29 Nisan 2020 Çarşamba

HAZİNE 2.5 MİLYAR DOLAR DAHA BORÇLANDI BU YILKİ HEDEFİNİ 3.2 MİLYAR DOLAR AŞTI

Yetmiyor, yetmiyecek.
Ülkenin sürekli bir borçlanma ihtiyacı var.
Borç almadan devlet çarkı dönmüyor.

Çünkü devlet müsrif.
Çünkü devlet malı deniz, yemeyen domuz.
Ve bizde de domuzlar iktidar olmuş.
Yapacak bir şey yok.
Adamlar çalmadan adım atmıyor.
Hırsızlık bizde felsefesi yapılan bir meslektir.
Artık kimse hırsızlığından utanmıyor.
Hatta bir tür sidik yarışı bile var.

Ve bütün bunların en vahim olanı, ülkemizde hırsızlık, soysuzluk, ahlaksızlıkların hepsi de din adına, din için yapılıyor.
Demek ki, Allah Müslümanların belasını da böyle verecekmiş.
Kader....

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  


HAZİNE 2.5 MİLYAR DOLAR DAHA BORÇLANDI BU YILKİ HEDEFİNİ 3.2 MİLYAR DOLAR AŞTI

07/11/2019 18:20

Hazine 2024 vadeli tahvil ihracıyla 2.5 milyar dolar borçlanırken yatırımcıya getirisi yüzde 5.7 oldu.


Fotoğraf: DHA

Hazine dün dolar cinsi borçlanma aracı ihracı için Goldman Sachs HSBC ve JP Morgan'a yetki vermişti. İhraç tutarı Hazine'nin yaptığı açıklamaya göre 14 Kasım'da hesaplara girecek.

Tahvile toplamda yaklaşık 200 yatırımcı ihraç tutarının üç katından fazla talep gösterdi. Tahvilin yüzde 54.4'ü Britanya yüzde 31.5'i ABD yüzde 91'i diğer Avrupa ülkeleri ve yüzde 5'i diğer ülkelerdeki yatırımcılara satılmıştır.

Kupon oranı yüzde 5.60 olan söz konusu tahvilin ihraç tutarının tamamı avro cinsi yükümlülüğe dönüştürüldü. Takas işlemi sonucu borçlanma işleminin kupon oranının avro cinsinden karşılığı yüzde 3.319 oldu. Hazine bu tahvil ihracıyla birlikte bu yıl uluslararası sermaye piyasalarından toplam yaklaşık 11.2 milyar dolar tutarında finansman sağladı.

Hazine 2019 yılındaki dış finansman programında uluslararası sermaye piyasalarından tahvil ihracı yoluyla 8 milyar dolara kadar borçlanılması öngörülüyordu.

Hazine ekim-kasımda öngördüğünden 3.5 milyar lira daha fazla borçlanacak

Hazine sigorta şirketi kurdu

Hazine ve Maliye Bakanlığı bünyesinde Borçlanma Genel Müdürlüğü oluşturuldu

Hazine'nin imdadına Merkez'den aktarılan 'ihtiyat akçesi' yetişmiş

Hazine bir yıllık borçlanma hedefini altı ayda aştı

Hazine ve Maliye Bakanlığı: IMF'nin muhalefet ile görüşme yapması uygun değil

CHP ve İYİ Parti: IMF heyeti ile 'gizli' görüşmedik

Hazine bir yıllık borçlanma hedefini altı ayda aştı

Hazine yeni ihraçla bir yıllık borçlanmanın yüzde 92'sini altı ayda yapmış olacak

Hesap: Albayrak YEP'te öngördüğü bütçe açığını Merkez'in parasıyla kapattı

Hazine üç ayda 36.5 milyar lira iç borçlanma yapacak

Ekonomi kulisi: Albayrak'ın yerine eski bakan Ağbal geliyor

Bütçe tutmayınca: Yeni vergiler yolda 'Merkez'den Hazine'ye kar payı

Mayıs ayında merkezi bütçe 4.5 kat fazla açık verdi

Merkez Bankası'nın 40 milyar lirası Hazine'ye aktarılacak

Hazine'den nisanda 14 milyar lira açık

Merkez Bankası'ndan Hazine'ye 'avans'ın miktarı belli oldu: 37 milyar lira

HDP'li Paylan: Merkez Bankası AKP'yi fonlamak için genel kurulu erkene aldı

Genel kurul öne alındı: Merkez'den Hazine'ye 20 milyar liralık 'avans'

http://www.diken.com.tr/hazine-2-5-milyar-dolar-daha-borclandi-bu-yilki-hedefini-3-2-milyar-dolar-asti/

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Arkadaslar!
Devrimimiz Turkiye nin yuzyillar icin mutlulugunu ustlenmistir.
Bize dusen onu kavrayarak ve takdir ederek calismaktir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

104. BUTUN DINLER CESITLI DINLERIN TARAFTARLARININ BIRBIRINE KARSIT VE TUMU AYNI OLCUDE AKILDISI VE ABES INANISLARIYLA GULUNC HALE GETIRILMISTIR

Akil ve muhakeme sahibi bir adamin gozunde, yeryuzunu dolduran cesitli dinlerin tumunun budalaligi konusunda ayni ayardaki taraftarlarinin birbiri hakkinda verdikleri hukumler kadar gulunc bir sey yoktur. Hiristiyan, Kuran'i, Muhammed araciligiyla bildirilen tanrisal bildiriyi, "kustahca ruya, tanrisalliga karsi onur kirici iftiralar dokumasi" olarak gorur. Muhammedi de, bir Hiristiyana, "putperest" ve "kopek" der; Hiristiyanin dininde sacmadan, abeslikten baska bir sey gormez. Hiristiyanin ulkesini ele gecirmek ve elde kilic onu Allah'in elcisinin dinini kabule zorlamak hakkina sahip oldugunu sanir. Ozellikle su inanista bulunur ki, bir adama ibadet ya da teslise (Hiristiyanlikta baba-ogul-kutsal ruhtan olusan uclu inanc) inanmak kadar hicbir sey akla aykiri degildir. Tereddutsuz bir adama tapinan ya da teslisin anlasilmasi mumkun olmayan sirrina kesin bir olgunlukla inanan protestan Hiristiyan, katolik Hiristiyanla alay eder. Cunku, bu "katolik" fazla olarak kutsal ekmegin ve sarabin sasirtici bir sekilde Hazreti Isa'nin kanina ve etine donusmesine (transsubstantition) de inanir.

Protestan katolige, "deli, kafir, putperest" der. Cunku katolik, icinde, evrenin yaraticisini gordugunu sandigi ekmege tapinmak icin diz coker. Her mezhepten Hiristiyanlar, hindularin tanrisi olan Vistoun'un tecellisine (incamation) yani insanin yuzunde ortaya cikmasina budalalik gozuyle bakarlar. Iddia ederler ki, tek gercek tecelli, evrenin yaraticisi ve bir marangoz zevcesinin oglu olan Isa'nin sahsindaki tecellidir. Dinin "doga" oldugunu varsayan, gercek dinin yolunu tuttugunu soyleyen deist, hakkinda hicbir fikre sahip olunmayan bir Allah'i kabul ettigini hikaye eder ve kendisinde butun dunyanin dinleri tarafindan ogretilen sirlarla alay etme hakkini bulur. 105.

- - - - - - - - - - - - -
Insanin azinlikta olmasi, tek kisilik bir azinlik olmasi bile, deli oldugu anlamina gelmiyordu.
Bir dogru vardi, bir de dogru olmayan dogruya sarildigin zaman, tum dunyayi karsina bile alsan, deli olmuyordun.
akillilik cogunluga bakilarak soylenmez.
George Orwell 1984

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Bilim, ahlaki degerleri zayiflatmakla suclanagelmistir, ancak bu yanlistir.

Bir insanin ahlaki daha cok, sevgiye, egitime ve insan iliskilerine baglidir ve dinden herhangi bir destek almasina gerek yoktur.
Insanlar ceza korkusuyla ve olumden sonra odullendirilme umuduyla hizaya sokulmaya calisilirsa, elbette insanligin durumu da uzucu bir hal alir.
ALBERT EINSTEIN
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

RIFAT SERDAROĞLU: DİYANETİN ORDUSU




RIFAT SERDAROĞLU: DİYANETİN ORDUSU



Bu yazının benzerini 08 Ocak 2019'da yazmıştım. AKP konuyu gündeme tekrar taşıyınca Türk Milletini uyarmak amacıyla tekrar yazıyorum.



Bu olay T. C Devletinin Anayasal Kurumlarından olan Diyanet İşlerinde geçiyor!

Diyanet İşleri Din Hizmetleri Genel Müdürü Yaşar Yiğit şu açıklamayı yaptı;

"Gençleri dini istismar eden FETÖ benzeri yapılardan korumak için (Camilere Gençlik Kolu) projesi uygulamaya konuldu. 85 bin cami var. İlk etapta 1500 camide altyapı çalışmaları tamamlandı. Cami Gençlik Kolları 45 bin merkez camide oluşacak. "



Anayasa Md 136 Diyanet İşleri Başkanlığının görevlerini şöyle yazar;

Genel İdare içinde yer alan Diyanet İşleri Başkanlığı LÂİKLİK ilkesi doğrultusunda bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek özel kanununda gösterilen görevleri yerine getirir.



T. C Devletinin Cumhuriyet Savcıları;

-Anayasamızın vermediği bir görevi bir anayasal kurum nasıl kullanır?

-Camiler Gençlik Kolları (İlk etapta 450 bin kişi) hangi kriterlere göre kimler tarafından ve hangi amaçla oluşturulacak?

-Bu gençleri kimler hangi amaçla eğitecek?

-Bu gençlerin ileriki zamanda İran benzeri "Devrim Muhafızları" gibi kullanılmayacağının garantisi nedir?

-Bu gençler toplu olarak bir suç işlediklerinde (kışkırtıldıklarında yanlış yönlendiklerinde) sorumlusu kimler olacak?

-Bu gençler T. C Devletinin Ordusunun-Jandarmasının- Polisinin yapamadığı hangi koruma işini yapacak?

-Her kurum her cemaat her tarikat böyle (Gençlik Kolları) oluşturmaya kalkarsa ülkemizin birliğini nasıl sağlarız?

-Sayın Cumhuriyet Savcıları; sizin görev yapmanızı engelleyen güç nedir?



Atatürk düşmanı Diyanet İşleri Başkanı;

-144.250 Personel+20.000 Kur'an Kursu Öğretmeni+20.000 Geçici Kur'an Kursu öğreticisi+3.000 Vaiz+1.250 Müftü toplam 189. 500 kişi ile yapamadığınız görevi bu konularda hiçbir eğitimi bilgisi olmayan gençlerle mi yapacaksınız?

-MİT'ten 5 defa daha büyük bütçenizle (10 5 Milyar TL) ile engelleyemediğiniz FETÖ'yu beş parasız gençlerle mi önleyeceksiniz?

-Yanmaz seccade uçan takunya satan seccade şeytanlarına karşı ne yaptınız da

FETÖ'ye karşı mücadele edeceksiniz?

-FETÖ'cuları temizlemek sizin göreviniz mi? Ne zamandan beri Savcılık-Yargıçlık görevi sizde? Kendinizi şeriat hükümlerinin uygulandığı "Din Devletinde mi" zannediyorsunuz?

-FETÖ'yu yıllarca bünyenizde barındırıp besleyen büyüten sizler değil misiniz?

-Diyanet olarak gençleri FETÖ'ya karşı bilinçlendireceğiz diyorsunuz!

Yarın bu gençler başka mezhepten başka inanıştan insanlarımıza saldırır ve kan dökülürse hesabını kim verecek?

-Camilerdeki hangi "uzman" din görevlileri bu gençleri örgütleyecek?



Cumhur İttifakının patronları Erdoğan ve Bahçeli;

-Devletin tüm güvenlik birimleri sizin emrinizde!

Yetmedi 696 sayılı KHK ile Osmanlı Ocakları-AK Tosunlar- Sadat-Halk Özel Harekât gibi yasa dışı kişi ve kuruluşları da koruma altına aldınız.

Şimdi de Cami Gençlik Kolları adı altında 450 bin genci mi kullanacaksınız?

-Türk Milletine karşı silahlanmayı çağrıştıran uygulamaları hangi akılla hangi vicdanla düşünebilirsiniz?

-Binlerce yıldır birlikte yaşayan Türk Milletini birbirine mi kırdıracaksınız?

-Nedir sizin amacınız nedir?



Değerli Okurlar;

Lütfen dikkatli olun. Çevrenizi iyi izleyin. En ufak kanunsuz örgütlenmelerde haberleşelim yetkilileri uyaralım.

Bizler demokratik yolla ve kaynağını anayasadan alan demokratik direnme hakkımızı kullanarak AKMHP ortaklığını yeneceğimize inanıyoruz.

Çoban Ateşi Hareketi Gönüllüleri olarak bunun için yollardayız.

Bu kanunsuz iktidara Anayasa-Yasa- Devlet Görevlilerimiz ve Türk Milleti olarak karşı çıkmalıyız…

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Arkadaslar!
Devrimimiz Turkiye nin yuzyillar icin mutlulugunu ustlenmistir.
Bize dusen onu kavrayarak ve takdir ederek calismaktir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

104. BUTUN DINLER CESITLI DINLERIN TARAFTARLARININ BIRBIRINE KARSIT VE TUMU AYNI OLCUDE AKILDISI VE ABES INANISLARIYLA GULUNC HALE GETIRILMISTIR

Akil ve muhakeme sahibi bir adamin gozunde, yeryuzunu dolduran cesitli dinlerin tumunun budalaligi konusunda ayni ayardaki taraftarlarinin birbiri hakkinda verdikleri hukumler kadar gulunc bir sey yoktur. Hiristiyan, Kuran'i, Muhammed araciligiyla bildirilen tanrisal bildiriyi, "kustahca ruya, tanrisalliga karsi onur kirici iftiralar dokumasi" olarak gorur. Muhammedi de, bir Hiristiyana, "putperest" ve "kopek" der; Hiristiyanin dininde sacmadan, abeslikten baska bir sey gormez. Hiristiyanin ulkesini ele gecirmek ve elde kilic onu Allah'in elcisinin dinini kabule zorlamak hakkina sahip oldugunu sanir. Ozellikle su inanista bulunur ki, bir adama ibadet ya da teslise (Hiristiyanlikta baba-ogul-kutsal ruhtan olusan uclu inanc) inanmak kadar hicbir sey akla aykiri degildir. Tereddutsuz bir adama tapinan ya da teslisin anlasilmasi mumkun olmayan sirrina kesin bir olgunlukla inanan protestan Hiristiyan, katolik Hiristiyanla alay eder. Cunku, bu "katolik" fazla olarak kutsal ekmegin ve sarabin sasirtici bir sekilde Hazreti Isa'nin kanina ve etine donusmesine (transsubstantition) de inanir.

Protestan katolige, "deli, kafir, putperest" der. Cunku katolik, icinde, evrenin yaraticisini gordugunu sandigi ekmege tapinmak icin diz coker. Her mezhepten Hiristiyanlar, hindularin tanrisi olan Vistoun'un tecellisine (incamation) yani insanin yuzunde ortaya cikmasina budalalik gozuyle bakarlar. Iddia ederler ki, tek gercek tecelli, evrenin yaraticisi ve bir marangoz zevcesinin oglu olan Isa'nin sahsindaki tecellidir. Dinin "doga" oldugunu varsayan, gercek dinin yolunu tuttugunu soyleyen deist, hakkinda hicbir fikre sahip olunmayan bir Allah'i kabul ettigini hikaye eder ve kendisinde butun dunyanin dinleri tarafindan ogretilen sirlarla alay etme hakkini bulur. 105.

- - - - - - - - - - - - -
Insanin azinlikta olmasi, tek kisilik bir azinlik olmasi bile, deli oldugu anlamina gelmiyordu.
Bir dogru vardi, bir de dogru olmayan dogruya sarildigin zaman, tum dunyayi karsina bile alsan, deli olmuyordun.
akillilik cogunluga bakilarak soylenmez.
George Orwell 1984

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Bilim, ahlaki degerleri zayiflatmakla suclanagelmistir, ancak bu yanlistir.

Bir insanin ahlaki daha cok, sevgiye, egitime ve insan iliskilerine baglidir ve dinden herhangi bir destek almasina gerek yoktur.
Insanlar ceza korkusuyla ve olumden sonra odullendirilme umuduyla hizaya sokulmaya calisilirsa, elbette insanligin durumu da uzucu bir hal alir.
ALBERT EINSTEIN
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

28 Nisan 2020 Salı

DR. ALİ SARIKOYUNCU : İSKİLİPLİ ATIF DENİLEN İNGİLİZ SEVİCİNİN SÖZLERİNE BAK


DR. ALİ SARIKOYUNCU : İSKİLİPLİ ATIF DENİLEN İNGİLİZ SEVİCİNİN SÖZLERİNE BAK

Milli Mücadele Sırasında İskilipli Atıf'ın da Başkanı Olduğu Teali İslam Cemiyetinin Bir Bildirisi

. İngilizleri kızdırdınız üzerimize Yunanlıları musallat ettiler. Harpte mağlup olduktan sonra uslu uslu oturmak ve mağlubiyetin neticesine katlanarak telafisini sabr-ü sükun ve akl-ü tedbir dairesinde ortadan kaldırmaktan başka çare var mıdır?

Yunanlılarla harbe tutuşuyor sonra da bir taraftan kaçıyor ve bir taraftan şöyle mukavemet ettik böyle zayiat verdirdik gibi yalanlarla halkı iğfale çağrıyorsunuz. Düşünmüyorsunuz ki Yunanlılar'a fazla zayiat verdirmek bile bundan sonra bizim için hayırlı ve menfaatli bir şey olmaz: Allah göstermesin sizin yalanlarınızı şahit tutarak memleketinizde " Şu kadar kan döktüm ve şöyle fedakarlık ettim böyle emek çektim!" diyerek feth davasına bakar.

Hem sizler ey yalancı ve alçak haydutlar! Kendi milletimize karşı ecnebi milletlerden hiç birinin yapmadığı haydutluk ve alçaklıkları yaparken milleti memleketin ileri gelenlerini ulemayı asıp keserek mallarını yağma ederken kendinize ne hale ne yüzle ne utanmazlıkla Kuva-yı Milliye ismini veriyorsunuz? Milleti öldürerek mahverek millet hukukunu müdafaa edeceksiniz öyle mi? Utanmaz hainler artık yakamızı bırakın. Cenab-ı Hakk'ın gazap ve laneti sizin üzerinize olsun!

Dr. Ali Sarıkoyuncu

Tarih ve Toplum Haziran 1992

Kaynak: Nejat Muallimoğlu/ Düşünen İnsana Hazine/2. Basım/sy.965



- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Biz cahil dedigimiz zaman mektepte okumamis olanlari kastetmiyoruz.
Kastettigimiz ilim hakikati bilmektir.
Yoksa okumus olanlardan en buyuk cahiller ciktigi gibi hic okumak bilmeyenlerden de hakikati goren gercek alimler cikabilir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

12. AHMAK VE BARBAR BUYUKLER OLMASAYDI DIN OLMAZDI

Dini dusuncelerin baslangici, genellikle vahsi milletlerin henuz cocukluk halinde bulundugu donemdir. Din koyanlar; tanrilar, ayinler, efsaneler, sasirtici ve korkunc masallar sunmak icin, her donemde hep kaba, cahil ve ahmaklara basvurmuslardir. Babalar tarafindan incelenmeksizin kabul edilen batil ve esassiz inanislar, az cok degiserek, baski ve siki duzen altinda bulunan ve cogu kez babalarindan daha cok dusunce ve muhakemede bulunmayan cocuklara gecmistir.

- - - - - - - - - - - - -
En kucuk bir gorus belirtmiyordu.
Jones ciftlikten gittikten sonra daha mutlu olup olmadigi soruldugunda, esekler uzun yasar.
Hic olmus bir esek gordunuz mu hayatinizda? demekle yetiniyor
, herkesi bu belirsiz yanitla yetinmek zorunda birakiyordu.

George OrwellHayvan Ciftligi

- - - - - - - - - - - - -
Lutufkr ve her seye kadir olan bir Tanri'nin, kedinin fareyle oynamasi gerektigini bile isteye tasarlayabilecegi konusunda kendimi ikna edemem.

DARWIN,CHARLES (1809-1882) Ingiliz dogabilimci ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

27 Nisan 2020 Pazartesi

RIFAT SERDAROĞLU: PKA DOOH NİBOR




RIFAT SERDAROĞLU: PKA DOOH NİBOR



Robin Hood İngiliz halk hikayelerinde adı geçen bir direnişçidir.

Aynı zamanda Sherwood ormanlarından geçen zenginleri soyan zenginlerden aldığını fakirlere dağıtan bir halk kahramanıdır da!


AKP Robin Hood olmaya özendi fakat başlıkta olduğu gibi tersten!

Zenginden alıp fakire vermek yerine fakirden alıp yandaş zenginlerine verdi.


EYT yani Emeklilikte Yaşa Takılan on binlerce vatandaşımızın haklı feryatlarını duymadılar ama Türk Milletine küfreden AKP Müteahhitlerinin vergi borcunu sildiler.


AKP Türk Milletinin fertlerinin trafik cezaları için herkesin evine yüz binlerce e-haciz gönderiyor fakat AKP'li Bakan ve eski Milletvekillerinin yönetici olduğu Turkcell'in borcunu örtüyor.


Türkiye'de 15-24 yaş arası işsizlik oranı ilk kez %27 1 seviyesine çıktı.

Daha açıkçası her 3 gençten 1'i işsiz.

AKP kendi gençlerine iş verecek yatırımları gerçekleştirmek yerine Suriyeli kaçaklara 40 Milyar dolarımızı verdi!

Kendi gencinden esirge ülkesini savunmaktan aciz kaçaklara ver!

Bunlar gerçekten tersten Robin Hood…


AKP Türk Gençlerinin üniversiteye girebilmesi için önlerine sınav maratonu koyar ama Suriyeli gençlerin sınavsız üniversiteye girmesi için 6 üniversitenin kapılarını ardına kadar açar!


AKP Türk Gençlerinin hiçbir hakkını korumaz fakat her türlü sınavın sorularının çalınıp cemaat ve tarikat taraftarlarına satılmasını engellemez.


AKP hırsızı sever! Ülkede hırsızlık ve hırsız sayısı ne kadar çok olursa AKP sevinir. Çünkü böyle durumlarda arada kaynamak kolaydır.

Namusuyla çalışan vergisini düzgün veren iş insanlarını ve vatandaşlarını "Aptal" yerine koymak için sürekli olarak "Vergi Reformu" adı altında vergilerini ödemeyenleri ödüllendirir.


AKP kadın-erkek eşitliğine inanmaz. AKP'ye göre kadın-erkek eşitliği "yaradılışa terstir!" AKP için kadın evden dışarı çıkmayan-çocuk doğuran-köle olarak çalışan bir varlıktır. Gördünüz mü her işleri ters!


AKP demokrat değildir. Demokrasiyi menzile gidecek bir araç olarak görür.

Araç İslam Devletine geldiğinde inecektir. Tıpkı İran'da ki gibi!


Demirel'in Özal'ın döneminde yapılan köprülerden örneğin 1 TL ödeyip geçersiniz ama AKP'nin hep aynı yandaş müteahhitlere yaptırdığı köprülerden

30 TL- 40 TL- 100 TL ödemek zorunda kalırsınız.

AKP "Dünyanın en büyük soygunları" dalında Oscar Ödüllerine aday gösterilmesi gereken bir partidir.


Tüm Demokratik ülkelerde devleti soyanlar- rüşvet alan soyguncunun önüne yatan Bakan ve bürokratlar yargılanıp cezalandırılır.

AKP'de ise hırsızlığın ve rüşvetin derecesi arttıkça makamınız da yükselir. Büyükelçi bile olabilirsiniz!


Badem Robin Hood olmayı denedi bunda da tersten olabildi!

Yerli ve Milli takıntısı gereği Robin Hood olamadım bari "Köroğlu gibi olayım" diye düşündü!

Gitti babasının gözünü çıkardı ve bağırmaya başladı; "Bakın gerçek Köroğlu benim diğeri sahtedir. Babası kör olan benim. Köroğlu benim!"

Aynı anda ensesine yediği tokatla gözlerinden ateş çıktı.

Gerçek Köroğlu gürledi; "Bre zındık sen kim Köroğlu olmak kim? Sen ancak "Körün oğlu" olursun!

Nasreddin Hoca bu günleri görüp eşeğe neden ters binmiş anladınız mı?


- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Biz baris istiyoruz dedigimiz zaman tam bagimsizlik dedigimizi herkesin anlamasi gerekir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

24. ILAHIYATIN DIKKAT CEKEN CELISKILERI

Din; mekansiz olmakla birlikte sonsuz olan, genisligiyle her yeri dolduran, arzusunu hicbir zaman uygulamayan, son derece iyi olan ve bununla birlikte hep hosnutsuzlar meydana getiren, duzeni seven ve bununla birlikte yonetiminde kargasa hukum suren bir zatin onunde diz cokturur. Ilahiyatin "Allah"i nedir, simdi dusunulsun.

- - - - - - - - - - - - -
Ozgurluk iki kere ikinin dort ettigini soyleyebilmektir.
Eger buna izin verilirse gerisi kendiliginden gelir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Mizah duygusu da, sagduyusu da olmayan bir tanriya inanamam.

MAUGHAM,W. SOMERSET (1874-1965) Fransa dogumlu Ingilizromanci.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

24 Nisan 2020 Cuma

SİNAN MEYDAN: Sözde Ermeni Kırımını TANIYAN PADİŞAH




SİNAN MEYDAN: Sözde Ermeni Kırımını TANIYAN PADİŞAH

"Sizlere yemin ederim ki ben masumum! Son sözüm bugün de budur yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!" (Kaymakam Kemal Bey 10 Nisan 1919)

Barış Pınarı Harekâtı sırasında iyice gerilen Türk-Amerikan ilişkileri sonrasında geçtiğimiz hafta ABD Temsilciler Meclisi sözde Ermeni soykırımı tasarısını kabul etti.

Emperyalizm "1915 Ermeni tehcirini" 1919'dan beri Türkiye'ye karşı bir silah olarak kullanıyor. Şöyle ki ilk olarak bundan tam 100 yıl önce 1919'da o zamanın emperyalist gücü İngiltere İstanbul'u işgal eder etmez işbirlikçi saray hükümetine "tehciri" "kırım" tehcire karışanları da "kırım suçlusu" olarak kabul ettirmişti. İngilizlere yaranmak isteyen Padişah Vahdettin ise Ermeni tehcirine karışanları "kırım suçlusu" olarak kabul etmiş ve saray hükümetleri eliyle İngilizlere teslim etmişti.

İNGİLİZLERE YARANMAK İÇİN

30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan hemen sonra 13 Kasım 1918'de İtilaf devletleri İstanbul'u fiilen işgal ettiler.

Padişah Vahdettin İngilizlere yaranma dürtüsüyle hemen harekete geçti. Öncelikle siyaseten düşman olduğu İttihatçılara adeta savaş açtı. Böylece İngilizlerin güvenini kazanmaya çalıştı.

Padişah Vahdettin İstanbul'un işgalinden sadece 10 gün sonra 24 Kasım 1918'de The Daily Mail muhabiri G. Ward Price ile bir mülakat yaptı. Vahdettin o mülakatında Ermeni tehcirinden şöyle söz etti:

"Eğer tahtta olsaydım bu esef verici olay yaşanmazdı. İngiltere'de öteden beri Türklere karşı mevcut dostluk duyguları savaş başladığı zaman hemen yok olmuş değildi. Fakat Ermenilerin öldürülmeleri İngilizlerin Türkiye'ye karşı duygularında derin bir değişiklik yaratmıştır. Bu kötülükler kalbimi yaralamıştır… Adalet çok geçmeden yerini bulacaktır. İngiliz milletine kuvvetli sevgi ve hayranlık duygularımı Kırım Savaşı'nda İngilizlerin müttefiki olan babam Sultan Abdülmecit'ten miras aldım. Şimdi bu sebepten memleketim ile Büyük Britanya arasında öteden beri mevcut dostane ilişkileri yenileyip kuvvetlendirmek için elimden geleni yapacağım. " (Gotthard Jaeschke Kurtuluş Savaşı İle İlgili İngiliz Belgeleri s. 3 4)

Belli ki Padişah Vahdettin kendi ifadesiyle ngiltere ile dostane ilişikler geliştirmek için" İngilizlerin ortaya attıkları "Ermeni kırımı" tezini kabul etmekte hiç tereddüt etmeyecekti.

Padişah Vahdettin aynı mülakatta Gazeteci Ward Price'e Osmanlı'yı savaşa sürükleyen ve Ermeni tehcirine karışan İttihatçıların mutlaka cezalandırılacaklarını söyledi. (Lütfi Simavi Osmanlı Sarayının Son Günleri s. 448-449)

Vahdettin 7 Aralık 1918'de Ayan Meclisi üyesi Azaryan Efendi'yi kabulünde de "Ermenilere karşı gerçekleştirilen mezalimden dolayı" üzüntülerini bildirdi. (Tayyip Gökbilgin Milli Mücadele Başlarken 1 s. 15)

İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiseri Amiral Arthur Calthorpe 10 Ocak 1919'da İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na gönderdiği gizli bir telgrafta Padişah Vahdettin'in Sadrazam Damat Ferit'i Tom Hohler'e göndererek "Ermenilere kötü davranan savaş esirlerini cezalandırmak arzusunda olduğunu" ve yeterince enerjik davranmayan kabine üyelerinin yerine daha aktif üyelerden oluşan bir kabine kurmayı düşündüğünü yazdı. (Jaeschke s. 4) Calthorpe telgrafında ayrıca şöyle dedi: "Padişah İngiltere hükümetinin İngiliz savaş tutsaklarına barbarca davrananlar ile kırımdan sorumlu olanların cezalandırılmasını istediğini biliyor ve İngiltere'nin arzulayacağı her kişiyi yine İngiltere'nin arzusuna göre yakalatıp cezalandırmaya hazırdır. Ancak geniş ölçüde bir eyleme geçince ihtilal olacağından kendisinin belki de devrilip öldürüleceğinden korkmaktadır. " (Bilal Şimşir Malta Sürgünleri s. 53)

İnsan avı: Sözde kırım suçlularının tutuklanması

İşgalci İngilizler saray hükümetinden iki şey bekliyordu: 1. İngiliz savaş esirlerine kötü davrananların cezalandırılması 2. Sözde Ermeni kırımına karışanların cezalandırılması.

24 Kasım 1918'de Tevfik Paşa hükümeti tehcir suçlarını araştırmak için "Tahkikat-ı Fecayii Komisyonu" kurdu. Anadolu 7 bölgeye ayrılıp bu bölgelere tehcir soruşturma heyetleri gönderilmesine karar verildi. 16 Aralık 1918'de tehcir suçlularını yargılamak için bir Harp Divanı kuruldu.

7 Ocak 1919'da İngiliz Yüksek Komiseri Calthorpe Tevfik Paşa hükümetinin Dışişleri Bakanı Mustafa Reşit Paşa ile görüştü. İngiliz Komiseri görüşmede "sürgün" yerine "kırım" sözcüğünü kullandı. Mustafa Reşit Paşa Calthorpe'a "Ermeni kırımı konusunda bir sıkıyönetim mahkemesi kurulduğunu suçluları yargılamaya başladığını biraz zaman bahşedilirse adaletin yerini bulacağını" söyledi. (Şimşir s. 52) Aynı gün Boğazlıyan Kaymakamı Mehmet Kemal Bey Ermeni kırımı suçlamasıyla İstanbul'da tutuklanıp Bekirağa Bölüğü'ne hapsedildi.

Padişah Vahdettin daha fazla zaman kaybetmeden İngilizlerin istediği şekilde tehcir suçuna karışanların tutuklanmasını istedi. Bunun üzerine saray hükümeti İngilizlerin "black list" dedikleri "kara listeler"e göre tutuklamalara başladı. Ocak 1919'da İstanbul'da çok sayıda yurtsever "İngiliz esirlere kötü davranmak" ve "tehcir suçlusu" olarak tutuklanıp Bekirağa Bölüğü'ne hapsedildi.

13 Şubat 1919'de Tevfik Paşa hükümeti Danimarka Hollanda İsveç İspanya hükümetlerine müracaat ederek tehcir komisyonuna üye göndermelerini istedi. Ancak bu isteği İngiltere reddetti. Çünkü İngiltere tehcirin "kırım olmadığının" anlaşılmasını istemiyordu. Bu nedenle konunun tarafsız yargıçlarca incelenmesini göze alamadı.

Padişah Vahdettin Tevfik Paşa hükümetinin İngilizleri memnun etmekte yetersiz kaldığını düşünerek daha koyu İngilizci Damat Ferit hükümetini kurdu. 4 Mart 1919'da kurulan Damat Ferit hükümeti 10 Mart 1919'da adeta bir insan avı başlattı. Hükümet İngilizlerin hazırladığı kara listedeki isimleri tutukladı. İngilizler 15 Mart- 7 Nisan 1919 arasında Damat Ferit hükümetine 61 kişilik bir "kara liste" verdi. Bu listedeki isimler "Ermeni kırımından" sanıktı. Tutuklananların sayısı her geçen gün daha da arttı. (Şimşir s. 94-100).

Milli Şehit: Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey

Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey tehcir sırasında Yozgat'ta Ermeni kırımından sorumlu tutularak 7 Ocak 1919'da tutuklandı. 5 Şubat 1919'da Harp Divanı'nda yargılanmaya başlandı. İki ay süren dava 18 duruşmada tamamlandı. Kemal Bey daha önce yargılanıp beraat ettiği bir suçtan yetersiz delillerle hukuksuz biçimde yargılandı. Üyeleri arasında Ermenilerin de bulunduğu mahkemedeki şahitlerin çoğu Ermeni'ydi. Mahkeme Kemal Bey'i yalancı şahitlikler çelişkili ifadeler bazı dedikodulara dayanarak 8 Nisan 1919'da idama mahkum etti.

Padişah Vahdettin Kemal Bey'in idam kararını onaylamak için bir şeyhülislam fetvası istedi. Belli ki Vahdettin verilen idam kararının hukuki değil siyasi bir karar olduğunu biliyor bu kararı onaylarken vicdani bir rahatsızlık hissediyor bu rahatsızlığı hafifletmek için şeyhülislamı da günahına ortak etmeye çalışıyordu. Şeyhülislam Mustafa Sabri Kemal Bey'in idam fetvasını hazırlayıp padişaha gönderdi ancak padişah fetvayı beğenmeyip düzeltilmesini istedi. Bu sırada fetvanın gelmesini beklemeden 9 Nisan 1919'da idam kararnamesini imzaladı. Kemal Bey 10 Nisan 1919 Perşembe günü Bayezid Meydanı'nda idam edildi. Cenaze töreni milli bir isyana dönüşen Kemal Bey Kadıköy Kuşdili'nde defnedildi. Şeyhülislam fetvası ise idamdan bir gün sonra 11 Nisan 1919'da verildi. (Taha Niyazi Karaca Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey Olayı s. 243-283)

Kemal Bey'in idam edilmeden önceki son sözleri her şeyi özetler nitelikteydi: "Sizlere yemin ederim ki ben masumum! Son sözüm bugün de budur yarın da budur. Ecnebi devletlere yaranmak için beni asıyorlar. Eğer adalet buna diyorlarsa kahrolsun böyle adalet!"

Evet Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey çok haklıydı. Padişah Vahdettin İngilizlere yaranmak için Ermeni kırımıyla suçlanan Kaymakam Kemal Bey'in idam kararını onaylamıştı.

TBMM 14 Ekim 1922'de Boğazlayan Kaymakamı Kemal Bey'i "mili şehit" ilan etti. Ailesine maaş bağladı.

Katliam yalanı 1921'de çöktü

16 Aralık 1918'de kurulan Harp Divanı'nın başına 19 Mart 1919'da "Nemrut Mustafa Paşa" ve "Kürt Mustafa Paşa" lakaplarıyla tanınan Mustafa Nazım Paşa tayin edildi. Harp Divanı 24 Mart 1919'da yargılamalara başladı. 8 Nisan 1919'da Boğazlıyan Kaymakamını Kemal Bey'i idama mahkum eden Harp Divanı 11 Mayıs 1920'de Atatürk ve silah arkadaşlarının gıyaben idamlarına karar verdi. Yine Ermeni tehciri suçundan yargıladığı Urfa Mutasarrıfı Nusret Bey'i de idama mahkum etti. Nusret Bey 5 Ağustos 1920'de idam edildi.

Sait Halim Paşa'dan Ziya Gökalp'e kadar eski İttihatçıların tamamı sözde Ermeni kırımı suçuyla yargılanıp mahkum edilmek istendi. Ancak tüm sanıklar Ermeni kırımı suçlamasını reddettiler. Ortada sanıkları suçlayacak somut bir delil de yoktu.

17 Mayıs 1919'da mahkemeye çıkarılan Ziya Gökalp şöyle dedi: "Milletimize iftira etmeyiniz. Türkiye'de bir Ermeni kırımı değil bir Türk-Ermeni vuruşması vardır. Bize arkadan vurdular biz de vurduk" (Şimşir s. 109)

Bu sırada İngiliz politikasını ters yüz etmek isteyen Atatürk Türklere zulüm yapmış Ermenilerin de yargılanmasını istedi.

Yargılamalardan bir sonuç alamayan İngilizler Bekirağa Bölüğü'ndeki tutukluları Malta'ya sürgün ettiler.

İngilizler Malta sürgünlerini sözde Ermeni kırımı suçuyla yargılamak istediler. Ancak İngiliz Başsavcılığı İstanbul'daki İngiliz Yüksek Komiserliği'nin hazırladığı suç dosyalarını dikkate almadı. Çünkü o dosyaların içi boştu. İngiliz Başsavcılığı 8 Şubat 1921'de İngiltere Dışişleri Bakanlığı'na bir yazı gönderdi. Malta'da bulunan 140 Türk sürgünden sadece 8'i hakkında iddianame hazırlanabileceğini söyledi. Onlar da I. Dünya Savaşı'nda İngiliz esirlere kötü davranmaktan yargılanabilirdi. İngilizler İstanbul'daki tüm arşivler ve tüm belgeler ellerinin altında olmasına karşın Malta sürgünlerini Ermeni kırımı suçuyla yargılamak için hiçbir delil bulamamışlardı. Bunun üzerine Amerika'ya başvurdular. Amerikan arşivlerinde belge bulmaya çalıştılar. Washington'daki İngiliz Büyükelçiliği Londra'ya çektiği telgrafta şöyle diyordu: zülerek arz edeyim ki Amerikan belgeleri içinde Malta'da bulunan Türkler aleyhinde delil olarak kullanılabilecek hiçbir şey yoktur. "

Lord Curzon 10 Ağustos 1920'de İstanbul Yüksek Komiserliği'ne gönderdiği bir yazıda Malta sürgünlerinin yargılanamayacağını duyurdu. İngilizler ortada hiçbir delil olmadığı için sürgünleri yargılayamadan serbest bırakmak zorunda kaldılar. (Şimşir 17-21)

Bilal Şimşir'in "Malta Sürgünleri" adlı kitabında dediği gibi "Ermeni katliamı" iddiası hukuki açıdan Ağustos 1921'de çöktü. (Şimşir s. 21)

Demem o ki tam yüz yıl önce İngiliz emperyalizminin ortaya attığı sözde "Ermeni kırımı" iddiası ngiliz işbirlikçisi Padişah Vahdettin bu iddiaları kabul etmesine rağmen- 1921'de çöktü. Türk milleti daha o zaman aklandı.

https://www.sozcu.com.tr/2019/yazarlar/sinan-meydan/sozde-ermeni-kirimini-taniyan-padisah-5428293/

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Benim Turk milletine Turk cemiyetine Turklugun istikbaline ait odevlerim bitmemistir siz onlari tamamlayacaksiniz.
Siz de sizden sonrakilere benim sozumu tekrar ediniz.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

187. ESKI VE YENI DINLER, SOYUT KURUNTULARINI VE GULUNC AYINLERINI HEP BIRBIRLERINDEN ALMISTIR

Eski rahiplerin dinleri yok oldu, ya da daha dogrusu bu dinler bicim degistirmekten baska bir sey yapmadi. Her ne kadar yeni ilahiyatcilarimiz onlara sahtekar gozuyle bakiyorlarsa da, genel toplami artik bizim icin var olmayan sistemlerinden bircok daginik kisimlari topladilar. Teolojinin baska bir tarzda yeniden giydirmekten baska bir sey yapmadigi dogmalari cagdas dinlerimizde hala aynen bulmakla kalmiyoruz; hurafeler bulasmis dini islerinin, Thergie'lerinin*, buyulerinin, efsunlarinin dikkat ceken artiklarini da bu dinlerde goruyoruz. Misir'dan alinmis tuhaf fikirlerle dolu oldugunu gordugumuz ibrani dininin peygamberlerinden, rahiplerinden, yasa yapicilarindan kalan turbeleri saygiyla ziyaret etmeleri hala Hiristiyanlara emredilir. Bu sekilde, hilekarlar ya da puta tapan hayalciler tarafindan duslenen garabetler hala

Hiristiyanlarin "kutsal" gorusleridir.

Tarihe biraz goz atilirsa, insanlarin butun dinleri arasinda goze carpici benzerlikler gorulur. Yeryuzunun her yerinde dini fikirlerin, kavimleri, donem donem kederlendirdigi ve sevindirdigi gorulur. Her yerde igrenc ibadet yerlerinin, ibadet islerinin zihinleri mesgul ettigi ve meditasyon konulari oldugu gorulur. Cesitli hurafelerin soyut hayaletlerini ve ayin bicimlerini birbirlerinden aldiklari gorulur.

Dinler, genellikle bunlari birlestirmek, eklemek ve o anki amaclarina uymayanlari kaldirmak hakkini koruyarak, seleflerinin malzemelerini kullanmislardir. Misir dini, putatapma (sanemperestlik) ayinini bu dinden uzaklastirmis olan Musa'nin dinine temel hizmetini gormustur. Musa hizipci bir Misirlidan baska bir sey olmamistir.

Hiristiyanlik, birlestirilmis " Yudaizm"den (Musevilikten) baska bir sey degildir. Muslumanlik ise, Hiristiyanliktan, Yahudilikten ve Arabistan'in eski dininden ibarettir.

*Gokyuzu ruhlari ile iliskiler uzerine kurulu bir tur buyu.

- - - - - - - - - - - - -
Sahtekrligin evrensel duzeyde egemen oldugu donemlerde, gercegi soylemek devrimci bir eylemdir.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Endise etmedigim tek sey, Tanri'nin var olup olmadigi.

Ama bana oyle geliyor ki Tanri, Alzheimer olmus ve bizim var oldugumuzu unutmus.
WAGNER,JANE (1935) ABD'li oyun yazari ve senarist.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/