23 Ağustos 2023 Çarşamba

YILMAZ ÖZDİL: KADINLAR YALNIZ BAŞINA 90 KİLOMETRE UZAĞA GİDEBİLİR Mİ?



YILMAZ ÖZDİL: KADINLAR YALNIZ BAŞINA 90 KİLOMETRE UZAĞA GİDEBİLİR Mİ?

yozdil@sozcu.com.tr

03 Ocak 2023

İstanbul Sözleşmesi'nin neden hayati bir sözleşme olduğuna dair, yılın ilk açıklaması Diyanet tv'den geldi.

"Kadınlar yalnız seyahat edebilir mi?" diye soruldu, diyanetin başkanlık müşaviri cevapladı, "yanında oğlu veya kocası yoksa, 90 kilometreden fazla mesafeye yalnız gitmeleri caiz değildir" dedi.

Tarikat-cemaat-zırcahil zihniyetinin kadın düşmanı olduğunu zaten biliyoruz ama, doğrusu ben "kilometre"ye daha çok takılıyorum.

89 kilometre helal.

90 kilometre, caiz.

91 kilometre haram.

Halbuki…

1795 yılına kadar dünyada standart uzunluk ölçüsü birimi bile yoktu.

Antik Mısır'da mesela, tee milattan önce dört bin yılında firavun'un dirseğiyle eli arasındaki mesafeyi ölçmüşlerdi, o mesafeyi uzunluk ölçüsü birimi olarak kullanıyorlardı.

İngiltere'de, rivayet odur ki, kral 1'inci Henry sağ kolunu ileri doğru uzatmıştı, burnundan orta parmağının ucuna kadar olan mesafe "bir yard" olarak belirlenmişti, 12'nci yüzyıldan beri onu kullanıyorlardı.

Osmanlı'da "arşın" vardı.

Abbasilerden beri dirsekle orta parmak arasındaki mesafeye arşın deniyordu, oradan uyarlanmıştı ama, firavun gibi, kral gibi sabit birinin dirseğiyle orta parmağı esas alınmadığı için, her alanda farklı arşın kullanılıyordu, çarşı arşını başkaydı, mimar arşını başkaydı.

Çarşı arşını 65 santim kadardı, mimar arşını 75 santim civarındaydı; kumaş alınırken, dirseğe dolanarak ölçülürdü.

O tarihlerde bu tür farklılıklar pek de sorun olmuyordu, göz kararı idare ediliyordu, ama ülkelerarası ticaret büyüyünce, birbirine uymayan alakasız uzunluk ölçüleri uluslararası sorun yaratmaya başladı.

Fransız Devrimi bu kargaşaya son verdi.

Bilimi esas alarak, kraliyet ve kilise saçmalıklarını kökünden değiştiren cumhuriyetçiler, tüm dünyanın kabul edebileceği ortak uzunluk ölçüsünü saptamak üzere, Fransız Bilimler Akademisi'ni görevlendirdiler; seçkin biliminsanlarından komisyon kurdular.

Dünyayı esas aldılar.

"Ölçü" anlamına gelen Yunanca "metron" kelimesinden esinlenerek "metre" adını verdiler.

Paris üzerinden geçen meridyende trigonometrik hesaplarla ölçüm yaptılar; Kuzey Kutbu'yla Ekvator arasındaki mesafenin 10 milyonda birine "bir metre" dediler.

Böylece, metrik sistem doğmuş oldu.

Uzunluk ölçüsünün, dünya gezegeninin kendisine dayanıyor olması, tüm dünyanın ortak aklına elbette mantıklı geldi.

Bilim, ortak lisan oldu.

Ellerimizde 10 parmağımız olduğu için 10'un katları şeklinde tasarlandı, milimetre, santimetre, desimetre, metre… Tutarlı ve basitti, hesaplanması gayet kolaydı.

Abd bugün hâlâ direniyor.

Kraliyet sistemi olan inç, fit, yard, mil'i kullanıyor.

10'un katları şeklinde devam etmediği için kullanması hayli zor, çarpma bölme işlemleri karmakarışık.

Bu kafa karışıklığı nedeniyle Mars'a gönderdikleri uzay aracını bile düşürdüler!

Şaka değil, gerçek… Mars'taki mevsim hareketlerini incelemek üzere Mars Climate Orbiter'ı gönderdiler, İngiliz ölçü birimine göre üretilen uzay aracını, yanlışlıkla metrik sisteme göre yönlendirdiler, hesaplarda sapma oldu, araç Mars'a çakıldı.

Bu ve benzeri tuhaflıklar nedeniyle, Abd'de metrik sisteme geçilmesini isteyenlerin sayısı giderek artıyor.

İngiltere'de günlük yaşamda inç, fit, yard'ı duyarsınız ama, mecburen dünyaya ayak uydurmak zorunda kaldılar, kendi sistemlerinden kademeli olarak vazgeçtiler, 1995 yılından itibaren eğitimde ve teknik yaşamda metrik sisteme geçtiler.

Türkiye, 1926 yılından beri, Atatürk devrimleri sayesinde metrik sistemi kullanıyor. Cumhuriyet ilan edilir edilmez yaptığımız ilk işlerden biri, evrensel ölçü birimlerine geçmek oldu.

Hal böyleyken…

Diyanet televizyonunda "yanında oğlu veya kocası yoksa, kadınların 90 kilometre uzağa yalnız gitmesi haramdır" filan deniyor.

200 yıl öncesine kadar metre kavramı bile yok.

Bu arkadaş kilometre'yi İslamiyet'in başlangıcına dayandırıyor!

Türk kadını…

1932'den beri, Samiye Cahid Morkaya'dan beri otomobil ehliyetine sahip.

1932'den beri, Bedriye Tahir Gökmen'den beri pilot.

1946'dan beri, Adile Tuğrul, Mualla Bayülken, Münevver Erdoğdu, Nermin Şen'den beri hostes.

1959'dan beri, İlgi Öztuncer'den beri kaptan.

1961'den beri, Dilhan Eryurt'tan beri Nasa'da.

1990'dan beri, Seher Aytaç'tan beri makinist.

2005'ten beri, Eylem Elif Maviş, Burçak Özoğlu Poçan, Meltem Özmine ve Suna Yılmaz'dan beri Everest'in zirvesinde.

2023 olmuş, diyanetin sınırları hâlâ 90 kilometrede.

İnsani sınırları illa 90 kilometrede tutacaksak…

Günümüz dünyasında artık olsa olsa, bu diyanetin kadınlara 90 kilometre yaklaşmasını yasaklamakta fayda var!

https://www.sozcu.com.tr/2023/yazarlar/yilmaz-ozdil/kadinlar-yalniz-basina-90-kilometre-uzaga-gidebilir-mi-7543734/

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Insan bir baskasinda kendini gormeye basladi mi, artik ona yabanci gozuyle bakamaz. Istesen de istemesen de, arada bir bag olusmustur.

~Paul Auster~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Halkin guvenini kazanin ve onlarin iyiligini istediginize kendilerini inandiriniz.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İMAMOĞLU KİM Kİ?…

https://www.youtube.com/watch?v=kxA0jc3el_4

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cuius regio, eius religio
Oyle prens, oyle din. (halkinin dinine karar verebilen prensler icin)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Tarihte her hareket hep bir kisinin ayaga kalkmasiyla baslar.

~Anonim~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 303. - 389 ]

~Günahlarım çok olmasına çoktur benim,
Ama dinsizler gibi umutsuz değilim:
Cennet cehennem umrumda değilse de
Ötede hem şarap olacak, hem de sevgilim.

ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BAHARI BEKLEYEN'E

ben kisin guzelligini soylerim ne gelirse dilime
cunku kis bir hazirliktir soluguma kipkirmizi gulume

nice kirmizi ayaklar gelip gecti o gun katar katar
kis gunleri sozgelisi ben bir cop bile almadim elime

alti kiz bir ayisigi def calip sarkilar soylediler
beri yanda ormanlar yanardi, cigerpareler lime lime

artik su uyur ask uyanir mendilim kana boyanir
bilirim bu baharda da herkes hasetlenir halime

ve ellerim batik bir suda akar gozlerim her seye bakar
bahar bir gelsin yeter artik eksikse de birak elleme

su uyur dusman uyumaz sularin dibi gullerde
imrenir dururdum eski gecelerime

alti kiz bir oglan def calip sarkilar soylediler
baktim birinin kara bir gecesi dusuvermis mendilime

simdi elimde baston silah, basimda sapka oyle
agzimda kursun hizinda sectigim her kelime

su. hic kimse durmazsa her sey yurur, bu ask demektir
her sey kullanilmazsa dirim bir ihanettir olume

sakiniz elimiz filan temiz bahari filan bekleriz
fincani tastan oyarlar icine bade mi koyarlar

biz silah kusaniriz bize bir sey soyleme

~Turgut Uyar / Divan'dan.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bazı İnsanlar Koca Evreni Bilirler De Kendilerini Bilmezler.

~LA FONTAİNE~




















OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder