17 Şubat 2023 Cuma

Ali Nesin: Kamuoyuna Açıklama

Biz kısaca bu heriflere orman çocuğu diyoruz.
Orman çocuğu çünkü içimden geçen öfke ve nefretin en kibar ifadesi bu şekilde.
Allah yok.
Keşke olsaydı.
Bu pezevengin evlatlarını cezaladırırdı.

Yok.
Onlar da biliyor bunu.
O yüzden bu milleti çolpa, öküz, şaşkın, şaşkaloz, şaban, şapşal, şavalak, abdal, ablavut, abuli, abullabut, ahmak, akılsız, alık, aldanç, allahlık, andaval, angaz, angut, anlayışsız, apışık, apseli, apsent, aptal, aptalca, aval, avanak, avare, byön, basiretsiz, bayağı, beberuhi, beceriksiz, beyinsiz, bihuş, bilinçsiz, budala, cebbar, cudam, düşüncesiz, düdük, dümbeelek, dümenci, dallama, dangalak, dengesiz, denyo, derbeder, dingil, dirayetsiz, divane, donuk, ebleh, ehliyetsiz, embesil, enayi, ferasetsiz, gabi, gafil, gazoz, gebeş, geri, gerzek, hödük, hünersiz, hışır, hımbılr, hır, hırbo, hırt, hırtapoz, haşlama, hafız, ham, hesapsız, hoyrat, ibiiş, idraksiz, inek, iradesiz, istidatsız, izansız, kör, kaçık, kaşkaval, kaba, kabiliyetsiz, kafasız, kakavan, kaltaban, kavrayışsız, kaz, keş, kek, kelnek, kelle, kereste, keriz, kerkenez, kifayetsiz, kofti, kurukafa, lağım, liyakatsiz, mütehayyir, maharetsiz, emalak, mankafa, mantıksız, mantar, manyak, marifetsiz, meleme, nanemolla, pısırık, pervasız, rabıtasız, sümsük, sünepe, sığır, saçmacı, sağgörüsüz, saf, safderun, safdil, saftirik, sakar, salak, saloz, sap, seme, sersem, serseri, susak, yalak, yeteneksiz, yordamsız, zekâvet, zevzek, zihnî yerine koyuyorlar.
Ve BAKARA MAKARA ÖYLECE SALIYORLAR ORTAYA.


Oraj POYRAZ(0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc )
           L2fSIJNoA0xfSNxA  



Ali Nesin: Kamuoyuna Açıklama

@herkes

2017 yazında Nesin Vakfı'na komşu 8 dönümlük arazi satışa çıkmıştı. İçindeki villayla birlikte 2 milyon liraydı, "kelepir" sayılırdı. Sahibinin acil paraya ihtiyacı olduğundan bir hafta on gün içinde almalıydık. Babam da birkaç defa bu araziyi almaya yeltenmiş ama parası çıkışmadığı için alamamıştı. Bizim de o kadar paramız yoktu tabii. Eski Vakıf çocuğu, şimdi Vakıf yöneticisi Süleyman Cihangiroğlu çok ısrar etti, bankadan kredi çekelim dedi. Ben hiç sevmem öyle kredi işlerini filan, önce reddettim ama sonra ısrarlarına dayanamadım, zaten ben de istiyordum. Facebook'tan duyuralım, biraz destek gelir, kalan miktarı krediyle tamamlarız diye düşündük.

Babamın hayallerini ve arazinin bizim için önemini vurgulayan bir yazı yazdık. Çok etkili oldu. Bir iki haftada çoğunluğu düzenli bağışçımız olan dostlarımızın desteğiyle süreci tamamladık

Şu komik olayı da anlatayım: Vakıf sekreteri ve muhasebecisi gelen desteği anbean Whatsapp grubumuza bildiriyor. Paranın tamamlanmasına az kalmış… Bir hızlanıyor bir yavaşlıyor… Sanki at yarışındayız, herkeste öyle bir heyecan.. Tutar tamamlandığında Whatsapp'tan sevinç çığlıkları yükseldi!

Tamam, dedim, duyuru yapalım, daha fazlasına gerek yok.

Ali Abi, biraz daha gelsin ne olur…

Olmaz, durdurun.

Ali Abi n'olur biraz daha…

Benim de içim gidiyor tabii. Ama daha sonra utanacağım hiçbir şey yapmamaya karar vermişim bir defa.

Bize yakışmaz! dedim.

İkinci bir duyuruyla bağışları hemen kestik.

Araziyi aldık. Aylar boyunca o araziyi düşünerek geceleri uykuya daldım, o kadar mutluydum!

(Bir iki yıl sonra birileri o eski duyuruyu yeniden piyasaya sürdü ve yeni bir arazi alacağımızı sananlar bağışta bulundular… Bunu durdurmamız mümkün olmadı maalesef…)

Sanırım 2021'de (yani araziyi alışımızdan dört yıl sonra) o arazinin komşu arazisine İsmail Ağa cemaatine bağlı bir tarikat taşındı. Bize karşı düşmanca bir tavır takındılar. Sözlü ve fiziksel tacize başladılar, üzerimize köpek saldılar, çocuklarımızı videoya kaydettiler, Çatalca'da aleyhimize konuşmaya başladılar. Bir de cami mi mescit mi olduğunu anlamadığımız kaçak bir yapı inşaatına giriştiler.

Bir süre sonra da Valilik, daha doğrusu eski Dernekler Masası, yeni ismiyle Sivil Toplumla İlişkiler Müdürlüğü "izinsiz bağış kampanyası" yaptığımız gerekçesiyle Vakf'a müfettişler yolladı. Bu yazımızı kampanya olarak addetmişler… Olacak şey mi!

Müfettişler geldi. Onlara bunun sonu ne olabilir diye sorduğumuzda muhtemelen beş on bin liralık ceza gelir dediler, ama isterlerse gelen paraya da, hatta araziye de el koyabilirlermiş. Ama genel kanı bir para cezası geleceği yönündeydi.

Müfettişler herhangi bir suistimal olmadığı yönünde rapor vermelerine rağmen akla hayale gelmeyecek şekilde olabilecek en ağır cezayı kestiler. Sadece o 2 milyon liralık bağışa değil, "hesaptaki tüm paralar o kampanya sayesinde gelmiştir" diyerek tüm hesaplarımızı süresiz olarak dondurdular. Ayrıca araziye el koymak amacıyla tapuya şerh düştüler. Düşünebiliyor musunuz, çoluk çocuk var, çalışan var demeden tüm paramızı dondurdular… Biz taş mı yiyeceğiz!

Dostlarımız bilir; biz, kitap ve kira gelirlerimiz dışında, bağışlarla yaşarız. Bu nedenle çeşitli ihtiyaçlarımızı destekçilerimizle paylaşan (mesela kışa doğru kömür, bazen sular seller altında kalan binalarımız için inşaat malzemesi, deprem güçlendirme için bilirkişi görüşü vb) ve onlardan destek alarak yaşayan bir vakıfız.

İhtiyaçlarımızı dostlarımızla paylaşmamızdan daha doğal bir şey olamaz. Üstelik duyuruyu biz yollamıyoruz, dostlarımız sayfamıza girerek görüyor, yani biz onlara gitmiyoruz, onlar bize geliyorlar.

Ama diyelim kusurumuz var, bir an için öyle varsayalım; cezası bu kadar ağır, bu kadar acımasız, bu kadar düşmanca mı olmalı?

İtiraz ettik tabii. Yürütmeyi durdurma kararı alınması, yani banka blokajlarının kaldırılması için mahkemeye başvurduk.

Bu arada ben de bir randevu alarak Vali'yle ve yardımcısıyla görüşmeye gittim. Açık açık söylemediler tabii ama benim anladığım kadarıyla onlar da bu uygulamayı abartılı bulmuşlardı, bu durumdan çok mutlu değillerdi. Görünürde prosedürü savunuyorlar ama durumun nasıl düzelebileceği konusunda da çözüm üretmeye çalışıyorlardı.

Yürütmeyi durdurma isteğimizi mahkeme reddetti. Bunun üzerine inanılmaz bir şey oldu. Bloke edilen 5 milyon küsur lirayı devlet hesaplarımızdan çekti! Oysa mahkeme sadece blokajın devam edebileceği yönünde karar vermişti.

Kısa süre sonra bir başka inanılmaz bir şey oldu. Valilik'ten aradılar ve 3 milyon lirayı iade ettiklerini, sadece 2 milyon liraya el koyduklarını, blokajı da kaldırdıklarını söylediler. (Tüm hesaplarımız açık ve bize ait. Dostlarımız bağışlarını gönül rahatlığıyla yapabilirler.)

Bu karar değişikliği konusunda yorum yapmıyorum.

Hiçbir surette yasaya aykırı olarak para toplama faaliyetinde bulunmadık. 2 milyon TL'nin hazineye intikal edilmesi hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğu çok açık. Buna rağmen bir an için usuli bir sorun olduğu düşünelim, yine de mantıken hem gelen bağışa hem de tapuya el koyamazlar, hele ki yıllar sonra… Arazi üzerinde vakıf çocuklarımızın yaşam alanlarını zenginleştiren yapılar ve ekili dikili alanlar hayata geçti. Söz konusu arazi artık Vakfımızın ayrılmaz bir parçası. İstanbul Valiliği'nin söz konusu işlemin hukuka ve hakkaniyete aykırı yönlerini yeniden değerlendireceğini ve yakın zamanda arazimize konan şerhi kaldıracaklarını umuyoruz.

Tabii hukuki prosedür devam ediyor. Bağışçılarımızın ve Vakfımızın çıkarlarını sonuna kadar koruyacağız.

Kamuoyuna saygıyla bildiririm.

Ali Nesin


--

- - - - - - - - - - - - - - - -

CAKIRIN DESTANINDAN
. . . . . .
- Vuzuh, el ve ayak halinde
onu rahatsiz ediyordu.
Karar vermisim, olecegim,
Buyuk sular arasinda, korkusuz.
Nur ile, uzak yazilar ile,
Bir muska gibi boynumda kalacak,
Bu husus.
Senelerce evvel, tohumlarin mavi zamanindan evvel,
Karar vermisim, gece kuslarinin musaadesinde,
Etrafima bos ve buyuk kadehler dizecegim.
Ve seyredecegim onlari sultanlar gibi;
Kurumus olulerin icmek hevesinde.
Havadan hafif ve bazi kadinlardan daha eski,
Cirilciplak dogdugumuza dair;
Cihan boyunca, sehirlerle, daglarla devam eden,
Vaktin nebatlarla sallanan guzelligi,
Bir yadigarlik ki bilinir.
Aklin zina oldugu yerde,
Taslar, odunlar gibi yavas.
Tarihin beyaz ve aydinlik havasindan,
Karar vermisim, olecegim,
Buyuk hayvan iskeletleriyle sirdas.

~Fazil Husnu DAGLARCA~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Fikirler elektrik akimi gibidir, birbirini tutusturur.

~S.EUGEL~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Hicret etmeyen müslümanlar

NİSA 97.kendilerine yazık eden kimselere melekler, canlarını alırken: "ne işde idiniz "biz yeryüzünde çaresizdik" diye cevap verdiler.
Melekler de: "Allah'ın yeri geniş değil miydi\?
Hicret etseydiniz ya" dediler.
İşte onların barınağı cehennemdir; orası ne kötü bir gidiş yeridir.
NİSA 89.sizin de kendileri gibi inkâr etmenizi istediler ki onlarla eşit olasınız.
O halde Allah yolunda göç edinceye kadar onlardan hiçbirini dost edinmeyin.
Eğer yüz çevirirlerse onları yakalayın, bulduğunuz yerde öldürün ve hiçbirini dost ve yardımcı edinmeyin.
NAHL 41.zulme uğradıktan sonra Allah yolunda hicret edenlere gelince, onları dünyada güzel bir şekilde yerleştireceğiz.
Eğer bilirlerse ahiretin mükâfatı elbette daha büyüktür.

- - - - - - - - - - - - - - - -

Yazılarından nakli esas almadığını öğünerek söylüyor sonra (Yazdığım eserlerde, nakil suretiyle kale kîle gitmedim, yanımda da hadis kitapları yoktur diyor. (Said Nursi Mektubatı 19.Mek.)

~Said Nursi 'den zırvalar.~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Olaylari degistiremiyorsaniz, bakis acinizi degistirmelisini.

~Bizans atasozu~

- - - - - - - - - - - - - - - -

GECE BIR NETICEDIR
. . . . . .
Renkler cekildi iste simsiyah bir saraya
Birbirine musavi artik her sey: Gecedir.
Geldi minarelerle kuyular bir hizaya;
Ya her sey dev gibidir, yahut her sey cucedir,.
Bir sular hucumudur ansizin hafizaya
Bu, baslayan, belki de biten bir iskencedir.
Kafalar ayna gibi simdi bir muammaya
Bu, icinden cikilmaz bir muthis bilmecedir.
Korku bir kokudur ki karismis bu havaya,
Ve sukut bir cig gibi buyuyen dusuncedir.
Simdi her kimildanis usulca, sessizcedir.
Bir torba tutmus gibi boslukta bir el guya
Gulen, aglayan baslar dustu ayni torbaya,
Gece bir sebep degil belki bir neticedir.

~Cahit Sitki TARANCI~

- - - - - - - - - - - - - - - -

GULUMSE
. . . . . .
Durmadan kurulup dagilan bu yerde
Hic bir dost arama.
Guvenilir bir siginak, hic

~OMER HAYYAM~

- - - - - - - - - - - - - - - -

Gençken

Niçin ölümden bahsediyorsun
Bu sevda nerden esti
Şairler yazmadan önce
Kimse ölümü sevmezdi
Sen onlara bakma
Geldin gidiyorsun
Kimin var seni düşünür
Bu yol deli dolu yürünür
Yakındır iki büklüm
Ararsın gençliğini
Elinde fırsat varken
Beğen beğendiğini

~Behçet Necatigil~
OrajKalip

- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -

Grup eposta komutlari ve adresleri :
Gruba mesaj gondermek icin : ozgur-gundem@googlegroups.com
Gruba uye olmak icin : ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com
Grup kurucusuna yazmak icin : 0raj.p0yraz@neomailbox.net  /  oraj.poyraz@openmail.cc
Grup Sayfamiz : https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz : http://orajpoyraz.blogspot.com/
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum.

Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim.

Videolar, resimler, makaleler falan.
:
http://insulaelibertatis.com/
Eposta adresleri
(Derdiniz varsa buradan ulaşın.)
:
0raj.p0yraz@neomailbox.net
oraj.poyraz@openmail.cc
HvLWPtIjJR8X@protonmail.com
0PjukdvspdUh@mail2tor.com
Tor ağı üzerindeki web siteleri
Darkweb diye bilinir, TorBrowser kullancaksınız.
:
http://45m2jpfwn6ydfrqyhw5jbqszyip45pvi6m2cyo3722wyhur6yuitgbyd.onion/
http://kbq4ghhydumvhgvwkccbad5g7ae2yho6a4llxuy2z4oa6dox6gjtngad.onion/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder