Tamer Kardeş,
Bir süredir izliyorum.
Dersim olaylarını haber yapıyorsun.
Evet, cumhuriyet kurulurken insanlar birbirine gül dalı atmadılar, bu çok açık.
Kan ve gözyaşı aradığınızda bulmak çok kolay olacaktır.
Savaştır, isyandır, kavgadır bu.
Hem de koca bir imparatorluğun tasfiyesi, bir milletin, Türklerin oldukları her yerden sürülüp atılmaları için yapılan bir savaştır.
Can yakar elbette.
Kazananlar gerinir, yenilenler ovunur.
Evet, Dersim sıkıntılı bir konudur.
Ama tıpkı diğer konular gibi, tek taraflı bir konu değildir.
Eğer cumhuriyet bu isyanı bastıramamış olsaydı karşımızda bambaşka bir Türk(!)iye olacaktı.
Belki de tıpkı günümüz Balkanları gibi Türkler Anadolu'da da azınlık olacaktı.
Sonuçta bir isyandır.
Seyit Rıza bir isyancıdır.
İngilizlerle işbirliği yaptığı açıktır.
İsyanın haklı sebepleri yoktur.
Görülmüş her isyandan önce bir başka isyan vardır.
İsyanlardan oluşan bir zincir taaa Osmanlıya kadar uzanır.
İlk isyanlara odaklandığınızda artık kimin neden, ne kadar haklı olduğunun da bir önemi kalmaz.
İsyanı bastıranların da haklılığı vardır.
Çünkü var olma, birlik sağlama mücadelesidir bu.
II. Dünya Savaşı arifesinde olmuştur.
Bastırılmıştır.
Bastırılırken haddini aşan ölçüde takibat yapılmıştır.
İsyanın bastırılırken uygulanan tedbirlerin şiddetini, kapsamını sorgulamak elbette mümkündür.
Kaç bin kişi öldü, ölmedi, ölenler nasıl öldü bunları tartışmak mümkündür.
Ancak, bütün bu tartışmalarda şunu hatırlamakta büyük yarar var.
Dersim ya da başka olaylardan hem on on beş yıl önce, hem de sonra dünya bir birini kelimenin tam anlamıyla çiğ çiğ yemiştir.
Tarafların her birinde, yüz binlerce değil, milyonun katlarıyla can kayıpları yaşanmıştır.
Toplam can kayıplarının altmış milyon kişiye ulaştığı düşünülmektedir.
Bunların büyük bölümü de sivil kayıplardır.
Büyük kentler açıkça hava bombardımanına tabii tutulmuştur.
Atom bombası kullanılmıştır.
Milyonlarca sivil toplama kamplarında sistematik olarak imha edilmiştir.
On yıllı aşkın bir dönem içinde küresel çapta ağır bir açlık, fukaralık, düşkünlük durumu yaşanmıştır.
Yaşananların muhasebesini yaparken bir de bunları göz önüne almak gerekir.
Varlık yokluk mücadeleleri böyledir.
Kazananlar tarihi yazmış, yenilenleri mahkum etmiştir.
Türkiye ise bir yenilgi üzerine kurulmadı.
Türkiyenin yenilenler tarafından kaleme alınmış yeni bir tarihe boyun eğmesi ise kabul edilemez.
Ancak, en önemlisi, benim düşünceme göre,
Dersim konusunu isyancılara tamamıyla hak verir, bastıranları da suçlar mahiyette gündeme getirmek,
Türkiye'nin varlığını, bütünlüğünü sorgulamak anlamı taşır diye düşünüyorum.
Doğrusu ben, isyanı haklı gösterip savunanların, bastıranları haksız gösterip lanetleyenlerin,
Anadolu'daki Türk varlığından rahatsız olduğu sonucuna varıyorum.
Çünkü, şu topraklarda bastırılmış bütün isyanlar Türk varlığına yaramıştır.
Bastırılamamış isyanlar ise Türklerin o bölgeden silinip, sürülmesine yaramıştır.
Türkünü bastırdığı isyanları lanetlemek, isyancıları haklı bulmak bu topraklarda Türklerin varlığından rahatsız olmaktan başka bir anlam taşımaz.
Merak ediyorum, siz Türklerin tıpkı Balkanlarda olduğu gibi, Anadolu'da da azınlık olmasından mutlu olur muydunuz?
İkinci bir konu da şudur.
Bunlar tarihin kurumuş bokları gibidir.
Su döküp ıslatmak sadece ortalığı daha çok kötü kokuya boğacaktır.
Gerek Dersim, gerekse diğer Kürt isyanlarının kurcalanması ülkenin birlik ve beraberliğini bozmaktan başka işe yaramamaktadır.
Tıpkı Ermeni Soykırım konusu gibi günden güne ket vuran, tarihin karanlıklarında unutulmuş kinleri, nefretleri tazeleyen bir münakaşadır.
Çünkü mağduriyetini iddia edenlere karşılık suçlananların da söyleyecekleri olmaktadır.
Bu münakaşa kesinlikle incitici, kırıcı olmak zorundadır.
Ermeniler, Rumlar, Kürtler, Zazalar, şunlar bunlar herkes bilmeli.
Geçmişi kurcalamak yeni kavgalar yaratmaktan başka bir şey yaratmayacaktır.
Faydası olmamıştır, olmayacaktır, daha çok nefret, daha çok öfke, daha çok kavga yaratmaktadır.
Amaç buysa sorun yok.
Değilse dikkat etmek lazım.
Paşa gönlünüz bilir, elbette.
Aidiyetini seçmek bir gönül işidir.
Günümüz Türkiyesinden mutlu, mesut olmayabilirsiniz.
Ermenilerin, Kürtlerin, Yunanların ve daha aklımıza gelmeyen herkesin isyanını haklı görebilirsiniz.
Türklerin bu topraklardan defolup gitmesini de arzulayabilirsiniz.
Türk olmayabilirsiniz, hatta milletsiz de olabilirsiniz.
Evet, böyle insanlar var.
Ve bunlara tahammül ediyoruz.
Bunca zamandır izlediğim kadarıyla böylesi bir rahatsızlığınız yok.
Sadece tutarlılık adına hatırlatmak istedim.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Bir süredir izliyorum.
Dersim olaylarını haber yapıyorsun.
Evet, cumhuriyet kurulurken insanlar birbirine gül dalı atmadılar, bu çok açık.
Kan ve gözyaşı aradığınızda bulmak çok kolay olacaktır.
Savaştır, isyandır, kavgadır bu.
Hem de koca bir imparatorluğun tasfiyesi, bir milletin, Türklerin oldukları her yerden sürülüp atılmaları için yapılan bir savaştır.
Can yakar elbette.
Kazananlar gerinir, yenilenler ovunur.
Evet, Dersim sıkıntılı bir konudur.
Ama tıpkı diğer konular gibi, tek taraflı bir konu değildir.
Eğer cumhuriyet bu isyanı bastıramamış olsaydı karşımızda bambaşka bir Türk(!)iye olacaktı.
Belki de tıpkı günümüz Balkanları gibi Türkler Anadolu'da da azınlık olacaktı.
Sonuçta bir isyandır.
Seyit Rıza bir isyancıdır.
İngilizlerle işbirliği yaptığı açıktır.
İsyanın haklı sebepleri yoktur.
Görülmüş her isyandan önce bir başka isyan vardır.
İsyanlardan oluşan bir zincir taaa Osmanlıya kadar uzanır.
İlk isyanlara odaklandığınızda artık kimin neden, ne kadar haklı olduğunun da bir önemi kalmaz.
İsyanı bastıranların da haklılığı vardır.
Çünkü var olma, birlik sağlama mücadelesidir bu.
II. Dünya Savaşı arifesinde olmuştur.
Bastırılmıştır.
Bastırılırken haddini aşan ölçüde takibat yapılmıştır.
İsyanın bastırılırken uygulanan tedbirlerin şiddetini, kapsamını sorgulamak elbette mümkündür.
Kaç bin kişi öldü, ölmedi, ölenler nasıl öldü bunları tartışmak mümkündür.
Ancak, bütün bu tartışmalarda şunu hatırlamakta büyük yarar var.
Dersim ya da başka olaylardan hem on on beş yıl önce, hem de sonra dünya bir birini kelimenin tam anlamıyla çiğ çiğ yemiştir.
Tarafların her birinde, yüz binlerce değil, milyonun katlarıyla can kayıpları yaşanmıştır.
Toplam can kayıplarının altmış milyon kişiye ulaştığı düşünülmektedir.
Bunların büyük bölümü de sivil kayıplardır.
Büyük kentler açıkça hava bombardımanına tabii tutulmuştur.
Atom bombası kullanılmıştır.
Milyonlarca sivil toplama kamplarında sistematik olarak imha edilmiştir.
On yıllı aşkın bir dönem içinde küresel çapta ağır bir açlık, fukaralık, düşkünlük durumu yaşanmıştır.
Yaşananların muhasebesini yaparken bir de bunları göz önüne almak gerekir.
Varlık yokluk mücadeleleri böyledir.
Kazananlar tarihi yazmış, yenilenleri mahkum etmiştir.
Türkiye ise bir yenilgi üzerine kurulmadı.
Türkiyenin yenilenler tarafından kaleme alınmış yeni bir tarihe boyun eğmesi ise kabul edilemez.
Ancak, en önemlisi, benim düşünceme göre,
Dersim konusunu isyancılara tamamıyla hak verir, bastıranları da suçlar mahiyette gündeme getirmek,
Türkiye'nin varlığını, bütünlüğünü sorgulamak anlamı taşır diye düşünüyorum.
Doğrusu ben, isyanı haklı gösterip savunanların, bastıranları haksız gösterip lanetleyenlerin,
Anadolu'daki Türk varlığından rahatsız olduğu sonucuna varıyorum.
Çünkü, şu topraklarda bastırılmış bütün isyanlar Türk varlığına yaramıştır.
Bastırılamamış isyanlar ise Türklerin o bölgeden silinip, sürülmesine yaramıştır.
Türkünü bastırdığı isyanları lanetlemek, isyancıları haklı bulmak bu topraklarda Türklerin varlığından rahatsız olmaktan başka bir anlam taşımaz.
Merak ediyorum, siz Türklerin tıpkı Balkanlarda olduğu gibi, Anadolu'da da azınlık olmasından mutlu olur muydunuz?
İkinci bir konu da şudur.
Bunlar tarihin kurumuş bokları gibidir.
Su döküp ıslatmak sadece ortalığı daha çok kötü kokuya boğacaktır.
Gerek Dersim, gerekse diğer Kürt isyanlarının kurcalanması ülkenin birlik ve beraberliğini bozmaktan başka işe yaramamaktadır.
Tıpkı Ermeni Soykırım konusu gibi günden güne ket vuran, tarihin karanlıklarında unutulmuş kinleri, nefretleri tazeleyen bir münakaşadır.
Çünkü mağduriyetini iddia edenlere karşılık suçlananların da söyleyecekleri olmaktadır.
Bu münakaşa kesinlikle incitici, kırıcı olmak zorundadır.
Ermeniler, Rumlar, Kürtler, Zazalar, şunlar bunlar herkes bilmeli.
Geçmişi kurcalamak yeni kavgalar yaratmaktan başka bir şey yaratmayacaktır.
Faydası olmamıştır, olmayacaktır, daha çok nefret, daha çok öfke, daha çok kavga yaratmaktadır.
Amaç buysa sorun yok.
Değilse dikkat etmek lazım.
Paşa gönlünüz bilir, elbette.
Aidiyetini seçmek bir gönül işidir.
Günümüz Türkiyesinden mutlu, mesut olmayabilirsiniz.
Ermenilerin, Kürtlerin, Yunanların ve daha aklımıza gelmeyen herkesin isyanını haklı görebilirsiniz.
Türklerin bu topraklardan defolup gitmesini de arzulayabilirsiniz.
Türk olmayabilirsiniz, hatta milletsiz de olabilirsiniz.
Evet, böyle insanlar var.
Ve bunlara tahammül ediyoruz.
Bunca zamandır izlediğim kadarıyla böylesi bir rahatsızlığınız yok.
Sadece tutarlılık adına hatırlatmak istedim.
Saygılar.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 05.05.2014 08:11, tamerche wrote:
--
Sen türküler söyle ve gülümse küçüğüm, çünkü sesinin ırmağıyla yeşerecek hasretin bozkırları.AHMET TELLİ
Bu iletiyi Google Grupları'ndaki "Hersey{Free}" grubuna abone olduğunuz için aldınız.
Bu grubun aboneliğinden çıkmak ve bu gruptan artık e-posta almamak için herseyfree+unsubscribe@googlegroups.com adresine e-posta gönderin.
Daha fazla seçenek için https://groups.google.com/d/optout adresini ziyaret edin.
zaryop:jaro
Suriyeyi Lubnandan cikardiklari gibi, bizi de Kibrisdan cikartirlar.
Birileri bize cik der, kuzu kuzu cikariz.
Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Suriyeyi Lubnandan cikardiklari gibi, bizi de Kibrisdan cikartirlar.
Birileri bize cik der, kuzu kuzu cikariz.
Recep Tayyip Erdogan.
Basbakan olduktan sonra
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder