30 Haziran 2014 Pazartesi

15 yaşında kızları çarmıha geriyorlar


15 yaşında kızları çarmıha geriyorlar

Askeri hazırlık yaparken tedirgin bir şekilde IŞİD'i bekleyen Türkmenlerle konuştuk.

Yaşadıklarını dinledik.

Yazı ve Fotoğraflar: Lale ERTUŞ 29 Haziran 2014

LaLE ERTUŞ'UN İZLENİMLERİ

Irak Şam İslam Devleti, kısaca IŞİD...
Bir süredir bölgenin kâbusu olmuş vaziyetteler.

Musul'daki Türk Konsolosluğu'na yaptıkları baskınla gündeme gelseler de çok daha uzun süredir, Suriye ve Irak'ta hayatın göbeğindeler.

Suriye'de IŞİD'in tehdit ettiği grupların başında Türkmenler geliyor.
Türkmenler, Halep merkezde Esad güçleriyle savaşırken boşluktan faydalanan IŞİD, Türkmen köylerini tek tek ele geçirmeye başladı.

Geçen hafta itibariyle 100 Türkmen köyünü kontrolü altına alan IŞİD, İslamiyet adına yaptığı vahşi eylemleri bu sefer Türkmen halkına yapmaya başladı.
Türkmenlerin elindeyse sadece 41 köy kaldı.
Köylüler IŞİD'in her an köylerine gireceği korkusuyla bekliyorlar.
26 Haziran günü IŞİD, bazı Türkmen köylerinin boşaltılması için bir yazı gönderdi.

TIRAŞ YASAK ORUÇ ÜÇ GÜN

IŞİD'in aldığı köylerde koyduğubazı kurallar:

Kadınların, yanlarında erkek olmadan dışarı çıkması yasak.

Yanlarında erkek bulunsa bile pazar yerine gitmeleri yasak.

Yüzleri tamamen kapanacak, peçe takacaklar.
(Sokaklarda bisikletle gezen askerler kadınların kapıyı yüzleri açık şekilde açıp açmadığını kontrol ediyor.)

Yüzleri açık kadınlara satış yapılmayacak.

Tıraş makinası satılmayacak tıraş tamamen yasak.

Sadece üç gün oruç tutulacak.
Daha fazla tutulmayacak.
(Savaş hali sebebiyle)

Teravih namazı camide kılınmayacak.
Bayram namazı için ezan okunmayacak.

Evdeki her iki kızdan birisi IŞİD'e verilecek.
Eğer adam cephede ölürse kız tekrar başka bir IŞİD askerine verilecek.

Keçilerin arkasına bez bağlanacak.

Erkekler beş vakit camiye gelecekler.

Eğer kadınların eşleri üç aydan fazla eve gelmezse kadın, IŞİD askerlerinden seçtiği ile evlenmek zorunda.

YIKANMIYORLAR, UYUMAMAK İÇİN HAP İÇİYORLAR

Tabur komutanlarından Firaz Paşa

IŞİD'in ele geçirdiği Türkmen köylerindenim.
En çok gücüme giden IŞİD'in sınırdan serbestçe geçtiği noktaların olması.
Türkiye bunlara bir şey demiyordu.
Halbuki orada asker var.
Biliyorlar da.
Bizim gösterdiğimiz zamanlar da oldu "Bu IŞİD" diye.
Müdahale edilmedi...
Ben Türkmen isem, Türkiye beni kendinden bir parça görüyorsa beni vuran adamın kaçakçılık yapmasına göz yummamalı.
6-7 noktadan kaçakçılık yapıyorlar.
En çok sigara getiriyorlar.
Bakın IŞİD sigarayı yasakladı.
Amaç dini değil, sigara kaçakçılığını tekellerine almak.
Burada bir liraya satılan sigarayı Türkiye'ye götürüp üç liraya satıyorlar.

Kadınların alışveriş pazarlarına inmesini yasaklayan bir fetva çıkardılar bu hafta...
Yıkanmıyorlar.
Çok ağır kokuyorlar, teyemmüm abdesti alıyorlar.
Uyumamak için hap alıyorlar.
Karargâhlarını bastığımızda birçok hap bulduk.
Dünyanın her yerinden insanlar var içlerinde.
Ne yazık ki Türkler de var.
Maalesef sayıları çok büyük.
En son Çobanbey'de 200 Türk'ün girdiğini gördük.
Kendi inançlarıyla cihada gelmişler.
Senin cihadın Türkmenlere mi?
Sadece Türkmen değil Arap da öldürdüler, Kürt de öldürdüler...

Türkçe konuşma yasağı vardı burada.
Türkçeyi konuşmakta ısrar eden insanları öldürdüler.
Lazkiye'nin Rabia köyünde babamın arkadaşı Ebu Nizam vardı.
Türkçe kitap bulundurduğu için evinin önünde kurşuna dizildi.

15 YAŞINDAKİ ÇOCUĞU ÇARMIHA GERDİLER

Munbç kasabasından ismini söylemeyen biri

Yaşadığım kasabada bir kadın 15 yaşındaki bir çocuğu IŞİD'e şikayet etti.
Kadın en fazla döverler diye düşünmüş.
IŞİD meydanda çocuğu idam edip evinin önünde çarmıha gerdi.
Annesi evinin karşısında üç gün boyunca çocuğunu o şekilde gördü.

IŞİD BİZİ KANDIRDI

Türkmenlerle çalışan Arap komutan Ebu Hadi

IŞİD'çilerin çoğu cezaevinde yetiştirilmiş hasta insanlar.
Dünyanın her yerinden geliyorlar.
İçlerinde çeşitli ülkelerin istihbaratçıları da var.
Bizim aramıza geldiler, mücahit olduklarını söylediler.
Namaz kılıyorlardı"Allah büyük" diyorlardı.
Bizi kandırdılar.
Şimdi içimize yabancı almıyoruz.
Muhaliflerin içine rejimin ajanları da çok girdi.
Cezaevinden çıkan insanların hepsi muhaliflerin içlerine sızdı.
IŞİD'in içimizden çıkıp karşımıza geçmesiyle kimin kim olduğu ortaya çıktı.
Artık Özgür Suriye Ordusu›nun içinde sadece gerçek muhalifler kaldı.

ESAD DİLİMİZİ YASAKLADI

Mustafa Muhammed

IŞİD Türkiye sınırının çeşitli noktalarından serbestçe girip çıkıyor.
Biz kendi elimizle yakalayıp Türkiye jandarmasına teslim ettik.
İki saat sonra adamlar Suriye'ye tekrar geri döndü.
Hafız Esad, Öcalan'ı Suriye'ye yerleştirdiğinde nasıl Türkiye'yi kendine düşman edinmiş ise buradaki Türkmenleri de kendisine düşman gördü.
Halbuki biz kimseye düşmanlık yapmıyorduk.
Ondan sonra hayatımız günden güne kötüye gitmeye başladı.
Dilimizi yasakladılar.
Türkçe konuştuğumuz zaman insanlar bizimle dili bozuk diye dalga geçerlerdi.
Biz bir arsa alacağımız zaman 5 sene sürerdi.
5- 6 çeşit istihbarat var, bunların hepsinden izin almamız gerekiyordu.

15 YAŞINDAKİ KIZLARI ZORLA ALIYORLAR

Raail köyünden Kemal Bey

43 yıldır Esad'lar var başımızda.
Yıllar önce buraya Abdullah Öcalan'ı getirdiler, bedelini bizler ödedik.
Hafız Esad, burada PKK'yı destekledi.
Eğitim yerleri vardı.
Türkmenleri hiç sevmezdi.
Oğlu daha fena çıktı.
Şimdi de IŞİD çıktı başımıza.
15 yaşındaki kızları "bunlar reşit" diyerek zorla ailelerinden alıyorlar.
Yollayabildiklerimizi Türkiye'ye yolladık.
Elimizde sadece gençlerimiz (Fatih Sultan Mehmet Tugayı) kaldı.
Onlar da giderse bir şey kalmaz.

ÖNCE ESAD, ŞİMDİ IŞİD

Suriye Türkmenleri için kara günler, Hafız Esad'ın gelmesiyle başlar.
Abdullah Öcalan ve PKK'nın Bekaa Vadisi'ne yerleşmesine izin vererek Türkiye'yi karşısına alan Hafız Esad'ın gözünde Suriye'deki Türkmenler bir tehdit unsurudur.
Sayıları üç buçuk milyonu bulan Türkmenlerin Türkçe konuşmaları yasaklanır.
Konuşanlar ağır ithamlarla suçlanırlar.
Türkmen köylerine baskılar artar.
En basit işleri bile zora sokulur.
Cezaevlerine atılırlar.
Bazen de evlerine geri dönemezler...
Ardından oğul Esad gelir.
Dillerini konuşmaya başlasalar da daha başka sorunlar çıkar.
Her şeyi çözen bir şey vardır...
Rüşvet her yerdedir.
2011 yılında ise birkaç büyük şehirde 'Arap Baharı'nın etkisi ile yavaş yavaş Esad karşıtı protesto gösterileri başladı.
Bu gösterilerin ayaklanmaya dönüşmesi ise Dera'da duvarlara yazı yazan birkaç gencin polis tarafından hapse atılıp işkence görmesiyle oldu.

İç savaşın kızıştığı dönemde Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) içinde bölünme başladı.
İslami gruplar ÖSO'nun çatısından yavaş yavaş ayrılmaya başladı.
Bu sırada beklenmeyen bir şey oldu.
IŞİD muhaliflerin içinden çıkarak muhaliflere karşı savaşmaya başladı.

GALATASARAYLI KÜÇÜK MACİT

Macit 1.5 yaşında.
Ailesinin köyde evleri yok.
İki ay Türkiye'ye gitmişler ama parasızlıktan geri dönmek zorunda kalmışlar.
Evleri Türkmenlerin yaşadığı bir sokakta.
Şimdi bu sokakta yaşayan tek Türkmen aile onlar.
Geçen ay yan sokakta oturan dayısının beş ve altı yaşlarındaki iki çocuğu ve anneleri evlerine isabet eden varil bombasından dolayı öldü.
Sokakta oynamayı çok seven Macit uçak sesi duyduğunda içeri girmek zorunda kalıyor.
Bunun ona söylenmesine de gerek yok.
Uçak sesi duyunca kendi koşarak içeri giriyor zaten.
Henüz konuşamayan Macit'in söyleyebildiği tek tük kelimelerden biri uçak, diğeri füze.

İŞTE O MEKTUP

Ahtarın ve çevresi, Türkmen barih ve çevresi, Dudıyan ve çevresi Cake köyünü boşaltmanız için size 48 saat müddet veriyoruz.
Biz burada kâfirlere karşı savaşacağız.
Çobanbey Emiri


a45UyF587661-140630143124-03
^^^^^ - vvvvv

 


--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Dusuncelerini tam ve yerinde kelimelerle ifade edemeyen insan, yanlis
tartilarla tam is gormeye calisan saticiya benzer.

Johann Wolfgang von goethe
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Rahmi Turan – "Erdoğan’ın Çalınan Dosyası"


Rahmi Turan – "Erdoğan'ın Çalınan Dosyası"

Soner Yalçın, yiğit, gözü pek, araştırmacı, özü sözü doğru, zıpkın gibi bir meslektaşımızdır.

Benim de SÖZCÜ'de sütun komşum oluyor.

Son kitabı:

KAYIP SİCİL (Erdoğan'ın Çalınan Dosyası)

İstanbul dışında olduğum için kitabı elime geç ulaştı.

Hızla okudum.
Çarpıcı bir kitap.

Sоner Yalçın "Giriş" bölümünde kitabın ilginç öyküsünü şöyle özetliyor:

* * * * *

"Tarih 27 Aralık 2012.

Silivri Cezaevi'nden çıktım…

İki yıl sonra evimde uyandım sabaha…

Kütüphaneye girdim.
Polisler gün boyu yaptıkları arama sırasında tüm kitapları birbirine karıştırmışlardı.
Kütüphane dağınıktı.

Düzenlemek zaman alacaktı.

İlk gün başladım çalışmaya ve bu aslında benim için kitaplarıma "merhaba" demekti.

Aradan kaç gün geçti bilmiyorum.
Başbakan Recep Tayyiр Erdoğan ile ilgili yazılmış kitaрları bir araya getiriyorum.
Kitaplar tamamdı ama ayrıca bir defter ile bir dosya olaсaktı…"

* * * * *

"Aradım…
Αradım…

Yok.
Bulamadım.

İyi biliyorum, dоsyanın üzerine de "Erdoğan'ın Sicili" yazmıştım.

Εrdoğan ile ilgili topladığım özel bilgileri ileride kitap yapmak için bu dosyaya kоyuyоrdum.
Çok özel bilgiler toplamıştım, yılların emeği vardı.
Bulmalıydım.

Αramaya devam ettim, bulacaktım o dosyayı…

Kütüphanenin iki katının altını üstüne getirdim.
Yok.

Evin her yerine baktım.
Bulamadım.

Dosya ve defter kayıptı…"

* * * * *

"Anladım:

O dоsyayı ve o defteri evden, biri/birileri çalmıştı!

Ρeki…
Hırsız kimdi?
Niye çalmıştı?

Bilgileri-belgeleri, ileride Erdoğan'a karşı kullanmak için alıp götürdüler dosyayı.

17 Aralık оperasyоnu başlayınca, bekledim; "bakalım bizim dosya ve defterden de bilgiler ortaya serilecek mi?" diye!

Cemaat/paralel yapı, o bilgileri Cumhurbaşkanlığı seçiminde mi kullanacaktı?

"Çıkmasını hiç bekleme, otur yaz" dedim.

"Kayıp Sicil/Εrdoğan'ın Çalınan Dosyası" kitabı böyle ortaya çıktı"

* * * * *

Kitap çok titiz bir araştırmanın eseri.

Soner Yalçın, Τürkiye Cumhuriyeti'nin nasıl bir komploya kurban edildiğini de bu kitapta anlatıyоr.

Heyecanlı bir roman gibi…
Hainler, alçaklar, dönekler, liboşlar, satılmışlar…
Hepsi var bu kitapta…
Büyük bir ilgiyle okunuyor.
(Kırmızı Kedi Yayınevi)

Ekmeleddin Bey'e göre "Dini yozlaştıran iktidar, toplumu kötü biçimde böldü"

Muhalefetin ortak сumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin

İhsanoğlu üzerindeki tartışmalar sürüyor…

CHP Milletvekili ve Cumhuriyet Gazetesi köşe yazarı Mustafa Balbay, Εsenboğa Havaalanı'nda karşılaştığı

Ekmeleddin Bey'le "bir kahve içimi" sohbet etmiş…

Ekmeleddin Bey'in söyledikleri şöyle:

* * * * * *

"Atatürk'le ilgili düşüncelerimi açıkladım.
(Ekmel Bey'in daha önce açıkladığı Αtatürk hakkındaki düşünceleri olumlu idi).
Bugün Türkiye, kuruluş temellerinin dışında, dini yozlaştırmış, toplumu 12 Eylül öncesinden de kötü biçimde kamplara bölmüş bir iktidar tarafından yönetiliyor.

Ben, hukuku uygulayacağım, evrensel ilkelerle sorunların çözümü için çaba harcayacağım.

Herkes hakkımda bir şey söylüyor.
Bunlar dedikodu, kesinlikle doğru değil.

Bugün Türkiye'nin başlıca ihtiyacı huzurdur.
Bunun için toplumun büyük çoğunluğunu içine alan bir sentez hedefliyоruz"

* * * * *

Ekmel Bey, başta aydınlarımızın yaşadığı acılar olmak üzere, devletin vatandaşlarına sopa göstermeyi sevdiğini, bundan vazgeçip çağın değerlerini yakalamamız gerektiğini belirtiyor.

Kılıçdaroğlu "Εkmeleddin

Bey'i tanıdıkça seveceksiniz" demişti.
Kim bilir, belki de haklı çıkar.
Dileğim öyle olmasıdır.

Tebessüm

Politikaya neden girilir?

Bilge kişiye sormuşlar:

"Politika nedir, biraz anlatır mısın üstat?"

"Politika yağlı-ballı bir börektir" demiş bilge kişi…

"Peki, bunun için mi politikaya girilir?"

"Önce küpü doldurmak, dünyalığı yapmak için girilir…"

"Ya sоnra?"

"Sоnra da рaçayı kurtarmak için devam edilir!"

Günün Sözü

Büyük adamlar "büyük toрlum" yaratmaz…

Büyük toplumlar

"büyük adam" yaratır

 


a45UyF587661-140630140153-03
^^^^^ - vvvvv

 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Demokrasi despotizmdir.
Genel iradenin onaylamadigi bir yurutme olusturur

Immanuel Kant
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Kur’an’ın Tek Harfi Bile Değiştirilmedi mi?

Evet, mübarek Ramazan ayında ciddi konuları konuşmak gerek.
Evreni, zamanı, mekanı ve her şeyi yaratan ilah hata yapmaz değil mi?
Emirleri zamanlar, mekanlar, milletler hatta türler üstünde olmalı değil mi?
Hemen bütün dinlerin dindarları bu kadarında ittifak eder sanırım.

Bu durumda hemen her konuda görülen aksaklıkları nasıl izah ediyorsunuz?


Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


Kur'an'ın Tek Harfi Bile Değiştirilmedi mi?

Müslümanlar Kur'an'nın Allah tarafından Cebrail aralcılığıyla Muhammed'e vahiy yoluyla indirildiğine ve Kur'an'ın tek harfi bile değişmeden günümüze kadar geldiğine inanırlar.
Bu inançlarını dayandırdıkları kaynak yine Kur'an-ı kerim'dir.
Yani iddia ve iddia'nın kaynağı aynıdır.
Bu konu üzerinde yaptığım araştırma ve incelemelerin sonucuna göre bir değerlendirme yapacağım.
Objektif olmaya özen göstereceğim.

Müslümanlar'ın Kur'an-ı Kerim'in tek harfinin bile değişmeden günümüze kadar sapasağlam geldiğini dayandırdıkları kaynağın yine Kur'an-ı kerim olduğunu yazmıştım.
Şimdi o ayet'e bakalım;

Hicr suresi 9.ayet

إِنَّا نَحْنُ نَزَّلْنَا الذِّكْرَ وَإِنَّا لَهُ لَحَافِظُونَ

Şüphesiz o zikri (Kur'an'ı) biz indirdik biz!
Onun koruyucusu da elbette biziz.

Bir iddia'ya cevap vermek için Kuran'dan bir ayet göstermek geçersiz bir yöntemdir.
Çünkü değişmediğini ispatlamak için değiştiği şüphesi olan(ki eldeki veriler değiştiği yönünde) Kur'an'dan bir ayet ile açıklamak akla yatkın bir yol değildir.
Kur'an'ın değiştiren(bilerek veya bilmeyerek) kişi veya kişiler değişmediğini vurgulamak ve ispatlamak için böyle bir ayeti Kur'an'ın içine koymuş olabilir.

İnançları dogmatik yapanda budur.
Düşünmek ve sorgulamak, eleştirmek yasaktır.
Zaten düşünmeye başladığınız zaman o inancın akla ve mantığa aykırı olduğunu anlarsınız.
Bu aykırılıklardan bir taneside; ' Kur'an'ın değişmediği iddiasıdır'

Ayet ile Kur'an'ın değiştirilmiş olamıyacağınının mantıksızlığını açıkladıktan sonra geriye kalan en önemli ve sağlamlığı daha fazla olan tarih'e bakalım.
Daha bilimsel bir yöntem ile kur'an'ın değişip, değiştirilmediğini tarihi detayları iredeliyerek bir sonuç çıkartmaya çalışalım.

