9 Aralık 2024 Pazartesi

İOANNA KUÇURADİ: BÜTÜN KÜLTÜRLERE EŞİT SAYGI”NIN TEŞVİK EDİLMESİ, DÜNYA BARIŞI İÇİN BİR TUZAK

İOANNA KUÇURADİ: BÜTÜN KÜLTÜRLERE EŞİT SAYGI"NIN TEŞVİK EDİLMESİ, DÜNYA BARIŞI İÇİN BİR TUZAK

Maltepe Kitap Günleri, 7-15 Eylül tarihlerinde Maltepe Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştiriliyor. "Cumhuriyet'in Yeni Yüzyılında Laiklik, Özgürlük, Adalet ve Barış" konulu Maltepe Kitap Günleri'nin "Onur Konuğu" Prof. Dr. İoanna Kuçuradi, 7 Eylül'deki açılışta, "Barış Üzerine" başlıklı bir konuşma yaptı.

İoanna Kuçuradi: Bütün kültürlere eşit saygı"nın teşvik edilmesi, dünya barışı için bir tuzak

08-09-2024

DEM Parti'den Yerlikaya'ya: Ensarioğlu'nun bilip de söylemediği şeyler nelerdir? Haber: Elif Şahin Hamidi

"Bu fuarın konusu 'laiklik, özgürlük, adalet ve barış' olduğuna göre, bugün ben, yanıbaşımızda ve biraz daha uzağımızda insafsız savaşlar sürerken, bu özlemlerden barış üzerine birkaç söz söylemek, böylece de bugünkü durumun ortaya çıkmasına yol açan ihmaller üzerine düşünmeye yardımcı olmak istiyorum" diyerek konuşmasına başlayan Kuçuradi, dünyanın iki ideolojik bloka ayrılmış olduğu dönemde "Barış"ın Doğu Blokunun mottosu, "insan hakları ve temel özgürlükler"in ise Batı Blokunun mottosu olduğuna dikkat çekti.

"Bu iki konuyu 'paylaşma'nın, çıkarlara güzel adlar vermek için nasıl kullanıldığını çok açık görebiliyordum" diyen Kuçuradi, tarihten örnekler verdi: "1980'li yıllarda, Bloklararası çıkar çatışmalarına karşı savaşmak için düşünülmüş yolların adı 'uluslararası anlayış ve işbirliği' ile 'silâhsızlanma' olmuştu. Bunların 'dünya barışı'nı korumanın, yani sıcak bir savaşın çıkmasını önlemenin yolları olduğu düşünülüyordu. 1990'lı yılların başında Doğu Bloku ve Sovyetler Birliği dağılınca, barış konusuna ilişkin değer yargısı değişti, ama 'barışı koruma'dan anlaşılan değişmedi: hâlâ 'sıcak bir savaşın önlenmesi' olarak anlaşılıyor barış. Ama bu 'barış' bir türlü korunamıyor; 'küçük' savaşlar gitgide artıyor ve barışın insan haklarıyla ilgisi hâlâ pek görülemiyor. Nitekim 2010 yılında, yani 14 yıl önce, ABD'de çalışan İsrailli bir meslekdaş, Anat Biletzki, İnsan Hakları Merkezimizin daveti üzerine, İstanbul'a geldi ve 'Gazze: Unutulmuş bir Hapishane' başlıklı bir konferans vermişti. Teşhisleri önemliydi, ama bu ve bu gibi dikkat çekmeler, şu andaki durumun ortaya çıkmasını engelleyemedi."

"SAVAŞ OLGUSUNA BAKARAK, BARIŞIN NE OLDUĞUNU ADIM ADIM ORTAYA KOYABİLİRİZ"

Kuçuradi konuşmasında, bunlar üzerine düşünmeye temel oluşturabilecek "barış nedir?" sorusuna cevap vermeye çalıştı. "Bir kavram olarak barış, savaşın göreli kavramıdır. Bu da, savaşın olmadığı yerde barışın olduğu düşüncesine götürüyor ve bizi barış konusunda yanıltıyor" diyen Kuçuradi, şöyle devam etti: "Çünkü gerçekliğe baktığımızda barışlar görmüyoruz, savaşlar görüyoruz. Bu savaşlara baktığımızda ise, görüyoruz ki her savaş birer olaylar dizisidir: Belirli bir zamanda başlıyor (ilân ediliyor), bir süre (bazan yıllarca) sürüyor ve bitiyor. Ama bu arada, herbirinde binlerce insan, başka başka insan –görev gereği kendini bir cephede bulan genç askerler ve gitgide artan sayılarda siviller– ölüyor. Tarihsel boyutlar içinde bakıldığında olaylar dizisi olarak karşımıza çıkan savaş, dünyamızın –insan dünyasının– bir olgusudur. Savaşın nasıl bir olgu olduğunu görebilmek için ('sanki hiç görmedik mi!' diyebilirsiniz kısmen haklı olarak), yani savaşın ne olduğunu görebilmek için, önce Kant'ın Pratik Aklın Eleştirisinde, başka bir bağlamda verdiği bir örneği sizlere aktarayım: Kral I François, bir vesileyle kardeşi İmparator V Charles'a bağlılık bildirisi göndermiş; François da bunun üzerine şöyle demiş: 'Ne harika, uyum! Kardeşim Charles ne istiyorsa, ben de onu istiyorum.'

İkisi de Milano'yu istiyorlardı! İşte savaş: aynı şeyle ilgilerinde iki tarafın oluşması, karşı karşıya gelmesiyle ve herbirinin, o şeyle ilgili istediğini gerçekleştirmek üzere diğer tarafı saf dışı etme çabasında yaptığı sınır tanımayan eylemlerin ve bu eylemlerin biraraya gelmesiyle oluşan olayların yarattığı durumdur, ya da koşullar bütünü. Kavramsal düzeyde savaşın göreli kavramı –karşıtı– olduğu halde barış, gerçeklikte savaşın karşıtı-tersi olan bir durum değildir. Ama barışın ne olduğunu, gerçekliğe bakarak –savaşla ilgili olarak yaptığımız gibi, yani tek tek "barışlara" bakarak– belirleyemeyiz. Ne var ki, savaş olgusuna bakarak, barışın ne olduğunu adım adım ortaya koyabiliriz: yani önce, barışın hangi özellikleri taşımayan koşullar bütünü ya da durum olduğunu ortaya koyabiliriz, sonra da hangi özellikleri taşıyan bir durum olabileceğini söyleyebiliriz. Barış, aynı şeyle ilgilerinde iki taraf yaratmayan –aynı bir şeyle ilgili olanların karşı karşıya gelmelerine yapısı gereği neden olmayan– bir koşullar bütünüdür: kuruluşu ve işleyişi, ilkelerinden dolayı, tarafların oluşmasına ve karşı karşıya gelmesine kendisi neden olmayan bir düzendir barış. Böyle bir düzen, ya da bu özelliği gösteren koşullar bütünü olarak kavrandığında barış, bir hukuk durumudur; ya da, amacı dışında kullanılmayan hukukun egemen olduğu durum."

"AÇIK KAVRANILMIŞ İNSAN HAKLARININ GEREKTİRDİKLERİ YERİNE GETİRİLMELİ"

Barış konusunun ülkeler düzeyinde, yani "iç barış" olarak ve uluslararası düzeyde, yani "dünya barışı" olarak iki bağlam içinde ele alınabileceğini ifade eden Kuçuradi, "Benim görebildiğim kadarıyla, ülkeler düzeyinde barış, bugün, bir ülkede toplumsal özgürlüğün (toplumsal özgürlük fikrinin) önemli derecede gerçekleşmiş olması durumuna verebileceğimiz addır."

Toplumsal özgürlük, insan onuru, insan hakları ve barış arasındaki ilişkiye vurgu yapan Kuçuradi "İşte, barış, temel insan haklarının yalnızca pozitif hukuka girmesiyle değil; bir ülkede, bu haklarla dile getirilen taleplerin gerektirdiklerinin yerine getirilmesiyle, yani toplumsal özgürlüğün sürekli var kılınmasıyla yaratılan durum olsa gerek –temel hakların çoğu zaman kâğıtta kalmadığı durum. Barış kavramıyla ilgili olarak daha önce söylediklerime dayanarak, "dünya barışı"nın, yalnızca sıcak savaşların olmaması değil; uluslararası, devletlerarası, hatta kıtalararası ilişkilerde, aynı bir "şey"le ilişkilerinde tarafların oluşmasına yol açmayan düzenlemelerin yapılmasıyla ve çağın koşullarında açık kavranılmış insan haklarının gerektirdiklerinin sürekli olarak yerine getirilmesi ile oluşabilen –sürekli oluşturulması söz konusu olan– durum olduğu söylenebilir" dedi.

"Bütün kültürlere saygı", bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltme girişimi "Bütün kültürlere eşit saygı"nın teşvik edilmesinin, insan hakları ve dolayısıyla dünya barışı için bir tuzak olduğuna vurgu yapan ve "Bu teşvik bana, bir yanlışı başka bir yanlışla düzeltme girişimi olarak görünüyor" diyen Kuçuradi sözlerini şöyle sürdürdü: "Hiç şüphe yok ki, kişilerin farklı 'kültürel' özelliklere sahip olmaları –yani dünya görüşleri ve normları olan grupların üyeleri olmaları– ayırımcılığa, ırkçılığa, bunların sonucu olarak da birçok sorunlara ve sayısız insan ihlallerine yol açmış ve açmaya devam ediyor. Ne var ki, bu sorunları insan haklarıyla bağlantılayarak çözmeye, yani insan haklarının gereklerini –bu arada da farklı kültürel özellikler taşıyan gruplarla ilgili gereklerini de– yerine getirmeye çalışmak yerine, çözüm olarak, hangi kültürden olursa olsun bütün insanlara saygı değil, bütün kültürlere –yani niteliklerine bakılmaksızın bütün dünya görüşlerine ve bütün normlara– saygı talebi getirildi. Bunun teorik temellendirilmesini de postmodernizm sağladı; böylece de normları ve dünya görüşlerini doğru değerlendirme yetersizliğimiz meşrulaştırılmış oldu. Özellikle 'gelişmekte olan' ya da 'çağdaşlaşma yolunda' olan birçok ülkede bazı entellektüeller, biryandan insan haklarına ve onların etkili kılınabilmesinin önkoşulu olan laiklik gibi ilkelere, 'Batı kültürü ürünüdür' diyerek kuşkuyla bakıyor ya da reddediyor, ama yine Batı düşüncesinin ürünü olan postmodernizme dört elle sarılıyor; üstelik 'kendi kültürleri' saydıkları dünya görüşlerini ve normları serbestçe yaygınlaştırabilmek için insan hakları retoriğine sığınıyor. Bazı akımların –IŞİD– böyle yayılmasını mümkün kılan da bu 'bütün kültürlere eşit saygı' görünüyor. Böylece şu anda insan hakları için çok tehlikeli olan bir gelişmeyle yüz yüze gelmiş bulunuyoruz: Kimi köktendinciliklerin ve bir sürü metafizik eğilimlerin dünya çapında yaygınlaşmasıyla ve kamusal yaşamda cemaatçiliğin gitgide artan bir savunmasıyla. 21. yüzyıl başında eğer dünya barışının bir ütopya olarak kalmasını istemiyorsak, daha önce uluslararası düzeyde aldığımız kararlar sonucu oluş an bu olgular üzerinde –nasıl oluştukları ve nelere yol açtıkları üzerinde– düşünmemiz ve barış için insan hakları arasındaki koparılmaz ilgi üzerinde kafa yormamız; sonra da ülkelerin ve dünyanın bugünkü koşulları her an yeniden değerlendirerek, aynı insan haklarının farklı koşullarda farklı olabilen gerektirdiklerini teker teker sürekli olarak bularak, teker teker yerine getirmemiz zorunlu görünüyor. Bu demektir ki, eğer gerçekten barışı ardıarası kesilmeyen çabalarla gerçek kılmak istiyorsak, açık kavranılmış insan haklarının korunmasını ulusal ve uluslararası politikaların ana amacı olarak koymamız gerekiyor; yani geçen 75 yıl boyunca ulusal ve uluslararası politikalarımıza ana amaç olarak koyduğumuz gelişmenin/kalkınmanın yerine –yaptıklarımızın çıkmaza girdiğinin farkına vardığımız her defasında yalnızca onu nitelendiren sıfatları (ekonomik, kültürel, yerel-içten, sürdürülebilir gibi kalkınmanın sıfatlarını) değiştirmekle yetindiğimiz 'kalkınma'nın yerine–, insan haklarının bilgiyle korunmasını ana amaç olarak koymamız gerekiyor. Dünyamız 'ne olsa olur' mottosuyla, herşeyi eşdeğer sayan Postmodernizmden kendisini sıyırmadıkça, barıştan söz etmek boşuna olur."

⦿ https://www.demokrathaber.org/ioanna-kucuradi-butun-kulturlere-esit-sayginin-tesvik-edilmesi-dunya-barisi-icin-bir-tuzak

🇹🇷

=======================

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

SULTAN İKİNCİ ÇORUM LEBLEBİSİ

https://www.youtube.com/watch?v=_4E5zcNrdxI

- - - - - - - - - - - - - - - -

POLİSİN İŞÇİ TARTAKLAMASINI ANLAMAK…

https://www.youtube.com/watch?v=tpXyNC0aifI

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır.


Platon'dan Eflatun özlü sözler
Bin peygambere bedel…

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dostunun dusmanini, kendine dost secme.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

HASTAHANE
. . . . . .
Ruyada gordugum hastahaneye,
Girenler canindan bikar dediler.
Ya oynatir gider timarhaneye,
Ya topraga gozu diker dediler.
. . . . . .
Sunnete goturduk kucuk Enisi,
Kokunden kesmisler tutup penisi,
Yerinde cikmazsa eger yenisi,
Kaliversin bu da bekar dediler.
. . . . . .
Depresti Osmanin kabizlik huyu,
Yedi metre vardi hortumun boyu,
Siktilar karnina sabunlu suyu,
Simdi dere gibi akar dediler.
. . . . . .
Biri kana biri idrara bakti,
Herkes sucu baska birine yikti,
Fatmanin kocasi hamile cikti,
Dogurur cocuga bakar dediler.
. . . . . .
Cikinca doktorun acele isi,
Yari acik kaldi hastanin dosu,
Igne iplik alip evinde esi,
Oturur guzelce diker dediler.
. . . . . .
Icinde unutmus doktor makasi,
Hemsirenin dusmus naylon tokasi,
Saglamsa hastanin siniri, kasi,
Helaya gidince cikar dediler.
. . . . . .
Aciyorum Rasim senin haline,
Dusurdun bunlari halkin diline,
Gecersen birinin eger eline,
VAllahi canini yakar dediler.

~Rasim KOROGLU~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Mutluluk hedef değildir.
Tersine kudret duygusu hedeftir.
İnsanın ve insanlığın içinde müthiş bir güç kendini deşarj etmek , yaratmak istemektedir.
O, hiçbir zaman mutluluk hedefi olmayan patlamaların kesintisiz zinciridir.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Faiz, tasarrufu yatırıma eşitlemez.

~EGE CANSEN~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Çoğu insanlar her şeye çabuk inanıp güvenirler ve güvenip inandıkları şeylerden çabucak vazgeçebilirler.
Bazı insanlar ise bazı şeylere belli bir sürede inanıp güvenirler ve bu onların hayatı olur.


Platon'dan Eflatun özlü sözler
Bin peygambere bedel…

- - - - - - - - - - - - - - - -

Efendi sen kim oluyorsun, buna mecelle (seriat hukuku) karar verirBasbakan olduktan sonra
Bir kac hafta sonra isareti alan seriatci bir terorist DanistayÓ© basti ve turban karari veren Danistay uyelerini silahla taradi, Danistay uyesi bir hakimi oldurdu.

~Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bilim tanrıyı yok saymıyor,daha iyisini yapıyor;
onu gereksiz kılıyor.

~P. Lafargue~

- - - - - - -







- - - - - - -

Yavuz_Bahadiroglu-IV._Murad.epub
SUFiZM-Phillip_Gowins.mobi
Candan_Dost-Oscar_Wilde.epub
Cok_Tuhaf_Sorusturma-Ferhan_Sensoy.epub
Dostoyevski-Ev_Sahibesi.epub
Sevim_Ak-Vanilya.epub
Charles_Dickens-Antikaci_Dukkani_I.epub
Ismail_Arabaci-Turkler.pdf
Atilla_Atalay-Sidika.pdf
Osmanli_Devleti_1300-1600-Cesitli.epub
oegc_adv_teachersnotes_13.pdf
Bati_Tefekkuru_ve_islam_Tasavvufu.epub
The_Black_Cat-John_Milne.epub
Fahrenheit_451-Ray_Bradbury.epub
F._M._Dostoyevski-Kumarbaz.EPUB
Mahmud_Dervis-Kelebeklerin_Izi.pdf
Karekok_Yayinlari-LYS_Biyoloji_Denemeleri.pdf
Ates_Kadehi.epub
Kadinlara_Gore_Degil-P._D._James.epub
Franz_Kafka-Aforizmalar.pdf
Anton_Cehov-KUGUNUN_SARKISI.docx
Omer_Ziyauddin_Dagistani-Tasavvuf_ve_Tarikatlarla_Ilgili_Fetvalar.pdf
Yunus_Emre_Siirleri-Yunus_Emre.epub
Cengiz_Aytmatov-Cemile-Ogretmen_Duysen.epub
Stage_4-David_Foulds-The_Tales_from_Arabian_Nights.pdf
Behcet_Necatigil-Tum_Siirleri.pdf
J_R_R_Tolkien-Hobit1.epub
Mehmet_baydur-ASK.pdf
Olum_Buyusu-Agatha_Christie.epub
Resat_Nuri_Guntekin-Kizilcik_Dallari.epub

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder