24 Nisan 2020 Cuma

ALINTIDIR : EMEKLİ MAAŞI...

İstanbul Gurubu, Pelikancılar, Menzilciler falan derken, işte böyle altta kalan gariban oluyor.

Yalnız bana da şunu söylemek düşüyor.
Gariban da gariban olmasaymış.
18  yılda 5 genel, 4 yerel seçim, bir cumhurbaşkanlığı, bir referandum oylaması yapıldı.
Oyunu bu şekilde kullanmasaydı.
Demokrasi güzel şey.
Adama 18 kere sormuşlar.
O da yalana, dolana, entrikaya, hile ve desiseye, iftiraya, yalancı şahitliğe kısacası bilinen her türlü ahlaksızlığa oy vermiş.
Şimdi de ovunuyor.

Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  




================================

ALINTIDIR : EMEKLİ MAAŞI...

Emekli maaşına el konulduğu için 7 yıldır hukuk mücadelesi veren Recep Peker Yargıtay'ın önünde kendini yakmış.

Emekli maaşına haciz konulamayacağını icra memuru bilir bankalar bilir haczi uygulayanlar bilir davaya bakan hakimler bilir icra uygulayan taraf avukatları bilir ama yasaya rağmen konulan haczin kaldırılması 7 yıl sürer.

Çünkü bizde yargı işlemez. İlk yumruğu vurup yere düşüren kazanır. Vuran vurduğuyla kalır.

Çünkü bizde icra daireleri özelleştirilmiştir. Adli yıl boyunca tek bir icra dairesiyle çalışması yönetmelikle hükme bağlanmış avukatlar çalıştıkları icra dairesi memurlarını besler verdikleri avanta oranında icra memurlarının da amiri olur. Avantayı cebe indiren icra memuru yaptığı iş yasal mı değil mi bakmaz. Yasa dışı işlemi uygular. Çünkü kendisinin bir sorumluluğu yoktur.

Hele icra takibi yapan banka ise aynı icra dairesinde binlerce işlem yaptıkları ve bol avanta dağıttıkları için icra memurları banka avukatlarının kulu kölesidir. Emri şak diye alır işlemi tak diye yaparlar. Yasalara uygunmuş değilmiş hiçbir önemi yoktur.

Yapılan işlem yasa dışı diye uğraşan borçlu İcra Mahkemesinde dava açar mahkeme ilk duruşmayı 6 ay sonraya verir. Yapılan haksızlığı gidermek için yıllarca uğraşır.

Yargıda hak aramak ise ücretlidir. Dava açmak avukat tutmak parayla olur. Para da yetmez yıllar süren dava sürecinde dayanacak güç gerekir. Bazen para ve dayanma gücü de yetmez tanıdık veya avanta gerekir. Çünkü bizde mahkemelerin haklı olandan yana karar verdiği istisnadır.

Tüm bunlar bir araya gelince de adaleti bulamayan vatandaş kendini yakar.

Kendini yakarak acı içinde ölmeyi seçmek intiharlar arasında en korkuncudur. Çaresizlik öfke ve umutsuzluk durumunda karşı tarafa da acı vermek için uygulanan bir yöntemdir.

Adalet bulamayan Vatandaş kendini yakarak ölmeyi seçerken çay toplayıcısı yargı mensuplarının düğmesiz cübbeleri ile adli yıl açılışında koca koca nutuklar atması ise komediden ibarettir.



================================

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Milli his ile dil arasindaki bag cok kuvvetlidir.
Dilin milli ve zengin olmasi milli hissin gelismesinde baslica etkendir.
Turk dili dillerin en zenginlerindendir.
Yeter ki bu dil suurla islensin.
Ulkesini yuksek bagimsizligini korumasini bilen Turk milleti dilini de yabanci diller boyundurugundan kurtarmalidir.

Gazi Mustafa Kemal ATATURK

- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI

185. DININ HALK VE HUKUMDARLAR UZERINDE KOTU ETKILERI

Insanin anlayisina sigmayan sey, insanlara gore degildir. "Metafizik" olan sey, fiziksel yaratiklar icin degildir. Akil erdirilemeyen sirlar, sinirli zekalar icin yapilmis degildir. Bunlari anlamak icin kudretli deha cabalari mi gerekir? Ilahiyatcilar, anlasilmazligini bizzat teslim ettikleri konular uzerinde, aralarinda cekisecek kadar deli iseler, bu durumda, toplum da onlarin delice cekismelerine katilmali midir? Birkac inatci hayalcinin hayallerine deger vermek icin, kavimlerin kaninin akmasi mi gerekir?

Ilahiyatcilari engellerinden ve kavimlerin batil dusuncelerinden kurtarmak cok zorsa, herhalde bir tarafin aykiriliklarinin, oteki tarafin budalaliklarinin kotu etkiler olusturmasina engel olmak cok kolaydir. Herkesin istedigi gibi dusunmesine izin verilsin, ancak gorusleri yuzunden baskalarina zarar verme izni kimseye verilmesin.

Eger milletlerin baskanlari daha adil, daha akli basinda olsaydi, ilahiyatcilarin tartismalari, genel guvenligi, fizikcilerin, tabiplerin, dilbilginlerinin ve elestirmenlerin tartismalarindan daha fazla ilgilendirmezdi. Teolojik cekismelerin devletler icin ciddi sonuclar ortaya cikarmasi, hukumdarlarin zorbaligi yuzundendir. Hukumdarlar ilahiyata karismaktan uzak olunca, ilahiyatcilarin cekismelerinde korkulacak bir sey kalmaz.

Dinin onemini ve yararini bize bu kadar cok ovenler, dinin yaptigi etkileri ve teolojinin tartismalarinin hammallara, zanaatkarlara, ciftcilere, hariplere, kadinlara ve buyuk sehirleri dolduran bozuk ahlakli bircok usaga ne yarar saglayabildigini bize gostermeliydiler. Bu tur kimselerin hepsi dindardir. "Komurcu imani" denilen basmakalip imana sahiptirler. Papazlari, onlarin adina inanir, itikat eder. Onlar da rehberlerinin mechul itikatlarina sozle katilirlar; dini ogutleri dikkatle dinlerler; dini ayinlerin uygulanmasinda duzenli olarak hazir bulunurlar. Ta cocukluklarindan beri uymalari soylenen buyruklarin birine karsi cikmayi, buyuk bir cinayet sayarlar. Butun bunlarin ahlaka ne yarari olur? Iyilik ve ahlak hakkinda hicbir fikirleri yoktur; her turlu dolandiriciliklari, hilekarliklari, gasplari ve yasanin cezalandirmadigi her turlu suistimali kendilerine mubah saydiklari gorulur.

Gercekte, dinleri hakkinda, halkin hicbir fikri yoktur; din olarak adlandirilan sey, bilinmeyen goruslere ve sirlara bulasmis islere kor bir bagliliktan baska bir sey degildir. Fiilen, halktan dinini koparmak, ondan hicbir sey koparmamaktir. Eger onun batil fikirlerini sarsmaya ya da yok etmeye erisilmis olunsaydi, karsiliksiz calismayan rehberleri hakkindaki tehlikeli guvenleri azaltmaktan ya da yok etmekten ve din bahanesi altinda, kendisini cogu kez pek kotu asiriliklara yonelten kimselere guvenmemeyi ogretmekten baska bir sey yapilmis olmazdi. Egitmek ve ogretmek bahanesiyle, din, insanlari kotulukte ve cehalette tular ve en cok ilgileri olan seyleri ogrenme istegini bile onlardan koparir. Halk icin, rahiplerinin kendilerine gostermek istedigi yaratilis kuralindan baska bir kural, baska hareket cizgisi yoktur. Din, her seyin yerine gecer; ancak kendisi de karanlik oldugundan, bilimin ve mutlulugun yolunda insanlara rehberlik etmekten cok, yollarini kaybettirmeye yarar. Maddiyat, maneviyat, yasama, siyaset, onlar icin anlasilmaz muammalardir. Batil dini dusuncelerin kor ettigi insan, kendi icerigini bilmek, bilim ve muhakemesini egitmek, deneyler yapmak imkansizligi icinde, kendi gorusune uymayinca, gerceklerden yilginliga duser. Her sey, halki sofu yapmaya yardim eder, ancak onlarin aciyan, akilli, erdemli olmalarina her sey muhalefet eder. Din, gorunur ki, insanlarin yureklerini ve zekalarini daraltmaya ozgudur.

Rahiplerle butun asirlarin en iyi zekalari arasinda hep kalici olan kavga sundandir: Her donemde, insan zekasini sonsuza kadar kucuk tutmak iddiasinda bulunduklarini, hurafenin kusatmak istedigi engelleri, egemenler gormuslerdir. Hurafe, insan zekasini ancak efsanelerle isgal etmistir. Hurafe, insan zekasini korkutma ve yildirmalar altinda ezer; ilerlemesine engel olan hayaletlerle korkutur. Kendisi olgunlasmaya yeteneksiz oldugundan, ilahiyat, gercek bilginin ilerlemesine karsi, asilmasi olanaksiz engeller olusturur. Ilahiyat; milletleri ve baskanlarini, gercek cikarlarina, iliskilerine, gorevlerine, iyi islerde bulunmalarina karsi derin bir cehalet icinde tutmaktan baska bir seyle ilgilenmez. Ahlaki belirsizlestirmekten, ilkeleri keyfilestirmekten, ahlaki tanrilarin ya da gosl eri cilerinin keyif ve duygularina bagli kilmaktan baska bir sey yapmaz. Insanlari yonetme sanati, milletleri goksel belalari olan esrarengiz bir zorbaliga donusturur; hukumdarlari adaletsiz ve utanmaz zorbalara, kavimleri ise hudaventlerinin teveccuhune hak kazanmak icin ahlaki ayaklari altina alan cahil esirlere donusturur.

- - - - - - - - - - - - -
Ille de gercekten savasiliyor olmasi gerekmez belirleyici bir zafer mumkun olmadigindan, savasin nasil gittigi de onemli degildir.
Gerekli olan tek sey, bir savas halinin var olmasidir.

George Orwell1984

- - - - - - - - - - - - -
Mutlak guc mutlak bir sekilde cururse Tanri ne hale gelir?

DAACON,GEORGE (tarih bilinmiyor) Kanadali gazeteci.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner

- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder