13 Ekim 2020 Salı

SAĞLIKÇILAR BU KIŞI ÇIKARIR MI? - TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ: AKTİF HASTA SAYISI AÇIKLANANIN 10 KATI SAĞLIKÇILAR TÜKENİYOR! - DÜĞÜNDE AYNI MAKYAJ MALZEMESİNİ KULLANAN 35 KİŞİYE VİRÜS BULAŞTI

  1. SAĞLIKÇILAR BU KIŞI ÇIKARIR MI?
  2. TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ: AKTİF HASTA SAYISI AÇIKLANANIN 10 KATI SAĞLIKÇILAR TÜKENİYOR!
  3. DÜĞÜNDE AYNI MAKYAJ MALZEMESİNİ KULLANAN 35 KİŞİYE VİRÜS BULAŞTI
Bu iş sarpa sarıyor.
Hekimim, uzun zamandır emekliyim.
Köşeme çekildim.
Ama yaşıtlarım hala çalışıyor.
Zorlaşan şartlar nedeniyle giderek bir yaprak dökümü yaşanıyor.
Emeklilik şartlarını sağlamış olanlardan başlayarak bir istifa furyası var.

Hekim de olsam, ben de bir insanım, ve hasta olarak sistem benim için de gerekli.
Ve zannediyorum, bu sonbahar ve kış aylarında ömrümde görmediğim işleri göreceğim.
Hekim olsam bile korkuyorum.

Sistem çökecek.
Ölümcül hasta olsanız dahi yoğun bakımlarda yer bulamayacaksınız.
Ölecek halde olduğunuz halde hekimle ve sistem sizi eve yönlendirecek.
Eline bir reçete tutuşturacaklar, biraz anlatıp, yol yordam söyleyecekler, işte o kadar.

Şikayet edecek kimse de bulamayacaksınız.
Çünkü şikayet edeceğiniz kişi ve merciler zaten bu sorunun bir parçası.

Bence, korunun.
Siz boşverin o kocakarı ilaçları öneren medya maymunlarını.
  1. MASKE.
  2. MESAFE.
  3. TEMAS DİSİPLİNİ,
  4. ASEPSİ, ANTİSEPSİ.

Bu kadar.
Bizim on yıllardır ameliyathanelerde uyguladığımız disiplini artı toplum olarak uygulamamız şart oldu.
Öğreneceksiniz.
Hem de eşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşşek gibi öğreneceksiniz.
Sorun, bilenlere sorun.

Yoksa, efelik yaparsanız.
Onu da siz bilirsiniz.
Paşa gönlünüz bilir.

Her işin bedeli var.
Ben bu evreni seviyorum.
Her işin bir karşılığı var.
Her etkinin bir tepkisi.
Her tepkinin de bir etkisi var.

İsterseniz bütün ilahlara yakarın.
Eş zamanlı olarak.
Allaha, Yehovaya, Elohim'e, Baal'a, Ulu Manituya....
Göreceksiniz, ilahlardan size bir fayda yok.
Yalnızca bilimin, bilim adamlarının faydası olacak.
O da sınırlı bir şekilde.

Unutmayın, döt nasipten çıkmışsa uçkur kırk yerinde çözülürmüş.
Bilimin de bir sınırı var.
Zaten bilimin yardımcı olmadığı yerde de sıra ilahlara geliyor.

İlahlar çaresizlik anının çaresizlikleri.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  

================================

SAĞLIKÇILAR BU KIŞI ÇIKARIR MI?

Bu "ordu" 2020 mart nisan mayısını yaşadı Haziran temmuz ağustos aylarını da pek nefes alamadan geçirdi/geçiriyor ve pandemi koşullarında sonbahar-kışa girecekler. Sağlıkçıların bu kışı çıkaramaması demek ne yazık ki toplum sağlığı açısından felaketle eş anlamlıdır.

Eriş Bilaloğlu İstanbul - BİA Haber Merkezi 16 Ağustos 2020 Pazar 12:33

Anket çalışması 2019 Eylül ayında yapılmış.

10 kişiden 7'si son bir yılda ihtiyaç kredisi almış (yüzde 69.1)

6 kişiden 1'i kredi kartı takibinde (yüzde 16.5)

6 kişiden 1'i kendisini ekonomik olarak kötü (yüzde 16.2) 5 kişiden 3'ü kendini ekonomik olarak "orta sınıf" olarak (%62.9) değerlendiriyor.

2 kişiden 1'i kendi evinde oturuyor (yüzde 48.9)

2 kişiden 1'i ekonomik sıkıntılar nedeniyle aile içi sorun yaşıyor (yüzde 46.4)

5 kişiden 4'ü gelecek için birikim yapamıyor (yüzde 79.3)

4 kişiden 1'i kronik bir rahatsızlığa sahip (yüzde 23.6)

2 kişiden 1'i ailesiyle geçirdiği vakti çok az buluyor (yüzde 53.2)

En fazla yapılan sosyal aktivite akraba ziyareti. Tiyatro ve konsere gitme çok nadir. Sosyal aktivite düzeyleri "oldukça düşük" olarak değerlendirilmiş.

3 kişiden 1'i "genel olarak hayattan memnunum" ve "çok memnunum" diyor (yüzde 33.5)

5 kişiden 1'i çalışma koşullarından memnun (yüzde 18.9)

5 kişiden 3'ü çalıştığı kurumu değiştirmek istiyor (yüzde 63.4)

2 kişiden 1'i işi nedeniyle psikolojik sorun yaşıyor (yüzde 45.5)

10 kişiden 1'i antidepresan kullanıyor (yüzde 12)

5 kişiden 3'ü mesleğini isteyerek seçmiş (yüzde 60.2) 10 kişiden 7'si "fırsatım olsa değiştiririm" diyor (yüzde 70.5); "meslek seçimi ve bu seçimlerini devam ettirme isteği noktasında çöküş yaşıyorlar" diye değerlendirilmiş.

Çalışma koşullarıyla ilgili en önde gelen 3 şikayet ağır çalışma koşulları ekonomik memnuniyetsizlik (maaş düşük döner sermaye adaletsiz ve yetersiz) ve adaletsizlik (liyakat ve ehliyet gözetmeksizin yapılan yönetici atamaları kayırmacılık vd).

Kim bunlar? Sağlık çalışanları*. Sağlık Bakanı'nın 14 Ağustos'ta attığı tweette halkı kurallara uyarak destek olmaya çağırdığı "sağlık ordusu" mensupları!

***

Anket yaklaşık 1 yıl önce yapılmış. Verileri kötü/çok kötü olarak görüp "Hükümet aleyhine yapılmış bir çalışma" gibi değerlendirir ve güven duymazsanız yapan kurumun adını söyleyip anket çalışmasının adresini vereyim: SASAM Enstitüsü. http://www.sagliksen.org.tr/cdn/uploads/gallery/pdf/0d824cb291619fa5f7c4339e97c0edb5.pdf

O günden bugüne 1 yıl geçmiş bu bir yıl içerisinde sizce "hal ve gidişte" genel olarak bir iyileşme mi yaşanmıştır yoksa aynı kalmış ya da daha da kötüleşmiş midir?

Önemli mi? Her zamankinden daha fazla önemli. Çünkü bu "ordu" 2020 mart nisan mayısını yaşadı Haziran temmuz ağustos aylarını da pek nefes alamadan geçirdi/geçiriyor ve pandemi koşullarında sonbahar-kışa girecekler. Bir veri olarak son haftalarda basına da yansıyan hekimlerin emeklilik ve istifalarında artış olduğu haberleri var. Bunların doğruluğu sorgulanabilir "münferiti genele teşmil etmenin haksızlığı" olarak değerlendirilebilir ancak yukarıdaki anket sonucunu da göz önüne almamazlık etmeyelim: sağlıkçılar "meslek seçimi ve devam ettirme isteği noktasında çöküş yaşıyorlar".

Bunlara Türk Tabipleri Birliği'nin (TTB) 14 Ağustos'ta kamuoyu ile paylaştığı COVID-19 5. Ay Değerlendirmesi'nde https://www.ttb.org.tr/userfiles/files/5_%20ay%20deg%CC%86erlendirme.pdf sağlık çalışanlarıyla ilgili olarak yer alan ara başlıkları ekleyebiliriz:

Sağlık Bakanlığı'ndan enfekte sağlık çalışanları hakkında bilgi almak 29 Nisan'dan bu yana mümkün olmadı.

COVID-19 halen meslek hastalığı olarak kabul edilmedi.

Kaybettiğimiz sağlık çalışanlarının geride bıraktıklarının yaşamı güvence altına alınmalıdır.

Kişisel Koruyucu Donanım (KKD) eksiksiz ve sürekli yedeklenerek sağlanmalıdır.

Sağlıkçılara halen risk grubu olarak test yapılmıyor.

Kamuda istihdam olan sağlık çalışanları büyük oranda ek ödeme alamıyor özelde çalışanlar içinse hak edişler ya çok gecikerek bölünerek ya da "indirimli" yapılıyor hekim olmayan sağlık çalışanları zorunlu ücretsiz izne gönderiliyor iş yükü çok artıyor.

Sonbahara girerken sağlıkçılar yorgun ve kırgın tükeniyor.

***

Panik yapmayalım sakin olarak düşünelim "ordu" sözcüğünü bir yana bırakıp sağlık ekibinin "mücadele kabiliyetini nasıl arttırabiliriz?" başlığında akıl yürütelim.

Sağlık mesleği sıklıkla "adanmışlık"la birlikte anılır ve sağlıkçılardan yüksek etik standartlara uygun davranış göstermeleri beklenir. Bu beklentinin haklılığı anlaşılırdır ve büyük ölçüde "adı konmamış bir toplumsal sözleşmeye" dayanır. Bu beklentinin karşılanmasının koşullarından önde geleni sağlıkçıların "geride bıraktıklarının" güvende olmasıdır. Yukarıdaki anket verilerinde yer aldığı gibi ekonomik sıkıntı içerisinde bu nedenle aile içi sorunlar yaşayan üstüne çalışma koşullarından memnun olmayıp işyerini değiştirmeyi düşünen işi nedeniyle psikolojik sorunlar yaşayan bir "ekip"ten bahsediyoruz. Kaldı ki Hükümet politikalarıyla ekibin bütünlüğünün var olanın/kalanın üzerine özellikle son 3-4 ay içerisinde de ne kadar zedelendiğini biliyoruz.

Pandemi gibi büyük ölçekteki mücadelelere yönelik bu topraklarda en yoksul/yoksun dönemlerde bile nasıl bir politika izlendiğine dair örnekler vermek mümkün. Cumhuriyet'in ilk yıllarında bulaşıcı hastalıklarla nasıl mücadele edildiği -benzer olmasa da- hatırlanabilir.

Sağlık ekibinin mücadele kabiliyetini arttırmanın tek başına yeterli olamayacağı çok açıktır. Pandemi mücadelesini çekip çeviren ekibin bilimsel yöntem kullanımı açıklık katılımcılık liyakat ehliyet gibi ölçütlere uyması beklenir. Yeter mi? Yetmez illaki doğru bir sağlık örgütlenmesi omurgası üzerinde kamusal tercihlerle yürütülmesi gerekir.

Aksi?

Aksiliğe gerek yok! Onun içindeyiz zaten.

Sağlıkçıların bu kışı çıkaramaması demek ne yazık ki toplum sağlığı açısından felaketle eş anlamlıdır.

____________________________________________________________________

*Ankete cevap verenlerin %58'i kadın %42'si erkek. Eğitim durumlarını lise ve altı olarak belirtenler %12 9 ön lisans mezunları %22 9 lisans mezunları %52 3 ve yüksek lisans/doktora mezunlarının oranı ise %11 9. %23 bekar %72 6 evli ve %4 5 boşanmıştır. Yaş ortalaması 37±8 5. Katılanların %4'ü hekim %34 1'i hemşire %8 9'u ebe %19 1'i sağlık teknikeri/teknisyeni %10 2'si sağlık memuru %13 5'i idari memur ve %10 2'si diğer meslek gruplarından. %40 8'i devlet hastanelerinde %10 2'si üniversite hastanelerinde %3 5'i 112 Acil'de %4 1'i ADSM'lerde %4 8'i şehir hastanelerinde ve %18'i diğer kurumlarda çalıştıklarını belirtmişler.

Yine anket katılımcılarının %75 8'i sağlık hizmetleri %15 8'i genel idari hizmetler %3 5'i teknik hizmetler ve %4 9'u yardımcı hizmetleri sınıfındadır. Katılanların %56 8'i nöbet tutmazken %18 3'ü 72 saat ve altı %14 3'ü 73- 130 saat arası ve %10 1'i 130 saat ve üzeri nöbet tutmaktadır. (EB/RT)

Eriş Bilaloğlu

Tıp doktoru biyokimya uzmanı. Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyinde1990-2012 yılları arasında değişik dönemlerde üyelik genel sekreterlik (1996-2002) ve başkanlık (2010-2012) görevlerinde bulundu.

http://bianet.org/bianet/saglik/229073-saglikcilar-bu-kisi-cikarir-mi?bia_source=rss

================================

TÜRK TABİPLER BİRLİĞİ: AKTİF HASTA SAYISI AÇIKLANANIN 10 KATI SAĞLIKÇILAR TÜKENİYOR!

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Covid-19 izleme kurulu 5. ay değerlendirme raporunda benimsenen salgın stratejisinin başarılı olmadığının altını çizerek "Salgın kontrol altına alınamıyor sağlıkçılar tükeniyor!" görüşünü savundu.

Facebook'ta paylaş WhatsApp E-posta

cumhuriyet.com.tr

16 Ağustos 2020 Pazar 11:52

Abone Ol google-news

Türk Tabipler Birliği (TTB) Covid-19 izleme kurulu Covid-19 pandemisine ilişkin 5. ay değerlendirmesini 14 Ağustos 2020 Cuma günü zoom üzerinde gerçekleştirilen basın toplantısı ile kamuoyuna duyurdu.

TTB Covid-19 izleme kurulu üyesi Prof. Dr. Feride Aksu Tanık 623.766 kişi karantina altına alındığını 11 Ağustos 2020 itibarıyla Sağlık Bakanlığı verilerine göre hesaplanan aktif hasta sayısının 11.152 olduğunu söyledi. Tanık Sağlık Bakanlığı'nın seroprevalans çalışmasında elde edilen sonuçların hesaplanan aktif hasta sayısı ile karşılaştırıldığında toplumda PCR testi ile tanı alanların 9.9 katı kadar aktif vaka bulunduğunu kaydetti.

"SALGINLA MÜCADELEDE VATANDAŞIN ODAĞA ALINMASI SORUNLU"

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman TTB Covid-19 İzleme Kurulu üyeleri Prof. Dr. Feride Aksu Tanık Prof. Dr. Özlem Azap ve Prof. Kayıhan Pala'nın katıldığı basın toplantısında Türkiye'de Covid-19 pandemisinde güncel durum ele alındı. Hükûmetçe benimsenen salgın stratejisinin başarılı olmadığı belirtildi. Salgınla mücadelede vatandaşın odağa alınmasının sorunlu bir yaklaşım olduğuna dikkat çekilen basın toplantısında giderek daha çok sayıda sağlık çalışanının enfekte olduğu sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğu vurgulandı.

TTB Merkez Konseyi Başkanı Prof. Dr. Sinan Adıyaman toplantının açılışında yaptığı konuşmada 11 Mayıs tarihinde AVM'lerle başlayan 1 Haziran'da hızlanan yeniden açılma sürecinin 3 ayının dolduğunu basında takvim olarak "birinci aşama 11 Mayıs ikinci aşama 27 Mayıs-31 Ağustos üçüncü aşama 1 Eylül-31 Aralık dördüncü aşama –aşının bulunmasının beklendiği- 1 Ocak ve sonrası" şeklinde alan sürecin 2. aşamasının içinde bulunulduğunu belirtti. Bu süreçte 27'si hekim 53 sağlık çalışanının Covid-19 nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Adıyaman "Yaşamını yitiren tüm hekim ve sağlık çalışanlarını saygıyla anıyor ailelerine yakınlarına bir kez daha sabır diliyorum" diye konuştu. Adıyaman Türkiye'nin Covid-19 salgını sürecindeki 5 ayının değerlendirildiği rapor ile bu süreçte yaşananlardan yola çıkarak önümüzdeki gün ve ayların gerçekten ağır zorlu gündemlerini daha az sıkıntı hastalık ve ölümle atlatabilmeye katkı sunmayı hedeflediklerini bildirdi.

"KİŞİLERDEN BEKLENEN İRADEYİ MERKEZİ OTORİTE GÖSTERMİYOR"

Pandemi ile mücadele stratejisinin yanlış olduğunu belirten Tanık merkezi otoritenin kendi sorumluluğunu "uyarma" ve "tedavi" ile sınırladığının görüldüğünü ancak pandemi ile mücadelenin bireylerin önlemlerine bırakılabilecek bir mesele olmadığını kaydetti. Tanık anma toplantıları bayramlaşmalar milyonların girdiği sınavlar Ayasofya'nın açılması gibi etkinliklerin kişilerden beklenen iradeyi merkezi otoritenin göstermediğini ortaya koyduğuna dikkat çekerek bulaşıcılık hızının azaltılamamasında vatandaşın suçlu olarak işaret edilmesinin sorunlu olduğunu söyledi.

"SAĞLIK ÇALIŞANLARI TÜKENİYOR"

Salgınlarda gerçeklerin gizlenmesi olanaklı olmadığını vurgulayan Tanık sağlık emekçilerinden ve yerelden yükselen çığlıklara kulak verilmesi gerektiğini kaydetti. Sağlık çalışanlarının tükenmekte olduğuna dikkat çeken Feride Aksu Tanık sağlık çalışanlarının özlük haklarının geliştirilmesi ve Covid-19 nedeniyle yaşamını yitiren sağlık çalışanlarının geride kalan yakınlarının yaşamlarının güvence altına alınması gerektiğini belirtti.

"65 YAŞ ÜZERİ YURTTAŞLARIMIZIN TEKRAR EVE KAPATILMASINI DOĞRU BULMUYORUZ"

65 yaş üzeri sokağa çıkma sınırlamasına ilişkin bir soru üzerine Prof. Dr. Kayıhan Pala 65 yaş üzeri yurttaşların bir kez daha eve kapatılmasının hem beden hem ruh sağlıkları açısından yeni sorunlar yaratma potansiyeli olduğuna dikkat çekti. Pala "Dünyada görülmemiş bir süre içerisinde 65 yaş üzeri yurttaşları eve kapatmanın ne tür sonuçlar verdiğini/vereceğini bilmiyoruz. Sağlık Bakanlığı'na çağrıda bulunmuş ve bunun açıklanmasını istemiştik ama bugüne kadar bir yanıt olmadı. Eşit yurttaş olma bağlarını zedeleyecek yaklaşımlardan kaçınmak gerekir. 65 yaş üzerini eve kapatmaktansa çalışanlar dahil olmak üzere bütün yurttaşların kapanmasını düşünmek gerekebilir ama biz yeniden sadece 65 yaş üzeri vatandaşlarımızın eve kapatılmasının doğru bir yaklaşım olmadığını düşünüyoruz" diye konuştu.

SONBAHARDA AŞILAMA FAALİYETİ İÇİN HAZIRLIK YAPILMALI

Bir başka soru üzerine Prof. Dr. Özlem Azap Eylül ayından itibaren influenza aşısı için geniş kapsamlı aşılama çalışmalarının başlatılması gerektiğini ve bunun geçtiğimiz dönemlerde "riskli grup" diye tanımlanan gruplardan daha geniş bir aşılama faaliyeti olması bunun için de aşının stoklanmış olması gerektiğini söyledi. ABD ve İngiltere'de bununla ilgili kamuyou bilgilendirmelerinin yapıldığını belirten Azap Türkiye'de Sağlık Bakanlığı'nın henüz böyle bir açıklaması olmadığını belirtti. Azap ayrıca aşılama çalışmalarının sadece hastanelerde ve ASM'lerde değil daha farklı yöntemlerle ve daha geniş çerçevede yürütülmesi gerektiğinin altını çizdi.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turk-tabipler-birligi-aktif-hasta-sayisi-aciklananin-10-kati-saglikcilar-tukeniyor-1758801

================================

DÜĞÜNDE AYNI MAKYAJ MALZEMESİNİ KULLANAN 35 KİŞİYE VİRÜS BULAŞTI

Ordu Büyükşehir Belediyesi Koronavirüs Kriz Masası üyesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Faik Ayık kentte bir düğünde aynı makyaj malzemesini kullanan 30-35 kişiye koronavirüs bulaştığını söyledi.

Facebook'ta paylaş WhatsApp E-posta

cumhuriyet.com.tr

16 Ağustos 2020 Pazar 11:35

Abone Ol google-news

Ordu'da yerel bir televizyon kanalında yayınlanan programa katılan Büyükşehir Belediyesi Koronavirüs Kriz Masası üyesi İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Faik Ayık Kovid-19 ve yayılma şekilleri hakkında bilgi verdi.

Dr. Faik Ayık kentte en çok yayılmanın düğün cenaze nişan mevlit gibi kalabalık insan topluluklarının bulunduğu etkinliklerde görüldüğünü söyledi.

Ayık 24 Temmuz'da Altınordu ilçesinin Saraycık Mahallesi'nde yaşanan karantina uygulamasını anlatarak şöyle konuştu:

"Düğün cenaze nişan ve mevlit gibi organizasyonlarda çok çok dikkat etmek gerektiğini yakın temaslardan kaçınılmasını özellikle söyledik. Örnek olarak Saraycık Mahallesi'nde bir karantina uygulaması oldu. Oradaki düğünde İstanbul'dan gelen pozitif kişinin makyaj malzemesinin 20 kişi tarafından kullanılmasından dolayı yaklaşık 30-35 kişi pozitif oldu" dedi.

https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/dugunde-ayni-makyaj-malzemesini-kullanan-35-kisiye-virus-bulasti-1758797

================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Istiklal istikbal hurriyet hersey adaletle kaimdir!

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

142. RAHIPLERIN SARLATANLIKLARI

Sagliga yararli oldugunu one surdukleri illetlerle dolu olduklari halde, her gun genel bir meydana giderek ilaclarini oven ve bunlari, "iyilestirdigi suphe goturmez, sasmaz" olarak gosteren bir suru hekim musveddesi hakkinda ne deriz? "Ilaclarimizdan aliniz; etkileri kesindir; bu ilaclar herkesi iyilestirir" diye avaz avaz bagiran bu sarlatanlarin recetelerine, formullerine cok guvenir miyiz? Bu sarlatanlarin, yasamlarini, bu ilaclarin kullananlar uzerinde hicbir etki yapmamasindan sikayet etmekle gecirdiklerini gorursek ne deriz? Ozetle, etkisizligini her seyin kanitladigi bu ilaclari, bu itiraflara ragmen, cok pahaliya satin almaktan geri durmayan butun insanlarin budalaligi hakkinda ne fikir edinebiliriz? Rahipler, altin yapma sirrina sahip olduklarini soyleyen kimyagerlere benzer. Oysa, ciplakliklarini ortmek icin ancak bir giysileri vardir.

Din imamlari durmadan yuzyilin kotu ahlakina karsi elestirilerde bulunur ve dinin "evrensel bir deva ve insan turunun butun dertlerine toptan care" olduguna bizi inandirmaya calismakla birlikte, verdikleri derslerin etkisinin az oldugundan uluorta sikayet ederler. Bu rahiplerin kendisi hastadir. Bununla birlikte insanlar, bunlarin dukkanina sik sik basvurmaya, yapanlarinin acikladigi gibi, bunlarin kimseye sifa vermeyen ilahi panzehirlerine inanmaya devam ederler.

- - - - - - - - - - - - -
POUM milisine 1936 yili sonunda katildim.
Bir baskasina degil de bu milise katilmamin baslica nedenleri sunlardi Ispanyaya gitmeye gazete makalelerim icin malzeme toplayabilmek amaciyla niyetlenmistim.
Bunun yani sira, eger carpismaya deger gibi gorunurse, belki de savasirim diye muglk bir dusunce de vardi kafamda.
Ne var ki hastalikli bunyem ve nispeten az sayilabilecek askeri tecrubem hesaba katildiginda, savasmak hususunda pek bir kuskuluydum.

George Orwell

- - - - - - - - - - - - -
Keske Tanri bana acik bir isaret verebilse!

Mesela, Isvicre'deki bir bankaya adima yukluce bir meblag yatirmak gibi.
ALLEN,WOODY (Allen Stewart Konigsberg) (1935) ABD'li komedyen, yonetmen ve yazar.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 306 Yabanci devlet aleyhine asker toplama

1) Turkiye Devletini savas tehlikesi ile karsi karsiya birakacak sekilde yetkisiz olarak yabanci bir devlete karsi asker toplayan veya diger hasmane hareketlerde bulunan kimseye bes yildan oniki yila kadar hapis cezasi verilir.
2) Fiil sonucu savas meydana gelirse faile muebbet hapis cezasi verilir.
3) Fiil sadece yabanci devletle siyasal iliskileri bozacak veya Turkiye Devleti veya Turk vatandaslarini misilleme tehlikesi ile karsi karsiya birakacak nitelikte ise faile iki yildan sekiz yila kadar hapis cezasi verilir.
4) Siyasal iliski kesilir veya misilleme meydana gelirse uc yildan on yila kadar hapis cezasina hukmolunur.
5) Bu maddede yer alan sucun kovusturulmasi Adalet Bakaninin iznine baglidir.
6) Bu madde hukumleri fiili savas halinde ulke topraklarinin tamamini veya bir kismini isgal eden yabanci devlet kuvvetlerine karsi mesru mudafaa amacli direnis hareketleri hakkinda uygulanmaz.


- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder