Dün Koçarlı'ya gitmişsin, İnönü'yü 1960 ihtilalinin mimarı olarak göstermişsin.
Hazır Koçarlı'ya gitmişken keşke Adnan Menderes'in soyadı daha Ertekin iken iğfal ettiği Çakırbeyli Çiftliğinin kahyası Budaklı Mehmet'in kız kardeşi Ayşe'nin de mezarını ziyaret edip bir fatiha okusaydın.
Okumadığın için sen bilmezsin; Adnan Menderes'in "seni alacağım" vaadiyle kızlığını bozduğu kahyanın kardeşi Ayşe, haberi öğrenen sevdalısı Adnan Beyi öldürmek kastı ile çiftliği bastığında Adnan Bey'in önüne kendini atarak kurşunlara hedef olup ölmüştü.
Uçkuru düşük gezen Adnan Beyin vukuatları bundan ibaret değildi.
Daha 1940'lı yıllarda CHP milletvekili iken, üstelik de evli iken Konya Valisi Haydar Vaner'in kızı, Sadi Irmak'ın baldızı olan, mühendis Aziz Süver'le evli Mukaddes Hanımı portföyüne dahil etmişti.
Evli Mukaddes Hanıma olan aşkını, TBMM antetli kağıtlarla yazdığı mektuplarla ifade etmişti.
Miden kaldırırsa okumanı öneririm.
Mukaddes Hanımla 1946-1958 yılları arasında süren ilişkisi sırasında aynı anda başka kimleri idare etmiyordu ki?
Berin Hanımla evliydi, Hasan Ferit Alnar'ın karısı, Ziraat Bankası Genel Müdürü Mithat Dülge'nin yeğeni Ayhan Aydan'dan vazgeçemiyordu.
İstanbul Emniyet Müdür Yardımcısı Ferit Avni Sözen'in karısı Suzan Sözen ise adeta bir Afrodit'ti, nasıl onsuz yapabilirdi?
Bu bilinenler, uzun süreli ilişkisi olanlardı.
Ya günlük ihtiyaçları için kullandıkları?
Rivayet, tevatür muhtelif.
Adnan Menderes, Ayhan Aydan'ın kocası "Türk Beşleri"nden Hasan Ferit Alnar'a "karını boşa ben alacağım" diyor, Emniyet Müdür yardımcısı Ferit Avni Sözen'in Teşvikiye'deki evine gittiğinde karısı ile beraber olmak için "sen biraz arka odaya geçiver" demekten utanmıyordu.
Yassıada'da görülen "Bebek Davası" Ayhan Aydan'dan gayrimeşru olarak peydahlanan çocuğun doğduğu halde siyasi kariyerine zarar vereceği gerekçesiyle öldürüldüğü iddiasıyla açılmış davaydı.
Peki Yassıada'da görülen "Örtülü Ödenek Davası"nda örtülü ödenekten neden yıllarca boşanan koca Hasan Ferit Alnar'a ödeme yapıldığını hiç merak edip araştırdın mı?
Ya boşanmış kocaya örtülü ödenekten para ödenmiş de babasına da ödenmesi de ne demek oluyor diye hiç sordun mu?
Adnan Menderes'in evine kurban bayramı için alınan koçların bedelinin örtülü ödenekten ödenmesi ayıp ve suç ise koçları getiren çobana verilen 2,5 lira bahşişin de örtülü ödenekten ödenmesine "bu kadar da olmaz" dedin mi hiç?
Adnan Menderes eğer asılmasa idi gerçek muhafazakar, mütedeyyin, namuslu, ahlaklı insanların düşüncesine göre rezil olarak, yüzüne tükürülerek ölecek bir hayat sürmüştü.
Adnan Menderes böyle de İzmirli Evliyazadelerin iki kızını alarak bacanak olan bu ailenin üç damadı gibi üçü de darağacında can verenlerden biri olan Fatin Rüştü Zorlu'nun yaşantısı çok mu düzgündü, muhafazakar ilkelerinize çok mu uygundu?
O da gitti bir hariciyenin karısı ile uzun yıllar karı koca hayatı yaşadı.
Büyükelçi Orhan Kutlu'nun hanımı Vesamet Hanımı duydun mu?
Nereden duyup nereden okuyacaksın?
Peki Vesamet Hanımın mektuplarından birinde Fatin Rüştü Zorlu'ya bu mektubu "Adem Pijaması" giyinmiş vaziyette yazıyorum dediğini bilir misin?
Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu'nun da cevaben "keşke bu mektubu adem pijaması ile kendin verebilseydin" dediğini bilir misin?
Bilmezsin.
Okumazsın.
Okusan da anlamazsın.
Peki bu adem pijaması ne?
Çırılçıplak olmak.
Sizin idolleriniz bunlar.
Ya Yassıada duruşmaları sırasında Fatin Rüştü Zorlu'nun çok yakın akrabası olanların nasıl tanıklık ettiğini, neler söylediğini, nasıl mülevves bir hayat sürdüklerini anlattıklarını bilir misin?
Bilmezsin.
Bari gidip partinizin Genel Başkanlığını da yapan Yassıada Davalarının avukatlarından Hüsamettin Cindoruk'la bir sohbet etseydin.
Sana neler anlatırdı neler...
Peki Demokrat Partinin ağır toplarından Samet Ağaoğlu'nun Yassıada'daki ifadesinden haberin var mı?
Yok.
Niye hiç araştırmadınız 27 Mayıs'ı yapan askerlere teşekkür ettiğini? Peki 27 Mayıs'ı organize eden cuntanın içindeki en kudretli adam olan Kurmay Albay Alpaslan Türkeş hakkında bir şey söylediniz mi bu güne kadar?
O Alpaslan Türkeş ki, ihtilal bildirisini radyodan okuyan, kendisini Başbakanlık Müsteşarlığına tayin ettiren, örtülü ödeneğin bulunduğu kasadan sorumlu Menderes'in 10 yıl boyunca çalıştığı tek Başbakanlık Müsteşarı olan Ahmet Salih Korur'u döverek şifreyi aldığını, içindeki paraların sonra bir daha bulunmadığını bilir misin?
Bilmezsin, nereden bileceksin?
Cemal Gürsel ve Madanoğlu daha ihtilalin ilk gecesi hukuk profesörlerini çağırıp "üç ay içinde idareyi sivillere devredeceğiz din istismarına imkan vermeyecek bir anayasa hazırlayın" talimatı verdiğini, Milli Birlik Komitesi ile Alpaslan Türkeş ve 14 arkadaşının "bu tahribatı düzeltmek için 3 ay yetmez.
Atatürk ilkelerini yerleştirene kadar en az 10-15 sene kalmamız lazım" dedikleri için 14 ünün de yurt dışına, diplomatik görevlere atanarak Türkiye'den uzaklaştırıldığını bilir misin?
Bilmezsin, çünkü cahilsin.
İnönü'ye çakıyorsun.
Niye çaktığını biliyoruz.
Sizin gibi Milli Mücadele karşıtları, saltanatçı, hilafetçi, şeriatçı Hürriyet ve İtilaf Partisi bakiyelerinin niyetini, karın ağrısını çok iyi biliyoruz.
Atatürk'e çakamıyoruz, İnönü'ye çakalım.
Ben de İnönü'den hazzetmem.
Ama senin gerekçelerinle değil.
Karşı devrimi başlatan kişi olduğu için hazzetmem,
Atatürk'ün sevmediği, hoşlanmadığı ne kadar adam varsa etrafına topladığı için hazzetmem,
Atatürk'ün yakın çalışma arkadaşlarına it muamelesi yaptığı için hazzetmem,
din istismarını başlatan kişilerin başında geldiği için hazzetmem,
medeniyet projesinin, kültür devriminin, aydınlanma çağının en güzide kurumlarından biri olan köy enstitülerini kapattığı için hazzetmem.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Neden liman diyince
Hatirima direkler gelir
Ve acik deniz diyince yelken\?Mart diyince kedi,
Hak diyince isci
Ve neden ihtiyar degirmenci
Allaha inanir dusunmeden\?
Ve ruzgarli havalarda
Yagmur egri yagar\?
~Orhan Veli KANIK~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Atomların parçalanmasından elde edilecek bir enerji kaynağının var olabileceğini uman biri, hayal dünyasında geziniyor demektir."
~(1933, Nükleer Santraller ile ilgili olarak, Ernest Rutherford)~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ansızın Yükseliveren Kişiler Pek Beğenilirler.
Ama Toprağa Hızla Basın Bir Kere, Tozun, Samanların, Tüylerin Yükseldiğini Göreceksiniz.
~HARE~
- - - - - - - - - - - - - - - -
YASARKEN
. . . . . .
Agaclarin daha bu bahcelerde
Butun yemisleri dalda sarkiyor,
Umutlarin mola verdigi yerde
Geceler bir nehir gibi akiyor.
. . . . . .
Baksan bir uzaklik var hangi yana,
Hangi esyaya donsen bos bir ayna;
Varmak istedigim uzak limana
Gemiler beni almadan kalkiyor.
. . . . . .
Gelmedi gun daha calmadi saat,
Daha ucurmuyor beni bu kanat;
Sabirsizlanma, ey kapimdaki at
Gunes daha gozlerimi yakiyor.
~Ahmet Muhip DRANAS~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Her canliya Hak, layik olan cevheri verir;
Tirtil iki dis bulsa eger ormani yerdi.
Sayet kediler haftada bir gun ucabilse,
Dunyada butun sercelerin nesli biterdi.
~Bekir Sidki Erdogan~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Gülten
de gülüm ela bir günde geleceğim
istanbul darmadağın olacak, saçlarım
darmadağın. Hepsi, darmadağın Toparlanacağız, birlikte,
ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
hem de çelikten toprağını dele dele hayatın De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
sevgi, bitmiştir güven
sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
hasretten-hakikaten-ten değiştiren yüzüm Bekle-
şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
sokaklar var, kediler ölüm yok bize Bekle
artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak
~Küçük İskender~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Çanakkale Şehitlerine
Şüheda gövdesi, bir baksana dağlar taşlar...
O, rûkü olmasa, dünyada eğilmez başlar,
Vurulmuş temiz alnından uzanmış yatıyor;
Bir hilâl uğruna ya Rab, ne güneşler batıyor
Gökten ecdâd inerek öpse o pak alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in aslanları ancak, bu kadar şanlı idi...
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın\?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.
Herc u merc ettiğin edvara ya yetmez o kitab...
Seni ancak ebediyyetler eder istiab.
"Bu, taşındır" diyerek Kabe'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, rida namiyle,
Kanayan lahdine çeksem bütün ecramiyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan;
Yedi kandilli Süreyya'yı uzatsam oradan;
Sen bu avizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken gece mehtabı getirsem yanına,
Türbedarın gibi ta fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile avizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultanı Selahaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclaline ettin hayran...
Sen ki İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çemberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecramı adın;
Sen ki; a'sara gömülsen taşacaksın... Heyhat,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihat...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana ağuşunu açmış duruyor Peygamber.
~Mehmet Akif Ersoy~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Ömer Hayyam Bütün Dörtlükler [ 97. - 389 ]
Gönül Bijen i kuyu gibi gam zindanında;
Akıl Sührabı ölmüş derdinin sayvanında;
Dünya Siyavuşunun öcünü almak için
Gam, Rüstemin Turan gibi gönlünü talanda.
- - - - - - - - - - - - - - - -
ÇALINAN SORULAR... TURGAY YILDIZ
https://www.youtube.com/watch?v=TQlCSlN4q24
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder