Nijerya'de kaçırılan kızlarla ilgili ben de iki çift laf edeyim istedim.
Baku Haram, yerel dilde batılı eğitimi günah demekmiş.
Bunlar sıkı Müslümanlar, koca bir ülkeyi de etkileyecek derecede güçlüler.
Üç beş baldırı çıplak deyip geçilecek iş değil yani.
Ve kızların kaçırılması yeni değil, birkaç ayın işi.
Ancak, tepkiler yeni olgunlaştı.
İşin ilginci buradaki insanlık trajedisine yine kafirler müdahil olmaya karar vermiş.
Amerika öncülüğünde bir görev kuvveti oluşturulacakmış.
Uzmanlar gönderilmiş, falan.
Diğer islam ülkeleri ise ya kuru gürültü yapıyor, ya da sessizliğiyle olayı onaylıyor.
Kimse elini taşın altına sokmaya razı değil.
Kısacası diğer Müslümanlar batılılar kadar tepkili değil, hatta çoğu islam ülkesi için dolaylı desteği var bile denebilir.
Söyleyenler hep Somali'de bu işleri yapanların doğru Müslümanlar olmadığını, İslamı temsil etmediğini söylüyor.
Aynı şeyi Suudi Arabistanı Vahabileri için de söylüyorlar.
İran Ayetullah rejimi için de söylüyorlar.
Afganistan Talibanları için de söylüyorlar.
Irak'da kafirleri ensesinden kör bıçakla kesenler için de söylüyorlar.
Suriye'de Allah rızası için insan kurban edenler için de söylüyorlar.
Hasılı dünya da Müslümanlığıyla öne çıkan bütün topluluklar için benzer laflar var.
Meğer bunların hiçbirisi de İslamı temsil etmiyormuş.
Soruyorum, peki tarihte İslamın doğru ve güzel yaşandığı bir dönem, bir yer, bir toplum var mı diye.
El cevaaaap, herkes oy birliğiyle Hz. Muhammedin sağlığındaki dönemi söylüyor.
Çoğunluk biraz da ıkınıp sıkınıp, dört imam dönemini de asr-ı saadet zamanı olarak sayıyor.
Biraz ayrıntıya girerseniz ilk halifelerin arasında taraf tutanlar da az değil.
Kimi halifeyi üstün tutanlar, kimini şimdi yaşadığımız ihtilafların temeline yerleştirenler var.
Peki sonrası?
Sonrası yok.
Konuşulanlara bakarsak, bir daha dünya üzerinde, hiçbir yerde ve hiçbir zaman doğru İslam görülmemiş.
Herkes ideal İslamdan bahsediyor.
Bahsettikleri kendi ütopyaları.
Herkesin mutlu, mesut, saygılı, düzgün olduğu masal gibi hayaller.
Aman ortak olan her zaman bu ütopyaların kişisel olmasıdır.
Ben çok debelendim.
Döndüm, durdum.
Umut bulmak için iyimser yorumlar yaptım.
Kendi yorumlarımı ilerlettim.
Ama olmadı.
Son sözümü söylüyorum.
İslamiyet budur.
Başka İslam da yoktur.
Artık ister beğenin ister beğenmeyin.
Elimizde olan budur.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Somali de kaçırılan kız öğrenciler ve düşündürdükleri
Somali de kaçırılan iki yüz kız çocuğunu sözde İslami diye takdim edilmeye çalışılan Bako örgütünün kaçırdığı iddiaları üzerinden Fuhuş mafyalarının da İslami kisve ile kullanılabilecekleri anlaşılmaktadır. Uluslar arası sömürge mafyası sömürgecilere hizmet vermektedir ve dünyadaki bütün örgütlere arkasındaki çok geniş istihbarat örgütlerinin desteği sayesinde dünyadaki bütün illegal örgütlere sızabilmektedir. Bu açıdan bakarsak kendi ülkemizin içinden geçtiği yollardan ve hala içinden çıkmaya çalıştığımız sömürgecilerin labirent tipi tünellerinden örnekler ile diğer ülkelerdeki durumu da analiz ederek anlayabilmek mümkün olur diye düşünüyorum. Batılı emperyalistlerin İslami örgütlere sızmakta kendilerine bağlı olan İslami tandanslı FG tipi örgütleri kullanması ise gayet tabii bir durum olur dersek kimse boşuna alınmasın. Çünkü bu işler zaten böyle yürür.
Türkiye de dâhil Bütün İslam âleminde ve bazı fakir bırakılmış üçüncü dünya ülkelerinde, hele Somali gibi soyulacak zenginlikleri olan fakir kalmış ülkelerde para için her şeyi yapacak kişilerden kurulu fuhuş mafyasından uyuşturucu, terör, hırsızlık, organize soygun, dilenci mafyasına kadar pek çok çeteler kurarlar. Bunlar polis ve bürokratlardan zaaflarına göre küçük çocuk kız ve oğlanlar verilip veya. para, rüşvet, ve akla gelmedik yollar ile bürokrat ve yargı mensupları ya satın alırlar ya da şantajla kullanılmaya başlarlar. İdeolojik ve bölücü ayrılıkçı gruplar kurulur. Zaten bir kere kullanılan artık zokayı yutmuştur kurtulamaz. Aralarında düşmanlıklar vardır ama aslında hepside tek merkezden yönetilirler. Gerektiğinde kapkaç mafyasının dilenci mafyasının eş cinsellerden lezbiyenlere sağcılarda solculara bölücülerden milliyetçilere, dincilerden dinsizlere kadar hepsi bizde olduğu gibi millileşen iktidarı düşürmek için Gezide ağaç böcek doğacısı olarak toplanıp kazan kaldırmakta kullanılırlar. Bizdeki gibi yabancılara çalışan Sabataist ve Mason medyası da ayrı bir ateş hattı kurar sonunda dünyanın en zengin kromu sende mi, onu üç kuruşa falan sömürgeci kişiye elli yüz yıllığına kiralarsın, Petrol altın, uranyum neyiniz varsa alılar. Artık sizin kendinizi savunma imkanınız yoktur. onlar sizi savunurlar. Kime karşı? Tabi ki bu kıymetli metalardan pay almaya kalkışanlara karşı aslında kendi çıkarlarını savunurlar. Sizi insandan bile saymazlar.
Türkiye de milli hükümetlerin başına gelenlere ve getirenlere bakın. İslam dünyasının ve üçüncü dünya ülkelerinin durumunu derhal anlarsınız.. Ama anlamak için çalışan gerçek vatan evlatlarımızdan iseniz. Değilseniz zaten düşmanın askerisiniz dir de farkında bile olmaz yada artık ar damarı çatlamış fahişeler gibi utanmak gibi duygularınız ortadan kaldırılmıştır.
Satılmış yada esir alınmış yargınız dev projeler ile batının önüne geçmenizi engellemekte kullanılır. Dün devlet bu gün cemaat diyerek yeni tehdide dikkat çeken uzman istihbaratçı polis müdürünüz sol bir çetenin üyesi diye içeri bir daha çıkamayacak şekilde mahkum olarak atılır ve herkese susun yoksa sizi de böyle yaparız derler. Bu konu uzun uzunun anlatmakla bitmez. Çünkü halkın çoğu artık zokayı yutmuş olanların çipari (çoklu olta) oltalarına takılmıştır. Düşman daima haklıdır. Milli olan ise suçludur. Kimi boynuna ip geçirir, kimi mezarına tükürmekle kimide mezarına işemekle tehdit ederek seni geberteceğiz çünkü bu ülkenin yabancı patronları seni yemeden bırakamayız. Sende kusura bakma bu sadece iş ve bizde bu işi yapmakla yükümlüyüz diye içlerinden geçirseler ve bizi buraya kim itti yahu diye düşünseler de bunu çaktırmamak zorundadırlar. Yoksa kendileri yanarlar. İşte Somali deki durum da budur. Türkiye'nin oraya el uzatması oradaki eşkıyayı kullanan yabancıları daha acele harekete geçirmiştir.
Biz istiklal marşında Hak'ka tapanlar olduğunu ilan edenler. Maalesef çıkara tapanlar ile yabancılara beyinlerinden, midelerinden ve nefislerinden köle olanlar karşısında savaşırken dahi adil olmakla yükümlüyüz. Onlar ise her türlü alçaklığı yapmakta özgürler.
Zaten özgürlükten kasıtları da budur. Ama gece ile gündüzün artarda gelişinde hikmetler vardır. Dünyanın 120 yıl süren asırlar 12 saat zülmani karanlık gece, ve 12 saat nurani adalet gündüzü gibi her coğrafya parçasında ayrı ayrı işlemektedir. Gecenin en karanlık anı sabaha en yaklaştığı andır denir.
Ben Türkiye'nin sabahı olmaktadır diye düşünüyorum. İslam aleminin de, üçüncü dünyanın mazlum halklarının da güneşi Türkiye den doğmaktadır.
Allah bizimledir. İnansak da inanmasak da gece ile gündüz bizim inanmamız ve ya inkarımıza bağlı değildir. Allahın iradesi ile işlemektedir. İster inanalım ister inanmayalım. Daima Allahın dediği olur.
A.D.Şimşek
__._,_.___
__,_._,___
Bir memleketin ahlak bakimindan nasil idare edildigini anlamak isterseniz, o ulkenin muzigini inceleyini.
Confucius
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder