26 Ağustos 2023 Cumartesi

KILIÇDAROĞLU’NDAN ERDOĞAN’A YANIT

KILIÇDAROĞLU'NDAN ERDOĞAN'A YANIT

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın sözlerine Twitter'dan yanıt verdi. Kılıçdaroğlu, "Sevgili Erdoğan; yolsuzluğu, adaletsizliği, liyakatsizliği, 5'li çetelere hizmeti hiçbir zaman 'kalite' ve 'kalibre' olarak görmedik, görmeyeceğiz de. Bu senin ve Saray sosyetesinin işidir" dedi.

24 Ağustos 2023

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın sözlerine yanıt verdi.

"BOŞUNA UĞRAŞMA"

Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

* "Sevgili Erdoğan; yolsuzluğu, adaletsizliği, liyakatsizliği, 5'li çetelere hizmeti hiçbir zaman 'kalite' ve 'kalibre' olarak görmedik, görmeyeceğiz de. Bu senin ve Saray sosyetesinin işidir.

* 22 yıldır Cumhuriyet Halk Partisi'ni kendine ve Saray sosyetesine benzetmeye çalıştığını söylüyorsun… Boşuna uğraşma; devleti soyanların, uyuşturucu baronlarına hizmet edenlerin, hudutları namus olmaktan çıkaranların asla CHP'de yeri yoktur, olmaz da!"

ERDOĞAN NE DEMİŞTİ?

AKP'nin 22'nci yıl programında konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan, şunları söylemişti:

* "Her şeyi değiştirdik fakat ülkemizin ana muhalefet partisini, tek parti faşizminin boyunduruğundan bir türlü kurtaramadık. Halka rağmen halkçı bu zihniyet mensuplarına millete saygı duymayı, milli iradeye hürmet göstermeyi öğretemedik. 22 yıllık sürede tam 17 kez sandıkta bizimle yarıştılar. Yani ortalama 1,5 yılda bir siyaset arenasında karşımıza çıktılar. Her defasında milletten okkalı bir tokat yediler. Milleti hafife almanın, milli iradeyi aşağılamanın, sandığın meşruiyetini sorgulamanın bedelini seçimleri kaybederek ödediler.

* Bir kez olsun 'Biz nerede yanlış yaptık' sorusunu kendilerine sormadılar. Bir kez olsun, kendi yanlışları dolayısıyla milleti suçlama alışkanlıklarını terk etmediler. Dün, vatandaşı 'gerici, yobaz, takunyalı, makarnacı, göbeğini kaşıyan adam, bidon kafalı' diye aşağılıyorlardı. Bugün de 'kırsal kesim' diyerek tahkir ediyorlar. Dün, açık oy gizli tasnifle milli irade hırsızlığı yapıyorlardı, bugün de sandığın meşruiyetini tartışmaya açarak aynı faşizmi sergiliyorlar. Dün, iktidara giden yolu vesayetçilerin himmetinde arıyorlardı, bugün de terör örgütleriyle işbirliği yapmakta görüyorlar. Nereye dayanıyorlar, Kandil'e. Kandil'den gelecek desteğe dayanarak seçim kazanacaklarını zannediyorlardı. Ne oldu? Oldu mu? 14'ünde oldu mu? 28'inde oldu mu? Olmadı, olmaz. Bu millet asla bu yanlışlara, bu teröre ve teröristlere yüz vermeyecektir.

"HİÇBİR ZAMAN SÖZÜNÜN ERİ OLMADI"

* Velhasıl, yıllar geçiyor, ülke değişiyor, dünya değişiyor, köprülerin altından çok sular akıyor hatta eski çamlar bardak oluyor ama CHP'nin faşist kodları asla değişmiyor. Kılıçdaroğlu ve avanesinin, milletin tercihlerine karşı hazımsızlıklarında zerre kadar iyileşme olmuyor.

* Her seçim öncesinde çeşitli oy oranları vererek şayet bunları alamazsa istifa edeceğini, CHP Genel Başkanlığı koltuğunda oturmayacağını söyledi ama hiçbir zaman sözünün eri olmadı, onurluca geri çekilmeyi dahi beceremedi. Bunu yapmadığı gibi, başta kendi seçmeni olmak üzere vatandaşın aklıyla alay etmeye devam etti. Daha 3 ay önce, 14 ve 28 Mayıs seçimlerinde yaşadığı ağır hezimete rağmen halen çıkıp milletten özür dilemiyor, kendini hesaba çekmiyor, hatalarıyla yüzleşmiyor. Kapalı kapılar ardında, terör örgütünün siyasi uzantıları dahil, kimlere ne sözler verdiğini, neleri taahhüt ettiğini açıklamıyor.

* Çok açık ve net söylüyorum, Kılıçdaroğlu ve CHP'li oligarkların bu pişkinlikleri, bu arsızlıkları en fazla Gazi'nin hürmetine CHP'ye oy veren vatandaşlarımızı rahatsız etmektedir. Toplumun belli kesimlerinde hayal kırıklığı giderek büyümekte, bunların aymazlıklarından dolayı umutsuzluk yaygınlaşmaktadır. Siyasete olan güveni de zedeleyen bu durum, açık söylüyorum, demokrasimiz için de risk oluşturmaktadır."

https://www.sozcu.com.tr/2023/gundem/kilicdaroglundan-erdogana-yanit-3-7782627/


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

TEŞEKKÜRLER AYŞENUR ARSLAN | Turgay Yıldız

https://www.youtube.com/watch?v=5O46Y2pvM1M

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ağlamak-2

Ağlamak
Bazı acılarda yetmez
Bazı ölümlere

Örtüsüdür bazı acıların
Örter, örtülmez
Savunur bir süre

Ağlayanlar sevinmeli
Sevin ağlıyabiliyorsan
Acılar art arda dinmeli

Durur bir nöbetçi gibi
Durur bir bekçi gibi
Zamana gülmeli-gülmeli

Sevin ağlıyabiliyorsan
Unutmanın kardeşidir ağlamak
Uyur uyanır yatağında duyguların
Düşüncenin kucağında hep çocuktur
Ağlamak

~Özdemir Asaf~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Cacoethes scribendi
Kotu yazma aliskanligi (kotu kelimesi, aliskanliki niteler, yazmaktan vazgecememek demektir)

~Latin Atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Zaman ibret aynasidir.

~Hz.Ali~

- - - - - - - - - - - - - - - -

SİNAN MEYDAN: CUMHURİYETİN EKONOMİ ZAFERİ
Siyasi, askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsunlar, ekonomik zaferlerle taçlandırılmazsa meydana gelen zaferler devamlı olmaz, az zamanda söner. (Atatürk, 1923)
Ben bu yazıyı kaleme alırken 1 dolar 9.19 TL civarındaydı. Üretimsizlik, her şeyin ithal edilmesi, zamlar, yükselen fiyatlar, biriken kredi borçları, artan enflasyon, kapanan iş yerleri, büyüyen işsizlik… Türkiye Cumhuriyeti, çok ciddi ekonomik sorunlarla karşı karşıya…
Görülen o ki yeni ekonomik zaferlere ihtiyaç var. Bunun için her şeyden önce Cumhuriyetin ilk ekonomi zaferini iyi bilmek gerekir.
OSMANLI'DAN KALAN EKONOMİK MİRAS
Osmanlı'da 1915 Sanayi Sayımına göre 182'si işler durumda 282 sanayi kuruluşu vardı. Bu kuruluşların yaklaşık % 85'i yabancıların ve azınlıkların elindeydi.
Osmanlı'dan Cumhuriyete; Bakırköy Bez Fabrikası, Feshane Yün-İplik Fabrikası, Beykoz Deri ve Kundura Fabrikası, Hereke İpek Dokuma Fabrikası dışında önemli bir sanayi kuruluşu kalmadı. 1923'te cumhuriyet ilan edilirken dokuma, şeker, çay, cam, porselen, çatal, bıçak, hatta buğday ve kiremit gibi temel tüketim mallarının tümü ithal ediliyordu. 1923'te Türkiye'nin ihracatı yaklaşık 85 milyon lira, ithalatı ise yaklaşık 145 milyon liraydı.
Osmanlı'dan Cumhuriyete geçilirken Misakı Milli sınırları içinde neredeyse tamamı Ankara'nın batısında, -3.756 kilometresi yabancı şirketlerden, 356 kilometresi Ruslardan- toplam 4.112 kilometre demiryolu kaldı. Kabotaj hakkı olmadığından denizyolları ve limanlar yabancıların kontrolündeydi. Ülkedeki madenlerin neredeyse tamamı yabancılar tarafından işletiliyordu. Büyük kentlerin dışında çok az yerde elektrik vardı. Ülkede, Ziraat Bankası ve İtibarı Milli Bankası dışında güçlü bir milli banka yoktu. 1924'te Türkiye'de yabancı bankaların toplam mevduattaki payı % 78, özel Türk bankalarının %12, devlet bankalarının %10'du.
1923'te cumhuriyet ilan edilirken ülke nüfusunun yüzde 85'i köylerde yaşayıp tarımla uğraşıyordu. Tarım ilkel yöntemlerle yapılıyordu. Ülkedeki 40 bin köyün 37 bininde ne yol, ne okul, ne dükkân vardı. Ülkede sağlık altyapısı çok yetersizdi. Doktor sayısı çok azdı.
Sonuç olarak Osmanlı'dan Cumhuriyete -ufak sanayi işletmeleri hariç- 4 fabrika, 85 milyon altın liraya yakın dış borç, yüzde 85'i köylerde yaşayan, % 70'i salgın hastalıklarla pençeleşen, % 10'u bile okur-yazar olmayan 13 milyon bir nüfus kaldı.
İzmir İktisat Kongresi'nden Dünya Ekonomik Buhranı'na
Atatürk, 19 Ocak 1923'te, İzmit'te halka şöyle seslendi: Memlekete bakınız Baştan sona kadar harap olmuştur. Memleketin kuzeyden güneye kadar her noktasını gözlerinizle görünüz. Her taraf viranedir, baykuş yuvasıdır. Memlekette yol yok. Memlekette hiçbir uygar kurum yoktur… Halk çok yoksuldur, sefil ve çıplaktır.
Ülkedeki bu yokluğun ve yoksulluğun nedeni ekonomik bağımlılıktı. Lozan görüşmeleri devam ediyordu. İngiltere ve Fransa, kapitülasyonların kaldırılmasına yanaşmıyordu. Atatürk, İsmet Paşa'nın konferanstan ayrılıp geri dönmesini istedi. İsmet Paşa yurda döndü. Lozan görüşmeleri kesintiye uğradı. Atatürk, ekonomik bağımsızlığa kararlıydı. Bu kararlılıkla İzmir İktisat Kongresi'ni topladı. (17 Şubat -4 Mart 1923)
1135 delegenin katıldığı kongrede 12 maddelik Misakı İktisadi kabul edildi. Çiftçi, tüccar, sanayici, işçi gruplarınca toplam 288 maddeden oluşan kararlar alındı. Ekonomi Bakanı Mahmut Esat Bozkurt'un ifadesiyle ekonomide Yeni Türkiye İktisat Okulu adı verilen, Karma Ekonomi Modeline geçildi.
Kısa süre sonra Lozan görüşmeleri yeniden başladı. 24 Temmuz 1923'te Lozan Antlaşması imzalandı. Lozan'da kapitülasyonlar kaldırıldı. Ayrıca kabotaj hakkı ve 5 yıllık geçiş dönemi sonrası gümrükleri belirleme hakkı elde edildi. Ekonomik bağımsızlık sağlandı.
1924-1929 arasında İzmir İktisat Kongresi kararları doğrultusunda özel teşebbüsü destekleyen bir ekonomik program uygulandı. Tarımda, ticarette, sanayide kalkınmaya yönelik öncü adımlar atıldı.
Atatürk, Köylü milletin efendisidir diyerek harekete geçti. 1925'te Aşar (Öşür)Vergisi kaldırıldı. Köylüye, tohum, araç, gereç ve para yardımı yapıldı, fidan dağıtıldı. Yurdun değişik yerlerinde Tohum Islah İstasyonları açıldı. Ülke genelinde 572 tarım kredi kooperatifi kuruldu. 1933'te Ankara'da Yüksek Ziraat Enstitüsü kuruldu. Bursa, Adana ve Ankara'daki 3 ziraat okulu iyileştirildi. Değişik illerde 13 ziraat okulu daha açıldı. Tarım öğrenimi için Avrupa'ya öğrenci gönderildi. Hayvan hastalıklarıyla mücadele edildi. Haralar, ağıllar, üretme ve yetiştirme çiftlikleri, devlet aygır depoları, damızlık yetiştirme merkezleri, serum ve aşı kurumları kuruldu, hayvan sergileri açıldı. Atatürk, 1925'te AOÇ başta olmak üzere örnek çiftlikler kurdu. 1929'da Topraksız Çiftçiye Toprak Verilmesi Hakkında Kanun çıkarıldı; topraksız çiftçiye toprak dağıtımına başlandı. Başarılı tarım politikaları sonunda 1923-1932 arasında tarımsal üretimde yüzde 58'lik bir artış sağlandı. Tahıl yüzde 100, tütün yüzde 57, pamuk yüzde 67 arttı.
Sanayi için de önemli çalışmalar yapıldı. Öncelikle gerekli finansman için milli bankalar kuruldu. 1924'te İş Bankası, 1925'te Sanayi ve Maadin Bankası, 1926'da Emlak ve Eytam Bankası, 1932'de Sanayi ve Kredi Bankası, 1933'te Halk Bankası, 1933'te Sümerbank, 1935'te Etibank, 1938'de Denizbank kuruldu. Demiryolları, limanlar, tüneller, kömür vb. madenler, telefon, tramvay gibi işletmeler yabancılardan satın alınıp millileştirildi. 1923-1938 arasında 3.186 km. yeni demiryolu inşa edildi. 1926'da ispirto ve alkollü içkiler tekeli kuruldu. 1926'da Alpullu Şeker Fabrikası ve Uşak Şeker Fabrikası işletmeye açıldı. 1925'te havacılığı geliştirmek için Türk Hava Kurumu kuruldu. 1926'da Türk-Alman iş birliğiyle TOMTAŞ Kayseri Uçak Fabrikası kuruldu. Uçak üretildi. 1926'da ekonomide danışma niteliğindeki Yüksek İktisat Meclisi kuruldu. 1927'de sanayicileri desteklemek için Teşviki Sanayi Kanunu çıkarıldı. 1927'de 17 milyon lira olan milli sanayi imalatı, 1933'te 137 milyon liraya çıktı. Yerli malı kullanımı özendirildi, yerli malı haftaları düzenlendi. Yerli ticaret ürünlerini tanıtmak için Ankara, İstanbul ve İzmir'de yerli malı sergileri açıldı.1926'da İstatistik Genel Müdürlüğü kuruldu. 1927'de nüfus, tarım ve sanayi sayımları yapıldı. 1929'da Gümrük Tarife Kanunu yürürlüğe girdi. Menkul Kıymetler ve Kambiyo Borsaları kuruldu. 1930'da Türk Parasını Koruma Kanunu çıkarıldı. Para politikalarını belirlemek için 1930'da Merkez Bankası kuruldu.
Bütün bunlara rağmen 1923-1929 arasında özel teşebbüsü destekleyen ekonomik politikadan istenilen sonuç alınamadı. Bu sırada 1929'da Dünya Ekonomik Buhranı patlak verdi.
Dünya Ekonomik Buhranı ve Devletçi Kalkınma
1929'da ABD'de Wall Street Borsası çöktü. Dünya Ekonomik Buhranı patlak verdi. Dünyadaki hızlı fiyat düşüşleri Türkiye'de özellikle tarımsal üretimi baltaladı. Örneğin, Türkiye'de buğday fiyatı 1927'de kilo başına 12 kuruştan 1932'de 3 kuruşa kadar geriledi.
Bunun üzerine Türkiye'de, 1930'da, Karma Ekonomi deki devlet-özel dengesi, devlet lehine değiştirildi. Planlı Devletçilik benimsendi. Bu kapsamda, -Sovyet uzmanlardan da yararlanılarak- 1933'te Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (BBYSP) hazırlandı. Bu planı uygulama görevi 1933'te kurulan Sümerbanka verildi. Planın ilk fabrikalarını kurmak için Sovyetler Birliği'nden 8 milyon dolarlık (16 milyon TL) faizsiz ve mal karşılığı geri ödenecek bir kredi alındı.
BBYSP'ye göre toplam yatırımların yüzde 95'ini Sümerbank, yüzde 5'ini ise İş Bankası yapacaktı. 44 milyonluk yatırımın, 41.5 milyonunu Sümerbank, 2 milyon 400 bin liralık bölümünü ise İş Bankası karşılayacaktı. Planda 44 milyonu bulan yatırımlar uygulamada 100 milyonu geçti.
BBYSP'de dokuma, kendir, kimya, toprak, demir, kâğıt, selüloz, kükürt ve süngercilik sanayiye öncelik verildi. BBYSP, Dünya Ekonomik Buhranı'na ve yaklaşan II. Dünya Savaşı'na rağmen başarıyla uygulandı. Planlanan 20 fabrikadan 16'sı öngörüldüğü gibi 5 yıl içinde (1938'in sonunda) faaliyete geçirildi. Kalan fabrikalar da 1940'larda işletmeye açıldı. 1933'te, kendisine devredilen 4 fabrika ile işe başlayan Sümerbank, 1950'de toplam 17 müesseseye ve bu müesseslere bağlı 35 fabrikaya sahipti. Ayrıca 1933'te Turhal Şeker Fabrikası ile Eskişehir Şeker Fabrikası nın temeli atıldı.
Şeker, tekstil, çimento, demir-çelik vb. fabrikaların kurulmasıyla sanayide toplam üretim değerinde yüksek artışlar sağlandı. Örneğin, 1932'de 137 milyon 932 bin olan üretim, 1939'da 331 milyon 287 bine yükseldi. 1935'te Etibank ve Maden Teknik Arama Enstitüsü nün kurulmasıyla maden üretiminde yüzde 100'ü geçen artışlar oldu. Toplam maden üretimi, -1930'u 100 olarak alırsak- 1935'te 157'ye, 1940'da 232'ye yükseldi. Dokuma fabrikalarının kurulmasıyla 1929-1940 arasında pamuklu kumaş üretimi 7 kat arttı. Yerli üretimin tüketimi karşılama oranları yünlü dokumada % 83, pamukluda % 43, kâğıt ve mukavvada % 32, cam eşyada % 63'e yükseldi. Tarımsal üretimde de önemli artışlar oldu. Buğday ithaline gerek kalmadı. Çift hayvanlarının sayısı % 40 oranında arttı. 1930'larda İhracat-İthalat dengesi sağlandı; 1930-1938 arasında,1938 hariç, ihracat-ithalat bilançosu açık vermedi.
GSMH arttı. 1938'de kalkınma hızı % 14'e yükseldi. 1923-1939 arasında devlet bütçesi denk tutuldu. Devalüasyona başvurulmadı. Türk Lirası'nın değeri korundu. 1930'da bir dolar 2.12 lira, 1939'da bir dolar 1.28 liraydı.
Bu sürede hastalıklarla mücadele edilerek ve yaşam koşulları iyileştirilerek toplam nüfus 13 milyondan 17 milyona çıkarıldı. 1930'lu yıllarda Türkiye ekonomisi her bakımdan büyüdü. 1939'da Türkiye'nin hazinesinde 26 ton altın, 36 milyon dolar döviz toplandı. Toplam tasarruf mevduatı 110.4 milyona, ticari mevduat 180 milyona, bütçe 303 milyona ulaştı. Bu sırada Osmanlı borçları da ödendi.
Kemalist Ekonomi Modeli ve 4 Denge Kuramı
Peki, savaştan yeni çıkmış, sanayileşememiş, her bakımdan dışa bağımlı bir din-tarım toplumunda, 15 yıl gibi kısa sürede, bu ekonomik başarı nasıl sağlandı?
Şöyle…
Önce Lozan'da kapitülasyonlar kaldırılıp ekonomik bağımsızlık sağlandı. Sonra sağlam bir ekonomi için (güvenlikten ulaştırmaya, eğitimden sağlığa, dış işlerinden sosyal güvenliğe) sağlam bir devlet aygıtı kuruldu. Daha sonra özel-devlet dengesini esas alan Karma Ekonomi Modeli benimsendi. Mümkün olduğunca az dış borçla, belli şartlarla yabancı sermayeye de açık olmakla birlikte daha çok öz kaynaklara dayanan üretim esaslı bir ekonomik yapı kurulmak istendi. Bu sırada iç ve dış siyasi ve ekonomik gelişmeler de dikkate alındı. 1929 Dünya Ekonomik Buhranı'na karşı 1933'te planlı devletçi anlayışla Sümerbank Modeli geliştirildi. Bu model, 1938'de İktisadi Devlet Teşekkülleri Modeline evrildi. Ülkede çok sayıda devlet fabrikası kuruldu. Türkiye üreten bir ülke oldu.
Prof. Mustafa Aysan'a göre Kemalist Ekonomi Modeli dört denge üzerine kuruluydu:
1. Bütçe dengesi,
2. Kaynak-harcama dengesi,
3. Dış ödemeler (ihracat-ithalat) dengesi,
4. Devlet-özel teşebbüs dengesi…
İşin sırrı ekonomik bağımsızlıkta ve bu 4 dengede gizlidir.
Cumhuriyeti kuranlar, 80-90 yıl önce Karma Ekonomi , Planlı Devletçilik , Sümerbank ve İDT modelleri ve 4 denge ile ekonomik kalkınmayı başardılar. Bu tecrübeden alınacak derslerle, çağın yeni ekonomik gerçeklerine uygun biçimde ülke potansiyellerini harekete geçirmek, yeniden üreten bir Türkiye yaratmak mümkündür.
Kaynakça
○ Yahya S. Tezel, Cumhuriyet Döneminin İktisadi Tarihi (1923-1950), Ankara, 1986.
○ Mustafa A. Aysan, Atatürk'ün Ekonomik Kalkınma Modeli , Atatürkçülük, İkinci Kitap, İstanbul, 1988.
○ Şerafettin Turan, Türk Devrim Tarihi, (3.Kitap, Birinci Bölüm), Ankara, 2005.
○ Stanford Shaw-Ezel Kural Shaw, Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye, 2. Cilt, İstanbul, 1983.
○ Şevket Pamuk, Türkiye'nin 200 Yıllık İktisadi Tarihi, İstanbul, 2015.
○ Sinan Meydan, Atatürk'ün Akıllı Projeleri, C.3,İstanbul, 2018.
○ Şevket Süreyya Aydemir, Tek Adam Mustafa Kemal, (1822-1938), C.3, İstanbul, 2007.
https://www.sozcu.com.tr/2021/yazarlar/sinan-meydan/cumhuriyetin-ekonomi-zaferi-6713132/


- - - - - - - - - - - - - - - -

Benim bütün hayatımda güttüğüm gaye hiçbir vakit kişisel olmamıştır.
Her ne düşünmüş ve her neye girişmiş isem daima memleketin, milletin ve ordunun adına ve yararına olmuştur.
Hiçbir zaman şahsımın sivrilmesi ve yükselmesini göz önüne almamışımdır.
( 1914 )

~Kemal Atatürk
Yüce Önder.
Bu günleri çok öncelerden bilen adam.~
. - . - . - . - . - . -













OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder