30 Mayıs 2014 Cuma

Re: [OzgurGundem] Alevi nefreti altın madeni gibi

Ben de işte bundan rahatsızım.
Hangi Alevilik?
Diyelim ki, bir bölüm Alevi Ateist Alevi olsun,
Ya da bir bölümü namaza gidenlerden olsun,
Ya da bir başka bölümü sadece cem evini kendine mabet saysın.
Kime ne, ona ne, buna ne, devlete ne?
İsteyen Aleviliği ayrı bir din sayar, ayrı durmak ister.
Bunu zorlamaya, eleştirmeye kimin hakkı var.
Herkes Sünni olmaya, olmasa bile Sünnilerle namazda saf tutmaya mecbur mu?

Şunu kabul etmek ve anlamak gerek.
Sen nasıl ki Allahı ilah saydın, önünde Allahı yücelten Arapça sözlerle eğilmek, oturmak ve alnını yere vurmayı ibadet saydın.
Oruç, kurban, hac, fitre, zekaat falan.
Arzu eden de Spagetti tanrısına inanır, kafasına iliskir geçirir.
Arzu ederse yerlerde yuvarlanır, isterse amuda kalkarak yüce Zeus için yırtınır.
Sana ne?

Doğruymuş, eğriymiş kendin için bir fikrin olabilir.
Bunu anlarım, normal.
Herkesin başkaları hakkında fikirleri vardır.
Netekim benim de senin için bir fikrim var.
Ve zaman zaman da bunu söylüyorum.
Büyüklere masallar diyorum.
Gerçek üstü diyorum.
Akli değil diyorum.
Kanıtlanamaz, dogmatik diyorum.

Ama, bi dur bakalım.
Kendi yargılarını , inançlarını, dinini başkalarına zorlamaya hakkın var mı?
Adam ben ibadetimi Cem evinde halka namazıyla yapacağım diyor.
Saz çalarken, semah tutacağım diyor.
Sen tutturmuşsun, yok sen Müslümansın, Müslümanlar şöyle olur, böyle ibadet eder, sen de böyle yapacaksın diye tutturmuşsun.
Sen adamın dedesinin başına sünni sarığı, üstüne imam cüppesi giydirmeye çalışıyorsun.
Bir de utanmadan farkını belirmek için ayrı renkten olsun diye de itina gösteriyorsun.

Yok Müslümanlarda tefrika olurmuş, ayrılık, aykırılık olurmuş.
Sana ne?
Bırak birileri de aykırı olsun, öbür tarafta dursun.
Sen başkalarından ayrı değil misin?
O da olsun.

Haddini aşan konuşmalar, işler bunlar.
Biraz daha uzatınca iş katli vaciptir, cihat muhabbetine gidiyor.
Ve o zaman dinin gerçek mahiyeti ortaya dökülüyor.

Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA


On 29.05.2014 12:47, Yunus Kavik ykavik@gmail.com [Ozgur_Gundem] wrote:
Hangi alevilik sorusunun net cevabı verilmeden Türkiye'de alevilik sorunu hiç bitmez.
 
Sünnilerin camilerine gidenlerin Aleviliği mi ?
Yoksa hiç bir camiye gitmeyip Cem evine gidenlerin Aleviliği mi gerçek alevilik ?
Veya hem Camiye hem Cemevine gitmeyen Alevilik kılfında marksizmi sarmalayan Allahsız , kitapsız, Ali'siz Alevilik mi?
Veya Ali'ye tanrının yeryüzündeki gölgesi olarak iman eden yani Ali'ye tanrı gibi tapan Alevilik mi?
Veya 12 imam ve onun gölgesi velayet-i Fakih'i peygamber gibi masum olduğuna inanan Caferi Aleviliği mi?
Veya nerdeyse sünni Şafiiliğe yakın olan Zeydi Aleviliği mi?
Veya neye inandığını bile bilmeyen, hatta inanıp inanmadığını bile bilmeyen , ancak seküler ve laik bir yaşam içerisinde olan, hatta aleviliğin hiç bir ritüelini yapmadığı gibi bu ritüllerin ne olduğu hakkında hiç bir bilgisi ve fikri olmayan, sırf anası,babası veya dedesi, atası alevi olduğu için kendini alevi olduğunu sanan Alevilik mi?
 
Böyle veya, veya şeklinde alt alta sıralayıp kafanızı fazla şişirmeyeyim. Bu saydıklarım hepsi de kendilerini Alevi olarak tanımlayan sınıflardan sadece bir kaçı.
 
Kısacası bu yumağı çözmek oldukça zor görünüyor.
 
Hatta öyle ki Alevi nefretinin yaygınlaşmasından çıkar sağlayan Alevimsi Aleviler bile var. Tıpkı kandan beslenen sülükler gibi Alevi nefretinden beslenmekte. hayatiyetini devam ettirmekte. Aleviler içlerindeki bu sülükleri ayıklamadığı müddetçe bu sarmaş dolaş yumak daha beter çözülmez hale gelebilir.
Bazı böylesi sülüğümsü Alevimsi Aleviler, Aleviliğe daha çok zarar vermekteler.
 
Yani özet olarak hangi Alevilik sorusunun cevabı netleşmeden Alevilik sorunu çözülemez. Her birisi ayrı ayrı örgütlenmiş olup her kafadan ses çıkarmakta. Birlik beraberlik ve aralarında bir tesanüd (dayanışma) bulunmamaktadır. Başkalarını şikayet etmeden önce kendi birliklerini sağlamalılar bence.
Bu iş oldukça zor ve çetrefilli görünüyor.
 
 
Yunus Kavik
 

 
28 Mayıs 2014 23:26 tarihinde Mentes Azuz mentesoz@gmail.com [Ozgur_Gundem] <Ozgur_Gundem@yahoogroups.com> yazdı:
 

Bazı yazarlar RTE'nin fazla kitap okumadığını falan iddia ediyor. Ne kadar okuduğunu bilemem ama, tarihteki faşist, diktatör ve ırkçıların hayatlarıyla ilgili birçok haber, makale veya kitap okuduğuna inanıyorum. Yoksa çapı belli o beyniyle bunları üretebileceğine inanmıyorum.
Menteş

Alevi nefreti altın madeni gibi

28.05.2014 16:50

Epeycedir Başbakan'ın gündemi Alevilik… Türkiye gericiliğinin derinlerde kalan Alevi nefretini keşfetti ve iktidarını, hatta istikbalini bu nefret üzerine bina etti. Alevi nefreti, Başbakan'ın altın madeni gibi; ekmeği, aşı, saltanatı… Kazıdıkça, rezervin büyüklüğünü görüyor, heyecanlanıyor, coşuyor,'kazanıyor…' Kazandıkça, kazımaya devam ediyor.

Bunun riskli bir kazanç olduğunu, bizi iç boğazlaşmaya götürebileceğini bilmez mi; elbette bilir ama öyle bir noktadaki, saltanat kaybettiği an yargı önüne çıkacağından kuşkusu yoktur. Hesap şu; kendini riske edeceğine, memleketin birliğini-bütünlüğünü riske ediyor!

Bu yüzden ülkenin özgürlük, demokrasi ve insan hakları savunucularının (ne yazık ki,) en temel insan unsuru olan Alevilere savaş açtı! Alevilerin temel haklarının iade edilmesi ve bu çelişkinin ortadan kalkması durumunda, siyasal getirisi olan daha parlak bir araç yoktur. RTE'nin memleketi düşünmeye ne niyeti, ne aklı, ne de yeteneği var… En kolay, en geri, en ilkel oyunu oynuyor; din, iman, mezhep, başörtüsü, Menderes, beyaz kefen, paralel…

Şimdi oyunun son perdesinde; devletin gücünü harekete geçirerek kimi Alevi mahallelerini terörize etti, abluka altına aldı ve kıyıma başladı. Bunların fıtratında her türlü provokatörlük mubah. Sosyal medyaya düşen tapelerde MİT Başkanı Hakan Fidan'ın söylediklerini anımsayalım; "gerekirse Suriye'ye 4 adam gönderirim, Türkiye'ye 8 füze attırıp savaş gerekçesi üretirim!" İşte oyun bu; yüzünü gözünü kapat, polise molotof kokteyli at, mabedi kurşunla, bir yurttaşı öldürt!"Alevi, Sünni, cami, cemevi"; konuş da konuş… İşte sana maden!

BAŞBAKAN YALAN SÖYLÜYOR!

Sıkıntılı, sinirli, kaygılı ve agresif! Kimse kendini kandırmasın; din-iman, hak, hukuk, hatta devlet-millet kavramları umurunda değil. Halkımızın kutsal din duygularını kullanıyor, "Allah'la aldatıyor!" İnançlı değil ama inançsız da değil; kısacası Başbakan'ın para dışında inandığı değeri yoktur… Dindar, Tanrının, dinsiz ise insanlığın değerlerine inanır, saygı duyar. Bana sorarsanız her ikisi de saygıdeğerdir ama RTE'nin fıtratında ikisi de yoktur.  

Baktığımızda bütün ahlaki değerleri, kurumları, anayasa ve yasaları paspas haline getirdi! Gözümüze bakarak yalan söylüyor! Yani benim ülkemin başbakanı bir yalancı! Diyor ki, "devlet cami yapmıyor ki, cemevi yapsın." Şimdi soralım; burada saymaya sayfam yetmez ama örneğin İstanbul Çamlıca, Ankara Diyanet Camisi, Ulus'taki tek nefes alacak yer olan Opera Meydanı cami inşaatı ve daha binlercesi. Evet binlercesi… Ayrıca her yıl en az 1000 caminin onarımı, yüz bin caminin elektrik, su vb gibi giderleri…

YILLIK BEŞ MİLYAR LİRA

Tamam, Allah'tan korkmuyorsun da, bunca yalandan yüzün nasıl kızarmıyor? Bu yalana ne gerek var; "devlet cemevi yapsın" diyen yok ki… Devlet cami de yapmasın cemevi de, imama da maaş vermesin, dedeye de… Söylediğimiz budur. Demokrasi, insan hakları, laik devlet anlayışı da zaten bunu vazeder. Ama bu uygulama ümmeti birey yapar, hakkını-hukukunu bilen, ona sahip çıkan birey de sana bir dakika bile tahammül etmez, indirir değil mi?

Yeri gelmişken söylemek isterim; demokratik laik devlet, dinin devlet tarafından finansını kesinlikle reddeder. Siz, din ve mezhebi kullanarak, mezhepler arasındaki tarihi çelişkiden yararlanarak iktidar olabilir, Soma'da olduğu gibi uyutarak köleleştirir, sendikasızlaştırır, madenlerde, fabrikalarda açlık sınırında çalıştırıp, ölüme mahkûm edebilirsiniz. Sizin fıtratınızda hile, haram, din ve emek sömürüsü var ama biz doğru yerde tutum almaya devam edeceğiz… Başka kurtuluş formülü yoktur.

ALEVİNİN ÇIĞLIĞI, ERDOĞAN'IN İKTİDARI!

Hükümetten umudu kestik; halkımızın vicdanına sesleniyoruz;

Değerli yurttaşlar;

Tayip Erdoğan, sadece siyasal geleceğini değil, yasa dışı tutumunun, ülke kaynaklarının yağmalanmasının, verdiği tahribatın yanına kalmasının, ceza ve cezaevinden kurtulmanın yolunun da, Alevilere saldırmaktan geçtiğine inanıyor. Kurgu bu… Bu yüzden AKP'nin on iki yıllık iktidarında, Alevi sorunlarının çözümüne yönelik hiçbir adım atmadığı gibi, var olan sorunlarına yenilerini ekledi.  

Bu anlamda eşitlik, adalet, hakkaniyet zaten yoktu ve geçmişte de devlet aygıtı önemli ölçüde Alevilerin Aleyhine işliyordu ama AKP bu hukuksuzluğu aleniyete taşıdı, katmerleştirdi. Kırdı, inkâr etti. Okulu, eğitimi, eşitliği, kamuda iş olanaklarını onlara dar etti: Şimdi okuldan eğitim yuvalarından, bürokrasiden, iş yaşamından, sokaktan feryatlar yükseliyor!

SOKAĞA ÇIKMA NEDENİ; İŞ, EKMEK, ÖZGÜRLÜK!

Aleviler, yargı önünde hak arama yolunu seçtiler. Ulusal ve ulusal üstü yüzlerce dava açtılar. Türkiye'deki yargı sürecini birkaç kez tüketip, AİHM'ne gittiler. Orada davalar kazanıp, kararları getirip önünüze koydular olmadı… Hadi "uygulayın" dediler olmadı, yapmadılar; kırk dereden kırk su getirdiler, AİHM'ni, AB İnsan Hakları Komisyonlarını, insan hakları çevrelerini kandırmaya kalktılar, kandırdılar…

Aleviler, çocuklarına bu din dersi müfredatının öğretilmesini istemiyorlar. Bu müfredatta; "Aleviliğin mabedi cemevidir" yazılmadığı için özünün tahrif edildiği için, Kerbela'nın nedenlerini ve taraflarını yazmadığınız için Aleviliği göremiyor, bulamıyorlar.  

DEĞERLİ BASIN, TV'LERDE AHKÂM KESEN, ALEVİSİZ ALEVİ PROGRAMLARI YAPAN VE ALEVİ SORUNUNU KONUŞANLAR: 

Başbakan diyor ki; "Alevi kurumları bir araya gelmiyor, her kafadan bir ses geliyor…" Bir yalan daha!!! Alevi-Bektaşi kurumlarının ALEVİ ÇALIŞTAYI sonrasında tek bir metin üzerinde uzlaşarak, altını imzaladıkları, hükümete ilettikleri talep listesi elimde; gayet makul, hukuki ve son derece de insani. Diyorlar ki;

"Yasalarımız içinde ibadethaneler sayılacaksa 'cami, kilise, havra, sinagog' cümlesine 'cemevini' de ilave edin.  

Diyaneti lağvedin; din giderlerini, laik ülkelerde olduğu gibi hizmet alan yurttaşların karşıladığı esasına dayanan yeni bir düzenleme yapın.  

Zorunlu Din Dersleri uygulamasını, AİHM kararları, ebeveyn hakları, inanç özgürlüğü ve ulusal üstü antlaşmalar ışığında yeniden ele alın. 

Madımak Oteli'nin 'Utanç Müzesi' adıyla düzenleyin.  

Alevi köylerine zorla cami yaptırılması çabasından, asimilasyon ve Sünni misyonerlik siyasetinden vazgeçin.

Hace Bektaş Veli Dergâhını sahiplerine iade edin.  

KPSS sonrası mülakatlarda; 'nerelisin, namaz kılar mısın' ya da 'Alevi misin' gibi sorularla aidiyet sorgulaması yapmayın.  

Kamudaki 'Alevi yasağını' kaldırın!"

***

Talepler içinde; devletin, yasaların, milletin, ahlakın, vicdanın kabul etmeyeceği bir istem var mı?

Murtaza Demir

Odatv.com



__._,_.___

Posted by: Yunus Kavik <ykavik@gmail.com>
Reply via web post Reply to sender Reply to group Start a New Topic Messages in this topic (3)
Guruptan ayrilmak icin, icin asagidaki adrese bos bir eposta gonderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

.

__,_._,___
zaryop:jaro
Gercekten verecek sevgim var; ama bunu hakedecek kimsem yok..

Charles Bukowski Sozleri / Heinrich Karl Bukowski / Bilge Sozleri
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder