31 Aralık 2016 Cumartesi

Dr. Noyan UMRUK : OKULUMA KIYMAYIN EFENDİLER! KULELİ, BOĞAZIN DAYANILMAZ ÇEKİCİLİĞİ VE YAŞAYAN MÜZELER…

 


Dr. Noyan UMRUK : OKULUMA KIYMAYIN EFENDİLER! KULELİ, BOĞAZIN DAYANILMAZ ÇEKİCİLİĞİ VE YAŞAYAN MÜZELER

Yazmıştık… Hikaye eski ve uzun solukludur…

Maliye Bakanlığı Teşkilat yasasında Vergi Denetim Kurulu ile ilgili değişikliği öngören kararnamenin içine mutat üzere "torba yasa" manipülasyonu ile sessiz sedasız bir madde sokuşturulmuştu. Bu madde ile Hazine arazi ve emlaki üzerinde imar yetkisi neredeyse tamamen Maliye Bakanlığına verildi. Maliye, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşınmazları farklı projeler için değerlendirebilecek; plan değişiklikleri belediyeler 3 ay içinde onaylamazsa Milli Emlak re' sen onaylayabilecek.

Bir Maliye yetkilisi değişikliğin gerekçesini şöyle izah etmişti: Bugün İstanbul'da Boğaz'a nazır birçok kamu binası bulunuyor. Kamu kuruluşları, bu binalar yerine, yine kent içinde farklı bir bölgede de faaliyetini sürdürebilir. Boğaz'a nazır kamu binalarının bulunduğu alanların bir bölümü, imar planı değişiklikleriyle otel alanına dönüştürülüp, astronomik bedellerle satışa çıkarılabilir.

İşte şimdi gün o gündür…

İsyancılar bu fırsatı , As. Okulların kapatılmasını, Kuvvet k.lıklarının MSB.lığına bağlanmasını öngören kararname ile altın tabakta rant lobisine vermişlerdir…Şanlı Yuva Kuleli'inin üzerine kara bulutlar dolaşıyor…

Kuzey Ormanları, HES'ler, kentsel dönüşüm ve nevi şahsına münhasır özelleştirmelerden sonra sıra Boğaz'daki eğitim-öğrenim, kültür ve aydınlanma yuvalarına gelmiştir...

Geçtiğimiz yıllarda binlerce Voksvagen araba hatalı çıktı. Biraz da komplo teorileri ile açıklanan bu olay sonucu Voksvagen fabrikaları kapatılmadı; hatalı araçlar toplatıldı; fabrikalar hatalarını gidererek üretimlerini daha da güçlü biçimde sürdürüyorlar…

Gelişen durumlara önlem almada ne zaman öfkeyle kalkıp, zararla oturmamayı öğreneceğiz…

"MEKTEB-İ ŞAHANE-İ KULELİ"

Gözleri şimdi, tarihi, Şehr-i İstanbul'un fethedildiği 1450' li yıllara dayanan, önce kışla, 1846' dan itibaren de Askeri Lise olarak hizmet veren, 7 asırlık tarihi dokusu, yaklaşık 2asra yakın eğitim yuvası geçmişiyle Boğazın nadide gerdanlıklarından Kuleli 'de... Kuleli, Galatasaray, Kabataş gibi asırlık irfan yuvalarını değerlendireceklermiş… Telaşa lüzum yokmuş, nereden çıkıyormuş efendim Kulelinin Brunei Sultanına saray olarak satılması falan… Henüz düşünmekteymiş hazretler… Tartışmanın ne sakıncası varmış, geri kafalı olmamak lazımmış.(Ne yazık ki; 6-7 yıl önce konuyu gündeme getirdiğimizde(1) bazı dostlar da böyle tepki vermişlerdi…) Müze falan da yapabilirlermiş… Bunlar zaten "Yaşayan Müzeler" beyler... Ne hikmetse, hep böyle başlıyor bu iş bağlamalar... Yöntem bu…"Kurbağayı kısık ateşte pişireceksin"… Asıl niyet, boğazın tümü ile bol yıldızlı otellere peşkeş çekilmesi. Oralarda bu ülkenin çocukları okuyor, okumalı beyler… Onlar sizin o bol yıldızlı otellerinize giremezler…

KURTLAR SOFRASI

Ne yazık ki; toplumsal, ulusal, tarihi değerlere saygı ve özen gösterme gibi erdemler gözünü hırs bürümüş rant lobisi için bir şey ifade etmiyor. Fırsat bu fırsat… Birilerine trilyonlarca liralık rantlar sağlayıp, bundan sebeplenmek için bundan elverişli ortam mı olur?

İstanbul gibi tarihi kentlerin kimliğini, fiziki ve sosyal dokusunu oluşturan nostalji, vefa, kadir, kıymet bilirlik gibi duygu ve birikimlerden, tanrı vergisi güzelliklerin ayırdında olmaktan bu denli yoksun olmaktan ne zaman kurtulacağız?

YAŞAYAN MÜZELER

Örneğin; İngiltere'de Eton Kolejini, geçmişi 8nci yy.a uzanan Oxford'u ya da Cambridge'i, Fransa'da Sorbon'u, İtalya' da La Sapienza'yı satmaya, otel yaptırmaya bir kalkın bakalım, değil İngiltere, Fransa, ya da İtalya bütün Avrupa ayağa kalkar. Çünkü buraları irfan yuvaları olmaları yanında, tarihsel fiziki mekânları, kokuları, ağaçları, bahçeleri, yemekhaneleri, yemekleri, havuzları, spor alanları ile yaşayıp, giderek tarihi, görsel güzellik ve değerleri olan "Yaşayan Müzeler"e dönüşmüşlerdir.

NE YAPMALI?

Kendisini almaya geldiklerinde arkasında kimseyi bulamayan rahibin fıkrasını biliyorsunuz değil mi?

Kabataş Lisesi, Anadolu Denizcilik Meslek Lisesi ve Yüksek Denizcilik Meslek Okulu, Kandilli Kız Lisesi dernekleşerek, bir platform oluşturmuşlar. Galatasaray Üniversitesi ise zaten örgütlü.

O halde; sesli düşünürsek:

-Başta Kuleli mezunları olmak üzere İstanbul ve özellikle Boğaz'daki diğer bilim, eğitim ve kültür yuvaları da, kendi platform ya da derneklerini oluşturmalarından,

-Bunların dayanışma ve işbirliğine giderek güçlü ve yaygın tepki gösterecek kamuoyunu oluşturaca için bir üst platformda birleşerek demokratik karşı çıkmalarından başka çare yok …

Yazık, aksi takdirde kuzular kurtlara teslim edilmiş, tarihi kimliklerimiz kazınmış olacak …

(1)Umruk;"Yaşayan Müzeler", AYDINLIK G. 21.06.2009

 
a45UyF587661-160910155051 Oraj Poyraz At Alpinaasia oraj_poyraz@alpinaasia.com
2016/09/10  20:20 2  65  islamvebilim@googlegroups.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo LiteCoin URL:   LTtsCJ2mLUXLLs8v5US8w5zQeq66eakPtU

NameCoin URL       :  N7wbJyxqoueznDHu9tnu56y1V7B9P1Phs4
FeatherCoin URL     :  6rHGzeMefFvzqmBM5VNqmUziCxtga4wpDs
TerraCoin URL        :  1GQFs8GpaTXxoeTAsGmo56WNfYSZRy2mBD

PeerCoin URL         :  PMeBpz6X9RRLQxdFs5Jws5JwFec3Mzen8q6Twg





Avukat Ece Güner Erdoğan’ın Sahip Olacağı Yetkileri Anlatmış. Korkutucu!

Tiran (Yunanca: τύραννος, tyrannos):
Hukuk ve anayasa kurallarından bağımsız bir yönetim biçimi sergileyen önder. Terimin kökeni Klasik Yunanistan'a dek uzanmaktadır.
Platon ve Aristoteles'e göre; aldığı kararlarda hukuk dışına çıkan, egemenliği altındakilerden çok kendi hakkını gözeten, başkalarına olduğu kadar kendi halkına da şiddet gösterenler tiran olarak tanımlanır.

Despot:
1. isim Bir ülkeyi zora ve baskıya dayanarak yöneten kimse
2. Her istediğini ve dilediğini yaptırmak isteyen kimse, tiran
3. sıfat Zorba

Otokrat:
Otokrasi, monarşinin bir çeşididir. Yönetici, bütün siyasî yetkileri tek başına elinde bulundurur. Fakat monarşinin aksine yönetim miras yoluyla kalmamış kişi tarafından ele geçirilmiştir.

Otokrat (buyurgan) rejimlerin temel özelliği, yönetimlerin halk adına karar vermesi, iyi, doğru ve güzel olanları dayatması, buna karşın halkın sorunlarını çözümlemeyi de üstlenmesidir.

Demokrat (katılımcı) rejimlerin temel özelliği ise halkın kendisi için iyi, doğru ve güzel olanlara karar vermesi, sorunlarının çözümlerini kendisinin üretmesi, yönetimlerin de bu çözümlerin hayata geçirilmesi için -varsa- engelleri ortadan kaldırmasıdır. Demokrasilerde, toplumun sorunlarına karşı ürettiği çözümlerin yönetimlere iletilmesi için temsilcilerini kullanması, bu rejimlerin belirgin özelliğidir.

Diktatörlük:
(Latince: dictatura), otokratik bir hükûmet biçiminde, yönetimin diktatör olan tek bir birey tarafından yönetilmesi türüdür.[1] Genellikle üç olası anlamda kullanılır.
Roma Cumhuriyeti'nde siyasi bir makam olan Roma diktatörü. Örneğin MÖ 2. yüzyılda yaşayan Romalı General Lucius Cornelius Sulla buna bir örnek olarak gösterilebilir.
Hükûmet yönetimindeki tek bir kişi veya küçük bir grup tarafından denetlenebilen insanlar. Bu durum zor kullanılarak veya miras yoluyla edinilmiş olabilir. Bu tür diktatörler halklarını özgürlüğe kavuşturmaya çalışmış veya kavuşturmuş olabilir.
Günümüzdeki kullanımında ise; Diktatörlük, hukuki olarak anayasalarda veya devlet içerisindeki diğer politik ya da sosyal faktörler tarafından sınırsız bir liderlik imkanları kazanan, otokraside mutlak üstünlüğü bulunan yöneticilerdir.[1]

20. yüzyıl ve erken 21. yüzyılda aile diktatörlüğü göreceli bir şekilde kalmıştır. Bazılarına göre ise totalitarizm türündeki bir yönetim biçiminde hükûmete veya yöneticilere diktatörlük kaynağının nereden geldiği, o diktatörlüğün tanımlanmasına kaynak oluşturmaktadır.

Tüm anlamlarda diktatörler, toplumdaki insanların rızaları olmadan;

    birden fazla yaşam tarzı ve görüşü sağlamayarak çoğulcu bir yapıda bulunuyor olabilir,
    insanların hayatını her yönüyle kontrol ediyor olabilir,
    tamamen tek bir insandan gelen güç doğrultusunda kontrast bir yönetim sağlıyor olabilir,
    hedeflerine ulaşmak için her türlü meşru ya da gayri meşru yöntemleri kullanıyor ya da savunuyor olabilirler.[1]

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA       




Avukat Ece Güner Erdoğan'ın Sahip Olacağı Yetkileri Anlatmış. Korkutucu!

Avukat Ece Güner Toprak Anayasa değişikliği teklifi ile Tayyip Erdoğan'ın hangi yetkileri ele geçireceğini çarpıcı bir tabloyla ortaya koydu. Avukat Ece Güner Amerika'daki başkanlık sistemi ile AKP'nin getirmek istediği sistemi de bir tabloyula kıyasladı.

Başkanlık sistemi, devlet yönetiminde tek bir kişinin başkanlığında hükûmet etme ve devleti yönetme esasına bağlı siyasi sistemdir. Başkanlık sisteminde yasamanın yürütmeyi fesh etme yetkisi yoktur.

Yasama, yürütme ve yargı organları arasında kesin bir ayrıma ve dengeye dayanan, yasama ve yargı organlarının demokratik denetimi içinde, yürütmenin iktidar olanaklarını genişleten bir hükûmet sistemidir. Başkanlık sistemi, Başkanlık hükûmeti sistemi olarak da adlandırılmaktadır.

Başkanlık sistemi uygulandığı kimi ülkelerde yolsuzluk, otoriterlik, nepotizm (tanıdık kayırma), diktatörlüğe araç olma ve çoğulculuk karşıtı uygulamalar gündeme geldiğinde eleştirilerin ana odağı olmaktadır. Başkanlık sisteminin bulunduğu kimi ülkelerin yolsuzluk, nepotizm ve otoriterliğin aşılabilmesi amacıyla başkanlık sisteminden parlamenter sisteme geçtiği örnekler bulunmaktadır. Başkanlık sisteminde, üst düzey atamalar, anlaşmalar, bütçe, veto, yüce divan yargılaması gibi yasama ile başkan arasında fren ve denge araçları bulunmaktadır.

Başkanlık sistemiyle yönetilen ülkeler genellikle cumhuriyet olduğu için devlet başkanları Türkçede cumhurbaşkanı olarak adlandırılır: İran Cumhurbaşkanı, Güney Kore Cumhurbaşkanı gibi. Yalnız Amerika Birleşik Devletleri de bir cumhuriyet olmasına rağmen, ülkenin resmî adında cumhuriyet geçmemesi sebebiyle ABD cumhurbaşkanı çoğunlukla sadece başkan olarak adlandırılır.

Kaynak.



http://www.aylakkarga.com/avukat-ece-guner-erdoganin-sahip-olacagi-yetkileri-anlatmis-korkutucu/

 
a45UyF587661-161231153539 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/12/30  21:26 2  65  alelma@yahoogroups.com


 


Askin gelisi aklin gidisidir.

Antonie Bret

Resulullah sav buyurdular ki:
Kim tavla oyunu oynarsa elini domuz kanina bulamis gibi olur.

Kutubu Sitte 5337

Benim dinselligim, kendini az biraz, bizim zayif ve gecici olan anlama yetimizle anlayabilecegimiz kadariyla, ortaya koyan, sonsuz yuksek tine alcakgonullu bir hayranliktan ibarettir.
En yuksek oneme sahip olan ahlaktir, ama bizim icin, Tanri icin degil.

My religiosity consists in a humble admiration of the infinitely superior spirit that reveals itself in the little that we, with our weak and transitory understanding, can comprehend of reality.
Morality is of the highest importance but for us, not for God

Albert Einstein; from Albert Einstein the Human Side, Helen Dukas and Banesh Hoffman, eds., Princeton, New Jersey: Princeton University Press, 1981, p.66.


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo







-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Teori ve Yasa kavramları

 


Teori ve Yasa kavramları

BENZERLİKLER VE FARKLILIKLAR

1- Yasalar da, teoriler de yanlışlanabilir olmalıdır.(Bir veriye bilimsel demek için yanlışlanabilir olması unsuru olmazsa olmazdır)

2- Yasalar belirli koşullarda doğanın ne yapacağını tanımlar, teoriler doğadaki bir olgunun yada olguların nasıl işlediğine "açıklama" getirirler.

3- İkisi de matematiksel olarak temellendirilmiştir.
Kanunlar genellikle; sadece kısa ve özlü matematiksel ifadelere dayanırlar.

4- Teori kanun olmayı bekleyen bir kavram değildir.
İkisi farklı rollere sahiptir.
Aralarında bir hiyerarşi yoktur.

5- Teori bilimde "açıklama"nın zirvesidir.
İçinde yasaları barındırır.

6- Yasalar teorilerden daha iyi yada daha yukarıda bir konuma sahip değildir.

YASA

1- Tekrarlanan deneylerle sağlamlaşmış, ampirik bir "genelleme".

2- Belirli koşullarda nelerin gerçekleşeceğini söyleyen deneysel ve matematiksel ifade.

3- Kısa ve özlü matematiksel yada sözel ifadelerle ortaya konan bir dizi devamlılık gösteren gözlem.

TEORİ

1- Sözkonusu doğal olgu grubunu açıklayan geniş ve önemli birçok bilginin büyük bir sentezi.

2- Önemli kanıtlar bütünlüğü tarafından doğrulanmış bir yada bir dizi gözleme getirilen "açıklama".

http://pozitifateizm.wordpress.com/2014/08/03/teori-ve-yasa-kavramlari/


a45UyF587661-160217165316 Oraj Poyraz At Neomailbox cimcime@neomailbox.net
2016/04/30  10:20 2  65  undefined undefined egemen-turkiye@googlegroups.com


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/







30 Aralık 2016 Cuma

Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, ABD'nin Rusya kararını değerlendirdi

 


Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, ABD'nin Rusya kararını değerlendirdi

  • "Halep'i Esad'ın alması, Suriye'deki ateşkes, Astana'daki zirve ve bölge kontrolünün Türkiye ile Rusya işbirliğine geçmesi, ABD'nin askeri ve siyasi yenilgisidir."
  • " Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Amerika'nın Rus diplomatları sınır dışı etme kararının nedenini bu sözlerle özetledi. Pekin'e göre, Ankara ile Moskova arasındaki anlaşmalara PYD'de de terör örgütü olarak eklenmeli, sözde kantonlar dağıtılmalı."

30 Aralık 2016 Cuma 19:22

Eski Genelkurmay İstihbarat Başkanı Emekli Korgeneral İsmail Hakkı Pekin, Amerika'nın Rus diplomatları sınır dışı etme kararının nedenini bu sözlerle özetledi, Washington politikalarının Ortadoğu'da kaybettiğini vurguladı.

Pekin, Ankara ile Moskova arasındaki güçlenen işbirliğini de değerlendirdi, Astana'daki Suriye zirvesine PYD'nin katılmamasının olumlu olduğunu belirtti.

Türkiye, Rusya ve İran hattında kurulan işbirliği ağında PYD'nin de terör örgütü olarak ilan edilmesi gerektiğini savunan Pekin'e göre, sözde terör kantonları da dağıtılmalı

http://www.ulusalkanal.com.tr/gundem/emekli-korgeneral-ismail-hakki-pekin-abdnin-rusya-kararini-degerlendirdi-h136543.html

 
a45UyF587661-161230202016 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/12/30  21:26 2  65  alelma@yahoogroups.com


 


GARIPLIK
. . . . . .
Babam kirdi beni ilkonce babam
Dosttan gordum kahrin daniskasini
Nankor cikti iyilik ettigim adam
Sevdigim kiz da savdi sirasini
Bendim hayal ustune hayal kuran
Gozum kapali oldugu zamanlar
Benim basimi tastan tasa vuran
Sandigim gibi degilmis insanlar
Garibim dunyada garip nafile
Gelse boynuma dolansa da bahar
Kendi hos kendi masum sesinizle
Siz soyleyin garipligimi kuslar

Cahit Sitki TARANCI

Seleme Ibnu l-ekva (Radiy Allahu anh) anlatiyor:
resulullah (Aleyhissalatu Vesselamesselam) bir gazve sirasinda basimiza hz.ebu bekir (Radiy Allahu anh) i komutan tayin etti.
Bu seferde musriklerden bir gruba gece baskini yaptik.
Onlardan cokca olduruldu.
Ben kendi elimle yedi kisi oldurdum.
Bunlar, farkli ailelerdendi.
O gun parolamiz: ey mansur (yardim goren) oldur, oldur! idi
Ebu davud, cihad 78, (2596),102, (2638).

Levent Erturk : SIZIN DUYGULARINIZ GERCEK MI? EMIN MISINIZ?

En sonunda, insanin devredilemez sandigi her seyin bir degisim araci oldugu, alisverise konu edildigi ve devredildigi zaman gelmistir. simdiye dek ifade edilen ama asla takas edilmeyen; verilen ama asla satilmayan; edinilen ama asla satin alinmayan erdem, sevgi, inanc, bilgi, vicdan gibi degerlerin, kisaca her seyin ticarete dahil oldugu zamandir bu. Genel bir yozlasmanin, her seyin satilabilir olmasinin evrensellestigi ya da politik ekonomi diliyle konusacak olursak, maddi manevi her seyin pazarlanabilir bir deger haline geldigi ve gercek degerinin saptanabilmesi icin pazara getirildigi zamandir.
(karl marx)

***
Yukardaki satirlari ne zaman okusam, marx a buyuk adammissin demekten kendimi alamiyorum.
Gercek, cok acimasiz ve bayagi gorunebilir. Ama ortada bu tablo varsa, cozum yine ayni tablonun icinden cikacaktir. cagimiz artik bir reklam ve pazarlama cagidir. ustelik, metanin yani uretilebilen, gercek bir karsiligi olan somut urunun kendisinden cok; gercek olarak uretilemeyen her tur duygunun, erdemin, tutkunun, istegin pazarlanmasi daha fazla kazanc getirmektedir. urunun imaji, urunun kendisinden daha cok deger kazanmistir. uzerinde x firmanin logosunun oldugu bir ayakkabi diyelim ki 200 lira bedelle satilabilir. Ama o ayakkabinin temsil ettigi sosyal sinifa ait imaj dunyasi (diger imajlar ile birleserek) trilyonlarca lira kazandirir. Marx in ongorusu fazlasi ile gerceklesti. Her sey pazarlanabilir:

Bir savasta annesi ile birlikte olen cocugun resmi,
Bir insanin hayatindan 2-3 resim alinarak olusturulan tanitim,
Bir dinin ilk temsilcilerinin cektigi cileler,
Bir kahramanin idam sehpasindaki goruntuleri,
Ayni kahraman icin bestelenen sarki,
Bir depremde enkazin altinda kalan bebegin tanitimi ...vs

Ve elbette... sevgi, ask, cesaret, kahramanlik, fedakarlik, dindarlik, annelik, cocuk masumiyeti, doga sevgisi ...akliniza gelebilecek her tur duygu ustalikla pazarlanabilir ve pazarlanmaktadir; ustelik alicilari da cok fazladir.

Bir suru ah vah edebiyati ile dolu bos sozleri birakip, yasadigimiz dunyanin gercekligini en acimasiz sekilde gormek isterseniz, bu kitabi okuyun derim: jean baudrillard. Simulakrlar ve simulasyon .

Cagimiz bir sanal gerceklik cagidir, hatta o sanal gercekliklerin yeniden simule edilerek olusturuldugu hiper gerceklik cagidir. Sanal gerceklikte, gosterenin , yani imgenin gonderme yaptigi bir gerceklik vardir. ornegin bir gul imgesinin gonderme yaptigi gercek bir doga vardir. Hiper gerceklikte o bile yoktur. Hiper gercekligin imgeleri, gerceklikte hicbir karsitligi bulunmayan diger imgelere gonderme yaparlar ve bu durum boyle surer gider. Kendi kendini doguran anlam. Baudrillard bu durumu reklamlarda anlamin hicligi bolumunde cok guzel anlatmis.

Turkiye de ise durum daha da beterdir. Avrupa ve abd medeniyetlerinde carpikliklar olsa dahi, tum bu surecin alt yapisina sahip olan bir medeniyet, kendi icinden ciddi dusunurler ve cozumler cikarabilir. Oysa, bu bilimsel ve teknolojik sureci yasayamamis, hep ithal etmek zorunda kalmis, dolayisi ile felsefesini de gelistirememis bir ulkede verilen tepkiler hep alaturka, vicik vicik ucuz duygu edebiyati ve bol bol gozyasi ile cevrili olacaktir.

Neler oldugunu anlayamadi kucuk elif. Minicik bedeni soguk taslarin ustune yapisti. Cocuklugu, hayalleri, umitleri orda kaldi.

Yalan, yalan, yalan. Arka plandaki olumun ve acinin kendisi dogru olsa dahi, pazarlanmasi ve islenmesi bastan asagi yalan. Acinin simule edilmesi ve tekrar tekrar kullanilmasi cagimizin bir gercekligidir. Bir sure sonra, elif in bedeninin kendisi unutulur, geriye goruntusu kalir; hatta o bile unutulur, geriye bir kac parmak hareketi, iki uc photoshop posteri veya buna benzer sekilde ifade edilen protesto kirintilari kalir. Zaten o arada piyasaya yeni elif, osman, Ilker, funda goruntuleri gelir. Atolye her zaman hazirdir.

Bu durum, insanin kendine yabancilasmasidir ve kacinilmaz bir gercekliktir. Bir insanin diger bir insani oldurdugu bir durum, televizyonda canli yayinda sunuluyorsa ve ancak 2-3 dakikaligina, bir sofra basinda oylesine seyrediliyorsa, her tur gercek duyguya yabancilasma kacinilmazdir.
Simdi geliyorum asil aci verici soruya. Sorunun cevabini bana vermeyin, ben kimsenin yargici degilim. Sadece kendi vicdaniniza cevap verin.

Siz, kendi duygularinizin gercekliginden emin olabilir misiniz?

Ben emin degilim. Artik emin olamiyorum. Bu yuzden buyuk konusmak istemiyorum. Kimseyi elestirmiyorum, bu genel bir durum degerlendirmesidir.

Akliniza gelebilecek her seyin sanala donustugu bir dunyada, insan duygularinin da sanallasmasi kacinilmazdir. Bunda ayiplanacak hicbir sey yok. Zira hepimiz tv, sinema, basin, internet, cep telefonlari, etrafimizi saran milyonlarca ic alan (indoor) ve dis alan (outdoor) reklam araclari ile muthis bir bombardimana tutulmaktayiz. Sokaga cikip 1-2 saat dolastiginiz, sonra evde biraz tv seyrettiginiz ve internette iki uc mesaj yazdiginiz sakin bir gunde bile 25-40 bin arasi degisen reklam mesaji alirsiniz. Bunlarin tamamina yakinini farkedemezsiniz ama bilincaltiniza mesajlar pompalanir. Bunu butun reklamcilar bilirler. Durum o hale gelmektedir ki, insanin kendisi dahi artik sadece bir imgedir. Gercekligini gormeden, bilmeden seveceginiz, hayran kalacaginiz veya kufur edeceginiz bir imge. Ister istemez herkes bu surecin icinde yer alir. Hatta surece karsi cikiyor bile olsa.

Bir sure sonra, akliniza gelebilecek en acikli sahne bile; o sahneyi sunanla, sahneyi alanin ortaklasa sergiledikleri duygusal bir masturbasyona donusecektir. Yasanan da zaten budur.

Sistem, kendi cocuklarini yemekten bile cekinmez.

Tek basina kimsenin sucu yok ve kimse tek basina kurtarici olamaz. cok mu acimasiz yaziyorum?

Baudrillar in kitabindan ufak bir alinti yapmak isterim:
Simulasyon her zaman icin gercege saldirmaktan yanadir. Sisteme karsi, kuskunun oldugu yerde en emin yol budur. Bu, giderek icinden cikilmaz bir duruma donusmektedir. Bunu basarmasini saglayan sey ise, bizi cevreleyen gercegin tepkisizligidir. Artik, bundan boyle sanal gercekligin uretildigi sureci yalitabilmek imkansizlastigi gibi, gercegi kanitlayabilmek de imkansizlasmaktadir.

Maalesef daha fazla alinti yapamiyorum. Aslinda kitabin her sayfasi birbirinden degerli. Konuya mecburen yalap sap degindim.

Her yeri ve her seyi kana buladiktan sonra, ayrica bunu ambalajlayarak yeni bir urun seklinde size sunanlarin ilk istedigi sey, sizin tepkilerinizin gercek degil sanal olmasidir. Iste bu yuzden, oncelikli olarak, gercek tepkiler siddetle bastirilir. Asker, polis, gonullu muhafizlar vs araciligi ile, gercekligin kendisine acimasiz bir savas acilir. Buna elbette medya da katilmaktadir. Bir sure sonra, o sistemin yoneticileri ve dogrudan savas planlarini yapanlar; idealist bir lider, halklarinin koruyucusu, dindar ve ahlakli ornek sahsiyetler olarak parlatilirken, en basit haklarini arayan insanlar birer canavara donustururler. Geri kalanlar ise sindirilir. Bunun ardindan, yonetenlerin hicbir sekilde korkmayacagi, hatta destekleyecekleri bir duygusal rahatlama sureci baslar.

Iste bu ve benzer sebepler yuzunden, ben ah caniiim, nasil da kiymislar yavrucaga seklinde tepkiler veremiyorum artik. Icimin buz gibi sogudugunu soyleyebilirim. Cunku sunu biliyorum ki, istisnaslar haricinde; tum bunlar, her seyden habersiz cocuklarin, onlari oldurenlerin, oldurdukten sonra arkalarindan aglayanlarin, sonra tum bu olaylari verilmek istenen mesaja gore yeniden kurgulayanlarin, nihayet mesaji alip aglayanlarin ..herkesin katildigi sanal bir sahnedir.

Belki bir cozum olabilir.
Nasil ki, gercekligin kendisinden bikip sanala siginiyorsak;
Bir gun tum bu sanal senaryolardan bunalan insanlar, arka plandaki duygularin samimi oldugu yeni bir gerceklige yol verebilirler.
Simdilik oyuna devam...

Saygilar
(not: meraklisi icin kitap kaynagi: jean baudrillar. Simulakrlar ve simulasyon. Dokuz eylul yayinlari.)

Levent Erturk levbaba@yahoo.com >


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo







-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!

Yılbaşı, Krismas ve Noel Baba etrafında gelişen çirkeflikler, zorbalıklar, iki yüzlülükler üzerine...

Uzun süredir ülkemizde bir Noel Baba, Krismas, ve hatta Yeni Yıl düşmanlığı sürüp gitmektedir.
Çocukluğumuzda asla bilmediğimiz, tanımadığımız, aklımıza bile gelmeyen bir atmosfer yıldan yıla toplumu zehirlemektedir.

Krismas Hristiyanların bir dini bayramıdır, arzu edenler kutlar, arzu etmeyenler kutlar.
Benim bildiğim ülkemizde Hristiyanlar kimseyi Krismas kutlamaya zorlamamıştır.
Arzu eden Müslümanlar da Hristiyanların bu coşkusuna katılabilir, arzu edenler de uzak durabilir.
Yahudilerin, Ortodoksların da kendilerine ait dini günleri vardır.
Bunlar bizim komşularımız, bizim etrafımızdaki insanlardır.
Hemen her ilde az çok cemaati olan kiliseler, havralar vardır.
Bu insanların bazıları binlerce yıldır bu topraklarda yaşamaktadır.
Noel baba bunlar için kutlu bir şahsiyettir.
Siz bunların coşkusuna katılmayabilirsiniz, ama bu insanların kutlu günlerini de bozmaya, zehir etmeye hakkınız yoktur.
Son yıllarda her Aralık ayında yaşananlar tek kelimeyle terbiyesizlik, iki yüzlülük ve aptallıktan ibarettir.
Son günlerde Noel Baba etrafında sergilenen sakil mizansenler komik değil ezik ve trajiktir.

Öte yandan iş büyümüş ve Müslüman olanların da Yeni yıl kutlama ve eğlencelerine engel olmaya, bu eğlencelerin neşesini kaçırmaya, çeşitli zorbalıklar, terbiyesizlikler, edepsizliklerle tatsızlaştırmaya kadar varmıştır.
Bunlar İslamın zorba, dayatmacı, totaliter yüzünü gösteren kanıtlardır.
Bunca tezahür orta yerde dururken ak saçlı nur yüzlü yüzlerce ilahiyatçının İslamın aslında barış dini olduğunu, tolerans ve huzur dini olduğunu iddia etmesi boşlukta kalmaktadır.
Sözde irşat etme faaliyetleri yapan bir sürü IŞID kılıklı insan eğlence yerlerindeki insanları taciz etmektedir.
İnsanları aslında Müslüman olduklarını, Noel falan kutlamadıklarını, Yeni Yıl kutladıklarını falan açıklamaya zorlamaktadır.
Kimseyi dinini açıklamaya zorlayamazsınız.
Kimseyi Müslüman olduğunu ya da olmadığını açıklamaya zorlayamazsınız.
Hakkınız yoktur buna.
Bunlar hep suçtur.
Adli sistemi düzgün çalışan bir ülkede yaşıyor olsaydık, aşağıdaki haberde sözü geçen kişiye çevreyi kirletmekten dolayı değil, Anayasanın 24. Maddesine karşı gelmeye uyan yasa maddesinden yaptırım uygulanırdı.

Kaldı ki, bir sonraki haberde Avrupa'da yayılan İslamofobi dalgasından şikayet ediliyor.
Ve batı dünyasında Müslümanların ibadetlerine, giyimlerine, yaşamlarına karşı yapılan engellemeler, suçlardan şikayet ediliyor.
Peki, iki yüzlülüğü bir kenara bırakmanın zamanı gelmedi mi?

Ülkemizde dini anlatmaya çalışan Hristiyan misyonerleri yasal takibat altında tutarken, Avrupa'da imamların Müslümanlığı anlatma hakkını ve hürriyetini nasıl savunacaksınız?
Ülkemizde kendince Noel ve/veya Krismas coşkusu yaşamaya çalışan, bunu da komşuları, hemşehrileriyle paylaşmak isteyen vatandaşlarımıza bayramlarını zehir zıkkım etmeyi bıraksanız da, sonra Avrupa ve dünyadan daha çok empatit ve sempati bekleseniz nasıl olur?
Bana göre bir eğlence, bir neşe, bir coşkudan ibaret olan Yılbaşı şenliklerini kendi dini kaygılarınızla insanlara zehir zıkkım etmeyi bir kenara bıraksanız da, ondan sonra Avrupa'dan kendiniz için daha fazla dinsel özgürlük talep etseniz nasıl olur.?

Nalıncı keseri gibi hep bana hep bana olmuyor değil mi?

Ve şunu da söyleyeyim, sergilenen zorbalıklar, dayatmacılıklar, edepsizlikler, bütüncül(totaliter) söylemler insanları dinden çıkarmaya yaramaktadır.
Yapılanların tek faydası bu olmuştur.

Oraj POYRAZ ( 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc / oraj_poyraz@alpinaasia.com )
           L2fSIJNoA0xfSNxA     


ATM'lere 'Sizi rabbime şikayet edeceğim' afişi yapıştıran kişiye 'çevreyi kirletme' tutanağı!

Manisa'nın Turgutlu ilçesinde bankaların otomatik para çekme makinelerine "Sizi rabbime şikayet edeceğim, yılbaşı kutlamalarına hayır" yazılı afiş yapıştırdığı belirlenen 35 yaşındaki Ömer D. polis tarafından gözaltına alındı. Ömer D. hakkında "çevreyi kirletmekten" tutanak tutuldu.

Manisa Turgutlu'da Atatürk Bulvarı'ndaki Orta Park'ta bulunan banka ATM'lerine dün saat 23.00 sıralarında yılbaşı kutlamalarına tepki gösterilen afiş yapıştırıldı.

Üzerinde Suriye'de çekildiği öne sürülen fotoğraflar da bulunan "Sizi rabbime şikayet edeceğim" başlıklı el ilanında, "Tüm dünya müslümanları kafirin zulmü altındayken, ey müslüman kardeşlerim! Kafirin bayramı olan yılbaşı kutlamalarına hayır! Ve zulüm yapanlara en ufak meyil göstermeyin, yoksa size ateş dokunur. Sizin Allah'tan başka velileriniz de yoktur, sonra yardım göremezsiniz" ifadeleri yer aldı.

"ÇEVREYİ KİRLETMEK" SUÇUNDAN TUTANAK TUTULDU

İhbar üzerine afişleri toplayan polis, bunları yapıştıran kişinin ilçede market işleten Ömer D. olduğunu tespit edip gözaltına aldı. Ömer D. polisteki kimlik sorgusunun ardından Turgutlu Belediyesi zabıta ekiplerine teslim edildi. Zabıta, Ömer D., hakkında "çevreyi kirletmek" suçundan tutanak tutup encümene gönderdi. Ömer D., işlemlerinin ardından serbest kaldı.

http://haber.sol.org.tr/toplum/atmlere-sizi-rabbime-sikayet-edecegim-afisi-yapistiran-kisiye-cevreyi-kirletme-tutanagi.


İSLAMOFOBİK HABERLER:

http://www.haksozhaber.net/islamofobia-haberleri.htm

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası MADDE 24 VI. Din ve Vicdan Hürriyeti

Herkes, vicdan, dinî inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir.

14 üncü madde hükümlerine aykırı olmamak şartıyla ibadet, dinî âyin ve törenler serbesttir.

Kimse, ibadete, dinî âyin ve törenlere katılmaya, dinî inanç ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz; dinî inanç ve kanaatlerinden dolayı kınanamaz ve suçlanamaz.

Din ve ahlâk eğitim ve öğretimi Devletin gözetim ve denetimi altında yapılır. Din kültürü ve ahlâk öğretimi ilk ve orta-öğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında yer alır. Bunun dışındaki din eğitim ve öğretimi ancak, kişilerin kendi isteğine, küçüklerin de kanunî temsilcisinin talebine bağlıdır.

Kimse, Devletin sosyal, ekonomik, siyasî veya hukukî temel düzenini kısmen de olsa, din kurallarına dayandırma veya siyasî veya kişisel çıkar yahut nüfuz sağlama amacıyla her ne suretle olursa olsun, dini veya din duygularını yahut dince kutsal sayılan şeyleri istismar edemez ve kötüye kullanamaz.

AİHS Madde 9 Düşünce, vicdan ve din özgürlüğü

1. Herkes düşünce, vicdan ve din özgürlüğüne sahiptir; bu hak, din veya inanç değiştirme özgürlüğü ile tek başına veya topluca, kamuya açık veya kapalı ibadet, öğretim, uygulama ve ayin yapmak suretiyle dinini veya inancını açıklama özgürlüğünü de içerir.

2. Din veya inancını açıklama özgürlüğü, sadece yasayla öngörülen ve demokratik bir toplumda kamu güvenliğinin, kamu düzeninin, genel sağlık veya ahlakın ya da başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için gerekli sınırlamalara tabi tutulabilir.

AİHS'nin 9. maddesinin 1. fıkrasının ilk cümlesinde mutlak bir düşünce, vicdan ve din özgürlüğü öngörülmektedir.

Bu hüküm özgürlüğün iç dünyadaki yansımasıyla, başka bir deyişle forum internum alanıyla ilgili olup, bireysel ya da dinsel inançlar alanını sınırsız bir şekilde korur.

İçsel dünyaya dair olan fikir ve inanç edinilmesi ve değiştirilmesi hakkı hiç bir şekilde sınırlanamaz, devletin müdahelesine konu olamaz.

Birey inançları nedeniyle suçlanamaz, kendisine zora dayanan, serbest iradeyi etkileyen herhangi bir yolla, bir inanç kabul ettirilemez veya inançlarından vazgeçirilemez.

Kişi istediği inanca sahip olabileceği gibi, bunu açıklamaya da zorlanamaz.

İç dünyaya dair olan kanaat, din ve vicdan sahibi olma hakkı hiçbir koşulda engellenemez ve açıklama içermeyen inanç veya düşünce devlet müdahalesine konu olamaz.

Ancak din ve vicdan özgürlüğü sadece bireylerin inançlarını ve vicdanî kanaatlerini güvence altına almakla gerçekleşmiş olmaz, bunun yanında ayrıca inananların gerek bireysel hayatlarında gerekse toplumsal ilişkilerinde, dinî inançlarını uygulama ve buna uygun şekilde davranma özgürlüklerinin de garanti edilmesini gerektirir.

Bkz. Gölcüklü/Gözübüyük , Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Uygulaması, İstanbul


a45UyF587661-161230151929 Oraj Poyraz At Openmail oraj.poyraz@openmail.cc
2016/12/30  17:26 2  65  alelma@yahoogroups.com


 


Devsirme casuslar, ele gecirilip dusman aleyhinde kullanilan dusman casuslardir

Sun Tzu

Biriniz evinde namazi kilar da sonra namaz kilmakta olan imama yetisirse, onun arkasinda namaza dursun.
Ikinci kildigi onun icin nafile olur.

Ibn-i Kuteybe, Hadis Mudafasi
***
Bir namazi gunde iki defa kilmayin.

Ebu Davud 2/56

Kim size Peygamberimiz in ayakta kucuk tuvaletini yaptigini soylerse inanmayin.

Suneni Nesei 1-2/25
***
Peygamberimiz bir kavmin supruntusune varip ayakta kucuk tuvaletini yapti.

Buhari 1/167

Iki Mustafa Kemal vardir; biri ben, et ve kemik, gecici Mustafa Kemal...
Ikinci Mustafa Kemal, onu ben kelimesiyle ifade edemem; o, ben degil bizdir!
O memleketin her kosesinde yeni fikir, yeni hayat ve buyuk ulku icin ugrasan aydin ve savasci bir topluluktur.
Ben onlarin ruyasini temsil ediyorum.
Benim tesebbuslerim, onlarin ozlemini cektikleri seyleri tatmin icindir.
O Mustafa Kemal sizsiniz, hepinizsiniz.
Gecici olmayan, yasamasi ve basarili olmasi gereken Mustafa Kemal odur.

Mustafa Kemal ATATURK


Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur_gundem@yahoogroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com
Gruptan ayrilmak icin : ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com
Grup Sayfamiz : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/










BitCoin URL: 16496HKpgEEpx1d6t688HiXXdJP5jdA9xo







-------------------------------------------------
ONLY AT VFEmail! - Use our Metadata Mitigator™ to keep your email out of the NSA's hands!
$24.95 ONETIME Lifetime accounts with Privacy Features!
No Bandwidth Quotas!   15GB disk space!
Commercial and Bulk Mail Options!