Zülal Kalkandelen: İçinizdeki kötülüğe yenildiniz!
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr
09-Mayıs-2025 Cuma
Hayvan dediniz, aşağıladınız.
Hayvan dediniz, işinize yarayan her yerde kullandınız.
Hayvan dediniz, dövüştürüp sömürdünüz.
Hayvan dediniz, tekmelediniz.
Hayvan dediniz, başına kürekle vurdunuz.
Hayvan dediniz, boğazlarını, patilerini kesip katlettiniz.
Hayvan dediniz, üretip ticaretini yaptınız.
Hayvan dediniz, üzerlerinde deney yaptınız.
Hayvan dediniz, onları korumak için çıkarılan yasayı bile 20 yıl boyunca uygulamadınız, kısırlaştırma yapmadınız.
Hayvan dediniz, "barınak" denilen ölüm kamplarında gün yüzü göstermeden, beton zeminler üzerinde esir edip aç, susuz ve hasta bıraktınız.
Hayvan dediniz, topluca zehirlediniz, kıvranarak ölmelerini izlediniz.
Hayvan dediniz, gözlerini oydunuz.
Hayvan dediniz, onların silahla vurulmasına onay verecek hale geldiniz.
Hayvan dediniz, bedenlerini parça parça edip çukurlara savurdunuz.
Hayvan dediniz, bilimsel çözümlere kulaklarınızı tıkadınız, "ötanazi" kavramını hayvanlara uyarlayıp katliama yasal kılıf buldunuz, her türlü şiddeti tetiklediniz.
Sonunda o çok üstün gördüğünüz insanlığınızı tümüyle yitirdiniz, yaşatmayı değil, öldürmeyi çözüm gibi topluma dayattınız, içinizdeki kötülüğe yenildiniz.
HUKUK FACİASI
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM), 7527 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu'nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun'un iptalini reddetmesi, Türkiye'nin bir hukuk devleti olmadığının yeni bir kanıtıdır. AYM'nin, doğrudan yaşam hakkı ile ilgili olan bir yasa konusunda CHP'nin yürütmenin durdurulması istemiyle yaptığı başvuruyu yaklaşık sekiz ay beklettikten sonra bu kararı açıklaması, tam bir hukuk faciasıdır.
Ancak bu hukuk faciası, toplumsal faciaların da yolunu açacak. Yaşanan sorunlara hiçbir çözüm getirmeyen yasada, belediyelere 31-Aralık-2028 'e kadar barınak yapmaları için zaman tanındığı halde, bu süre gözetilmeden mahallelerde gönüllülerin büyük çabayla bakımını üstlendiği insanla yaşamaya alışkın köpekler zulümle toplandı. İnsana alışkın olmayan, agresif dedikleri köpekleri toplayamadılar, toplayamayacaklar ve onlar üremeye devam edecek.
Bu şekilde zaten çok sınırlı kapasitesi olan belediye hayvan bakımevlerinde köpeklerin ırk, cins ayrımı yapılmadan üst üste istiflenerek agresyon seviyelerinin artmasına yol açıldı, sonra da köpekler öldürülmeye başlandı.
YAŞAM HAKKI MÜCADELESİ SÜRECEK!
İşin insanı en öfkelendiren yanı da köpek üretip satanlara, köpek dövüştürenlere dokunulmaması oldu. Çünkü AKP iktidarına göre para varsa, gerisi boştu!
Bu arada belediyeler köpekleri toplamak ve öldürmek için yüksek bedelli ihaleler açmaya devam ederken, birilerinin cebi katliam üzerinden dolduruldu. Aynı anda belediyelere sözde "barınak", gerçekte devasa hayvan hapishanesi yapmaları için ormanların içinde araziler verildi, böylece ormanlar da yapılaşmaya ve inşaat rantına açıldı.
Katliam Yasası'ndan güç alan sadistler de aldı eline baltayı, bıçağı, silahı, düştü sokaklara… Çok sayıda hayvan ve hayvan hakları savunucusu bu yüzden bireysel şiddete maruz kaldı, can verenler oldu.
Bugünlerde 1910 Hayırsızada Katliamı'nda olduğu gibi, gönüllülerin bile ulaşmakta zorlandığı uzak hayvan hapishanelerinden köpek inlemeleri duyuluyor, zulmün eseri olan dehşet sesleri dalga dalga insanların kulaklarında yankılanıyor…
21. yüzyılda insan türünün hayvanlara uyguladığı şiddetin birçok alanda sürmesinin utancı altında ezilirken, bu şiddetin bir yasayla yüzyıllardır insanla birlikte yaşayan hayvanlara da uzanması, Türkiye'de içinde debelendiğimiz korkunç zulüm döneminin bir sonucudur.
Yaşam hakkı için mücadele şimdi her zamankinden daha zor ama hiç kuşkunuz olmasın devam edecek. Gün gelecek, doğa tarihsel diyalektik içinde bu katliamın bedelini mutlaka soracak!
https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/zulal-kalkandelen/icinizdeki-kotuluge-yenildiniz-2336644
- - - - - - - - - - - - - - - -
Hakikaten insan icin kendi calistigindan baskasi yoktur.
~Necm:39~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Edebini kaybeden kimse kötülükten zevk alır.
Platon'dan Eflatun özlü sözler
Bin peygambere bedel…
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 309. - 389 ]
~Her gün şarap cümbüşüne dalanların da
Her gece mihrap önünde kalanların da
Islanmayanı yok, yağmur altında hepsi:
Bir uyanık var, ötekiler hep uykuda.
ŞARAB: Arapça, içecek şey, anlamında bir kelime. Aşk ve mahabbet anlamına kullanılır. Coşkun aşk halleri ki, bu durumdaki kişi aşkta sadakat imtihanından geçer. Kemale erenlerin hali budur. Bu kelimeyle ilgili bazı deyimler şunlardır:
Şaraphane : Melekût âlemi, kâmil arifin iç dünyası.
Şarab-ı Puhte: Yıllanmış, kıvamını bulmuş şarap. Her türlü kayıttan, sınırlamadan kurtulmuş saf ve mücerred zevk.
Şarab-ı ham : Çiğ şarap. Dünyevî zevk ile karışık hayat.
Şarap-ı Tevhîd : Allahın zâtında mahvolup, her türlü maddî bağdan kurtulma.
İki türlü şarap vardır: Biri maddî, dünyevi, alkol ihtiva eden içilmesi haram olan içki, ki bu insanı içince sarhoş eder. Diğer şarap ise, aşk şarabıdır. Allahı sevmekten kaynaklanan zevkin sonucu olarak ortaya çıkan bir tür mestlik, melankoli hâli. Sûfîler bu bakımdan, içmeden sarhoş olanlardır, diye tanımlanır. Marifet, içmeden, manâ sarhoşu olmaktadır. Her iki sarhoşta ortak bazı özellikler vardır. Bunlardan biri, her ikisi için dış âlemin bir anlamı yoktur; sarhoşluk, her iki grubu dış dünya ile alakalı bir takım ilgilerden kesmiştir, ikisi arasındaki pek çok farktan bir diğeri de, şudur: : Mânâ sarhoşunda, karaciğerden kaynaklandığı söylenen bir tür iç hararet, maddî şarab içende bulunmaz.~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bence içmek, her gün tekrarlanabilen ve ertesi gün tekrar hayata dönülebilen bir intihar şeklidir.
~Charles Bukowski Sözleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sözleri~
- - - - - - - - - - - - - - - -
TUVALET ÖNÜ CEZASI…
https://www.youtube.com/watch?v=4DFc7ExWMfM
- - - - - - - - - - - - - - - -
BÜYÜKLERE MASALLAR( İLMİ MUAMMA )
~Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin üstünde sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Yunus söyler gör takdirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başlarının ucunda mezar taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
YUNUS EMRE
%
İSİMSİZ?!
Vardık mekanı diyarımıza
insanlar ayrılmışlar ikiye
bir kısmı öte beri ye,
bir kısmı öte geçe ye...
Ortadan akıyor koca bir ırmak
Bu ne iş derviş baba!
Bunlar hiç duymamışlar seni.
Sıfırla sıfırı topluyorlar: Ediyor bir,
Birle biri topluyorlar : Ediyor sıfır
Yok böyle bir şey,
Görülmüş değil.
Baktığımız her yerde, namı almış yürümüş; adı büyük ağalar,
Tahtırevanla helaya giden kalantorlar, Hüvelbaki yazan taşların altında...
Vardım dedemin mezarına, ne taş kalmış ne toprak
Memer bir lahit yaptırdım, içini çiçeklerle donattım.
Geriye kalan yalnız dünya dedim, taşların üstüne yazdım.
İşte buydu anlamadığımız ilmi muamma
Belki de yeni giriyoruz muamma çağına
Ne hissi, ne fiziki,
Ne irsi ne insani bağları yokken; geliyorlar bir araya,
Bir tarafta bir avuç insan havyar sofrasında;
Diğer tarafta milyonlarca ahali yağsız bulaşık suyla cennet çorbasında.
Ne şekli ne şemali, ne salibi hilali,
Ne dini imanı, ne haçı ne putu, benziyor birbirine;
Yine de birleşiyorlar, veriyorlar elele...
Sanki bir takım oyunlarla bağlıyorlar dünyayı...
SAHİPSİZ Mİ ACABA?!
davut arslantürk orayturk@hotmail.com
içimizden biri
asla umutsuzluğu değil
KAVGAYA DEVAM AŞKINA ~
- - - - - - - - - - - - - - - -
GENÇLİĞE
Umudumu haykırdım
Türkülerimi söyledim
Mut'un sokaklarında her sabah
Seni sende aradım her yanıma gelişinde
Sende aradım özlemlerimi
Bulamamanın karamsarlığı eritti beni bu kadar
Yokluğun ağıtla çevirdi türkülerimi
Ve sen her sabah gülen yüzünü karartın
Tıpkı benim içimi çevirdiğin gibi
Mut'un sokaklarında sensiz dolaşmak
Yaşamın pisliklerine sensiz karışmak
Ve toplum denen sürüye sensiz katılmak
Ölümden ağır geldi bana
Bende olan beni öldürdü her geçen gün
Bahsetmek istemiyorum
Türküler yakmak istiyorum
Dağların güzelliğine
Maçlarsa hiç cazip gelmiyor bana
Her gün o soğuk yüzlere yansımak
Ve her gün bir şeyler anlatmaya çalışmak
Ve de bir şeylerin basit olduğuna sonucuna varmak garip geliyor bana
Hevesimdin her geçen gün
Yaranmayı bile öğrenmiştim
Ama sen sert esen rüzgarlara esir gittin
Sonra dan anladımki
Seni beni bendeki kine esir ettin BİTANEM
~Okan İLAYAN~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Argumentum baculinum
Sopa argumani (tehdit ya da gucle ikna etmek) (bkz. Molière, Scapinin Dolaplari)
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Tümüyle canlı, tümüyle insan ve tamamen uyanık olmak sürekli olarak yuvadan atılmaktır."
~Pema Chodron~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Erkekler, Kadınlara İstediklerini Söylerler; Kadınlar, Erkeklere İstediklerini Yaparlar.
~DE SEGUR~
- - - - - - -










- - - - - - -
Necip_Fazil_Kisakurek-Bati_Tefekkuru_Ve_Islam_Tasavvufu.pdf
Avrupa_Insan_Haklari_Sozlesmesi_.pdf
Nucingen_Bankasi-Honore_de_Balzac.mobi
Great_Expectations-Charles_Dickens.epub
Atinalilarin_Devleti-Aristoteles.epub
Harry_Potter_ve_Zumruduanka_Yoldasligi-J._K._Rowling.mobi
Murathan_Mungan-Uc_Aynali_Kirk_Oda.epub
Bill_Bryson-Hemen_Her_Seyin_Cok_Kisa_Tarihi.epub
Dario_Fo-JAPON_KUKLASI.pdf
Haldun_Taner-Kesanli_Ali_Destani.pdf
Tennessee_Williams-Ezilmis_Petunyalar_Olayi.pdf
Johann_Woltgang_Von_Gothe-Yasamimdan_Siir_ve_Hakikat.epub
Johann_Wolfgang_Goethe-Yasamimdan_Siir_ve_Hakikat.epub
Huseyin_Nazim_Pasa._Ermeni_Olaylari_Tarihi-Ankara_1994.-1_c.pdf
Tutu_destani.pdf
Maymunlar_Gezegeni-Pierre_Boulle.mobi
French_Grammar_Book.doc
Eric_Chappell-Herkes_Mi_Hirsiz.docx
Cavdar_Tarlasinda_Cocuklar-Salinger.epub
Ilkcag_Gizem_Tapilari-Walter_Burket.pdf
Brian_Greene-Evrenin_Zarafeti.pdf
Lawrence_Block-Babalarin_Gunahlari.epub
R._A._Salvatore-Unutulmus_Diyarlar-01-Kara_Elf_Uclemesi-1-Anayurt.epub
Edgar_Allan_Poe-Morgue_Sokagi_Cinayeti.pdf
George_R._R._Martin-Buz_ve_Atesin_Sarkisi-1_Taht_Oyunlari.pdf
Serdar_Ozkan-Kayip_Gul.epub
Theodor_Fontane-Effi_Briest_I.pdf
KATE_CHOPIN-The_Awakening.epub
Ursula_K_LeGuin-Atuan_Mezarlari.epub
SAMANIZM-SAMANLIGIN_OGELERI.pdf
- - - - - - -
"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
![]() Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Eposta adresleri (Derdiniz varsa buradan ulaşın.) | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net oraj.poyraz@openmail.cc HvLWPtIjJR8X@protonmail.com 0PjukdvspdUh@mail2tor.com |
Tor ağı üzerindeki web siteleri Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız. | : | http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/ http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder