29 Şubat 2016 Pazartesi

Ahlâk bunalımının ilacı: İslâm

Bir ahlak bunalımı var gerçekten de.
Ancak bunalımın kaynağında İslam ahlakı denilen ucube var.
Artık bununla yüzleşmek zorundayız.

En başta belirtmek isterim, İslam ve İslam ahlakı dediğimde sadece İslamı kast etmediğim ilahidir denilen bütün diğer dinleri belirttiğim anlaşılmalı.
Yahudilik, Hristiyanlık da bunca eleştiriye dahildir.
Aslında Budizm gibi dinler dahi statik, dogmatik, yerel, dayatmacı sözler söyledikleri oranda bu eleştirilerin dahilindedir.

Evet, artık bağıra bağıra söylemek lazım, yanlış olan temeldir.
Bu temel üzerinden yapılacak bütün yorum ve uygulama tarzları başarısızlığa mahkumdur.
İslam bir ideoloji, bir ahlak, bir hukuk olarak başarısızdır.

Peki yanlış olan nedir?
Bu vakitten sonra onu açmak lazım.

İslam yeni bir keşif değildir.
İslamın, Arap toplumlarından en azından 1500 yıldır, Türk ve Farisi toplumlarında 1000 yıldır türlü şekilde toplumsal deneyimi yapılmıştır.
Evet, çok açık ki, İslam ahlakıdır denilerek dayatılan şeyler toplumda ne kadar karşılık bulmuşsa, ne kadar yaygınlaşmışsa hastalık o derece derin ve yaygın olmuştur.
İslamın nüfuz derinliği ve kapsamı ile toplumun arızaya girmesi arasında tam bir neden sonuç ilişkisi, bir korelasyon vardır.
Bu kadar çok çeşitte, uzun süre, farklı toplumda toplumsal deneyimi yapılmış bir fikrin, bir ideolojinin hakkında artık bir karar vermek zor değildir.
İnsan aklının yettiği bütün kombinasyonlar, bütün varyasyonlar, bütün tarzlar denenmiştir.
Bunca deneyimden sonra aslında temelin doğru olduğunu, ama uygulamaların yanlış olduğunu, farklı ve yeni uygulama tarzlarıyla doğrunun bulunmuş olacağını düşünmek çocukça bir saflığı işaret eder.

İslamın altın çağı denilen çağ aslında her bölgede ve toplumda önceden gelen sözleşme ahlakının yeterli sayıldığı, insanların kabaca ben Müslümanım demeleriyle Müslüman sayıldığı bir çeşitlilik çağıydı.
Bu standartların belirlenmesi dini dayatmalara, zorlamalara, totaliterizme kapı aralamıştır.
Doğal olarak bu gelişme ilk olarak Arap halklarında görülmüştür.
Esasen İslamın altın çağının sonu budur.
Mezhepler kabaca iman, ibadet, itikat, İslami yaşam konusunda islam standartlarının kesin şekilde belirlenmesinden ibarettir.
Mezhepler çeşitlilikleri ve farklılıkları giderme, tek tip hale sokma çabasından başka bir şey değildir

İslam ahlakı denilen şey bir uzlaşma ahlakı değildir.
İslam ahlakı 630 yılı Arabistan platosunda yaşayan birkaç Arap kabilesinin o gün, o mekan, o toplum şartlarında ürettiği yerel bir ahlaktır.
İlahtan kaynaklanıyor denilerek bu ahlak tartışılmaz, dogmatik bir hale sokulmuştur.
Günah ve sevap, haram ve helal, hayır ve şer tabanlıdır.

İslam ahlakı her şeyden önce mekan ve zaman olarak yereldir.
630 yılı Arap toplumu dışında başarıya ulaşma şansı yoktur.
Zaten olmamıştır da.

İkinci olarak statikdir.
İlahtan kaynaklandığı iddiasıyla mükemmel olduğu söylenmektedir.
İlahın son sözleridir, doğal olarak ilahın İslamın mesajından gayrı mesajlar vermesi beklenmemektedir.
Zamana, mekana, topluma göre değişmez niteliktedir.

Mükemmel değildir.
Daha ilk ortaya çıktığı yıllarda birbirini yalanlayan, birbirini hükümsüz kılan, tamamıyla yerele ait ayetlerden oluşmaktadır.
Bilinen gerçeklerle, evrenin ve insanın doğasıyla, bilinen belgelelenen tarihle çelişkiler içeren ayetler ve hadisler vardır.
Kendi içinde çelişkiler içererir.
Bunca çelişki ve tezatı gidermek için yapılan fikirsel cambazlıklar işi daha da içinden çıkılması zor bir hale sokmaktadır.

Korunmuş falan değildir.
Esasen daha ilk dakikada ayetlerin yazılmasına, hadislerin kayıt altına alınmasına karşı bir duruş vardır.
Dahası sonraki zamanda ayetlerin ve hadislerin derlenmesine karşı da uzun süre direnç olmuştur.
Kur'andan hariç kalmış, ya da fazladan dahil olmuş ayetler hakkında hadisler vardır.
Bu konularda söylenenler derin bir nefret hissiyle yok sayılmış, göz ardı edilmiştir.
Bu konuları konuşanların, yazanların yaşamları tehlikeye girmektedir.

İslami ahlak dayatmacı ve zorbardır.
Zaten uzlaşmaya dayalı olmadığını biliyoruz.
Ancak, yerel olduğu halde zorla evrensele dayatılan bir ahlaktır.
Bu yönüyle tarihte çokça kan akmasına sebep olmuştur.

İslam ahlaki bütünleyici değil, bölücü bir ahlaktır.
Çünkü her insanın farklı bir İslam bakışı ve yorumu vardır.
Bunca farklı yorumun senkron edilmesi ancak zorla ve dayatmalar yoluyla mümkün olmaktadır.
Evet, beş Müslümanı bir kafese koysanız, ortaya beş mezhep çıkar.
Bu hep böyle olmuştur, tarih bize şahittir.

Bütün bunlara karşılık olan, Evrense Ahlak ise her şeyden önce toplumsal sözleşmeye, uzlaşmaya dayalıdır.
Karşılıklı zarardan korunma, karşılıkla faydacılık anlayışına göre bütün toplumlar, bütün zamanlar, bütün mekanlar için evrenseldir.
Tarih boyunca esas olan ahlak hep bu olmuştur.

Evrensel ahlak yararlıdır.
Çünkü toplumsal zararları minimize eder, yararları ise maksimize eder.
Çünkü, birey ve toplumun yarar ve zararını temel alır.

Evrensel ahlak yararlı olduğundan, tarihsel süreç içinde dini temsil ettiğini iddia eden kişilerce sahiplenilmiş, ilahların mesajıdır, emridir denilerek ilahlarla bağlantılandırılmıştır.
Evrensel ahlak ne zaman ve ne kadar ilahlarla bağlantılandırıldı ise o vakiten itibaren yerel, statik, dogmatik, faşizan bir yapı kazanmıştır.

Esas olan evrensel ahlaktır.
Yerel olan ise ilahi mesajdandır denilen ahlaktır.
Bir gün Marslılar, Andromeda Galaksisinden birileriyle temasa geçersek, bizi ortak bir ahlaki zeminde uzlaştıracak olan şey Evrensel Ahlaktır.
İslami ahlak bırakın diğer yıldızların canlılarını, bırakın diğer türleri uzlaştırmayı, insanların kendi aralarında dahi büyük kavgalara sebep olmaktan başka bir işe yaramamıştır.

 

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


Ahlâk bunalımının ilacı: İslâm

Editörlüğünü Ziya Gündüz'ün yaptığı Vuslat Dergisi, 177. Sayısında "Ahlak Bunalı ve Çözüm Yoları" manşetiyle çıktı. Dergi, günümüzde hızla yitirilen ahlaki değerlerimize, uzman akademisyenlerle birlikte, çözüm yolları aramaktadır…

29 Şubat 2016, 10:29

Güvenilir Ahlakı Bireylerin Yetişmesi

Dünyanın her yerinde insanlar, birlikte yaşamaktadırlar. İnsanoğlu toplumsal bir varlıktır. İnsanın tek başına yaşamını sürdürmesi imkânsızdır. İnsan, her çağ ve mekânda başka insanlara muhtaçtır. Bilindiği gibi insanlar bir araya gelerek, toplumları, toplumlarda devletleri oluşturmaktadırlar.

Eğer toplumu oluşturan insanlar; iyi, ahlâklı, güvenilir, sorumluluk sahibi iseler, o toplum huzurlu ahlâklı bir toplum olur. Yok, eğer o insanlar kötü huylu, kötü alışkanlık sahibi iseler o toplum huzursuz olur. Aynı şekilde insanlar, İslâm üzere yaşarlarsa, bulundukları toplum İslâm toplumu olur. Eğer insanlar, gayr-i İslâmi bir yaşamı tercih ederlerse, o toplum gayr-i İslâm'i bir toplum olur. İslâm'ın olmadığı bir toplumda ise huzurdan, ahlâktan söz etmek imkânsızdır. Huzurun adresi İslâm'dır.

TV'lerde Ahlaksız Programlar Dolu

Toplum olarak günümüzde maalesef bir ahlâk bunalımı ile karşı karşıyayız. Modern hayat, modern teknoloji, kitle iletişim araçları, insanların ahlâkını kuşatmış durumda. İnsanlar sınır tanımaz olmuş. TV ekranlarında toplumun ahlâkını bozan diziler almış başını gidiyor. Yine TV ekranlarında evlilik adı altında, hiçbir mahremiyet tanımayan programlara, kimse ses çıkarmamaktadır. İnsanlara ekranlarda, sokaklarda, parklarda, ahlâk dışı davranışlar neredeyse normal gelmeye başladı. Çevreye saygı yok. Kitle iletişim araçlarında, her hangi bir ahlâki kural yok!

Kötü olan bir ahlâki davranışa, insanlar çare aramıyorlarsa, bilin ki o kötü huy, davranış artık toplumda normal karşılanmaya başlamıştır. Kötü alışkanlıkların normal görünmesi, o toplumun intihar etmesi demektir.

Her Şeyin Bir Edebi ve Ahlakı Var

Şunu unutmayalım ki, mutlaka her şeyin bir ahlâkı var. Çay içmenin dahi bir adabı edebi vardır. Ahlâk çok geniş bir kavramdır.

Şunu hatırlatmak gerekir ki, her alanda ahlâklı insanlar, ancak ahlâklı bir toplumu meydana getirebilirler. Bunun içindir ki ahlâk üzerinde mutlaka çok durmalı ve çok okumalıyız. Şimdi İslâm ahlâkını kuşanıp, örnek olma vaktidir.

Dergide Yazısı Olan Yazar

Prof. Dr. H. Ömer Özden, Prof. Dr. Ali Çelik, Doç, Dr. Recep Ardoğan, Hüseyin Kerim Ece, Fatih Oruç, Süleyman Gülek, Abdullah Dai, Muhammed İslamoğlu, Recep Arslan, Seyfulislam Çapanoğlu, Rıdvan Sevin, Ahmet Varol ve Hümeyra Gümüş…

  http://www.yeniakit.com.tr/haber/ahlak-bunaliminin-ilaci-islam-139939.html
a45UyF587661-160229142637 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/29  20:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 

Homo homini lupus.
* * *
Insan insanin kurdudur.

Latin Atasozu

Turkler kendi gucleri ile adam olamaz.
Ingilizler elimizden tutup bizi kurtaracak.

Yazar Refi Cevat Ulunay -21.05.1919

Din%99 u sekerli kurabiye ve%1 i oldurucu arsenik olan fare zehiri gibidir.
Din in%99 u gercekler ve iyi mesajlardir ama geriye kalan%1 sizi oldurebilir.

Anonim.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







ŞOK! Dünyanın Dört Bir Yanından Türkiye'nin O Sınırına Silah Yığılıyor!

Bir haber ve ona ilişkin Erdal Sarızeybek komutanımın iması var.
Doğrusu ben Irak'ın bütün olduğu Saddam'lı ilk harekattan önceki yıllarını bilir ve hatırlarım.

Gördüğüm hep şu oldu.
Önce Irak'ın, sonra Suriye'nin bölünmesi için gereken her şeyi bize yaptırdılar.
Hükümetler günü kurtarmak için sorunu uzun vadeye yaymayı kabul ettiler.
Her zaman Amerika Birleşik Devletleri(ABD) ile yüzleşme zorunluluğu vardı.
Ama hep biz bu yüzleşmeden kaçındık.
Korktuk.

Keşif Gücü biz istedik.
Çekiç Güce dönüşmesini izledik ve kabul ettik.
Amerikan helikopterlerinin yardım paketlerini atmasını izledik ve kabul ettik.
Muavene olayında bize bir racon kesildi, dehşete kapıldık.
Herkes buz oldu.

İçeride zaten kendini pazarlamaya hazır kadrolar vardı.
ABD ile ortak oldular, ordumuz çuvallandı.
Bunu yedik.

Sauna, Küre, Balyoz, Ergenekon, Oraj, Suga, Poyrazköy ve daha nice komplo soruşturması ve davası açıldı.
TSK infaz edildi, ulusalcı, milliyetçi bir kadro tenkis edildi.
Halk bunu gördü ve alkışladı.

PKK'nın üç beş çapulcu olduğu günleri bilirim.
Sıkışan PKK gruplarının çemberden kurtarılmasıyla sonuçlanan harekatlar gördüm.
42. Paralel uygulamasına İncirlikten kalkan Amerikan uçakları destek verdi.
Kürtlerle yasa dışı petrol ticareti yapılmasına göz yumuldu.
Şimdiki Cumhur-başkanı(!?)na yakın kesimlerin bu suça iştirak etmesi sağlandı.
Şimdi de bu konu suçlama olarak yöneltiliyor.
Uzun yıllar Kuzey Irak'a giren TIR'larımızdan ekstra 100 dolar haraç alınması rutindi.
Bunlara hep biz göz yumduk.
Sınır kapılarının Türkmen değil de Kürt bölgelerinden geçmesine bizi zorladılar, biz de boyun eğdik.

Şimdi ortaya acaip bir tablo çıktı.
Şaşırmış gibi yapmaya hakkımız yok.
Sanki her şey aniden ortaya çıkmış gibi şoka girmek aptal olduğumuzu kabul etmek olur.

Ve hala aynı.

Ülkenin, devletin, halkın AB/D'yle ve onun yerli işbirlikçileriyle yüzleşmesi zorunluluğu hala mevcut.
Geciktikçe fatura artıyor, geciktikçe sorunlar baş edilmez şekilde büyüyor.
Kaçarı yok bu işin.
Eninde sonunda yüzleşmek zorundayız.

Taviz vererek, pazarlık yaparak uzlaşma imkanı yoktur.
Çünkü batılı oligarklarla ilişkimiz kasap kurban ilişkisinden farklı değildir.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       


ŞOK! Dünyanın Dört Bir Yanından Türkiye'nin O Sınırına Silah Yığılıyor!

Kime gidiyor, kime karşı?

28 Şubat 2016 Pazar 23:55

Mesud Barzani bugün Erbil'in Pirmam (Selahaddin) ilçesinde bulunan Başkanlık Ofisi'nde Çek Cumhuriyeti Erbil Başkonsolosu Eva Dardakova'yı kabul etti.

Başkanlık Ofisi'nden yapılan açıklamada, görüşmede Peşmerge Güçleri'nin IŞİD'e karşı savaşta gereksinimlerinin görüşüldüğü belirtildi.

Çek Cumhuriyeti'nin IŞİD'le savaşta Kürdistan Bölgesi'ne askeri ve insanı yardımlara devam edeceği bildirildi.

Başkonsolos Eva Dardakova, ülkesinin Peşmerge Güçleri'ne yardım etmeye devam edeceğini yineledi.

Dardakova; askeri, insanı ve tıbbi yardımlara ilişkin, ülkesinin kararları hakkında Başkan Barzani'ye bilgi verdi.

Daha önce de silah desteğinde bulunan Çek Cumhuriyeti, IŞİD'le savaşta Peşmerge Güçleri'ne doğrudan silah veren ilk ülke.

Devrik diktatör Saddam Hüseyin rejimine karşı savaşta da Çekler, Kürtler'e mavzer (Brno) silahı vermişti.

Barzani, Avrupa tarihinde ilk defa Çek Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde "başkan" sıfatıyla resmi törenle karşılanmıştı(Dış Haber).

  http://sarizeybekhaber.com.tr/dunya/sok-dunyanin-dort-bir-yanindan-turkiye-o-sinirina-silah-yigiliyor-h10938.html
a45UyF587661-160229135239 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/29  14:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 
--

Basin hurriyeti, oteki hurriyetlerin emniyet subabidir.
Diktator hukumetlerden baska hicbir kuvvet onu kisamaz.

K.Ataturk

Duz dunya
GASIYE 20.
Yeryuzunun nasil yayildigina bir bakmazlar mi?
***(sufihat:duzlestirmek)
ISRA 78.gunduzun gunes donup gecenin karanligi bastirincaya kadar (belli vakitlerde) namaz kil; bir de sabah namazini.
Cunku sabah namazi sahitlidir.
ISRA 79.gecenin bir kisminda uyanarak, sana mahsus bir nafile olmak uzere namaz kil.(boylece) rabbinin, seni, ovguye deger bir makama gonderecegini umabilirsin.
BAKARA 187.oruc gecesinde kadinlariniza yaklasmak size helal kilindi.
Onlar sizin icin birer elbise, siz de onlar icin birer elbisesiniz.
Allah sizin kendinize kotuluk ettiginizi bildi ve tevbenizi kabul edip sizi bagisladi.
Artik (Ramazan gecelerinde) onlara yaklasin ve Allah in sizin icin takdir ettiklerini isteyin.
Sabahin beyaz ipligi (aydinligi), siyah ipliginden (karanligindan) ayirt edilinceye kadar yeyin, icin, sonra aksama kadar orucu tamamlayin.
Mescitlerde ibadete cekilmis oldugunuz zamanlarda kadinlarla birlesmeyin.
Bunlar Allah in koydugu sinirlardir.
Sakin bu sinirlara yaklasmayin.
Iste boylece Allah ayetlerini insanlara aciklar.
Umulur ki korunurlar.
BAKARA 149.nereden yola cikarsan cik (namazda) yuzunu mescid-i haram tarafina cevir.
Bu emir rabbinden sana gelen gercektir.(biliniz ki) Allah yaptiklarinizdan habersiz degildir.
SUARA 28.musa devamla sunu soyledi: sayet aklinizi kullansaniz (anlarsiniz ki), o, dogunun, batinin ve ikisinin arasinda bulunanlarin rabbidir.
KEFH 86.nihayet gunesin battigi yere varinca, onu kara bir balcikta batar buldu.
Onun yaninda (orada) bir kavme rastladi.
Bunun uzerine biz: ey zulkarneyn!
Onlara ya azap edecek veya haklarinda iyilik etme yolunu sececeksin, dedik.
KEFH 90.nihayet gunesin dogdugu yere ulasinca, onu oyle bir kavim uzerine dogar buldu ki, onlar icin gunese karsi bir ortu yapmamistik.

Ben kesinlikle bir ateist degilim ve kendime panteist diyecegimi de sanmiyorum.
Sozkonusu problem, sinirli zihnimize gore cok genistir.
Cesitli dillerde yazilmis kitaplarla dolu buyuk bir kutuphaneye giren kucuk bir cocuk gibiyiz.
Cocuk bu kitaplari birinin yazmis oldugunu bilir.
Nasil oldugunu bilmez.
Kitaplarin yazildiklari dilleri anlamaz.
Cocuk bulanik bir sekilde bu kitaplarin duzenlenisinde gizemli bir duzen olduundan suphe duyar, ama onun ne oldugunu bilmez.
Bana oyle geliyor ki Tanri ya yonelen en aydin insan varliginin dahi tutumu boyle bir seydir.
Evrenin harikulade duzenlenmis oldugunu ve belli yasalara uygun hareket ettigini goruyoruz ama bu yasalari sadece bulanik bir sekilde anlayabiliyoruz.
Spinoza nin panteizmine hayranim, ama onun modern dusunceye katkisina cok daha fazla hayranim, cunku o ruh ve bedeni, iki ayri sey degil de bir butunmus gibi goren ilk filozoftur.

I m absolutely not an atheist and I don t think I can call myself a pantheist.
The problem involved is too vast for our limited minds.
We are in the position of a little child entering a huge library filled with books in many languages.
The child knows someone must have written those books.
It does not know how.
It does not understand the languages in which they are written.
The child dimly suspects a mysterious order in the arrangements of the books, but doesn t know what it is.
That, it seems to me, is the attitude of even the most intelligent human being toward God.
We see the universe marvelously arranged and obeying certain laws but only dimly understand these laws.
(...) I am fascinated by Spinoza s pantheism, but admire even more his contribution to modern thought because he is the first philosopher to deal with the soul and body as one, and not two separate things

Frankenberry, Nancy K.(2009-08-11).The Faith of Scientists: In Their Own Words.Princeton University Press.p.153.ISBN 978-0-691-13487-1.
(Einstein, burada ateist olmadigini acikca belirtiyor.
Spinoza nin panteizmine hayran oldugunu ama kendisini bir panteist olarak belirtemeyecegini de soyluyor.)


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Sayısal Loto’da ‘ilginç’ tesadüf

Bu memlekette kokmadık, bozulmadık ne kaldı ki?
Hocaları, imamları, cemaatleri herkesden çok doğru olması beklenen bütün kişi ve kesimleri koktu, bozuldu.

Yakalanmamak esas.
Herşeyi yapabilirsiniz.
Kendinizden olanlara bulaşmayacaksınız.
Sizden olanları koruyacaksınız.
Gerisini ikstir edin gitsin.

Yeni düzenin ahlakı budur.
İşin tuhafı, bize bunları öğretenler dindarlık şampiyonları, kendilerini imanda, itikatta, ibadette herkesten üstün görenler oldu.
Bu gerçekten ilahi bir tesadüf.
İlahın o ilah olmadığını, ilahi mesajın da o mesaj olmadığını anlatan bir denk geliş.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA      

Sayısal Loto'da 'ilginç' tesadüf

Şubat 29, 2016

Milli Piyango İdaresi'nin şans oyunlarından olan 'Sayısal Loto'da 6 rakamı bilerek büyük ikramiyeyi tutturan iki kişinin aynı ilçeden ve aynı bayiden olması dikkat çekti.

6 BİLEN 3 KİŞİDEN İKİSİ AYNI BAYİDEN

Sayısal Loto'nun 27 Şubat 2016 tarihli çekilişinden Ankara'da 2 talihli İstanbul'da ise 1 talihli büyük ikramiyenin sahibi oldu. Talihliler 541 bin 501 TL 80′er Kuruş ikramiye kazandılar. Ancak Ankara'daki iki talihlinin de, aynı bayiden çıkması dikkat çekti.

