Sayın Ovadya,
Ben tatilde lüks bir otelin havuzunda kavruluyorum.
Çektiğim ızdırabı anlatmam imkansız.
Ara ara yönettiğim guruplara bakıyorum.
Elbette akıllı telefonumdan.
Sonrada başımı kaldırıp, Rus animatörleri izliyorum.
Bazen diyorum, Cennet burası olmalı.
Her cinsten şarap memba suyu gibi akıyor.
Kırmızı, beyaz, lal.
Musluğu açıyor, kadehe dolduruyorsun.
Hatta k_çını bile oynatmıyorsun, istiyorsun getiriyorlar.
Dur, yeter diyen yok.
Bitmiyor, tükenmiyor.
İşin tuhafı tıpkı ilahi metinlerdeki gibi sarhoş da etmiyor.
Sulu mudur, alkolümü az nedir?
Yemekler deseniz, yüzlerce çeşit.
Koca koca istakozları sepetlere yığmışlar.
Jumbo ötesi karidesler dağlar gibi yığılmış.
Tuzda et, balık, tandır, döner ne derseniz?
Öğün falan yok, sürekli,
Her an en az yüz elli çeşit.
Tamamı ziyan.
O da bitmiyor.
Yedikçe tükettikçe yenileri geliyor.
Yemek konusunda sıkıntı şu, insanın bir istiap haddi var.
Keşke tıpkı şarapta olduğu gibi, doyurmayan bir ziyafet imkanı olsaydı.
Ya da Roma'lılar gibi kuş tüyüyle kusup tekrar yeme yöntemini mi denesek?
Bir de hatunlar var.
Hepsi de ayrı bir cinsi latif.
Her taraftalar, süzülüyorlar.
Yürümüyorlar sanki hafiften uçuyorlar.
Slavların en seçilmiş, süzülmüşleri.
İnsan olamazlar.
Herkes eğlendirmeye çalışıyor.
Rahat yok.
Havuzda yanıza geliyorlar.
Zorla ellerinizden kaldırıyorlar.
Dans ettireceklermiş, oyun oynatacaklarmış.
Yahu dear kızım diyorum.
Bende iş yok..
Bir sonraki şezlondaki gençleri gösteriyorum.
Ve her şeyden daha elim ve vahim olmak üzre, malesef hanım yanımda.
İkincisi, yaş elli iki.
Üçüncüsü, bir kalp krizi, bir by-pass ameliyatı, bir sürü anjiyo.
Olmuşuz bidon gibi.
Temaşa çağına girmişiz artık.
Yapacak bir şey yok.
Bu hengameye bir de esrar falan ekleseniz, ne elde edersiniz?
Hasan Sabbahın Cenneti olur işte.
Tıpkı ilahi metinlerdeki gibi.
Gazze Şeridi, İsrail saldırıları, Filistinlilerin kayıpları.
Oluk oluk kanayan Suriye, Irak.
IŞİD, Kürt kalkışması.
Sokak çatışmaları.
Buralardan hiç hissedilmiyor.
Bir elimde cımbız bir elimde ayna,
Umurumda mı dünya durumu..
Tuzu kuru olmak işte böyle bir şey.
Hep söylemiştim.
Ülkenin ilk yüzde onluk dilimi içinde olduğumuz halde solculuk yaptık, olmadı.
Yıllarca gırtlak paraladık, yazdık çizdik, umutsuzluğa kapıldık.
Hem çok tuhaf oldu, hem de sakil durdu.
Sanki aferin diyen oldu.
Uzaktan bakan zannetti ki, üç kuruşluk menfaat için yazıp çiziyoruz.
Kısacası başımız göğe ermedi.
Fukara da sağcıymış.
Bırakın yapsınlar, bırakın etsinler diyormuş.
Çalan çalıyorsa çalsın.
Çalan benden çalıyor sana ne diyormuş.
Çalıyor çalıyor ama iyi çalışıyor şekerim diyormuş.
Biraz da bizimkiler çalsın diyormuş.
Çalan İslam için, din için çalıyor diyormuş.
Dar-ül hal ortamıdır, her şey helaldir diyormuş.
Başkalarının malı, canı, ırzı helal diyormuş.
Kendi cemaati, mezhebi, dini dışındakilerin topu da başkalarıymış.
Tamam diyorum ben de.
Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler.
Yapılan da, geçilen de sensin kardeşim.
Bana göre hava hoş.
İkinci kez kalp krizi geçirecek yerim kalmadı benim.
Tatilden mesaiye, rüya aleminden gerçek yaşama dönünce görüşürüz.
Bakarsınız rahat durmam, yine solculuk yapmaya kalkarım.
Bizim ülkemiz böyledir.
Zenginler solcu olur, fakirler sağcı.
Oysa dünyanın her yerinde tam tersi olur.
Sizce adam olur mu bu ülke.
Zengin, fakir, herkese akıl fikir lazım.
Bir de herkes yerini bilecek.
Zengin zenginliğini bilecek, fakir de fakirliğini.
Zengin sosyal konulara burnunu sokmayacak.
Fukaranın, marjinalin sorunlarıyla uğraşmayacak.
Yiyecek, içecek, korumalı sitelerde yaşayacak, işini bakacak.
Bırakacak, ihtiyaç sahibi kendi ihtiyaçlarıyla kendi uğraşsın.
Zaten sen el uzatmışsın tutan da yok.
Tam tersine tersleniyorsun.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
Ben tatilde lüks bir otelin havuzunda kavruluyorum.
Çektiğim ızdırabı anlatmam imkansız.
Ara ara yönettiğim guruplara bakıyorum.
Elbette akıllı telefonumdan.
Sonrada başımı kaldırıp, Rus animatörleri izliyorum.
Bazen diyorum, Cennet burası olmalı.
Her cinsten şarap memba suyu gibi akıyor.
Kırmızı, beyaz, lal.
Musluğu açıyor, kadehe dolduruyorsun.
Hatta k_çını bile oynatmıyorsun, istiyorsun getiriyorlar.
Dur, yeter diyen yok.
Bitmiyor, tükenmiyor.
İşin tuhafı tıpkı ilahi metinlerdeki gibi sarhoş da etmiyor.
Sulu mudur, alkolümü az nedir?
Yemekler deseniz, yüzlerce çeşit.
Koca koca istakozları sepetlere yığmışlar.
Jumbo ötesi karidesler dağlar gibi yığılmış.
Tuzda et, balık, tandır, döner ne derseniz?
Öğün falan yok, sürekli,
Her an en az yüz elli çeşit.
Tamamı ziyan.
O da bitmiyor.
Yedikçe tükettikçe yenileri geliyor.
Yemek konusunda sıkıntı şu, insanın bir istiap haddi var.
Keşke tıpkı şarapta olduğu gibi, doyurmayan bir ziyafet imkanı olsaydı.
Ya da Roma'lılar gibi kuş tüyüyle kusup tekrar yeme yöntemini mi denesek?
Bir de hatunlar var.
Hepsi de ayrı bir cinsi latif.
Her taraftalar, süzülüyorlar.
Yürümüyorlar sanki hafiften uçuyorlar.
Slavların en seçilmiş, süzülmüşleri.
İnsan olamazlar.
Herkes eğlendirmeye çalışıyor.
Rahat yok.
Havuzda yanıza geliyorlar.
Zorla ellerinizden kaldırıyorlar.
Dans ettireceklermiş, oyun oynatacaklarmış.
Yahu dear kızım diyorum.
Bende iş yok..
Bir sonraki şezlondaki gençleri gösteriyorum.
Ve her şeyden daha elim ve vahim olmak üzre, malesef hanım yanımda.
İkincisi, yaş elli iki.
Üçüncüsü, bir kalp krizi, bir by-pass ameliyatı, bir sürü anjiyo.
Olmuşuz bidon gibi.
Temaşa çağına girmişiz artık.
Yapacak bir şey yok.
Bu hengameye bir de esrar falan ekleseniz, ne elde edersiniz?
Hasan Sabbahın Cenneti olur işte.
Tıpkı ilahi metinlerdeki gibi.
Gazze Şeridi, İsrail saldırıları, Filistinlilerin kayıpları.
Oluk oluk kanayan Suriye, Irak.
IŞİD, Kürt kalkışması.
Sokak çatışmaları.
Buralardan hiç hissedilmiyor.
Bir elimde cımbız bir elimde ayna,
Umurumda mı dünya durumu..
Tuzu kuru olmak işte böyle bir şey.
Hep söylemiştim.
Ülkenin ilk yüzde onluk dilimi içinde olduğumuz halde solculuk yaptık, olmadı.
Yıllarca gırtlak paraladık, yazdık çizdik, umutsuzluğa kapıldık.
Hem çok tuhaf oldu, hem de sakil durdu.
Sanki aferin diyen oldu.
Uzaktan bakan zannetti ki, üç kuruşluk menfaat için yazıp çiziyoruz.
Kısacası başımız göğe ermedi.
Fukara da sağcıymış.
Bırakın yapsınlar, bırakın etsinler diyormuş.
Çalan çalıyorsa çalsın.
Çalan benden çalıyor sana ne diyormuş.
Çalıyor çalıyor ama iyi çalışıyor şekerim diyormuş.
Biraz da bizimkiler çalsın diyormuş.
Çalan İslam için, din için çalıyor diyormuş.
Dar-ül hal ortamıdır, her şey helaldir diyormuş.
Başkalarının malı, canı, ırzı helal diyormuş.
Kendi cemaati, mezhebi, dini dışındakilerin topu da başkalarıymış.
Tamam diyorum ben de.
Bırakın yapsınlar, bırakın geçsinler.
Yapılan da, geçilen de sensin kardeşim.
Bana göre hava hoş.
İkinci kez kalp krizi geçirecek yerim kalmadı benim.
Tatilden mesaiye, rüya aleminden gerçek yaşama dönünce görüşürüz.
Bakarsınız rahat durmam, yine solculuk yapmaya kalkarım.
Bizim ülkemiz böyledir.
Zenginler solcu olur, fakirler sağcı.
Oysa dünyanın her yerinde tam tersi olur.
Sizce adam olur mu bu ülke.
Zengin, fakir, herkese akıl fikir lazım.
Bir de herkes yerini bilecek.
Zengin zenginliğini bilecek, fakir de fakirliğini.
Zengin sosyal konulara burnunu sokmayacak.
Fukaranın, marjinalin sorunlarıyla uğraşmayacak.
Yiyecek, içecek, korumalı sitelerde yaşayacak, işini bakacak.
Bırakacak, ihtiyaç sahibi kendi ihtiyaçlarıyla kendi uğraşsın.
Zaten sen el uzatmışsın tutan da yok.
Tam tersine tersleniyorsun.
Oraj POYRAZ
L2fSIJNoA0xfSNxA
On 20.07.2014 17:39, mordo ovadya shiyaya@netvision.net.il [Ozgur_Gundem] wrote:
Degerli dostlar,
Son zamanlarda seslerini duymadigim bazi dostlari merak ettim.
En basta Rfhan Irtem, Cetiner Calis, Can Ikiz, Akkartal, Rafael Abuisak, Tarik Yol, ve T.C Oraj Poyraz…
Saygilarimla,
Mordo
__._,_.___
Reply via web post • Reply to sender • Reply to group • Start a New Topic • Messages in this topic (1)
Yahoo GroupsImproved Group Homepage!The About page of your Group now gives you a heads up display of recent activity, including the latest photos and files
Yahoo GroupsControl your view and sort preferences per Yahoo GroupYou can now control your default Sort & View Preferences for Conversations, Photos and Files in the membership settings page.
Guruptan ayrilmak icin, icin asagidaki adrese bos bir eposta gonderin:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
.
__,_._,___
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Aptal
. . . . . .
Bizim gibi dusunmeyen
LEHCET UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Aptal
. . . . . .
Bizim gibi dusunmeyen
LEHCET UL HAKAYIK (GERCEKLERIN DILI)
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder