3 Nisan 2022 Pazar

SÜLEYMAN ÇELİK*: ÜMMET ŞUURU, HİLAFET DÜŞÜ VE AKIL!..

-----BEGIN PGP PUBLIC KEY BLOCK-----

xsFNBGCOwZoBEADodVc+Xbimt+APNmStKCrG06uWoj+AckIYgf+Skt1N3giVuKkR
TtZE8VHoQZ1qO3KZqnGECRzs03b9c+bCqjl7sPKvK23xiCOC1gJozvMc6vsN6QE2
w2KSgGVs5BVXsYqGPeMdwSI/mtRA+7aNxcPSKGMuiuC81kyTF6jLAyE/i376E3ma
rnmeq8kZ1+zhDgSgdEgelG1wWs7SPIWRKIWDTf06SIMpi2iRBzof31aNxmnNFJS4
x1y9y+TJCJTe10V5R+49DnLq0djwIIJCcoIEMRcKT+Hyl+eMLfoTLUQs61S2VjVE
lrfUA5AA11QMwhDFHBdW7Mn8bS5MC1ap1F3Yh4178keyaBdI6KXHcx/+Wfswjdzd
EKyiRgsUqOG4P6o2yHUaVsZVUqy+aiwmmaBUbHWAY9b1PVsOlel52jxSNRKejQeg
Gwap61ZYdtP4PpyAWuzLH/3ZhZbRi7dxb7prrYlPpYiXKLawVDOFhxyI7hUllAKT
e90XefUshjtjgtjYgbqFmCahhHPdw3uw6TqzTR5OcoKkaunzv/VaTS3oM6/9dIte
DWpuMDikJMbFAjSUqTG5NnpfBx2i17rOT2EmJKY1s0203BBpLpY/ssik/z8+PmMZ
x9llnxWXN6J7/+IUZ+0ffolFYJQj7G3l5EwOhaJIkk1DjdAluj2L92JFkQARAQAB
zSVPcmFqIFBPWVJBWiA8b3Jhai5wb3lyYXpAb3Blbm1haWwuY2M+wsGPBBMBCAA5
FiEEXwzcQB/Tz5pYeOQdoE0omSARYCQFAmCOwaIFCQWjmoACGwMFCwkIBwIGFQgJ
CgsCBRYCAwEAAAoJEKBNKJkgEWAkNIoP/3Nx2iqiXw47aOgWVSQRx3wOGV9+iHlH
p1sTx+nZvJWS5OVyC5e+9vLvX8zMd2PcBEL4TWnDxZmC59uSDzYsJ1hvZceveYZ8
sAVbRTNPHWZdrT64Wlx1h0fnQy49Ta1p1Tz1Pke+rM8SGIqdwQPvGpc9bdE6t0eK
gQob6APq0miXIbgv21xWhIDaFVo3O6ezXIqy82LYmV0ODSYaZy5XkSlerH4mhs7O
yi1cO7iJ/jeLUGjxiOEEng1e5zq1ylD4TOe9nxVCyT308RYD/A/QsTB5gGPt3fcU
EFKpm5v6MJmKDBjpcxhPAsH+Z4+HRpcCJ7rfFsA+l9wDkiXezmG1ToByplIdRDEJ
kHN3qeFW6dFtRhtI+0nbXP/bUbYsI0O2ZGwFde22OXNGmCYgi7+4rI+KiofPNcpq
FIS5t7auQeWGi8eEng30OfhSA+TQCGdYqQryQdTgCzRcus/iiq1r7lbJowEbCc1v
iq0QxTPoQ9RngWi7k960JWW2JhpLL10yuxBD4cJUuBo4TzK7wZqq2Y4XmXd469tO
SOYIwearW59DYDmLNqxX31X8EQleJ67xLyqiCcvsbTVabcAwTvZPARTBN8mJQwKW
udWjnO09Huf1Y+bvV3Y0U0I78qpSjlZq2Da7rg0TYwPwZt38L6/l3NlxUlN0Y4l3
MKnqMbhdMEgXzsFNBGCOwaMBEADPS3s5i3U2I45vDi31CLSaIxCCVVP4B6LKgBwj
C543IYThZcuI1aai1tdemXK9kpS881d64Q8Z5ps80QmR/DF2tG6BN6iDyXInrs9Z
EJQGnrZTg8TFQRn3KNi5KcLwSwe56MKlgL+f4Jqltd6c01xWi2FBtn5CmSyy/BD0
tXlkdAvLY0I32JsJKHgG6PL+6O5+waWGD5eModzrGTsH+Jz5TmFH8B44Hj5HCUAR
Y7F0UEppFCbGDqYeZEZNSeO5hOkhWJ/hOoyH/seZ8vMpbSwrgmlXh/WTrX6Yz73J
vI4FOS0mhgOoaRYyohGjc82RoSJ3LqkREjxzSfT0b2iT7WYh0veGl8u9h6PsMG/q
wdLcCp9dgjkBvV2g0rhPsMpoC2ZHkyexWjzOQGUbA0Q/TLnEsOvJc6B0KXc697Zs
Tro9D90S/KgqlJ7IuSz18j0abhdo/StC70lqNcS+RfuQnyf6WevgMAxchWnNuBuV
35KV8ievtdbuFQpCA3LqvQ7ViQixged0kY2Dg+3NLR/g1lZ5owkRYJPW2KmECiqC
wRWZGByvOzsbyBLuCCBpaC8g3Zi5AZa1N0j1W3cBmlH+VB0kYXmg2TPwxychhjoU
ohbLZt1zujF9j9CwmpIGYwYGsBWo1u1sw81/AyUxPPPc+Vp+7uaa/Uuz0DG1cutw
kUlPpQARAQABwsF8BBgBCAAmFiEEXwzcQB/Tz5pYeOQdoE0omSARYCQFAmCOwaoF
CQWjmoACGwwACgkQoE0omSARYCR3RQ/8DV8MmMDxiw/BAWuIg6/J4dD+6xaEM6YN
zOix5y0Ig8waGLR5IRCm8tYsqlzV6+oAt9b+8V/6RppWBv7buXew/f2zO/ir6XZO
jqAh0tcQD43QauQc2zsekP4Nelf4QyYT93qXMJ2SEoUEJMUJZ86fZgsF2YBJPhCR
yoIbvEQ84AnPszERmp/9inOuQVYahaxVq6ltTRAIGmPugBMh2W5B+xUB3QNXSqTZ
TO0+qvY7Y2wz0Ju4f0owA7S9RiVtF95yyvMVEqTk2rwh7uxGGuMviWaBq0486gJJ
uhrl4k/tvi0+BD+KFO28btLYZvDycJSyitHXhQlots/IPVKWxqLHsbfi6L+9l9bU
Yd9WeXgmw7tFxeJfMRev0UpVC9JPXUpVJ6aEzHV+Gnue+9ypsnuSApUipHo8oh8c
xDaLsqiMquftszYzQy589qUF/ksza9fV79EvwOhlrX7mh5iDUS/O5TPRNWvR6jU6
2jWJIBUkt6jmzu3Mp05Xn31BmHdJWXpyFc6lScRChLSdDfppash/ZxXBEoLBUAeE
mmu/du1wrEUD0xH70B/JUCdZ1fR0ZxuUYdvQK6cavlBdvhC9/1/MLLn9CPXzVugp
cEDFl8UoZtzqbPHd58wjxnhRM/AK1QbOdODlsjUq/jTCMyjuhAOh4Wf/me1hpOTW
pK5DIT5WlPY=
=/rR1
-----END PGP PUBLIC KEY BLOCK-----

SÜLEYMAN ÇELİK*: ÜMMET ŞUURU, HİLAFET DÜŞÜ VE AKIL!..

-*Prof. Dr. (scelik44@gmail.com)

Atatürk'ün adının gene anılmadığı, bu yılki 18 Mart Cuma hutbesinde Diyanet, "Çanakkale, ….İslâm coğrafyasının her beldesinden imanı, gayesi ve duygusu bir olan müminlerin sıradağlar gibi omuz omuza vererek gösterdiği ümmet olma şuurudur" dedi!..

Aynı gün yapılan Çanakkale 18 Mart 1915 Köprüsü'nün açılış töreninde konuşan Tayyip Erdoğan ile Büyük Çamlıca Camisi İmamı Kerim Öztürk de benzer sözler söylediler.

Diyanet'in kullandığı "İslam coğrafyası" tanımına, Erdoğan "gönül coğrafyamız" diyerek, "burada Saraybosna'nın, Üsküp'ün, Gümülcine'nin, Bakü'nün, Halep'in, Gazze'nin, Kudüs'ün çocukları ile İstanbul'un… Antep'in, Mardin'in, Edirne'nin evlatları koyun koyuna yatıyor" dedi.

"Söylem birliğinin tesadüf olmadığı belli" diyen Arslan Bulut, Erdoğan'ın birkaç gün önce söylediği, "muhalefet, 'seçimi kazanırsak Suriyelileri göndereceğiz' diyor. Biz göndermeyeceğiz. Ensarın ne olduğunu biliyoruz" sözleriyle birleştiriyor ve "Türkiye'ye hâlâ akın akın getirilen ya da gönderilen Afganları, Afrikalıları da bu tabloya eklerseniz, alenen yapılan hilafet çağrılarını da dikkate alırsanız, Türkiye için nasıl bir konjonktür hazırlandığını görürsünüz" diyerek hilafet ilanı için gerekli koşulların oluşturulmaya çalışıldığını iddia ediyor (Yeniçağ, 19 Mart 2022).

Öncelikle şunu belirtelim ki Çanakkale'ye İslam coğrafyasından ya da gönül coğrafyamızdan kimse gelip savaşmadı. Balkan Savaşı yenilgisi sonrası Anadolu'ya sığınmış olan Balkan kökenli yurttaşlarımız elbette Çanakkale'de savaştılar ama onlar artık Türkiye dışındaki İslam coğrafyası ya da gönül coğrafyamızda değil, Türk coğrafyasındaydılar. Oralarda kalmış olan soydaşlarımızın kalbi de kuşkusuz Çanakkale için atıyordu ama onların gelip savaşa katılması olası değildi…

Halep'in, Gazze'nin, Kudüs'ün çocuklarına, yani Araplara gelince: Yavuz Sultan Selim, bir Türk'ün halife olmasını kabul ettirebilmek için Araplara, başta askerlikten ve vergiden muafiyet gibi birçok ayrıcalık vermiştir. İttihatçılar iktidara gelince askerlikten muafiyeti kaldırdılar. Bu nedenle Çanakkale'de Arap askerler de vardı. Ancak Çanakkale'de Ordu Komutanı olan Mareşal Liman von Sanders (Liman Paşa) anılarında, "Çanakkale'deki Arap askerlerin savaşta bir işe yaramayacaklarını anlayınca İtfaiye alayları gibi geri hizmetlerde görevlendirdiğini" yazmaktadır (Liman von Sanders. Türkiye'de beş yıl, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, s.133).

Osmanlı Birinci Dünya Savaşı'na girince, 14 Kasım 1914'te Padişah Sultan Mehmet Reşad, Emîrü'l-Mü'minîn (Müslümanların lideri) sanını kullanarak "Cihâd-ı Ekber" (Büyük Cihat) ilan etti. Dünyanın değişik bölgelerinde yaşayan tüm Müslüman topluluklara bu fetvanın yanı sıra, Halife Sultan Mehmet Reşad, Başkomutan Vekili Enver Paşa ve Şeyhülislâm Ürgüplü Mustafa Hayri Efendi'nin, Müslümanları Cihâd-ı Ekber'e katılmaya davet eden mektupları da gönderildi.

Liman Paşa, anılarında cihat ilanını şöyle anlatmaktadır: ".…(1914) Kasım ayının ortalarına doğru, İslamiyet'in bir zamanlar en kıymetli silahı olan cihat, savaşın terazi kefesine atıldı ve törenle ilan edildi… (Bununla birlikte) İngiltere Başbakanı Lloyd George, "General Allenby komutasında Filistin'de Haçlı Seferi yaptıklarından" söz ederken, Şerif Faysal'ın komutasındaki binlerce Müslüman Arap, bu "Haçlı Ordusu"nun saflarında Osmanlı'ya karşı savaşıyordu…" (a.g.e. s.54-56).

Birinci Dünya Savaşı'nda Araplar ile Afrika'dan Hindistan'a kadar sömürgelerdeki diğer Müslümanlar, yalnız Filistin'de değil, diğer cephelerde de "Cihâd-ı Ekber"e aldırmaksızın, İngiliz ya da Fransız üniformalarıyla Halife'nin ordusuna karşı savaştılar.

Gönül coğrafyamızın bu Müslüman çocukları Çanakkale'de Mehmetçiklerle değil, İngiliz ve Fransız mezarlıklarında Haçlılarla koyun koyuna yatmaktadırlar. Gelibolu'daki mezarlıkları gezdiğinizde, "Haç"lı mezarların arasında göreceğiniz "Hilal"li mezarlar bunun kanıtıdır…

Böylece "Kutsal Halifelik Makamı"nın Araplar ve diğer Müslümanlar üzerinde maddi- manevi hiçbir yaptırım gücü ve işlevinin olmadığı görülmüştür. Yani Çanakkale'de ya da başka bir cephede ümmet olma şuuru diye bir şey söz konusu değildir.

Buna karşılık Balkan Savaşı yenilgisi sonrası Rumeli'yi kaybedince yaşadığımız şok, milli şuur (ulusal bilinç) edinmemize neden olmuştu. Birinci Dünya Savaşı başlarken karşımızdaki Haçlı emperyalistler, "sıra Türkleri Anadolu'dan da atmaya geldi" deyince bu bilinçle şahlandık. Özellikle eğitimli kesimler bilinçlenmiş oldukları için üniversite ve lise öğrencileri gönüllü olarak Çanakkale'ye koştular. On beş yaşındaki çocuklar gönüllü olarak cepheye koşarken, sözde ümmet şuuruna sahip medrese softaları/ mollaları/ talebeleri ise askerlikten muaf oldukları için, utanmadan yan gelip yatmaya devam ettiler…

Günümüzde ümmet şuuru var mı?

Yüz yıl önce İngiltere Başbakanı Lloyd George'un Haçlı Seferi dediği Filistin cephesinde Araplar İngilizlerle birlikte Osmanlı'ya karşı savaşıyordu. Yüz yıl sonra ABD Başkanı George W. Bush, "bu bir Haçlı Seferidir" diyerek Irak'a saldırdığında aralarında Türkiye'nin de bulunduğu Müslüman ülkeler Amerika'nın yanında yer almadılar mı? Aynı olay Libya'da yaşanmadı mı? Suriye'de yaşanmıyor mu? Yemen'de Müslümanlar, ümmet şuuruna sahip oldukları için mi birbirlerini öldürüyorlar? Kıbrıs Türklerinin yanında yer alan bir Müslüman ülke var mı? Tersine birçoğu Rumlarla kanka!..

Şuur için yani bilinçlenmek için aklı çalıştırmak gerek. Bu da ancak Aydınlanmacı eğitimle olur, ezberci dinsel eğitimle değil. "Dindar ve kindar nesil yetiştireceğiz" diyen AKP 20 yıldır eğitimi dinselleştirdiği gibi, tarikat ve cemaatler de ülkeyi Kuran kursları, sübyan mektepleri, mahalle mektepleri ve medreselerle donattılar. Yetmemiş olacak ki şimdi CHP'nin de desteklediği bir yasayla Diyanet Akademisi kuruluyor. Yasaya göre Akademi'nin talebeleri, medrese talebeleri gibi askerlikten muaf olacaklar!..

Çanakkale Muharebelerinin sona ermesi üzerine Enver Paşa, görev alanı Batı Anadolu'da Antalya'dan Gelibolu'ya kadar genişletilmiş olan, 5.Ordu'nun 18 taburunun, Suriye'de Cemal Paşa Komutasındaki, 4.Ordu'nun 18 Arap taburu ile değiştirilmesini istedi; fakat Liman Paşa buna şiddetle karşı çıktı ve kabul etmedi. Gerekçesinde, bunların işe yaramaz olduklarını belirtmesinin yanında Arapların bölgedeki Rumlarla işbirliği yapıp, isyan çıkararak Türkleri arkadan vurabileceklerini bildirmesi ilginçtir (a.g.e.s.226-227).

Türkiye'de birkaç yıl kalmış bir Alman Arapları tanımış, ama Osmanlı tanıyamadığı gibi, içimizde hala tanıyamayanlar var!...

Bunun nedeni Alman istihbarat örgütü ile Türk istihbarat örgütü arasındaki farktır. Türkiye NATO'ya girdikten sonra istihbarat örgütü CIA'nın güdümüne girdi. Başımıza gelenlerin tümü, askeri darbeler, hep Amerikancıların iktidar olması, 80 öncesi binlerce gencin ölümüne neden olan sağ-sol vuruşması, bölücü, gerici ve terörist örgütlenmeler, kısaca ülkemizin bugünkü duruma gelmesinin nedeni buna bağlıdır…

İngilizcede "haber alma"'nın karşılığı, "akıl/ zeka" anlamına gelen "intelligence"dir. CIA'nın açılımı 'Central Intelligence Agency'dir. Çünkü, haber alma örgütleri devletin beyni/ aklı kabul edilir. Biz aklımızı Amerika'ya teslim etmişiz!

Sizce hilafeti kim istiyor?!..

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

SERESERPE
. . . . . .
Uzanip yativermis, sereserpe;
Entarisi siyrilmis hafiften;
Kolunu kaldirmis, koltugu gorunuyor;
Bir eliyle de gogsunu tutmus.
Icinde kotulugu yok, biliyorum;
Yok, benim de yok ama...
Olmaz ki

~Orhan Veli KANIK~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hic yanlislik yapmayan biri,hicbir is yapmamis demektir.

~EDWARD JHELS~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Seni Düşünüyorum..

Çocukluğunu düşünüyorum Emilia
Deniz boyundaki ıssız yolu sabahleyin
Hani saçların, atkın uçuşurdu rüzgarda
Kokusunu duyuyorum bembeyaz gömleğinin
Seni kucağıma alıyorum Emilia

Ben büyüttüm seni, ben yetiştirdim
Bugüne bu sevdaya
Toprağım ekmeğim kitabım şiirim
Sen ne varsa iyiden doğrudan yana
Gözümün nuru, başımın tacı, efendim

~Melih Cevdet Anday~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Karabiber

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi karabiber
Yaprağının ucunu ısırdım
Tadı karabiberdi karabiber.

Bir yaşıma daha girdim
Biber dediğin tuzluğa yaraşır
Fidesi olur fidan olur
Bir çınar boyunda karabiber
İnsanın başı döner

Çiçek mi,meyva mı,tohum mu nedir
Nar tanesi gibi pırıl pırıl
Çingen pembesinden sıcak
Karabiber ağaçlar dolusu
Karabiber sebil
Karabiber salkım saçak

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Ya karabiber türküsü Allahım
Necati Cumalı söylerdi
Soba borusu gibi bir sesi vardı
Karabiberim,derdi karabiberim
Candarmalar geliyor kalk gidelim

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Benim,avuç içi kadar saksılarda
Asma kütükleri,yeşerten anam
Bu ağacı görse sevincinden ağlardı

İzmir'de bir ağaç gördüm
Adı karabiberdi
Dalını,meyvasını,gölgesini
Getirdi masamıza serdi
Yapraklarını görsen bayılırsın
Bir yazma oyası kadar ince
Söğüt dallarından narin
Saçlarının arasında dolaştığını duyarsın
İncecik biberli ellerin

~Bedri Rahmi Eyüboğlu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

DENIZ FENERI
. . . . . .
Uzanmis koca burun acik denize dogru,
Lacivert ve gri gecenin degerinde.
Karanlikla baslar bir dunya sevgisi,
Deniz feneri parlar,
Talihe aldirmadan kayalar uzerinde.
Bulutlar birlesir alaca duzluklerde,
Coker uzak limanlardan bir sis.
Bir sikinti baslar karanliginda kaderin,
Bildirir, yaninca yaninca,
Omrun neresindesiniz, askin neresindesiniz\?
Yuregin mi daraliyor, yildiz isiginda,
Birak anilar gitsin biraz daha geri.
Ruhu goturmeden vakit yuruyebilir,
Dusun nasil durmus sabirla yuzlerce yil,
Hep bu benekte bu deniz feneri.
Bak deniz savaslarina, yasli korsanlara,
Ucan dalgalara, uyuyan ruzgara bakmis,
Bir tek goz kadar kara ve mavi,
Enginle bos,
Kismetsiz balikcilara bakmis.
Saclarinda tuz kokan, olu kokan bir serinlik,
Yuzunde bir firtina tadi.
Durursun yorgun, umutsuz,
Birden bir daha yanip soner, sevincle titrersin,
Bir sey, belki de yasaman uzadi.

~Fazil Husnu DAGLARCA~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 220. - 389 ]

Gerçek aydınlığa erince can gözüm,
İki dünyayı birden silinmiş gördüm.
Eriyip gittim sanki engin denizlerde:
Ter olup çıktı, denize döndü gönlüm.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hiçbir medeni devlet yoktur ki ordu ve donanmasından önce iktisadiyatını düşünmüş olmasın.
İçinizde memleketi ve milleti en çok seven, aklına, anlayışına, vicdanına en çok güvendiğiniz insanları seçiniz.
Ancak bu sayede Meclis sizin arzularınızı yapmaya, lâyık olduğunuz refahı temin gücüne sahip olacaktır.

~Mustafa Kemal Atatürk~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Şimdi Vereceğim Bilgiyle Bazı Kadınlar Şoka Girebilir:
Kredi Kartıyla Yapılan Alışverişlerde de Para Ödüyoruz. (Sakin Olun)
. . . . . .
Bilinmeyen Birisi

- - - - - - - - - - - - - - - -

Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 299. - 389 ]

Ey canlar, şarapla buldurun bana beni;
Yakutlara çevirin kehruba çehremi;
Şarapla yıkayın beni öldüğüm zaman
Asmadan bir tabut içinde gömün beni.
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder