19 Ekim 2023 Perşembe

CEM ERCİYES: ‘KANUN HÜKMÜ’NÜ İZLEDİM



CEM ERCİYES: 'KANUN HÜKMÜ'NÜ İZLEDİM

Ekim 2023

Film FETÖcü' filan değil, alakası da yok. Peki sansür nedeniyle iptal edilen ve tekrar düzenlenecek olan Antalya Film Festivali'nde gösterilecek mi? Belediye Başkanı, popülist birkaç gösteriyle 'zararsız' bir festivali tercih edecek gibi görünüyor.

Bu film, iktidar çevrelerinin dile getirdiği gibi 'FETÖcü' filan değil. Alakası da yok. 15 Temmuz'dan sonra devletin içindeki Fettullahçıları temizlemek için çıkartılan kanun hükmünde kararnamelere nasıl da 'istenmeyen' herkesin dahil edilip sorgusuz sualsiz işten atıldıkları biliniyor… Bir gecede tüm hayatı alt üst olan bu insanların bir kısmı uzun hukuki mücadelelerle işlerine dönebildi. Bir kısmı ise hala muktedirlerin tabiriyle 'sivil ölüm'ü yaşıyor.

Nejla Demirci'nin çektiği belgesel Kanun Hükmü işte bu insanlardan ikisini anlatıyor. Kardiyoloji uzmanı doktor Yasemin Demirci ile ilkokul öğretmeni Engin Karataş'ın hikayesi. Her ikisi de Bodrum'da yaşıyor ve çalışıyorlar. Her ikisi de işine çok bağlı, belli ki idealist ve aktivist insanlar. Her ikisi de sendika üyesi. Onların işten çıkartılmalarının arkasında yatan sebebin de bu olduğunu anlıyoruz filmi seyrederken. Fetullahçı olmaları değil, tam tersine muhalif, solcu devlet memurları olmaları…

Bir gün Yasemin Demirci'yi arayan bir arkadaşı 'Resmi Gazete'yi gördün mü?' diye soruyor. Neden görsün ki? Resmi gazeteye bakmak gibi bir alışkanlığı yok tabii ki her normal birey gibi. Ama orada bir liste var ve Yasemin Demirci'nin de adı o listede… Neden işten atıldığını hiçbir zaman öğrenemiyor. Bu kararlar itiraza kapalı olduğu için hakkını da arayamıyor. Bir takım komisyonlara verilen akıbeti belirsiz dilekçeler hariç yapabileceği hiçbir şey yok. Çok sevdiği doktorluk mesleğini yapamaz hale geliyor. Tıp fakültesine girdiği 17 yaşından beri hastanelerde geçen ömrü birden bir boşluğa sürükleniyor. "Muayene odam çok güzeldi, perdelerini kendim almıştım" diye anlatıyor Yasemin Demirci. Ama hastalarından kopmuyor, onu seven, ona inanan hastaları da kendisini yalnız bırakmıyor. Evlerinde ziyaret ederek tedavilerini sürdürüyor. Bağlı bulunduğu sendika çok sayıda eylem yapıyor. Bu eylemlere Yasemin Demirci'nin hastaları da katılıyor. Belgeselde de doktorlarını nasıl sevdiklerini onun Bodrum Devlet Hastanesi'nden çıkartılmasının nasıl bir kayıp olduğunu anlatıyorlar.

Yıllarca tek bir boş zamanı olmayan, yorgunluktan küçük molaların hayalini kuran Dr. Yasemin Demirci, artık vakit geçirmek için kendini ev işlerine veriyor. Onu harıl harıl evini temizlerken görüyoruz, arkadaki açık televizyonda ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan konuşuyor. Filmin iktidar çevrelerinin hışmını çekmesinde en çok bu, Erdoğan'ın televizyon konuşmalarının olduğu bölümlerin yer aldığı söyleniyor. Hatta filmin fragmanında da yer alıyor bu anlar. Yönetmen Nejla Demirci de filmi izlemeye dahi gerek görmeyen Bakanlık yetkililerinin bu fragmandan yola çıkarak karşı tavır aldıkları görüşünde…

Filmin diğer kahramanı Engin Karataş ise Yasemin Demirci'ye göre daha yalnız görünüyor. Tek başına, bir zamanlar çalıştığı okulun önünde eylemler yapıyor. Yere 'İşimi geri istiyorum' yazıyor ve gelen geçene anlatıyor, "Ben bu okulda çalışıyordum. Adaletsizce öğrencilerimden ayrı düştüm"… Sürekli polisle köşe kapmaca oynayarak, yaratıcı, ilgi çekici yöntemler bularak bıkmadan usanmadan sürdürüyor eylemlerini. Yere yazıyı bazen suyla yazıyor; kuruyup gidiyor. Bazen pirinçle yazıyor, bazen her dilde kartonlarla. Bazen balonlara asıp uçuruyor, bazen bir tekneyle denize açılıp pankartını açıyor. Bazen öğrencilerine mektup yazıp kağıt uçaklar halinde okulun bahçesine uçuruyor…

Her defasında polisin gelmesi çok sürmüyor. Pankartları toplatıp onu da karakola götürüyorlar. Kabahatler kanunundan para cezası kesiyorlar her defasında. Ama ne sesini duyan oluyor ne de işine geri dönebiliyor. Kızıyla yaşayan Engin Karataş'ın annesi babası haline çok üzülüyor. Sendika yardımıyla kıt kanaat geçinmeye çalışıyor. Ve okuluna, öğrencilerine döneceği günü bekliyor. Karataş, Dr Demirci'ye göre çok daha yalnız görünüyor. Etrafında onun eylemlerine destek veren pek kimse yok. Kızıyla bir konuşmasında anlıyoruz ki Kürt kimliğinin de onca insan içinde ayıklanıp işinden atılmasında etkili olduğunu düşünüyor…

Yalnızlık ve dışlanma, KHK mağdurlarının en önemli sorunlarından biri. Devletten atıldıkları gibi başka bir yerde de iş bulamıyorlar. Hatta aileleri bile etkileniyor bundan. Dr Yasemin'i ziyarete gelen annesi, birlikte yemek yaptıkları bir sahnede konu komşunun ayağını kestiğinden, sık sık gelen giden birçok arkadaşının ortadan yok olduğundan bahsediyor… Dr. Yasemin de özel hastanelerde bile iş bulamıyor, bulduğunda da durumundan istifade edilmeye çalışıldığını fark ediyor ve uzun süre direnmesine rağmen Bodrum'u ve buradaki hastalarını bırakıp şehri terk ediyor…

Filmin yönetmeni Nejla Demirci, Dr. Yasemin Demirci'nin kardeşi. Ablasının başına gelenler ona bu filmi yapmak için ilham vermiş. Film bu iki mağdurun mücadelesini içine düştükleri çıkmazı anlatıyor. Yapılanların nasıl büyük bir adaletsizlik olduğunu insanların hayatını nasıl mahvettiğini ve onları tanımsız bir çaresizlik içine sürüklediğini gösteriyor. Uzunca bir süresi var, 1.5 saat. Birbiri ardına eylemleri, gündelik hayattan küçük kesitleri izlerken iki kahramanı tanıyor ve olan biteni yavaş yavaş kavrıyoruz.

Yönetmen kamerasını onların hayatına çevirip tanıklık etmeyi tercih etmiş. Dolayısıyla sesini yükseltmeyen, söylev çekmeyen, olan biteni ise izleyicinin kavramasını tercih eden bir film. Nitekim basın gösteriminde tanıdığım filmin yönetmeni Nejla Demirci de bende böyle bir izlenim bıraktı. Çekimler sırasında yasaklamalarla karşılaşan bunları ancak Anayasa Mahkemesi aracılığıyla aşabilen Nejla Demirci "Çekimleri çok zor geçen filmin gösteriminin de kolay olmayacağını biliyordum ama bu kadarını tahmin etmemiştim" diyor. Antalya'da filmin sansürlenmesine, ardından bunun ulusal bir mesele haline gelip festivalin iptal edilmesine şaşırmış. Onca kavganın ortasında o da filminin kahramanları gibi kendini biraz yalnız hissediyor. K

anun Hükmü'nün görmeleri için Bakan dahil Kültür Bakanlığı yetkililerine ulaşmaya çalışmış ama kimsenin pek umuru olmamış. Şimdi filmi böyle siyasi bir tartışmanın odağı olup kaldı. Festivallerde gösterilmesi, izleyiciye sinema salonlarında ulaşması pek mümkün görünmüyor. Nejla Demirci yine de filmini tanıtmaya ve kendini anlatmaya uğraşıyor, fazla sesini yükseltmeden bağırıp çağırıp öne atlamadan…

FİLM ANTALYA'DA GÖSTERİLECEK Mİ?

Hatırlayalım, belgesel film Antalya Altın Portakal'ın yarışmalı bölümüne dahil edilince ortalık karışmış, Kültür Bakanlığı filmin festivalden çıkartılmasını istemiş, diğer bakanlıklar ve devlet kurumları da bu yönde tavır almıştı. Bu baskılar karşısında direnemeyen Antalya Büyükşehir Belediyesi de filmi festivalden çıkartmaya karar verdi. Bu sansür üstüne tüm sinemacılar ortak tavır alıp festivalden çekilince 60. Yılını kutlamaya hazırlanan Antalya Altın Portakal Film Festivali iptal edildi. 1963 yılından bu yana yapılan festival 1979 yılında da sansür tartışmaları nedeniyle iptal edilmiş, 1980 yılında ise askeri darbe yüzünden yapılamamıştı. Onca yıl sonra tekrar iptal edilmesi ise Türkiye'nin bugünkü politik ikliminde mümkün oldu…

Belediye Başkanı Muhittin Böcek, 2023 yılı bitmeden 60. Altın Portakal Film Festivali'ni hiçbir başka kurumun desteği olmasa da düzenlemekte kararlı olduğunu açıklamıştı. Geçen Perşembe günü sinema sektöründen STK temsilcileriyle görüştü. Burada sinema sektörü Kanun Hükmü belgeseli ve diğer filmler olmadan düzenlenecek Altın Portakal'a katılmayacaklarını söylemiş. Antalya Belediyesi de 'bunu değerlendirmek üzere' masadan kalkmış.

Genel kanı, Belediye'nin bu konuda iktidara direnme gücü ve niyeti olsaydı zaten festivalin iptal edilmeyeceği yönünde. O zaman Belediye, sansürü kabullenen, Kanun Hükmü'nün ve Türkiye'deki önde gelen sinemacıların olmadığı bir festival yapabilir. Gazete Duvar'da yer alan bir haber de bu yöndeki dedikoduları aktarıyor ve Muhittin Böcek'in Salih Güney'in başkanlığında bir 'Yeşilçam' festivaliyle 60. Yılı kapatmak niyetinde olduğunu söylüyor. Tabii bu, festivalin de Antalya'nın da itibarını kurtarmaz. Sansüre direnecek, tüm sektörü bir araya getirecek bir festivale herkes özveriyle destek olur. Böylesi, ana muhalefet partisinin mensubu olan Belediye Başkanı'na da daha çok yakışır. Ama sanki Belediye Başkanı, popülist birkaç gösteriyle düzenlenecek 'zararsız' bir festivali tercih edecek gibi görünüyor.

Cem Erciyes: Gazeteci, yayıncı. 1971 doğumlu Cem Erciyes, İzmir Bornova Anadolu Lisesi'ni ve Marmara Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü'nü bitirdi. İstanbul Üniversitesi'nde Uluslararası İlişkiler dalında yüksek lisans yaptı. Gazeteciliğe 1992'de Dünya Gazetesi'nde başladı. Dünya Kitap dergisi ve kültür sanat sayfalarında çalıştı. 1997 yılında Radikal'e geçti. Kültür Sanat Editörü ve Radikal Kitap Eki Yayın Koordinatörü, Ek Yayınlar Yönetmeni gibi görevler üstlendi… 2016 yılında Doğan Kitap'ın yayın direktörlüğünü üstlendi. Halen bu işi yapıyor. Çeşitli dergi, gazete ve internet sitelerinde yazıları yayımlandı. TRT'de, Açık Radyo'da kültür sanat ve tarih programları hazırladı, sundu.

https://artigercek.com/makale/kanun-hukmunu-izledim-269008

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

HELE DUT CEVDET'İN HİKAYESİ…

https://www.youtube.com/watch?v=rOI1puRGh08

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ileriyi gorebilme, enerji, tek amaca baglilik, Hunlarin secimi ve kullanimi, cabalara degecek bir hedefe baglilik mukemmel bir komutanin ozellikleri haline gelir.

~Attila~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Basarilari herkes tarafindan kabul edilen insanlar, kurduklari iliskilerde kiskanilma payi

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sert bir düşüş sert bir sıçrama demektir… Eğer doğru malzemeden yapılmışsanız.

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ve bence sudur butun nesnelerin lekesiz algilanmasi: nesnelerden bir sey istememek, onlarin onune bin gozlu bir ayna gibi uzanabilmek…

~Ey duygulu, iki yuzlu kisiler, ey sehvet duskunleri!… Sizin isteginizde sucsuzluk eksik: bu yuzden kara calarsiniz her istege!…

Guzellik nerdedir?… Butun istemimle, istemem gereken yerde: goruntu, salt goruntu olarak kalmasin diye sevmek ve yok olmak istedigim yerde…

Gercek, gunes gibi ben de severim hayati ve butun derin denizleri…

Algi da sudur bence: Derin olan hersey agacaktir, Benim yuksekligime!…

Lekesiz Algi Ustune / F.Nietzsche~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Paramparça

~Ağaç bütün
Işık bütün
Meyve bütün
Benim dünyam paramparça.

Büyük bir ayna kırılmış
Kırılıp yere dökülmüş
Kainat içine düşmüş
Düşmüş amma paramparça.

Yaprak yaprak yapıştırdım
Diyar diyar dolaştırdım
Bir alevdir tutuşturdum
Yandım amma paramparça.

Bedri Rahmi Eyüboğlu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Kimse kendisine sunu sormaz : ben neden mutsuzum?
Soru kendi icinde her seyi mahvedebilecek virusu tasir.
Eger bu soruyu sorarsak,bu bizi neyin mutlu ettigini bulmak istedigimiz anlamina gelir.
Eger bizi mutlu edecek olan su anda sahip oldugumuzdan farkliysa o zaman ya bir kerede veya tumuyle degistirmeli ya da kendimizi cok daha mutsuz hissederek oldugumuz gibi kalmaya devam etmeliyiz.

~Paulo Coelho~

- - - - - - - - - - - - - - - -

En iyisini um, en kötüsüne hazırlan ve şaşırmaya hazır ol.

~Denis Waitley~
. - . - . - . - . - . -
width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768




width=768



89.601 kb Tahrir_Vazifeleri_3-Ismet_Ozel.epub

373.221 kb Yasar_Kemal-Bu_Diyar_Bastanbasa_2-Yanan_Ormanlarda_Elli_Gun.epub

7.134.259 kb turkce_ogreniyoruz_1_anahtar_kitap_en-tr_.pdf

1.109.124 kb Babil_Kitapligi_25_Lord_Dunsany-Yann_in_Ulkesi_CS_.pdf

158.489 kb Osho-Zeka-Simdiki_Ana_Verilen_Yaratici_Cevap.epub

5.310.215 kb Ozdemir_Nutku-Yeni_Baslayanlar_Icin_Oyuncunun_Calismasi.pdf

4.733.545 kb Enver-Ziya-Karal-Selim-III-Un-Hatti-Humayunlari.pdf

2.093.938 kb Guvender_Yayinlari-LYS_3_6_Deneme.pdf

255.146 kb Hikayeler_I-Turgenyev.mobi

993.926 kb Necip_Fazil_Kisakurek-Cole_Inen_Nur.pdf

1.347.374 kb Sakir_Kocabas-Ifadelerin_Gramatik_Ayrimi-Kure.pdf

106.742 kb N_H_Kleinbaum-Olu_Ozanlar_Dernegi.epub

226.879 kb Thomas_Harris-Kuzularin_Sessizligi.epub

4.104.604 kb Ataturk_Ilkeleri_ve_Inkilap_Tarihi-II.pdf

126.703 kb Atilla_Ilhan-Ben_Sana_Mecburum.pdf

445.609 kb Salah_Birsel-Yayinlanmamis_Siirler.pdf

7.932.423 kb Andre_Clot-Fatih_Sultan_Mehmet.pdf

392.704 kb Nazim_Hikmet-Yolcu.doc

1.771.880 kb Arapca-ve-turkcede-cumle-yapisi-yabancilara-arapca-cumle-ogretimi-karsitsal-cozumleme-the-structure-of-arabic-and-turkish-sentences-teaching-the-arabic-sentence-to-foreigns-contrastive-analysis.pdf

28.160 kb Cuneyt_caliskur-SADME2.doc


59

Eller aya biz yaya.
Bakın ablanın merak ettiği konu neymiş?
Oysa şurada iki gün önce ABD Mars'a uzay aracı indirdi, ve NASA genel müdürü ortaokul öğrencilerinin popüler bilim sorularına cevap verdi.
26
89

Putin'in Müslüman oluşu. Yaaaa!...
O derece.
Yahu bu pis sakallı, pis herifi adam insan sayıp dinleyenler,
soru soranlar da var.
20

Cübbeli bu kez doğrusu söylüyor.
Hırsızlar Müslamanmış.
51
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

MURAT MURATOĞLU: BU AÇIKLA BOŞA KÜREK ÇEKİYORUZ GALİBA…



MURAT MURATOĞLU: BU AÇIKLA BOŞA KÜREK ÇEKİYORUZ GALİBA…

sozcumuratoglu@gmail.com

16 Ekim 2023

Orta Vadeli Program'ı hazırlayan Mehmet Şimşek ve ekibi ne demişti? Yıl sonu cari açık hedefimiz 42.5 milyar dolar…

Cari açık, ağustos sonunda 43.1 milyar dolara yükseldi. Hedef aşıldı. Eylül ve ekim aylarında 1.5 milyar dolar civarında cari fazla, kasım ve aralık aylarında tekrar cari açığa dönecek tabela…

Kuvvetle muhtemel hedef tutmayacak ve tahminler hayli aşılacak.

★★★

Hedef tutsa bile 42.5 milyar dolar açık ne? Dünya bankası 3 yıl içerisinde 35 milyar dolar verebileceğini açıkladı. O da iyi bir ülke olup yaramazlık yapmaz, mültecileri bağrımıza basarsak.

Üzerine 7.5 milyar dolar daha ekleyebilirsek bitirmek olduğumuz yılı borç harç döndürmüş olacağız. Böyle bir noktadayız…

★★★

Tabii seçim sonrası üç ayda ülkeye giren kaynağı bilinmeyen, net hata noksan diye adlandırılan 16 milyar dolar söz konusu… O da olmasa cari açık 60 milyar dolara çıkmıştı.

Her şey şeffaf olacak diyen Mehmet Şimşek'e güvenirsek milyarlarca dolarlık bu giriş-çıkışların şeffaf şekilde izahı gerek. Bu milyar dolarlar kimin, kaynağı ne? Açıklanır mı sizce? Komik olmayın burası hâlâ Türkiye!

IMF bile umutsuz!

IMF, Türkiye hakkında bir rapor hazırladı, ekonomimizi kuyunun dibine soktu çıkarttı. Tabii ilk satırlarda şöyle bir güzelce yanağımızı okşadı…

"Seçim sonrası uygulamaya geçtiği ekonomi politikalarındaki değişiklikten memnuniyet duyuyoruz." IMF'nin istediği politikaları uygulamaya başladığımıza göre memnuniyet duymasalar ayıp ederlerdi herhalde…

★★★

Devam cümlelerinde aldı eline kırbacı… Makro dengelerdeki kötü tablonun kısa sürede düzelmeyeceği, krizin devam edeceği vurguladı. Bu kadar mı?

Orta Vadeli Program'da öngörülen hedeflerin aksine enflasyon, işsizlik, cari açık artmaya, döviz açığı ve kurlar yükselmeye devam edecek. Büyüme hızı yavaşlayacak, yatırımlar büyük ölçüde duracak. Yazdıkça yazdı…

★★★

İşin açıkçası haklı… Hatta bence iyimser bile kaldı. Gerçekçi bakmış tabloya…

IMF'nin yatırımların gerileyeceği yönündeki tespiti, üretimin düşeceği, ihracatın yavaşlayacağı, istihdamın azalacağı anlamına geliyor.

Ödemeler dengesi de IMF'yi doğruluyor. Doğrudan yabancı yatırım sermayesi gelmiyor.

Raporda, enflasyonun düşürülmesi için politika faizinin daha fazla artırılması, kamu harcamalarında tasarruf, bütçe gelirlerinin artırılması için mal ve hizmetlere zam, vergilerde artış öneriliyor. Başka çare olmadığına göre sürün Türkiye!

★★★

Benim takıldığım nokta, maaş zamlarının hedeflenen enflasyona göre yapılması isteniyor. Bakan Şimşek, maaş artışlarının hedef enflasyona göre yapılacağını ilan etti.

Hedeflenen enflasyon kaç 2024 yılı için? Yüzde 33 seviyesinde… Peki IMF'nin tahmini ne? Yüzde 42'de… Bunun anlamı? Daha da fakirleşeceğiz seneye…

★★★

Tabii ilk aylar daha tatlı geçecek. Nitekim ağır kemer sıkma kararları için muhtemelen yerel seçimlerin atlatılması beklenecek. Sonrasında ver elini yeni vergiler, elektrik, doğalgaz zamları, geçim sıkıntısı, batan şirketler… Bunun böyle olmasını biz istediğimize göre boşuna yükselmesin sesler…

İŞSİZ GÜÇSÜZ

Bayılıyorum şu İstatistik Kurumu'na… Başkanlık sistemine geçildiğinden beri 7 kez başkanı değişti ama hiç istikrarını kaybetmedi, çizgisini değiştirmedi.

Ağustos ayı işsiz sayısını açıkladı. 56 bin kişi azalarak işsizlik oranı yüzde 9.2'ye gerilemiş. İŞKUR aynı ayda işsizlik maaşına başvuran işsiz sayısının 133 bin kişi olduğunu duyurdu.

Ender de olsa böyle gelişmeler yaşanabilir ama yaşanmadığı ay neredeyse yok gibi…

★★★

Kendileri için bu işin zirvesi pandemi dönemiydi… Herkes evde otururken, şirketler kepenk indirmişken dünyada işsizliğin düştüğü tek ülke Türkiye idi…

Düşünsenize sokağa çıkmak yasak patronlar ne yapsın? Sıkıntıdan firmalarına eleman alıyorlardı!

Millet sevindi tabii… İşsizim ama çalışıyormuşum İstatistik Kurumu'na göre… Kaç para maaş alıyorum acaba? İnşallah çok kazanıyorumdur. İzin isteyip biraz kafayı mı dinlesem? Yoruldum be ben!

★★★

Biz başka ülkede yaşıyoruz ya… Görmüyoruz, duymuyoruz, gözlemleyemiyoruz… Sahi bunu hesaplayan kurum çalışanları hangi ülkede yaşıyorlar? Bak orayı kimse açıklamıyor.

Yıllık enflasyonun yüzde 61 olduğuna inanıyorsun da işsizliğin yüzde 9.2'ye gerilediğine mi inanmıyorsun?

https://www.sozcu.com.tr/2023/yazarlar/murat-muratoglu/bu-acikla-bosa-kurek-cekiyoruz-galiba-7831087/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Üzüntü asla yarının sıkıntısından bir şey çalmaz sadece bugünün neşesini tüketir.

~Leo Buscaglia~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Turk kara kamag budun anca timis:

- - - - - - - - - - - - - - - -

GAYYUM GUYYUM

https://www.youtube.com/watch?v=WQJwzm6xW6Y

- - - - - - - - - - - - - - - -

RIFAT SERDAROĞLU: KESE KAĞIDI DAHA DEĞERLİ
Çocukluğumuzda kahverengi kalın kağıttan yapılan ve alt tarafını yapıştırmak için hamur kullanılan Kese Kağıtları vardı.
Bakkaldan 1 kilo pirinç aldınız diyelim. Bakkal önce kese kağıdını terazinin kefesine koyar ve pirinci tartardı. Kese kağıdının ağırlığı en az 100 gram gelirdi. Yani sizin 1 kilo pirinç otomatik olarak 900 grama düşerdi.
Kese kağıdının size maliyeti 100 gram pirinç tutarı kadar olurdu.
Kese kağıtları bu yüzden içine konulan mala göre değer kazanırdı…
Halen yürürlükte olan Anayasamız var ya AKP İktidarı sayesinde kese kağıdından daha değersiz bir hale getirildi…
Anayasamızın çerçevesini belirleyen Başlangıç kısmının 5. Bölümü şöyledir;
Hiçbir faaliyetin Türk Milli menfaatlerinin Türk Varlığının Devleti ve Ülkesiyle bölünmezliği esasının Türklüğün tarihi ve manevi değerlerinin Atatürk milliyetçiliği İlke ve inkılapları ve medeniyetçiliğinin karşısında koruma göremeyeceği ve Lâiklik ilkesinin gereği olarak kutsal din duygularının Devlet işlerine ve politikaya kesinlikle karıştırılamayacağı…
Makamı mevkii ne olursa olsun tüm Türk Milleti vatandaşlarını bağlayan Anayasamız böyle emrediyor da takan var mı? Anayasamızı korumakla görevli Cumhuriyetin Yargı kurumları var mı?
Bakın Anayasamız nasıl kese kağıdı haline getiriliyor;
1)Cumhurbaşkanı Erdoğan Çamlıca Camiinde Cuma namazı kıldıktan sonra eline mikrofonu alıp şu konuşmayı yapıyor;
Az önce okunan Hadis-i Şerif'te küffara (Müslüman olmayanlar) karşı şiddetli olmamızı Rabbim bizlere emrediyor. O bizler kim? Muhammed Ümmeti. Dolayısıyla kendi aramızda da merhametli olmamızı bize emrediyor.
Kendi aramızda merhametli olacağız. Küffara karşı da şiddetli olacağız. Suriye'de olduğu gibi…
Sizce Türk ordusu Suriye'de Müslüman olmayanlara karşı mı çarpıştı?
TSK Suriye'ye küffara karşı cihad etmeye mi gitti?
Böyle bir iddianın Cumhurbaşkanı tarafından söylenmesinin Türkiye'yi dış dünyada hangi konuma düşüreceğinin bilinmemesi mümkün mü?
Türk Ordusunu Ümmetin Cihad Ordusu olarak görmek Cumhuriyeti Türk Devletini ve Anayasamızı inkâr etmek değil midir?
2)Adı Diyanet İşleri olan fakat Türk Milletine-Atatürk Cumhuriyetinin değerlerine ve Demokrasiye Hıyanet İşleri gibi görev yapan bu kurumun başındaki Halidi Nakşi mensubu kişi 29 Ekim öncesi verilen hutbede
Türk Milletinin tüm ısrarlarına karşı inatla durarak Atatürk adını anmıyor Anayasal bir kurum olan diyanetin bu alçaklığı yapmak için emir aldığı ve arkasını dayadığı tek yer AKP İktidarıdır…
3)Atatürk'e 1938'de geberen p.ç diyen Zübeyde Hanım için en ağır hakaretleri yapan bir Tarikat lideri meczup Evet Sağlık Bakanlığında biz hakimiz diyebilme cüretini basın yoluyla gösterebilmektedir.
Değerli Okurlar;
Gerçeklerin en hafif anlatımı sizi en az üzecek olanı budur…
İsterseniz kafanızı kuma gömüp görmezden gelirsiniz isterseniz Çoban Ateşi Hareketine güç verip mücadelemize katılırsınız.
Bizler kimseden emir almadan Türk Tarihine Türk Milletine ve Atatürk'e olan borcumuzdan dolayı bu mücadelemizi sonuç alıncaya kadar demokratik yolla sürdüreceğiz.
Çoban Ateşi Gönüllüleri olarak bizler sadece bir siyasi parti kurmuyoruz.
Kuracağımız parti kanalı ile Büyük Atatürk'ün akıl ve bilim temelinde kurduğu çağdaş devletimizi kuruluş ilkelerine göre yeniden oluşturmaya da talibiz.
Bunun için ilk şart Kendisini peygamber ilan edenlere ses çıkarmayan ve oğlunu ülkedeki tüm tarikatların halifesi yapan AKP iktidarının demokratik yolla yıkılmasıdır.
Bırakın bizim yapacaklarımızı bu yazdıklarımızı Türk Milletine okuyabilecek yüreğe sahip muhalefet liderleri var mı? İster ana ister dana Var mı?
Not; Bazı Valiler Cumhuriyet Bayramı kutlamalarını yasaklıyor.
O Valileri anında görevden almayan siyasetçilerin ve üstündeki Asker üniformasını zabıta üniforması zanneden satılmış paşaların olduğu bir dönemde Anayasamızın kese kağıdı değeri olmadığı bu günlerde sizlere Cumhuriyet Bayramınız kutlu olsun demeye dilim varmıyor.
Cumhuriyet önce hak edilmelidir. Hak ediyor muyuz?

- - - - - - - - - - - - - - - -

İlhamınızı yüksek, beklentilerinizi orta, ihtiyaçlarınızı az tutun.

~William Howard Stein~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ne umuyorduk ki olric?
optugumuz kurbaga prens cikti diye hayatimiz peri masalina mi donusecekti?
Umma olric,yasak dusler kurma...

~Tutunamayanlar | Oguz Atay~

- - - - - - - - - - - - - - - -

NİSA - 89 'Onlar sizin kendileri gibi kafir ve böylece eş olmanızı isterler.
Allah yolunda göç etmedikçe onlardan dost edinmeyin.
Bunu kabul etmez de yüz çevirirlerse onları tutun, bulduğunuz yerde öldürün…'
TEVBE - 5 'Hürmetli aylar çıkınca Allah'a eş koşanları nerede bulursanız öldürün.
Yakalayıp hapsedin.
Gelip geçecekleri bütün yolları tutun.
Fakat tövbe ederler, namaz kılarlar ve zekat verirlerse onların peşini bırakın…'

- - - - - - - - - - - - - - - -

Asil azmaz, bal kokmaz, kokarsa yağ kokar, onun da aslı ayrandır.
Bu arkadaş kokan cinsindendir

~Müslüm GÜRSES~
. - . - . - . - . - . -
width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768



654.904 kb Diksiyon_dersi.pdf

326.379 kb Peygamber_Halkasi.epub

641.035 kb Harry_Potter-Sirlar_Odasi.pdf

911.076 kb Devlet-Platon.mobi

551.361 kb Gayet_Ciddiyim-Gulse_Birsel.epub

118.426 kb Sam_Shepard-Ac_Sinifin_Laneti.docx

979.972 kb Tolstoy-Anna_Karenina-IletisimYay_Ergin_Altay_.epub

317.632 kb Ask-Elif_Safak.epub

1.289.762 kb NEY_IN_BOLUMLERI_YAPISI_VE_OZELLIKLERI.docx

102.955 kb Aysegul_Celik-Sehper_Dehlizdeki_Kus.epub

139.384 kb kilise_donemi_tiyatro.pdf

439.930 kb Erkek_Olu_Kuslar-Inci_Aral.epub

155.122 kb Kramponlu_Ceset-Celil_Oker.epub

504.470 kb les2006mayissozel.pdf

1.653.091 kb SYLVIA_BROWNE-KEHANETLER.pdf

7.411.811 kb Gogol-Tiyatrodan_Cikis.pdf

448.807 kb O-Stephen_King.epub

470.459 kb Yalniz_Kadinlar_Sokagi-Maeve_Binchy.epub

1.773.310 kb Samuel_A._Hay-Amerikan_Oyunlari_CS.pdf

83.008 kb William_Shakespeare-Bir_Yaz_Gecesi_Ruyasi.epub


60

88

91

89

Polis akademisinde polis adaylarına Allah, Muhammed, Kur'an, kitap, ezan üzerine yemin.
Peki bu aslan parçalarının hepsi de Müslüman mı?
Deist, Ateist, Panteist, Agnostik biri olamaz mı?
Ya da belki de Alevi olanlar da vardır?
Mecbur mu insanlar size dinlerini açıklamaya?
Mecbur mu insanlar size yalan söylemeye?
Ayıptır yahu...
Zorbalıktır!..
Dayatmacılıktır!...
22
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

“HANS ANLADI HASAN ANLAMADI”



"HANS ANLADI HASAN ANLAMADI"

AİHM Büyük Dairesinde 17 ayrı ülkeden 17 yargıç önemli bir ihlal kararı verdi. 22 imzalı bir mektup AYM Başkanına gönderildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Osman Kavala'nın haksız olarak hürriyetinden mahkûm edilmesi hakkında aldığı tüm ilgililer hakkında yaptırım uygulanmasına yönelik tavsiye kararını da not edelim. Neden hala AİHM kararı bireyseldi değildi diye tartışıyoruz? Rahmetli Erbakan Hoca sıklıkla "Hans anladı, Hasan anlamadı" diye sitem ederdi. Öncelikle AYM'den ve Yargıtay'dan, sonra tüm mahkemelerden anlaşılmayı bekliyoruz.

Levent Mazılıgüney

16 Ekim 2023

AİHM Yalçınkaya kararında Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin (AİHS) 6. (adil yargılanma hakkı), 7. (kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi) ve 11. (toplantı ve örgütlenme özgürlüğü) maddelerinden ihlal kararı verdi. Elbette 1959 yılından bu yana AİHM'in verdiği 60. ve ülkemiz adına 7. olan AİHS 7. madde ihlali hukuk tarihimize kara bir leke daha bıraktı. AİHM'in ihlal kararının en önemli tarafı ihlal bulgularına yol açan sorunların sistemik olduğunu belirterek ülkemizin genel önlemler alması gerektiğine karar vermesiydi. AİHM kararında açıkça genel tedbirler alınmasını istemişken bireyseldi, geneldi gibi bir tartışma son derece anlamsız ve hem AYM hem de AİHM kararlarının objektif etkisinin önemi ortada ve AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan tarafından da sıklıkla dile getirilirken belki de gereksiz. Gelin görün ki konuşmak, yazmak zorunda kalıyoruz.

Mahkeme kararları gerekçeli yazılır ve elbette somut dosyadaki sorunlara ilişkin, soruna özgü gerekçe içermelidir. Mahkemeler soyut ve genel kuralları yorumlayarak soruna özgü gerekçe yazarken soyut ve genel kural koyar gibi gerekçeler kaleme almazlar. AİHM kararı da elbette bu çerçevede görülmeli ve okunmalı ama okurken ne objektif etki ne de kararın zaten yargı yetkisi kabul edilen en üst uluslararası yargı mercinin genel tedbirler alınmasını içeren kararı olduğu unutulmamalı. Özellikle AİHS 7. madde (kanunsuz suç ve ceza olmaz) ihlaline de bu açıdan bakılmalı.

AİHM ihlal kararının 7. maddeyle ilgili bölümlerine dikkat edildiğinde kısaca şu sonuç ortaya çıkıyor: AİHM, özellikle suçun manevi unsurunun oluşmadığını ve Türk mahkemelerinin bu husustaki gerekçesinin bir VARSAYIMA dayandığını (sanığın eğitim seviyesi dikkate alındığında örgütün nihai amacını (şiddete başvurma, darbe girişimi) bildiği varsayımı), masumiyet karinesinin tersine çevrilerek suçluluk karinesine dayanıp, bir de sanığa masumiyetini ispatlama imkânı da tanınmadığını belirtmiş. Dolayısıyla Türk mahkemelerinin suçun manevi unsurunu somut delillere dayalı olarak gösteremediğini ve derdest 8500 başvuruda da aynı sorunun bulunduğunu ve bu nedenle sistematik sorunun var olduğunu karara bağlamış. Benzer 100 bin (bireysel öngörüm 250 bin) başvuru da yolda diye tespitte bulunmuş.

Belçikalı uluslararası ceza hukuku profesörü Damien Vandermeersch'in Ruanda soruşturmalarındaki tecrübelerinden süzülmüş sözlerini hatırlayalım: "Adalet varsayımla sağlanmaz, adalette varsayıma yer yoktur. Adalet bir inanma ya da inanmama meselesi de değil, bir kanıtlama meselesidir. Adalet bir kanıt meselesidir. (Justice is not done by supposition, there is no room for supposition in justice. Justice is not a matter of belief or non-belief, but a matter of evidence. Justice is a matter of evidence.)

Manevi unsur tartışması yapılmamış, ceza yargılamasında olamayacak "kriterler" cezanın unsurlarının yerine geçirilmiş en az 100 bin başvuru giderse AİHM'in hali nice olur, bizim halimiz nice olur?

İçinde yaşadığımız bu sistematik sorunun giderilmesi için ne yapmak gerekiyor? En çok konuşulan ByLock delili üzerinden ilerleyelim. ByLock verilerinin hukuka uygun elde edilmiş olduğunu ispat edeceksiniz. Verilerin bütünlüğünün korunduğunu, değişmediğini, bozulmadığını, manipülasyon olmadığını hem ispat edecek hem de bunu savunma makamı dahil tarafların denetimine açacaksınız. Sanığın ByLock kullandığını da teknik olarak şüpheye yer vermeyecek şekilde ispat edeceksiniz. Suçun manevi unsurunun oluştuğunu, somut delile dayalı olarak, örneğin ByLock mesajlarında belirli bir sanığın örgütün nihai amacını (darbe yapma) bildiğini ve bu amacın gerçekleşmesi için çalıştığını gösteren mesaj içeriklerine ihtiyaç var. ByLock mesajında darbeye hazırlık gibi bir mesaj içeriği varsa, manevi unsurdan bahsedebilirsiniz. Balığın baştan koktuğu, sayısal verilerin elde edilişin problemli olduğu, denetime açılamadığı, dosya kapsamlarında verilerin birbirleriyle tutarlı olmadığı bir yerde neyi nasıl ispat ediyorsunuz ki manevi unsur tartışmasına geçiyorsunuz?

Hükümetin AİHM'e sunduğu savunmada "Başvuran ByLock kullanmak suretiyle örgütün hiyerarşik yapısının bir parçası haline gelmemiş olsa da bu uygulamayı kullanması, başka bir şekilde bu hiyerarşinin bir parçası haline geldiğinin kanıtıdır" (par. 233) derken ne demek istendi? Allah aşkına, nasıl yazıldı böyle bir cümle, ne demek istendi? Yargımız adına makul bir gerekçe midir bu? Maddi unsur olan hiyerarşinin parçası olmayı böyle mi açıklıyoruz? Manevi unsur nerede?

ByLock için yazdığım her şey SD kart ve ankesör yargılamaları için de geçerli değil mi? Bank Asya, sendika, dernek, vb. diğer "kriterler" de zaten yasal faaliyetler değil mi?

AİHM, Yalçınkaya kararında tespit ettiği kusurların mevcut başvuranın özel davasının ötesinde, özellikle ancak onlarla sınırlı olmamak üzere ulusal mahkemeler önünde görülmekte olan davalarda da dikkate alınması gerektiğini belirtmiş.

Peki ne yapacak bizim yargımız? Öğretmen Yalçınkaya dosyasına benzer şekilde görülmüş ve hükmü kesinleşmiş dosyalarda yeniden yargılama talepleri sunuluyor ve mahkemeler talepleri jet hızıyla reddediyorlar. İtirazlar da reddediliyor ve konu yine AYM önüne gidecek görünüyor.

Bu sırada 12 Ekim 2023 günü uluslararası kuruluşlar ve hukukçulardan AYM Başkanı Prof. Dr. Zühtü Arslan'a bir mektup (https://serbestiyet.com/haberler/uluslararasi-kuruluslar-ve-hukukculardan-aymye-mektup-aihm-kararlarinin-yok-sayilmasindan-endiseliyiz-145254/) haberi geldi. Mektup AYM'nin eposta adresine iletilmekle birlikte Norveç Helsinki Komitesi internet sayfasından da duyurulmuş (https://www.nhc.no/en/turkiye-constitutional-court-should-uphold-decisions-by-the-european-court-of-human-rights/). 22 imzalı mektupta çarpıcı ifadeler var. Mektubun Türkçe çevirisine bakalım. Bazı bölümlerini koyulaştırdım ve dikkat çekmek istedim.

"Sayın Prof. Arslan,

Türk makamlarının Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına bağlılığına ilişkin gözlemlerimizi iletmek üzere sizlere ulaşmaktayız.

Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi'nin kararında da vurgulandığı üzere, Sözleşme'nin 46. Maddesi uyarınca, yargı da dahil olmak üzere tüm ulusal makamlar, Mahkeme kararlarına uyulmasını sağlama konusunda ortak bir sorumluluğa sahiptir. Türk Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) bu konuda örnek teşkil etmesi kanaatindeyiz. Ancak AYM'nin Yıldırım Turan ([GK], B. No: 2017/10536) davasında Mahkeme'nin Hakan Baş ve Alparslan Altan kararlarını görmezden gelmesi maalesef talihsizliktir.

Alt derece Türk mahkemelerinin artık hem AİHM hem de AYM kararlarına meydan okuyor gibi görünmesi de endişe uyandırmaktadır. Örneğin, Yargıtay'ın AİHM kararlarını hiçe sayan son kararları bizi dehşete düşürmüştür. AİHM'in son Yüksel Yalçınkaya kararı, Türk yargısının devlet güvenlik yasalarını yorumlamasının son derece sorunlu olduğunu göstermektedir. Yalçınkaya kararında AİHM Büyük Dairesi, Türk mahkemelerinin Ceza Kanunu'nun 314. maddesini yorumlamasının kanunsuz ceza olmaz ilkesinin yanı sıra adil yargılanma hakkı ve toplanma özgürlüğünü ihlal ettiğine hükmetmiştir. Büyük Daire ayrıca, tespit ettiği sorunların münferit olmadığını belirtmiş, derdest 8.000 kadar başvurunun yanı sıra yapılması muhtemel 100.000 yeni başvuruyu da ilgilendiren oldukça sistemik bir soruna işaret etmiştir.

Türkiye'nin 2016 yılındaki darbe girişimi ve ardından ilan edilen olağanüstü hal sonrasında karşılaştığı zorlukları tamamen anlıyor ve empati kuruyoruz. Ancak, OHAL'in kaldırılmasının üzerinden beş yıl geçmiş olması nedeniyle, normatif yargı süreçlerine geri dönülmesi hem arzu edilir hem de elzem görünmektedir.

AYM'nin Türkiye'deki insan hakları durumunu iyileştirmek ve yukarıda bahsi geçen sistemik sorunları ele almak suretiyle olumlu bir değişime öncülük etme potansiyeline sahip olduğuna yürekten inanıyoruz.

Nihayetinde, bugün verilen kararlar yarının mirasını oluşturacaktır. Bunu yaparken, gurur, adalet ve hakkaniyetle yankılanan bir miras yaratabileceğinizden eminiz.

Saygılarımızla"

İmzacıları arasında Uluslararası Barolar Birliği İnsan Hakları Enstitüsü, İtalyan İnsan Hakları Federasyonu, Norveç Helsinki Komitesi gibi kuruluşlarla birlikte hukukçuların da bulunduğu mektubun önemli olduğunu düşünüyorum.

AİHM Büyük Dairesinde 17 ayrı ülkeden 17 yargıç önemli bir ihlal kararı verdi. 22 imzalı bir mektup AYM Başkanına gönderildi. Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi'nin Osman Kavala'nın haksız olarak hürriyetinden mahkûm edilmesi hakkında aldığı tüm ilgililer hakkında yaptırım uygulanmasına yönelik tavsiye kararını da not edelim. Neden hala AİHM kararı bireyseldi değildi diye tartışıyoruz?

Rahmetli Erbakan Hoca sıklıkla "Hans anladı, Hasan anlamadı" diye sitem ederdi. Öncelikle AYM'den ve Yargıtay'dan, sonra tüm mahkemelerden anlaşılmayı bekliyoruz.

AİHM kararını yeniden anlayış zemininde bir araya gelmek ve hukuk fakültelerinde öğretilen hukuku uygulamak için fırsata çevirebiliriz.

https://serbestiyet.com/gunun-yazilari/hans-anladi-hasan-anlamadi-145568/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Belanin en tehlikelisi yuze gulerek gelendir.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Anlamlı olmadıkça özrün, özür olmadığını hatırlamalıyız.

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

LİBYA'DA SARRAC İHANETİ Mİ? HULUSİ AKAR NEDEN SİNİRLENDİ? HAFTER KİMDİR? TÜRKER ERTÜRK | FERİT ATAY

https://www.youtube.com/watch?v=ubr6Z_GAMWw

- - - - - - - - - - - - - - - -

Antik ya da karma olsun tüm devletlerin kökleri iyi yasalar ve iyi silahlardır.
İyi silahlar olmadan iyi yasalarınız olamaz.
İyi silahlarınız olduğu zaman iyi yasalar kendiliğinden gelecektir.

~Niccolo Machiavelli~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Optimum medicamentum quies est
En iyi ilac dinlenmektir.

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Umut, Yoksulun Ekmeğidir.

~THALES~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ogrendiklerini bir saat gibi cebinde tasi, ikide bir saati oldugu gostermek isteyen insanlar gibi ortaya cikarma, eger birisi sana saati sorarsa soylersin, ama her saat basinda sorulmadan saat kalesi gibi otmez.

~L.CHESTERFIELD~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Türker Ertürk Sirenayka-Trablus-Fizan - Sesli Köşe Yazısı 27 Ağustos 2020 #Perşembe #EvdeKal

https://www.youtube.com/watch?v=9t_O5PzjqPM
. - . - . - . - . - . -
width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768


width=768



6.160.220 kb Nazife_Gungor-Arabesk.pdf

1.218.986 kb Nil_Peri_Gokce-Saglikli_Beslenme_Guzellik_ve_Cinsellik.epub

3.518.775 kb Pertev_Naili_Boratav-Turk_Mitolojisi.pdf

398.627 kb Josh_Verdon-Aklindan_Bir_Sayi_Tut.epub

3.532.984 kb GITAR_METODU_VE_REPERTUARI.pdf

927.802 kb Basic-French.pdf

5.265.849 kb Rollo_May-Kendini_Arayan_Insan.pdf

419.253 kb Dostoyevski-Olu_Evinden_Anilar.epub

826.051 kb Thea_Alexander-M.S._2150.epub

706.250 kb Samuel_Beckett-Godot_yu_Beklerken-2.pdf

313.344 kb Orhan_Asena-Siginti.doc

4.174.785 kb M._Tayyib_Gokbilgin-Osmanli_Paleografya_ve_Diplomatik_Ilmi.pdf

583.396 kb SEYYID_EYYUB_BIN_SIDDIK-12MENAKIB-I_CIHAR_YAR-I_GUZIN.epub

396.889 kb PHP_1.rtf

5.173.061 kb Cocukta_Oyun_Gelisimi.pdf

144.997 kb Filiz_Bingolce-Kadin_Argosu_Sozlugu.epub

527.917 kb Frank_Herbert-Dune_2_Dune_Mesihi.epub

493.060 kb Salahi_Sonyel-Gizli_Belgelerde_Mustafa_Kemal_Vahdettin_ve_Kurtulus_Savasi.epub

2.739.795 kb Colloquial_French_2.pdf

204.314 kb John_Gray-Erkekler_Marstan_kadinlar_Venusten_iletisimi_gelistirmek_ve_iliskiler.epub


72

78

Özlem Zengin: "Selahattin Demirtaş'ın Öcalan'ın metnini birkaç kez okuyup kendine rehber edinmesi ve onu örnek alması lazım."
(2015)
30

82

55
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/