ÖZDEMİR İNCE: İLHAM PERİSİ HİTLER DÖNEMİ
04 Mart 2022 Cuma
Hitler'in III. Reich dönemiyle ilgili kitapları dikkatle okurum, filmleri mutlaka izlerim… Bir ulus neden bu denli sefilleşir, bu denli sürüleşir ve aklını yitirir sorularına yanıt ararım… Kendimce bulurum da: Benzer nesnel (objektif) ve öznel (sübjektif) koşullar oluştuğu zaman her ulus, her halk bu duruma düşebilir. Düşebilir de, doğal siyasal insanın kerizmatik insana dönüşmesindeki o kimyayı mutlaka anlamak zorundayız. Ama "hangi" nedene girerse girsin "düşüş" ve "kurtuluş" liderin niteliğine bağlıdır. Yani M.K. Atatürk ile Aldolf Hitler farkına… Ne yazık ki bu öyküde Hitler bir tane değil.
***
Son okuduğum kitabın adı: HİTLER, Demokrasiden Diktatörlüğe; yazarı Şükrü Ülker, yayınevi SİA. Bu kitaptan alıntılar yaparak derdime bir çare arayacağım:
BAKIN, HİTLER HALKI VE YURDU YIKIMDAN NASIL KORUYOR!
"Hitler'in 30 Ocak 1933 günü Şansölye koltuğuna oturmasının üzerinden bir ay geçmeden 27 Şubat'ta parlamento binası yandı. 28 Şubat'ta tüm özgürlükleri kısıtlayan 'Devletin ve Halkın Korunması' kararnamesini Hindenburg imzaladı, yürürlüğe girdi. 19 komünist milletvekili tutuklandı. Komünist Parti'nin faaliyeti askıya alındı. Sosyal Demokrat Parti'den 12 parlamenter de tutuklananlar arasındaydı." (s.123)
"5 Mart günü tekrar seçim yapıldı. Bu sefer parlamentodaki sandalye sayısı 647'ye yükselmişti. Alman halkı, gene Hitler'in Nazi Partisi'ne sandıkta da parlamentoda da çoğunluk vermedi. Oy oranı %43.91'de kaldı. Nazi Partisi 288, Hugenberg'in partisi 52, Merkez Parti 73, Sosyal Demokrat Parti 120 ve Komünist Parti 81 milletvekili çıkardı. 324 milletvekili salt çoğunluktu. Hitler ve Hugenberg'in partilerinin üye sayısı toplamı 340 oluyordu. İki parti koalisyon kurdu. Hitler gene Şansölye idi." (s.123)
"Hitler'in stratejisi, yıkmak istediği Weimar Cumhuriyeti'nin kurallarına göre adımlar atmaktı. Oyun bu kurallara göre oynanmalıydı. Cumhurbaşkanı Hindenburg destekli (25+48+53) kararnameler yerine, parlamento yasa çıkarmalıydı." (s.123)
EYVAH YOKSA DİKTATÖRLÜK MÜ GELİYOR? YOK CANIM SEN DE...
Seçimlerden on gün sonra 15 Mart'ta Şansölye Hitler'in kabinesi ilk toplantısını yaptı. "Halkı ve Yurdu Yıkımdan Koruma Yasası" (Gesetz zur Behebung der Not von Volk und Reich) tasarısı Bakanlar Kurulu'na sunuldu. Beş maddelik bir yasa tasarısıydı.
Birinci maddede Hükümete federal parlamentonun (Reichstag) onayı olmadan kanun yapma yetkisi tanınıyordu. (s.123)
İkinci madde ile federal parlamento ve eyalet temsilcilerinden oluşan Devlet Yönetimi Temsilciler Konseyi (Reichsrat) etkilenmediği müddetçe çıkacak kanunlar anayasaya uygun olmayabilecekti. Cumhurbaşkanının yetkileri değişmiyordu.
Üçüncü maddeye göre kanunlar Şansölye tarafından hazırlanacak, Resmi Gazete'de yayımlandığı gün yürürlüğe girecekti.
Dördüncü maddeye göre, yabancı ülkelerle yapılan antlaşmaların yürürlüğe girmesi federal parlamentonun onayını gerektirmeyecekti.
Beşinci maddeye göreyse hükümette değişiklik olsa bile bu değişikliğin federal parlamento tarafından onayı şartı yoktu. Bu yasa Nisan 1938 tarihine kadar geçerliydi. (s.124)
Bu yasa hükümleri, Weimar Cumhuriyeti'nin Almanya'da yarattığı özgürlüklerin ve demokrasinin sona ereceğinin işaretiydi. Çünkü hükümete verilecek yetkileri Hitler istediği biçimde uygulama olanağına kavuşuyordu. Her türlü toplantıyı, gösteriyi yasaklayabilecek, gazeteleri kapatabilecek, sansür uygulayabilecekti. Devletin yapısını değiştirebilecekti.
Dış politikada kararları tek başına alabilecekti. Vergi sisteminden, mali politikalardan söz etmeye hiç gerek yok. Bunlar ufak tefek işlerdi.
Böylece Alman toplumunun ekonomik ve sosyal yaşamının nasıl olacağını, devletin iç ve dış politikalarını Hitler tek başına kararlaştırıp yönlendirecekti.
Hitler'in Weimar Cumhuriyeti'nin anayasasını değiştirmek gibi bir derdi yoktu. Anayasa değişmiyordu ama çevresinden dolanılacaktı. Bu anayasanın tanıdığı siyasi özgürlüklerden yararlanarak iktidara gelmişti. Ama iktidardayken kendisini iktidara taşıyan anayasanın elini kolunu bağlamasını istemiyordu. (s.124)
Hazırlanan bu yeni yasa tasarısı federal parlamentoda kabul edildiğinde, Weimar Cumhuriyeti'nin ruhuna Fatiha okunacaktı. Hitler, tek başına alacağı kararlar için yasal kılıf hazırlıyordu. İmzalayacağı her karar yasa olacak ve bu şekilde yasal bir çerçeveye oturtulacaktı. Evrensel ve ulusal hukuka uygun muydu o başka bir konu. (s.125)
***
"O bir başka konu"yu bizim memlekette Devletlü ve Şevketlü Devlet Bahçeli halletmiş idi...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder