| |
Muhammed'in emriyle öldürülen kişiler listesi
Muhammed, İslam'ı duyurmaya başlamasıyla zaman içerisinde kendisine taraftar topladı ve böylece giderek artan bir nüfuz elde etti. Diğer inançlara mensup bazı kimseler, kendilerini yanlış yolda olmakla itham eden Muhammed'e karşı koydu. Bazı şairler şiirleriyle Muhammed'i hicvederken bazıları ise şiirleriyle insanları ona karşı savaşmaya davet etti. Muhammed muhaliflerini ortadan kaldırmak amacıyla onları öldürttü.
Muhammed'in emriyle Esma bint Mervân, Umeyr bin Adî tarafından öldürüldü. Ebu Afek, Salim bin Umeyr tarafından öldürüldü. Nadr bin Haris, Ali tarafından öldürüldü. Ka'b bin Eşref; şiirleriyle Muhammed'i hicvettiği gerekçesiyle Muhammed b. Mesleme, Ebû Nâile b. Selâme, Abbâd b. Bişr, Hâris b. Evs ve Ebû Abs tarafından öldürüldü. Ebi Rafi bin Ebi Hukayk, Abdullah bin Atîk tarafından öldürüldü. Süfyan bin Halid, Abdullah bin Üneys tarafından öldürüldü. Ebu Azze, Asım bin Sabit veya Zübeyr tarafından öldürüldü. Ümmü Kırfe, Zeyd bin Hârise tarafından öldürüldü.
Öldürülenlerin listesi:
Esma bint Mervân
Esma bint Mervan Yahudi kökenli Arap bir şairdi. İslam dini aleyhinde şiirler söyleyerek insanları Muhammed'e karşı kışkırtıyordu. Muhammed'in "Bu kadına hak ettiği cevabı verecek bir kimse yok mu?" sözünü işiten Umeyr bin Adî, "Allahım! Eğer Resûlullah Bedir'den sağ salim dönerse bu kadını öldüreceğim" diyerek adakta bulundu.[1] Umeyr bin Adî bir gece kadının evine girdi. Etrafta kadının uyuyan çocukları vardı. O sırada Esma çocuklarından birini emziriyordu. Umeyr çocuğu annesinden ayırdı, kılıcını Esma'nın göğsüne dayadı ve kılıç sırtından çıkana kadar bastırarak kadını öldürdü.[2]
Ebu Afek
Ebu Afek, Benî Amr bin Afv kabilesine mensup 120 yaşında bir Yahudi'ydi. Etrafındaki insanları Muhammed'e karşı kışkırtır ve Muhammed aleyhinde şiirler söylerdi. Muhammed, Ebu Afek'in kendisi aleyhinde şiirler söylediğini işitince: "Bu habisi benim için kim öldürebilir?" diyerek onun hakkında ölüm fermanı çıkarttı.[3] Salim bin Umeyr onu öldürmek için fırsat kollamaya başladı. Ebu Afek'in avluda yattığını öğrenen Salim bin Umeyr, kılıcını onun ciğerine sapladı ve kılıç yataktan çıkana kadar bastırarak onu öldürdü.[4]
Nadr bin Haris
Nadr bin Haris İslam'a karşı çıkanların başında geliyordu. Müfessirlerin çoğu bazı ayetlerin inişini onun faaliyetlerine bağlamaktadır.[5] Babasından tıp ve diğer alanlarda eğitim alan Nadr'ın Müslümanlara olan karşıtlığı bilgi birikimi, anlattığı hikâyeler, hitâbet gücü ve iknâ kabiliyetini kullanmak şeklinde olmuştur. Müslümanlara işkence ettiği hakkında hiçbir bilgi bulunamayan Nadr, daha çok entelektüel kimliğiyle ön plana çıkmıştır. Muhammed'in oturduğu meclisleri takip ettiği, o ayrıldıktan sonra gelerek, "Vallahi ey Kureyşliler! Ben ondan daha güzel konuşurum. Bana gelin, ben size onun sözünden daha güzelini aktarırım" dediği ve yolculuk ettiği ülkelerde öğrendiği hikâyeleri Kureyşlilere anlattığı söylenir. Muhammed ile Nadr'ın aynı mecliste karşı karşıya gelerek tartıştıkları da olmuştur. Nadr'ın, bir kişinin Müslüman olacağını duyduğu zaman o kişiyi, satın aldığı şarkıcı cariyesine götürerek cariyesinden bu kişiyi yedirip içirmesini, ona şarkılar söylemesini istediği, sonra da ona bu hayatın Muhammed'in davet ettiği dinden daha iyi olduğunu söylediği anlatılır.[6][7][8] Bedir'de esir alınan Nadr, Muhammed'in emriyle Ali tarafından öldürülür. Nadr'ın bizzat Muhammed tarafından öldürüldüğü de söylenir.[5][9][10]
Ukbe bin Ebi Muayt
Mekke zenginleri ve ileri gelenleri arasında yer alan Ukbe bin Ebi Muayt, İslam'ın ilk günlerinden beri Muhammed'i davetten vazgeçirmeye ve yeni Müslüman olanları dinlerinden döndürmeye çalışıyordu. Muhammed'e komşuydu ve onun kapısının önüne pislik atıyordu. Bir gün Muhammed Kâbe'nin yanında namaz kıldığı sırada onun yanına gitti ve secdeye vardığı sırada elbisesini boynuna dolayarak onu boğmaya çalıştı. Bedir Muharebesi sonrasında esir düşen Ukbe bin Ebi Muayt, Muhammed'in emriyle ölüme mahkûm edildi ve Asım bin Sabit veya Ali tarafından öldürüldü.[11]
Ka'b bin Eşref
Ka'b b. Eşref, Tayoğullarından olup anne tarafından soyu Nadiroğulları Yahudilerine dayanıyordu.[12] Medine şairlerinden olan Ka'b bin Eşref, Bedir Muharebesi'nin Müslümanların lehine sonuçlanması sonrası Mekke'ye giderek söylediği şiirlerle Kureyşlilerin intikam duygularını tahrik etti.[13] Daha sonra Medine'ye dönerek şiirleriyle Müslüman kadınların iffetleri hakkında kötü sözler söylemeye başladı.[3] Bunun üzerine Muhammed bu duruma son verilmesini istedi. Ka'b bin Eşref 4 Eylül 624'te Muhammed b. Mesleme, Ebû Nâile b. Selâme, Abbâd b. Bişr, Hâris b. Evs ve Ebû Abs tarafından öldürüldü.[13]
Sellâm b. Ebî'l-Hukayk
Ebu Rafi, Muhammed'e muhalefetiyle bilinen ve politik olarak aktif olan Yahudi bir aileye mensup bir şairdi. Müslümanlara karşı savaşan Putperest Araplara Ebu Rafi tarafından destek sağlanmaktaydı.[12] Ebu Rafi'nin adamlar toplayıp Muhammed'e karşı savaşmak için törenler düzenlediği haberi duyulunca Muhammed; Abdullah bin Atîk, Abdullah bin Üneys, Ebû Katâde, el-Esved bin Huzâ'î ve Mesud bin Sinan'a Ebu Rafi'yi öldürmelerini emretti.[14] Abdullah bin Atîk'in önderlik ettiği grup onu evinde öldürüp Medine'ye geri döndü.[15] Bir diğer görüş Ebu Rafi'nin öldürülme nedeninin kabile rekabetinin bir sonucu olduğu yönündedir.[16] Ka'b bin Eşref için Evs kabilesi aracılığıyla suikast düzenlenmişti. Evs kabilesine rakip olan Hazrec kabilesi, Evs kabilesinden geri kalmamak amacıyla Ebu Rafi'yi öldürmek için Muhammed'den izin istedi.[16]
Süfyan bin Halid (Halid bin Süfyan)
Muhammed, Medine'ye yürümek için adam toplamakta olan Yahudi lideri Halid b. Süfyan'ı (veya Süfyan bin Halid) öldürmek amacıyla daha önce Ebu Rafi'yi öldürme görevinde yer alan Abdullah bin Üneys'i görevlendirdi.[17] Abdullah, Muhammed'den yalan söyleme konusunda izin istedi.[12] Muhammed, Abdullah'a ona güven verebilmek için gerekirse kendi aleyhinde rahatça konuşabileceğini söyledi.[17] Abdullah, Lihyan[12] veya Huza'a[18] kabilesinin yaşadığı bölgeye gitti ve onu buldu. Tanınmamak için kıyafetini değiştirmişti. Abdullah, Muhammed aleyhinde konuşarak Süfyan'ın sevgisini kazandı.[12] Süfyan'ın arkadaşları dağılıp uyuyunca Abdullah, Süfyan'ı öldürdü ve başını kesip Muhammed'e götürdü.[18]
Ebu Azze
Ebu Azze, asıl adı Amr bin Abdullah olan ve Kureyş'in Cumahoğulları boyuna mensup bir şairdir. Mekke ordusuyla birlikte Bedir Savaşı'na katılmış ve Müslümanlara esir düşmüştü. Bunun üzerine Ebu Azze, fakir olduğunu ve bakıma muhtaç 5 kız çocuğunu gerekçe göstererek kendisinin serbest bırakılmasını istedi. Buna karşılık Müslümanlara karşı bir faaliyette bulunmayacağına dair söz verdi. Bunun üzerine Muhammed onun karşılıksız salıverilmesini emretti ve Ebu Azze Mekke'ye döndü. Ebu Azze Mekke'de şiirler söyleyerek halkın intikam duygularını tahrik etti. Uhud Muharebesi'ne de katılan Ebu Azze savaşta Müslümanlara esir düştü. Ebu Azze, tekrar fakirliğini ve bakıma muhtaç 5 kızını gerekçe göstererek salınmasını istedi. Muhammed "Mekke'ye gidip 'Muhammed'i iki defa kandırdım' demene fırsat vermeyeceğim" ve "Mümin, bir delikten iki defa sokulmaz" diyerek Asım bin Sabit veya Zübeyr'e Ebû Azze'nin boynunu vurmasını emretti.[3]
Ümmü Kırfe
Ümmü Kırfe, Vadi el-Kura'daki pagan Beni Fezare kabilesinin lideri[19] ve nüfuz sahibi bir kimseydi.[19] Malik İbn-i Huzeyfe İbn-i Bedir el-Fezari'nin karısıydı.[20] Zeyd bin Hârise tarafından Muhammed'in verdiği emirler üzerine Ümmü Kırfe'nin iki bacağına iki ayrı ip geçirildi ve bacakları iki deveye bağlandı, ardından kadın iki parçaya ayrılıncaya dek develer sürüldü.[21][22] İnfazdan sonra Ümmü Kırfe'nin başı kesildi ve daha sonra Medine sokaklarında gezdirildi.[23]
"Ümmü Kırfe Arapların dillerine destan olmuştu. Araplar:
"Ümmü Kırfe'den daha emniyette, daha şerefli kimse yok" derlerdi.
Evinde elli kişinin kılıcı asılı dururdu ki onların hepsi de Ümmü Kırfe'nin ev halkı idi. (İbni Seyyidi'n-nas-Uyunu'l-Eser)
Kays b. Muhassir, Ümmü Kırfe'nin bir ayağını bir deveye, öbür ayağını da başka bir deveye bağladıktan sonra develeri ayrı istikamette yürütmeye zorladı. Develer yürüyünce Ümmü Kırfe ikiye ayrıldı." (İbni Sa'd-Tabâkat)[24]„
Kaynakların güvenilirliği
Aslında itirazlar kefidir.
Söz konusu hadisler Kitab-ul Sittede yer alır.
Esma bint Mervân
Klasik ve klasik sonrası hadisçiler bu rivayeti reddetmiş ve bunun uydurma (mevzu') olduğunu ilan etmiştir. Olayın gerçekliğine karşı argümanlarında, hikâyenin nakledildiği rivayet zincirlerinin (isnadlar) hepsinin en düşük dereceden (mevzūʻ) zayıf (zaʻif) olduğuna işaret ederler.[22]
Nadr Bin Hari
Dr. Muhammed Abdullah el-Avsan, Peygamberin Biyografisinde Söylenenler ve İspatlanamayanlar adlı kitabında bu olayı yalanlamış ve El-Elbani'nin hadisin rivayet zincirini eleştirirken söylediği şu sözlerini aktarmıştır: "Zayıftır. El-Beyhaki (9/64) tarafından Şafii'den rivayet edilmiştir: Kureyş'ten bazı alimler ve diğer savaş alimleri, Allah'ın Elçisi Bedir günü Al-Nadr ibn Al-Haris Al-Abdi'yi yakaladı ve çölde öldürdü. Veya Al-Asîl sabırlıydı ve Ukbe bin Ebi Muayt'ı yakaladı ve onu sabırla öldürdü. diye rivayet ettiler. Gördüğünüz gibi bu problemlidir (ikilemdir)." Ayrıca Nadr bin Haris ile birlikte esir düştükten sonra başı kesilerek öldürüldüğü söylenen Ukbe bin Ebi Muayt, Buhari'ye ve hadisçilerin güvenilir bulduğu bazı kaynaklara göre Bedir Savaşı esnasında savaş meydanında öldürülmüştür.[7][9][11]
Ümmü Kırfe
Sahih-i Müslim'deki rivayette Ümmü Kırfe'nin esir alındığı belirtilmekle beraber katledildiğine dair bir bilgi mevcut değildir.[25] Savaşlarda ibadetle meşgul olanların, yaşlıların, savaşmayan sivillerin, özellikle çocukların ve kadınların öldürülmesinin yasak ve günah addedilmesi Ümmü Kırfe'nin katledilmesi olayına karşı ileri sürülür.
Bir görüşe göre Ümmü Kırfe'nin bacaklarının ayrılıp öldürülmesi iddiasının kaynağı Vâkidî'dir. Vakıdi; Buhari, Müslim, Nesai, İbn Hanbel, Hakim, Zehebi gibi en büyük hadis alimleri ve diğer hadis otoriteleri tarafından yalancılıkla itham edilmiş, oldukça zayıf ve metruku'l-hadis olarak kabul edilmiştir.[26]
Kaynakça
- Güler, Zekeriya. "UMEYR b. ADÎ". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30-Aralık-2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Aralık 2020.
- İbn Sa'd. "Umeyr b. Adî Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
- a b c Arslan, İhsan (30-Haziran-2020). "İslâm Devleti'nin İstiklal ve İstikbalini Tehdit Eden Şairlere Karşı Hz. Peygamber'in Tavrı". Akademik Siyer Dergisi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
- İbn Sa'd. "Sâlim b. Umeyr Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
- a b Aycan, İrfan. "NADR b. HÂRİS". TDV İslâm Ansiklopedisi. 24-Eylül-2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
- Köse, Feyza Betül (30-Haziran-2018). "Bir Entelektüel Müşrik: Nadr b. el-Hâris el-Abderî ve Mücadelesi". İnönü Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi. 1 (9). ss. 69-85. 18-Ağustos-2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
- a b Vâkıdî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Ömer b. Vâkıd el-Vâkıdî el-Eslemî el-Medenî (ölm. h.207/m.823), Kitâbü'l-Megāzî, c.1, sh. 134
- İbn Hişâm, Ebû Muhammed Cemâlüddîn Abdülmelik b. Hişâm b. Eyyûb el-Himyerî el-Me'âfirî el-Basrî el-Mısrî (ölm. h.218/m.833), es-Sîretu'n-Nebeviyye, sh. 542, 596
- a b İbn Hazm, Cevâmiu's-Sîre, 114.
- İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Müslim b. Kuteybe ed-Dineverî (h.276/m.889), el-Ma'ârif, c. 2, sh. 155
- a b Yiğit, İsmail. "UKBE b. EBÛ MUAYT". TDV İslâm Ansiklopedisi. 24-Eylül-2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
- a b c d e Ayyıldız, Esat (28-Ekim-2020). "Klasik Arap Edebiyatında Yahudi Şairlere Düzenlenen Suikastlar". Manisa Celal Bayar Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 15-Şubat-2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
- a b Kapar, Mehmet Ali. "KÂ'B b. EŞREF". TDV İslâm Ansiklopedisi. 25-Eylül-2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Aralık 2020.
- İbn Sa'd. "Abdullah b. Atîk'in Ebû Râfi'ye Karşı Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
- Çakan, İsmail Lütfi. "ABDULLAH b. ATÎK". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30-Aralık-2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
- a b Akbaş, Mehmet (28-Ekim-2020). "Hz. Peygamber'in İslam Düşmanlığı Yapan Müşrik ve Yahudi Elebaşlarının Öldürülmesi İçin Görevlendirdiği Sahâbîler" (PDF). Harran Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 37. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
- a b Çakan, İsmail Lütfi. "ABDULLAH b. ÜNEYS el-CÜHENÎ". TDV İslâm Ansiklopedisi. 30-Aralık-2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Aralık 2020.
- a b İbn Sa'd. "Abdullah b. Üneys'in Seriyyesi". Kitabü't Tabakati'l Kebir - Cilt:2: Resulullah'ın (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Gazve ve Seriyyeleri. Siyer Basim Yayin Dagitim San. Ve Tic. Ltd. Sti.
- a b Ibn Kathir, Ismāʻīl ibn ʻUmar Ibn Kathīr (2000). The Life of the Prophet Muhammad: Al-Sira Al-Nabawiyya. trans. Trevor Le Gassick. Garnet & Ithaca Press. s. 314. ISBN 9781859641453. 9 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27-Ocak-2018.
- Ibn 'Abd Rabbih (2012). The Unique Necklace, Volume 3. trans. Issa J. Boullata. UWA Publishing. s. 6. ISBN 9781859642405. 9 Mayıs 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27-Ocak-2018.
- The History of Al-Tabari: the Victory of Islam. trans. Michael Fishbein. SUNYP. 1997. ss. 95-97.
- a b The Muslim Empire and the Land of Gold, p.287, Rodney J. Phillips, Strategic book publishing
- Al-Jamal, Khalil Abd al-Karim Manshurat. Al-Nass Al-Muasas wa Mujtamauhu. s. 174.
- ""Zeyd b. Harise'nin Beni Fezarilere Gönderilmesi, İslam'ın Hareket Metodu 3", davetulhaq.com". 27-Ocak-2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27-Ocak-2018
- Cihâd, 46
- bk. el-Mizzi, Tehzibu'l-Kemal, Muhakkik Beşşar Avvad Maruf'un taliki, 26/193-195; Nevevi, el-Mecmu, 1/114
https://tr.wikipedia.org/wiki/Muhammed%27in_emriyle_%C3%B6ld%C3%BCr%C3%BClen_ki%C5%9Filer_listesi
- - - - - - - - - - - - - - - -
AKP Mitinginde Bir Monşer
26 Mart 2014
Bu yazıyı belli bir elitlik seviyesindeyseniz okuyun, değilse lütfen reklamlara tıklayıp gidin.
Öte yandan beni gözlemlerimi yazmam için cesaretlendiren yazının linki şu:
http://sarapvepeynir.blogspot.com/2014/03/akp-mitinginde-bir-capulcu.html
Geçtiğimiz gün AKP'nin Yenikapı mitingine gittim. Ne işim vardı benim AKP mitinginde?…
Bu soruyu soran sadece ben değilim, görüşlerimi bilen herkes aynı soruyu soruyor. Gümüşhane'den eniştem bile arayıp orada ne işim olduğunu sordu. Ona cevabım şu oldu: SA-NA-NE…
Ama size cevabım bu olmayacak. AKP mitingine gittim çünkü halkımın selametini düşünüyordum. Dedim ki, eğer halkın arasına karışırsam, onlardan biriymişim gibi davranırsam ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarını daha yakından görür ve onları ne kadar cahil ve seviyesiz oldukları konusunda ikna edebilirdim.
Elbette bu, yani onlardan biri gibi davranma meselesi, sandığım kadar kolay olmadı. Mitingde dikkat çekmemek adına annemin yer bezi olarak kullandığı eski gömleğimi giydim. Üstüne de üzerinde tepinerek ütüsünü bozduğum lacivert bir ceket geçirdim. Ama hem gömlek hem de ceket Vakko'dan olduğu için, fotoğrafta göründüğü gibi, en ufak şekilde bozulmadı bile. Saçlarımı özenle dağıttım, tuvaletten sonra elimi yıkamadım ve biraz yerde yuvarlanmak suretiyle üstümü başımı toz içinde bıraktım. Yeterince kötü kokmadığımı, bu şekilde dikkat çekeceğimi fark edince tişörtüme bir miktar da sarımsak sürdüm. Artık çıkmaya hazırdım.
Taksi ile Yenikapı'ya gittim. Aslında halktan biri gibi görünme adına belediye otobüsüne binmiş ama dayanamayıp bir durak sonra küfrederek inmiştim. Rahat bir yolculuk oldu.
Miting alanı gerçekten çok kalabalıktı. Dikkat çekmemek adına yere tükürüp bir iki geğirdikten sonra miting alanına girdim.
Öncelikle bu kitleden biraz bahsetmek lazım. Kim bu 1 milyon insan?…
Onlar görmezden geldiklerimiz… Evet, hani bugüne kadar gözümüzün önünde olan ama görmezden geldiğimiz, ölü taklidi yaparsak gider dediğimiz insanlar var ya, hani farkına varmadığımız, hani iki kelime konuşmaktan sıkıldığımız, hani üç cümle konuşunca baygınlık geçirdiğimiz…
İşte onlar…
Çocuğumuzun bakıcısı Şermin Abla…
Sitemizin güvenlik görevlisi Mustafa…
Tekstil atölyesinde 12 saat sigortasız çalışan Makbule…
Annesi Behiye…
Kardeşi Murat…
Kayınbiraderi Hulki…
Eltisi Atiye…
İski'den emekli Müslüm amca…
Onlar işte…
Bir CV'si olmayan insanlar… İnsan üşenmeyip bir şeyler yazar değil mi? Yazmıyorlar. CV'leri yok, anlatabiliyor muyum?…
Onlar birbirleriyle konuşmayan insanlar… Aralarında Afrika yerlileri misali tuhaf sesler çıkararak anlaşıyorlar. Birinin hı dediğini duydum mesela, efendim demekmiş, öbürü ıııh dedi, istemiyorum anlamına geliyormuş. Sevindiklerini zaman bizim alkış dediğimize benzer tuhaf bir el çırpma hareketi yapıyorlar. Üzüldükleri zaman iyice küçülüyorlar.
Onlar yanlarında tek bir gazete taşımayanlar. Evet hiçbirinin koltuğunun altında tek bir, bakın tek bir diyorum, tek bir gazete yok. İkiyi üçü geçtim, tek diyorum, yok. Onlar telefonla internete bağlanmayanlar, twitter mwitter kullanmayanlar, RT nedir bilmeyenler, FAV'dan haberi olmayanlar, DM'den yürümeyi hiç tatmamış olanlar, interaksiyonun bereketini yaşamamış olanlar…
Onlar yorgun bacaklar, nasırlı eller. Neutrogena derinlemesine bakımdan haberi olmayanlar, Dove kremi görse üzerlerine sürüp yağlı güreş yapacak olanlar…
Onlar beslenemedikleri için boyu benden kısa olanlar… En son Japonya'ya yaptığım elit seyahatte bunu yaşamıştım. Ama onların gözler çekik olduğu için gene sempatiklerdi. Bunlar böyle, tövbe Tanrım, cüce gulyabaniler gibi, 1 otuz boyları hepsinin. Japonlarınki genetik ama bunlarınki opera seyretmedikleri için, klasik müzik dinlemedikleri için kısa kalmıştı. Fark edilmemek için biraz eğilmek zorunda kaldım.
Otobüsle geliyorlar çünkü arabaları yok çoğunun…
Olsa da benzine paraları yok…
Olsa da nasıl çalıştıracaklarını bilmiyorlar…
Nasıl çalıştıracaklarını bilseler de ayakları gaz pedalına yetişmez. Çünkü kısalar.
Nerede ise tamamı geldikleri ilçe teşkilatı tarafından sağlanan anlık veya devamlı yardıma muhtaç… AKP Esenler teşkilatı kartı taşıyan bir genç elinde biberonla insanlara su içiriyor ve bir yandan da ağızlarına ekmek sokuşturuyordu, onları en azından miting süresince hayatta tutmaya çalışıyordu. Muhtemelen pek çoğu mitingden sonra ölmüştür.
Bunlar bizim Makarnaya, bulgura oyunu satıyorlar diye kızdığımız, aşağıladığımız, yeri geldiğinde bir iki tokat çaktığımız, dersini almazsa üzerlerinde sigara söndürdüğümüz insanlar.
Ama o makarna öyle değerli ki onlar için. Kendi onunla doyuyor, çocuğunu onunla doyuruyor. Bizim gibi Nusret'te yemiyor, steak'den haberi bile yok. Birine yaklaşıp Hanımefendi şurada yarımşar porsiyon köfte yer miyiz? dediğimde uzaylı görmüş gibi bakıp benden uzaklaşması bundandı. Oysa makarna deseydim tıpış tıpış gelecekti.
Makarnanın neden onlar için bu kadar önemli olduğunu nerden mi anladım? Yanımda getirdiğim bir liralık simit ve 50 kuruşluk suya yutkunarak bakmalarından. Resmen içime düşeceklerdi, dudaklarını dilleriyle ıslatıp yalvaran gözlerle bakıyorlardı. Simitten bir parça koparıp havaya attım, ortalık birbirine girdi, size şu kadarını söyleyeyim, en son bu sahneyi Üsküdar-Eminönü hattında martılarla yaşamıştım. Pet şişemden de avucuma bir miktar su alıp yüzlerine serptim, bu onları bir süre idare ederdi.
Yalnız bayanlara karşı çok kibarlar. Yoldan bir kadın geçtiğinde kafasına bir tane geçirmek yerine yol falan veriyorlar. Beni en çok şaşırtan bu oldu.
Dünyadan haberleri yok, Roma'da moda haftası başlamış umurlarında değil, Londra'da inşası devam eden opera binasının iki senedir hala bitmemesini tınlamıyorlar.
Selfie nedir bilmiyorlar. Birine hocam bir selfie alalım mı şöyle hep beraber dediğimde sen al, ben yanımda ekmek getirdim diyecek kadar en önemli olaylardan bihaberler. Selfie'yi bir çikolata markası, yahut bir yiyecek türü zannediyorlar. Neden? Çünkü ben uykumdan feragat edip gecenin bir yarısı Oscar ödül törenini izlerken bu amcamız akşam 10'da tavuk gibi uyumuştur da ondan. O özel gecede ben dakikaları sayarken, Ellen'in çektiği fotoğrafla büyülenirken bu amca rüyasında makarna görüyordu da ondan.
Derken Tayyip geliyor. Helikopterle önce alanın üzerinde bir tur atıyor, sonra aşağıya emirler yağdırmaya başlıyor, safları sıklaştıralım, arkada boş yerler var gibi. Eski imam-hatipli ve İETT çalışanı olduğu için bunlar normal. Normal olmayan ise bu insanların bu kadar itaatkar olması. Adam gökyüzünden emir veriyor, bunlar uyguluyor. Vay be dedim kendi kendime, bu kitle aşağılanmayı çok seviyor. Hemen test etmek için yanımdaki amcaya naber lan ibiş dedim, şöyle bir döndü baktı, nasıl gidiyo lan dümbük deyince üzerime yürüdü ve kaçmak zorunda kaldım. Belli ki başka bir partinin ajanıydı, yoksa hoşuna giderdi.
Peki bu insanlar neden mi böyleler? Çünkü yönlendirilme dışında alternatifleri yok. Hayatları boyunca talimat alıyorlar. Ali çöpü at, Hatice yerleri sil, Memduh boşları al… Aç kalmamak adına itaat etmişler. Oysa ben kimseye itaat etmem, annem çöpü dök dediğinde, maşallah benden sağlamsın git kendin dök, derim. Hemen dökmem yani, bir sorgularım, irdelerim, önce bir miktar klasik müzik dinlerim. Böylece uzun boylu ve elit bir insan olurum.
Sonuç:
Bu mitinge katılanlar cahil ve seviyesiz insanlar, boylar bir otuz, fakirler ve ancak dışarıdan yardımla hayatta kalabiliyorlar. Çok büyük bir maceraya girdim ama çok önemli bir ders çıkardım: Onlarla iletişim kurmamız gerekiyor. Biliyorum iki cümle sonra sıkılıyoruz ama lütfen onlarla konuşalım ve onlara ne kadar cahil ve seviyesiz olduklarını söyleyerek kendi partilerimize oy vermeye çağıralım. Bunu başarabiliriz.
http://beyinsizadam.net/
lukasaluka@gmail.com
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ipso facto
Kendiliginden olan
~Latin Atasozu~
- - - - - - - - - - - - - - - -
HEPIMIZE DAIR
. . . . . .
Yalniz kendi basin mi dertli sanirsin,
Golgesi yeryuzunde avare insan?…
Tas da istemezdi yosun tuttugunu;
Solmakta her cicek kokusu ucunca.
Tasadir agaca ruzgarda yapragi;
Her kus yanar az cok olen yavrusuna;
Sivrisinek de halinden memnun degil;
Viziltisi sikayet makamindadir.
~Cahit Sitki TARANCI~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Kötü Olaylar, Kötü Sebeplerden Doğar.
~ARİSTOPHANES~
- - - - - - - - - - - - - - - -
elimi bırakma ey şehir
ey tutkal kokulu odalar
duvarlar
ki içinde resimler saklayan
laf taşımayan
ıslak bir orospunun cüreti gibi duran sokaklar
yağmurla yavşayan günler
ey şehir
boğazıma hançer kıvamında sözler ekleyen
bütün suçlarımı kanıtlayıp
günahlarımı yüzüme vuran ey şehir,
bildiğin akmaları kullanmıyor bu nehir
bu baldıran
bu zehir…
gözüme sekiz bin yıllık sürmeler çekerim
kör olmak pahasına görmektir hayat bilirim
- - - - - - - - - - - - - - - -
ONLAR
Onlar ki toprakta karinca,
suda balik,
havada kus kadar
cokturlar;
korkak,
cesur,
cahil,
hakim
ve cocukturlar
ve kahreden
yaratan ki onlardir,
destanimizda yalniz onlarin maceralari vardir.
Onlar ki uyup hainin igvasina
sancaklarini elden yere dusururler
ve dusmani meydanda koyup
kacarlar evlerine
ve onlar ki bir nice murtada hancer usururler
ve yesil bir agac gibi gulen
ve merasimsiz aglayan
ve ana avrat kufreden ki onlardir,
destanimizda yalniz onlarin maceralari vardir.
Demir,
komur
ve seker
ve kirmizi bakir
ve mensucat
ve sevda ve zulum ve hayat
ve bilcumle sanayi kollarinin
ve gokyuzu
ve sahra
ve mavi okyanus
ve kederli nehir yollarinin,
surulmus topragin ve sehirlerin bahti
bir safak vakti degismis olur,
bir safak vakti karanligin kenarindan
onlar agir ellerini topraga basip
dogrulduklari zaman.
En bilgin aynalara
en renkli sekilleri aksettiren onlardir.
Asirda onlar yendi, onlar yenildi.
Cok sozler edildi onlara dair
ve onlar icin:
zincirinden baska kaybedecek seyleri yoktur,
denildi.
~Nazim Hikmet~
- - - - - - - - - - - - - - - -
One dogruyu bilmek gerektir.
Cunku dogru bilinirse, yanlis ta bilinir.
Ama one yanlis bilinirse, dogru bilinmez olur.
~FARABI~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Felaketler, ayak seslerini duymayanlara geliyorum demez.
~Anonim~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Herseyi denerim; ama yapabildiklerimi yaparim.
~Herman melville~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 277. - 389 ]
Ölüp yok olma korkuların saçma
Yoktan vara yükselen dalda oldukça;
Sevgiye İsa gibi dirilmişsin sen;
Ölüm yok artık sana dünya durdukça.
- - - - - - -





- - - - - - -
Kurk_Mantolu_Madonna-Sabahattin_Ali.epub
Stephen_King-Kara_Kule_7_Kule.epub
Necmettin_Sahiner-Sahitlerin_Dilinden_1.epub
20:17 12.613.045 Memet_Zencirkiran-Dunden_Bugune_Turkiyenin_Toplumsal_Yapisi.pdf
Butun_Siirleri-Pir_Sultan_Abdal.epub
Dawson_s_Creek-The_Beginning_of_Everything_Else-Kevin_Williamson.epub
Oppenheimer_-Bilim_ve_Sagduyu.pdf
Kemal_Oruc-Kabak.pdf
Ali_Arslan-Avrupadan_Turkiyeye_Ikinci_Yahudi_Gocu.pdf
altKitap-Derleme-Farkindalik_altKitap_2013_Oyku_Seckisi.epub
Carmen_Carter-Hamlin_Cocuklari.epub
FERHAN_SENSOY-Gule_Gule_Godot.doc
Atilla_Coskun-Ugur_Mumcu_Cinayeti.pdf
Cuneyt_Ulsever-Azrail_Aynasi.epub
Cennetten_Akan_Irmak-Richard_Dawkins-www.epub
Anne_McCaffrey-Generation_Warriors.epub
Coskun_IRMAK_Memurin_Fasli.pdf
Christopher_Paolini-Miras_Dongusu_4_Miras.epub
bolum05.docx
Mark_Twain-Tom_Sawyer.mobi
Ozen_Yula-Rahvan_Giden_Atlilar.doc
Murat_Ipek-Basit_Bir_Ev_Kazasi.doc
Arthur_Conan_Doyle-Uc_Catili_Ev.epub
Emmanuelle_Marie-Beyaz.pdf
Stefan_Zweig-Uc_Buyuk_Usta_Balzac_Dickens_Dostoyevski_.epub
Orhan_Kahyaoglu_ve_Sinan_Guler-Pink_Floyd.pdf
Turhan_Oguzbas-Ispanyol_Meyhanesinde_Seni_Aradim.pdf
Knulp-Hermann_Hesse.mobi
Nazim_Hikmet-10_Kafatasi_Adam_Yayinlari.pdf
ANTIK_CAG_TIYATROSU.doc
- - - - - - -
"> "> "> "> "> "> "> ">
- - - - - - -
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
| Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
| Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
| Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
| Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
| Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
| Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
| Eposta adresleri (Derdiniz varsa buradan ulaşın.) | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net oraj.poyraz@openmail.cc HvLWPtIjJR8X@protonmail.com 0PjukdvspdUh@mail2tor.com |
| Tor ağı üzerindeki web siteleri Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız. | : | http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/ http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder