8 Aralık 2012 Cumartesi

HALİL SARAYHANOĞLU - Dönmek böyle birşey

Bu makaleden almamız gereken dersler nedir?
Bana göre üç ibret var.

  • Birincisi demokrasi mücahidi olmak, zor ve zahmetli iş. Arkadan ittiriyorlar, yalnız kalıyorsun sonra da unutuyorlar. Bu bağlamda aklıma "neden tankların üstüne çıkmadınız, önünde durmadınız?" sorusu geliyor. Ya da şimdi "neden bizi harcadılar?" sorusu geliyor.
    Demek ki, neymiş efendim, bu milletin önüne geçilmezmiş. Bu kahramanlar için caydırıcı..
  • İkincisi de tek adamlardan, liderlerden fayda bekleyen halk için. Kalabalıklar gayret göstermeden, kahramanların kendiliğinden ortaya çıkmasını ve kurtarıcı olmasını beklediklerinde, yaşanan bunca dersten sonra kurtarıcılarının kendilerine çok da itimat etmediğini görecektir.
    Çünkü böyle bir yapı güvensiz liderler, ve kahramanlar üretir.
    Demek ki, neymiş efendim, halk aradığı, hayal ettiği kurtarıcıyı hiçbir zaman bulamayacak.
    Bu halk açısından ümitsiz bir durumdur.
  • Üçüncüsü, kahramanlar için. Kendini ilk fırsatta kurban edecek bir halka lider olmaya hazırlanan liderin, her türlü tahkimatı baştan yapması gerekecektir.
    Neymiş efendim, eğer ortaya çıkarsa, bu milletin kahramanları kurtardıkları halkın fiziki, psikolojik, ahlaki linçine karşı kendini emniyete almalıymış.
    Bu da kahraman adayları için umut kırıcıdır.

Her üç ibretin de, liderler, kahramanlar ve halk açısından ayrı ayrı sonuçları olmalı.
Şizoit bir durum. Ve zaten bizim halkımızda şizoid kişilikle, şizofreni sınırında yaşayan bir halk.
Hem çok namuslu olmak istiyor, hem çok fettan.
Hem çok dindar olmak istiyor, ama dünya nimetlerinden de geri kalmadan.
Hem bir Amerikan sömürgesi olmak istiyor, hem tam bağımsız.

Valla ben böyle gördüm.
Başkalarını bilmem.

Saygılar.
Oraj POYRAZ

HALİL SARAYHANOĞLU - Dönmek böyle birşey

Köşe yazarlarına baktım da, çoğu Cübbeli Ahmet Hoca"nın tahliye kararının, on gün kadar önce cezaevinden bir mesaj göndererek, "Beni buradan çıkarırsanız emniyet, yargı ve hükümet gibi kurumların aleyhine konuşmayacağım" demesinin hemen ardından alındığı konusunda hemfikir.

Cübbeli, internet sitesinde yayınlanan mesajında aynen şöyle demişti:

"Kardeşler gerçekten bedenim çok zayıf düştü.
Bu iş uzarsa veya ağır bir ceza söz konusu olursa ben artık çıktıktan sonra pek hizmet edecek kuvvet bulamayacağımı düşünüyorum.
'Arap öldükten sonra pilavı göğsüne dök' diye bir laf vardır.
Bu yüzden bana bir iyilik yapılacaksa şimdiden yapılması gerekir.
Ben çıktıktan sonra da emniyet, yargı ve hükümet gibi kurumların aleyhine konuşup;
vatana ve millete hizmet eden, terörle ve diğer tehlikelerle uğraşan bu kurumları yıpratacak hiçbir beyanda bulunmayacağıma dair Allah (Celle Celaluh)'a söz veriyorum, sizleri de şahit tutuyorum.
"

Cübbeli'nin bu mesajının, şimdikilerin yere göğe sığdıramadığı üstadları Necip Fazıl'ın 27 Mayıs 1960'tan hemen sonra yazdığı ve 15 Eylül 1968 tarihli Ekspres gazetesinde yayımlan mektubundan ne farkı var?

"Pek Sayın Cemal Gürsel, şu anda Balmumcu'da nezâret altında bulunuyorum.
Hiçbir suçumun olmadığı kanaatindeyim.
Ama beni suçlu görüyorsanız, ben sizden ve şanlı Türk Ordusu mensuplarından özür dilerim.

Politikanın ne olduğunu artık anlamış bulunuyorum.
Sizler en iyi müdâhaleyi yaparak güzel yurdumuzu kötü politikacılardan kurtardınız.
Demokrat Parti kötü idâresiyle zaten bunu hak etmişti.
Ben çok hastayım.
Beni zindandan kurtarabilirsiniz.
Esâsen nâmusum, şerefim üzerine yemin ederim ki, serbest kaldıktan sonra hayâtımın sonuna kadar politika ile ilgili hiçbir yazı yazmayacağım.
Siz büyüklük gösterip de beni af edin, beni kurtarın, dâima sizlerin emrinde olacağım."

Üstad Hazretleri (!) yine sözünde durmadı ve politikaya karıştı.
Askeri vesayetten demokrasiye dönülünce "Benim Gözümde Menderes" diye bir kitap yazdı.

12 Eylül 1980 darbesinde ise yine 360 derece döndü.
Büyük Doğu Dergisi'nin kapağına Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan'ın fotoğrafını koydu, üstüne bir çapraz çekip "Bir çapraz çizgi ile çözüldü muadele(denklem)" demiştir.


--
Oraj POYRAZ

Insanlara yapilacak en buyuk iyilik, onlara akillarini kullanmayi ogretmektir.

Molliere

Oraj POYRAZ

Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Tehcir sirasinda Merzifon'da esasen cokca kalan Ermenilerin bu kez baska yerlerden de gelenler ve gocten donenler yuzunden miktarlarinin daima artmakta oldugu Merzifon Amerikan Mektebi'ne getirilen esya sandiklarinin uzerinde Otoman Amerikan markalari goruldugunden bunlarin herhalde silah oldugunda suphe birakmistir.

(6 Haziran 1919)
K. ATATURK

Anadolu'da bir patirti, bir gurultu, kongreler, beyannameler falan, sanki bir sey yapabilecekler.
Blof yapmanin sirasi mi?
Hangi teskilatin, hangi kuvvetin var?
Bu ne hayal.
Kuzum Mustafa, sen delimisin?

Yazar Refi Cevat Ulunay - 1919

Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar.
Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir.
Saflari siklastirin cocuklar,
Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir.

Nazim Hikmet Ran




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder