25 Ekim 2022 Salı

AVRUPA NEREDEN NEREYE: TÜRBANA BAKIŞ DEĞİŞTİ

Hep aynı şeyi söyledim.
Baş örtüsü masum bir bez parçası değildir.
Tıpkı Nazilerin Savastikasının barışçıl olmaması gibi.
Son derece tehlikeli bir ideolojinin işaretidir.
Tehlikeli bir buz dağının su üstünde kalan küçük parçasıdır.
Bu nedenle odaklanmak gereken şey başörtüsü değildir.
Onun altında bulunan politik İslama odaklanmak lazım.
En başta belirteyim, POLİTİK OLMAYAN İSLAM YOKTUR.
Muhammed daha ilk anda İslamı politik bir ideoloji olarak konuşlandırmıştır.
İslam daha ilk andan itibaren devlet yönetmeye talip olmuştur.
İslam daha ilk andan itibaren yepyeni bir hukuk, bir ahlak, bir ekonomik model ortaya koymaya çabalamıştır.
Ancak bütün bu haddini aşan büyük iddiaların altı boştur.
İslam kendinden  önceki daha kıymetli pek çok medeniyetin bir karikatürü, bir taslağı halindedir.
Antik Roma ya da Yunan medeniyetinin hâlâ daha ekmeğini yeriz.
Ama İslam medeniyeti denilen şey toplumları daha da ilkelleştirmekte, geriye taşımaktadır.
İslam medeniyeti denilen şey diğer antik medeniyetler gibi, içinden beğendiklerinizi alabileceğiniz, beğenmediklerinizi geride bırakabileceğiniz bir sepet değildir.

Avrupa ülkelerinin de, bizde bir zamanlar 28 Şubatçılarda olduğu gibi başörtüsüne, ya da İslami giyim kuşama odaklanması büyük hatadır.
Başörtüsüne odaklanmak İslamı yer altına iter, gizlenmeye, ve takkiye yapmaya zorlar.
Tam tersine batının, dünyanın ve ülkemizin ana konusu kadınların türbanı, erkeklerin şalvarı, takkesi, kaftanı olmamalı.

İslamı ana cephesinden eleştirmek gerekir.
Güzel dinimiz hain imamlar söylemi saptırıcı, doğru olmayan, gerçek sorunu gizleyen bir yaklaşımdır.
Hayır, dinin usulünde değil, esasında hata vardır.
Bunları tek tek örnekleyerek ortaya koymak gerekir.

Pek çok ayetin kendi içinde çelişkileri vardır, çoğu zaman bir oksimoron oluşturur.
Pek çok ayet başka başka surelerdeki ayetler ile çelişir, ve ilahiyatçılar bütün bu çelişkileri NESH kavramı ile karşılamaya çabalar.
Pek ayet, bilinen gerçeklere, insan ve evrenin doğasına aykırılıklar içerir.

İslam ile mücadele başörtüsü üzerinden değil, İslamın kendi temel kaynakları, felsefesinde kolayca görülebilen çelişkiler, paradokslar, oksimoronlar ortaya konularak yapılmalı.

İslam gerçek değildir, bir kuruntu, bir hayal, bir rüya, bir hülyadır.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



AVRUPA NEREDEN NEREYE: TÜRBANA BAKIŞ DEĞİŞTİ

23 Ekim 2022

Bundan bir yıl öncesine kadar başörtüsünü özgürlük sembolü kabul eden kampanyalar düzenleyen Avrupa Birliği şimdi "U dönüşü" yaptı. AB, bu faaliyetleri durdurup, kullanılan afiş ve video gibi malzemeleri geri çektiği gibi bundan sonrası için de başörtüsüne karşı sert önlemler aldı.

Avrupa Parlamentosu'nda Fransız Milletvekili François-Xavier Bellamy'nin üst üste verdiği iki önerge görüşülerek en sonunda geçen hafta alınan bir kararla "AB organlarının başörtüsünü teşvik edici nitelikteki eylem ve kampanyalara finansal destek vermesi" yasaklandı. Oylamada 308 evet, 280 hayır oyu çıktı. 57 vekil çekimser kaldı.

Başörtüsü teşvikine mali desteği yasaklayan karar önerisini sahibi Fransız vekil Bellamy

İLGİNÇ İSİMLERDEN BAŞÖRTÜSÜ ÇIKIŞI

Avrupa Parlamentosu'nda yapılan başörtüsü oylamasında seçmen tabanlarında İslam ülkelerinden gelen göçmenler bulunan bazı sol partilerden vekiller başörtüsüne destek verdiler. Bunların arasında Almanya'daki bazı Türk kökenli vekiller de var. En ilginçleri ise KKTC vatandaşı olduğu halde Kıbrıs Rum Kesimi'ndeki AKEL'den seçilip Meclis'e gelen Niyazi Kızılyürek.

Kızılyürek, Rumlardan vekil seçilecek kadar enternasyonalist bir solcu ama başörtüsü ve kadın hakları konusunda "rölativist" bir yaklaşıma sahip.

Ve bu tavrıyla önde gelen İslamcılardan Kadir Mısıroğlu'nun İslamcı yaşam tarzının Türk değil Rum yönetiminde daha da teşvik göreceği tezini doğrulamış oluyor!

"U DÖNÜŞÜNDE" İKİ NEDEN

Avrupa'da başörtüsü konusundaki bu tavır değişikliğinde iki neden ön plana çıkıyor. Birincisi, İranlı kadınların ve özellikle de genç kızların başörtüsüne karşı verdikleri kahramanca mücadele… Onlarca genç kız başörtüsü takmadıkları için işkencelerle öldürülürken, binlerce insan tutuklanırken Avrupa'daki liberal solun başörtüsü propagandası yapması insan haklarına ve kendi sol değerlerine ihanet olarak görülüyor.

İkincisi ise sosyal ve ekonomik sorunları bir yana bırakıp "kimlikçilik" oynamanın aşırı sağa yaradığının artık açıkça ortaya çıkması. Avrupa'da liberal sol iki savaş arasında olduğu gibi aşırı sağın, faşizmin, Nazizm'in en büyük yardımcısı ve destekçisi. Gittikçe daha artan sayıda Avrupalı bu çizgiden uzaklaşıyor ve kendi demokratik geleneklerine dönüyor.

Avrupa'da 2024 yılında AB Parlamentosu seçimleri var, İsveç ve İtalya örnekleri de göz önünde. Siyasal partiler silkinip kendilerine gelmezlerse tabanlarını aşırı sağa kaptırmaktan korkuyorlar. Bu nedenle Avrupa toplumlarında İslamcılığın yayılmasını, paralel toplumlar ortaya çıkmasını önlemek istiyorlar. Kuran yakma gibi Neonazi eylemleriyle kışkırtılan İslamcıların İsveç'te olduğu seçmenleri ürkütecek olayları yaratmalarından endişe ediyorlar. Tabii bu konuda ciddi güvenlik önlemleri alabilmek için tek taraflı dikkat yetmiyor, ırkçı ve ayrımcı kesimlere karşı da önlem almak şart.

LİBERAL YAKLAŞIM ELEŞTİRİLİYOR

Öte yandan Avrupa'nın entelektüel çevrelerinde son yıllarda gözden kaçırılan insan haklarının evrenselliği kavramı yeniden gündemde. Anti sömürgecilik adı altında kadın haklarını, çocuk haklarını, cinsel tercih özgürlüğünü reddeden bazı gerici grupların savunusunu yapmak artık kabul görmüyor. Afganistan örneğindeki gibi binbir türlü çağdışı yaşam tarzı ve uygulamasını "inanç" adı altında savunmak artık tam tersine bir tehlike olarak algılanıyor. "Her toplumun kendi inançları vardır ve bırakın ona göre yaşasın" görüşü nedeniyle kadın sünnetine, çocuk istismarına, köleliğe izin verilmediğine göre bu tür fantezilerin üst sınırı nedir? Sorulan soru budur.

Öte yandan, konuyu daha üst düzeyde tartışanlar liberal kapitalizmin içinde bulunduğu derin çelişkiye işaret ediyorlar. Ekonomik konulardaki ilkeleri küresel planda geçerli sayan liberaller neden kültürel alanda yerelliği, toplulukçuluk ruhunu, tek ülkede bile ayrı sosyal dünyaları savunuyorlar? Ya da tersinden söylersek, tesettür eğer bir inanç konusu olarak dokunulmaz ise neden örneğin devletçilik, kolektif mülkiyet, "ithal ikamesi" bir ulusal inanç sayılmaz? Tam tersine liberaller tarafından tüm dünyadan yok edilmesi gereken özgürlük düşmanı eğilimler olarak değerlendirilirler? Ya da daha kestirmesi, demokrasi, insan hakları, temel özgürlükler bazı toplumlarda kadınlar açısından engellerle karşı karşıya ise bunu sonsuza dek o toplumun tercihi ve özgürlüğü olarak mı göreceğiz? "Erkektir yapar" demek kötü de "inancıdır yapar" deyince akan sular duruyor mu? Bu inanılmaz ikiyüzlülük artık tel tel dökülüyor.

Başörtüsü istismarı yapan liberal vekil Rousseau İranlıların mitinginde yuhalandı.

DEĞİŞİK KÖKENLERDEN AYDINLARDAN SALVOLAR

Avrupa'da rüzgâr artık kimlikçilik ve paralel toplumlar yönünde değil evrensel değerler doğrultusunda esiyor. Kuşkusuz, bu bir anlamda da Avrupa'da ulusların kendi kamusal alanlarına sahip çıkmalarının ifadesidir. Hiç kimse parçalanıp, dağılıp başkalarına yem olmak istemiyor. Le Monde'da Perşembe günü çıkan bir makalede Jean Birnbaum, "Batılı feministlerin imdadına İranlı kadınlar yetişti" demekteydi. Gösteri toplumunun içi boş yüzeysel tartışmaları içinde boğulmuş olan bu çevreler İranlı kadınlar sayesinde dünyadaki gerçek gündemin farkına vardılar. Başörtüsü her zaman İslamcı ideolojinin ve bir siyasal akım olarak İslamcılığın bir sembolüydü ve öyle kalacaktı. Ve bu 1979 yılında Tahran'da kadın hakları için bir gösteriye katılan ünlü Amerikalı feminist Kate Millett'in "Ya rusari, ya tusari" yani "ya başörtüsü, ya dayak" sloganlarıyla İran'dan kovulduğu günden beri değişmemişti.

Başörtüsü karşıtı feminist Djemila Benhabib ise Le Point dergisindeki yazılarında Jean-Paul Sartre'ın "Nazi işgali altındaki Fransa'da mücadele verdiğimiz dönemdeki kadar hiç kendimizi özgür hissetmedik" sözünü anımsatıyor. Sartre'ın varoluşçu felsefesine göre var olmak özgürlüktür ve özgürlük mücadeledir. Bugün gerçekten var olma mücadelesini ve bu anlamdaki özgürlüğü İranlı kadınlar tadıyor.

Benhabib, 5 Ekim tarihli yazısında "Fransa'da İranlıların gösterisine katılan Yeşilci Milletvekili Sandrine Rousseau'nun neden yuhalandığını anlatırlarken bu tür 'neofeminist' politikacıların başörtüsünü sadece bir kültürel bir aksesuar olarak gördüklerini, anlamını bilmediklerini" vurguluyor.

Batılı liberaller gerçekte evrensel kadın haklarını da kavramıyorlar, özne olarak kadını değil ideolojik grupları, ortaçağ kültürlerini görüyorlar. Yeşilci vekilin bu modası geçmiş görüşleriyle İranlı kadınların gösterisinde yer almaya çalışması anlaşılan büyük tepki uyandırmış.

Benhabib soruyor: "Son 30 yılda Avrupa'da başörtüsü taktırılmış küçücük kızların sayısı artarken bu durum nasıl oluyor da neofeministlerin dikkatini çekmiyor? Kültür donmuş, kutsal, dokunulmaz mıdır? Kadınların sünnetle sakatlanması ve küçük kızların kapatılması mıdır? Siyasal İslam kesinlikle bir "kültürel özelliğin" ifadesi değil, politik bir iştir, özgürleşmeyi temelinden saptıran toplu bir tehdittir ve hangi kültürel kökenden gelirsek gelelim her birimizi önce bu bakımdan ilgilendirmelidir.

"İranlı mollalar için başörtüsü kadının inananlar topluluğuna katılıp katılmadığını kontrol aracıdır. Bir ülkeden bir diğerine değişik adlar alsa da aynı gerçekliği ifade eder: cinsiyette apartheid, bu şekilde kadınla erkek arasında ayrımcılık, Müslümanla Müslüman olmayan arasında ayrımcılık ve Müslümanlar arasında da başörtüsü takanlarla takmayanlar arasında ayrımcılıktır.

"Fransa'da bazı mahallelerde genç Müslüman kızlar 'başörtüsü yahut tecavüz' arasında bir tercih yapmak zorunda kalıyorlar, başörtüsü takmayanlar 'kolay kadın" olarak niteleniyorlar ve böylece onları pişmanlık ya da suçluluk duygusuna kapılmadan taciz etmek "kabul edilebilir" görülüyor. Tüm bu yıllar boyunca neofeministler bu erkek üstün davranışlara gözlerini kapadılar, İslamcı patriyarkayı güçlendirdiler ve kadın düşmanlığını meşru kıldılar.

Kültürel göreliliğin tüm gerekçeleri bu şekilde ortaya atıldı ve tam bir kayıtsızlık içinde davrandılar ve İslam ülkelerindeki ve dışardaki İslami topluluklarda kadınların geleceğine razı oldular."

Djemila Benhabib'in Yeşilci vekilin kovulma nedenini açıklarken anlattıkları Avrupa'daki durum hakkında oldukça önemli ipuçları veriyor.

Sadece Avrupalılar değil göçmen kökenli aydınlar da neoliberal ideolojinin siyasal İslam ile ittifak halinde ne kadar büyük bir tehlike oluşturabileceğini anlıyorlar. Bu eğilim devam ederse ilerde başörtüsü istismarının partiler için bir oy toplama aracı olmaktan çıkması beklenebilir. AB Parlamentosu da bunu anlamış olmalı ki son oylama ile tavrını değiştirmiş görünüyor. Başörtüsü promosyonu içeren kampanyalara finansmanı yasaklayan önerinin sahibi Bellamy işte bu nedenle "bu bir zaferdir" şeklinde konuşuyor.

Kayahan Uygur

Odatv.com

https://www.odatv4.com/guncel/avrupa-nereden-nereye-turbana-bakis-degisti-255264

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

ÇED RAPORU

https://www.youtube.com/watch?v=bcyPsagr4bA


- - - - - - - - - - - - - - - -

"Başkalarında güzel olanı bulmayı önceliğiniz yapın."

~Zig Ziglar~

- - - - - - - - - - - - - - - -

ILAHI
. . . . . .
Sabahleyin-oglenleyin-aksam karanliginda-
Benim ilahimi duyarsin, Maria.
Kederde ve sevincte, iyide ve kotude,
Tanrinin anasi benimle ol.
Saatler piriltiyla uctugunda,
Ve tek bir bulur karartmadiginda gogu,
Aylak olmasin diye ruhum,
Lutfun gotururdu onu sana ve seninkine;
Simdi, firtinalari kaderin
Gecmisimi ve gunumu karartinca,
Birak isisin gelecegim
Senin ve senin olanin tatli umidiyle.

~Edgar Allan Poe~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Haritalara baktım, hiçbirinde evin yok.
Ansiklopedilere baktım, hiçbirinde resmin yok.
Sözlüklere baktım, hiçbirinde ismin yok.
Aynada kendime baktım, seni gördüm.
Benden başka yerin yok.

~Aziz Nesin( 1915 - 1995 )~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Telefonda konusurken gulumse.
Karsindaki sesinden gulumseyisini duyacaktir.

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İstanbul'da binaların yüzde 70'i güvenli değil.
'Nereden biliyorsunuz?' sorusu üzerine çoğunun inşaat malzemesini ben sattım da ondan…
Kumları Marmara'dan çektik, demirleri hurdacıdan aldık.
O devir öyleydi.
Binalar iman kuvvetiyle ayakta duruyor.
Deprem olursa ölen şanslı sayılır

~Ali AĞAOĞLU~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Herkes Öğrenmek İster; Kimsede Karşılığını Vermeye Kalkışmaz.JUVENAL


- - - - - - - - - - - - - - - -

Câbir b. Abdullah (r.a.) 'den;
Resûlullah demiştir ki:
"- Biriniz bir kadına dünürlük yaptığı zaman kendisini o kadınla evlenmeye sevk eden organlara bakmaya imkân buluyorsa, bunu yapsın-"
(Câbir) dedi ki: "ben bir câriyeyle evlenmek istedim, bunun üzerine (onun haberi olmadan görebilmek için) onu gizli gizli gözetlemeye başladım.
Nihayet beni kendisiyle evlenmeye sevk eden (organlar) ını gördüm de onunla evlendim.

(Ebû Dâvud, K.en-Nikâh (12) , Bâb 17-18 C.8 S.148 Şamil Yayınları.)
Hadis No: 519

- - - - - - - - - - - - - - - -

"Hayattaki en güzel şeyler, beklenmedik anda olur, çünkü beklenti yoktur."

~Eli Khamarov~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder