31 Ağustos 2013 Cumartesi

10-Anıtkabir’de polis müdahalesi! - Düğünlerde bayrak yasak



Anıtkabir'de polis müdahalesi!

31 Ağustos 2013

Ankara'da Zafer Bayramı'nı kutlamak için Anıtkabir'e yürüyen vatandaşlara polis biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti.

30 Ağustos Zafer Bayramı kutlamaları akşam saatlerinde coşkusunu artırdı.

Ankara'nın dört bir yanından Anıtkabir'e yürümek isteyen vatandaşlara polis Anıttepe civarında müdahale etti.

Anıtkabir'e çok yakın bir bölgede polisin sıktığı biber gazı ve tazyikli suya maruz kalan vatandaşlar, müdahalenin ardından yürüyüşlerine devam etti.

Atatürkçü Düşünce Derneği, Türkiye Gençlik Birliği, Vardiya Bizde Platformu ve CHP'nin katıldığı yürüyüşe vatandaşlar alkış ve kornalarla destek verdi.
Anıtkabir'e yürüyen grup, ardından Anıtpark'taki konser alanına geçti.
Burada da müzikler eşliğinde kutlama yapıldı.
Yürüyüşe katılan vatandaşlar polisin su sıkarak müdahalede bulunmasına tepki gösterdi.

SÖZCÜ

-                           -                           -                           ^^^^^ - vvvvv

Düğünlerde bayrak yasak

31 Ağustos 2013

Düğün yapmak isteyen aileye, 'Bayrak asılamaz' diye belge imzalatıldı.
İddiaya göre; gerekçe olarak de 'Türk Bayrağı tahrik unsuru' denildi.

TEPKİ toplayan uygulama Aydın'ın Didim İlçesi'ne bağlı Akbük Beldesi'nde yaşandı.
İddiaya göre; hafta sonu oğluna düğün yapmak isteyen baba Mehmet Ail Özdemir, izin almak için beldedeki jandarma karakoluna başvurdu.

Aile itiraz etti ama…

Özdemir'e burada "İzinsiz Türk Bayrağı asılamaz" yazılı bir belge imzalatıldı.
İtiraz eden Mehmet Ali Özdemir'e, "Genelge var, olmaz" denildiği ileri sürüldü.
Mehmet Özdemir olayla ilgili şunları söyledi:

'Kanıma dokundu'

"Bu sadece bize uygulanan bir şey değil.
Bu ülkede PKK paçavrası astırıyorlar ama biz oğlumuzun düğününde Türk Bayrağımızı asamadık.
İnsanın kanına dokunuyor.
Bu belge yüzünden olay çıksın istemedik.
Biz Türk Bayrağı'nı gönlümüze asmışız zaten.
Türk Bayrağı asmak tahrik unsuru oluyormuş.
İçişleri Bakanlığı'nın bu konuda bir genelgesi olduğunu söylediler.
Muhalefetin boş işlerle değil, bu konulara el atması gerekmiyor mu?"

'Görevi bıraksınlar'

MHP Aydın Milletvekili Ali Uzunırmak, Didim'deki düğünde Türk Bayrağı asılmasına izin verilmemesine tepki gösterdi.
Uzunırmak, "Bayrağımızı tahrik unsuru olarak algılayan kamu görevlisi görevini bırakmalı.
Bayrak varlığımız ve bağımsızlığımızın bir nişanesidir.
Bağımsızlığımızı tahrik olarak algılayacak bir devlet görevlisi düşünemiyorum"
diye konuştu.

Tüzüğü hatırlattı

MHP Milletvekili Ali Uzunırmak, SÖZCÜ'ye yaptığı açıklamayı şu sözlerle sürdürdü: "AKP hükümeti döneminde bayrağımız tartışılır hale geldi.
Düğünlerde bayrak asma geleneği olmasına rağmen, şimdi bu da yasaklanıyor.
Bu yapılan uygulamalar kabul edilecek şeyler değil.
Düğünlerde bayrak asılmasına engel olacak bir durum olmadığı Bayrak Tüzüğü'nde de açıkça belirtiliyor.
İlgili tüzükte yer alan 12'nci maddede 'ancak' ifadesine yer verildikten sonra şu açıklama yapılıyor: "Milli spor karşılaşmalarında ve milli gelenekle gerekiyorsa törenlerde ve düğünlerde Bayrak kullanılabilir."

SÖZCÜ


a45UyF587661-201307301451-10
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

Herkes ogut dinleseydi kimse yeniyi yaratamazdi.

Anonim Nasihat
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



10-AKP'li vekil: Bu kadar tören, nereye kadar?



AKP'li vekil: Bu kadar tören, nereye kadar?

31.08.2013 - 14:25

DHA

ZAFER Haftası törenlerini eleştiren AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, "Bu kadar tören, bu kadar tören, bu kadar tören.
Nereye kadar?
Ömrümüz boyunca bunları mı yapacağız?"
dedi.

AK Parti Afyonkarahisar İl Başkanlığı'nın 44'üncü İl Danışma Meclisi toplantısı, Yeni Belediye Sosyal Tesisleri'nde gerçekleşti.
Toplantıya, AK Parti Afyonkarahisar Milletvekili Halil Ürün, Afyonkarahisar Belediye Başkanı AK Partili Burhanettin Çoban, AK Parti İl Başkanı Mehmet Zeybek, İl Genel Meclisi Başkanı Salih Sel ile parti üyeleri katıldı.

ZAFER HAFTASI YORDU

Danışma Meclisi'nde konuşan Milletvekili Halil Ürün, Zafer Haftası dolayısıyla Afyonkarahisar'daki yoğun tören programını eleştirdi.
AK Parti teşkilatının başkan seviyesindeki üyelerinin Zafer Haftası nedeniyle fevkalade yorulduğunu belirten Ürün, "Belediye başkanımız, il başkanımız, il genel meclisi başkanımız, törenden törene koştuk.
Bunlar da inşallah bir kısım gelişmelere vesile olacak önümüzdeki yıllarda.
Her gün gelişmeye devam ediyor.
Değişim ve gelişim, hayatın kendisinde var.
Törenler konusunda da inşallah önümüzdeki yıllarda müsbet gelişmeler olabilir.
Bu kadar tören, bu kadar tören, bu kadar tören.
Nereye kadar?
Ömrümüz boyunca bunları mı yapacağız?
Kısmen düzelmeler var, ama inşallah ileride daha da düzelecek törenler konusu"
diye konuştu.

'MUHTAR BİLE OLAMAZ' MANŞETİ

2001 yılında AK Parti kurulurken büyük zorluklarla karşılaştıklarını, ancak tüm zorlukları birlik, beraberlik ve iyi niyetle aştıklarını aktaran Ürün, basın kuruluşlarının yayınladığı haberlere de gönderme yaptı.
2001 yılında bütün ilçelerde, belde teşkilatlarında çok ciddi sıkıntı çektiklerini, 'AK Parti'nin önü kapalı' eleştirisinin dile getirildiğini, bazı gazetelerde Başbakan Erdoğan hakkında 'Muhtar bile olamaz' diye manşet atıldığını kaydeden Halil Ürün, şöyle konuştu:

"Ve yine en çok seyredilen günlük magazin televizyonları, her gün bizim aleyhimize konuşuyorlardı.
Çok satan gazeteler, bizim aleyhimize konuşuyorlardı.
Sadece 2001'de başlamamışlardı ki konuşmaya.
Sayın genel başkanımızın 1994'te İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne aday olduğumuz günlerden başlamışlardı.
Habire aleyhinde yazıyorlardı, habire aleyhinde yazıyorlardı.
Medya, sayın Başbakan'a şu cümleyi kurdurdu: Biz bugünlere manşetlerle mücadele ederek, manşetlere rağmen geldik"

MANŞETLER SEÇİMİ ETKİLİYOR

Gazetelere atılan manşetlerin seçim dönemlerinde etkili olduğunu öne süren Ürün, buna örnek olarak da 1999 yılındaki genel seçimlerde Demokratik Sol Parti'nin yüzde 21 oy almasını gösterdi.
Ürün, "Peki manşetler hiç mi etkilemiyor bu toplumu?
Öyle bir etkiliyor, öyle bir etkiliyor ki maalesef.
İnsan etkilenen ve etkileyen bir varlıktır.
Arka arkaya sürekli görüntüler yayınladığınız zaman televizyonlardan, gazetelerden, manşetlerden aynı yönde çakışan fikirler ifade ettiğiniz zaman insanlar etkileniyor.
Ben bu medyanın en büyük etkinliğini 1999 seçimlerinde gördüm.
1999 seçimlerinde, hiç alakasız bir parti, Demokratik Sol Parti, yüzde 21 oy aldı medyanın etkisiyle.
Bir sonraki seçimde yüzde 1 bile alabildi.
Medya seçimleri böyle manipüle edebiliyor.
Bir kısım insanlar, 'Muhtar bile olamaz' derken niyetlerini söylüyor.
Onlar istiyorlar ki bu millete hizmet edecek kişiler, muhtar bile olamasın.
Bir de bu milletin gerçek fertleri var"
diye konuştu.

'AYAK KOKUSUNDAN BELEDİYEYE GİREMİYORDUK'

AK Parti İl Danışma Meclisi'nde belediye başkanları adına konuşan Emirdağ Belediye Başkanı Cengiz Pala ise AK Parti'den önceki belediyecilik anlayışını ilginç bir şekilde anlattı.
Pala, şöyle konuştu:

"Bizden önceki yıllarda sanki Afyon bizim ilimiz değil, Emirdağ Afyon'un ilçesi değildi.
Biz çok garip kalmıştık.
İnanın ben belediye başkanı olarak seçildiğimde belediye binasına emin olun ayak kokusundan giremiyorduk.
Teksas kapısı gibi kapıyı tepikle açıyoruz.
Belediye birimlerinin içerisinde doğru dürüst adam ve mevki yoktu"

 


a45UyF587661-201307301451-10
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

BIR DUYMA DA GOR
. . . . . .
Bir duyma da gurultusunu
Dallarda citirdayarak acilan fistiklarin,
Gor bak ne oluyorsun.
Bir duyma da gor su yagan yagmuru;
Calan cani, konusan insani.
Bir duyma da kokusunu yosunlarin,
Istakozun, karidesin,
Denizden esen ruzgarin...

Orhan Veli KANIK
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.



10-TARAF YAZDI oğlum tutuklandı



TARAF YAZDI oğlum tutuklandı

Balyoz'dan 18 yıl ceza alan Albay Bora Serdar'ın babası Ahmet Serdar anlattı

Baba Serdar oğlunun tutuklanışını şöyle anlatıyor:

Garip olan, 25 Ocak 2010'da Taraf'ta adı geçti, 23 Temmuz'da tutuklama kararı çıktı.

Ağustos'ta YAŞ kararlarıyla birlikte tutuklanma kararı kalktı.

Ne hikmetse 11 Şubat 2011 tarihinde yine mahkeme kararı ile tutuklandı

Aydınlık, 1 Mart 2013

Balyoz Davası'ndan 18 yıl hüküm verilen Kıdemli Kurmay Albay Bora Serdar'ın babası Ahmet Serdar oğlunu ve mücadelesini Aydınlık'a anlattı.

Ahmet Serdar 1929 doğumlu, Ordu Fatsa'lı.
Hala orada ikamet ediyor, oğlunu ziyaret etmek ve tedavi olmak için İstanbul'a geliyor.

1949 yılında Köy Enstitüleri daha sonra Gazi Eğitim'den eğitim bölümü mezunu.

31 yıl öğretmenlik yapmış.
Eşi de öğretmenmiş .
14 yıl önce eşini kaybetmiş.
Ahmet Serdar'ın iki oğlu var.
Bora Serdar küçüğü.

'Görevini tam yapar'

Baba Ahmet Serdar oğlunu anlatırken gözleri doluyor, o yüzden konuşmaya sık sık ara vermek zorunda kalıyoruz.

Bora Serdar'ın çocukken ele avuca sığmayan bir çocuk olduğunu anlatan Ahmet Serdar, oğlunu şu sözlerle anlatıyor:

"İlkokulda bütün mahalle sakinleri ile ilişkide olan bir kişiydi, söylemeden söylenecekleri anlayabilen bir çocuktu, abisinden daha önce okumaya başladı.
Ortaokul 3.sınıftayken 1.ve 2.sınıftaki çocuklara Matematik dersi verirdi.
Maçka Teknik Lisesi'ni çok iyi derece ile bitirdi.
1981 yılında Deniz Harp Okulu'na girdi.
Bora üzerine aldığı görevi tam yapmak ister, tertipli ve düzenlidir.
Her zaman başarılı olmuştur."

Baba Serdar, oğlunun görevlerini anlatırken gözlerinin içi parlıyor.
Anlattığına göre, Bora Serdar önce su üstü gemisinde elektrik subayı olarak bir yıl görev yaptı.
İkinci senesinde çok istediği denizaltılarda göreve başladı.
Kurmaylık sınavını kazandı ve daha sonra silah arkadaşlarını kurmaylık sınavına hazırladı.
Daha sonraki görevi denizaltılarda komodorluktu, 6 gemiyi komuta ediyordu.
Son olarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığı karargahında göreve getirildi.
Bu arada Bora Serdar bir üniversite daha bitirdi.
Bölümü işletme yönetimiydi.

'Ulusalcı, milletine bayrağına bağlı'

Ailesi Bora Serdar'ın Amiral rütbesine yükselmesini beklerken, kendi ifadeleriyle "o kahredici kara günler" başladı.
Ahmet Serdar'ın anlatımından o günlerin hikayesi şöyle:

"Garip olan, 25 Ocak 2010 da Taraf gazetesinde adı geçti, 23 Temmuz 2010 da yakalama ve tutuklama kararı çıktı, fakat 2010 Ağustos YAŞ kararları açıklandıktan sonra tutuklanma kararı kalktı.
Ne hikmetse 11 Şubat 2011 tarihinde yine mahkeme kararı ile tutuklandı.
Tutuklandığını gelinim söyledi.
O gün yıkılmıştım, akşam da Bora telefon açtı.
Sadece 'nasılsın' diyebildim.
Söyleyeceklerim boğazıma dizilmişti.
O gece yaşadıklarımı anlatamam.
Mahkemelere ve kapalı görüşe sağlığım el vermediği için gidemedim.
Mahkeme safhalarını yazılı ve görsel basından ve gelinimin anlattıklarından takip edebildim."

Babasına göre oğlu suçlu muydu?
Kesinlikle hayır.
Ahmet Serdar "
Bora ve sınıf arkadaşlarını çok iyi tanıyorum, hatta bir dönem önde veya arkada olanları da tanıyorum, hepsi çok başarılı çocuklar, hepsi pırıl pırıl kişilerdir.
Bunlar yurdunu seven, onurlu, ulusalcı, milletine bayrağına bağlı, mesai sınırlaması tanımayan vatan için her şeyi göze alan kişilerdir
" diye anlatıyor onları.

'Yugoslovya gibi bizi de bölmek istiyorlar'

"Bora Serdar ve diğer komutanları tutuklayanların amaçları ne" sorusuna ise şu yanıtı veriyor:

"Bir yerlerde bu senaryolar yazıldı, çizildi ve uygulanmaya başladı, amaç Türkiye'yi savunmasız bırakmak, büyük devletlere karşı olan bağımlılığın devam etmesini sağlamak.
Deniz Kuvvetlerimiz son dönemlerde inanılmaz bir milli atak başlatmıştı, kimseye muhtaç olmadan gelişiyordu, işte bunun önü kesildi.
Birde ABD 2008 de Rusya Gürcistan savaşı sırasında Boğazlardan Karadeniz'e gemilerini geçirememişti, bunda en büyük sorumlunun Türk Deniz Kuvvetleri olduğunu biliyordu, işte şimdi onun intikamını alıyor.
ABD ve emperyallerin 200 seneden beri hedeflerinde Türkiye ve bulunduğu coğrafya var .
İşte Türk Ordusu bu coğrafyada emperyallerin çıkarlarına engel teşkil etmesi nedeniyle saldırıya uğramıştır.
NATO bizim için en zararlı örgüt,
bu gün canımızı yakan tüm sorunların kaynağında ABD ve NATO var.
Amaçları Yugoslavya'yı nasıl böldülerse Türkiye'yi de öyle bölmek.
Ama eğer Atatürk dönemindeki birlik ve beraberlik olursa bunda başarılı olamayacaklardır.
Ve o beraberliğin kurulacağına inanıyorum.
Türk Ordusunu yıprattıklarını zannedenler en kısa zamanda yanıldıklarını anlayacaklardır.
Türk ordusu bu milletin göz bebeğidir, onun bağrından doğmuştur.
Her zaman olduğu gibi ordumuz bu karanlık günleride milletinin yardımıyla atlatacağına ve bu işte parmağı olanların en kısa zamanda adalet karşısına çıkacaklarına inanıyorum ve onlar bizim yaşadıklarımızın çok daha fazlasını yaşamalarını diliyorum.
Bizler zor günlerde, iyi günlerde hep
'Vatan Sağ Olsun' dedik ve demeye devam edeceğiz."


http://www.gazetevatanemek.com/index.php/haberler/item/8589-tarafta-adi-gecti-oglum-tutuklandi.html


a45UyF587661-201307301451-10
^^^^^ - vvvvv
 

zaryop:jaro

Ilim uygulamayla esittir.

Hz.Ali
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.