Bu makaleden almamız gereken dersler nedir?
Her üç ibretin de, liderler, kahramanlar ve halk açısından ayrı ayrı sonuçları olmalı. Valla ben böyle gördüm. |
HALİL SARAYHANOĞLU - Dönmek böyle birşey
Köşe yazarlarına baktım da, çoğu Cübbeli Ahmet Hoca"nın tahliye kararının, on gün kadar önce cezaevinden bir mesaj göndererek, "Beni buradan çıkarırsanız emniyet, yargı ve hükümet gibi kurumların aleyhine konuşmayacağım" demesinin hemen ardından alındığı konusunda hemfikir.
Cübbeli, internet sitesinde yayınlanan mesajında aynen şöyle demişti:
"Kardeşler gerçekten bedenim çok zayıf düştü.
Bu iş uzarsa veya ağır bir ceza söz konusu olursa ben artık çıktıktan sonra pek hizmet edecek kuvvet bulamayacağımı düşünüyorum.
'Arap öldükten sonra pilavı göğsüne dök' diye bir laf vardır.
Bu yüzden bana bir iyilik yapılacaksa şimdiden yapılması gerekir.
Ben çıktıktan sonra da emniyet, yargı ve hükümet gibi kurumların aleyhine konuşup;
vatana ve millete hizmet eden, terörle ve diğer tehlikelerle uğraşan bu kurumları yıpratacak hiçbir beyanda bulunmayacağıma dair Allah (Celle Celaluh)'a söz veriyorum, sizleri de şahit tutuyorum."
Cübbeli'nin bu mesajının, şimdikilerin yere göğe sığdıramadığı üstadları Necip Fazıl'ın 27 Mayıs 1960'tan hemen sonra yazdığı ve 15 Eylül 1968 tarihli Ekspres gazetesinde yayımlan mektubundan ne farkı var?
"Pek Sayın Cemal Gürsel, şu anda Balmumcu'da nezâret altında bulunuyorum.
Hiçbir suçumun olmadığı kanaatindeyim.
Ama beni suçlu görüyorsanız, ben sizden ve şanlı Türk Ordusu mensuplarından özür dilerim.
Politikanın ne olduğunu artık anlamış bulunuyorum.
Sizler en iyi müdâhaleyi yaparak güzel yurdumuzu kötü politikacılardan kurtardınız.
Demokrat Parti kötü idâresiyle zaten bunu hak etmişti.
Ben çok hastayım.
Beni zindandan kurtarabilirsiniz.
Esâsen nâmusum, şerefim üzerine yemin ederim ki, serbest kaldıktan sonra hayâtımın sonuna kadar politika ile ilgili hiçbir yazı yazmayacağım.
Siz büyüklük gösterip de beni af edin, beni kurtarın, dâima sizlerin emrinde olacağım."
Üstad Hazretleri (!) yine sözünde durmadı ve politikaya karıştı.
Askeri vesayetten demokrasiye dönülünce "Benim Gözümde Menderes" diye bir kitap yazdı.
12 Eylül 1980 darbesinde ise yine 360 derece döndü.
Büyük Doğu Dergisi'nin kapağına Demirel, Ecevit, Türkeş ve Erbakan'ın fotoğrafını koydu, üstüne bir çapraz çekip "Bir çapraz çizgi ile çözüldü muadele(denklem)" demiştir.
Oraj POYRAZ
Insanlara yapilacak en buyuk iyilik, onlara akillarini kullanmayi ogretmektir. Molliere Oraj POYRAZ | Kurmusoldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ | Ben,ManeviMiras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk |
Tehcir sirasinda Merzifon'da esasen cokca kalan Ermenilerin bu kez baska yerlerden de gelenler ve gocten donenler yuzunden miktarlarinin daima artmakta oldugu Merzifon Amerikan Mektebi'ne getirilen esya sandiklarinin uzerinde Otoman Amerikan markalari goruldugunden bunlarin herhalde silah oldugunda suphe birakmistir. (6 Haziran 1919) K. ATATURK |
Anadolu'da bir patirti, bir gurultu, kongreler, beyannameler falan, sanki bir sey yapabilecekler. Blof yapmanin sirasi mi? Hangi teskilatin, hangi kuvvetin var? Bu ne hayal. Kuzum Mustafa, sen delimisin? Yazar Refi Cevat Ulunay - 1919 |
Daha gun o gun degil, derlenip durulmesin bayraklar. Dinleyin, duydugunuz cakallarin ulumasidir. Saflari siklastirin cocuklar, Bu kavga fasizme karsi, bu kavga hurriyet kavgasidir. Nazim Hikmet Ran |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder