30 Haziran 2022 Perşembe

MÜCELLA YAPICI: NE YAZIK Kİ BEN DE ‘ŞAŞIRMADIM’

MÜCELLA YAPICI: NE YAZIK Kİ BEN DE 'ŞAŞIRMADIM'

May 10, 2022

Gezi Parkı davasında 18 yıl hapis cezasına çarptırılan mimar Mücella Yapıcı, yaşananlar karşısında 'ne yazık ki kendisinin de şaşırmadığını' söyledi.

Hukuk tarihine bir 'skandal' olarak geçen Gezi Parkı davasında mahkeme heyeti, Osman Kavala'yı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı; Mücella Yapıcı, Çiğdem Mater Utku, Ali Hakan Altınay, Mine Özerden, Can Atalay, Tayfun Kahraman ve Yiğit Ali Ekmekçi'yi 18'er yıl hapse mahkum etti ve tutuklanmalarına karar verdi.

Karar açıklandıktan sonra mahkeme heyetine, "8 çocuğun yanında benim 18 yıl yatmamın ne anlamı var? Vız gelir tırıs gider" diye seslenen mimar Mücella Yapıcı (72), Bakırköy Ceza ve Tutukevi'nde tutuluyor.

Yapıcı, cezaevinden Sözcü gazetesinden Fırat Fıstık'ın sorularını yanıtladı. "Neler yaşadığıma gelecek olursak… Hukuk, eşitlik ve adalet duygusunun bu denli ayaklar altına alındığı ve iktidarın emrine girdiği bu günlerde, şaşırma duygusunu kaybettiğini söyleyerek yapılan olağanüstü hukuksuzluk, yolsuzluk ve talanın normalleştirilmesine yol açıldığını düşünen, buna itiraz eden biri olarak ne yazık ki ben de 'şaşırmadım" dedi.

'HUKUK, EŞİTLİK VE ADALET DUYGUSU BU DENLİ AYAKLAR ALTINDA'

Karardan sonra cezaevine götürülürken neler yaşadınız, neler hissettiniz?

Zor bir soru bu. Belki de üzerine roman yazılır ama sorulana dek üzerinde hiç düşünmedim. Öncelikle öfkeli olduğumu hatırlıyorum. O sırada tek düşüncem, bugüne dek hiç ayrılmadığım ve yaşamın bütün yükünü birlikte omuzladığımız kızlarımın kendilerini ne kadar kötü hissettikleri, hissedecekleriydi. Ancak bugünlerde bizlerin, haklılığımızın verdiği direnç ve kararlılık ile kendimize iyi bakacağımızdan emin olduklarına inandığım için onlar için biraz rahatladım. Neler yaşadığıma gelecek olursak… Hukuk, eşitlik ve adalet duygusunun bu denli ayaklar altına alındığı ve iktidarın emrine girdiği bu günlerde, şaşırma duygusunu kaybettiğini söyleyerek yapılan olağanüstü hukuksuzluk, yolsuzluk ve talanın normalleştirilmesine yol açıldığını düşünen, buna itiraz eden biri olarak ne yazık ki ben de 'şaşırmadım.'

'GEÇCEK, GEÇCEK…'

Çok fazla destek mesajı atıldı, açıklamalar yapıldı. Dışarıdakilere bir mesajınız var mı?

Eksik olmasınlar bu mesajlar inanılmaz bir biçimde buradaki yalıtılmışlık duygusunu ortadan kaldırıyor. 'Gezi direnişinin' her bir katılımcısı adına bu mesajları bağrımıza basıyoruz. Bu arada büyük bir özveriyle bizi ziyarete gelen, zaten zor olan yaşamlarından zaman çalarak bizleri yalnız bırakmayan bütün avukat arkadaşlarımıza, milletvekillerimize çok teşekkür ediyorum. Özellikle büyük acılarına rağmen bizi, hiçbir şekilde yalnız bırakmayan ve artık kocaman aile olduğumuz, Gezi'den katledilen gençlerimizin ailelerine tüm yüreğimle teşekkür ediyorum. Geçcek, geçcek…

'ÇİĞDEM'İN SİNEMACILIĞINI TACİZ EDEN DİZİLERİM BİLE VAR'

Çiğdem Mater Utku ile kaldığınız yerde bir de televizyon var sanırım. Neler izliyorsunuz?

Ne bulursak izliyoruz. Ancak özellikle haberler konusunda Halk TV ve Fox TV başı çekiyor. Dizilerimiz var. Magazin bile izliyoruz. Çiğdem'in sinemacılığını taciz eden dizilerim bile var… Garibim ne yapsın sesini çıkaramıyor ancak beni insan hakları örgütlerine şikayet etmekle tehdit ediyor. Bu arada şunu söylemek lazım, cezaevi televizyonunda her kanal çekmiyor.

Cezaevinde neler yapıyorsunuz, sıkıntılar neler, kitap okuyabiliyor musunuz?

Bakırköy Kadın Cezaevi'nin bir kütüphanesi var. Dilekçe ile liste istiyorsunuz. Bu arada cezaevi bir dilekçeler diyarı. Aklınıza gelen her şey için dilekçe yazıyorsunuz. O listeden 14 gün için üç kitap seçebiliyorsunuz. Çok uzun yıllardır alanımla ilgili araştırma, rapor, dava dilekçesi vb. gibi kurmaca olmayan kitaplar okuduğum için ne yazık ki çok fazla roman, öykü vb. kitaplar okuyamıyordum. Şimdi bol bol roman okuyarak bu açığı kapatacağım. Bakalım ne kadar sürer. Zira ilk altı kitapta yine 'uluslararası cezaevi standartları' kitabını istemeden edemedim. Kendi alanımın yeni çıkan yayınlarına erişme imkanım olsun da isterdim.

https://acikgazete.com/mucella-yapici-ne-yazik-ki-ben-de-sasirmadim/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ideal insan, kendine ragmen bir mum gibi yanar ve baskalarini aydinlatir.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Bütün herşeyin orijini doğadan gelir ve tekrar doğaya döner.:"

~Chuang Tzu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Nisa Suresi'nin 42'inci Ayeti de Risale-i Nur'a işaret ediyormuş...
Ayetin anlamı:
"- Eğer hasta olur yahut yolculuk yaparsanız, ya da herhangi biriniz büyük abdestini yapar veya kadınla cinsi birleşmesi olursa işte o zaman suyu bulamadığında –temiz toprakla teyemmüm etsin"
Said-i Nursi'ye göre: "Bu ayetteki 'Temiz Toprak' sözüyle, Risale-i Nur'a işaret edilmiştir.
Ayetin işaret anlamı şöyledir: Yüce Allah diyor ki: 1357 yılında; Manevi Ab-ı Hayat'ın kaynakları kapatıldığı zaman, temiz toprağa yönelin Osman Türkoğuz~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Barba non facit philosophum
Sakal felsefe yapmaz (Plutarkhostan alinti)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Ahlak, bireyin içindeki sürü içgüdüsüdür."

~Friedrich Nietzsche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kadinlar zayiftir ama analar kuvvetlidir.

~VICTOR HUGO~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir nesneyi hem sevebilen hem de onunla alay edebilen kimse, dehaya erişmiş demektir.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~


- - - - - - - - - - - - - - - -

Misakımilli Sokağı No.37

Ah, şimdi hatıralar mahallesinde
Misakımilli sokak No.37
Orası bütün evler, bütün ömür içinde,
Mesut olduğumuz evdi.

Talihin bir gün karşımıza çıkardığı.
Elele döşediğimiz bir çift küçük odası.
Ne diyeyim bilmem ki:
Gönül sarayı, aşk yuvası...

Akşamlar iner "kaymak yoğurt"çularla
Kaldırımlar benim için gölgelenirdi.
Saatler ilerler bozacılarla,
Derken bir komşu seslenirdi.

Pencerelerimizden biri komşu arsaya bakar,
Ötekinin önünde bir havagazı feneri;
Rüzgarla açılıp kapanırdı ışığı,
Geceleri...

~Ziya Osman Saba~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnsanlar İçin En İdeal Düzen, Onların Mutlu Olduğu Düzendir.

~ALBERT CAMUS~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

PAKİSTANLI KAÇAK, TÜRKİYE’YE GELİŞİNİ KLİP YAPIP SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI

Hulusi Akar sınırlarımız çok iyi korunuyor, yapılan dedikodular Jandarma Teşkilatımızı ve TSK'yı incitiyor diyor.
Süleyman Soylu kaçak girişlere ilişkin video vee iletilere neredeyse hakaret ile cevap veriyor.

Şimdi ben de sorayım.
Sınırlarımız bu kadar iyi korunuyorsa, milyonlarca evet MİLYONLARCA düzensiz göçmen ülkeye nereden girdi?
Soru çok basit.
Milyonlarca insan Afganistan'dan, Suriye ve Irak'dan, hatta Somali'den ışınlandı mı?

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



PAKİSTANLI KAÇAK, TÜRKİYE'YE GELİŞİNİ KLİP YAPIP SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI

Türkiye'ye kaçak yollarla girenlere ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı. Pakistanlı kaçak, ülkesinde Türkiye'ye nasıl geldiğini klip yapıp TikTok'ta paylaştı.

10 Mayıs 2022

Türkiye'de son günlerde en çok tartışılan konular arasında kaçaklar ve sığınmacılar yer alırken yeni görüntüler ortaya çıkmaya devam ediyor.

Pakistan uyruklu bir kaçak, ülkesinden Türkiye'ye nasıl geldiğini klip yapıp TikTok'ta paylaştı.

TikTok'ta "murtazaali4920" adıyla paylaşım yapan kaçağın videolarında Pakistan'dan İstanbul'a kadar geldiği görülüyor.

https://www.aykiri.com.tr/pakistanli-kacak-turkiye-ye-gelisini-klip-yapip-sosyal-medyada-paylasti/22819/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Din, sıradan insanları pasif ve sessiz tutmak için bulunmaz bir kaynaktır.

~Napoleon Bonaparte~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dostlarin aglamasiyla aglamayan, onlarin gulmesiyle gulmeyen vefali dost sayilmaz Seni memnun edecek seylerin, baskalarini da memnun edeceginin unutma

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

KARA CIZGILER
. . . . . .
dogada ilk kirlenmedir
ulkelere
bolunmesi
yeryuzunun

~Fazil Husnu DAGLARCA~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Ben kendimi Tanrının devletin başına musallat ettiği at sineği olarak görüyorum."

~Sokrates~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yeni Baştan

Tam üç ay hasta yattım,
kendimi bilmeden
ve şehrin sokaklarını,
tavlada dübeş kapısını unuttum.
sevdiğim kızın yüzünü.
şimdi ne güzel, yeni baştan
yürümeye ve sevmeye başlamak

~Melih Cevdet Anday~

- - - - - - - - - - - - - - - -

ZAMSALAK...

https://www.youtube.com/watch?v=ja-8CppzDXs


- - - - - - - - - - - - - - - -

Rabbinizden olan mağfiret ve eni göklerle yer kadar olan cennete (kavuşmak için) yarışın; o, muttakiler için hazırlanmıştır.

~Ali İmran-133~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ordu aydınlarında, bir uyanış vardır.
Onlara göre de baş çare saray istibdadını yıkıp, memleketi meşrutiyet rejimine kavuşturmaktır.

~Falih Rıfkı Atay~

- - - - - - - - - - - - - - - -

TABLO PİCASSO😇

https://www.youtube.com/watch?v=qMLjgC62Gx0

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

İBRAHİM HASKOLOĞLU

Konu nedir?
Çok basit devlet yetkililerinin inkar etmesine karşın Türkiye'nin büyük bir siber saldırı ile hemen bütün devlet dairelerinden önemli veri korsanlığı olduğu çok açık.
İbrahim Haskol ise bunu kanıtlamak için Yüce Galaktik Liderin kimlik kartını ya da kimlik bilgilerini yayınlamış.
Kişisel bilgileri yasa dışı yollardan ele geçirme suçu denilen şey budur.
Ancak, devletin halka yalan söylemesi daha da önemli bana göre.
Bir gazetecinin de devletin halka yalan söylediğini ortaya çıkarması, bunu kanıtlaması benzersiz bir gazetecilik olayıdır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



İBRAHİM HASKOLOĞLU NEDEN TUTUKLANDI? GAZETECİ VE YAYINCI İBRAHİM HASKOLOĞLU KİMDİR, KAÇ YAŞINDADIR?

20.04.2022 | Son Güncelleme: 20.04.2022

İbrahim Haskoloğlu neden tutuklandı? İbrahim Haskoloğlu kimdir? Twitter paylaşımlarıyla ve Twitch yayınlarıyla kısa sürede büyük bir takipçi kitlesine ulaşan gazeteci İbrahim Haskoloğlu, son paylaşımının ardından büyük tepki çekmişti. Gözaltına alınan Haskoloğlu'nun tutuklanarak cezaevine gönderildiği öğrenildi. Peki; İbrahim Haskoloğlu kimdir? İbrahim Haskoloğlu neden tutuklandı?

İbrahim Haskoloğlu neden tutuklandı? Gazeteci ve yayıncı İbrahim Haskoloğlu kimdir, kaç yaşındadır?

İbrahim Haskoloğlu kimdir? İbrahim Haskoloğlu tutuklandı mı? Gazeteci İbrahim Haskoloğlu, sosyal medyada son aylarda öne çıkan paylaşımlarıyla tanınıyordu. Twitter üzerinden paylaşımlar yapan Haskoloğlu'nun gözaltına alındığı öne sürülmüştü. Konuya ilişkin son dakika gelişmesi yaşandı. Bu gelişmenin ardından İbrahim Haskoloğlu kimdir sorusuna yanıt aranmaya başlandı. Peki; İbrahim Haskoloğlu tutuklandı mı?

İBRAHİM HASKOLOĞLU TUTUKLANDI MI?

Gazeteci Fatih Portakal, Twitter'da yaptığı haber paylaşımlarıyla ve Twitch yayınlarıyla tanınan gazeteci İbrahim Haskoloğlu'nun gözaltına alındığını duyurmuştu.

Portakal, Twitter'da 535 bin takipçisi bulunan Haskoloğlu'nun İstanbul'un Üsküdar ilçesinde bulunan evine dün akşam polislerin gittiğini söylemişti.

Haskoloğlu'nun ablasının kendisini aradığını belirten Portakal, açıklamasında "İbrahim Haskoloğlu'nun ablası aradı. Üsküdar'daki evlerine dün gece 11'de polis baskın yapmış. 1 saat kadar evi aramışlar, sonra da @haskologlu'nu gözaltına almışlar. Vatan emniyete götürmüşler. Gözaltı nedeni paylaştığı bir haber iddası" ifadelerini kullanmıştı.

İBRAHİM HASKOLOĞLU NEDEN TUTUKLANDI?

"Kişisel bilgileri hukuka aykırı yolla ele geçirdiği" iddia edilen gazeteci İbrahim Haskoloğlu, polis ekiplerince gözaltına alınmıştı. Haskoloğlu akşam saatlerinde tutuklanarak cezaevine gönderildi.

İBRAHİM HASKOLOĞLU KİMDİR?

Malatya'da 1996 yılında dünyaya gelen İbrahim Haskoloğlu, üniversite eğitimine İstanbul'da devam etti. Üniversitedeyken birçok kanalın haber merkezlerinde staj yaptı. Youtube kanalında Türkiye'nin önemli siyasetçileri, bakanları, gazetecileri ile röportajlar yapan Haskoloğlu, YouTube üzerinden kritik politik röportajlara imza attı.

Youtube ve Twitch gibi sosyal medya platformaları üzerinden çalışmalar yürüten İbrahim Haskoloğlu, yaptığı röportajlarla dünya basınında yankı uyandıran haberler e imza attı. Özellikte 2019 yılında Venezuela'daki olaylarda baş rolü oynayan Guaido ile yaptığı röportaj ile dünya basınında ses getirdi. Juan Guaido, daha önce sadece 2 kanala röportaj vermişti (New York Times, Vice New). Röportaj sonrası, CNN Espana'nın özel konuğu olarak yayınlara bağlanmaya başladı. Juan Guaido röportajından sonra Latin Amerika'daki bir çok kanalda Türkiye ve Ortadoğu konuları ile ilgili konuk olarak katılmaya devam etmekte.

Trump'ın ABD Başkanlığı sırasında Ulusal Güvenlik Danışmanı olan Bolton ile de röportaj yaptı. Bu röportajıyla da ulusal basında ses getirdi.

https://www.mynet.com/ibrahim-haskologlu-tutuklandi-mi-neden-tutuklandi-gazeteci-ibrahim-haskologlu-kimdir-kac-yasinda-110106944650


⩶⩶⩶⩶⩶⩶⩶⩶⩶⩶⩶=

FATİH PORTAKAL: HASKOLOĞLU, SIZINTININ ÜSTÜNÜ ÖRTMEK İÇİN TUTUKLANDI

Kişisel verilerin ele geçirildiği iddiasıyla ilgili konuşan gazeteci Fatih Portakal "İddia etmiyorum, gerçek. Bu bir sanal tecavüzdür" dedi.

25-04-2022

Gazeteci Fatih Portakal, devletin elinde bulunan vatandaşlara ait kişisel verilerin hacklenme sonucu ele geçirildiğini iddiasına ilişkin konuştu. T24'e konuşan Portakal, medyada iddia olarak yer alan olay için "İddia etmiyorum, gerçek, kişisel verilerimiz çalındı" dedi.

Portakal, "Bu bir sanal tecavüzdür" ifadesini kullandı. İbrahim Haskoloğlu'nun büyük bir skandalın üzerine örtmek için tutuklandığını belirten Portakal, sormasına rağmen çalınan bilgileriyle ilgili hükümetten hiçbir açıklama gelmediğini, muhalefetin de kişisel verilerin güvenliği konusunda kayıtsız kaldığını söyledi.

BELKİ HACKERLARLA İŞBİRLİĞİ, PAZARLIK YAPIYOR

Portakal, kişisel verilerinin çalındığını söyleyerek "Neden devlet benim hakkımı korumuyor, bana yardımcı olmak zorunda, belki hackerlarla işbirliği, pazarlık yapılıyor" ifadelerini kullandı.

Tutuklanan gazeteci İbrahim Haskoloğlu ilgili de "Skandalın ortaya çıkarılması açısından hepimizin İbrahim'e teşekkür etmesi gerekiyor" diyen Portakal, "Bana da biometrik fotoğrafımı gönderdiler. Hatırlıyorum, Nüfus Müdürlüğü'ne vermiştim o fotoğrafı. Sesimin duyurmam için illaki AKP'li mi olmam gerekiyor" dedi.

NE OLMUŞTU?

İçişleri Bakanlığı, Twitter adresi üzerinden AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı Hakan Fidan'ın fotoğraf ve bilgilerinin olduğu kimlik kartlarını paylaştığı gerekçesiyle gazeteci İbrahim Haskoloğlu hakkında şikayette bulunmuştu.

Bunun üzerine İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca Haskoloğlu hakkında, "kişisel bilgileri hukuka aykırı yolla ele geçirmek" suçundan soruşturma başlatılmıştı.

Soruşturma kapsamında Haskoloğlu hakkında bu suçtan gözaltı kararı verilmişti. Bunun üzerine harekete geçen İstanbul Güvenlik Şube Müdürlüğü ekipleri, İbrahim Haskoloğlu'nu sabah saatlerinde Üsküdar'daki evinde gözaltına alınmış ve tutuklanmıştı.

Tutuklama sonrası açıklama yapan Fatih Portakal da 'Haskoloğlu gözaltına alındı' paylaşımının ardından saat 12.50'de 0534 nolu cepten kendisinin tüm kimlik bilgilerinin gönderildiği belirtmişti. Bakanlığa seslenen Portakal, "Savcılığa başvuru yapıldı. Cevap istiyorum. Bu bilgilerim nasıl ele geçirildi?" diye sormuştu.

https://gazetemanifesto.com/2022/mebden-maske-aciklamasi-490022/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

olmesi o kadar sacmadir ki bu mantiga sigmaz, ancak inanca dayanabilir.)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Öğretecek sadece üç şeyim var: sadelik, sabır, şefkat. Bu üçü en önemli hazinelerinizdir."

~Lao Tzu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Korku beyni felce uğratır.
İlerleme cesaretten doğar.
Korku inanır, cesaret şüphe eder.
Korku yere düşer ve dua eder.
Cesaret ayakta durur ve düşünür.
Korku kaçar, cesaret ilerler.
Korku barbarlıktır, cesaret uygarlık.
Korku tanrılara, şeytanlara, ruhlara inanır.
Korku dindir.
Cesaret bilim.

~Robert Ingersoll~

- - - - - - - - - - - - - - - -

HER ŞEYİN TİCARETİ OLMAZ...

https://www.youtube.com/watch?v=OorF8_tW05c


- - - - - - - - - - - - - - - -

Facito aliquid operis, ut semper te diabolus inveniat occupatum.
* * *
Hep calisin ki seytan sizi hep mesgul bulsun.

~Latin Atasozu - (Aziz Jerome)~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Din ve milliyetçilik, bunların yanında gelenekler ve ne kadar saçma olursa olsun herhangi bir inanç, sadece bireyi diğer insanlara bağlar ve bütün insanların en çok korktuğu şeyden kaçıştır:
yalnızlıktan.

~Erich Fromm~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sabretmek oylece durup beklemek degil, ileri goruslu olmak demektir.
Sabir nedir\?
Dikene bakip gulu, geceye bakip gunduzu tahayyul edebilmektir.
Allah asiklari sabri gulbeseker gibi tatli tatli emer, hazmeder.
Ve bilirler ki, gokteki ayin hilalden dolunaya varmasi icin zaman gerekir.

~TEBRIZ' LI SEMS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Eğer iki kişi arasında kalıyorsanız; ikinciyi seçin.
Çünkü birinciyi gerçekten sevseydiniz, ikincisi olmazdı.

~Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Non fui, fui, non sum, non curo
Yoktum, varim, olmayacagim, umrumda degil. (Mezartaslarinda bulunan epikuryen felsefeden etkilenmis yazilar, kisaltma: NFFNSNC)

~Latin Atasozu~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

...ISMAİL CEM OZKAN: REKLAMLARDA TARİH İŞLENİR…

ISMAİL CEM OZKAN: REKLAMLARDA TARİH İŞLENİR…

March 19, 2022

Çanakkale savaşı bir sanal yanılsama olarak reklamlarda sunuluyor…

Zafer olarak kabul edilen çatışmalar olduğu dönemde ülkenin adı Osmanlı Devleti, genelkurmay başkanı bir Alman / Osmanlı vatandaşı yani çift kimlik taşıyan vatandaş (Friedrich (Fritz) Bronsart von Schellendorf (1864 – 1950), meclisi İstanbul'da…

Osmanlı devleti çok kültürlü, çok dilli ve coğrafyası geniş bir ülke. Henüz ortada ne cumhuriyet, ne de Mîsâk-ı Millî gibi kavramlar var…

Osmanlı İngiliz cephe savaşında İngilizlerin kısa yoldan savaşı sonlandırıp; Osmanlıyı erkenden parçalara ayırıp, Rus, Fransız, İtalyan emperyalist devletler arasında paylaşımı…

Savaşın ruhunda var; paylaşım…

İngiliz dediğime bakmayın siz, o da Birleşik Krallık… İçinde Avustralya'dan, Yeni Zelanda, Hindistan'dan, İrlanda'ya… Birleşik krallık, Osmanlı devleti gibi içinde değişik halkları barındıran devlet yapısını var. Bugün Büyük Britanya denilen sınırlar içinde de halen halklar var…

Savaşta karşılıklı emperyalist devletler…

İngiliz emperyalizmi, Osmanlı emperyalist diyeceğim de ne sanayisi var, ne de öyle bir anlayışa sahip, gitmiş Yemen'e askerini kurban vermek dışında oradan ne kültür, ne zenginlik alıp gelmiş ülkemize. Bugün Yemen'den biz sadece türkü sözü kalmış, acı kalmış, hasretlik kalmış ama başka bir birikim yok… Ha diyeceksiniz ki kahve kahve! Yemende kavrulan kahvenin kokusu gelmiş ülkemize… Hadi emperyalist demeyelim de sömürge diyelim, değişen ne olur bilemedim!

Kısaca Çanakkale zaferi denilen kavram sadece Türklere ait bir kavram değildir, yenilgi de sadece İngilizlere ait bir kavram olmadığı gibi…

Çanakkale'nin en büyük nimeti Rus devrimidir…

Eğer İngilizler geçmiş olsaydı son Rus Çarı II-Nikolay bugün bir kahraman olarak anılmaya devam edilirdi…

Çanakkale savaşını kutlaması gereken devrimi savunan Ruslar olduğunu düşünüyorum!

Peki, biz neden kutlarız Çanakkale zaferini?

Çünkü, ulus devletimizin doğuş yeri olarak gösterilir, gerçi ulus devletimizin kuruluş süreci bir savaş ile başlamadı, İkinci Meşrutiyet'in ilanı (24 Temmuz 1908) ile İttihat ve Terakki Partisinin iktidara gelişiyle olur. Çanakkale savaşsının olduğu süreç bu partinin iktidarda olduğu süreçtir. Genç cumhuriyetimiz için yakın zamanda yaşanmış bir zaferin milli birlik için önemli olduğu fikri ağır basmış ve bu savaş ulus devleti fikriyatı topluma işlenmesi için kullanılmıştır. Tıpkı İstanbul Fatih tarafından fethi gibi yeni bayramın eklenmesi gibi…

Bayramlar eklenir ve çıkarılır, rejim neye ihtiyaç duyuyorsa… Yakın tarihimizde bir çok bayram eklendi ve çıkarıldı, üstelik sadece ulusal değil, dini bayramlarda da aynı süreci yaşadık…

Uluslaşma süreci, homojen toplum yaratma perspektifi ve milli duygu ve düşüncenin oluşturması tarihten kök bulması gerekliydi, öte yandan genç cumhuriyet Osmanlı imparatorluğunun devamı olduğu ve birden ortaya çıkmadığı vurgusu yapılmalıydı. İktidar ve rejim değişikliği elbette kendisine anlı şanlı bir geçmişte kök bulacaktı… Önemli olan gerçekler değil, ihtiyaçlara cevap verecek bir tarih okuması yapılacaktı, yapıldı da…

Bugün ülkemiz sürekli seçim atmosferi içindedir.

İktidar da muhalefette seçim atmosferi içinde eğitim ile verilen tarihi bilgileri kullanarak bir propaganda aracına dönüştürmüştür. Şirketler milli gözükmek uğruna, bir anlamda küresel firmaların bir taşeronu, temsilcisi olduğunu üstünü örtmek için ulusal bayramlarda reklam spotları hazırlayıp, tüketicisine yerli ve milli vurgusu yaparak ürününü pazarlama aracı olarak kullanmaktadır… Kısaca ulus devleti için oluşturulan tarih bugün ürün pazarlama ve tüketiciyi kendi ürününe yönlendirme, siyasi partiler açısından da yerli ve milli olduğu vurgusunu göstermek adına seçmenini kendi partisinin logosu üstüne evet damgasını basmasını sağlamak için kullanmaktadır…

Sonuçta dini bayramlarda yaşanan durum ulusal bayramlar içinde yaşanmaktadır…

Bir yandan dini bayramlarda kutsal günlerde sofralarımızdan eksik etmeyeceğimiz küresel markalar "helal" etiketi ile tüketiciye sunulurken, ulusal bayramlarda onurlu bir geçmiş, onurlu bir gelecek için "bizi tüketin" diyerek bilinçaltına işlenen reklam spotları ile bize sunulur…

Reklamlarda bir tarihi bilgi işleniyorsa, elbette reklam spotları gerçeği değil, tüketicinin duymak istediğini öne çıkaran sloganları ve bilgileri kullanacaktır, çünkü reklamcılar tarihi yazmaz ama tarihi tahrip ederek bilinçaltına seslenerek, yeni tarihin yazımına rejimin/iktidarın ihtiyacına uygun bir söylem geliştirir.

Kimse gerçekler ile yüzleşmek istemez, destanları gerçek olarak kabul eder ve onların gerçekliğini tüm dünyaya anlatmak ister. Bayrakları sarılıp, meşaleler ellerde gece yürüyüşü yaparak ulus devletin bir parçası olduğu için onur ve gurur duyarak gönül rahatlığı ile gece yatağına huzur ile başını kor ve uyur…

Okullarda okutulan tarih rejimin ihtiyaç duyduğu doğrulardır, gerçekler çok farklı olması eğitim için bir sorun teşkil etmez, çünkü sisteme uygun birey ancak eğitim ile başarılır…

Sadece reklamlar deyip geçmeyin, altında yatan gerçeklere iyi bakın!

Gerçekler var olmuş olanı ne büyütür ne de küçültür tarih içindeki konumunu… Biz gerçekler ile gerçekten yüzleşmeye ne kadar hazırız sorusu hep ortada durur, eğer geçmiş ile yüzleşilmiş olsaydı bugün toplum içinde yaşanan bir çok gerilimin çözülmüş olduğunu görürdük, fakat bilinçli bir şekilde geçmişimizi "yeniden yarattığımız", oluşturduğumuz geçmişi hep gerçek ve doğru görme eğilimi içinde olduğumuz sürece ülke içinde nefret söylemi rejimin ihtiyacına göre söylemde değiştirilerek kullanılmaya devam etmektedir… Kısaca çatışma beslenir…

Çatışma bir siyasi ihtiyaca cevap verdiği sürece kullanılır, çünkü ülke içinde cepheleşme tüketir/çürütür ama bir yanda da var olanı korur!

İsmail Cem Özkan

Not: Gözden uzak tutulan bilgiyi de paylaşayım;

Çanakkale Savaşı sırasında Alman devleti tarafından şark cephesine atanan Osmanlı ordusunu denetleyen ve kontrol eden subaylar;

Osmanlı Genelkurmay Başkanı General Friedrich Bronsart von Schellendorff,

Osmanlı 1. Ordu Komutanı ve Gelibolu'da kurulan V. Ordu Kumandanı olan General Otto Liman vonSanders,

Osmanlı Deniz Kuvvetleri Komutanı ve Akdeniz Filosu komutanı Tümamiral Souchon,

Çanakkale Boğaz Donanma Komutanı Amiral Von Usedom,

Çanakkale Boğazı Müstahkem Mevki Kumandanı Koramiral Merten,

Karargahta görevli ve Çanakkale'deki V. Ordu Topçu Kumandanı Tümgeneral Gressman,

Osmanlı Genelkurmay 1 nci Şube Müdürü Yarbay Kres von Kressenstein,

Güney Bölge Komutanı (Üç tümenin Komutanı) Albay Vbn Zodenstern,

Güney Bölge Kurmay Başkanı Süvari Binbaşı Cari Mühlmann,

Hamidiye Tabyası Komutanı Yüzbaşı Wasillo,

Erenköy Bölgesi Ağır Topçu Komutanı Yüzbaşı Werle,

9 ncu Tümen Komutanı; 16 ncı Kolordu Komutan Vekili Albay Kannengieser,

Güney Grubu Komutanı Tümgeneral, 15 nci Kolordu Komutanı Weber,

Güney Grubu Kurmay Başkanı Yarbay Thauvenay,

1 nci Kolordu (Sağ Kanat) Kur. Bşk. Binbaşı Eggert,

3 ncü Tümen Komutanı, 2 nci Kolordu Komutanı Albay Nicolai,

Güney Grubu Topçu Komutanı Yarbay. Binholt

14 ncü Kolordu Komutanı Tuğgeneral Trommer

5 nci Kolordu Kur. Bşk. Yarbay. Albrecht,

13 ncü Tümen Komutanı Albay. Hovik,

9 ncu Tümen Komutanı Yarbay. Pötrih,

Anafartalar Bölge (Müfreze) Komutanı Yarbay. Wilmer,

Ağır Topçu Grup Komutanı (Anafartalar) Binbaşı Lierau…

Tüm 1. dünya savaşa boyunca hem Osmanlı Ordusunun komuta ve kurmaylık kademesi dahil tüm cephelerde toplam 40.000 kadar Alman askeri savaşmıştır.

_________________

https://acikgazete.com/reklamlarda-tarih-islenir/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Tüm hayatınızı fırtınayı beklemekle geçirirseniz, hiçbir zaman günışığının tadını çıkaramazsınız."

~Morris West~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ey Aptal insan

~Michel Montaigne~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Adaletsiz rejimi, adaletle yıkınız.
Alkışlar önüne kansız elle çıkınız.

~Mahatma Gandhi~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"İmkansızlıklar, yalnızca henüz öğrenmediğimiz şeylerdir."

~Charles W. Chestnutt~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hayat bir oluş sürecidir. Geçmemiz gereken haller bileşimidir. İnsanın başarısızlığa uğradığı yer, bir hali belirleyip orada kalmakta ısrar ettiği yerdir. Bu bir tür ölümdür."

~Anais Nin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bir seyi ezberlemek, bilmek demek degildir.

~Montaigne~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ayakta olmek diz ustu yasamaktan daha iyidir.

~F.D. ROOSEVELT~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ne kadar yasadigimiz degil, nasil yasadigimiz onemlidir.

~Bailey~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Biz arzulanana değil arzulamanın kendisine âşığızdır.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog~

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

ARSLAN BULUT: HİLAFET İÇİN KONJONKTÜRÜ HAZIRLAMAK!

ARSLAN BULUT: HİLAFET İÇİN KONJONKTÜRÜ HAZIRLAMAK!

Konjonktür, "her türlü durum ve şartın ortaya çıkardığı sonuç" olarak tanımlanıyor. Peki ama konjonktür kendiliğinden mi oluşuyor yoksa hazırlanıyor mu?

Mesela, Ukrayna'ya Rus müdahalesi bir sonuç ise şartları önceden hazırlanmış değil midir?

Konuyla ilgili olarak Ertuğrul Kumcuoğlu, "Bir Büyükelçinin Gözünden Kıbrıs ve Diplomasi" adıyla İş Bankası yayınları arasında çıkan kitabında, "Denktaş'ın bir anısı"nı naklediyor:

"Rauf Bey, 24 Temmuz 1974 müdahalesinden çok önce zor günlerden birinde, uyku ile uyanıklık arası bir halde iken birden karşısında Atatürk'ü görür. Atatürk, kendisine, 'Konjonktüre dikkat et Denktaş, konjonktüre' der ve kaybolur. Kendisi bu rüyayı bir şeylere yoramaz ama unutmaz da... Aradan belli bir zaman geçer. Zaman 1974 yılının Temmuz ayıdır. Ada'nın güneyinde Nikos Sampson darbesinin yol açtığı karmaşa bütün şiddetiyle devam etmektedir. Denktaş'a göre Türkiye'nin Ada'ya müdahale etmesi için şartlar uygundur, hazırdır; yani gün o gündür. Zamanın zor şartlarında, bir ara Başbakan Bülent Ecevit'e telefonla ulaşmayı başarır ve düşündüklerini biraz da telaşla ona aktarmaya çalışır. Bir ara Ecevit, 'Anlıyorum Sayın Denktaş, anlıyorum ama konjonktürü hazırlamak zorundayız.' gibi bir şeyler söyler ve telefon bağlantısı kesilir. Rahmetli Rauf Denktaş, bu anısını anlattığında hafiften heyecanlanmış, ve 'Geçmişte yaşadıklarımıza baktığımda, Türkiye'nin müdahale edeceğinden pek emin olamıyordum ama zihnimin bir köşesinde çakılı o sihirli kelimeyi, konjonktür sözünü duyduğum an Türk askerinin yakında Ada'ya ayak basacağına kani oldum' demişti."

***

"Konjonktürü hazırlamak" kavramı ışığında devam edelim... Çanakkale Köprüsü'nün 18 Mart Zaferi'nin yıldönümünde açılması sırasında yapılan iki konuşmada da aynı tema kullanıldı. Önce Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, sonra Büyük Çamlıca Camisi İmam Hatibi Kerim Öztürk, neredeyse aynı sözleri söyledi. Bunun bir tesadüf olmadığı belli.

Erdoğan, "Burada sadece Türkiye'nin her ilinden her ilçesinden hemen her köyünden kahramanların kabirleri yok. Aynı zamanda gönül coğrafyamızın dört köşesinden gelip burada toprağa düşen şehitlerin mezarları da var. Saraybosna'nın, Üsküp'ün, Gümülcine'nin, Bakü'nün, Halep'in, Gazze'nin, Kudüs'ün çocukları ile İstanbul'un, Ankara'nın, Çorum'un, Yozgat'ın, Antep'in, Mardin'in, Edirne'nin evlatları tam 107 senedir bu mukaddes topraklarda beraberce koyun koyuna yatıyor" dedi. İmam da aynı konuşmayı yaptı.

***

Şehitler arasında, adı geçen şehirlerden gelenler da vardır ama bunlar sayıca çok azdır. Kaldı ki o zaman Bakü hariç bu şehirler, Osmanlı devletinin sınırları içindeydi. Şehitlerin listesi ise Genelkurmay'da vardır. Çanakkale'de en çok şehit veren iller; Bursa, Balıkesir, Konya, Kastamonu, Manisa, Denizli, Çanakkale, Aydın, Ankara, İstanbul, İçel, Çorum, Kütahya, Bolu diye sıralanır...

Erdoğan, "gönül coğrafyamız" dediği eski Osmanlı şehirlerini sıralamadan birkaç gün önce de "Muhalefet, 'Seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz' diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz" demişti. Türkiye'ye hâlâ akın akın getirilen, gönderilen Afganları, Afrikalıları da bu tabloya eklerseniz, alenen yapılan hilafet çağrılarını da dikkate alırsanız, Türkiye için nasıl bir konjonktür hazırlandığını görürsünüz.


https://www.yenicaggazetesi.com.tr/hilafet-icin-konjonkturu-hazirlamak--521887h.htm

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

SEN

Sen içimde duyduğum sıcaklık
Beni hayata bağlayan varlık
Sen yaşama ümidim, herşeyim
Geleçeğim,suyum ekmeğim
Sen yokmusun,sen benim HERŞEYİMSİN

"MUTLULUK BİR IŞIKTI BENCE İNSANLAR ONU TUTMAK İÇİN KOŞAR SON DERECE KİMİ TUTAR BOĞULUR,SEVİNCE KİMİDE GEÇ KALIR BOĞULUR SİMSİYAH GECELERDE"

~Okan İLYAN~

- - - - - - - - - - - - - - - -

. . . . . .
Evlilik, dunyanin en usta sihirbazidir. Onunuze konan harika bir meze tabagini, kisa surede kirli bir bulasiga cevirir...

~Ryan ONeal~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bütün dinlerin virüslerin salgınına çok benzer bir akıl hastalığı olduğunu düşünüyorum.
Din mükemmel bir kültürel yapı.
Ama bu onu gerçek yapmıyor ve beni gerçek ilgilendiriyor.
Çiçek virüsü mükemmel bir virüs.
İşini çok güzel yapıyor.
Ama bu onun iyi olduğu, ve yok olmasını istemediğim anlamına gelmiyor

~Richard Dawkins~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Az Eylemis
. . . . . .
Gokyuzune agiz verip gecesini gun eylemis
Ya neylesin gun gormeyen ya neylesin
Daraldikca yuregini zor eylemis
Zaman olmus hircinligi huy eylemis
Ya neylesin durgun suda cagiltisiz ya neylesin
. . . . . .
Yorulanlar dili bulbul kini sumbul eylemis
Yas eylemis sas eylemis duzenbazi bas eylemis
Direnenler yili yila derdi derde tas eylemis
Uykulari kus eylemis ozgurlugu dus eylemis
Zaman olmus sizilari usul usul bos eylemis
Acilari as eylemis bir dilimi bes eylemis
Yorulanlar salya sumuk yalanmayi is eylemis
Direnenler dagi tasi ses eylemis
Yaralari yurek yurek es eylemis
Yorulani yorgunlugu les eylemis korkusuyla hos eylemis
Direnenin nicesini kara toprak ogul ogul goz eylemis
Baharini guz eylemis sevdasini koz eylemis
. . . . . .
Boyun bukup egilenler yalani yal dolani yol eylemis
Zulum ile dugun dernek bar eylemis
Direnenler gunu gune diken diken sar eylemis
Karanligi dal eylemis tomur tomur nar eylemis
Gencligini dar eylemis hucreleri kan eylemis
Duvar duvar yaz eylemis zincirleri saz eylemis
Soz eylemis karda kista nakis nakis soz eylemis
Yuregini soz soylemis yigit olan yuregini soz soylemis
Ya neylesin zulum sana sabri tasan ya neylesin
Dovusmeyi yar eylemis az eylemis

~Nihat Behram~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İnanç , gerçeği bilmek istememektir.

~Nietzsche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

KİM YETKİLİ, MUHATAP KİM\\?

https://www.youtube.com/watch?v=a2GnSokByRU


- - - - - - - - - - - - - - - -

Bu senede geçen senenin aynısı çıktı.
Yine yoksun

~Sadece gülmece olsun diye~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İncir Yaprakları

Yumuldular uğultular arasında
İncir yapraklarını artık kim düşünürdü
Sallanırken iki dalga arasında bir martı
Bu yatağa, koltuğa, bu kara tahtalara
Düşmeden önce
Eksiydi eksi şimdi iki artı.

Gömüldüler dalgalar arasına
Ellerinde uzatılan iki elma
Yüzlerinde alı al bir kızartı
Bekleyen yan yana ayrılıklardı
Perdeler inerse az daha sürerdi
Yumuldular, gözlerini yumdular.

Eksikti tamken bile hepsi bu kadardı
Dumandı, dağılır, çiçekti solardı
Uçuşurken üflenmiş şeytan arabaları
Anladılar, duruldular, doğruldular
Az önceki incir yapraklarını
Aradılar, buldular, tutundular.

~Behçet Necatigil~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bozuk bir alet tamire geldiğinde çalışır.

MURPHY KANUNLARINDAN
Murphy kanunları ilk olarak 1949 yılında Captain Ed Murphy tarafından "Anything that can go wrong will go wrong" "yanlış gitme olasılığı bulunan bir şey, yanlış gider" olarak emrindeki proje yöneticisi George Nicholsun yarattığı bazı durum ve tersliklerden mülhem olarak vazedilmiştir.
Zaman içinde pek çok kişi benzer terslikleri Murphy kanunu adı altında listeye eklemiş, kurallar anonim bir hal almıştır.
1917 doğumlu Edward A.Murphy Jr.ABD Hava Kuvvetlerinde 1949da roketler üzerine deney yapan mühendislerden biriydi.
İnsan üzerine ivmelenmenin etkilerini inceliyordu (USAF proje MX981).
Deneylerden biri pilot üzerinde 16 değişik noktaya akselometre takılması gerekiyordu.
Sensör bir yapıştırıcı ile ancak iki türlü takılabiliyordu ve birisi 16 sensörün tamamını da yanlış takmayı becerdi.
Bunun üzerine Murphy, daha sonra kanun olarak nitelendirilecek ilk söylemlerini bir basın toplantısında açıkladı.
Bir kaç ay içinde "Murphynin Kanunları" mühendislik sahasında çalışanlar arasında yayıldı ve 1958de de nihayet Websterin sözlüğüne girdi.
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

'DİYANET AKADEMİSİ' KURULMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ TBMM'DE KABUL EDİLDİ

En önce şunu belirteyim, 2. Dünya Savaşı seferberlikleri sırasında camilerin ordular tarafından kullanılmasını camiler depo yapıldı, ahır yapıldı diyerek eleştirenler, ile 1922  yılının Konya'sındaki mollalar ile Türk ordularında askerlik yapmamak için yasa çıkartan ilahiyatçılar aynı damarın kollarıdır.


Bir de şu akademi meselesi canımı sıkıyor.
Ulan dinin akademilik nesi var ki, akademi açıyorsunuz.
Yeni vahiy mi getirteceksiniz?
Dine ek mi yapacaksınız?
1500 yıldır anlaşılamadı da siz mi anlayacaksınız?
Ulan siz ne halta yararsınız?


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


1922 yılında, Mustafa Kemal Atatürk, Konya'ya yaptığı ziyarette bir medreseye gittiğinde orada bulunan bir molla, medreselerin sayısının arttırılmasını ve medrese öğrencilerinin askere alınmamasını rica eder. Bunun üzerine kendini tutamayan Atatürk, özelikle bu askere alma meselesine karşı olan mollaya kesin bir ifadeyle cevap verir:

"Ne o, yoksa sizin için medrese, Yunanlıları mağlup etmekten, halkı zulümden kurtarmaktan daha mı değerlidir? Millet kan içinde yüzerken, halkın en iyi çocukları cephelerde dövüşür, yurt için canlarını feda ederken siz burada, genç sapasağlam delikanlıları besiye çekmişsiniz! Bu asalakların askere alınmaları için hemen yarın emir vereceğim..."

Mustafa Kemal, medreseden ayrıldıktan sonra yanındaki Sovyet Rusya Elçisi Aralov'a otomobilde şu açıklamayı yapar:

"Savaş sona erince onlarla daha ciddi konuşacağım! Her şeyden önce onları mali dayanaklarından, vakıflarından yoksun edeceğim. Yurt topraklarının büyük bir parçası, nerede ise üçte ikisi, belki de daha çoğu vakıftır. Bu vakıflar mollaların yaşama kaynaklarıdır. Bunların çoğu köylülerin elinden alınmış topraklardır. Buna son vereceğiz. Bir de utanmadan hükümetten yardım istiyorlar"

Atatürk, Aralov'a medreseler hakkında bilgiler vererek, Anadolu topraklarında halen delikanlıları askerden kaçıran on yedi bin medrese bulunduğunu söyler. Atatürk, bu ülkeyi mollaların dualarının değil, Türk askerinin dökülen kanının kurtardığını, başka vesileler ile başka yerlerde de dile getirir. Buna karşılık bu dinci molla takımı, ülkenin dört bir yanı işgal altında iken, askeri gücün oluşmamasını engellemeye çalışmaktadırlar. Ki; bu zihniyet ne yazık ki hiçbir zaman değişmemiştir..." (9).


https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/317505

Ben de bu yorumu beğendiğimi belirtmek üzere imzalıyorum.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



'DİYANET AKADEMİSİ' KURULMASINA İLİŞKİN KANUN TEKLİFİ TBMM'DE KABUL EDİLDİ

Diyanet Akademisi kurulmasına ilişkin kanun teklifi, TBMM Genel Kurulunda kabul edildi. Geniş yetkilerle donatılan akademide eğitim gören erkek adaylara askerlikten muafiyet de getirildi. Akademinin erkek öğrencileri, "alacakları eğitimin kesintiye uğramaması" gerekçesiyle askerlikten muaf sayılacak.

16 Mart 2022

Diyanet İşleri Başkanlığı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun ile Devlet Memurları Kanununda ve 375 Sayılı KHK'de Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile Diyanet İşleri Başkanlığı Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğünce yürütülen bazı faaliyetler, bundan sonra yeni kurulacak Diyanet Akademisi bünyesinde yapılacak.

Diyanet Akademisi, dini yüksek ihtisas, dini ihtisas ve eğitim merkezlerinden oluşacak. Diyanet Akademisi, doğrudan başkana bağlı olacak.

Başkanlığın Din Hizmetleri Sınıfına ait unvanlarla ihdas edilen pozisyonlarına atanacak aday din görevlilerinin mesleki eğitimi ile hizmet içi eğitim faaliyetlerini ve yurt dışından gelen mahallin din görevlilerine yönelik eğitim faaliyetlerini yürütecek Diyanet Akademisi, başkanlığın görev alanıyla ilgili araştırma, yayın, konferans, panel, seminer, sempozyum ve benzeri dini, ilmi, sosyal, kültürel etkinlikler, kurs ve sertifika programları düzenleyecek, başkan tarafından verilen diğer görevleri yerine getirecek.

Diyanet Akademisi; Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu, üniversiteler, lisans düzeyinde dini eğitim veren yükseköğretim kurumları ve müftülükler ile görevinin gerektirdiği diğer ulusal ve uluslararası kurum, kuruluş ve kurullarla iş birliği ve ortak çalışma yapabilecek, mesleki ve bilimsel ilişkiler kurabilecek, araştırmalarda bulunabilecek, eğitim programları uygulayabilecek, danışma kurulları ve komisyonlar oluşturabilecek.

Geniş yetkilerle donatılan akademide eğitim gören erkek adaylara askerlikten muafiyet de getirilecek. Akademinin erkek öğrencileri, "alacakları eğitimin kesintiye uğramaması" gerekçesiyle askerlikten muaf sayılacak.

CUMHURBAŞKANI YETKİLİ

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Diyanet Akademisi personeli ve aday eğitmenlerin aylık ve ek ders ücreti karşılığında okutacakları ve okutmuş sayılacakları haftalık ders saati sayısını Cumhurbaşkanı belirleyecek.

Diyanet Akademisi Başkanı'na, Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı'nın maaşı kadar ödeme yapılacak.

'DİNSİZLİK' TARTIŞMASI

Teklifin ikinci bölümü üzerinde söz alan TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu Başkanı, AKP Ankara Milletvekili Emrullah İşler, 1933'ten sonra Tevhidi Tedrisat Kanunu'na aykırı olarak 1949'lara kadar hiçbir şekilde dini eğitim verilmediğini ifade etti.

İşler, "Dolayısıyla Tevhidi Tedrisat Kanunu'nu çıkaran CHP'nin içerisindeki dine karşı olan bir damar, zamanla bu kanunu işlevsiz hale getirmiş ve uygulatmamıştır." dedi.

İşler'in "CHP içindeki dine karşı damar" ifadesi, Genel Kurulda tartışma yarattı.

CHP Grup Başkanvekili Engin Altay ve CHP'li milletvekilleri, İşler'in bu sözüne itiraz etti. Altay, İşler'den sözünü geri almasını isteyerek "Din simsarlığı yapıyorsun" dedi. TBMM Başkanvekili Haydar Akar da İşler'den sözünü geri almasını istedi.

İşler de itirazlara karşılık, o dönemki uygulamaları söylediğini ifade etti.

Sözlü tartışmanın büyümesi üzerine, TBMM Başkanvekili Haydar Akar birleşime ara verdi. Verilen arada da bazı milletvekilleri arasında tartışmalar sürdü.

Aranın ardından söz alan AKP Grup Başkanvekili Mustafa Elitaş, şunları kaydetti:

Grubumuz adına konuşan sayın milletvekili arkadaşımız, bir tarihi meseleyi anlatırken birkaç kere 'CHP içerisinde bir kısım dine karşı damar' diye ifade kullandı. CHP'nin kurumsal olarak din veya din düşmanlığı ile ilgili herhangi bir ilişkisinin olmadığını ifade ediyorum. AK Parti'nin bu şekilde bir görüşü, kanaati yoktur. Tarihi bir gerçeği anlatırken farklı mecralara giden bir durum söz konusu olmuştur. Hiç kimsenin kimseye inancı konusunda herhangi bir şekilde görüş beyan edemeyeceğini, herkesin inancını veya inanmadığını ifade etmekte hür olduğunu, çünkü demokrasinin de zaten böyle bir çerçeve içerisinde yürümesi gerektiği kanaatimizi ifade etmek istiyoruz.

Teklifin kabul edilmesinin ardından, TBMM Başkanvekili Haydar Akar, birleşimi 17 Mart Perşembe saat 14.00'te toplanmak üzere kapattı.

https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/diyanet-akademisi-kurulmasina-iliskin-kanun-teklifi-tbmmde-kabul-edildi-1916676


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Siyasette acemiyim

~Turgut ÖZAL~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 220. - 389 ]

Gerçek aydınlığa erince can gözüm,
İki dünyayı birden silinmiş gördüm.
Eriyip gittim sanki engin denizlerde:
Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm.

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Şikayet etmek aptallıktır. Ya harekete geç ya da unut."

~Stefan Sagmeister~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Aritmetik... :)
Zeki Erkek + Zeki Kadın = Romantizm
Zeki Erkek + Aptal Kadın = Gebelik
Salak Erkek + Zeki Kadın = Sorun
Salak Erkek + Salak Kadın = Evlilik
. . . . . .
Bilinmeyen Birisi

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Politikacılara fazla güvenmeyin...
onları zaptetmenin tek yolu anayasaya zincirlemektir."

~Thomas Jefferson~

- - - - - - - - - - - - - - - -

"İyi iki anlama gelir:
Birisi mutlak iyidir.
Diğeri ise birisi için iyi olandır."

~Aristo~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bazen kalp goze gorunmeyeni gorur.

~H.j. Brown jr.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

AVUKATLIK ÜCRETLERİ ŞİNANAY NOM | Turgay Yıldız

https://www.youtube.com/watch?v=-zISLlUlPVk

<font face="Philosopher">OrajKalip</font>

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/