlatilmak isteniyor.
Risale-i Nur butunu icindeki Sozler adli Risale nin Arapca karsiligi da Kelimelerdir Oyleyse ayetin anlami da su oluyor:
Ve Allah, kelimeleri yani Risale-i Nur la hakki yerine getirecektir

Derleyen: Osman Turkoguz
INANCLARA VE AKLA AYKIRI BIR YAKLASIM, NURCULUK.

Ve gerek Rus gerek Garb istatistikleri bu hususta kanit olarak yeterlidir.
Birkac asirdan beri Sark Vilayetlerimizin hicbir kisminda hicbir vakit bir Ermeni cogunlugu olmamistir.
Ve Carlik idaresi veya Garb emperyalistleri tarafindan tesvik edilen Turk ve Ermeni halklarinin girismis olduklari kanli mucadeleler bir tarafa oldugu kadar, oteki tarafa da can kaybina malolmustur.
1917 de Ruslarin cekilmesinden sonra Ermeni cetelerinin Sark vilayetlerimizi ne halde biraktiklari bunun kafi derecede bir ispatidir.

Ermenistan i Mezopotamya da yerlesmis Ingilizlere yaklastiracak surette uzatmak, Moskova ve Ankara hukumetlerine pek cok nahos surprizler yaratmak demek olur.

(27 Aralik 1920)
K.ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/