31 Temmuz 2022 Pazar

RIFAT SERDAROĞLU: BAŞIMIZA GELEN EN BÜYÜK FELAKET AKP’DİR

RIFAT SERDAROĞLU: BAŞIMIZA GELEN EN BÜYÜK FELAKET AKP'DİR

16 Şubat Bakanlar Kurulu toplantısından sonra Erdoğan konuşmasını tamamladı, otururken bile "koltukta esas duruş" gösteren Bakanlarına baktı ve şunları söyledi; "Bu kadar müjde verdik, hani alkış?"

Bakanlar, iğne batırılmış gibi zıplayarak ayağa kalkıp alkışlamaya başladılar!

28 Şubat'taki Bakanlar Kurulu toplantısından sonra gördük ki, "fırça" hedefini bulmuş. Erdoğan'ın her üç-dört cümlesinden sonra "Atanmış Bakanlar" kendilerini atayan Erdoğan'ı alkışlıyor. Bir daha ki toplantıda Atanmış Bakanların sık-sık ayağa kalkıp "Dünya sizinle gurur duyuyor", "Siz bize göklerin armağanısınız" benzeri sloganlar atmalarını duyarsak şaşırmayalım!

İşler iyi gitse alkışlasınlar, slogan da atsınlar sıkıntı yok ama, her işimiz kötüye gidiyor. Kendilerini bir alt kümeye düşürmüş antrenörlerini çılgınca alkışlayan futbol takımı gibi oldu bizim Atanmış Bakanlar Kurulu!

Erdoğan'ın konuşmalarında, doğruyu söylemek yerine, toplumun hoşuna gidecek pembe tablolar çizmeyi tercih ettiğini, 5'ten büyük olan dünya biliyor. Ama hoşa giden sözler, karın doyurmadığı için halkın tepkisini çekiyor!

Erdoğan; "Evet pahalılığı, sıkıntıyı biliyoruz. Ama dua edin ki savaşta değiliz!

Ya şimdi sırtlanların saldırısına uğrayıp sevdiklerimizin acılarını yaşıyor olsaydık! Gerçi bu benzetme biraz," Teyzemin bıyıkları olsaydı Eniştem olurdu" tekerlemesine benzedi ama olsun! Peki, ya Saraya yıldırım düşseydi, haliniz ne olacaktı? Bakın Ukrayna'ya Rusya'ya! Bunu biz sağladık! Yoksa bugün özgürlüklerimizi arıyor olacaktık!"

Erdoğan devamla; "20 yılda aldığımız tedbirlerle, süratle dünyanın en büyük

10 ekonomisinden olmaya doğru koşar adım gidiyoruz!"

Yine Erdoğan; "Çiftçi kardeşlerim! Ekeceksiniz, bir karış toprağı bile boş bırakmayacaksınız, siz ekin, gerisine karışmayın!"

Genç Papaz ilk kez vaaz verecek. Heyecanını bastırmak için şarap içmiş ama şarabı fazla kaçırdığının farkında değil. Vaazı tamamlayıp, içeri geçmiş ve Yaşlı Papaza sormuş; "Nasıldım Efendim?"

Yaşlı Papaz, "Bazı hatalar vardı. Mesela, Kürsüye merdiven basamaklarından inerek gideceksin, tırabzandan kayarak değil!

Her duanın sonunda amin diyeceksin, oleeey değil!

Bir de, İsa tanrının oğludur, senin meyhane arkadaşın değil…

Eyy 5'ten büyük dünyanın lideri; Dediklerinizin hangisini düzelteyim bilemedim!

Şükredin ki savaşa sokmadık sizi, dediniz! Savaşa girmekten beter yıkım yaşattınız ülkeye! Bir tek uzaylıların dünyayı istilası kaldı beceremediğiniz! Kutsal Damat, Mars'a dört gidiş-dört geliş otoyolunu yapabilseydi, uzaylılar da gelirdi!

Ha AKP yönetimindeki Türkiye'de kalırlar mıydı, belli değil?

Devr-i İktidarınızda, yeryüzündeki tüm dertleri yaşadık. Şimdi karnımızı doyurmaya çalışıyoruz.

Türkiye'yi, dünyanın en büyük ilk 10 ekonomisi yapacağız! (Erdoğan)

AKP 2002'de ekonomiyi, dünyanın 17'nci büyük ekonomisi olarak devraldı!

Mart 2022'de ekonomimiz, dünyanın en büyük 20 ekonomisi içinde yok!

Yerimizi bulana mükafat verecekler.

Erdoğan ve Hollandalı Binali "ekin, bir karış toprağı bile boş bırakmayın ekin" diye emrettiler! Ekmeyi ne zannediyorlar bilmiyorum!

Son bir yılda gübre 5 kat pahalandı. Mazot 4 kat arttı. Zirai ilaçlar 5 kat zamlandı. Zirai sulamada kullanılan elektrik fiyatları ile baş etmek mümkün değil. Vatandaşların %19'u kullandığı elektriğin parasını ödeyemiyor.

4 milyon hektar arazi ekim dışında kaldı.

Eyy AKP;

Suriye'deki yanlış politikanız sebebiyle ülkemiz yüz milyar dolardan fazla zarara uğradı.

Yanlış ekonomik politikanız nedeniyle, Merkez Bankasının tüm rezervleri eridi.

Merkez Bankasının net rezervi EKSİ 44 Milyar Dolara ulaştı!

Türk Milleti artık Sizlerin yalanlarınıza kanmıyor.

Eyy AKP, sen aynen Asgari Ücret gibisin. Seninle geçinmek mümkün değil!

Sen AKP olarak, Türk Milletinin başına gelen en büyük felaketsin!

Türk Milletine yapacağınız en büyük iyilik, bir dakika durmadan istifa edip gitmektir.

Allah bir kulunu rezil etmek isterse önce onun aklını alırmış.

Sağlık ve başarı dileklerimle 30 Mart 2022

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Korler carsisinda ayna satma, sagirlar carsisinda gazel atma.

~Mevlana~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Soz gumusse, sukut altindir.
Sukut ikrardan gelir

~Atalarımızın çelişkili sözleri~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Göz..

Şu bizim dışa dönük gözümüz,
Bir daldan bir orman çıkaran
Usumuza her zaman.
Şu bizim bulup seçen gözümüz,
bir kuşu yüzlerce yapan.
Bir kanatla göğünü durmadan kımıldatan,
Bak çapak tutmuş sevgiyi çoğaltmaktan.

Şu bizim çok arayan gözümüz,
Baktığında karıştıran kendini.
Aldatılan, yadsınan, başımıza vurulan.
Bir yas çıkarır ortaya yaşamasından;
Suskun ve gizemli,
Küflü bir kitap gibi yazısı okunamayan

~Metin Altıok~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Beceriyle uygulanan dolayli taktikler hava ya da yeryuzu gibi tukenmez; nehir ya da irmaklarin akisi gibi durmaz; gunes ya da ay gibi yeniden dogmak icin batar; dort mevsim gibi geri gelmek uzere gider.

~Sun Tzu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Sadece iyi çiğnenmiş bir patika diye doğru yolda olduğunu düşünme."

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ah, buldum onu kardeşlerim
Burada, hiçbir ayak takımının benimle birlikte içemeyeceği bir yaşam var
Doldurayım derken, sık sık yeniden boşaltıyorsun kadehi

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~


- - - - - - - - - - - - - - - -

"Kazanma isteğinden daha güçlü olanı başlama cesaretidir."

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Her asırdaki insanların en iyilerinden dünyaya getirildim.

~Buhari~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Gözyaşları, Acının Sessiz Sözleridir.

~VOLTAİRE~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

DİYANETÇİLER, MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞI PEŞİNDE

DİYANETÇİLER, MİLLETVEKİLLİĞİ DOKUNULMAZLIĞI PEŞİNDE

Manevi İlkeli Liyakatli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası tarafından yapılan açıklamada minber dokunulmazlığı talep edilerek, "Minber Dokunulmazlığı ile okunan hutbeler yargının konusu olmaktan çıkarılmalıdır." ifadeleri kullanıldı.

4 Nisan 2022 14:38 / Gündem

Diyanetçiler, milletvekilliği dokunulmazlığı peşinde

GERÇEK GÜNDEM HABER MERKEZİ- Kamu görevlisi olma sıfatı bulunan ve toplumun her kesimindeki yurttaşlara eşit davranma yükümlülüğü olan Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş'ın 24 Nisan 2020'de gerçekleştirdiği cuma hutbesindeki sözleri tartışma yaratmıştı.

Ali Erbaş, "Erbaş, hutbesinde koronavirüs salgınıyla tüm dünyada mücadele yürütüldüğünü hatırlatırken, "İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lutiliği, eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti? Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir" ifadelerini kullanmıştı.

Toplumun geniş kesimlerinden tepki gören ifadeler nedeniyle çok sayıda kişi, dernek ve meslek örgütü suç duyurusunda bulunmuştu.

MANEVİ İLKELİ LİYAKATLİ DİYANET VE VAKIF ÇALIŞANLARI SENDİKASI'NDAN (MİL DİYANET-SEN) DOKUNULMAZLIK TALEBİ

Manevi İlkeli Liyakatli Diyanet ve Vakıf Çalışanları Sendikası (MİL DİYANET-SEN) suç duyuruları hakkında süren soruşturmalar nedeniyle yapılan açıklamada halkın sandıkta seçtiği milletvekillerinde olduğu gibi "minber dokunulmazlığı ve hutbe veren din görevlilerinin yargılamadan muaf olunması talep edildi. Açıklamada sendikanın genel başkanı Celaleddin Gül'ün imzası yer aldı.

MİL Diyanet-Sen'in açıklamasında, AKP'li Cumhurbaşkanı Erdoğan da savunulurken, "Dini değerlerimize saldırmayı kendisine vazife edinmiş malum çevreler, Diyanet'in ve Din görevlilerimizin başında 'Demokles'in Kılıcı' gibi durmakta, Allah'ın ayetleri- Kur'an'ın hükümleri, vaaz kürsüleri ve minberlerde adeta sansürlenmek istenmektedir. Faiz ayeti okununca 'sen ekonomist değilsin, işine bak' deniyor. İçki-kumar ayeti okununca 'benim zevkime karışma' deniyor. Zina ayeti okununca 'burası özgürlükler ülkesi karışma' deniyor. Miras ayeti okununca 'hangi çağda yaşıyoruz' deniyor. Eş cinselliğin haram olduğuna ilişkin ayetler okununca 'eş cinsellik bir insan hakkıdır, Lgbt'cileri hedef gösterdin' deniyor." ifadeleri kullanıldı.

MİL Diyanet-Sen tarafından yapılan açıklamanın tam metni ise şöyle oldu:

24 Nisan 2020 tarihinde Diyanet İşleri Başkanı Sayın Prof. Dr. Ali Erbaş'ın Hacı Bayram-ı Velî Camii'nde eş cinsellik ve lutilik üzerine okuduğu hutbeden sonra bir çok sivil toplum kuruluşu Sayın Erbaş hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Kur'anın ayet ve hükümlerinin cuma hutbesinde okunmasından daha doğal ne olabilir.

Yaşanan bu üzücü olaydan sonra Mil Diyanet Sen olarak Diyanet İşleri Başkanlığımızın en seçkin kurulları tarafından özenle hazırlanan hutbelerin yargının konusu olmaması için Minber Dokunulmazlığını gündeme getirdik.

Dini değerlerimize saldırmayı kendisine vazife edinmiş malum çevreler, Diyanet'in ve Din görevlilerimizin başında 'Demokles'in Kılıcı' gibi durmakta, Allah'ın ayetleri- Kur'an'ın hükümleri, vaaz kürsüleri ve minberlerde adeta sansürlenmek istenmektedir. Faiz ayeti okununca 'sen ekonomist değilsin, işine bak' deniyor. İçki-kumar ayeti okununca 'benim zevkime karışma' deniyor. Zina ayeti okununca 'burası özgürlükler ülkesi karışma' deniyor. Miras ayeti okununca 'hangi çağda yaşıyoruz' deniyor. Eş cinselliğin haram olduğuna ilişkin ayetler okununca 'eş cinsellik bir insan hakkıdır, Lgbt'cileri hedef gösterdin' deniyor.

"HUTBELER YARGI KONUSU OLMAKTAN ÇIKARILMALIDIR"

Son günlerde Atatürk üzerinden algı operasyonu yaparak Diyanet İşleri Başkanlığımızı ve başkanını itibarsızlaştırmaya çalışanların bu çabaları da beyhudedir. Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı ve din görevlilerimiz aziz milletimizin göz bebeğidir. Cuma hutbeleri üzerinden kafa karışıklığı oluşturmaya çalışan ve buradan bir şeyler çıkarmayı amaçlayan fitne ve fesatçılar bu amaçlarına ulaşamayacaklardır.

İşte bu yüzdendir ki; Mil-Diyanet Sen'in aylardır gündemden düşürmediği 'Minber Dokunulmazlığı' teklifi ivedilikle yasalaşmalıdır. Minber Dokunulmazlığı ile okunan hutbeler yargının konusu olmaktan çıkarılmalıdır.

MİL DİYANET-SEN'İN DİKKAT ÇEKEN GEÇMİŞİ

Mil-Diyanet Sen Başkanı Celaleddin Gül ve yardımcıları daha önce Yılmaz Özdil'e yönelik "çukurlaşan gazeteci müsveddesi", "ağzı lağım kokan" ifadelerini kullandıkları için yargılanmışlar ve İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sözler fikir özgürlüğü sayılmıştı.

Öte yandan, sendika sık sık LGBTİ++ bireyleri hedef göstermesi nedeniyle gündeme geliyor. Sendikanın Genel Başkanı Celaleddin Gül, ""Manevi, ilkeli ve liyakatli sendika olarak kurulduğumuz günden beri 'önce ahlak ve maneviyat' ilkesine dikkat çektik. Manevi kalkınma olmadan maddi kalkınmanın olmayacağını ifade ettik. Aileyi ve gençliğimizi dinamitleyen unsurlarla mücadele ettik. Bu kapsamda ahlaksız diziler ve programlara ve toplumu ifsat eden LGBT örgütlerine karşı ciddi mücadele verdik" dedi." ifadelerini kullanmıştı.

https://www.gercekgundem.com/gundem/334783/diyanetciler-milletvekilligi-dokunulmazligi-pesinde

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Buyuk ve tarihi olaylari ancak buyuk milletler yasayabilir.
Tarih yazmak, tarih yapmak kadar onemlidir.
Yazan yapana sadik kalmazsa degismeyen hakikat insani sasirtacak bir nitelik alir.
Felaketler insanlari, zeki milletleri daima azimli ve yeni hamlelere sev keder.
Bir millete hizmet eden onun efendisi olur.
Turk cocugu atalarini tanidikca daha buyuk isler yapmak icin kendinde kuvvet bulacaktir.
Turk milleti kendisi icin, kendi gelecegi ve kurtulusu icin calisan kimseleri ve kurullan zorluk karsisinda birakmayacak kadar yuksek vatanseverlik ve yuksek onur duygusuyla doludur.
Yuksek Turk Senin icin yuksekligin siniri yoktur.
Iste parola budur.
Bu millet, tarihini iftiharla doldurmus bir millettir.
Turk milletinin gelecegi, bugunku evlatlarinin dogru gorusu, yorulmak bilmez caliskanligi ile buyuk ve parlak olacaktir.
Milletimizin saf karakteri yetenekle doludur.
Ancak bu dogustan gelen yetenegi gelistirebilecek metodlarla donanmis vatandaslar lazimdir.
Kurtulmak ve yasamak icin calisan, calismak zorunda olan bir halkiz.
Bundan dolayi her birimizin hakki vardir, yetkisi vardir.
Fakat calismak sayesinde bir hakki kazaniriz.
Yoksa arka ustu yatmak ve omrunu calismadan gecirmek isteyen insanlarin bizim toplumumuzda yeri yoktur, hakki yoktur.
Halkin sesi, Hakin sesidir.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Adım atmadan önce çok fazla düşünen insan hayatını tek ayak üzerinde geçirir."

~Çin Atasözü~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kalbini maddeyle doldurma ki, onunla beraber eskimeyesin.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cenneti ve cehennemi illa ki gelecekte arama.
Ikisi de su an burada mevcut.
Ne zaman birini cikarsiz, hesapsiz ve pazarliksiz sevmeyi basarsak, cennetteyiz aslinda.
Ne vakit birileriyle kavgaya tutussak, nefrete, hasede ve kine bulassak, tepetaklak cehenneme dusuveririz.

~TEBRIZ' LI SEMS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Asksiz evlilik, evliliksiz ask dogurur.

~Benjamin Franklin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 255. - 389 ]

Yeryüzünü gül bahçesine çevirmekten
Daha güzeldir bir insanı sevindirmen.
Bin kulu azat edenden daha büyüktür
Bir hür insanı iyilikle kul edebilen.

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsanlar Aptal Olarak Yaşayabilirler; Ama Aptal Olarak Ölemezler.

~YOUNG~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hayatlarımız sadece risk aldığımızda gelişir ve alacağımız ilk ve en zor risk ise kendimize dürüst olmaktır."

~Walter Anderson~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Resûlullah aleyhissalâtu vesselâm buyurdular ki:
"Kabir azabının çoğu SİDİK sebebiyledir."

6063 - Hz. Ebu Hureyre radıyallahu anh anlatıyor:
İdrar sıçramasından kaçının.
Çünkü kabir azâbının çoğu, idrar sıçramasından olmaktadır.
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

30 Temmuz 2022 Cumartesi

RTÜK, ‘İKTİDARI KÜÇÜK DÜŞÜRME’ DEDİ, TELEVİZYON KANALLARINA CEZA KESTİ

Normal şartlarda, demokratik bir hukuk devletinde, kanunsuz suç da olmaz, ceza da olmaz.
Peki bu yapılan nedir?
İktidarı küçük düşürme diye yasalarda tanımlanmış bir suç var mı?
Yok elbette.

Peki şahit olduğumuz bu durum nasıl açıklanabilir?

Otokratik diktatörlük, hukukun askıya alınması, açık anayasa ihlali.
Bütün bunlar aslında idama denk cezalarla yargılanmış darbeci(?) askerlerin mahkum olduğu ceza maddelerine uyar suçlar.

Umarım o gün de gelecek.
Kılıçdaroğlunun HELALLEŞME söylemi umarım günümüz AKP kadroları ve liderinin AKLANACAĞI anlamına gelmiyordur.
Bunu birilerinin açıklaması lazım.
Aksi halde CE-HA-PEE'nin ardında biriken kamuoyu desteği aniden azalır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



RTÜK, 'İKTİDARI KÜÇÜK DÜŞÜRME' DEDİ, TELEVİZYON KANALLARINA CEZA KESTİ

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyesi (RTÜK) İlhan Taşçı, "iktidarı küçük düşürme ve aşağılama" gerekçesiyle Flash TV, Halk TV, Tele1 ve KRT'ye para cezası verdi.

10 Mayıs 2022


RTÜK üyesi İlhan Taşçı, sosyal medya hesabından 4 televizyon kanalına "iktidarı küçük düşürme ve aşağılama" gerekçesiyle para cezası verildiğini duyurdu.

Taşçı hesabından yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

1- RTÜK, TİP Mvekili Sn Ahmet Şık ve CHP Grup Başkanvekili Sn Özgür Özel'in Gezi davası sonrasındaki açıklamalarla "iktidarı küçük düşürme ve aşağılama" savıyla Flash, HalkTV, Tele1 ve KRT'ye oyçokluğuyla %3 para cezası verdi.

2- RTÜK'ün bugünkü cezaları gösterdi ki; milletvekillerinin söyledikleri birilerince beğenilmediğinde kanallar cezalandırılarak bu isimlerin yayınlara çıkarılmaması hedefleniyor. Amaç kimse gerçekleri duymasın, bilmesin! Medyaya baskı siyasilerin açıklamalarına kadar uzandı.

RTÜK'TEN AÇIKLAMA

RTÜK tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

* FLASH Haber, KRT, TELE 1 ve KRT'nin yasa ihlali, uzmanların dikkatinden kaçmadı. Gezi olaylarına ilişkin yapılan yargılamanın karar duruşması sonrasında Ahmet Şık ve Özgür Özel'in özellikle yargıyı hedef alan hakaret içeren söylemlerini ekranlara taşıyan 4 televizyon, 6112 sayılı Yasada geçen yayın ilkelerini ihlal edince yaptırımdan kurtulamadı. Seçilmiş iktidar, Cumhurbaşkanı ve yargıya eleştiri sınırlarını aşan saldırılar cezasız kalmadı.

* Üst Kurul, bağımsız yargıya ağır hakaretler içeren Ahmet Şık'ın, '… üzerindeki cübbeyle hakim savcı kılığına girmişlere, bu suç örgütü iktidarda kalmaya devam edebiliyor ise, bu tetikçiler bu aymazlıkla bu utanmazlıkla bu kararların altına imza atabiliyorlarsa, İktidar zaten haysiyetsiz. Bunlar çete diyoruz ya! Çete, mafya diyoruz! Buradakilere hakim savcı muamelesi mi yapacağız?' şeklindeki sözleri ile Özgür Özel'in Taksim'i yakıp yıkan grupları, yargı kararına rağmen 'barışçıl kişiler' olarak tanımlaması ve 'O kan emerek yaşayan bir vampir gibi bugün bir kez daha Türkiye Cumhuriyeti'ndeki herkesin adalet talebinin, bu ülkedeki güzel insanların kanını emerek biraz daha yaşamaya çalışmaktadır.' şeklindeki ifadelerini yayınlayan FLASH Haber, KRT, Halk TV ve Tele 1'in Yasadaki yayın ilkelerini ihlal ettiğine kanaat getirdi.

* Toplantıda, 4 televizyonun bu yayınları nedeniyle 6112 sayılı Kanun'un 8. maddesi ilk fıkrası (ç) bendinde yer alan 'kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez' hükmünü ihlal ettiği değerlendirilerek ilgili medya kuruluşlarına üst sınırdan idari para cezası verilmesi kararlaştırıldı.

https://www.sozcu.com.tr/2022/gundem/rtuk-iktidari-kucuk-dusurme-dedi-televizyon-kanallarina-ceza-kesti-7126670/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Egemenlik kayitsiz sartsiz milletindir.
1923.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir kadin sorun yok diyorsa, sorun vardir.
Bir kadin sorun var diyorsa, cok buyuk bir sorun vardir.
Ve bir kadin, hic komik degil diyorsa sakin gulme

~Hommer SIMPSON~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İstida

Yarab İnsan oğullarından çektiğim yeter
Yalnız senin ellerin gezinsin ömrümde
Beni yalnız sen mahkum eyle sen azat
Ve yalnız sen canımı iste benden ki
Nereye saklayacağımı şaşırmadan vereyim.

~Bedri Rahmi Eyüboğlu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Erdemli insanlarin 9 dusuncesi vardir

Baktiklarinda berrak gormeyi dusunurler,
Dinlediklerinde iyi duymayi dusunurler,
Gorunusleri bakimindan cana yakin olmayi dusunurler,
Davranislarinda saygili olmayi dusunurler,
Konusmalarinda dogru sozlu olmayi dusunurler,
Islerinde ciddi olmayi dusunurler,
Kuskuya dustuklerinde sorulari nasil soracaklarini dusunurler,
Ofkelendiklerinde sorunlari dusunurler,
Kazanci gorduklerinde adaleti dusunurler...

~Konfucyus~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Türker Ertürk: 15 Temmuz darbesi diğer tüm darbelerden farklı

https://www.youtube.com/watch?v=hCq_vKg9Z-g

- - - - - - - - - - - - - - - -

Egemenlik verilmez, alinir.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Insanlar arasindaki fark ufaktir.
Ancak bu ufak fark buyuk farkliliga neden olur.
Ufak fark tutumlardir.
Buyuk farklilik ise bu tutumun olumlu veya olumsuz oldugudur.

~CLEMENT STONE~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Örtüsüz kadın perdesiz eve benzer.
Perdesiz ev ya satılık ya kiralıktır

~Süleyman DEMİRCİ, AKP Ünye Teş.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Karl Marx'ın müthiş aptalca bir lafı vardır diyor ki "İnsanlar tabiatı yorumlamaya çalıştılar halbuki maksat onu değiştirmektir" ulan sana mı kaldı değiştirmek çünkü ben Marks'ın felsefesinin egemen olduğu yerlerde dolaştım tabiatın nasıl canına okuduklarını gördüm bütün Batı Sibirya o canım ülke mahvolmuş durumda bu aptalların yüzünden.

~Ali Mehmet Celâl Şengör (d.24 Mart 1955 İstanbul Türkiye) Türk jeolog.~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

YILMAZ ÖZDİL: VERMEDİKLERİ SADECE “İTİBAR GARANTİSİ” KALMIŞTI!

YILMAZ ÖZDİL: VERMEDİKLERİ SADECE "İTİBAR GARANTİSİ" KALMIŞTI!

Chp'nin "beşli çete" dediği arkadaşlara "beşli çete" demek kanunla yasaklanıyor, "beşli çete" denilince itibarları zedeleniyormuş.

"Dünya beşten büyüktür" diye esip gürleyeceksiniz… Sonra dönüp "Türkiye beşten küçüktür" diyeceksiniz öyle mi?

Fakir fukara garip gureba edebiyatıyla yıllarca oy toplayacaksınız, kimsesizlerin kimiyiz diyeceksiniz, sessiz yığınların sesiyiz diyeceksiniz… Sonra dönüp, aslında kimlerin kimi olduğunuzu, aslında kimlerin sesi olduğunuzu göstereceksiniz öyle mi?

"Milletin orasına koyacağız" dediklerinde milletin itibarı zedelenmiyor… "Milletin orasına koyan müteahhit" dediğimizde, milletin orasına koyan müteahhidin itibarı zedeleniyor öyle mi?

Millet kahrından, çaresizliğinden gözyaşı dökerek ucuz ekmek kuyruğunda, ucuz kıyma kuyruğunda bekleşirken, ayçiçek yağını anca bardakla alırken, cebindeki parası anca pörsümüş çıkma sebzeye yetebilirken, kimsenin itibarında zedelenme olmuyor… Milletin 150 milyar dolarını cebine indirerek, milletin bu hale düşürülmesine sebep olanların itibarı zedeleniyor öyle mi?

Bu nasıl itibardır ki… Geçmediğimiz köprüye, girmediğimiz tünele, uçmadığımız havalimanına, görmediğimiz otoyola "söke söke" para ödeyelim diye, Türk mahkemeleri yerine İngiliz mahkemeleri yetkili kılındığında devletin itibarı zedelenmiyor… "Burası sömürge ülkesi mi birader" diye sorduğunda, İngiliz hukukuyla Türkiye Cumhuriyeti'ni sömürenlerin itibarı zedeleniyor?

Meteorolojik gerçeklere aykırı davranarak, bilimsel endişelere kulak tıkayarak, asla yapılmaması gereken yere 11 milyar euroya havalimanı yaptılar, kar yağınca uçulamıyor, apronda adeta çığ düşüyor, insanlar terminalde iki gün mahsur kalıyor, dünyaya rezil oluyoruz, itibarda herhangi bir sorun yaratmıyor… 11 milyar euroluk havalimanında çoluk çocuk yerlerde karton kutuların üstünde yatan yolcuları haber yaptığında, itibar zedeleniyor öyle mi?

Devletin elektrik dağıtım işini bunlara verince, tahsilat veznesine bunlar oturunca, kullandığımız elektriğin yedi misli para tahsil edilince, bir liralık elektriğe yedi lira fatura ödeyince, Isparta'da örneğini gördük, bir kuruşluk yatırım bile yapmadıkları için, bakım bile yapmadıkları için, alt tarafı kar yağdığında koskoca şehir beş gün boyunca zifiri karanlıkta kaldığında, itibar zedelenmiyor… "Elektriği niye devlet dağıtmıyor, bunlar para toplamaktan başka ne işe yarıyor" diye sorduğunda, bunların itibarı zedeleniyor öyle mi?

Bunlar maden sahaları için, termik santralları için, canları ne kadar istiyorsa o kadar zeytin ağacı kesebildiklerinde itibar zedelenmiyor, bütün dünya pürdikkat Ukrayna savaşını takip ederken, savaşın o toz dumanı arasında, bunlar zeytin ağaçlarını istedikleri gibi kessinler diye yönetmelik çıkarıldığında itibar zedelenmiyor… Doğayı katlediyorlar dediğinde, bunların itibarı zedeleniyor öyle mi?

Chp'ye "geçmişi lekeli, cibilliyetsiz, sicili bozuk, soysuz, tezek, çöplük, zihniyeti pislik, cüruf, kanalizasyon çukuru, pislik, yüzkarası, eli kanlı, darbeci, ahlak yoksunu, siyasi sapık, haysiyetsiz, zillet, terör dili, terörist ortağı, sabıkalı, talancı, müptezel, faşist, ana hıyanet, tepeden tırnağa tecavüzcü, ezan düşmanı, dinsiz" dediğinde, fikir özgürlüğü oluyor… Chp "beşli çete" deyince, kanunen suç oluyor öyle mi?

Geçiş garantisi, yolcu garantisi, hasta garantisi, hazine garantisi yetmedi, şimdi de "itibar garantisi" vereceksiniz öyle mi?

Kaç dolar artı kdv olacak bunların itibarı?

Asrın liderimiz malum, "buralar biliyorsunuz yap-işlet-devret, eğer buradan aldığı aylık bedel yüklenici firmanın aleyhineyse, aradaki farkı kim ödeyecek, onu devletin kasasından biz ödeyeceğiz" diyor…

Yani eğer biz bunlara itibar etmezsek, gördükleri itibar yüklenici firmaların aleyhine olursa, aradaki itibar farkı gene devletin kasasından mı ödenecek?

https://www.sozcu.com.tr/2022/yazarlar/yilmaz-ozdil/vermedikleri-sadece-itibar-garantisi-kalmisti-7041805/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Birbirimize sürekli gerçeği söyleyeceğiz.
Felaket veya mutluluk getirsin, iyi veya kötü olsun daima gerçekten ayrılmayacağız.

~Mustafa Kemal ATATÜRK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

AMA MUHALEFET PARTİSİ...

https://www.youtube.com/watch?v=U9sVe9qsmx0


- - - - - - - - - - - - - - - -

Taş

Bir yanımca sen, bir yanımca
Horatius'un sevdiği akasyalar,
Taş bir kabartmadan alınma
Ayrıntı gibiyiz, eski ustalar

Yanyana koymuş başımızı,
Bedenimizi göstermiş karşıdan.
Balıklı bahçeler, ay kovanları....
Çekiçle kazınmış yer-zaman.

Ve kimi gün düşünürüm de
Zamandan düşle arınmış bu taşı
Götüremez kederin arabası.
Avutur beni bu düşünce.

~Melih Cevdet Anday~

- - - - - - - - - - - - - - - -

HDP'nin kapatılma süreci başladı mı\? Prof. Dr. Ersan Şen yanıtladı

https://www.youtube.com/watch?v=2YOMg_LFMsw

- - - - - - - - - - - - - - - -

Adaletsizligi engelleyecek gucunuzun olmadigi zamanlar olabilir.
Fakat itiraz etmeyi beceremediginiz bir zaman asla olmamali.

~Elie Wiesel~

- - - - - - - - - - - - - - - -

cenaze merasimim

bizim avludan mı kalkacak cenazem\?
nasıl indireceksiniz beni üçüncü kattan\?
asansöre sığmaz tabut,
merdivenlerse daracık.

belki avluda dizboyu güneş ve güvercinler olacak,
belki kar yağacak çocuk çığlıklarıyla dolu
belki ıslak asfaltıyla yağmur.
ve avluda çöp bidonları duracak her zamanki gibi.

kamyona yerli gelenekle yüzüm açık yükleneceksem,
bir şey damlayabilir alnıma bir güvercinden: uğurdur.
bando gelse de, gelmese de çocuklar gelecek yanıma,
meraklıdır ölülere çocuklar.

bakacak arkamdan mutfak penceremiz
balkonumuz geçirecek beni çamaşırlarıyla.
ben bu avluda bahtiyar yaşadım bilemediğiniz kadar.
avludaşlarım, uzun ömürler dilerim hepinize...
Sana bir çiçek veriyorum
Zor gunlerin çiçeği
Karanlikta açan

Sana bir çiçek veriyorum
Özgürlük çiçeği
Solmayan
Durmayan
Çoğalan

Bir çiçek ki,
Sevdikçe güzelleşir insan

Sana bir çiçek..

~nazım hikmet'mi yoksa Orhon Murat Arıburnu mu bilemedim.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Biz hepimiz, bir omur boyu sevgi ve saygi bekler, hosgoru ve musamaha umar, civanmertlik ve muhabbet hisleriyle kucaklamak isteriz.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Savaşı sonlandırmazsak, o bizi sonlandıracak.

~Herbert George Wells~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dostuna yatacak yer göster, ama dikat et yatak sert olsun

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

2023'e kaldı 8 ay...

Tam 11 sene önce Erdoğan Türkiye'ye 2023 için bu hedefleri göstermişti.

8 ay kaldı.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  




--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bilinçleninceye dek başkaldıramayacaklar, başkaldırmazlarsa da hiçbir zaman bilinçlenemeyecekler.
( Bu kısım kitapta Proleterler için söylenmiştir.)

~George Orwell-1984~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Birlik ve beraberlik; olumden baska her seyi yener.

~K.Ataturk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

MÜNFERİT HADİSE'NİN SON ALBÜMÜ

https://www.youtube.com/watch?v=k4NDRJ42K_8


- - - - - - - - - - - - - - - -

Ozlem

Bir gece,
Gecede bir uyku..
Uykunun icinde ben..
Uyuyorum,
Uykudayim,
Yanimda sen.

Uykunun icinde bir ruya,
Ruyamda bir gece,
Gecede ben..
Bir yere gidiyorum,
Delice..
aklimda sen.

Ben seni seviyorum,
Gizlice..
El-pence duruyorum,
Yuzune bakiyorum,
Soylemeden,
Tek hece.

Seni yitiriyorum
Cok karanlik bir anda..
Birden uyaniyorum,
Bakiyorum aydinlik;
Uyuyorsun yanimda..
Guzelce.

~OZDEMIR ASAF~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Onceliklerini iyi tayin et; kimse olum doseginde isyerimde daha fazla zaman gecirseydim demez

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zor Geçit

Sen, şu evvelce de yazdım:
Siyah gömleğinde ince...
Olmuyor ki ha deyince
Hayat bütün bütün zalim.

~Devran döner Âdem-Havva üstüne,
Dünya evlilikle baki.
Ama hayat dedikleri
Güçleşmekte günden güne.

~Seni, beni üzen dertte
Çarpar bir milletin kalbi,
Halkın çoğu bizim gibi
Bunun lafını etmekte.

~Geçer, hepsi geçer elbet;
Daralmış gönüller ferahlar.
Gelir o eski sabahlar,
Memleket eski memleket.

~Behçet Necatigil~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BIR DE BAKMISIM KI OLMUSUM
. . . . . .
Bir de bakmisim ki olmusum
Dunya sonmus basucumda
Bir turlu gozumden gitmez
Ne gurbetlere dusmusum
Isterdim ki avuclarimda...
Kimse halim sual etmez
Sorma nelerden olmusum
Nelere etmisim veda
Boceklere gucum yetmez

~Cahit Sitki TARANCI~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İstanbul Türküsü

İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir fakir Orhan Veliyim,
Eli'nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.
Rumeli Hisarı'na oturmuşum;
Oturmuşta bir türkü tutturmuşum:

'İstanbul'un mermer taşları;
Başıma da konuyor aman martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalım
Senin yüzünden bu halim.
İstanbul'un orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama;
El konuşur, sevişirmiş; bana ne\?
Sevdalım
Boynuna vebalim'

İstanbul'da Boğaziçi'nde
Bir fakir Orhan Veli;
Eli'nin oğlu;
Tarifsiz kederler içindeyim.

~Orhan Veli Kanık~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir Yatak ve Pike

Kaynar gene kapalı kap
Başlar taşmaya çok iyi
Bildiğimiz acılar - -
Durgunlaşmaz mıyız\?

Kandır nasıl köpürür
Yüksek duvar saplantı
Bıkkınlık - - ah kolay olsa
Yıllardır aşmaz mıyız\?

Yılgın gemiyiz açıkta
Gösterin bize göre bir kıyı
Yakıp son direkleri
Yanaşmaz mıyız\?

~Behçet Necatigil~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

29 Temmuz 2022 Cuma

SİNAN MEYDAN: SORU VE CEVAPLARLA 1924 LOZAN ANDLAŞMASI


SİNAN MEYDAN: SORU VE CEVAPLARLA 1924 LOZAN ANDLAŞMASI

LOZAN ANDLAŞMASINA HANGİ STATÜ İLE OTURDUK?

Türkiye, Kurtuluş Savaşı'nın galip devleti olarak masaya oturdu.

İngiltere ise, 1. Dünya Savaşı mağlubu olarak masaya oturmamızı istiyordu.

Ancak İsmet Paşa Egemen ve Eşit Devlet olarak masaya oturdu.

İngiltere, İsmet Paşa önderliğindeki Türkiye delegasyonunu, mağlup ülke sıfatıyla kabul ederek, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Sovyet Rusya, Belçika ve Portekiz ile aynı masaya oturtmak istemedi.

Ancak İsmet Paşa, Romanya, Bulgaristan ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti, Belçika ve Portekiz gibi gözlemci ülkelerin masasına oturmayı kabul etmedi.

Delegasyonlarla eşit düzende oturma konusunda ısrarcı oldu.

Oturma düzeni değiştirildi.

*

LOZAN HEYETİ BAŞKANI OLARAK NEDEN İSMET PAŞA SEÇİLDİ?

Lozan Konferansı katılımcı ülkelerin Dışişleri Bakanları ve Büyükelçileri düzeyinde yapıldı.

Devlet Başkanları katılmadı.

O dönemde Dışişleri Bakanımız İsmet Paşa idi.

*

LOZAN HEYETİMİZİN MASAYA OTURURKEN KIRMIZI ÇİZGİLERİ VAR MIYDI?

Evet.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin 14 talimatı vardı. Bu konularda asla geri adım atılmayacaktı.

En önemli iki madde,

1. Doğu Anadolu'da Ermenistan devleti kurulması söz konusu olamaz.

2. Kapitülasyonlar kabul edilemez.

Türk heyetinin, bu iki konuda gerekirse Ankara'ya sormadan Lozan görüşmelerini kesip geri dönme yetkisi vardı.

*

AÇILIŞ KONUŞMASINI KİM YAPTI?

Lozan Konferansı'nda İsviçre Cumhurbaşkanı bir açılış konuşması yapacaktı.

Ancak bunun dışında İngiltere delegesi Lord Curzon'un da bir konuşma yapacağını duyan İsmet Paşa, "Ben de konuşacağım" dedi ve konuştu.

Lord Curzon, İsmet Paşa'nın konuşmasını dinledi ve çok sert bir konuşma olduğunu söyledi., Daha sonra Lord Curzon Türklerin en çok önem verdikleri konunun ne olduğunu sordu.

İsmet Paşa tek kelimeyle "Bağımsızlık" dedi.

*

LOZAN KONFERANSI NE KADAR SÜRDÜ?

Görüşmeler 20 Kasım 1922'de başladı.

Aralıklı olarak devam etti.

Türk Heyeti önem verdiği konularda ısrarlı olunca Şubat 19232'de sona erdi.

Türk Heyeti geri adım atmayınca, görüşmeler 23 Nisan 1923'de tekrar başladı ve 24 Temmuz 1923'de sona erdi.

*

ADALAR LOZAN'DA MI KAYBEDİLDİ?

Hayır.

Adalar, 1924 Lozan Andlaşmasından yaklaşık 10-12 yıl önce kaybedildi.

Oniki Ada, 1912'de Trablusgarp Savaşı sırasında İtalya tarafından işgal edilmişti.

Ege Adaları ise 1912'de Birinci Balkan Savaşı sırasında Yunanistan tarafından işgal edilmişti. Donanması Haliç'te çürütülmüş olan Osmanlı, bu işgallere seyirci kaldı.

İngiltere, Fransa, Almanya, Rusya, Avusturya Macaristan'ın katılımıyla toplanan Büyükelçiler Konferansında alınan kararlar gereği, 13 Şubat 1914'te, Meis hariç 12 Ada İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada hariç Ege Adaları Yunanistan'a bırakıldı.

Osmanlı, bu durumu kabul etmese de filli durum değişmedi.

14 Şubat 1914 tarihli notada Osmanlı'ya ait olduğu söylenen Meis, Gökçeada ve Bozcaada bile İtalya ve Yunan işgali altındaydı.

Birinci Dünya Savaşı sonrasında, 1918'de Mondros Mütarekesi imzalanırken adalar işgal altındaydı ve adalarda askerimiz yoktu.

Bu nedenle 28 Ocak 1920 tarihli Misak-ı Milli'de adalardan söz edilmedi.

10 Ağustos 1920'de imzalanan Sevr Antlaşması'na göre ise Meis dâhil 12 ada ve ona bağlı adacıklar İtalya'ya, Gökçeada ve Bozcaada dâhil Ege Adaları da Yunanistan'a bırakıldı.

Kasım 1922'de İsmet Paşa başkanlığındaki Türk heyeti Lozan'a giderken adalar yaklaşık 10 yıldır işgal altındaydı.

Buna rağmen Lozan Konferansında Türk heyeti özellikle Çanakkale Boğazına yakın adaları kurtarmak için elinden geleni yaptı.

Sonunda Türkiye Lozan Konferansında Gökçeada, Bozcada, Tavşan Adaları ile Asya kıyısına 3 mil uzaklıktaki adaları, adacıkları geri alabildi.

Ayrıca Yunanistan'a ait olduğu kabul edilen adaların "gayri askeri statüde" olduğunu kabul ettirdi. (Lozan, Md, 12,13,15, EK-XV)

Lozan Antlaşması'nın 12. maddesinde Yunan egemenliğine bırakılan adalardan söz edilirken, "13 Şubat 1914 tarihli Londra Konferansı'nda alınıp 13 Şubat 1914 tarihinde Yunan hükümetine duyurulan karar doğrulanmıştır" denilmiştir.

Yani, Yunanistan'a bırakılan adaların aslında 13 Şubat 1914 tarihinde kaybedildiği açıkça belirtilmiştir.

Türk heyeti, Lozan'da Meis için de büyük bir mücadele vermesine rağmen bu adayı geri almayı başaramadı. Barışı tehlikeye atmamak için Meis ısrarından vazgeçildi.

*

ADALARIN KAYBEDİLDİĞİ SÖYLENEN LOZAN GERÇEKTE NE İDİ?

Bu andlaşmanın 1924 Lozan Andlaşması ile hiç ilgisi yoktur.

Trablus'da savaş sürerken İtalyanlar Meis dışında kalan 12 Adaları da işgal ettiler.

Hatta İtalyan donanmasına bağlı savaş gemileri Çanakkale Boğazı'na kadar gelerek Boğaz kıyılarını bombaladı.

Ne yazık ki Osmanlı Devleti'nin Ege'de buna karşı koyabilecek bir deniz gücü mevcut değildi. 12 Adalar'ın kaybedilmesi süreci de böyle başladı.

Türk-İtalyan Savaşı 18 Ekim 1912 tarihinde İsviçre'deki Lozan kentinin Ouchy semtinde imzalanan ve "Ouchy (Uşi) Antlaşması" ile sona erdi.

Buna göre Osmanlı Devleti Libya'daki askerlerini geri çekecek, bölge özel bir statüye konulacak, karşılığında İtalyanlar da işgal ettikleri 12 Adalar'ı geri verecekti.

Bununla birlikte Uşi Antlaşması sonrası gelişmeler farklı biçimde cereyan etti.

İtalyanlar Trablus'daki mahalli güçlerin arasında hâlâ bazı Osmanlı subayları bulunduğu bahanesiyle bu adaları bırakmadılar.

Bizim bakımımızdan çok hazindir ki, Osmanlı Hükümeti de konunun bu şekilde sürüncemede kalmasına göz yumdu; zira İtalyanlar geri çekilirse Ege'deki deniz hâkimiyetini elinde tutan ve zaten fırsat kollayan Yunanların bu adalara kolayca el koyup yerleşecekleri çok güçlü bir ihtimal idi.

Bu bakımdan, Osmanlı Hükümeti Ege'deki deniz gücü dengesinin değişebileceği ümidiyle bir süre beklemeyi tercih etti.

Ama bu beklenti de boşa çıktı; hemen arkasından patlak veren Balkan Harbi 12 Adalar'daki İtalya lehine statükonun devamı sonucunu getirdi.

Buna ek olarak, Yunan donanması Balkan Harbi'nde orta ve Kuzey Ege'deki diğer adaları da Osmanlı'nın elinden kolayca kopartıp aldı.

Osmanlı Hükümeti'nin bu "oldu bitti'lere karşı Avrupalı ülkeler nezdinde diplomatik planda yürüttüğü çabalar bir sonuç vermedi; yine kısa bir süre sonra başlayan Birinci Dünya Savaşı ise konuya çok farklı bir boyut getirdi.

12 Adalar böylece İtalyan işgalinde kaldı.

Yani 12 adalar, İsviçre'nin Lozan Kentindeki Uşi semtinde 1912 yılında kaybedildi.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasından önce idi.

*

BATUM, HATAY, BATI TRAKYA VE MUSUL, LOZAN ANDLAŞMASI İLE Mİ KAYBEDİLDİ?

Hayır.

Batum, Lozan Konferansında görüşme konularından biri değildi.

16 Mart 1921 Moskova Antlaşması'nda Gürcistan'a bırakılmıştı.

Hatay, 11 Aralık 1918'de Fransız kuvvetlerince işgal edilmişti. 20 Ekim 1921'de Ankara Antlaşması ile –belli şartlarla- Fransa kontrolüne bırakılmıştı.

Batı Trakya, Balkan Savaşları sonrasında 10 Ağustos 1913 tarihli Bükreş Antlaşması'yla Bulgaristan'a bırakılmış, Birinci Dünya Savaşı'nda İtilaf devletlerince Yunanistan'a verilmişti.

Musul, 11 Kasım 1918'de İngilizlerce işgal edilmişti. Hatay ve Musul, Misak-ı Milli gereği Lozan'da geri istendi. Yine Misak-ı Milli gereği Batı Trakya'da halk oylaması istendi.

İsmet Paşa, özellikle Musul'u kurtarmak için büyük çaba harcadı. Ancak İngiltere ve Fransa buna karşı çıkınca görüşmeler tıkandı.

Hatay ve Musul, taraf ülkeler arasında ikili görüşmelerle çözülmesi için Lozan sonrasına bırakıldı.

Hatay, Atatürk'ün çabalarıyla 1938'de kurtarıldı, 1939'da anavatana bağlandı.

Musul ise 1926 Ankara Antlaşması ile kaybedildi.

Musul'un kaybında, Şeyh Sait İsyanı da etkili oldu.

1913'te kaybedilen Batı Trakya ise Lozan'da geri alınamadı.

*

İSMET PAŞA LOZAN KONFERANSINDA HALİFELİĞİ TARTIŞMA KONUSU YAPTI MI?

Hayır.

İsmet Paşa, Lord Curzon ile yaptığı görüşmede bunun bir "iç sorun" olduğunu belirtip konuyu kapattı.

*

LOZAN'DA MADEN VEYA PETROL ÇIKARMAMIZI ENGELLEYEN BİR MADDE VAR MI?

Hayır.

Tam tersine Lozan Andlaşmasında kapitülasyonları kaldırarak yabancıların tüm ayrıcalıklarına son verdik. Lozan Andlaşması sayesinde, Osmanlı'nın yabancı şirketlerin kontrolüne bıraktığı madenleri millileştirdik. Türkiye, Lozan Andlaşmasından sonra Altın ve Petrol Arama ve İşletme İdaresi, Maden Tetkik Arama, Etibank, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı gibi kurumlar kurarak maden ve petrol aradı, buldu, işledi, işlemeye devam ediyor.

Kapitülasyonlar, yurttaşların zararına olarak yabancılara verilen ayrıcalık haklarıdır.

Ve kapitülasyonlar Lozan Andlaşması ile kaldırılmıştır.

Lozan, Türkiye'nin elini kolunu bağlayan değil, Osmanlı'dan kalma tüm zincirleri kırıp Türkiye'yi özgürleştiren, bağımsızlaştıran bir antlaşmadır.

ÖNEMLİ NOT:

Atatürk, 18 Mart 1924 tarihinde Köy Kanunu çıkarttı.

Bu kanunun 87. Maddesinde, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan şahıslar ve gerekse tüzel kişilikler, şirketler, arazi ve emlak alamazlar.

Yabancı şahıs ve şirketlerin mal edinmesi ve faaliyette bulunması bu kanunla yasaklanmıştır.

Özal Hükümeti bu kanunu iki kez iptal ettirmeye çalışmış, fakat Anayasa Mahkemesi her iki teşebbüsü de geri çevirmiştir.

Ak Parti Hükümeti ise, iktidara gelir gelmez altı ay sonra 2003 yılında bir torba yasa ile iptali gerçekleştirmiştir.

Ve böylece yabancıların arazi edinmeleri ve işletmeleri serbest bırakıldı.

*

LOZAN ANDLAŞMASINDA TÜRKİYE NELER KAZANDI?

Kapitülasyonlar kaldırıldı.

Çok hukuklu düzene son verip laik-çağdaş tek hukuklu düzene geçerek cemaat ve konsolosluk mahkemeleri kapatıldı.

Patrikhanenin siyasi ve idari yetkilerine son verildi.

Azınlıkların özel ayrıcalıkları kaldırıldı. Uluslararası hukuktaki genel azınlık hakları tanındı.

Hukuk birliğini sağlandı.

Kabotaj hakkı elde edildi.

Ülke kıyılarında iskele ve limanlarda gemi işletme hakkını geri kazandık. Böylece yüzlerce yıl sonra karada ve denizde tam bağımsızlığa sahip olduk.

Vatanın bölünmesine, parçalanmasına izin verilmedi.

Trakya sınırında ve Boğazlarda askerden arındırılmış bölgenin Müttefiklerce denetlenmesi iptal edildi.

İstanbul ve Boğazlar işgalden kurtarıldı.

Gökçeada, Bozcaada, Tavşan Adaları ve Karaağaç geri alındı.

Türkiye'yi paramparça eden Sevr Antlaşması'nı ortadan kalktı. Sevr'de Türkiye'ye bırakılan 480 bin km2 toprağı, Lozan'da 736 bin km2'ye çıkardık.

Lozan Andlaşmasında fiilen elimizde olan hiçbir yer kaybedilmedi.

Osmanlı borçlarını olabilecek en uygun biçimde geri ödeyecek formülü kabul ettirildi.

Osmanlı Devleti'nin iç ve dış borçlarını düzenleyen Düyunu Umumiye'den kurtulduk.

Lozan Andlaşması ile sınırları belli, dünyanın tanıdığı, "eşit", "egemen", "tam bağımsız", "tek hukuklu" laik bir ulus devletin temeli atıldı.

LOZAN ANDLAŞMASINDA GİZLİ MADDE VAR MI?

Hayır.

Hiç bir gizli madde yoktur.

Andlaşma metninde ve eklerinde de gizli madde yoktur.

Lozan Konferansı iki ülke arasında yapılmadı.

Lozan Andlaşmasını çok sayıda ülke imzaladı.

Çoklu bir antlaşmaya gizli kapaklı madde koymak teknik olarak zaten imkânsızdır.

LOZAN ANDLAŞMASI 2023'TE BİTECEK Mİ?

Hayır.

Lozan Andlaşması süreli bir andlaşma değildir.

143 maddelik Lozan Antlaşması'nın hiçbir maddesinde, eklerinde ve protokollerinde bu antlaşmanın süresinin 100 yıl olduğu, 2023'te sona ereceği yazmıyor.

*

Kaynak: ismetinonu.org.tr



--

- - - - - - - - - - - - - - - -

10 Kasim'da yaygara kopartildi.
. . . . . .
Tayyip ERDOGAN
Buyuk Turk dusunuru, feylosof
(14.11.1994 Hurriyet)

- - - - - - - - - - - - - - - -

Evlilikte basari yalniz aranan kisiyi bulmakta degil,aranan kisi olmaya da baglidir.

~Foster wood~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir Bir Daha Bir Daha

Tanrı imtihan eder
Tekrar imtihan eder
Kul hazır ümitler
Kendi öyle zanneder.

Kiminde hafif geçer
Hatta bir şey sorulmaz
Kiminde bu kaçıncı
Çokları isyan eder.

Değişik konular
Ne belli bir kitap
Ne bunca hastalıklar
Birbirine benzer.

Ezelden yazılmışsa
Geçilir ince köprü
Herkes mutlu olamaz
Boşunadır çareler.

Onu neye bıraktı
Sır gözetir Tanrı
Kutsal aydınlığına
Sırları kalkan eder.

~Behçet Necatigil~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BIR UMUT
. . . . . .
Yorgunsun,uzaklardan gelmissin;
Yitirmissin neyin varsa birer birer.
Bir saglik,bir sevinc,bir umut...
Onlar da neredeyse gitti gider.
Dost bildigin insanlarin yuzleri
Aynalar gibi kapkara.
Suyu mu cekilmis bulutlarin\?
Donmussun kuruyan irmaklara.
Taslara dusen saat gibi,
Ne arti, ne eksi.
Bir saglik,bir sevinc,bir umut
Hikaye hepsi.

~Cahit Sitki TARANCI~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kendinize olan saygimizi eger biz vermezsek kimse elimizden alamaz.

~Ghandi~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Eğer kötülükler yok edilecekse, biz yok etmeliyiz.
Eğer köleler serbest bırakılacaksa, bize serbest bırakmalıyız.
Eğer yeni gerçekler keşfedilecekse, biz keşfetmeliyiz.
Eğer elbisesizler giydirilecekse;
açlar doyurulacaksa, adalet yerini bulacaksa;
işçilik ödüllendirilecekse;
batıl akıldan kovulacaksa;
korunmasızlar korunacaksa ve sonunda doğruluk zafer kazanacaksa bunların hepsi insanların eseri olmalı.
Geleceğin büyük zaferleri insanlık tarafından kazanılmalı ve sadece insanlık tarafından kazanılmalı.

~Robert Ingersoll~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yuzu dunyaya donuk olan herkesle kavgali olur, yuzu ahirete donuk olan, herkesle barisiktir.

~Ehl-i hikmet~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ancak raksedebilen bir Tanrıya inanırım ben...

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~


- - - - - - - - - - - - - - - -

İlk makinenin ortaya çıktığı andan başlayarak, aklı başında bütün insanlar, ağır çalışma koşulları ve eşitsizliğin sürmesine gerek kalmadığını açık seçik anlamışlardı.
Makineler bilinçli olarak bu amaçla kullanılmış olsaydı, açlık, aşırı çalışma, pislik, cehalet ve hastalık birkaç kuşak sonra yok edilebilirdi.

~George Orwell-1984~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/