Tarihsel olarak Kur'an'ın kitap haline getirilmesi:

Kur'an'ın ilk orijinali: Küçük taşlar, deri, ağaç parçası, kemik gibi çeşitli nesnelere yazılıydı.
Yakıldı.

Kur'an'ın ikinci orijinali: Ebubekir döneminde yapılan derleme.
Yakıldı.

Kur'an'ın üçüncü orijinali: Osman döneminde oluşturulan "azmalar".
Bunlar da dünyanın hiç bir tarafında yok.

Kur'an'ın üçüncü orjinali üzerine:

Osman döneminde mushaflaştırılan Kur'an'ın orjinalinin bulunmayışı çok tuhaftır.
Osman döneminden kalan orjinal bir Kur'an mushafı yoktur, ama Osman'ın dönemindeki kur'an'ın kopyaları -ki en iyimser rakamla 8.yy'a ait bir kopya vardır elimizde(1)- kendi zamanından çok sonrasına aittir.

Peki Osman ne zaman halifelik yapmıştı?

644 yılından 656′daki ölümüne kadar, 12 yıl boyunca, halifelik yapmıştır.

Elimizde ki en eski mushaf en iyimser rakamla 8.yy'la aittir.
8.yy,701-800 tarihleri arasındaki zaman dilimini temsil eder.
Osman 644-656 yılları arasında halifelik yapmıştır.
Elimizde ki o mushafa göre ve Osmanın halifelik yaptığı zamanı kıyaslarsak; elimizde ki mushafın Osman'ın döneminden daha sonra yazılmış olduğuna varırız.
O halde Osman zamanında ki mushafın orjinali yeryüzünde yoktur.
Elimizde ki en eski mushaf'ın Osman'ın döneminde ki orjinalin kopyası olduğunu düşünsek bile ortaya bir kaç sorun daha çıkıyor ;

Elimizde ki mushaf'ın Osman döneminde ki orjinal mushaf'tan kopya edildiğini düşünürsek en iyimser rakamla yaklaşık 50 sene fark var.
Orjinal'den kopya edilmiş olsa bu eser neden 50 sene sonrasında kopya ediliyor?

Cevabı kimse bilmiyor aslında.
Elimizdeki verilere göre bir mantık yürütürsek: Kur'an ın orjinali ve/ya orjinalinden kopya edilmiş saf haliyle bir Kur'an mushafı elimizde yoktur.
O halde Kur'an ın tek harfi bile değiştirilmemiş bir kitap olması bir yana tamamının değiştirilmiş olması bile söz konusudur.

Şimdiye kadar yazdıklarımımı islami kaynaklara dayanarak yazdım ve elimizde ki verileri mantıksal bir süzgeçten geçirdim.
Bir sonuca varcak olursak;

1- Kur'an Muhammed'den çok sonra yazılmıştır ki bu konuda islam'da aynı şeyi söyler.

2- Elimizde osman zamanından kalma orjinal ve/ya kopya herhangi bir mushaf yeryüzünde bulunmamaktadır.
En eski Kur'an mushafı –ki islami çevre Osman zamanından kalma olduğunu iddia eder,matematiksel ve mantıksal süzgeçten geçirdiğimizde bunun olamıyacağını ve olması dahilinde ortaya başka sorunların çıkabilceğini yazdım- 8.yy 'a ait ve şu an Özbekistan-Taşkentte bulunan koruma altında ki mushaftır.

3- Kuran'ın tek harfi bile değişmedi iddia'sının sav dahi olamayacağını ve eldeki verilere göre geçersiz bir iddia olduğunu anlamış bulunmaktayız..

Başka bir bakış açısıyla konuya göz atacak olursak:

Şimdiye kadar ki araştırma yazımda Kur'an'ın orjinalinin bulunmadığını ve elimizde ki en eski Kur'an mushafının 8.yy'la ait bir el yazması olduğunu yazdım.
Oysaki güvenlik ve sağlam kalması açısından Muhammed yaşarken kur'an'ı düzgün bir biçimde vahiyin gelme sırasına göre dizmeliydi, ama dizmedi.
Peki Muhammed bunu akıl edemediyse,Allah'ta mı akıl edemedi?

Böylesi önemli bir noktayı gözden kaçırmış olamazlar.
Bu sorundan bile çıkarılabilcek bir sonuç vardır aslında.
Muhammed'in Kur'an'ı kendi yazmış olması ve önemsememesi.

Oysaki gerçekten Allah'ın sözleri olsaydı, Allah bu önemli noktayı atlamazdı.
Hak din olduğunu iddia ettiği İslam'ın en önemli kaynağını yani Kur'an'ın düzgün bir biçimde kayda geçirilmesini Muhammed'e emretmesi gerekirdi.
Ama böyle bir emir(ayet) yada başka bir şey yoktur.
Buda bize Kur'an'ın tanrısının(Allahın) Kur'an'ın gelecek nesillere ulaşmasını umursamadığını göstermektedir.
Ne tuhaftır ki üstelik son din olduğunuda önemle vurguluyor.

Sonuç: Kur'an'ın tek harfi bile değişmediği iddiası mantıksal ve bilimsel verilerle çelişen, yanlışlanan geçersiz bir iddiadır.
Kur'an'ın tek harfi'nin değişmediği bir yana büyük bir kısmının değişmiş olabilceği ihtimali vardır.
Çünkü elimizde orjinal bir Kur'an yoktur.
Orjinalden kastım Muhammed zamanından kalma bir mushaf yoktur.
Muhammed öldükten sonra kitaplaştırma çalışmaları olmuştur ama elimizde yine yoktur ki Ebubekir zamanında ki mushafın yakıldığını hadislerden öğreniyoruz.(2)

Ayrıca, Kur'an'ın içindeki çelişkilerin nedenlerini buna bağlayabiliriz.
İslam dininin tüm kaynakları sağlam temellere dayanmamaktadır.
Böylesi bir inanca körü körüne bağlanmak ne demektir artık orası sizin sorgulama yeteneğinize kalmıştır.

Yazımı ömer tarafından söylendiği belirtilen bir rivayet ile bitirmek istiyorum;

"İçinizden kimse, Kur'an'ın tümünü elinde tutuğunu söylemesin.
Bunu diyen bilir mi Kur'an'ın tümü ne kadardı, nasıldı?
Kesin olan o ki, Kur'an'ın çoğu yok olup gitmiştir.
(Bkz.Süyuti, el İtkan, 2/32)''

-Okan-

——–

Mushaf; Kur'an'ın kitap halindeki şeklidir.
Tevatür; (dini anlamda) Yalan olarak söylenmiş bir söz üzerine birleşmeleri mümkün olmayan, her zaman güvenilen kimselerin bir haberi bildirmeler– Bir haberin ağızdan ağıza yayılması, yaygın söylenti.

(1) En eski kur'an mushafı 8.yy'a aittir.
Özbetistan-Taşkent'te koruma altında bulunmaktadır.

(2) Bkz.Buhari, e's- Sahih, Kitabu Fedaili'l-Kuran/3.

KAYNAKLAR :

Turan Dursun-Din Bu,Diyanet işleri başkanlığı kur'an meali,Tdk türkçe büyük sözlük

Yararlanılan İslami Kaynaklar: 1.Buhari, e's- Sahih, Kitabu Fedaili'l-Kuran,Sahihi Buhari - Müslim E's-Sahih, Ebu Davud,İmam Süyuti.

 

 


a45UyF587661-140625164207-03
^^^^^ - vvvvv

 

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

Ecce homo
Iste insan(Ponce Pilate,Isayi kalabaliga takdim ederken)

Latin Atasozu
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/