30 Eylül 2012 Pazar

Ben böyle yorumladım.

Vallahi umduğumdan iyi bir tablo.
Günümüz siyaset yapısını izah etmese de, umut verici, bir çeşit referandum gibi.
%57 çağdaş eğitim isteyenler, % 41 peri masalı eğitimi isteyenler.
%41 peri masalı eğitimi çok fazla, umut kırıcı,
%57 çağdaş eğitim oranı ise Türkiye için umut verici, çağdaş ülkelere göreyse çok kötü.
İşte biz bu takımla Avrupa ve Dünya Kupalarında oynayacağız,
Rakiplerimiz İngilizler, Amerikalılar, Almanlar ve Japonlarla kafa kafaya mücadele edeceğiz.
Size inandırıcı geldi mi?
Bana gelmedi.

Matematik uygulamaları
495000
%31
%57
Çağdaş
Yabancı dil
413000
%26
Kur'an
402000
%25
%41
Mürteci
Hz. Muhammedin hayatı
256000
%16
Kürtçe
21000
%1,3
%1,3
Bölücü
Toplam
1587000
%100



Saygılar. Oraj POYRAZ



Kürtçe son sırada

Seçmeli ders raporu açıklandı. En çok talep matematiğe, en az talep Kürtçe'ye geldi.

25 Eylül 2012 Salı, 04:33:30
232 bin yeni 'imam hatipli' 

GAZETE HABERTÜRK

Bu yıl açılan imam hatip ortaokullarına 107 bin, lise 1'e 125 bin yeni kayıt yapıldı. Geçen yıl imam hatip liselerinde toplam 268 bin öğrenci okuyordu

MİLLİ Eğitim Bakanlığı Müsteşarı Emin Zararsız, 4+4+4 eğitim sistemiyle getirilen seçmeli ders ve imam hatip okullarının sayısını açıkladı. Zararsız'ın açıkladığı verilere göre imam hatiplerin sayısı 1799'a yükseldi. Zararsız, "Şu an itibarıyla bağımsız imam hatip ortaokulu sayısı 700. Bir imam hatip lisesinin bünyesindeki imam hatip ortaokulu sayısı ise 405. İmam hatip lisesi sayısı da 694. İmam hatip ortaokullarının 1. sınıfına 107 bin, imam hatip liselerinin 1. sınıfına ise 125 bin öğrenci kaydoldu" dedi. Geçen yıl 537 imam hatim lisesinde 268 bin 245 öğrenci eğitim görüyordu.

Kürtçe son sırada

* Zararsız'ın açıkladığı 'seçmeli ders' raporu sonuçları şöyle:
* Matematik uygulamaları: 495 bin öğrenci. (Matematik dersinin dışında ek olarak geometri bilgisi, simetrik resim çalışmaları, istatistiksel araştırmalar, uzay şekillerinin özelliklerini kullanarak ve farklı formüllerle problem çözme konuları işleniyor.)
* Yabancı dil: 413 bin (Mevcut derslerin yanı sıra İngilizce, Almanca ve Fransızca, Arapça, Çinçe, Rusça)
* Kuran-ı Kerim: 402 bin (Kuran-ı Kerim'in mesajları ve okunması)
* Hz. Muhammed'in hayatı: 256 bin
* Yaşayan diller ve lehçeler: 21 bin (Kürtçe, Abhazca, Adigece) Zararsız, Kürtçe'nin en az seçilen dersler arasında yer almasını değerlendirirken, "Böyle olması doğal. çünkü belirli bölgelerde konuşuluyor" dedi.

http://www.haberturk.com/gundem/haber/779370-kurtce-son-sirada
--
Dindarligin en ustunu, dindarligi gizlemektir.

Hz.Ali

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Bekir Coşkun: Aklın Arkadan Geleni…

Bekir Coşkun: Aklın Arkadan Geleni…

Kenan Evren'den hesap sormak:

32 yıl sonra…

Özal'ın zehirlenip zehirlenmediğine bakmak:

19 yıl sonra…

Ecevit nasıl öldü?

6 yıl sonra…

*

Sivas sanığı hakkında tutuklama kararı verilip de kırmızı bültenle aranması:

19 yıl sonra…

*

İzmir'i kim yaktı?

80 yıl sonra…

*

Dersim…

75 yıl sonra buldular suçluyu…

O arada milli kahramanımız Sabiha Gökçen'in adını uluslararası hava meydanına verdikleri için, neyse ki silemediler…

Ama Muğlalı Paşa'nın "suçlu" olduğunu öğrenip adını askeri kışladan kaldırdılar…

68 yıl sonra…

*

Sarıkamış…

Destan değil katliam olduğundan şüphelenilmesi:

98 yıl sonra…

*

Nâzım Hikmet'in vatan haini olmadığının anlaşılması:

49 yıl sonra…

Sabahattin Âli'nin katilinin araştırılması:

64 yıl sonra…

Onun için belki peşin söyledi:

"Aldırma gönül aldırma…"

*

1 Mayıs'ın İşçi Bayramı olduğu:

120 yıl sonra…

*

Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının suçsuz, günahsız yere idam edildiklerinin devlet tarafından anlaşılması:

40 yıl sonra…

Erdal Eren'e TBMM kürsüsünden ağlamaları:

32 yıl sonra…

*

Mardin'in kimse tarafından işgal edilmediğinin anlaşılması ve kurtuluş günü kutlamalarından vazgeçilmesi…

21 Kasım "Mardin'in düşman işgalinden kurtuluş" günü olarak kutlanıyordu…

Vali "İşte yiğitler diyarı, düşmanı önüne katmış da kovalıyor, kahraman Mardin efeleri…" diye konuşma bile yapıyordu…

Temsili kurtuluş sahnesi de yaptılar…

Demek birisi "Hangi düşman" diye sorunca…

Anlaşıldı ki düşman zaten gelmemiş…

"Kurtuluş" kutlamalarından vazgeçildi:

91 yıl sonra…

*

Pekiii…

Bugünlerde başına gelenleri ne zaman anlayacaksın?..

Aklın başına ne zaman gelecek?..

Ne zaman gülüm?..


Cumhuriyet

--
Bos yere arama mutlulugu, aradigin yerde olmayacak.
Bulunca ise tadini cikar, cunku hep sende kalmayacak.

Cezmi ERSOZ
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun 
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinlerin kitaplarini;
Okuyup anlayana 'ateist',
Okuyup anlamayana 'dindar',
Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.

Nikola Tesla
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Dinler atesbocekleri gibidir:
Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.
Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.
Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.

Arthur Schopenhauer
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ey mutsuzlar!
Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.

Bertolt BRECHT
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,
hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve
kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Putlarin, Kabenin istedi gi: Kolelik;
Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik;
Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti
Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.

Omer Hayyam
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
SADRAZAM
Gunlerden bir gun
Hamama gidecegi tuttu,
Sadrazam hazretlerinin
Bir yaninda birinci veziri
Bir yaninda ikinci veziri
Bir yaninda ucuncu veziri.
Sonra efendime soyleyeyim
Peskircibasi,
Nalincibasi
Sabuncubasi
Velhasil tam dort yuz kisilik kafile
Pestamal takip girdiler hamama
Gectiler kurnalarin basina
Ucer beser
Sadrazam deseniz
Kuruldu gobek tasina
Yan gelip yatti
* * *
Memleketin en unlu tellaklari
Sardilar dört yanini
Kimi elini kapti, kimi bacagini
Bir keseleme surtme fasli basladi.
Tam on iki saat
On iki unlu tellak
Incitmeden keselediler
Hazretin mubarek vucudunu.
Oylesine kir cikti ki sormayin
Her biri nah parmagim gibi
Aman efendim bu ne kiri
Demeye kalmadi
Keselerin altinda eriyip gitti
Koskoca sadrazam
Butun maiyet erkani yerinden firladi:
- Nettunuz devletliyu?
Dediler tellaklara.
Tellaklar cevap verdi:
- Biz yikadik, keseledik.
Devletlunun kirden ibaret oldugunu bilemedik.
Suc bizde degil.
Neyleyelim
Kir bitti
Sadrazam elden gitti.
!!!
Umit Yasar OGUZCAN
(i926-i984)



Karikatürler - Böyleyken böyle işte..... 10

-
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Cahil kimsenin yaninda kitap gibi sessiz ol!

Mevlana

Fwd: Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 1500 personel alacağı hakkında bilgilendirme

Mürtecilere meydanı boş bırakmayın.


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 1500 personel alacakmış. Muhafaza memuru kadrosuna 800, muayene memuru kadrosuna 300 ve memur kadrosuna 400 personel.

 

Başvurular 1-10 Ekim 2012 tarihleri arasında www.gtb.gov.tr adresindeki iş talep formunu elektronik ortamda doldurarak müracaat edebilecekmiş.

8-18 Kasım arasında yapılacak sözlü sınav sonrası açıktan atama ile yapılacakmış.

 

Bilgilerinize..




                                                                                                                                                  




28 Eylül 2012 Cuma

Teröre karşı halk mitingi...

--
Bilgi bir isik gibidir.
Onu kullanirsaniz daha parlak olur, kullanmazsaniz soner.

Alexander everett

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Yüzbaşı Alfred Dreyfus olayı ve BALYOZ DAVASI arasındaki 10 benzerlik

 Yüzbaşı Alfred Dreyfus olayı ve BALYOZ DAVASI arasındaki 10 benzerlik

L'Aurore'nin Émile Zola'nın Fransa Başkanı Félix Faure'a yazdığı "İtham ediyorum!" başlıklı açık mektubunu içeren 13 Ocak 1898 tarihli baş sayfası.

Dönemin Fransız gazetelerinde yer alan haberlerde Dreyfus'un rütbelerinin sökülüşü resmedilmiştir.

Dreyfus Olayı; 1894 yılında Yüzbaşı Alfred Dreyfus'un haksız yere casuslukla itham edilerek Fransa'da yargılandığı dava ve ardından gelişen olaylardır.

Fransa'da önemli hukuki tartışmalara neden olan Dreyfus olayı Paris'teki Alman Elçiliğinde hizmetçi olarak çalışan Fransız gizli servisine bağlı bir kadının çöp sepetinde bulduğu imzasız bir mektubu merkeze göndermesiyle başladı. Alman askeri ataşesine yazılan mektupta Fransa'ya ait bilgilerin verilmesi vaat edilmektedir. Fransız Genelkurmayının başlattığı sorusturmada şüpheler Yüzbaşı Alfred Dreyfus üstünde toplanır. Çünkü Yüzbaşı Dreyfus'un el yazısı, mektuptaki yazıya benzemektedir. Yüzbaşı Dreyfus zengin bir ailenin çocuğuydu. Fransa'daki Yahudi düşmanlığına rağmen askeri okulda gösterdiği üstün başarı Dreyfus'un bu göreve tayinini sağlamıştı.

Dreyfus, 15 Ekim 1894'te tutuklandı. Bir ay süren hazırlık soruşturmasında aleyhine yeni delil bulunanamasına rağmen Dreyfus suçlu görülerek mahkum edildi ve cezasını çekmek üzere Şeytan Adası'na gönderildi. 1896'da ortaya çıkan bir olay Dreyfus davasını yeniden gündeme getirdi. Alman Elçiliğinde çalışan hizmetli kadın, bir Alman subayından Easterhazy adındaki bir Fransız binbaşısına yazılan bir mektubun müsveddesini ele geçirdi. Fransız gizli servisinin yaptığı soruşturma, Dreyfus'un mahkumiyetine sebep olan elyazısının Easterhazy'ye ait olduğunu ortaya çıkardı. Soruşturma sonunda elde edilen bilgiler Dreyfus davasının yeniden görülmesini gerektiriyordu.

Dreyfus'un karısının olayı basın yoluyla yeniden gündeme getirme çabaları sonuç vermeye başlayınca Genelkurmay, Easterhazy hakkında dava açmak zorunda kaldı. İki gün süren dava Easterhazy'nin oy birliğiyle beraat etmesiyle sonuçlandı. Beraat kararının ertesi günü Emile Zola'nın L' Aurore gazetesinde "Suçluyorum." başlığıyla yayımlanan Cumhurbaşkanına açık mektubu Fransa'da büyük yankı uyandırdı. Zola yazısında, Genelkurmay Başkanını ve diğer yüksek rütbeli subayları görevlerini kötüye kullanmakla ve kamoyunu yanıltmakla suçluyordu. Birkaç gün içinde akademi üyesi bazı profesörler ve aydınlar Millet Meclisine Zola'nın mektubunu destekleyen bir bildiri yolladılar. Ordudan gelen baskıların da etkisiyle Zola aleyhinde orduya hakaretten dava açıldı. Zola'nın mahkumiyetiyle sonuçlanan davada avukatlar sözü hep Dreyfus olayına getirmişlerdi. Bu nedenle dava Dreyfus'u savunanlar açısından başarı olmuştur.

1898 Haziranında yapılan hükümet değişikliğinden sonra Savaş Bakanlığına getirilen General Cavaignac, Millet Meclisinde yaptığı bir konuşmada Alfred Dreyfus hakkında hazırlanan gizli dosyadaki belgelerin bazılarını açıkça okudu. Easterhazy hakkında soruşturma yürütmüş Yarbay Picquait, bu belgelerin sahteliğini ispatlamaya hazır olduğunu bildirdi. Yarbayın iddiası üzerine sorguya çekilen Binbaşı Easterhazy suçunu itiraf etti ve gönderildiği hapishanede intihar etti. Bu olayla Dreyfus davası yeni bir boyut kazandı.

Yargıtay aylarca süren tartışmalardan sonra Dreyfus hakkında verilmiş olan kararı bozdu. Dreyfus, Fransa'ya geri getirilerek askeri mahkemede yeniden yargılandı. Bir ay süren duruşmalar sonunda Dreyfus yine suçlu bulundu. Fakat bazı hafifletici sebeplerin varlığı kabul edilmişti. Yedi yıl sonra 1904 yılında yargıtay genel kurulu bu büyük Savaş Bakanı General Andre'nin isteği üzerine davayı yeniden ele aldı. 1906'da verilen kararla Dreyfus beraat etti. On iki yıl önce sökülen nişanları aynı yerde yapılan törenle yeniden takıldı ve ayrıca Legion d'Honneur nişanı verildi. Dreyfus, Birinci Dünya savaşı'nda orduya hizmet etti, emekliye ayrıldıktan sonra 1935 yılında Paris'te öldü.
--
DESEM KI
. . . . . .
Desem ki vakitlerden bir Nisan aksamidir,
Ruzgarlarin en ferahlaticisi senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanlarin en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardim ciceklerin en solmazini,
Topraklarin en bereketlisini sende surdum,
Sende tattim yemislerin cumlesini.
Desem ki sen benim icin,
Hava kadar lazim,
Ekmek kadar mubarek,
Su gibi aziz bir seysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
Inan bana sevgilim inan,
Evimde senliksin, bahcemde bahar;
Ve soframda en eski sarap.
Ben sende yasiyorum,
Sen bende hukum surmektesin.
Birak ben soyleyeyim guzelligini,
Ruzgarlarla, nehirlerle, kuslarla beraber.
Gunlerden sonra bir gun,
Sayet sesimi farkedemezsen,
Ruzgarlarin, nehirlerin, kuslarin sesinden,
Bil ki olmusum.
Fakat yine uzulme, musterih ol;
Kabirde boceklere ezberletirim guzelligini,
Ve neden sonra
Tekrar duydugun gun sesimi gokkubbede,
Hatirla ki mahser gunudur
Ortaliga dusmusum seni ariyorum.

Cahit Sitki TARANCI

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

İLK MEKTUP PİLOT YARBAY KURŞUNCU'DAN GELDİ

 

(SÖZDE) Balyoz kararından sonraki ilk mektup Yarbay Kurşuncu’dan

(SÖZDE) Balyoz davasındaki ağır mahkumiyetlerin ardından ilk mektup, Hava Pilot Kurmay Yarbay Süleyman Namık Kurşuncu’dan geldi.

Kurşuncu önce ağırlaştırılmış müebbet, ardından 16 yıl hapis cezasına çarptırıldığını belirterek, “F16 pilotuna 16 yıl hapis yakışır mantığıyla ceza kesildi sanırım. İntikam için her yol mubahsa, kusursuz cinayet olmadığını hatırlatmak isterim” dedi. Yargılama süreciyle ilgili çarpıcı detaylar veren, sivil memur Güllü Salkaya’ya da kendisiyle bağlantılı olarak 16 yıl verildiğini belirten Yarbay Kurşuncu, mektubun sonunda, “Evlatlarınıza ve sevdiklerinize her sarıldığınızda, geçmişin intikamı uğruna haksız yere bedel ödeyen Balyoz mahkumlarını hatırlayınız. Bizi unutmayınız” diye seslendi.

İşte o mektup:

MAHKEME HEYETİ HAVACILIK VE UZAY KONUSUNDA UZMAN!

*Ben Hava Pilot Kurmay Yarbay Süleyman Namık Kurşuncu. 8 Temmuz 2011 tarihinde tutuklanana kadar TSK’da harbe hazır F16 pilotu olarak görev yapmaktaydım. İstanbul 10. Ağır Ceza Mahkemesi’nin (bir zamanlar özel yetkiliydi) 21 Eylül 2012 tarihli hükmü ile önce ağırlaştırılmış müebbet hapis, sonra hafifletilerek 16 yıl hapis cezasına çarptırıldım. Suçum “Uçan gardiyanlık”. Kısaca açıklayayım. Benim sözde ilan edilecek sıkıyönetim kapsamında Fenerbahçe Stadyumu’nun havadan kontrolünü yapacağım kanaati, manipülatif dijital bir veriye dayanılarak mahkeme heyetinde oluşmuş. Bu veriyi son kayıt eden de GSALKAYA adlı kullanıcıdır. Mahkemede de onun Güllü Salkaya olduğuna karar verdi. Dünyada hiç yapılmamış, havacılık tarihinde örneği olmayan bu olayın savunmasını yaparken “Ne ile suçlanıyorum, uçan gardiyan olmakla mı?” diye sormuştum. İddia edilen suçlamanın mantık dışı ve başarılmasının imkansız olduğu Hv. KK’lığı bilirkişi raporu ile mahkemeye bildirildi. Mahkemede Fenerbahçe Stadyumu’nun havadan görüntüsü ve bu görüntünün sadece bir saniye süresince ve uçak saatte 650 km hız ile “terste” uçarken görüleceği belirtildi ve vurgulandı. Havacılık ve uzay konusunda uzman mahkemeye heyeti, bilirkişi raporlarını yok sayarak, sen bir uçan gardiyansın dedi. Sanırım F16 pilotuna 16 yıl hapis yakışır mantığı ile cezayı kesti. Güllü Salkaya’ya da aynı hapis cezasını veren hakimlerin vicdanlarının değerlendirmesini Allaha havale ediyorum.

İNTİKAM İÇİN HER YOL MUBAHSA, KUSURSUZ CİNAYET YOKTUR

"Balyoz davasının hükmünü savunanlar, bu davayı ancak eskiden yapılmış askeri müdahaleler üzerinden savunabiliyorlar. Sahte dijital verilerden, seminere katılmayan yüzlerce insanın neden ceza aldığından kimse söz etmiyor, edemiyor. Geçmiş askeri müdahalelerden ben sorumlu tutulamam. 12 Eylül 1980’de henüz 10 yaşındaydım. İntikam için her yol mubah ise, kusursuz cinayet olmadığını hatırlatmak isterim. Balyoz davası tam bir hukuk cinayetidir. Maddi gerçek tektir ve bilimsel olarak hazırlanan bilirkişi raporları ile ortadadır. Balyoz davasının suçlamaya esas olan dijital verileri sahtedir. Yüzlerce masum insan bu veriler gerekçe gösterilerek mahkum edilmiştir"

TÜRKİYE’NİN KÖTÜ SİCİLİ AİHM’DE BU DAVAYLA ZİRVE YAPACAK

"Bu maddi gerçeği Türk yargıçlar görmezden geldi, Yargıtay da görmemeye devam ederse, AİHM yargıçları Balyoz dosyası önlerine geldiğinde bağımsız bilimsel raporlar ışığında ihlal kararı verecek ve dijital sahteciliği ilgili makamlara gösterecektir. Bu kaçınılmaz karar herkes tarafından kabul edilen Türk adalet sisteminin dünyaca ünlü kötü şöhretini zirveye taşıyacaktır. Ne yazık ki bu 3-5 yıllık bir süreçtir. Olan bizlere olacaktır. Hapiste boşuna geçecek yıllar, yok olmuş kariyerler, ailelerimizin yaşadığı ve yaşayacağı tarifsiz acılar"

EVLATLARINIZA SARILDIĞINIZDA BİZİ UNUTMAYIN

Yarbay Kurşuncu mektubunun son bölümünde şöyle seslendi:

"Sizden rica ediyorum. Adil yargılama, ileri demokrasi, bağımsız ve tarafsız hakimler ifadelerini duyduğunda, maddi gerçek, bilirkişi raporları yok sayılarak süren yargılama ya da verilen hükümde, Silivri, Beşiktaş Adliyesi, Hizmet, Cemaat, Elektronik isimsiz ihbar mektupları, yargı paketleri ifadeleri geçen haberlerde, askeri vesayetten kurtulmak, darbelerden hesap sorduk kelimeleri kullanıldığında; evlatlarınıza ve sevdiklerinize her sarıldığınızda, geçmişin intikamı uğruna haksız yere bedel ödeyen Balyoz mahkumlarını hatırlayınız. Bizi unutmayınız..."

ASKERHABER / HABER MERKEZİ


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Casus belli
Savas nedeni
(savasi tetikleyecek durum)

Latince Atasozleri

Ekonomik Krizi Çıkaran da Bir, Çare Olmaya Çalışan da.

 

Fazla traş cildi bozar.
Kısa tutalım.
Parasal genişleme, dolar enflasyonu, küresel ekonomik kriz ve umutsuz debelenmeler.

PEYMAN YÜKSEL

 

Amerika Birleşik Devletleri’nde (ABD) kasım ayında yapılacak olan başkanlık seçimlerine gidilen süreçte, ekonomiyi rahatlatacak kararların gelmesi bekleniyordu. Amerikan Merkez Bankası (FED) Başkanı Ben Bernanke’nin sürekli ertelenen ve eylül ayı başlarında yapması beklenilen açıklaması, gerçekten de beklentilere cevap verici nitelikte gerçekleşti. Böylelikle, Bernanke’nin uzun zamandır bahsettiği “ihtiyaç duyulursa” parasal genişlemeye gidilebileceği yönünde verdiği sinyallerin ne anlama geldiği de açıklığa kavuşmuş bulunmaktadır. Demek ki artık, faiz indirimlerinin piyasaları canlandırmaya yetmediği anlaşılmıştır. Ancak, ABD Devlet Başkanı Barack Obama’nın seçimlerde elini rahatlatacak bu açıklamaların, uygulamada etkilerinin ortaya çıkması yani meyvelerini vermesi için, seçimlerin yapılacağı kasım ayından çok daha ötesine ihtiyaç vardır.

 

Parasal Genişleme Nedir ve Neden Bekleniyordu?

 

FED’in kullandığı bazı kavramlar, dünyada olduğu gibi Türk medyasında, ekonomi haberlerinde de yer almaktadır. Ancak çoğu kişi bu teknik kavramların ne anlama geldiğini bilmemektedir. Örneğin, son günlerde ekonomide QE3 diye bir kavramdan bahsediliyor. Peki, acaba nedir QE3 ve küresel ekonomik krize çare olması mümkün müdür?

 

Parasal Genişleme (Quantitative Easing) kelimelerinin ilk harfleri (QE) ile daha önce ilk 2’si gerçekleşen bu işlemin 3.sü anlamında kullanılan bir kavramdır QE3. ABD’de yaşanan 2008 krizinde FED, piyasaları canlandırmak için ilk etapta piyasalardan 1,75 trilyon civarında Amerikan Doları (USD) tutarında menkul kıymet ve hazine bonosu satın almıştır. Bu işlem Parasal Genişleme 1 yani QE1 olarak adlandırılmıştır. Sonrasında ise 2010 Kasım’ında bu sefer 600 milyar USD piyasadan satın alınmış ve bu olaya da QE2 denilmişti.[1] Nihayetinde bugün gelinen noktada FED, 3. Parasal Genişleme paketini uygulamaya koymuş (QE3), her ay piyasadan 40 milyar dolarlık Mortgage tahvili satın alacağını ve 0 (sıfır) faiz politikasını da 2015 yılına kadar devam ettireceği taahhüdünde bulunmuştur. FED’in her ay bu miktarda Mortgage tahvili satın alması, elindeki “uzun vadeli” varlıkları artırması anlamına gelmektedir.

 

Amerikan piyasalarında uzun zamandır yaşanan durgunluğa çare olabilecek yöntemin yeni bir Parasal Genişleme (QE) olması ihtimali sıkça konuşulan bir konuydu. Çünkü parasal genişlemeye gidilmesi için artık merkez bankasının faiz indiriminin işe yaramayacağının ortaya çıkması gerekiyordu. ABD’de parasal genişlemeye gidilmesi demek, şu aşamaların gerçekleştirilmesi anlamına gelmektedir: Amerikan Merkez Bankası, öncelikle para basarak işe başlamakta sonrasında hükümete, hazine bonoları ve tahvillerini satın alarak destek vermektedir. Yani bir anlamda hükümetin piyasayı canlandırıcı yardım paketinin içini, nakitle doldurmaktadır. Aynı zamanda bankaların sorunlu varlıklarını, hisse senetlerini nakit karşılığı satın alarak bankaların yeniden müşterilerine kredi kullandırma imkânına sahip olmasını sağlamaktadır. Daha çok kredi kullanma imkânı bulan tüketiciler de daha çok harcama yapabilmektedirler. Bu durum da ticaret hacminin artmasına, devletin vergi geliri sağlamasına ve ekonomide beklenen canlanmanın gerçekleşmesine sebep olmaktadır.[2]

 

Amerika’da son dönemlerde en çok konuşulan konulardan birisi işsizlik rakamlarının artması yani yatırımların düşmesi sonucu istihdam alımlarının azalmasıdır. FED’in yaptığı açıklamalar yani aylık 40 milyar USD’lik alımlar ve sıfır faiz politikası, işsizlik rakamları azalana ve büyüme rakamlarında olumlu sonuçlar alınana kadar devam edecektir. Bu durum önlem paketinin ucunun açık olduğu yönünde yorumlanmıştır, yani süre kısıtlaması yoktur. Toplamda yine trilyon dolarları bulacak bir alımdan söz etmek mümkündür Bütün bunlara rağmen, FED tarafından uygulamaya konulan bu adımların Amerikan ekonomisinde gereken canlanmayı tek başına sağlaması zordur. Bu konuda Bernanke: “Biz üzerimize düşeni yapacağız, ama işsizlik sorununu tek başına çözebilecek kadar güçlü araçlara sahip değiliz'' diyerek, politika yapıcıların da kendi üzerlerine düşenleri yapması gerektiğini hissettirmiştir.[3]

 

Dünyada QE3’ün Yankıları

 

3. parasal genişleme (QE3) haberi uzun zamandır beklenmekte idi. Ancak bu gelişmeyi ilk etapta olumlu bulanlar bile temkinli yaklaşmaktadırlar. Evet, gelişmeler hemen etkisini göstermiş, ABD borsalarında son 5-6 yılın en yüksek seviyelerine gelmesine yol açan parasal genişleme haberi, Avrupa’da da olumlu gelişmelere yol açmış ve Euro’nun yükselişine sebep olmuştur. Fakat yüksek enflasyon ve dolayısı ile de fiyat artışları etkisi uzun vadede beklenilen olumsuzluklar arasında sayılmaktadır.

 

FED’in uygulamalarına mesafeli yaklaşmayı tercih edenler çoğunluktalardır. Bazı ekonomistler FED’in parasal genişleme politikası uygulayarak “havadan” para basmasının enflasyon baskısına neden olacağını belirtmektedirler. Bu tür uygulamaların sokaktaki sıradan vatandaşın cebine doğrudan doğruya bir katkı sağlamayacağını, sadece zenginlerin varlıklarını, hisse senetleri fiyatlarını daha da artıracağını söyleyenler arasında ünlü yatırımcı Marc FEBER de bulunmaktadır. Tek başına FED’in değil Avrupa’da ve Çin’de de diğer merkez bankalarının para basma yoluna gitmesi öngörüldüğünde, FEBER, insanların alım gücünün ve paranın değerinin düşmesinin, küresel ekonomide sıkışmaya ve hatta dünya ekonomisinin sonunun gelmesine neden olacağını belirtmektedir.[4]

 

Parasal genişlemenin petrol fiyatlarını da yükseltmesi beklenmektedir. Bu da Türkiye gibi petrolde dışa bağımlı ülkeleri olumsuz etkileyecektir. Uzun vadede küresel faiz artışlarının olması da muhtemeldir.

 

Değerlendirme

 

Bernanke’nin “ihtiyaç duyulması halinde parasal genişlemeye gidilecektir,” sözlerinin ardından gelinen süreçte FED’in attığı adımlar artık o ihtiyacın duyulduğunun göstergesi olarak yorumlanabilir. Bu önlemlerin ABD'de yaklaşan seçimlere bir etkisinin olup olmayacağı da düşünülmektedir. Gerçi FED Başkanı Bernanke yeni düzenlemelerin seçimlere olası etkisini hesaba katıp katmadıkları yönündeki bir soruyu, ''Biz kararlarımızı tamamen ekonominin durumuna göre alırız. Bu tür faktörleri hesaba katmayız'' diye yanıtlamıştır.     

 

Bütün bu önlemler, FED’den yapılan rahatlatıcı açıklamalar ve ABD’de faizlerin düşmesi, gibi önlemler artık krizin düzelmesi için yapıcı, ciddi adımların atılmaya başlandığına dair göstergelerdir. Ancak para politikalarının küresel krizde yarattığı etki her seferinde daha da azalmaktadır. Bu yüzden atılacak her yeni adımın etkili olabilmesi için bir öncekinden daha kuvvetli, daha kapsamlı olması gerekmektedir. “Önlem Paketleri”, ekonomiyi bir yerden düzeltirken başka bir yerden de bozulmasına sebep olmakta yani sonuç olarak kısa vadede krizin tamamen bitmesine çare olamamakta ancak ufak bazı iyileşmeler sağlamaktadırlar. Uzun vadede bu krizin düzelme yönünde sinyaller verebilmesi için daha böyle çok paketler açılması muhtemeldir.

 

Yaşanan gelişmelerde ekonomik krizi çıkaranların çare olmaya uğraşmaları, bize eski bir atasözümüzü hatırlatmaktadır: “Testiyi kıran da bir, suyu getiren de” 


[1] QE3 ve Piyasalara Etkisi, BAYRAKTAR Bahar, http://www.beyazyakaegitim.com/makale/qe3-ve-piyasalara-etkisi, Erişim Tarihi: 25 Eylül 2012

 

[2] Parasal gevşeme–Quantitative easing nedir?, http://www.bankakredihesaplama.net/parasal-gevseme-quantitative-easing-nedir/, Erişim Tarihi: 26 Eylül 2012

 

[3] FOMC: Press Conference on September 13 2012, http://www.federalreserve.gov/monetarypolicy/fomcpresconf20120913.htm,  Erişim Tarihi: 26 Eylül 2012

 

[4] Faber: FED politikaları dünyayı mahvedecek, http://www.bloomberght.com/haberler/haber/1213663-faber-fed-politikalari-dunyayi-mahvedecek, Erişim Tarihi: 26 Eylül 2012


http://www.turksam.org/tr/a2765.html

 



__,_._,___

--
Benim naciz vucudum elbet bir gun toprak olacaktir, ancak
Turkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktir.

K.Ataturk

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

HAREM AĞASI ADNAN OKTAR'DAN ERGENEKON ÜZERİNE SEÇME SAÇMALAR :))

 

http://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=stF2RUjzU3g


--
BIR ROMAN KAHRAMANI
. . . . . .
Cadirimin ustune yagmur yagiyor
Saros korfezinden ruzgar esiyordu
Ve ben,bir roman kahramani
Ot yatagin icinde
Ikinci dunya harbinde
Basucumda zeytinyagi yakarak
Mevzuumu yasamaya calisiyordum
Bir sehirde baslayip
Kim bilir nerde
Kim bilir ne gun bitecek mevzuumu

Orhan Veli KANIK


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Henuz 1980'i yillarda Recep Tayyip Erdoganin AtaTurk ve Cumhuriyet rejimine karsi etmis oldugu yemin:
. . . . . .
Ben Muhammed Musluman ummetindenim.
Turkiye dinsiz, laik bir memleket haline gelmistir.
Hayatimi Mustafa Kemal dinsizligi ile savasa adayacagima,
Turkiye'yi bir din ve seriat devleti haline getirmek icin mucadele edecegime,
Kemal Pasa zamaninda cikarilan dinsiz kanunlarin tatbikini onleyecegime,
kisa zamanda ummet esasina dayanan,
seriat devletinin kurulmasi icin calisacagima,
dinim, Allahim ve butun mukaddesatim uzerine yemin ve kasem ederim.

Recep Tayyib ERDOGAN


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben nerde bir cift goz gordumse, tuttum onu guzelce sana tamamladim, sen binlerce yasayasin diye yaptim bunu.

Cemal SUREYYA


--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben askerligin herseyden ziyade sanatkarligini severim.
1912.

K.Ataturk


--   Ayaklariniz her zaman yere bassin.  Hicbirzaman havalarda dolasmayin.  Kendinizi kimseden ustun gormeyin.    Sakip SABANCI  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Kurmus oldugum gruba uye olun    Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.     Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinlerin kitaplarini;  Okuyup anlayana 'ateist',  Okuyup anlamayana 'dindar',  Hem okumayip hem de anlamayana, 'yobaz' denir.    Nikola Tesla  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Dinler atesbocekleri gibidir:  Parlayabilmek icin karanliga gereksinim duyarlar.  Tum dinlerin kosulu yaygin olan belirli bir derecede cehalettir.  Ki sadece bu havada yasayabilirler ancak.    Arthur Schopenhauer  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ey mutsuzlar!  Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.  Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.  Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,  sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.  Bok yiyorsunuz!  Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!  Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.  Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.  Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.    Bertolt BRECHT  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Ben, Manevi Miras olarak hicbir Ayet,   hicbir Dogma,  hicbir Donmus ve   kaliplasmis Kural birakmiyorum.  Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...    K.Ataturk  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  Putlarin, Kabenin istedi gi: Kolelik;  Canlarin, ezanin diledigi: Kolelik;  Mihrapti, kiliseydi, tespihti, salipti  Nedir hepsinin ozledigi? Kolelik.    Omer Hayyam  - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -  SADRAZAM  Gunlerden bir gun  Hamama gidecegi tuttu,  Sadrazam hazretlerinin  Bir yaninda birinci veziri  Bir yaninda ikinci veziri  Bir yaninda ucuncu veziri.  Sonra efendime soyleyeyim  Peskircibasi,  Nalincibasi  Sabuncubasi  Velhasil tam dort yuz kisilik kafile  Pestamal takip girdiler hamama  Gectiler kurnalarin basina  Ucer beser  Sadrazam deseniz  Kuruldu gobek tasina  Yan gelip yatti  * * *  Memleketin en unlu tellaklari  Sardilar dört yanini  Kimi elini kapti, kimi bacagini  Bir keseleme surtme fasli basladi.  Tam on iki saat  On iki unlu tellak  Incitmeden keselediler  Hazretin mubarek vucudunu.  Oylesine kir cikti ki sormayin  Her biri nah parmagim gibi  Aman efendim bu ne kiri  Demeye kalmadi  Keselerin altinda eriyip gitti  Koskoca sadrazam  Butun maiyet erkani yerinden firladi:  - Nettunuz devletliyu?  Dediler tellaklara.  Tellaklar cevap verdi:  - Biz yikadik, keseledik.  Devletlunun kirden ibaret oldugunu bilemedik.  Suc bizde degil.  Neyleyelim  Kir bitti  Sadrazam elden gitti.  !!!  Umit Yasar OGUZCAN  (i926-i984)

BALYOZDA GÜNCELLEME MUHABBETLERİ NEDİR ? NE DEĞİLDİR ?

 

 Kim hazırladıysa eline sağlık.(O.P.)


--
Cesaret, tehlike aninda akil ve zekanin kullanilmasidir.

Eflatun (Plato)

Ey mutsuzlar!

Kardeslerinizi bogazliyorlar, goz yumuyorsunuz.
Çigliklar duyuluyor ama siz susuyorsunuz.
Aramizda dolasip kurbanini seciyor zorbanin teki,
sessiz kalirsak bize dokunmaz diyorsunuz.
Bok yiyorsunuz!
Ne tuhaf yer burasi, sizler nasil insanlarsiniz!
Haksizlik varsa bir yerde eger ayaklanmali insan.
Ayaklanma olmuyorsa batsin o sehir yerin dibine.
Yansin bitsin, kul olsun karanliklar basmadan.
 
Bertolt BRECHT
Ben,Manevi Miras olarak hicbir Ayet, hicbir Dogma,
hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk

- - - - - - - - - - - - - -
1920 - Islam yuceltme derneginin bildirisi :
Yunan ordusu halifenin ordusu sayilir.
Hic de zararli bir topluluk degildir.
Asil kafasi koparilacak mahlukat Ankara'dadir.

ISKILIPLI ATIF 
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

- - - - - - - - - - - - - -
Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Bence T.Özal'ın mezarı açılmalı, etinden, saçından, kemiklerinden, ciğerinde, var olan her şeyinden örnekler almalı.
Sonra mezarına da koymamalı, öylece ortada bir yerlerde bırakılmalı.
Sonra yeniden silbaştan örnekler almalı.
Her defasında daha farklı yerlerinden almalı.
Yine ortalarda bırakmalı.
Cesedini laf olmasın diye bütün insanlara sergilemeli.
Hatta ara ara alınan örnekler bütün dünyadaki laboratuvaralara pay edilmeli.
Sonra kalan parçalar yine sergilenmeli.
Bu en sonunda cesetten hiçbir parça kalmayana kadar sürmeli.
Böylece 67 yaşında oburluktan öldüğü konusunda kimsenin kuşkusu kalmamalı.

Umarım böylece herkes gereken ibreti almış olur.
Artık neyse o alınması gereken ibret.
Onu da siz bulun.


Bilgi tam olmali ki kanaat dogru olsun dusuncesi ile bilgimi paylastim. Degerlendirme yapma yeteneginde olanlara yardimci olmak icin.

Ozallar bizans entrikalarini cok ustalikla uyguladilar, halk gayet mutluydu. Abdulhamitin dedigi gibi demokrasi bilinc seviyesi yuksek halk istiyormus, yasayarak ogrendik.

Bu memlekete amele de lazim diyen liderlerin hatasinin derdini biz cekiyoruz.


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Friday, September 28, 2012 4:25 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

bu çok iyi niyetli bir bakışaçısı ama o insanlardan hiç de böyle iyi niyet çıkacağını sanmıyorum kim bilir ne entrikalar çevirmişlerdi.
 
---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 
----- Original Message -----
Sent: Friday, September 28, 2012 12:13 AM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Emin Colasan, babalarini sevmeyen evlatlar imasinda bulunuyor ya, aslinda babalarini sevmiyor degiller, annelerini daha cok seviyorlar diye dusunmustuk o yillarda. 

Mirastan anneleri lehine cekilmeleri odeyecekleri vergiyi artirmisti. Cunku, 4 mirascinin muafiyetinden yararlanarak daha sonra devir yapsalardi daha az vergi odeyeceklerdi. 

Daha derinlerdeki sebepleri bilemiyorum. Ben olayin tanik oldugum bolumunu sizinle paylastim.


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Ozgur_Gundem@yahoogroups.com
Sent: Thursday, September 27, 2012 11:13 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

bu neyiifade eder

---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 
----- Original Message -----
Sent: Thursday, September 27, 2012 10:44 PM
Subject: Re: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 
Ozalin veraset beyanini aylarca basindan koruduk, bizim sorumlulugumuzdaydi korumak. Cocuklari dogrudan mirasi ret etmediler, anneleri lehine mirastan vazgectiler.

hukuki sonucu ayni olmakla birlikte muflis babanin reddi miras dilekcesinde "mirasi ret ediyoruz" derler. 


From: Yılmaz ARSLAN <y.arslan57@gmail.com>
To: Undisclosed-Recipient@yahoo.com
Sent: Thursday, September 27, 2012 8:59 PM
Subject: [Ozgur_Gundem] Mezar açılırken!..

 

Emin                                                            Çölaşan
Emin Çölaşan
27 Eylül 2012

Sevgili okuyucularım, eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın mezarı ha açıldı, ha açılacak… Eli kulağında.
Bir cumhurbaşkanının mezarının hiçbir dayanağı
olmayan “Onu zehirlediler” iddiasıyla açılacak olması, Türkiye açısından bir skandaldır. Bu iddiayı öne
sürenlerin elinde bir tek bilimsel delil yok.
Tamamen safsata.
Özal ailesi bu tantanaya yıllar önce başladı. Ahmet, Semranım ve küs olduğu birader Korkut bu tezgahın baş mimarları olarak yıllarca
gazetelere demeçler verdiler, ekranlara çıkıp nutuk attılar.
Amaçları aile olarak gündemde kalmak ve
kendilerini acındırmaktı.
Ölüm olayı 17 Nisan 1993 günü Ankara’da
Hacettepe Hastanesi’nde gerçekleşti. Başucunda
Türkiye’nin en seçkin uzman hekimleri olan hocalar vardı.
Hastaneye getirildiğinde zaten ölmüştü ve yapacak bir şey yoktu. Bütün bunların raporları ortada.
Özal ölümünden iki gün önce Türk Cumhuriyetleri gezisinden dönmüştü. Havaalanında uçaktan kapkara bir suratla indi. “Bu sefer çok yoruldum ve çok yemek yedim. Adamlar 35 çeşit yemek
veriyorlar, yemesen ayıp olur” dedi. Hatta özel
doktoru Cengiz Arslan bu kadar çok yediği için
kendisine kızmış ve çarşı gezmeye gitmişti.
Rahmetlinin sonsuz bir iştahı vardı ve doymak bilmezdi.
* * *
Evet, ölümünden bir süre sonra ailenin “Onu
zehirlediler” tantanası başladı. Hatta ölümüne neden olanlar arasında MGK Genel Sekreteri Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun da ismini vermeye başladılar.
Bununla da yetinmeyip, Hürriyet gazetesinin eski
sahibi, saygın ve dürüst insan Erol Simavi’yi
suçlamaktan bile utanmadılar.
Anlattıkları masallara bakarsanız, Semranım’da
kocasının saç kılları vardı ve zehirlendiği bunlar analiz edilerek ortaya çıkacaktı! Ahmet’te ise babasının
kendisine anlattığı bazı “Çok gizli” hususlar vardı ve bunları kasete almıştı.
Şu dakikaya kadar ne o saç kılları ilgili yargı makamlarına teslim edildi, ne de kasette
babasının anlattığı iddia edilen hususlar! Artık onlardan söz bile etmiyorlar.
* * *
Ahmet’i önceki gece bir televizyon kanalında izledim. Yine abuk sabuk konuşuyor ve şöyle diyordu:
“Babam kalp krizinden değil, kalp durmasından öldü. Kalp ancak zehirlenince durur!”
Uzman doktor musun, müneccim misin be mübarek adam!.. Babası öldüğünde yurtdışındaymış, cenazeye ancak yetişmiş. Herhangi bir bilgisi olmadığı halde traşa giriyor, sonra ekliyor:
“O karanlık dönemin açığa çıkarılması gerekir. Bu ölümün arkasında siyasi bir oyun var.”
Zaten bugüne kadar çeşitli zamanlarda Bay Abdullah Gül’le görüşmüşler, daha birkaç gün önce de anası, Tayyip ve Adalet Bakanı ile görüşmüş.
Ben bu sözleri duyunca, doğrusunu isterseniz
pirelendim! Bunlar acaba o dönemle ilgili yeni davalar peşinde mi?
Bir şey daha söylüyor:
“Biz babamın mezarının açılmasını onun ailesi olarak istemiyoruz!”
Ä°yi de kardeÅŸim, madem istemiyorsunuz, onca
tantanayı medyanın önünde niçin yaptınız? Turgut Bey’in zehirlendiğini, ölmediğini, öldürüldüğünü yıllarca bağırıp durdunuz, savcılığa dilekçeler yağdırdınız.
Bu durumda savcılık ne yapacaktı? Başka çaresi yoktu, elbette mezarın açılmasına karar verecekti.
Bu konuda son bir not: Özal’ın zehirlenip
zehirlenmediğini, öldürülüp öldürülmediğini, uzun yıllar ailenin avukatlığını yapan Bilgin Yazıcıoğlu’na dün sordum. Sözleri aynen şöyle:
“Son yurtdışı gezisinde de yanındaydım.
Sürekli yemek yedi. Asla zehirlenme yoktur, kalpten doğal ölümdür.”
* * *
Burada iÅŸin bir baÅŸka boyutunu da irdelemek
gerekiyor. Tartışılması gereken hususlar şunlardır:
“Öldüğü 1993 yılında Turgut Özal, siyasetteki her türlü ağırlığını ve etkinliğini yitirmişti. Partisi ANAP göçüp gitmişti. Artık iktidar değildi. Özal Çankaya’da mutsuzdu. Sadece cumhurbaşkanı olarak oturuyordu. Pasifize edilmişti.”
Bu durumu önceki gece ekranda Ahmet bile ağzından kaçırmak zorunda kaldı:
“Babam 19 Mayıs günü (öldüğü tarihten tam bir ay sonra) veda konuşmasını yapıp
cumhurbaşkanlığından istifa edecek ve siyasete girecekti.”
Ä°ÅŸin bu boyutunu biliyoruz.
Yeni bir parti kurmayı düşünüyordu.
Şimdi sorulması gereken şudur:
Hiçbir siyasi etkinliği kalmamış, siyaset
piyasasında ağırlığı sıfır olmuş bir kişiyi kim/ kimler, niçin zehirlesin?
BU AÄ°LEYÄ° Ä°YÄ° TANIYALIM 
Sevgili okuyucularım, şimdi size bu aile ile ilgili iki olay anlatacağım, ikisine de şaşıracaksınız.
Semranım ve Ahmet, bundan bir süre önce
birlikte Kuzey Irak’a gittiler. Ana oğul orada
binlerce şehidimizin doğrudan ve dolaylı katili olan Mesut Barzani isimli iki paralık aşiret reisi tarafından kabul edildiler.
Barzani bu ikiliyi kendi özel karargâhında kabul etti ve şöyle dedi:
“Bu ziyaretten son derece memnunum.
Merhum Özal’ın ailesiyle yakın dostluğumuzu devam ettiriyoruz.”
Ahmet ise Kuzey Irak’taki gelişmeleri yerinde görmek için geldiklerini söyledi!
Görüşme basına kapalı idi ve ayrıntılar dışarıya
sızmadı.
Şimdi bir düşünün bakalım, bu ana oğul orada ne
arıyor, ne yapıyor? Ne işleri var katil Barzani’nin
yanında?
Yoksa Ahmet orada iş mi yapıyor, iş mi
bitiriyor? Alacakları birikti de, anasını da yanına katıp onlar için ricada bulunmaya mı gitti? Ya da Barzani’den iş mi istiyor?
Bu, özel bir ziyaret değildir. İşin içinde
mutlaka bir iş var. Bunun açıklığa kavuşması
gerekir.
Unutmayalım, Özal Bey daha başbakanlığı
döneminde, adına Barzani denilen bu herife Türkiye Cumhuriyetinin kırmızı diplomatik pasaportunu vermişti. Bu herif Türk vatandaşı değildi. Türk devletinin en büyük düşmanı, şehitlerimizin katili olan bu aşiret reisine devletin kırmızı pasaportu nasıl ve niçin
verilmiÅŸti?
Yoksa Barzani, şimdi Semranım ve Ahmet’e bazı şeylerin diyet borcunu mu ödüyor?
* * *
Yukarıdaki başlıkta “Bu aileyi iyi tanıyalım”
demiştim. Şimdi size herhalde hiç bilmediğiniz bir olayı açıklıyorum:
Turgut ve Semra Özal’ın üç çocuğu var. Ahmet, Zeynep ve Efe. Bu üç çocuk, babaları
öldükten sonra reddi miras ettiler. Yani
Türkçe deyimiyle, babalarından kalan mirası reddettiler.
Böylece tüm miras -Türkiye ve yurtdışındaki paralar, taşınmazlar, mücevherler- Semranım’ın üzerine geçirilmiş oldu.
Şimdi bir cumhurbaşkanı çocukları düşünün ki,
babalarının mirasını reddediyor!
Cumhurbaşkanının mirasının çocukları tarafından
reddedilmesi, onun ölüsüne yapılan en büyük saygısızlık, en büyük hakarettir.
Özal iflas etmiş bir tüccar mıydı? Hayır.
Borçlanmış, batık bir işadamı mıydı? Hayır.
Kaçak mıydı? Yine hayır.
O halde mirası niçin reddettiler?
Barzani’nin yanında ne arıyorlardı?
Ben ne diyeyim, adamı mezarında bile rahat bırakmayanlar, mirasını bile reddedenler
utansın.
=====================
Dostluk ve sevgi ile kalın.
Yıldırım Alkan
http://www.yildirimalkan.net/

---------
İnsan utanır mı?
Tayyip Erdoğan'ın defalarca açıkladığı üzere,
CHP, terör örgütü ile de yakın ilişki içindedir.
saptamasının yanında
1. AKP'nin terörle örgütü ile daha çok ilişki içinde olduğunu belirtmemekten
2. Habur'da AKP'nin terör örgütüne kucak açtığından,
aynı cümlede söz etmemekten
3. Yıllardan beri AKP'nin Apo lakaplı bebek katili Artin Agopyan'a af girişimlerinde bulunduğunu anlatmamaktan
insan utanır mı?
Haberci
 
 






__._,_.___
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (4)
Recent Activity:
Guruptan ayr&#305;lmak için, a&#351;a&#287;&#305;daki adrese bo&#351; bir eposta gönderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
.

__,_._,___

--
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur.

Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Akilli gorunme cabasi, cogu zaman akilli olmayi engeller.

La rochefoucauld