Odatv'de yer alan habere göre; Milli Piyango'nun yayınladığı listeye göre, büyük ikramiyeyi tutturan Ankara'daki iki talihli, Ankara, Çankaya'daki "Akay Mak. Tic. Ltd. Şti." isimli bayiden oynadı.

  http://www.sozcu.com.tr/2016/gundem/sayisal-lotoda-ilginc-tesaduf-1113636/?utm_source=sm_fb&utm_medium=free&utm_campaign=gundem
a45UyF587661-160229134409 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/29  14:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 

Butun agir p$ikolojik hastaliklarin temelinde narsizm yatar.

Erich Fromm - Aforizmalar

Resulullah sav buyurdular ki:
Icerisinde resim, cunub ve kopek bulunan eve rahmet melekleri girmez.

Kutubu Sitte 2172

Cuneyt Suavi : Bir haftalik evliyalik.

Televizyonda dini bir program seyrediyorum. Ekrandaki kisi, Ilahiyat fakultelerinin birinde dekan olmali. Eski asirlardaki maneviyat buyuklerinden bahsederken:

- Onlar, goz ucuyla da olsa nisa taifesine bakmazlarmis, diyor. Nerde simdi o buyuk evliyalar?

Duydugum sozler, damarima dokunuyor. Ve her muslumanin yapmasi gereken bir seyin hic yapilmiyormus gibi gosterilmesi, beni ta can evimden vuruyor. Biraz dusundukten sonra muthis bir karar aliyor ve kendi kendime soz veriyorum: Hocanin nisa taifesi dedigi hanimlara, konusmak icin bile olsa bir hafta boyunca bakmayacak ve zamanimizda da buyuk evliyalar oldugunu ispatlayacagim. Program bittikten sonra ekmek almak uzere disari cikiyorum. Daha merdivenlerden inerken, alt kata yeni tasindigi soylenen kiracilarla karsilasiyorum. Evde ne kadar kadin, kiz, coluk, cocuk varsa hepsi kapida. Hanimlardan biri, benim Turkiye sinirlarini asan sohretimi duymus olmali. Daha gorur gormez:

- Vayyyy!... Cuneyd bey, diyor. Kizlarimin tarifinden tanidim. Cay icmeye gelecegiz ins.

Ben aldigim karar geregi hemen basimi egerken:

- Hosgeldiniz efendim, diyorum. Ins memnun kalirsiniz komsulugumuzdan. Duydugum seslerden, kalabaligin icinde bir de erkek cocuk oldugu anlasiliyor. Ona bakayim derken kazayla hanimlari gorurum diye gozlerimi kaldiramiyorum yerden. Cocuk, ablasi olacak kizlardan birine fisildayip:

- Ben sana, bu adamin kendini begenmis bir zuppe oldugunu soylemistim, diyor. Yuzumuze bile bakmiyor.

Hemen arkasindan yasli bir kadin sesi:

- Vah evladim vah, diyor. Ne kadar da mahcupmus zavallicik. Anlasilan kucukken cok dovmusler.

Her evliyanin basina gelen $ikintilar benim de basima geliyor tabi ki. Aceleyle merdivenlerden iniyor ve sokaga atiyorum kendimi. Metodum gayet basit: Yururken sadece yere bakacak ve bana dogru yaklasan kisilerin ayakkabilarindan erkek oldugunu anladigimda, basimi kaldirip rahatca yuruyecegim. Bu buyuk bulusumu uygulamak uzere daha birkac adim attigimda, neye ugradigima sasiriyorum. Moda midir nedir bilmiyorum ama, hanimlarin onunda pantolon var. Altlarinda da aynen benimkiler gibi ucu kut, tabani genis erkek ayakkabisi veya koca koca asker postallari. Anlasilan dikkatli olmaliyim. Basimi hic kaldirmadan giderken, yanimdan gecen kadinlarin seslerini duyuyorum. Bir tanesi arkadasina hitaben:

- Bu adamda bir tuhaflik var ayol, diyor. Bosuna dememisler dost basa, dusman ayaga bakar diye.

Diger kadin, daha farkli goruste. Benden uzaklasip duvar dibine kacarken:

- Benim de gozum tutmadi kardes, diyor. Belli ki capkinin teki. Yere bakan, yurek yakan cinsindendir mutlaka. Ben, yine evliya sabriyla ve ayni sekilde yururken, birden ne oldugumu anlayamadan kendimden geciyor ve ilac kokulu bir yerde gozlerimi aciyorum. Yattigim yerin etrafinda, beyaz elbiseli genc kizlar dolaniyor. Verdigim soz geregi hemen gozlerimi kapatarak nerede oldugumu kestirmeye calisirken, hastanede bulundugumu anliyor ve basucumdaki hemsirelerin konusmalarina kulak veriyorum. Kizlardan biri, gozlerimin kapandigini farkedince:

- Yine kendinden gecti zavalli, diyor. Bu ucuncu bayilisi. Onundeki elektrik diregini gormemis.

Hemsirelerin yaninda bir de erkek hasta bakici olmali. Sinir sinir gulup:

- Biraz onceki elektrik kesintisi, demek ki bu yuzdenmis, diyor. Adamin kafasindaki sislige bakilirsa, Allah bilir devirmistir diregi. Ayaga bir kalkabilsem, ben neyi devirecegimi cok iyi biliyorum ama ne mumkun. Basim donme dolap gibi donuyor, beynim feci zonkluyor.

Biraz sonra erkek doktor geliyor yanima. Ve beni gorur gormez:

- Gecmis olsun Cuneyd abi, diyor. Cok fena carptigin icin sag gozunu bandajladik. Bir muddet tek gozle idare et. Neyse, zor da olsa biraz sonra cikiyorum oradan. Ama artik akillandigim icin yere falan bakmak yok. Yeni metoduma gore saglam kalan gozumle yol kenarindaki apartmanlarin ust katlarina bakacak ve karsimdan gelen insanlari siluet(goruntu) olarak farkedip yolumu bulacagim. Planimin oldukca basarili oldugunu dusunurken, seslerinden anladigim kadariyla manavdan alisveris yapan bir kadin, yanindaki arkadasina beni gosterip:

- Su terbiyesize bak, diyor. Tek gozlu olduguna aldirmadan balkondaki kizlari seyrediyor. Obur gozun de kor olsun ins. Can $ikintisindan sicak sular bosaliyor tepemden. Ne kadar masum oldugumu nerden bilsin zavalli. Ben, soylenenlere sabretmeye calisarak yine ust katlara bakarken, sanki o yukseklerden dusuyormus gibi bir halle tekrar geciyorum kendimden.

Anlasilan yine hastanedeyim. Biraz onceki hemsirelerden biri:

- Hayret ya! diyor. Bu yine ayni adam. Kanalizasyon cukuruna dusmus bu sefer.

Bir anda anliyorum basima gelen felaketi. Ustum basim copluklerden beter kokuyor. Butun kemiklerimle birlikte saglam zannettigim gozum de sizliyor. Hastaneden bir an once kacabilmek ve eve donup temizlenebilmek icin saga sola bakinirken, bir turlu goremiyorum etrafimi. Yine ayni doktor:

- Bosuna ugrasma abi, diyor. Morardigi icin obur gozunu de bandajladik. Bir haftacik sabretmen gerekiyor. Ben, bu sure icinde ne yapacagimi dusunurken, daha onceki hasta bakici, hemsirelere laf atarak:

- Cuneyd abi size fena tutuldu, diyor. Baksaniza saatte bir ugruyor. Bu adama sinirimden atesler basiyor yuzumu. Iyilesir iyilesmez hastaneye ucuncu kez ugrayip onun gozlerini de benimkine benzetecegim kesin. Her neyse, beni bir ambulansa bindirip eve gonderdiklerinde alt kattaki komsularimiza rastliyorum yine. Sanki beni bekliyorlar kapida. Hanim ve kizlari, Gecmis olsun dileklerini ayri ayri iletirken, cocuklari olacak o haylaz velet, yine haince fisildiyor ablasinin kulagina: Bizim zuppe cezasini bulmus diyerek. Komsularimizin yardimiyla merdiveni cikip iceri girerken, kendi kendime verdigim sozu bir hafta boyunca ek$iksiz olarak tutacagim icin yine de seviniyor ve Evliya sozu, iste boyle olur diye kasiliyorum. Gozlerim acildiginda, ne yapacagimi simdilik bilmiyorum. Ama bir haftalik da olsa evliyalik guzel bir sey, degil mi?

Cuneyt Suavi


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Hastanede doktora saldırı: Hastane yönetimi hizmeti durdurdu

Elbette ki, herkes için, herkesden önce, kendi yaşam hakkı kutsaldır.
Bu çok doğal.

Saldırgan bir hastaya bakmayabilirsiniz.
Saldırı altında hizmet vermek zorunda değilsiniz.
Saldırıdan uzaklaşmak, kaçmak ve kendinizi korumak en doğal hakkınızdır.

Hasta ya da hasta yakınlarıyla aranızda düşmanlık varsa hastayı başka hekimlere devrederek, hastadan uzaklaşmak en doğrusudur.
Çünkü aksi her türlü gelişme komplikasyon, arıza, yan etki, ters etki aranızdaki düşmanlığa bağlanarak kişisel suçlama haline dönüşür.

Saldırganlık sistematik bir hal aldıysa güvenlik sağlanana kadar doktorlar, ya da bütün sağlık çalışanlarının topluca hizmet yerinde uzaklaşmak hakları da vardır.
Bunlar hiç tuhaf, alışılmadık, haddini aşan tedbirler değildir.
Tam olarak yasal, ahlaki tedbirlerdir.

Devlet bu işlerde aciz kaldığından doğrusu benim önerim, sosyal medya üzerinden saldırgan hasta ve hasta yakınlarının özlük bilgilerinin takas edildiği pratik bir sistem kurgulanmalı.
Böylesi hastaları bilmek, bunlardan haberdar olmak, bunlardan durmak her sağlık çalışanının en doğal hakkıdır.
Bu basitçe bir facebook, ya da twitter kanalı olabilir.

En iyisi devletin güvenlik sağlayıcı, adalet sağlayıcı olarak olması gereken yerde olmasıdır.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


Hastanede doktora saldırı: Hastane yönetimi hizmeti durdurdu

Gerede Devlet Hastanesi'nde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Halime Şen Selim'in hasta yakını tarafından tehdit ve hakarete maruz kalması üzerine hastane yönetimi hasta bakmayı durdurarak sadece acil ve yoğun bakım hastalarına bakma kararı aldı.

Gerede Devlet Hastanesi'nde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Halime Şen Selim'in hasta yakını tarafından tehdit ve hakarete maruz kalması üzerine hastane yönetimi hasta bakmayı durdurarak sadece acil ve yoğun bakım hastalarına bakma kararı aldı. Görev yapan Doktor Halime Şen Selim'e hasta yakınının "Siz ölmeyi hak ediyorsunuz, siz doktorları öldürmek lazım" diyerek tehdit ve çeşitli hakaretlerde bulunduğu öğrenildi. Doktor Halime Şen Selim savcılığa şikayette bulundu.



http://www.medimagazin.com.tr/guncel/genel/tr-hastanede-doktora-saldiri-hastane-yonetimi-hizmeti-durdurdu-11-681-69216.html

 
a45UyF587661-160229133235 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/29  14:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 

Tanri dinozor fosillerini (ve evrim icin var olan tum genetik ve antropolojik delilleri) sizi kandirip, onun var olmadigina inandirmak ve boylece sizi sonsuz cehennemle cezalandirmak icin yaratti.
COK GEC OLMADAN TOVBE EDIN!

Kadin sekiz sifatlidir:
1 Giyim kusam hevesinden maymun.
2 Fakir dusmeye razi olmadigindan kopek.
3 Kocasina ve diger insanlara kibrinden yilan.
4 Gece gunduz koguculuk yaptigindan akrep.
5 Evden esya sattigindan fare.
6 Erkeklere hile kurdugundan tilki.
7 Kocasina itaat ettiginden dolayi koyundur.

Kaynak : Imami Gazali Ihyayi Ulumuddin

Sevki Yilmaz dan Gundemi Alt Ust Edecek Iddia: HDP ERMENILERIN OCUNU ALMAK ICIN KURULDU

Turkiye Buyuk Millet Meclisi (TBMM) 20 nci doneminde milletvekilligi yapmis olan Sevki Yilmaz, Cekmekoy Belediyesi tarafindan duzenlenen soylesiye katildi.
Cekmekoy Belediyesi Nikah Sarayi nda yapilan soylesiye Cekmekoy Belediye Baskani Ahmet Poyraz in yani sira cok sayida kisi katildi.
Halklarin Demokratik Partisi nin (HDP) Kurtlerin temsilcisi olmadigini ifade eden Yilmaz,
Ermenilerin bizden oc almak icin kurulmus bir partidir HDP. Onun Kurt davasi ile bir ilgisi yoktur.
Ben Musluman Kurt kardeslerimi tanirim Kurt kardesim bebek oldurmez, Kurt kardesim kadini daga cikarmaz, Kurt kardesim kafa ezmez. Musluman Kurt, gencler is bulsun diye kurulan fabrikalari ve okullari yakmaz.
Bunlar Kurt kardeslerimden intikam aliyorlar. Cunku Musluman Kurt, Istiklal Savasi nda ve Canakkale Savasi nda Turklerin yaninda yer aldilar diye konustu.(Gazetevan)

http://www.ulushaber.org/sevki-yilmazdan-gundemi-alt-ust-edecek-iddia-oc-almak-icin.html


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







Geri dönüşümcüler: Biz hırsız değiliz

Doğrusu bu geri dönüşüm işi üzerine yaşanan gelişmeleri anlamakta zorlanıyorum.
Hoş ülkemizde son on üç yılda yaşananların büyük bölümünü anlamakta da zorlanıyorum.
Son yıllarda halkımızın mazoist olduğunu düşünmek daha açıklayıcı oluyor.

Aklıma gelenler geri dönüşüm işinde büyük paralar var.
Halen bu işin piyasasında olanlar zaman içinde sektörün içinde pişerek, sektörü kendi dinamikleriyle geliştiren oyuncular.
Kuvvetle muhtemel sektör dışından elinde sıkı para olan yandaş sermaye sahipleri bu alana göz dikti diye düşünüyorum.
Düzenleme yapacağız, çalışanların özlük haklarını, sağlık şartlarını geliştireceğiz diyorlar.
Ancak yapılan şeyler sektörü durdurmaya, engellemeye yönelik.
Belli ki eski oyuncular boğuntuya gelecek, ayakta duramayacak, düzen bozulacak.
Bozulan düzen yeni oyuncularla kurulacak.

AB ORDO CHAOS.
Bu İlluminati'nin sloganıdır.
Ülkemizde son on üç yılda yapılanlara bakarsak AKP liderliği de bu slogana yürekten inanıyor.

Bir şeyleri yapmak için önce bir şeyleri yıkmanız lazım.

Misal omlet mi yapacaksınız, önce bir kaç yumurta kırmanız lazım.
Misal babanıza ait eski metruk bir ev mi var, önce onu yıkmanız lazım.
Alanı boşaltacaksınız ki, inşaata yer açılsın.
Misal yeni ülke mi kurmak istiyorsunuz, bu durumda eski bir kaç ülkeyi yıkmanız lazım.
Bu hep böyle.

Misal, kentsel dönüşüm yapacaksınız, eski binalar yıkılacak, arsa birleştirmeleri olacak, yeni toplu konutlar, AVM'ler yapılacak.
Eskiler yıkılacak, yerine yeniler yapılacak.
Eski mal sahiplerin yerlerini yeni mal sahipleri alacak.
Gücü yeten eski yerde kalacak, yetmeyen ikstir olup kendi harcında bir yere çekilecek.
Yıkımlarda sıkıntıya düşenler olabilir, olsun.
İlerlemenin önünde kimse duramaz.
Onlar gelişmenin, ilerlemenin kurbanları olacaklar.

Mütahitlik işleri çıkacak.
Ambalaj güzel, mal iyi.

Ancak, bütün bu para ve iş trafiğinde yandan mütahitler var.
İşin burası önemli.
Hani yem borusu kesme lafları vardı ya.
Birilerinin yem borusunu keseceksiniz, sonra ne yapacaksınız?
Aynı boruları başka birilerinin kursağına bağlayacaksınız.

Olan şey hep bu oldu.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


Geri dönüşümcüler: Biz hırsız değiliz

ANTALYA Geri Dönüşümcüler Derneği Başkanı Kemal Şentürk, kağıt toplayıcılarının geri dönüşümün en önemli basamağı olduğunu belirterek, "Biz hırsız değiliz. Çöplerden para kazanıp çocuklarını okutan, sigortasını yatıran insanlar var. Belediyeler bizi bünyesine alıp çalıştırsa hem ülke ekonomisine katkı sağlar, hem de aileler yok olmaz" dedi.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı düzenlemesiyle kağıt toplayıcılardan mal alanlara para cezası uygulanması, geri dönüşümcülerin tepkisine neden oldu. Antalya'da henüz cezai yaptırım uygulanmadığını belirten Antalya Geri Dönüşümcüler Derneği Başkanı Kemal Şentürk, Türkiye'de 1.5 milyon, Antalya'da ise yaklaşık 20 bin kişinin sokak toplayıcılığından geçimini sağladığını söyledi. 20 yıl önce geldiği kentte çöp toplayarak çocuklarını büyüttüğünü belirten Şentürk, çaresizlik içinde hırsızlık yaparak ya da suç işlemek yerine çöp toplayıp şerefiyle para kazanmayı tercih ettiğini anlattı.

Birkaç ay önce katıldığı bir toplantıda Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'ndan bir görevlinin kendilerine 'Bunlar lisanslı firmaların çöplerini çalıyor' diyerek hırsız yerine konulduklarını dile getiren Şentürk, "Yönetmelik diyor ki, vatandaşların attığı çöp, bölgede lisansını almış şirketlere aittir. Bu görevli bizi hırsız yaptı. Ağır bir söz bu. Vatandaşlar bunu atıyor ben neyi çalıyorum? Kaldı ki bu toplanan atıklar önce ara depolara, ardından söz konusu lisanslı firmalara gidiyor" diye konuştu.

GÜNLÜK 22 KİLOMETRE 70 LİRA

Çocuklarını okutup, dışarıdan sigorta yatırarak emekli olanların varlığını hatırlatan Şentürk, toplayıcılara sokakta iğrenç gözle bakılmasının insanlık adına utanç verici olduğunu söyledi. Bir sokak toplayıcısının günde 20- 22 kilometre yürüyerek ortalama 70 lira kazandığını belirten Kemal Şentürk, "Çöpleri kağıt, pet ve plastik olarak ayrıştırılmış halde verdiğimiz onlarca ara depo var. Bu firmalar da lisanslı şirketlere satıp, bizim sırtımızdan para kazanıyor" dedi.

'CAN CİĞER ARKADAŞIMI YAKALATTIM'

5 yıl önce kurdukları dernekteki 2 bini aşkın üyenin sabıka kayıtlarının yüzde 5'i bulmadığını aktaran Şentürk, şöyle devam etti:

"Ben bir sokak toplayıcısıyım, onların içinden geldiğim için bir şeyler yapmak istedim. Çünkü çoğu aşağılar onları. Çöpün içini açıp tek tek kağıt toplamanın adı hırsızlıksa ben hırsızım. Sokak toplayıcılarına bir düzen kurmadan 19- 20 bin lira ceza yazmak hangi insafa sığar? Çıkar çıkmaz iptal oldu cezalar. Hırsıza bile bu kadar ceza verilmiyor çünkü. Bunlar günlük geçinebilen insanlar. Bir gün çalışmasalar ceplerinde para olmaz. Sadece pazar günleri sorunlarını dinleyip yardımcı olmaya çalışıyoruz. Bize bazen emniyet de yardımcı oluyor. Çünkü bu insanlar çalışıp para kazanmazlarsa ister istemez yanlış işlere bulaşacak. Ama yanlış iş yapanları da barındırmıyoruz. Kendi can ciğer arkadaşımın görüntüsünü izledim ben güvenlik kamerasında. Hemen yakalattım onu, affetmedim. Evinden aldırttım, düşman oldu bana."

ÇÖZÜM BELEDİYELERDE

Başta Suriye olmak üzere sığınmacı olarak ülkeye giriş yapanlar nedeniyle kazançlarının gün geçtikçe düştüğünü belirten Kemal Şentürk, "Toplanmayan çöpler belediye çöplüğüne dökülüp üstü kapatılıyor. Orada ayrıştırma yapmak isteseniz bile hepsi birbirine girdiği için verim alamazsınız. Ama sokak toplayıcısı daha çöpler karışmadan ayrıştırıyor. Belediye sadece düzeni kursun. Çalışanlar belediyelerde kayıt altına alınıp, bölgelere göre giriş saatleri belirlenebilir. Araç gereçleri, yani imajları düzeltilebilir. Atık yağları, eski eşyaları bile toplatırsın. Geri dönüşümde on binleri sigorta ettirecek para var. Eğitim verdikten sonra belediye çalışanı gibi emniyet çalışanı gibi kullanırsın. Sokaklardaki tüm olumsuzlukları bildirirler. Hem ülke ekonomisine katkı sağlar, hem de aileler yok olmaz. Ama bu insanları engellersen, hem emniyete iş düşürürsün, hem aile yapılarını yıkarsın, hem de meyve veren ağacı kesersin" diye konuştu.

Akif ARICI/ ANTALYA,(DHA)

http://www.dha.com.tr/geri-donusumculer-biz-hirsiz-degiliz_1150054.html

 
a45UyF587661-160227120224 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/02/29  12:00 1  39  undefined undefined Milli_Haber@googlegroups.com

Moderatör arkadaşlara seslenmek istiyorum.
İlettiğim epostaların grup konseptine ve ilkelerine aykırı olduğunu düşünen var ise beni ikaz etsin.
Kullanmakta olduğum eposta listesini henüz güncelledim.
Olabildiğince dikkat etmeye çalıştım.
Ancak, hatalar olabilir, epostalarım rahatsızlık sebebi olabilir.
Bunun için şimdiden özür diler, sıkıntı var ise geri dönüşler beklerim.

Selamlar.

Oraj POYRAZ(cimcime@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )

 

Yalanlanacagindan korktugun bir seyi anlatma.

Hz.Ali

MAIDE - 69 Fakat inananlar, Yahudiler, Sabiiler ve Hiristiyanlardan Allah a ve ahiret gunune inanan, iyi isler yapana korku yoktur, onlar uzulmeyeceklerdir. Ayni hukum BAKARA - 62 de de gecmektedir.
***
AL - IMRAN - 85 ise Kim Islamiyetten baska bir din ararsa onunki kabul edilmeyecektir.
O ahirette de kaybedenlerdendir. denilmektedir.

Biliyor musunuz, mutfak masasinin etrafinda 30 sene once batan bir sistemin onlari nasil becerdigini.

George Carlin


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/