31 Ocak 2012 Salı

Fwd: Afife Jale


-------- Original Message --------
Subject:    Afife Jale
Date:     Tue, 31 Jan 2012 04:04:42 -0800 (PST)
From:     Pam <levbaba@yahoo.com>

K

eriman Halis Ece'nin olumunun ardindan baslatilan -bence- cok anlamsiz tartismalari okurken ilk kadin tiyatro oyuncumuz Afife Jale'yi hatirladim.

Sanatina her zaman hayranlik duydugum Mujde Ar, o kendine has guzelligi ile Afife Jale'yi ne kadar ustalikla canlandirmisti.
Bir kadinin, o donemin tum on-yargilarina ve ahlaksizlik suclamalarina ragmen tiyatroya duydugu aski, sahne sevgisini ve dramatik sonunu ne de guzel oynamisti.

Afife Jale, benim de nerdeyse tum hayatim boyunca icinde yasadigim Kadikoy'de dogdu.
Sene 1902.
O yillarda Istanbul'un sanat hayatinda agirlikli olarak gayri muslimler etkili ve hemen hepsi mesleklerinde duayen kabul edilmekte.
Turkler ise, cekine cekine bazi ilkleri basarmanin derdindeler.

Kucuklugunde icine tiyatro aski dusmustu Afife'nin.

Istanbul Kiz Sanayi Mektebinde okur.
1918'de Darulbedayi'ye (Sehir Tiyatrolari) alinmak uzere acilan sinava girer.
10 Kasim 1918'de bes kizimiz stajyer kadrosuna alinirlar: Behire, Memduha, Beyza, Refika ve Afife.

Refika ve Afife disinda diger kizlar, nasil olsa bizi sahnede oynatmazlar, diyerek ayrilirlar.
O yil icinde Refika tiyatronun suflor, Afife ise "mulazim artistlik" (stajyer oyuncu) kadrolarina gecis yaparlar.
Afife bir yil boyunca provalara katilir, kendini sahneye hazirlar ama bir turlu bekledigi firsat eline gecmez.
Refika ise, sahne gerisinde yer alan ilk Turk kadini unvanini alir.

Simdiki adi Reks sinemasi olan Kadikoy'deki Apollon Tiyatrosunda Huseyin Suat'in "yamalar" isimli oyunu sergilenmektedir.
Bu oyunda "Emel" isimli karakteri canlandiran Eliza Benemenciyan gruptan ayrilip yurt disina gidince, bu rolu oynayacak bir kiz aramaya baslarlar.
Iste Afife ilk defa "Jale" takma adi ile Apollon Tiyatrosunda sahne alir.
O unutulmaz geceyi yillar sonra bir soyleside soyle anlatacaktir:

"Hayatimda mesut oldugum ilk geceydi ...
Sanatin ruhuma verdigi guzel sarhosluk icindeydim.
Oyunda bir aglama sahnesi vardi.
Orda taskin bir saadetle agladim.
Her yerden alkislar, alkislar geliyordu.
Perde kapandi, sonra acildi, bana cicekler getirdiler.
Muharrir Huseyin Suat Bey kuliste bekliyormus.
Ben cikarken yanima geldi, alnimdan optu: Bizim sahnemize bir sanat fedaisi lazimdi, iste o fedai sensin, dedi."

Afife Jale'nin, her tiyatrocunun vurguladigi gibi o "sahne tozunu" bir kere cigerlerine cektikten sonra, artik o dunyadan ayrilabilmesi mumkun degildir.
"Tatli Sir" ve "Odalik" oyunlarinda polis baskinlari duzenlenir.
Icisleri bakanliginin gonderdigi bir genelge ile sahneye musluman kadinlarin cikmasi yasaklanmistir.
Ama tum baskilara ragmen Afife Jale bir yolunu bulup sahneye cikmakta ve kendisini izleyen diger kadinlara canli bir ornek sunmaktadir.
Diger kizlarimiz da tiyatro dunyasina adim atmaya baslarlar.
Burhanettin toplulugunda Seniye, Yeni Sahne'de Saziye (Moral), Munir (Neyire Neyyir), Bedia (Muvahhit); Milli Sahne'de Huriye, Hikmet ve Ruhat gibi genc yetenekler Afife'yi izlemektedirler.

Bir yanda tiyatro sevdasi Afife'ye yasam gucu verirken, diger yanda devlet, toplum ve aile baskilari onu bunaltmaya baslamistir.
Bir polis baskinindan sonra arkadaslari onu apar topar kulisten kacirirlar, fakat sokakta yakalanmaktan kurtulamazlar ve karakola goturulurler.

"Dinini, milliyetini unutan kadin sen misin ?" diyerek hirpalanir.
Aile icinde, babasi da tiyatroculuga karsidir.
Babasi Hidayet bey'in gozunde Afife artik "hafifmesrep" bir kadin olmustur.
Bir aile ici kavgada babasi: "Benim Afife diye bir kizim yok !" diyerek iliskiyi koparir.
Bunun uzerine Afife evden ayrilir.

Fakat felaketler zinciri daha yeni baslamistir.
1921'de Dahiliye Nezareti'nin bir buyrugu ile belediye, 204 sayili bildiriyi Darulbedayi yonetim kuruluna gonderir.
Bildiride, musluman kadinlarin kesinlikle sahneye cikmayacagi emredilmistir.
Bu emirden sonra Afife'nin Darulbedayi'deki ucretli gorevine son verilir.
Artik guvencesizdir, parasizdir ve korunmasizdir.
Sinirleri iyice zayiflamis, siddetli basagrilarindan kurtulmak icin haplara siginmaya baslamistir.
Suriye'li bir eczaci ile tanisir.
Eczaci gercekten vahim bir karar alarak morfinle tedavi yolunu secer.
Uyusturucu damarlarina bir kac kez zerkedildikten sonra, Afife artik bir morfinmandir.

Bir kac yil sonra Burhanettin Tepsi kumpanyasi ile Anadolu'da turneye cikar, sonra doner ve Kadikoy'de oynar, ardindan Fikret Sadi'nin Milli Sahne'sinde cesitli temsiller verir.
Sanat hayatinda bir rahatlama olmus ve ozgurce sanatini icra etme sansina kavusmustur.
Zira, o firtinali yillarin ardindan, devlet koltugunda bilimin ve sanatin degerini takdir eden gercek bir lider oturmaktadir: Mustafa Kemal Ataturk.
Yeni kazanilan bir zaferin ve binlerce siyasi entrikanin icinde bile Ataturk kadinlara ve sanatciya vakit ayirabilmis ve kadinlarimizin sahneye cikabilmeleri icin gereken emirleri vermistir.

Maalesef, tum bunlar Afife icin gec kalinmis onlemler olur.
Uyusturucu gunden gune sagligini bozunca Afife Jale tiyatro yasamini birakmak zorunda kalir.
Bu durum onun sinirlerini busbutun harab eder.

1928 yilinda bir arkadasi ile Kusdili cayirinda Hafiz Burhan'in bir konserine gider.
Orda Burhan'a eslik eden tambur ustasi Selahattin Pinar'la tanisir.
Selahattin Pinar ona cilginca asik olur, 1929 yilinda evlenirler.
Evliliklerinin baslangici, sanki 70'li yillara ait klasik bir Turk filmi senaryosu gibi yurur.
Her ikisinin de cocuklugu acilar icinde gecmistir.
Hayatin icinde kacirdiklari, yasayamadiklari her guzelligi yeniden kesfetmeye calisirlar.
Oyunlar oynarlar, bahcelerinde bitkiler yetistirirler, siirler yazarlar.
Selahattin Pinar bu ask yillarinda hala dillerden dusmeyen sarkilarini besteler:

"Nereden sevdim o zalim kadini."

"Ask gibi, sevda gibi, huysuz ve tatli kadin."

Elbetteki hayat bir masal degildir.
Pinar bir sure sonra esinin morfin bagimlilini anlar.
Ustelik Afife daha fazla morfin bulabilmek icin Suriye'li eczaci ile cinsel iliskiye girmistir.
Genelde, bir erkegin karisini oldurecegi namus davasidir bu.
Ama Pinar, onun durumunu anlar, esini bu illetten kurtarmak icin mucadele etmeye baslar.
Fakat zehir artik vucudundaki her damara ulasmistir.
Hatta -kimbilir belki de meraktan dolayi- morfin aldigi icin S.
Pinar'in kendisi dahi bu tuzaga dusecek gibi olur.
Afife vucudunu eriten morfini almadan duramaz, zira tiyatroyu birakmanin acisini baska hicbir sey hafifletemez olmustur.
Kocasina "birak beni !" diyerek yalvarir.
1935 yilinda bosanirlar.

Afife Jale icin artik sefalet yillari baslamistir.
Parklarda yatar, asevlerinde karnini doyurmaya calisir, nihayet sinir sistemi tamamen iflas eder ve Bakirkoy Akil ve Sinir Hastaliklari hastanesine kaldirilir.
24 Temmuz 1941 gunu, daha yalnizca 39 yasinda iken hayata veda eder.
Olumu gazetelerde bile yayinlanmaz ve cenazesine sadece 4 kisi katilir.
Mezar yeri kaybolur, fotograflari kimbilir hangi eskicilere, sahaflara satilir veya yirtilir.

Boylece unutulur.

Ama tiyatromuzda kadinlarin onu acilmistir artik.
Othello oyununda Desdemona rolunu Bedia Muvahhit, Emilia'yi ise Neyyire Neyir canlandirirlar.
Tiyatro okuluna basvuran ogrenciler arasinda kizlarin sayisi giderek artmaktadir.
Bu arada Darulbedayi'nin ismi "Istanbul Sehir Tiyatrolari" olarak degistirilir.

Neyse ki cumhuriyetimizin vefakar insanlari bu sanatciyi uzun yillar sonra yeniden kesfederler.
Yonetmenligini Sahin Kaygun'un yaptigi, basrollerini Mujde Ar ve Tarik Tarcan'in paylastigi "Afife Jale" sinema filmi ile bu acili hayat sinemaseverlere ulastirilir.
TRT kanalinda "unutulanlar" isimli bir proje icinde de Afife canlandirilir.

Fatih Sultan Mehmed, Hz Muhammed uzerine biyografiler de yazan kadin gazeteci Nezihe Araz, Afife Jale icin bir senaryo kaleme almis ve Afife'nin agzindan sunlari yazmistir:

"Beni aciyarak degil; dusunerek, severek, kucaklayarak hatirlayin.
Tiyatro varsa ben de varim."
Haldun Dormen'in onerisi ile 1977 yilindan sonra "Afife Jale" adina tiyatro odulleri duzenlenmistir.

***

Bir yola ilk defa cikanlar genelde aci bedeller oderler.
Tarihin bir cilvesidir bu.
Afife Jale de bu kaderden kurtulamamis, sanata olan askinin bedelini bence fazlasi ile odemistir.

Bu hanimin oykusunu okuyan ve kendilerini dindar zanneden bazi insan musvetteleri sunu da diyebilirler.
Iste, gordunuz mu kendi basina buyruk hareket eden kadinin sonunu.
Morfinman olmus, kocasini aldatmis, aklini kaybetmis ...
vesaire vesaire.

Bir sanata, bir ilme kendilerini adayip nice insana yol gosterenleri ve gelecek nesiller icin daha ozgurce bir ufuk acanlari ne yazik ki sirtlanlara ve cakallara anlatamayiz.
Onlar, hirildanarak, homurdanarak, bin tur garez, nefret ve kiskanclik icinde les yemeye devam edeceklerdir.

Afife Jale hanimi saygi ile anmayi bir borc biliyorum.

Huzur icinde yatsin ve ruhu sanatin en yucesi icinde pirildasin.

levent

 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Ben tekkeye degil, dergaha gittim.  Tayyip ERDOGAN Buyuk Turk dusunuru, feylosof (22.1.1997 Gozcu)% Tutturmuslar laiklik elden gidiyor, diye!.. Yahu bu millet istedikten sonra laiklik tabii elden gidecek!.. Sonra nedir bu laiklik Allah askina?.. Bu ne menem sey?.. Cikiyor Icisleri Bakani, 'Devlet dine karisir' diyor. Eeee.. gerisini niye soylemiyorsun?.. Din devlete karisir demiyorsun!..   Tayyip ERDOGAN Buyuk Turk dusunuru, feylosof   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

POLITIK - ATATÜRK DİYOR Kİ

'ATATÜRK DİYOR Kİ'rekor kırıyor…

Posta yazarı Işık:Ölümünün ardından 74 yıl geçmesine rağmen hala Atatürk'e sallamaktan vazgeçmeyenlerin 2 nedeni var..

Taha Akyol'un oğlu Mustafa Akyol'un Star Gazetesi'ndeki 'Gençliğe Hitabe kaldırılsın' yazısına Posta yazarı Candaş Tolga Işık'tan sert cevap geldi.
Her fırsatta Atatürk'e saldırıldığına işaret eden Işık,
'Demokrasiyi sevmezdi zaten diktatördü…
Çapkındı…
Karanlıktan korkardı…
Rakı içerdi…'
deyip 'Ölümünün ardından 74 yıl geçmesine rağmen hala Atatürk'e sallamaktan vazgeçmeyen arkadaşların 2 nedeni var..'
diye yazdı.

İşte Işık'ın 'ATATÜRK DİYOR Kİ' başlıklı o yazısı

Tehcir aslında onun fikriydi…
Dersim'i de o planladı…
Başka?
Vahdettin'i aldattı.
İnönü'yü ortada bıraktı.
Karabekir'i kandırdı.
Okyar'ı ateşe attı.
Hava temizlemede hepa sistemli süper cihaz

KURTULUŞ SAVAŞINDA HİÇ SAVAŞMADI

Başka başka?
Çanakkale'de aslında o kadar da büyük bir başarısı yok…
Kurtuluş Savaşı'nda hiç savaşmadı…
Bitti mi?
Demokrasiyi sevmezdi zaten diktatördü…
Çapkındı…
Karanlıktan korkardı…
Rakı içerdi…

GENÇLİĞE HİTABE DE KALDIRILSIN

"Atatürkçülük hakarettir, bütün Kemalistler darbecidir."
"29 Ekim kutlanmasın, 19 Mayıs'ı abartmayın, 10 Kasım'da yas tutmayın…"
"Andımız kaldırılsın. Yetmez, gençliğe hitabe de…"
Kızmayın onlara…
Ölümünün ardından 74 yıl geçmesine rağmen
hala Atatürk'e sallamaktan vazgeçmeyen arkadaşların 2 nedeni var:
Birincisi 80 yıl öncesinden sobelenmenin acısı,
ikincisi ise cehalet…
'Cehalet' demişken…
Atatürk diyor ki:


OKUMUŞ OLANLARDA EN BÜYÜK CAHİL ÇIKTIĞI GİBİ..

"Biz cahil dediğimiz zaman, mektepte okumamış olanları kastetmiyoruz.
Kastettiğimiz ilim, hakikati bilmektir. Yoksa okumuş olanlardan
en büyük cahiller çıktığı gibi, hiç okumak bilmeyenlerden de
hakikati gören gerçek alimler çıkabilir."

--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Alea iacta est Zarlar atildi. (Jul Sezar)  Latin Atasozu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

POLITIK - Ekonomik suça ekonomik ceza olursa, tecavüz suçuna ne ceza olur?

TEKLERE KİNİN ÇİFTLERE ASPİRİN

Yargıyı hızlandırmak, adalete estetik yapmak için Yargı Reformu Kanunu çıkarıldı.

Olmadı…

Ne yargı hızlandı, ne adalet düzeldi.

İkinci Yargı Reformu Kanunu çıkarıldı,

Gene olmadı…

Üçüncü Reform Kanunu yolda.

Sırada dördüncü, beşinci var.

Olmazsa…

Olmazsa Teklere kinin, çiftlere aspirin Reformu çıkarılmalı. Bakın yargı nasıl düzeliyor, işler ne kadar çabuk bitiyor :

“Bir tarihde, bir  yerde; eğitimden kaçmak isteyen askerler hasta olduklarını söyleyerek hep birlikte revire çıkmakta imişler.
Doktor bakmış ki, olacak gibi değil, askerleri sıraya dizdirmiş ve ellerine sıra numaralarını gösteren 1,2,3,4 gibi numaralar vermiş.
Sonra da reçetesini yazmış –Teklere kinin, çiftlere aspirin-.
Ne sıra kalmış, ne hasta, ne asker.”

Sıraya giren Reform Yasaları çoğaldıkça başka yol kalmayacak.

Tek çözüm yolu : Teklere onama, çiftlere bozma

Yani dosya numarası tek olanlara Onama kararı, çift olanlara Bozma kararı verdin mi, ortada ne uzayan dava kalır, ne reform yasası.

Üstelik olasılık hesaplarına göre böyle bir durumda en azından % 50 isabetli karar verilmiş olacaktır…

Ki… şimdiki yüzde, bundan daha yüksek değil.

EKONOMİK SUÇA EKONOMİK CEZA OLURSA…

Gene Yargıda Reform Yasası kapsamında, karşılıksız çekte, hapis cezası kaldırılıyor.

Bildiğiniz üzere çek aynen para gibi bir resmi evrak. Yani ha karşılıksız çek vermişsiniz, ha sahte para basmışsınız. Her ikisinin de karşılığı hapis cezası idi.

Şimdi deniyor ki, her suça, o suçla ilgili ceza verilmeli. Yani karşılıksız çek bir ekonomik suç olduğuna göre, cezası da yalnızca para cezası yani ekonomik olmalı.

Peki, para suçuna para cezası yani bir suça aynı şekilde ceza verecekseniz…

Söyler misiniz “tecavüz suçuna” ne ceza vereceksiniz :

“Teklere kinin, çiftlere aspirin”

Av.A.Erdem Akyüz

Hukukun Egemenliği Derneği

Genel Başkanı

erdemak@gmail.com

 


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   İnsanlar bana durmadan günahkar derler. Ben günahsızım. Şunların ham hayallerine bak! Ey ahlâk güzelliğine sahip olan sizler! Bence en büyük günah; livata, zina ve zulümdür…  Ömer HAYYAM   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .  Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

POLITIK - İşlem Tamam !!


 

 




--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Sana seni seviyorum dediğim kadar, anneme peki anneciğim deseydim; hazırdı cennetteki yerim.  Cemal SÜREYYA   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/

KARIKATURLER -

   
   





POLITIK - EROL BİLBİLİK- Adeta altın madeni...


Abinin makalelerinden sadece birini okuduktan sonra diğer makalelerine de göz attım.
Adeta altın madeni gibi.
Duymadığımız laflar, söylenmemiş kelimeler.
Bence siz de bir gözatın.
Öneriyorum..
http://www.ilk-kursun.com/konu/ilk-kursun/erolbilbilik
 

EROL BİLBİLİK:

Pentagon Ordusu İçindeki Altı Gizli Ordu

A

BD ordusunun, dünyanın belirli bölgelerine ilişkin bölgesel askeri komutanlıkları bulunmaktadır.
ABD Merkez Komutanlığı, halen Irak ve Afganistan'daki operasyonları yönetiyor.
Ortadoğu, Orta Asya ve Afrika Boynuzu bu komutanlığın sorumluluk alanı içinde yer alır.
Afrika Kıtası'nın sorumluluğu ise ABD Avrupa Kuvvetleri Komutanlığı, Merkez Komutanlığı ve Pasifik Komutanlığı arasında paylaşılmaktadır.

Pentagon sözcülerinden Joe Carpenter; "Afrika'nın orta kesimlerindeki bazı halkların düşünce biçiminin, yoksulluk ve hastalıklara bağlı olarak aşırı uçlara karşı zayıf olduğunu" ifade ederek, Afrika'daki birçok ordunun, yeteneklerini geliştirmek, sınırları korumak, teröristlerin geçişlerini engellemek ve ülkelerinin ekonomik olanaklarını kullanabilmek için ABD ile etkileşim içinde olmak istediklerini söyledi.

Carpenter, özellikle Afrika Boynuzu'ndaki gelişmelerin, ABD antiterör yetkililerini kaygılandırdığını vurguluyordu.
ABD Dışişleri Bakanlığı da, Somali, Moritanya ve Mali'nin militanlar için güvenli bir sığınak olduğunu kaydederek, El-Kaide örgütünün Afrika'nın doğusunda ve batısında varlık gösterdiğini, köktendinciliğin kıtanın bazı bölgelerinde yükselişe geçtiğini rapor ediyordu.

Bu durum, ABD çıkarlarının korunabilmesi için yeni organizasyonlara gerek olduğu fikrini uyandırmıştı.
Pentagon bu konu üzerinde çalışmalar yaptı ve çözümler sundu.
Bu bağlamda, ABD'nin küresel hegemonyasını devam ettirebilmesi için yeni organizasyonlar gündeme geldi.
Çözüm yolu olarak önerilen gizli orduların fikir babası ve kurucusu eski ABD Savunma Bakanı Donald Rumsfeld idi.

Bu gizli orduları şöyle sıralayabiliriz.

1.STRATEGIC SUPPORT BRANCH ( Stratejik Destek Bölümü)

2.AFRICA COMMAND (Afrika Komutanlığı-AfriCom Cibuti)

3.CASPIAN GUARD ( Hazar Birliği-Azerbaycan)

4.SOCOM (Amerikan Ordusu Özel Operasyonlar Komutanlığı)

5.JSOC (Birleşik Özel Operasyonlar Komutanlığı)

6.SIBERCOM ( Siber Savaş Komutanlığı)

Komutanlıkların Resmi Amacı

Bu komutanlıkların resmi amacı barış, demokrasi, refah getirme ve ılımlı İslam rejimleri inşa etmek olarak açıklanmıştır.

– Komutanlıkların Üç Temel Hedefi -

1.Çin'in, Afrika Kıtası'nda artan nüfusunu yumuşak güçle kırmak,

2.Afrika'da çıkan petrol ve doğalgaz güvenliğini sağlamak, (ABD, petrol ihtiyacının % 20'sini Gine'den karşılıyor)

3.Afrika ülkelerine askeri eğitim vermek, onları uluslararası terörizme karşı savaşta kullanmak.

- Gizli Orduların Kuruluş Nedenleri ve Yapılanmaları -

1 – STRATEGIC SUPPORT BRANCH (SSB)

Stratejik Destek Bölümü'nün (SSB) amaçları:

CIA ve FBI'ın yetersizliğini aşmak,

Yasalardan ve kongre denetiminden kurtulmak,

Vietnam'daki Phoenix rezaletinden ders almak,

CIA'yı Ulusal Güvenlik Direktörlüğü olarak yeniden yapılandırmak

olarak sıralanabilir.

SSB amaçlarını gerçekleştirmek için:

Army Delta Force timlerini,

Navy Seals timlerini

CIA'dan transfer edilen güçlerle, Task Force 21 gibi örgütleri operasyonlara sokar.

Faaliyet alanları dost ve düşman ülkelerdir.

Rumsfeld, bu bölümün başına köktendinci Hıristiyan, Kara Kuvvetleri Tümgeneral William Boykin'i getirmiştir.

2 – AFRICA COMMAND (AfriCom)

AfriCom'un amaçları:

ABD'nin Afrika Kıtası'ndaki zengin doğal kaynaklarını korumak,

Çin, Hindistan, Japonya veya Rusya gibi ülkelerin bu kaynaklar üzerinde tekel oluşmalarını önlemek,

olarak açıklanmıştır.

AfriCom bu amaçları gerçekleştirmek için:

Kendi personeline ilave olarak:

Dyn Corps.,

Black Water

gibi özel şirket ordularını kullanır.

3 – CASPIAN GUARD (CG)

Azerbaycan'da konuşlandırılan Hazar Birliği'nin (CG) amaçları:

Terörizmle savaş,

Bakü-Tiflis-Ceyhan petrol boru hattının güvenliğini sağlamak,

Kafkasya'da operasyonlar yapmak

olarak sıralanmaktadır.

4 – SOCOM

ABD Ordusu Özel Operasyonlar Komutanlığı, % 85'i BOP ülkelerinde olmak üzere 20 ülkede operasyon yapıyor.
Suikastlar, adam kaçırma, kontr-gerilla baskınları ve yabancı güçlere operasyonlar gerçekleştiriyor.

5 – JSOC

Birleşik Operasyonlar Komutanlığı, ABD başkanın emri ile operasyon yapar.

Merkez komutanlık karargahı, Kuzey Virginia'da, Fayettewilde'dadır.

El-Kaide'yi (Bin Ladin) ortadan kaldıran bu ordudur.
Personeli, ABD başkanından emir gelene kadar görevlerinde ve ABD büyükelçiliklerinde normal subaylar gibi çalışırlar.

Operasyonlarında Predatör ve Hebron kullanırlar.

6- SIBERCOM

Siber Savaş Komutanlığı'nın görevleri:

Yetenekli Rus ve Çin casuslarının; askeri, ulusal güvenlik ve ekonomik dijital ağlarla saldırılarını önlemek,

ABD, Küresel hegemonyasını sürdürebilmek için bu ordularla dünyanın her yerinde operasyonlar yapmaktadır.


EROL BİLBİLİK:

Afrika Komutanlığı (AfriCom)

A

BD Savuma Bakanlığı (Pentagon), Amerika'nın güvenliğine yönelik, Afrika'dan gelebilecek olası tehditleri göz önünde bulundurarak, bu kıta için yeni bir komutanlık kurmayı düşündüğünü ABD başkanına bildirmişti.
Pentagon basın sözcüsü Eric Ruff, ABD'nin Afrika Komutanlığını kurma fikrinin, Savunma Bakanı Donald Rumsfeld tarafından ortaya atıldığını açıklamış fakat bu konuda henüz bir karar verilmediğini, bu tür önerilerin Başkan George W.
Bush
tarafından onaylanması gerektiğini de belirtmişti.

Pentagon yetkilileri, Afrika Komutanlığı kurulması kararı alınmasına ilişkin bir takvim belirtmezken, komutanlık merkezinin yeri ve ne kadar askerden oluşacağı konusunda bir karar alınmadığını, Afrika Komutanlığı oluşturma amacının Afrika'ya asker yerleştirilmesi olmadığını, fakat kuruluşun kıtaya yoğunlaşma olanağı sağlayacağını ifade ediyordu.

Temmuz 2007'de Savunma Bakan yardımcısı Eric Edelman, Senato Dış İlişkiler Komitesinde, Çin'in Afrika Kıtası'ndaki yoğun faaliyetlerine dikkat çekerek, ABD çıkarlarının bundan büyük zararlar göreceğini açıklamıştı.

Rumsfeld'in çok gizli olarak yürüttüğü ve Afrika Kıtası'ndaki ABD çıkarlarının silahlı güçle gerçekleştirilmesini hedefleyen AfriCom'un kuruluşunu Başkan George W.
Bush, 1 Ekim 2008
'de onayladı.

AfriCom'dan önce 2004'de, ABD'nin Afrika'daki çıkarları, "Afrika İttifakı Örgütü" tarafından, daha sonra da bu örgütün yerini alan Africa Union (AU) tarafından korunmaktaydı.
Merkezi Darfur'da (Sudan) bulunan ve 52 Afrika devletini kapsamına alan Afrika Birliği(AU) kuvvetlerine ABD ve NATO tarafından destek verilmekteydi.
2004'de AU'nun komutanı, eski ABD Dışişleri ve Savunma Bakan yardımcısı olan Neo-Conlara mensup J.
Peter Pham'dı
.

Aralık 2006'ya kadar NATO Müttefik Kuvvetler Baş Komutanlığını yapan Deniz Piyade Orgeneral James Jones, NATO Başkomutanı olarak AU'ya karadan ve havadan sınırsız destek sağlıyordu.
Orgeneral James Jones daha sonra AfriCom'un kurulmasında da büyük rol oynadı.

AfriCom'un personel sayısı 1800 olarak planlanmış, fakat başlangıçta 1300 personelle faaliyete geçmişti.
Bu gizli görev gücünün karargahı, kuzeyinde Eritre, batısında Etyopya, güney doğusunda Somali ve karşı sahilinde Yemen bulunan, Afrika Boynuzu'ndaki Cibuti Özerk Cumhuriyeti'nde idi.
Eski bir Fransız sömürgesi olan Cibuti'nin nüfusu 2009 rakamlarına göre 818.159'dur ve geçmişte Fransa ile yakın ilişkileri vardı.

AfriCom'un resmi amacı; "Afrika'da barış ve güvenliği geliştirmek, kalkınma, sağlık, eğitim, demokrasi ve ekonomik büyümeyi teşvik etmek" olarak açıklandı.

Gerçekte ise komutanlık için 3 temel hedef şöyle saptanmıştı:

Çin'in Afrika'da artan nüfuzunu " yumuşak güç" yöntemiyle tamamen kırmak veya sınırlamak için hayır projeleri geliştirmek, sağlık ocakları inşa etmek ve içme kuyuları açmak gibi kamu diplomasisi uygulamak,

2006 yılı itibariyle petrol ihtiyacının % 20'sini Gine körfezinden karşılayan ABD'nin kıtadaki diğer ülkelerin de devreye sokulmasıyla bu oranın % 25'e çıkarılmasını ve güvenliğini sağlamak,

Uluslararası terörizmle savaşmak,53 Afrika ülkesi askerlerine terörizmle savaş yeteneklerini artırmak amacıyla eğitim vermek.

AfriCom dünyanın her coğrafyasında bu amaçlar için faaliyette bulunmaktadır

1990'ların başlarında, Afrika'da cereyan eden iç savaşlarda ABD'nin gizli hedefi Fransa idi.
Dünyadaki gelişmeler, Fransa'nın yerini Çin'in alması ile sonuçlandı.
Hızla sanayileşen Çin, Orta Afrika'daki zengin maden kaynaklarına uzanmış ve bu durum, ABD için faturayı kabartan bir rekabetten öte, git gide büyüyen tehlikeye dönüşmüştü.
ABD ve onun küresel çaptaki tek rakibi olan Çin, etki alanlarını genişletmek ve kaynaklara ulaşımı güvence altına almak istemektedirler.

Sert güçten, özel ordulara, yiyecek yardımından yumuşak güç kullanmaya kadar bütün kaynakların bir araya getirilmesi için kurulan AfriCom, Ekim 2008'de ABD, Irak ve başka bölgelerde, meşruluğu sorgulanan, sayısız toplu cinayet işleyen ve adını " Xe " olarak değiştiren Dyn Corp.ve Black Water gibi özel şirket ordularına sayısız operasyonlar yaptırmıştır.

AfriCom'un Komutanları:

J.Peter Pham – 2004 (eski ABD Dışişleri ve Savunma Bakanlığı Bakan Yardımcısı)

General Kip Ward – 2008

General Carter Ham – 2010-2011

AfriCom, faaliyete geçtikten sonra giderek asker sayısını artırmış ve kıtada 9 kadar çekirdek ordu kurmuştur.
Küresel çaptaki görevini yerine getirirken, ABD ve NATO'dan destek hizmeti almaktadır.


EROL BİLBİLİK YAZDI:

Pentagon'un Gizli Ordusu: 4

3 – Caspian Guard – Hazar Birliği

A

BD Savunma Bakanı Rusfeld, Nisan 2005'in ikinci haftasında Irak'a, oradan da Afganistan'a geçerken, üç saatliğine Azerbaycan'a uğradı.
Burada Azerbaycan Savunma Bakanı General Safar Abiyev ile Bakü-Tiflis-Ceyhan ham petrol boru hattının güvenliğini konuştu.
Bu hattın güvenliği, " Caspian Guard – Hazar Birliği " olarak adlandırılan ve Azerbaycan'da konuşlandırılmış olan bir özel ABD kuvveti tarafından sağlanmaktaydı.

Görünürde görevi Bakü-Tiflis-Ceyhan boru hattının güvenliğini sağlamak olan bu kuvvet, Azerbaycan'a konuşlandırılmıştı.
Fakat aynı zamanda ABD'nin, terörizmle savaş birliği ve Kafkasya'da, acil durumlarda kullanılabilecek bir "Hızlı İntikal Birliği" idi.
ABD bu birlik için ilk elde100 milyon dolar ayırmıştı.

Nitekim Rumsfeld, bu birliğe Azerbaycan'da özel bir görev verdi.
Birliğin operasyon için harekete geçmesi Rusya'nın tepkisi ile karşılaştı.
Operasyon durduruldu.
Fakat birlik Azerbaycan'daki Amerikan üssünde kalmaya devam etti.

4 – SOCOM – Amerikan Ordusu Özel Operasyonlar Komutanlığı

C

umhuriyet'ten Zuhal Kalkandelen, Nation Enstitüsü'nden araştırmacı yazar Nick Turse'nin yeni yayınlanan " 120 Ülkede Gizli Savaş " başlıklı yazısına dikkat çekerek şu satırları aktarmıştır.

" Amerikan Ordusunun içinde yer alan gizli bir kuvvet, Amerikan halkının bilgisi dışında, yabancı ülkelerde operasyonlar yapıyor.
Bu yeni ve seçkin Pentagon gücünün büyüklüğü ve kapsamı şu ana kadar hiç bir şekilde açıklanmayan bir küresel savaşı yürütüyor."

Turse; Bu güne kadar Amerika'nın açıkça askeri operasyonlar yaptığı Irak ve Afganistan gibi ülkelerin yanında, Yemen ve Somali'de askeri güç bulundurduğunu belirtiyor.
Ancak 2011 yılı itibarıyla ABD ordusunun dünyanın ne kadarına yayıldığı tam olarak açıklanamıyor.
Turse; geçen yıl bu sayının 75 olarak medyada yer aldığını, oysa bu sayının 2011 yılı sonuna kadar 120 ye ulaşacağını yazdı.
Bu bilgiyi dayandırdığı kaynak ise, Amerikan Ordusu Özel Operasyonlar Komutanlığı'ndan (SOCOM) Albay Tim Nye.

Tim Nye " Elbette operasyon yürüttüğümüzü tam olarak açıklayamayacağımız yerler de var.
Bunları söylemek bizim için avantajlı olmayabilir.
Operasyon yürüttüğümüz ülkeler iç sebepler ya da bölgesel nedenlerle bunun bilinmesini istemiyor.
"
diyerek özel kuvvetlerin tam olarak hangi ülkelerde yer aldığını açıklamıyor.

Turse, Dünya nüfusunun %60'ını kapsayan bir bölgede ki ABD askeri gücünün varlığı, Pentagon'da iktidarı elinde tutanların, dünyanın dört bir yanında gizli savaşlar yürüttükleri anlamına geldiğini belirtiyor.

SOCOM, özel operasyonlar adı altında, önemli kişilere suikast düzenleme, daha düşük profilli hedeflerin öldürülmesi, adam kaçırma, kont-gerilla baskınları, yabancı güçlerle ortak hareket ve eğitim gibi çeşitli gizli faaliyetler yapıyor.
Bunların %85'i Büyük Ortadoğu Projesi kapsamındaki 20 ülkede gerçekleştiriliyor.

1980 yılında İran'daki Amerikalı rehinelerin kurtarılamaması üzerine, 1987 yılında kurulan SOCOM, bu gün artık kendi özel bütçesi olan her türlü olanağa sahip bir güç.

1990'larda 37.000 personeli varken, bu gün sayıları 60 bine ulaştı.
2,3 milyar dolarlık bütçeleri, 11 Eylül 2001 sonrasında neredeyse 3 katına çıkarak 6.3 milyar dolara ulaştı."

EROL BİLBİLİK YAZDI: Pentagon'un Gizli Ordusu: 5

5 – JSOC – Birleşik Özel Operasyonlar Komutanlığı

P

ulitzer ödüllü gazeteci Diana Priest ve William M.
Arkin
, " Çok Gizli Amerika: Yeni Amerika Güvenlik Devleti'nin Yükselişi " adlı ve 2011 basımlı yeni kitabında, ABD ordusunun en az şey bilinen organizasyonu, Joint Special Operations Command (JSOC) – Birleşik Özel Operasyonlar Komutanlığı'nın sırlarını açığa çıkardı.

Mayıs 2011'de El kaide Lideri Usame Bin Ladin'in öldürüldüğü operasyonu gerçekleştiren SEAL komandolarını da bünyesinde bulunduran JSOC , 11 Eylül 2001 saldırılarından sonra ABD'nin düşmanlarını her yerde bulup ortadan kaldırma görevini üstlenmiş.

ABD Başkanı bu komutanlığa, öldürecekler listesini kendi seçme ve bu kişilere suikast düzenleme yetkisini vermiş.
Başkan sadece operasyon yapılması için emir veriyor.
Başkandan emir alan ve daha çok suikast timi olarak faaliyet gösteren JSOC üyeleri, kendilerini " Biz karanlık maddeyiz.
Kainata hükmeden ancak görünmeyen gücüz "
olarak tanımlıyor.

1980 yılında kurulan ve 25 bin özel eğitimli üyesi bulunan JSOC; CIA'nın, FBI'nin ve hatta ABD'nin tüm istihbarat örgütlerinin üzerinde bir yetkiye sahip.
Ayrıca kendi istihbarat birimi, insansız uçakları, uyduları ve siber savaşçıları bulunan ve merkezi Kuzey Virginia'nın Fayettewille kentinde olan JSOC'un gizli ordusu, " Görev Gücü 21", " Görev Gücü 11 " gibi çeşitli adlar arkasında perdeleniyor.

Yemen ve Arap Yarımadası'ndaki El-Kaide liderlerini ortadan kaldıran JSOC'un komutanlarının kimlikleri çok gizli.
Elemanları, kendilerine ABD Başkanı'ndan operasyon emri gelene kadar, hükümet görevleri veya büyükelçiliklerde normal subaylar gibi çalışıyorlar.

6 – SiberCom – Siber Savaş Komutanlığı

ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) bilgisayar ağını korumaya ve siber savaşlara odaklı yeni bir askeri komutanlık kurdu.
Pentagon sözcüsü Bryan Whitman, Komutanlığın 2009 yılı sonlarında faaliyete geçirildiğini, bilgisayar korsanlarının Savunma Bakanlığı'na taarruz etmelerini önleyeceğini ve karşı operasyonlar gerçekleştireceğini bildirdi.

Beyaz Saray yönetimi de " 21.
yüzyılın ulusal güvenlik ve ekonomi tehditleri arasında en ciddi risklerin, sanal alemdeki riskler olduğunu"
bildirmişti.
Uzmanlara göre çoğu Rus ve Çinli olan " Yetenekli Siber Casuslar " askeri dijital ağlara saldırılarını artırmış bulunuyorlar.

Wall Street Journal gazetesinin haberine göre Türkiye'nin de ortak olduğu, ABD'nin en pahalı silah programı olan " Joint Strike Fighter X " (JSFX ) 35 adlı 300 milyar dolarlık programla ilgili veriler kopyalanarak çalındı.

Böylesine önemli siber savaş ordusunun başına bir orgeneral getirildi ve Pentagona bağlı stratejik komutanlığın bir parçası oldu.

 


EROL BİLBİLİK YAZDI: 

The Bank of International Settlements(BIS) – Uluslararası Varlıklar Bankası

ABD'de 12 FED (Merkez Bankası) vardır.
Bu FED'lerin en güçlüsü New York FED'tir.
12 ABD FED'in sahibi 8 ailedir.
Bu ailelerden 4'ü ABD'de, 4'ü ise ABD dışında yaşamaktadır.

ABD'de yaşayan 4 aile:

1.Rockefeller ailesi

2.Goldman Sachs ailesi

3.Lehman Brothers ailesi

4.Kuhn Loebs ailesi

ABD dışında yaşayan 4 aile:

1.Rothschild ailesi (TheRothschilds of Paris andLondon)

2.Warburg ailesi (Warburgs Bank of Hamburg)

3.Lazard ailesi (TheLazardsBrothers of Paris)

4.Moses Seifs ailesi (The Israil Mosses Seifs of Rome)

Aşağıdaki 10 banka ise ABD'deki 12FED'nin tümüne yakınını kontrol etmektedir:

1.NM Rothschild of London

2.Rothschild Bank of Berlin

3.Warburgs Bank of Hamburg

4.Warburgs Bank of Amsterdam

5.Lehman Brothers of New York

6.Lazard Brothers of Paris

7.Kuhn Loeb Bank of New York

8.The Israel Moses Seifs Bank of Italy

9.Goldman Sachs of New York

10.J.P.Morgan Chase Bank of New York

ABD'deki tüm FED'lerin en büyük hisselerine David Rockefeller, Rothschilds, Paul Warburg, Jacob Shiff ve James Stillman aileleri sahiptir.

Amerikalı ünlü tarihçi Dr.
CarolQuigley, "Trajedi-Umut"
adlı kitabında "Küresel Yönetim Karargahı", İsviçre'nin Basel kentinde bulunan The Bank of International Settlements (BIS)- Uluslararası Varlıklar Bankası(BIS) hakkında özetle şu bilgileri veriyor.

Bankanın sahipleri dünya bankacılık devi 4 gruptur.

1.Bank of America (Rockefeller ailesi)

2.Citi Group ( Rockefeller ailesinin kontrolü altındadır)

3.Welles Fargo ( Rockefeller ailesinin kontrolü altındadır)

4.J.P.Morgan Chase ( Morgan ailesi)

Bu gruplarda ağırlıklı olarak Rockefeller, bir ölçüde de Rotschild ailesi hakimdir.

Rockefeller tarafından dünyanın en güçlü özel bankası olarak kurulan,The Bank of International Settlements (BIS) – Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), ABD'deki FED'lerin yanı sıra, Bank of England, Bank of Italy, İsviçre Ulusal Bankası, Hollanda Bankası, Almanya Bankası, Fransız Bankası ve Kanada Bankası'nın da sahibidir.

Dr.Quigley'e göre Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), bütün batı ülkeleri ve gelişmekte olan ulus devletlerin bankacılık sistemlerini kontrolünde bulundurmaktadır.

Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS)'in "Küresel Merkez Karargahı", İsviçre'nin Basel kentinde, yıl boyunca yoğun karla ve sık ormanlarla kaplı Alp Dağlarının zirvesindedir.
Bilderberg toplantılarının yapıldığı Davos kasabası da aynı bölgede yer almaktadır.

Karargahın İsviçre'de olması şaşırtıcı olsa da tesadüf değildir.
Karargahın burada oluşturulması onyıllar öncesinde küresel kapitalizmin çekirdek örgütü olan ve merkezi New York'ta bulunan Dış İlişkiler Konseyi(CFR) elitlerince kararlaştırılmıştır.

Bu yerin seçilme nedeni, dış dünyadan kendilerini saklayarak bir araya gelmek ve dikkat çekmeden çok gizli kararlar alabilmektir.
Onbinlerce dönüm ormanlık arazide yer alan Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahının yakınında Gladio'nun kurulma kararının alındığı, P-2 İtalyan Hür Masonlarının "Alpino Locası" da bulunmaktadır.
P-2 Locası'nın bulunduğu yerin yakınında, 2.
Dünya savaşı öncesinde ve esnasında Adolf Hitler'in tüm kararlarını aldığı ve savaşı yönettiği ana savaş karargahı olan "Nazi International" de bulunmakta idi.

Afrika Boynuzu'nda bulunan Cibuti Özerk Cumhuriyeti'ne, ABD'nin Afrika'daki gizli operasyonlarını gerçekleştirmek üzere yerleştirdiği Afrika Komutanlığı (African Command) Ordusu'nun, gerçekte İsviçre'de bulunduğu 2011 yılında ortaya çıktı.
Şüphesiz ki görevi aynı bölgede bulunan Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS), P-2 İtalyan Locası, P-26 İsviçre Locası, İsviçre Bankası ve Zionist World Organisation Center(ZWO)'ın güvenliğini sağlamak ve dünyanın gizli kasası İsviçre'de operasyonlar gerçekleştirmekti.

Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahı ve P-2 İtalya Mason Locası'nın bulunduğu alanlarda yol ve elektrik enerjisi direkleri yoktur.
Nedeni de kontrolsüz sızma ve elektronik dinlemeyi önlemektir.
Önleme Laser Yüksek Teknolojisi kullanımıyla yapılmaktadır.

David Rockefeller, Uluslararası Varlıklar Bankası (BIS) karargahında, Prof.Henry Kissinger, Prof.Zbigniev Brzezinsky ve diğer kurmaylarıyla bir çok gizli kararlar almış ve operasyon gerçekleştirmiştir.
ABD'nin Avrupa Birliği'ne dayattığı Basel-1, Basel-2 ve Basel-3 kararları da bunlar arasındadır.

Emperyalist Küresel Kapitalizm, dünya hegemonyasını bu yapılanmalarla dayatmaya ve devam ettirmeye çalışmaktadır.


EROL BİLBİLİK YAZDI:

BİLDERBERG'E ÜYELİK, ANAYASAL MI?

U

LUSLARARASI dev tröstler adına dünyayı yöneten üç gizli örgüt vardır.

Bu yapılanmanın en üst örgütü Dış İlişkiler Konseyi (CFR), onun bir alt örgütü Üçlü Komisyon (TC) ve bunun bir alt örgütü de Bildererg Grubu (BG)'dur.

Her üç örgütün de Kuzey Amerika, Batı Avrupa ve Japonya'dan olmak üzere toplam beş bine yakın üyesi vardır.

Türkiye'nin Bilderberg Grubu'na mensup yaklaşık 40′a yakın yaşayan üyesi vardır.

"ABD'NİN ÜSTÜNLÜĞÜNÜ ASKERİ GÜÇLE SÜRDÜRMEK"

Dış İlişkiler Konseyi'nin amacı:

* Zbigniev Brzezinski, "ulus devletlerin geneksel bağımsızlık tanımlamaları uluslararası güçlerce hızla değiştirilmeye başlanmıştır.
Bir süreden beri uluslararası şirketler, bankalar ve organizasyonlar küresel ekonomiyi yönlendirmektedir.
Bu örgütlerin sahip ve tepe yöneticileri olan seçkinler bunda başat rol sahibidirler."

*Amerikan kapitalist sınıfı, Dış İlişkiler Konseyi'nin bir imparatorluk politikasını uygulayarak Amerikan kapitalizminin dünya hakimiyetini sürdürmesini talep etmektedir.
"Konsey, bunu; demokrasi, özel teşebbüs, serbest piyasa ekonomisi ile gerçekleştirmelidir.
Dünyayı kendi ihracat pazarı haline dönüştümek adına tüketim ile demokrasiyi özdeşleştirmelidir."

*Paul Wolfowitz, "Tek süper güç kalitesi, yapıcı bir davranış biçimi, ayrıca ABD'nin üstünlüğüne kafa tutabilecek herhangi bir milleti ya da milletler gruunu caydırmaya yeterli askeri güçle sürdürülmelidir.
ABD'nin önderliğine karşı çıkmasınlar, yerleşik ekonomik ve siyasi düzeni değiştirmeye kalkmasınlar diye gelişmiş endüstri ülkelerinin çıkarlarını da yeterince hesaba katmalıdır."

"HAMMADDE VE İŞGÜCÜ VE PAZAR GARANTİSİ"

Üçlü Komisyon'un amacı:

* Zbigniev Brzezinski; "Uluslararası şirketler, bankalar ve organizasyonların küresel politikaların oluşturulmasında ve uygulanmasında çok önemli roller oynadığını,bu güçlerin gözetiminde bulunan insanların Jet Çağı'nın uluslararası seçkinleri olduğunu ve Jet Çağı'nı inşa etmeleri gerektiğini" söylemektedir.

*Üçlü Komisyon seçkinleri hammadde ikmal yollarının güvenliğini, ucuz işçiliği ve küresel şirketlerin pazarlarının genişlemesinin garanti edilmesini amaçlar.
Bunun için genellikle gelişmiş Üçüncü Dünya ülkelerini gelişmiş veya gelişmekte olan ülkeler kategorisinde tanımlar.

"YENİ DÜNYA DÜZENİ İÇİN ULUSLARARASI KOORDİNASYON"

Bilderberg Grubu'nun amacı:

*Bilderberg Grubu, Yeni Dünya Düzeni'nin sadece bir aracı değil, uluslararası koordinasyonunu da gerektiren sistemin bir parçasıdır.
Ulus devletlerin dış politikaları genellikle ekonomi ve para politikalarıdır, bunlar da yüksek düzeyde seçkinci dar bir çevrenin oluşturduğu temel politikalardır.

*Petrol krizinden 6 ay sonraki 1974′teki Bilderberg toplantısında, bir Alman Bilderberg üyesi, toplantıda kabul gören şu konuşmayı yapmıştır:

"Yarım düzine seçkin bilgili kişi dünya mali sisteminin rayına sokmalıdır.
Bu maksatla ilişkilerimizi bu yönde geliştirmeliyiz.
Enstitücülüğe, bürokrasiye yeni prosedür ve komitelere direnmeliyiz.
Bunların yerini alacak yapılanmaları önceden hazırlamalıyız."

"BATININ DEĞERLERİNİ SAVUNANLAR…"

*Bilderberg fikrinin mimarı Dr.Joseph Retinger, kural haline getirilen görüşlerini şöyle açıklamıştır:

"Batı'nın etik ve kültürel değerlerini paylaşan ve savunan herhangi bir ülke vatandaşı Bilderberg toplantılarına davet edilmelidir.
Davetleri saygu duyulan, derin bilgi ve yetenek sahii, ulusal ve uluslararası çevrelerle yakın ilişkide bulunan kişilere yapılmalıdır.
Toplantıların başarısı katılımcılar düzeyine yakından bağlıdır.
Siyasi parti katılımcıları, arasında bir denge kurulur.
Sosyalist ve işçi partilerinden çok az sayıda üye davet edilir.
Katılımcılar genelde liberal ve sosyal demokrat çevrelerden seçilir.
Toplantılarda çeşitli ülkelerin gündeminde yer alan konulardan genelde 1/3′ü ele alınır.
Toplantılara 1/4 veya 1/5 oranında işadamı, kalan oranda ticari örgüt temsilcileri, diplomat ve medya mensubu katılır."

Ancak Retinger, toplantılara banka temsilcilerinin katılımından, bunların Bilderberg Grubu'nun en etkin üyeleri olduğundan ve sadece seçkinlerin toplantılara katıldığından söz etmez.

Çok gizli olan toplantıların işleyiş düzeni şöyledir:

"Konular raportör tarafından belirlenir.
Program toplantılardan önce üyelere dağıtılır.
Her toplantı sonunda gizli bir rapor hazırlanır.
Raporda isim zikredilmez, sadece konuşmacının milliyeti ve katkısı yer alır.
Konuşmacılara 5 dakikalık bir süre tanınır.
Dikkate değer katkıda bulunan katılımcılar, yönetim kuruluna gizlice bildirilir.
Bunlardan yararlanılarak müteakip toplantı gündemleri tespit edilir."

ULUS DEVLET YÖNETİMİNİ ULUSLARARASI GÜCE DEVRETMEK Mİ?

Dış İlişkiler Komisyonu ve Beyaz Amerika Anglo-Sakson Protestan (WASP) uluslararası dev kartellerin gizli örgütleri olduğunu kendi belge ve üyeleri ağzından kısaca açıkladığımız Dış İlişkiler Konseyi, Üçlü Komisyon, Bilderberg Grubu esas itibariyle;

1.Amerikan kapitalist sınıfının dünya hegomonyasının askeri güçle sürdürülmesini,

2.Dünyanın halklarla değil Jet Çağı'nın "seçkin"lerince yönetilmesini,

3.Ulus devletlerin ortadan kaldırılıp, uluslararası örgütlerce yönlendirilmesini,

4.Dünyaya demokrasi adına sahte bir "Serbest Piyasa Demokrasisi"nin dayatılmasını,

5.Dünyada liberal ve sosyal partiler dışında hiçir partiye hayat hakkı tanınmamasını amaçlamaktadır.
Bu bağlamda bu örgütlere üye olmak ve örgüt amaçları doğrultusunda faaliyette bulunmak, şüphesiz ki, Amerikan kapitalizmine hizmet, buna karşın Türkiye'nin ulusal çıkarlarının karşısında yer almak anlamaına gelecektir
.

Üyelik en azından 1982 tarihli Anayasa'nın temel hak ve hürriyetler, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünün, milli egemenliğin, Cumhuriyet'in, milli güvenliğin, kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının, genel ahlakın korunmasına yönelik 13.ve derneklere üyelik ve faaliyetleri düzenleyen 33.maddelerine aykırılığı yönünden ciddi bir içimde uzman hukukçularca ele alınmasında zorunluluk vardır.

EROL BİLBİLİK

İLK KURŞUN

http://www.ilk-kursun.com/konu/ilk-kursun/erolbilbilik


--   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Medice, cura te ipsum.  *  *  * Doktor, sen once kendini iyi et.  Latin Atasozu   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .   Kurmus oldugum guruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir guruptur.  Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com   . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .    Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.  http://orajpoyraz.blogspot.com/