17 Nisan 2025 Perşembe

KAAN SEZYUM: RÜYAYDI, KABUS OLDU


KAAN SEZYUM: RÜYAYDI, KABUS OLDU

10.07.2024 06:21

Geçen gün, uzun süredir yurt dışında yaşayan, Türkiye'den "Böyle bilişim sektörü olmaz, internetin yasaklandığı ülkeden cacık olmaz" diyerek ayrılmış bir arkadaşımla konuşuyorduk. Önce hala Moda'da oturup oturmadığımı sordu. Eski evim Moda'daydı, bildiğin Moda Burnu'nda entel gibi oturuyordum son 18 yıl boyunca. "Ya ev kiraları uçtu gitti, şimdi 65 bin lira öyle bir ev abi, cebime de onun zekatı kadar para girmiyor, taşındım" dedim. Zaten Moda'da artık benim eskiden oturduğum yerlerde Türkler bile oturamıyor. Ya yabancı olmanız, ya da dizi oyuncusu filan olmanız gerekiyor. Yabancı olsanız da kirayı bir yıllık peşin istiyorlar, şimdi Moda sınıfsallığıyla sizi de tetiklemeyeyim. Türkiye'nin en güzel yerinde bir zamanlar öyle ya da böyle oturabilmiştim. Şimdi apartman aidatı bile sıkıntı olur.

∗∗∗

Neyse, konuşmamız devam etti, ülkeyi biraz anlatıyordum. Kendisi gittiği Amerika'da haliyle az çok bir Amerikalı'ya dönüşmüştü. İki arabaları, bir kız çocuğu, düzenli gittiği ve makul bir maaş aldığı bir işi vardı. Haliyle arada Türkiye'den kopmuş. "Şimdilerde" dedim, ülkeyi anlatırken "İstanbul'da gökdelenlerde bile mafya babaları oturuyor farklı katlarda hem de" diye devam ettim. "Geçenlerde farklı katlarda oturan mafyalar arasında husumet çıkmış, birbirlerini vurdular" dedim. Zaten ülke uyuşturucu trafiğinin kilit noktalarından biriydi, 90'lı yıllarda eroin, şimdilerde ise pudra şekerciliği konusunda baya ilerledik, diye övdüm kendimizi. Limanlarda mafyalar birbirleriyle silahlı çatışmalara filan giriyor diye de ballandıra ballandıra ortamı övüyordum. Arkadaşım haliyle biraz şaşırdı "Kimse kontrol etmiyor bu bu olayları?" diye sordu. "Zaten kurda kuzuları emanet etmişiz Cenkciim, kim neye baksın?" diye de ekledim.

"Adalet önemli" dedi bana sanki Amerika'yı yeniden keşfetmişcesine. Sağ ol bilmiyorduk adaletin önemini… "Ya bizde Anayasa Mahkemesi kararlarına, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarına uyulmuyor, ne adaletinden bahsediyorsun kuzucuğum?" diye hafiften yüklendim. "Cemaat olaylarında bile darbeden sonra kim cemocu kim değil diye borsalar yapıldı, paran ve arkan varsa her şeyden yırtabiliyorsun, hakkında yazılan tüm haberleri sildirebiliyorsun… İstersen adam öldür gün ortasında, fazla ses çıkmazsa bir süre sonra yolunu bulup çıkabiliyorsun" zaten, adalet işi bizde, sen rahat ol dedim…

"Peki enflasyonda ne durumdayız?" diye sordu. Belli ki uzun süredir Trump ve Biden dedelerle takılmaktan, ülke gündemine de uzak kalmıştı. Böbürlenerek "Gıda enflasyonunda en yakın rakibimizin neredeyse 10 katıyız, farkı atmakla kalmadık, mızrak gibi karnımıza sapladık öyle dolaşıyoruz. Dünyada gıda fiyatları düşerken, bizde peynir, yağ, zeytin almak lüks oldu" dedim… "Bununla kalsak da iyi" diye de ekledim, "TÜİK diye bir kurum var, sözde Türkiye İstatistik Kurumu adı ama sen heriflerin yaşadığı kafalara gel" diye TÜİK övmeye başladım. "Şimdi bu TÜİK'in verilerine göre enflasyon ve maaş zamları hesaplanıyor ya, heriflerin verilerine ulaştık. Herif diyorum ama TÜİK birey de sıkılmasın, onlara da aslında THEY / THEM de diyebilirim ama bence herifler daha yakışıyor. Hatta TÜİK yerine artık "Bıyıklı" diyeceğim. "Bak bıyıklının yaşadığı kafaya göre ülkemizde doktor muayenesi 34 liraymış… Burada şu anda bir kutu kolayı bile 34 liraya alamıyorsun, gördün mü ülkemiz nasıl şahlandı? Sen 34 dolara Amerika'da ne yapabilirsin?" diye biraz alım gücünden vurmaya çalıştım… Haliyle "Abi 34 dolara senin iki ayda yiyemeyeceğin, göremeyeceğin kadar et alabiliyoruz burada" diye lafı ağzıma tıkadı…

∗∗∗

Ya, diye ekledim, sen eskiden içki içiyordun az da olsa, şimdi bakkalda bir adet en sıradan kutu bira "75" lira oldu dedim… Amerikalılar tabii Türkiye'yi sevmez. Senin günlük içtiğin viskinin şişesi burada 2 bin lira oldu. İçki de içmeyiverelim diye işte, ağamız bizi düşünüyor" dedim… Kendisine daha geçiş garantili köprülerimizden, üzerine uçak inmeyen havalimanlarımızdan ya da uçak inerken kasıtlı olarak yıktığımız havalimanlarımızdan, yollarımızdan, rezil ettiğimiz ormanlarımızdan, koylarımızdan ve bitmeyen konvoylarımızdan bahsedecektim ki, içim kıyıldı. Belki başka sefer konuştuğumuzda suç örgütü haline gelmiş siyasi yapılanmalardan filan bahsederim. Macera ve itiş kakışın bitmediği, kimsenin bir başkasını sevmediği, her gün tarihin yeniden yazıldığı, günübirlik hayatta kalma macerası olan güzel ülkemizi neden özlememiş, onu da sorarım… Artık, kimin rüyasındaysak, kim böyle bir gelecek düşlediyse bizim için, umarım o pamuk prenses rüyasından hiç uyanmaz, prensine de kavuşamadan kalsın yatakta.

https://www.birgun.net/makale/ruyaydi-kabus-oldu-543565#google_vignette




--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Adaletin asirisi, asiri adaletsizliktir.

~Cicero~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Bende 1 yumurta var, sende 1 yumurta var.
Ben sana 1 yumurta versem, sen bana bir yumurta versen, bende 1 yumurta sende 1 yumurta olur.bende 1 bilgi var, sende 1 bilgi var.
Ben sana 1 bilgi versem, sen bana 1 bilgi versen, bende 2 bilgi, sende de 2 bilgi olur.

~Konfucyus~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Aliskanliklar birakilmazsa zamanla ihtiyac halini alirlar.

~Campbell~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ah, Ben Uykudayken Sen Başucuma Gel

~Ah, ben uykudayken sen başucuma gelsen,
Petrarca'yı ziyaret ettiği gibi Laura'nın, (1)
Değse bana nefesin tam yanımdan geçerken,
İşte o zaman birden
Aralanır dudağım!

Kaç zamandır tutsağı karanlık bir hayalin,
Bitmeli mi bu rüya? Şu kederli yüzüme,
Bir yıldız gibi doğsun senin o gözlerin,
İşte o an düşlerim
Aydınlanacak yine!

Bir kıvılcımın uçuştuğu dudaklarıma
Tanrı'nın arıttığı o aşk parıltılarına,
Bir öpücük kondur, melekten kadına dön,
Ah o zaman ruhum
Uyanır uykusundan!

Victor Hugo~

- - - - - - - - - - - - - - - -

BACAKLAR, KALÇALAR VE KIÇ

rahipten hoşlanıyorduk çünkü bir keresinde
külahta dondurma satın alırken görmüştük onu,
dokuz yaşındaydık o zaman, en iyi arkadaşımın
evine gittim,
annesiyle babası genellikle içki içiyor olurlardı,
kapıyı açık bırakıp radyoda
müzik dinlerlerdi,
bazen annesinin eteği yukarı sıyrılır,
bacakları beni heyecanlandırırdı,
siyah cilalı ayakkabıları ve naylon çorapları
beni tedirgin eder, ürkütür,
ama bir şekilde de
heyecanlandırırdı -
kazma dişlere ve sıradan
bir yüze sahip olsa da.

on yaşına geldiğimizde babası
beynine bir kurşun sıkıp
intihar etti,
ama en iyi arkadaşım ve annesi
o evde yaşamayı sürdürdüler,
annesini elinde alış veriş
çantasıyla yokuşu tırmanırken görür,
onunla birlikte yürümeye başlardım
bacaklarının ve kalçalarının
bir arada işleyişlerinin hayli farkında,
her zaman sevecen konuşurdu benimle,
bir keresinde oğluyla birlikte kiliseye,
günah çıkartmaya gitmiştik,
rahip şişman ve iyi bir kadınla birlikte
kilisenin arkasındaki
küçük evde
yaşıyordu.
ziyaretine gittiğimizde
her şey sıcak ve rahat görünmüştü bana
1930 yılında
çünkü
dünya çapında bir buhran yaşandığını,
deliliğin ve hüznün ve korkunun neredeyse
her yerde olduğunu
bilmiyordum.

~CHARLES BUKOWSKI
Bir Tek Ben Miyim Böyle Yaşayan?…
ateşin içinde ne denli iyi~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Dunya bir eglence ve oyun yeri degildir.

~Ibni Sina~

- - - - - - - - - - - - - - - -

İdrak eden kişinin gözünde insan, kırmızı yanaklı bir hayvandır; insan sık sık utanmak zorunda kalmış bir hayvandır.

~Friedrich Wilhelm Nietzsche
(d. 15 Ekim 1844 - ö. 25 Ağustos 1900)
Ahlâk ve değerler sisteminin kuruluşuna yönelik bir temel çerçevesinde
çağının kültür, din ve felsefe görüşlerini eleştiren nihilist Alman düşünür, filolog.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Güneşte

~Çünkü saatler dardır, her şeyi almaz
Güneşte çözülür ve kayarlar bir yana.
Mısırlar güçlükle büyürken yağmursuzluk
Kaygılandırır dilsiz bahçıvanı.
Sessiz kuşlar, bir keçi, ağır iğde ağaçları.
Bir araba geçti incelmiş yoldan
El salladı biri, belki tanıdık,
Belki değil, süreksizliğin eşanlamı.
Ve denizin yorgun çağındaydı çocuklar
Çığlıkları titretir balkondaki sarmaşığı,
Çünkü dardır saatler, sığmaz biraraya
Dalgınlık, deniz ve sardunya.
Rüzgâr alıp götürdü balıkçı teknelerini
Uzaktaki kılıçlara, ki bilemeyiz
Hangi derinlikte dölleyerek denizi
Gidiyorlar öyle ağırbaşlı, doğuya.

Ve ocaktan çorbanın kokusu geldi demin
Burun deliğine kedinin ve köpeğin.
Rafta kitaplar, mavi bir şişe ve gül
Donmuş kalmışlar tek başlarına.
Duvarda bir resim, resimde kalabalık
Köy alanı, çocuklar, çember ve zaman.
Breughel nasıl da toplamış bunca
Ortaklığı ve uyumu biraraya,
Çünkü saatler dardır, sığdırılmaz.
Güneşte her şey çözülür gider bir yana.

Melih Cevdet Anday~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Aman tanrim, uzaylilar !
Beni yemeyin, karim ve cocuklarim var.
Onlari yiyebilirsiniz !

~Hommer SIMPSON
Postmodern cagin buyuk dusunuru.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ayın üzerinde ayak izleri bulunuyorken bana asla gökyüzünün sınır olduğunu anlatma.

~Anonim~

- - - - - - -







- - - - - - -

Arthur_Conan_Doyle-Kizil_Saclilar_Kulubu.epub
Icimizdeki_Tehlike.pdf
SELIM_SAVAS_KARAKAS-Deprem-Kiyametten_Sonra.epub
Marcel_Proust-Kayip_Zamanin_Izinde_7-Yakalanan_Zaman.epub
Yunus_Emre_Divani-Yunus_Emre.epub
Oguz_Demiralp-Kor_Okur.epub
Gungor_Dilmen-Askimiz_Aksaray_in_En_Buyuk_Yangini.pdf
Turhan_Oguzbas-Ispanyol_Meyhanesinde_Seni_Aradim.pdf
Dostoyevski-Ecinniler_III.epub
c7-STEADY-STATE_EQUIVALENT_CIRCUIT_AND_PERFORMANCE.pdf
Jurnal_II-Cemil_Meric.epub
Arnold_WESKER-MERHAMET.doc
2013_TDK_Yazim_Kilavuzu.pdf
Mehmet_Baydur-Kadin_Istasyonu.pdf
Sevim_Burak-SAHIBININ_SESI.pdf
Osmanli_Devleti_1300-1600-Cesitli.epub
Johannes_Schiltberger-Turkler_ve_Tatarlar_Arasinda_1394-1427_.epub
Caglar_Simsoy-Ya_Ata_Bin_Ya_Karincaya.epub
Karekok_Yayinlari-LYS_Cografya_Denemeleri.pdf
TurkSoylenceSozlugu.pdf
Eoin_Colfer-Artemis_Fowl_2_Kuzey_Kutbu_Macerasi.epub
Jean_Paul_Sartre-Kirli_Eller.pdf
Richard_Brautigan-Yani_Ruzgar_Her_Seyi_Alip_Goturmeyecek.epub
Ilhan_Selcuk-Dusunuyorum_Oyleyse_Vurun.pdf
Ahmet_Umit-Kukla.pdf
Anton_Cehov-TUTUNUN_ZARARLARI.docx
ney_metodu_009.pdf
Cours-de-Grammaire-Englaise-by-Bobadz.pdf
T_m_Hastal_klar_n_Zihinsel_Nedenleri_-www.FindukForum.com-_64._s..pdf
TURK_DILINDE_MANTIKSAL_ANLAMSAL_VE_SOZEL_DIZILER-YUKSEL_GOKNEL.pdf

- - - - - - -

"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -

OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder