30 Kasım 2015 Pazartesi

Güleriz ağlanacak halimize.....




--

Carpik ayakkabi carpik ayaga uyar.

Mevlana

Sait Nursi ye gore her sey, her zerre Allah a ibadet eder, mesela pusulanin Kabe deki Hacer i Esvet i isaret ederek titremesi, namaz kilmasidir.

Tiryak, s.116

Turan DURSUN: Kabe Guvenli Bir Yer mi?

Kabe, beytullah adiyla da anilir. Allahin Evi anlamina gelen beytullah, cevresi daglik olan bir bolgede, dusuk seviyedeki bir yere insa edilmistir. Bu nedenle tarihte cok kez yukaridaki tepelerden akip gelen sel nedeniyle yikilmis bazen ise su altinda kalmistir:
Kabe, bunun disinda cesitli savaslarda, ornegin manciniklar tarafindan da yikilmistir. Depremlerde zarar gordugu de biliniyor.
Kabe, eger siradan bir insaat olsaydi tum bunlari normal sayabilirdik. Ancak Kabe, Islam inancina gore Allahin Evi dir, Allah tarafindan korunmaktadir. Bu durum ozellikle Al-i Imran ve Fil Suresi nden anlasilmaktadir. Al-i Imran Suresi 97. ayet:
Orada apacik nisaneler, (ayrica) Ibrahim in makami vardir. Oraya giren emniyette olur.
Goruldugu gibi Kuran, Kabeyi guvenli bir yer olarak tasvir ediyor. Zaten Fil Suresi nde anlatilan Ebabil Kuslari hikayesi de bu fikri destekliyor. Oysaki Kabenin tarihi bunun tam tersini soyluyor:
Halife Abdullah Bin Zubeyr, Haccac komutasindaki Emevi ordusu Mekke yi kusatinca son care olarak Kabe nin icine giriyor. Abdullah Bin Zubeyr in Kabe ye siginmasinda Al-i Imran Suresi nin 97. ayetine olan inancinin etkisinin oldugunu tahmin etmek zor degil cunku o bir halife. Ancak Kabe manciniklarla tasa tutuluyor, hem Kabe yikiliyor hem de icindeki halife oluyor. Boylece Al-i Imran Suresi nin 97. ayetindeki iddia asilsiz cikiyor.
Al-i Imran Suresi 97. ayetindeki gercekligi olmayan iddiayi perdelemek icin bazi Islamcilar guvenlik kelimesinin anlamini bozarak burada ruhsal huzur gibi bir anlamin kasdedildigini soylemektedir. Oysa pek cok mealde gecen kelime guvenlik tir. Ornek olarak asagidaki Arapca-Turkce kelime mealini inceleyebilirsiniz:
929 yilinda Abbasi yonetimine isyan eden Karmati mezhebinin lideri Ebu Tahir Mekke yi ele gecirdi. Hac mevsiminde, tavaf eden Hacilari, Kabe nin kapisina oturtup kilicla kesti. Karmati Lideri, Ben Allah im, Allah layim, yaratan da, yok eden de benim! diyordu. Hacilar kacip Kabe nin ortusune yapisiyor ama o halde olduruluyorlardi.
Ebu Tahir oldurdugu hacilari Zemzem kuyusuna doldurttu. Zemzem kuyusunun ustundeki kubbeyi yiktiran Ebu Tahir Kabe nin ortusunu parcalatip askerlere dagitti. Kabe nin kapisini sokturdu.
Ebu Tahir, bununla yetinmedi. Hacerulesved in sokulmesini emretti ve bunu balyozla sokturtup yani sira goturdu. Hacerulesved, 22 sene disarida kaldi.(Ibn Kesir, c. 11,s. 282)
Hacerulesved, 1022 yilinda da saldiriya ugradi. Misirli birisi hacilarla gelip Kabe yi tavaf etti ve Hacerulesved i opecegi sirada elindeki gurzle o mubarek tasa tam uc kez vurdu. Adam, Ne zamana kadar su tasa ibadet edecegiz. Ne Muhammet ne de Ali beni yapacagim isten alikoyamayacaktir. Bugun su Beyt i (evi) yikacagim dedi. Bunun uzerine Yemenli birisi onu oldurdu, adamlari da oldurulduler. (Ibn Kesir, c.12, s. 84)

http://www.turandursun.com/bilgi-arsivi/biliyormuydunuz/669-kabe-guvenli-bir-yer-mi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Türker ERTÜRK : AMERİKALILAR İKİLİ OYNUYOR

Türker ERTÜRK : AMERİKALILAR İKİLİ OYNUYOR.

Siyasal İslamcı İdeoloji
Tavşana Kaç Tazıya Tut
ABD'nin Kucağına Atmamalıdır

erturkturker@gmail.com

SU-24 tipi Rus savaş uçağının düşürülmesinin üzerinden beş gün geçmesine rağmen, Türkiye-Rusya arasındaki ilişkiler tırmanmaya devam ediyor. Bu tırmanma durdurulamaz ve sağduyu hakim olmazsa; kaybeden her iki ülke, kazanan ise küresel ve bölgesel hedeflerini gerçekleştirmeye çalışan emperyalizm olur.

Rusya Devlet Başkanı Putin, mutlaka frene basmalıdır. Her iki ülke arasındaki; ekonomik, siyasi ve askeri ilişkilerin daha fazla bozulmasına imkan tanımamalı ve tırmanmayı durdurmalıdır. Hedefe Erdoğan'ı koymalı, Türkiye'yi ve halkını değil. Yoksa; Erdoğan zemin kazanır ve destek bulur.

Türkiye ve Rusya Federasyonu halklarının çıkarları; iyi komşuluk ilişkilerinin geliştirilmesinden, ticari, ekonomik, askeri ve kültürel faaliyet alanlarının arttırılmasından geçer. Ama bugün, Türk-Rus ilişkileri çok zor bir dönemden geçiyor. SU-24'ün düşürülmesi ile bu zorluk zirve yaptı. Türk-Rus ilişkilerinin bozulmasının iki ana nedeni var. Birincisi Erdoğan, ikincisi ise Erdoğan'ı da "sopa ve havuç" politikaları ile manipüle eden ABD'dir.

Siyasal İslamcı İdeoloji

Cumhurbaşkanlığı makamında bulunan, ama anayasa ihlali ile fiili olarak 'başkanlık' yapan Erdoğan; siyasal İslamcı bir dünya görüşüne ve ideolojisine sahiptir. Erdoğan'ın tüm uygulamaları, davranışları, tepkileri ve dış politikası bu çağdışı ideolojiden beslenmektedir. Türkiye'nin bölgede yalnızlaşmasının, "komşularla sıfır sorun"la başlayıp, sıfırı tüketmemizin nedeni budur. O'nun için; ülkemizin çıkarları ve güvenliği değil, ideolojisinin hedefleri önemlidir. Bugün için, ülkemizin çıkarları ve güvenliği gerçekten çok ağır tehdit altındadır. Bunun nedeni; Erdoğan'ın akıl almaz, vicdana sığmaz, hayalci ve Sünni mezhepsel arka planı olan, anayasamıza taban tabana zıt oldıuğu açık olan 'İslamcı ideolojisi'dir.

Türkiye'nin 4,5 yıldır sürdürdüğü Suriye politikası; gayri milli, gayri ahlaki ve gayri insanidir. Bu dış siyaset; Türkiye'nin Cumhuriyetin kuruluşundan beri sürdürdüğü çizgi ile radikal olarak çelişmekte, Atatürk'ün gösterdiği "Yurtta barış, dünyada barış" ilkesini yok saymaktadır.

Türkiye, Soğuk Savaş'ın (1947-1990) en buhranlı günlerinde ve çatışma riskinin en yüksek olduğu zamanlarda bile cephe ülkesi olmasına rağmen; Rusya'nın halefi konumunda bulunan Sovyetler Birliği'ni tahrik etmekten kaçınmış ve savaş kışkırtıcılığı yapmamıştır.

Tavşana Kaç Tazıya Tut

Bazıları tartışıyor; "Bu gerginlik ve tırmanma Türkiye-Rusya arasında bir sıcak savaşa yol açar mı?" diye. Biz buradan kendilerine garanti veriyoruz; asla yol açmaz. Ama bu tırmanma durdurulmaz ve Türk-Rus ilişkileri düzeltilemez ise; Türkiye'nin bölünmez bütünlüğü, güvenliği ve yaşamsal çıkarları çok ciddi biçimde zarar görür ve Türkiye, ABD'nin kucağına dokuz oturak oturur. Kucağa oturmak demek; özellikle dış politika alanında, hareket serbestisini tamamen kaybetmek ve manevra alanlarını yitirmek demektir.

ABD askeri yetkilileri; SU-24 tipi Rus savaş uçağının Suriye hava sahasında düşürüldüğünü basına sızdırıyor. Başkan Obama ise çok net olmasa da; Türkiye'ye destek veriyor ama konunun iki ülke arasında cereyan eden bir olay olduğunu da ifade etmekten geri kalmıyor. Adının gizli kalması kaydıyla, Reuters'e konuşan ABD'li başka bir yetkili; "Rus uçağının Türk hava sahasına kısa bir giriş yaptıktan sonra Suriye içinde vurulduğunu" belirtiyor ve değerlendirmesini jetin ısı haritasına dayandırdığını söylüyor. Yani ABD ikili oynuyor; "tavşana kaç, tazıya tut" diyor ve adeta satranç oynuyor!

ABD'nin Kucağına Atmamalıdır

ABD; Türkiye'nin de bulunduğu bölgede Büyük Ortadoğu Projesi'ni realize etmeye gayret ediyor. Bu kapsamda; bölgede kendi kuklası olacak Kürt devletini kurmaya çalışıyor. Kurmayı tasarladığı Kürt devletinin parçalarını Suriye'den, Irak'tan ve Türkiye'den koparacak siyasi, askeri ve ekonomik hamleleri yapıyor ve yaptırıyor. Tüm Ortadoğu'nun siyasi haritasını yeniden çizmeyi planlıyor. Rusya'yı Suriye'ye girdiğine pişman etmek istiyor. Avrupa'nın Rus doğal gazına olan bağımlılığını azaltacak projeler peşinde koşuyor. Ve çevresindeki ülkeleri radikalleştirerek, Rusya'yı kuşatmaya çalışıyor.

Bu yapılmak istenenler göz önüne alındığında; Türkiye, ABD açısından kilit ülke konumundadır. Bölgesinde yalnızlaşmış, hele hele Rusya gibi; 'bölge gücü ile küresel güç arası' bir yapı ile ilişkileri bozulmuş, hatta düşmanlaşmış bir Türkiye'nin harekat alanı iyice daralır ve ABD'ye tamamen mahkum olur.

Putin liderliğinde Rusya; bunları düşünerek hamleler yapmalı, olayı daha fazla tırmandırmamalı ve Türkiye'yi ABD'nin kucağına atmamalıdır. Her iki ülkenin ve yaşadığımız bölgenin çıkarları bunu gerektirmektedir.

Saygılar sunarım.

Türker Ertürk

E. Amiral, Araştırmacı - Yazar

SOSYAL MEDYA İLETİŞİM:

Facebook:

https://www.facebook.com/turker.erturk.5

https://www.facebook.com/pages/T%C3%BCrker-Ert%C3%BCrk/556317261057681?ref=profile

Facebook Grup:

https://www.facebook.com/groups/797431790326056/?fref=ts

Twitter:

https://twitter.com/Orsatramola





http://www.ilk-kursun.com/haber/245007/turker-erturk-amerikalilar-ikili-oynuyor/


a45UyF587661-151130102012 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/30  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Comert olmayan, insanlarin sevgisini kazanamaz.

Ehl-i hikmet

Allah Resulu (a.s.) soyle buyurmustur:
Israil ogullarindan bir ummet kaybolmustur.
Ne yaptigi bilinmiyor.
Ben zannetmem ki o ummet fareden baska bir sey olsun.
Gormez misiniz?
O, kendisi icin deve sutu konuldugunda icmez de koyun sutu konuldugu zaman onu icer.
Ebu Hureyre den (r.a.) bildirildigine gore:

Sahih-i Muslim
Hadis No: 5315

Evet Karabekir, Arapoglu nun yavelerini (uydurmalarini) Turk ogullarina ogretmek icin Kuran i Turkce ye tercume ettirecegim ve boylece de okutturacagim, ta ki budalalik edip de aldanmakta devam etmesinler

ATATURK, Kazim Karabekir, Pasalarin Kavgasi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







6 adımda Türk-Rus ilişkileri uzmanı olma kılavuzu!

6 adımda Türk-Rus ilişkileri uzmanı olma kılavuzu!

Gündeme yönelik uzman yetiştiren tek toplumuz herhalde. Sosyal ve pozitif bilimler pek gelişmese de, diplomasi ve siyaset biliminden pek anlamasak da gündem bu konularda uzman olmayı gerektiriyorsa hemen oluyoruz. Şu aralar herkes diplomasi, dış ilişkiler ve uluslar arası siyaset uzmanı.

Düşürülen Rus uçağından sonra Türk-Rus ilişkileri üzerine yorum yapan binlerce uzmanımız var. Sosyal medyadan tam bir think-tank kuruluşu gibi dünya politiğine yön veriyorlar. Yorumların özelliği birkaç tane okuyunca hemen sizin de yorumcu olabilmeniz. Siyasetin görünmez eli bir anda sizi de uzman yapıyor ve başlıyorsunuz yorum yapmaya. Siyaset ve diploması konusunda hiçbir eğitim almamışken, tek bir kitap bile okumamışken ve hatta Suriye'nin nüfusu ve yüzölçümü ne kadardır diye bilmezken yorum yapabilmek gerçekten kolay iş değil. Fakat birçokları bunu başarıyorlar. Eğer siz de başaramayanlardansanız, işte size bir kılavuz: Uzman olma vaktiniz geldi de geçiyor bile.

6 adımda nasıl Türk-Rus ilişkileri uzmanı olunur?

1- Dangalaklık Felsefesi

Öncelikle bu felsefi düşünce şeklini bilmeniz gerekir. 1960'larda ortaya çıkan "Airhead" felsefesini boş kafalılık ya da dangalaklık olarak çevirebiliriz. Daha sonra evrilerek "Yeni Çağ Felsefesi"ne dönüşen bu düşünce şekline göre bilginizin hiçbir tutarlı kaynağı olmasına gerek yoktur. Mesela dünya dışı varlıklara inanç bu düşünce şekline göre normaldir. Uzaydan gelen bu insanlar dünyada yemek yer, dolaşır, hatta beğendikleri kişileri götürüp nesillerini sürdürürler. Bu düşünceyi benimsemiş uzmanlarımıza göre dünyadaki tüm müşlümanlar kardeşken, kendisiyle aynı fikirde olmayan vatandaşlar yok edilmesi gereken şeytanlardır.

2- Bulanıklık felsefesi

Bu yorumcuları "az akıllı"dan "çok akıllı"ya, "az bilgili"den "çok bilgili"ye ya da "sönük fikirli"den "parlak fikirli"ye doğru hiyerarşik olarak sıralamak pek mümkün değildir, çünkü yorumların tamamı büyük bir kesinlikle ortaya konur. Her yorumcu Türk-Rus ilişkilerini şaşmaz bir doğrulukla öngördüğünü söylemektedir. Fıkrayı bilenler olacaktır. Müze bekçisine, "Bu dinozor kemikleri kaç yaşında?" diye sorar turistin biri. Bekçi, "üç milyon dört yıl altı ay," der. Turist, "Nasıl böyle tamı tamına bilebiliyorsunuz?" diye yeniden sorar. Bekçi şöyle yanıt verir: "Ben işe dört yıl altı ay önce başladığımda bu kemikler üç milyon yaşındaydı." Hani yorumcularımız diyor ya uçağı kendi hava sahamız içinde düşürdük haklıyız diye. Nereden biliyor acaba, hava sahamızı elleriyle mi ölçmüşler, üstelik haritalar bile bunu bu kesinlikle söyleyemezken.

3- Yanlış Bile Değil İlkesi

Yanlış bile değil ilkesine (not even wrong) göre, kişinin ileri sürdüğü fikir yanlışlanabilir olmadığından, yanlıştan daha yanlıştır. Ya da kaşifinin tabiriyle söylersek, doğru olmadığı gibi yanlış bile değildir. Bu seviyede açıklama yapmak için çok büyük uzman olmak gerekir. Hani uzmanlarımız diyor ya, Rusya bize ambargo koyarsa kendi kaybeder diye. İşte yorum bu kadar "salakça" olmalı; yanlış bile değil yani. İyi de kardeşim, Rusya amborgo koyunca kendisi kaybedecekse neden koysun öyleyse? Senin kadar anlamıyor mu diplomasiden.

4- Aşırı Kendine Güven Sendromu

Aşırı kendine güven (over confidence effect), bazı açıksözlü psikologlara göre kişinin kendi kiralık katili olması durumudur. Bir sınavda verdiği cevabın %99 oranında doğru olduğunu sananlardan sadece %40'ının cevabının doğru olması konunun matematiksel izahıdır. Hayat çoğu zaman bu netlikte izahatlar vermese de aşırı kendine güven sonu genellikle hüsranla biten bir hatadır. Bu tür insanlara göre her şey aslında çok basittir. Mesela yorumcularımız ne diyor, "Biz gaz kaçağını çakmak yakarak kontrol eden bir halkız, Rusya bizi korkutamaz." Vay aslanım, sana Henry Kissinger'ın bile vereceği diploması dersi olamaz, yürü be!

5- Reductio ad absurdum

Filozof Sartre, kafeteryadaki garsonları izler ve garson olmak, "garsonmuş gibi davranmaktır" sonucuna ulaşır. Yani garsonlar garson olmayı, garson taklidi yaparak öğrenirler. Bu durum, garson yaptığının sadece bir rol olduğunun farkında olduğu sürece bir sorun oluşturmaz; peki ya farkında değilse? Reductio ad absurdum, yani saçma olana indirgeme düşüncesi tam bu noktada başlar. Yani muhtemelen sosyal medyada yorum yapan kişi ya garson, ya sekreter, ya satış görevlisi ya da işsiz. Fakat ne olduğunun farkında olmadığı için dış ilişkiler uzmanlığına kendini kaptırmış durumda.

6- Zen

Uzmanlarımız farkında olmasalar da tam bir Zen üstadıdırlar. Zenle aydınlanmışlardır. "Bir kedinin arasında ne fark var?" ya da "Tek elin çırpılmasından hangi ses çıkar?" türünden tuhaf sorulara yanıt verir gibidirler. Yani aslında yanıt verdikleri sorular şunlar gibidir: "Rus dışişleri de benim kadar salak mı?.. Düşürülen uçak maket miydi?.. Daha ne kadar benimle alay edilmesine dayanırım?.. Açıklamalarımdan dolayı kendime güldürmem ayıp mı?.." Uzman kardeşim, sen anlatmaya devam et, çok bilgileniyoruz; bir yerleriyle sana gülenlere aldırma, onlar insan değil!

Francis Fukuyama, Tarihin Sonu ve Son İnsan adlı yapıtında milli gurur ile ilgili uluslar hala ortak bir lisan yaratamadılar diyordu. Dönüp halkımıza baktığımızda da bunu görür gibiyiz. Milli gururun içine girdiği her uluslararası olayda "aptallık" ortak lisanımız oluyor.




a45UyF587661-151130101555 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/30  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 

SARKI..
. . . . . .
Gelin oldugun gun gordum seni-
Alevli bir pembelik yuzune indiginde
Mutlulukla sarilmistin, oyleyken
Tumden aska kesilmisti dunya onunde.
Ve senin gozlerinde tutusan i$ik
(artik her ne idiyse)
Guzellik diye gorduguydu
Sizlayan gozlerimin yeryuzunde.
O pembelik, kizlik utanci belki-
Gecip gider oyleyse-
Ama hala harli bir ates, oyleyken
Tutusturdu, yazik, o adamin gogsunde.
O, gelin oldugun gun seni goren
Hani su derin pembelik yuzune coktugunde
Mutlulukla sarilmistin, oyleyken
Tumden aska kesilmisti dunya onunde.

Edgar Allan Poe

Ebu Hureyre ( Radiyallahu Anh ) soyle dedi : Rasulullah ( Sallallahu Aleyhi ve Sellem ) :
Cehennemde kafirin iki omuzu arasi , sur atli bir suvari yuruyusu ile uc gunluk mesafedir buyurdu.

( Muslim - Buhari )
Cehennemle ilgili hadis. Sahihmis bilenler denetlesin.

Turan Paker : GİRİT AÇILIMININ HİKAYESİ
1 Nisan 2013 ·

Açılımın birinci aşaması:
Genel af çıkarıldı.
Rumlar, Mihail Korakas liderliğinde ayaklandı.
Osmanlı ordusu tam isyanı bastıracakken devreye İngiltere ve Fransa girdi.

Teklifleri şuydu:
Girit Yunanlılara verilemezdi, ancak Osmanlı da Girit Açılımı yapmalıydı.
İlk şart, askeri harekat hemen durdurulmalıydı.
Silah bırakacak isyancılar için umumi af çıkarılmalıydı.
Tanıdık geliyor mu? Devam edelim:

Girit yoksuldu;
Ada halkı iki yıl vergiden muaf olmalıydı.
Padişahın atayacağı valinin biri Türk, diğeri Rum iki yardımcısı olmalıydı.

Ayrıca resmi yazışmalarda Türkçe zorunluluğu kaldırılmalıydı.
Osmanlı açılımı kabul etti.
Türkler rahatladı; köy ve mezralarına döndü.
Müslümanlar, Bu açılım ne kadar güzelmiş demeye başladı.

Açılımın ikinci aşaması:
Jandarma yeniden düzenlendi.
Osmanlı 1878'de Ruslara yenilince, Girit'te ayaklanma oldu.

Olan, köylerine dönen açılım kurbanı Türklere oldu;
Evleri, tarlaları yakıldı; canlarından oldular.
Osmanlı ordusu yine isyancıların peşine düştü.

Ve devreye yine Avrupalılar girdi.
Girite özel imtiyazlar tanındı;
Yani yeni bir sözleşme / açılım yapıldı.

25.10.1878'deki bu Halepa Sözleşmesi / Açılımı şöyle olacaktı:
Girit Valisi sadece Müslümanlardan seçilmeyecekti,
Hristiyan da olacaktı.

Vilayet genel meclisinde Rumlar (49/31) çoğunlukta olacaktı.
Hristiyan kaymakamlar Müslüman kaymakamlardan sayıca fazla olacaktı.

Vilayet Meclisi ve mahkeme dili Rumca olacak;
Ancak resmi zabıtlar ve dilekçeler Rumca ve Türkçe olabilecekti.

Ve en önemlisi asayişi sağlayan jandarma, yerli halktan seçilecekti.
Osmanlı bu açılıma da Evet dedi.
Yeter ki kardeş kanı dursun diyordu.
Diyeceksiniz ki Durdu mu? Hayır...

Açılımın üçüncü aşaması:
Avrupa'ya müdahale hakkı
En büyük isyan 1896'da oldu.
Girit yanıyordu.
İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya, Rusya asayiş amacıyla
Savaş gemilerini Girit'e gönderdiler.

Ve Osmanlıya yine, yeni bir sözleşme / açılım dayattılar.
Girit valisi kesinlikle Hristiyan olacaktı.
Vali, adada karışıklık çıkması halinde Batıdan silah ve asker yardımı isteyebilecekti.

Hemen genel af ilan edilecekti.
Memurların üçte biri Hıristiyan olacaktı.
Avrupalı hukukçular adli bir ıslahat reformu hazırlayacaktı.
Osmanlı bu açılıma da boyun eğdi.

İstanbul'un Girit'te açılım yapmaktan başı dönmüştü.
Elleri silahlı Rumlar artık şehir merkezlerinde bile
Türkleri öldürmeye başladı.
Girit'te oluk oluk Türk kanı akıyordu.

Toplu katliamlar başladı.
Türk köyleri yakılıp yıkıldı;
Türkler adadan kaçış yolu arıyordu artık.
Hanya ve Resmoda altmış bin Müslüman sığınmacı kurtarılmayı bekliyordu.

Sonunda Osmanlı, 18.4.1897'de Yunanistan'a savaş açtı.
Beklendiği gibi bir ay gibi kısa sürede Yunan ordusunu perişan etti.

Türk ordusu Atina'ya girecekken,
Rus Çarı II.Nikolay'ın isteği ve İngiltere'nin baskısıyla II. Abdülhamit Türk ordusunu durdurdu.
Osmanlı, bırakın bir avuç toprağı,
Savaş tazminatı bile alamadı.
Aksine Girit'teki nüfuzunu kaybetti...

Açılımın dördüncü aşaması:
Otonom ilan edildi.
Diyeceksiniz ki, bu yenilgiden Girit'teki Rumlar korkup sinmişlerdir.

Ne gezer!
En acıklısı Girit'te yaşandı.
Türkler, Rumları kesecek iddiasıyla Avrupalılar adaya asker çıkardı.

Asayişi artık onların askeri sağlayacaktı!
Türk askerine gerek yoktu.
Osmanlı askeri gidince Rumlar bir daha ayaklanmazdı!

Gülmeyiniz, aynı gerekçeler günümüzde Kıbrıs için de söyleniyor...
Türk askeri 1898'de Girit'ten çekildi.
Ada otonom ilan edildi.

Avrupalılar, Rumların ve Türklerin can ve mal güvenliklerini garanti altına aldıktan sonra adadan ayrılacaklardı.

Girit'e böylece barış gelecekti.
Harika!
Girit valisini seçme hakkı, büyük devletlerin onaylaması şartıyla Osmanlı padişahına bırakıldı.

Sonunda Prens Otto Girit Valisi yapıldı.
Kısa bir süre sonra dört devlet adadan çekildi.

Ve sonuç:
1910 da Girit Meclisi Yunanistan'la birleşme kararı aldı.
Girit onca açılıma rağmen 1913'de
Osmanlının elinden kuş olup uçtu, gitti!

Birileri açılımla kendilerinin rahat bırakılacağını zannediyor.
Dünya haritasına bir bak Avrupalı (ve bugünün Amerikalısı) girdiği hangi topraktakileri rahat bırakmış!
Girdikleri her yerde iki şeyi derhal yok etmişlerdir:
Dil ve Din!
Tarih tekerrür değildir; tabi ders alanlara!


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Gürcan Doğan : Paralı otoyolları ve köprü geçişlerini kullananların dikkatine :

Gürcan Doğan : Paralı otoyolları ve köprü geçişlerini kullananların dikkatine :

http://www.ozel-buro-istihbarat.com tarafından derlenmiştir.

Gerek OGS-KGS , gerekse HGS geçişlerinizde turnikelerde sık sık meydana gelen arızalar nedeniyle giriş ve çıkışlar sağlıklı okunamadığından, sizin haberiniz dahi olmadan, "kaçak geçiş" yaptığınız kabul edilmekte ve en uzun mesafe ücreti üzerinden ( + 10 katı cezasıyla birlikte) yüklü bir ceza tahakkuk edilmekte, bu cezalar yoğunluk nedeniyle de 8-10 ay sonra sizlere tebliğ edilmektedir.

Bu nedenle, her ne kadar KGS uygulaması kaldırılmış olsa da aylar öncesinden böyle bir cezayı yemiş olabilirsiniz.

OGS-KGS GEÇİŞ İHLALLERİNDE Yapmanız gereken işlemi anlatıyorum:

1. Karayolları Genel Müdürlüğünün OGS-KGS geçiş ihlallarini sorgulayabildiğiniz linki tıklayınız. (http://uygulama.kgm.gov.tr/ihlal/Sayfalar/ihlal.aspx ) Açılacak sayfada "Araç Plaka No" girin (örnek: 34GD1953), "Sorgula" butonuna basın.

Eğer cezanız yoksa karşınıza "34GD1953 Plaka numarasına ait Geçiş İhlali Bulunmamaktadır. " ibaresi çıkacaktır. Cezanız varsa " Tarih/saat, Plaka No, Bölge, istasyon adı, Normal geçiş Ücreti, Ceza Tutarı" nın yer aldığı bir tablo çıkacaktır.

2- Böyle bir cezayı doğuran "kaçak geçiş" işlemini yapmadığınız ve cezayı haketmediğinizi düşünüyorsanız " ogs@kgm.gov.tr " adresine,plakanızı ve OGS ya da KGS kart numaranızı belirten, konuyu anlatan, böyle bir hatalı geçiş yapmadığınızı beyan eden bir itiraz dilekçesi yazıp mail gönderin. Gerekli inceleme yapılarak çok büyük bir ihtimalle düzeltiyorlar.

HGS GEÇİŞ İHLALLERİNDE Yapmanız gereken işlemi anlatıyorum:

1- HGS geçiş ihlalinizi sorgulamak için PTT 'nin HG S geçiş ihlallarini sorgulayabildiğiniz linki tıklayınız. (http://hgsmusteri.ptt.gov.tr/bosCSC/violation.jsf) Açılacak sayfada "Araç Plaka No" girin (örnek: 34GD1953), sol taraftaki "harf ve rakamlardan oluşan" yazıyı yanındaki kutucuğa aynen girerek "Sorgula" butonuna basın. (Harf ve rakamlar okunmuyorsa "değiştir" butonuyla yenisini görebilirsiniz)

Eğer cezanız yoksa karşınıza "Girdiğiniz Plaka numarasına ait Geçiş İhlal kaydı Bulunmamaktadır. " ibaresi çıkacaktır.

Cezanız varsa önünüze cezayı gösteren tablo çıkacaktır.

Not: Sevgili HO73 devre arkadaşlarım, Kimi zaman cezanız yok görünse de sistem HGS kartınızdan otomatik olarak "en uzak mesafe geçiş ücretini" şak diye tahsil etmiş olabiliyor. O nedenle bir kez de HGS Bakiye Sorgulaması yapmanızı öneriyorum.

Bunun için de (http://www.hgsmusteri.com/hgs-bakiye-sorgulama.html) adresine girerek HGS MÜŞTERİ HİZMETLERİ 'ne e-posta adresinizle üye olmanız ve şifrenizi aktivasyonla onaylatmanız gerekiyor.

Üyeliğiniz onaylanıp gerçekleştiğinde sisteme girdiğinizde önünüze bir pencere çıkacak. Bu pencerede İsminiz, TC Kimlik Numaranız, Adres Bilgileri ve Hesaplar diye bilgiler var.

Ayrıca iki kutu açılacak:

Plaka ve Etiket (HGS Ürün numarası) jı bu kutucuklara girin ve "Ara" butonuna basın.

HGS deki kullanımlarınız, tarih, saat, giriş ve çıkış istasyonları, düşülen ücretleri göreceksiniz. Bu ücretlerden 13i50 veya 15.00 TL gibi uzun mesafe ücretleri düşülmüşse anlayın ki kartınız okunmamış ve en yüksek miktardan düşülmüş.

HGS Müşteri Hizmetleri







PTTBank

HASAN GÜRCAN DOGAN

Bireysel Müşteri

TC Kimlik numaranız

Adres Bilgileri

Hesaplar

Plaka [ ] Etiket [ ] Ara

2- Böyle bir cezayı doğuran "kaçak geçiş" işlemini yapmadığınız ve cezayı haketmediğinizi düşünüyorsanız " hgs@ptt.gov.tr " adresine,plakanızı ve HGS kart numaranızı (ürün numaranızı) belirten, konuyu anlatan, böyle bir hatalı geçiş yapmadığınızı beyan eden bir itiraz dilekçesi yazıp mail gönderin. Gerekli inceleme yapılarak düzeltiyorlar.

Düzeltiyorlar çünkü HGS kurulduğundan beri %90 sistemdeki kusurlar çözümşlenemedi ve kartlarımızı okuyamıyor.

Sorularınız olursa lütfen beni arayınız.

Sevgiler..

Gürcan Doğan

0532 321 65 84




a45UyF587661-151130102530 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/30  11:00 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Din garip olarak basladi, gariplige donecektir. Ne mutlu gariplere.

Hz.Muhammed sav

Said-i Nursi ye gore, insanlik; dinsizlik, imansizlik, zindiklik ve masonluk ve komunistlik batagindadir.
Tum mucadelesi bunlara karsidir.
O yuzden Allah in varligini ispatlama yoluna gider.
Tesadufun olmadigini anlatmaya calisir.
Ornekler verir.
Ama kitaplarinda, kendisini ve kitaplarini ovmekten baska kaydadeger yeni bir sey goze carpmaz.
Edebiyati iyi degildir.
Agdali, aristokrat ve saray cevresinin kullandigi; kendisini elit gostermek isteyenlerin dilini kullanir.
Arapca ve Farsca terkiplerin yogunlugu yuzunden, Turkce nin neredeyse hic kullanilmadigi, anlasilmaz bir yazin turune donusmustur.

(Emirdag Lahikasi-2 24,29) (Emirdag Lahikasi-1 233) (Sozler 759) (Tarihce-i Hayat 27)

Dunyanin dort bir tarafindaki askeri mezarliklar tanrinin yanlarinda olduguna inandirilmis, beyni yikanmis olu askerlerle doludur.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Uğur DÜNDAR : Yaşayan ölüler ülkesi!...

Bana kimse Fitnebaz Cemaat(The Sinister Fraternity)'in mazlum olduğundan, masumiyetinden bahsetmesin.
Hepsinin de boynu altında kalsın. Topunun da köküne kibrit suyu.
Onlar daha hak ettiklerinin onda birini dahi yaşamadı.

Elbette devran dönecek ve sıra suç ortağı AKP kodamanlarında da gelecek.

Din, iman, yalan, dolan, kin, intikam, işbirliği ve ihanet.
Adalet ve Kalkınma Partisi ve Fitnebaz Cemaat'in özeti budur.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      


Uğur DÜNDAR : Yaşayan ölüler ülkesi!...



İzmir-Aliağa'daki Alp Oğuz Anadolu Lisesi Resim öğretmenlerinden Zeynep Keklik'in, başarılı öğrencisi Benan'ın o yarışmaya katılmasını çok istiyor ve mutlaka derece alacağına inanıyordu.

Öğretmeninin ısrarına dayanamayan Benan Eryaşa da, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı'nın 81 ildeki resmi ve özel okullar arasında açtığı resim yarışmasına katılmaya karar veriyordu.

2013 yılındaki yarışmanın UNESCO tarafından belirlenen konusu; büyük denizci ve bilgin Piri Reis'in çizdiği ilk dünya haritasının 500. yıldönümüydü.

Benan çoğu kez olduğu gibi bu yarışmada da torpil yapılacağını düşünüyor, ama kendisini teşvik eden öğretmenini de kırmak istemiyordu.

O nedenle, yarışmaya katılacak eserini iki ders arasında alelacele çiziverdi.

Yaptığı tabloda Piri Reis'in göz pınarından yaşlar süzülüyor ve o damlalar çıpaya (veya çapa) dönüşüyordu.

Yani Piri Reis ağlıyordu.

Acaba neden?

* * *

Benan Eryaşa bu sorunun cevabını, yarışma sonuçlanıp, ikinciliği kazandıktan sonra, TRT'nin yaptığı röportaj sırasında veriyordu.

"Piri Reis neden ağlıyor?" diye soran muhabir şu çarpıcı cevabı alıyordu:

"Piri Reis ağlıyor, çünkü günümüzde onun torunlarına, yani Deniz Kuvvetleri'nin pırıltılı subaylarına yapılan zulmü 500 yıl önceden görüyor!

Evet, Piri Reis ağlıyor, çünkü o deniz subaylarının kumpaslar ve iftiralarla zindanlara atıldığını biliyor.

Bu nedenle gözyaşlarını tutamıyor!.."

TRT muhabiri hiç beklemediği bu tokat gibi cevap karşısında şaşırıyor ve konuyu değiştirmeye çalışıyordu:

"Büyük katılımın olduğu böylesine önemli bir yarışmada derece aldığınız için mutlu olmalısınız!.."

- "Hayır, çok mutsuzum!.. Ama benim gözyaşlarım içime akıyor. Çünkü sevgili babam Deniz Kurmay Albay Koray Eryaşa, Balyoz ve Askeri Casusluk Davası adlı kumpaslar nedeniyle tam 5 yıldır cezaevinde bulunuyor. O ve arkadaşları zindanlarda çürürken ben nasıl mutlu olabilirim?.."

* * *

Tahmin edeceğiniz gibi, Benan'ın muhabiri şaşkına çeviren cevapları TRT'de yayınlanmıyor!

Kurmay Albay Koray Eryaşa mı?

Yaklaşık 6 yıl kadar Maltepe, Hasdal, Hadımköy ve İzmir Şirinyer'deki askeri cezaevlerinde süründükten sonra 4 Aralık 2014'te özgürlüğüne kavuşuyor!

Emekli Kurmay Albay Eryaşa şimdi bir yandan yaşadığı travmayı atlatmaya, diğer yandan iki kızına iyi eğitim aldırmaya uğraşıyor.

24 yaşındaki abla Berrak Fransa'da Genetik Mühendisliği üzerine doktora yapıyor, sonra da aldığı davetle Harvard'a gitmeye hazırlanıyor.

Liseyi bitiren Benan da Viyana'daki Almanca eğitiminin ardından Viyana Teknoloji Üniversitesi'nin mimarlık bölümünde okuyacağını belirtiyor.

* * *

Sohbetimizin sonuna doğru Koray Eryaşa acı acı gülüyor;

"Ne umutlarımız vardı" diyerek başladığı sözlerini; "Bizim hayatlarımızı kaydırıp, yaşayan ölüler haline getirdiler. Artık ben sadece çocuklarım için yaşıyorum!.." deyip noktalıyor.




a45UyF587661-151130100312 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2015/11/30  10:10 1  39  undefined undefined add_anadoluhareketi@googlegroups.com

 
--

Siddetli istek mutlulugun en buyuk dusmanidir.

Hz.Ali

Adil olmayan, zalim olan bir Musluman kesinlikle iyi bir Musluman degildir.

Mehmet Sevket Eygi
Murtecilerin cok sevdigi ve onemsedigi fikir adami.

Din gercek sefaletin ifadesi, gercek sefalete karsi protesto, ezilen yaratiklarin ic gecirmesi, kalpsiz bir dunyanin duygusu, ruhsuz kosullarin ruhu...
Insanlarin afyonudur.

Karl Marx


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/