11 Ağustos 2022 Perşembe

SÜLEYMAN ÇELİK: KÖY ENSTİTÜLERİ YERİNE MEDRESE

SÜLEYMAN ÇELİK: KÖY ENSTİTÜLERİ YERİNE MEDRESE

(scelik44@gmail.com)

Bugün Köy Enstitülerinin kuruluş yıl dönümü…

Dün, Cumhuriyet'ten sonra, diğerleri ile birlikte kapatılmış olan Ayasofya Medresesi, Cumhurbaşkanı tarafından yeniden açıldı...

Köy Enstitüleri Türkiye'nin geleceği idi; İkinci Dünya Savaşı sonrasında Amerikan emperyalizminin güdümüne girince kapatıldılar!..

Medreseler ise Türkiye'nin değil, Osmanlı'nın da geçmişi idi; yeniden açılıyorlar…

***

III. Mustafa'nın askeri danışmanı Fransız kurmay subay Baron de Tott, Sultan'a sunduğu raporda, "subayların çok bilgisiz olduklarını ve eğitilmeleri için bir okula gereksinim olduğunu" bildirir. Sultan, "medreselerimiz var. Subayları orada eğitiriz" der. Bunun üzerine medreseleri inceleyen Baron, buraların cehalet yuvası olduklarını görür ve durumu padişaha arz eder. Padişah kabul etmez, "gel birlikte gidelim. Orada, her şeyi bilen çok büyük alimlerimiz var" der. Birlikte bir medreseye giderler. Sultan, toplanmış olan müderrisleri göstererek Baron'dan, "istediğine, istediği soruyu sormasını" rica eder. Baron, "ortaya bir soru soracağım" diyerek, "bir üçgenin iç açılarının toplamını" sorar. Herkes başını öne eğer, kimse Padişah ile göz göze gelmek istememektedir. Sonunda Medrese Emini (rektör) bir yanıt vermek zorunda olduğunu anlar ve "üçgenine göre değişir, Sultanım" der. Baron'un "bunu Avrupa'da ilkokul öğrencilerinin bildiğini" söylemesi üzerine Padişah yeni bir okul açılmasını kabul eder.

Bu şekilde, Osmanlı'da medreseler dışlanır, ilköğretimden yükseköğretime kadar, seküler/ bilimsel eğitim yapılan, önce askeri, daha sonra da sivil okullar açılmaya başlanır. Avrupa'dan akademisyenler getirilir ve Avrupa'ya öğrenciler gönderilir. Böylece Osmanlı'da Modernizm başlamış olur…

Bununla birlikte medreselere dokunulamaz. Çünkü, bir üçgenin iç açıları toplamını bilmedikleri halde, kendilerine "ulema" yani alimler denilen medrese mollaları, "din elden gidiyor" dediklerinde halkı ayaklandırıp padişahları tahttan indirebilecek kadar güçlüydüler.

Halife Sultanların dokunamadığı medreseleri Atatürk kapattı. Çünkü bu bir devrimdi ve sadece dâhiler devrim yapabilirdi…

***

Japon İmparatoru Meiji, Avrupa'da yüz yıllarca süren evrim süreci sonucu gerçekleştirilen Aydınlanmayı, devrimler yaparak ülkesinde kısa sürede gerçekleştiren üç liderden biridir (diğer ikisi Çar Büyük Petro ve Atatürk).

Çoğu Doğu ve Güney Doğu Asya ülkeleri gibi Japonların inancı da Budizm'di. İmparator, azla yetinme (kanaatkâr olma) üzerine kurulu olan Budizm'in insanları tembelleştirdiğini düşünür ve dinlerini değiştirmek ister. Hangi dini benimsemeleri gerektiğine karar vermek için diğer dinler üzerinde araştırma yapar. Bu kapsamda, "İslamiyet'in içeriğini, iman esaslarını, amacını, felsefesini, ibadet kurallarını açıklayacak kudrette din bilginlerinden oluşan bir kurulun ülkesine gönderilmesini" Halife Sultan II. Abdülhamit'ten talep eder.

Abdülhamid bu talebe ne yanıt vermiş? Onu da kendi ağzından öğrenelim:

"Düşündüm ki, Japon İmparatorunun istediği Müslüman din bilginleri kendi ülkemizde olsa ve onları ben bulabilseydim, Japonlardan önce kendi milletimin ve Halife, yani Peygamberimizin vekili olarak İslam dünyasının yararlanmasını sağlardım. Şöhret yapmış ilmiye (din bilginleri) mensuplarını tanıyordum. İçlerinde saygıya layık çok kişi vardı. Çoğu da erdem sahibi idi. Fakat ilmi (bilimsel) yetenekleri olduğu kadar, dünyaya bakış açıları, bu kadar büyük ve İslamiyet'in mukadderatını etkileyecek kadar önemli konuyu ele almaya, sonuçlandırmaya yeterli değildi. Sözün kısası Japon İmparatorunun istediği Müslüman din bilginlerine ve onları yetiştirecek kaynaklara sahip değildik. Medreselerimiz birer ilim irfan kaynağı olmaktan yoksundu." (II. Abdülhamit ve Dış Politika" Prof. Vahdettin Engin, Yeditepe Yayınları, 2005) Yani medrese alimleri fen bilimleri bakımından zır cahil oldukları gibi, din bilimleri bakımından da el yüzüne çıkarılamayacak kadar yetersizdiler.

***

Ayasofya Medresesi'nin açılışında yaptığı ve isim vermeden Atatürk ve devrimlerini eleştirdiği konuşmasında Erdoğan, "kapısına kilit vurulan ilim irfan yuvası olarak" niteleyerek "4.5 asır boyunca sayısız alimin yetişmesine vesile olduğunu" öne sürdüğü medreselerin ve yetiştirdiği alimlerin durumu buydu. Bunu söyleyen Cumhuriyetçi bir Kemalist değil, AKP'lilerin "Cennet mekân Ulu Hakan" diyerek yaptıkları dizilerde göklere çıkardıkları Halife Sultan II. Abdülhamid'dir…

***

Çok partili düzene geçtikten sonra, din istismarcısı politikacıların göz yumması ile Anayasa ve yasalara aykırı olmasına karşın, medreseler yeniden açılmaya başladı. Geçenlerde, CHP dahil, tüm muhalefet partilerinin de desteği ile kabul edilen "Diyanet Akademisi" yasası ile artık resmi olarak açılmalarının önü açıldı. Böylece ülkemiz Osmanlı modernizminin de gerisine, yani 21. Yüzyıldan 18. Yüzyıla götürülüyor.

Bu yasanın Meclis'te tek bir ret oyu almadan kabul edilmesi, arkasında Köy enstitülerini kapatan gücün varlığını düşündürüyor!

--

- - - - - - - - - - - - - - - -

Insan vardir zamani kendi hesabina yontar, insan da vardir bir omur boyu zaman ona yontar...

~Anonim Nasihat~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Siz kendinize inanin,baskalari da size inanacaktir.

~Montaigne~

- - - - - - - - - - - - - - - -

GÖZDEN KAÇANLAR GERİDE KALANLARLA 2020 | Turgay Yıldız

https://www.youtube.com/watch?v=QdgIPmczXi8&t=75s


- - - - - - - - - - - - - - - -

Ne gordugumuz, buyuk olcude ne icin baktigimiza baglidir.

~John Lubbock~

- - - - - - - - - - - - - - - -

DORT YAPRAKLI YONCA
. . . . . .
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Oynamamiz bundandir.
Kara toprakla binlerce yil.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Bundandir sevmemiz
kiraz agaclarini.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse.
Kardesligimiz bundandir
Mavi sularla binlerce yil.
Cikamaz cocuklugundan disari
Kimse
Bundandir inanmamamiz
Kocaman bombalara.

~Fazil Husnu DAGLARCA~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Devamlı olarak faydasız ilimler ve bilgiler edinen kimse akıllı değil, akılsızdır.

~Mehmet Şevket Eygi~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sahip olmanin sucundan ve ekonomik rekabetin yukunden arinmis bir cocuk, yapilmasi gerekeni yapma iradesi ve bunu yaparken cosku duyma yetenegi ile buyuyecektir.Kalbi karartan gereksiz calismadir.Emziren annenin, egiticinin, basarili avcinin, iyi ascinin, becerikli ustanin, gereken isi yapan ve yapan herkesin sevinci-bu kalici cosku b...elki de insan yakinliginin ve bir butun olarak toplumsalligin en derin kaynagidir.
. . . . . .
Acidan kacarsaniz cosku sansini da yitirirsiniz. Zevk alabilirsiniz, hatta zevkin turlu cesidini alabilirsiniz, ama doyamazsiniz. Eve donmenin ne oldugunu bilemezsiniz. Doyum, zamanin bir islevidir. Zevk arayisi donguseldir, yinelenir, zamandisidir. Izleyicinin, heyecan arayanin, rastgele cinsel iliskide bulunanin cesitlilik arayisi hep ayni yerde son bulur. Bir sonu vardir. Sona erer ve yeniden baslamak zorunda kalir. Bir yolculuk ve donus degildir, kapali bir cevrimdir, kilitli bir odadir, bir hapishanedir. Kilitli odanin disinda zamanin manzarasi vardir; sansin ve cesaretin yardimiyla ruh, bu manzara icinde sadakatin kirilgan, gecici, umulmayan yollarini ve kentlerini kurabilir: insanlarin mekan tutabilecegi bir manzaradir bu. Bir eylem ancak gecmisin ve gelecegin manzarasinda gerceklestirildigi zaman insan eylemi olur. Gecmis ve gelecegin surekliligini oneren, zamani bir butun haline getiren baglilik, insan gucunun kokudur, onsuz yapilacak hicbir sey iyi olamaz. Zamana karsi calismaktansa zamanla birlikte calismanin iyi yani, zamanin bosa harcanmamasidir.

~Ursula K. Le Guin~

- - - - - - - - - - - - - - - -

RUZGARLA BIR

Hangi gunun gecesidir / yazi kista kilan bilir
GUn icinde gorunmeden / gunu suya salan bilir
Daglar duze iner birden
Aski sonsuz kilan bilir / ruzgarla bir olan bilir

Gol gol olur damda biri / centik atar gunlerine
Sel sel akar digerleri / gunes guler tenlerine
Biri bine doner birden
Yolu yakin kilan bilir / ruzgarla bir olan bilir

Ruzgar cocuk sesleriyle / mavi bir dus kurar gokte
Sozde turku dalda cicek / olur acar her yurekte
Gozden perde iner birden
Dusu gercek kilan bilir / ruzgarla bir olan bilir

~Adnan YUCEL
-'Ruzgarla Bir' isimli kitabindan-~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Sevgiyi sevip dusmanliga dusman olmak, inancla cosan bir kalbin en onemli vasfidir. Herkesten nefret ise, ya gonlu seytana kaptirmislik veya bir cinnet eseridir. Sen insani sev; insanliga hayran ol

~Anonim Nasihat~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder