8 Temmuz 2014 Salı

Cehaletin Mabedine son bilet!


Cehaletin Mabedine son bilet!

Dünya Kupasının spor, dostluk, kardeşlik, yardımseverlik ya da dayanışma getirdiği düşünülür.
Bu karnavala ev sahipliği yapacak ülkenin ne kadar şanslı olduğu öteden beri anlatılır.
Organizasyonu alamayan ülkeler derin bir üzüntüye kapılırlar.
Ama bir de madalyonun öteki yüzü var tabi.

Erişteninin yanında kanişin de servis edildiği Güney Kore'de Dünya Kupası organize edildiğinde belli kesimlerin haklı tepkisi olmuş ama marjinallikten öteye geçememişti.
Bu Dünya Kupası da Brezilya'ya verildiğinde yine halkın amansız eleştirileri vardı.
Brezilyalılar bunca yoksulluk, eşitsizlik ve yüksek vergi yanında birkaç maç için bu kadar harcamaya gerek var mıydı diye soruyorlardı.
Onlara göre spor adı altında ülkelerarası çatışmanın savaşa dönüştüğü bir düşünsel ortam yaratılıyordu.
Ne dersiniz, Brezilyalılar haklı olabilir mi?
Bu tür organizasyonlar gerçekten insanlara dostluk, kardeşlik ve centilmenliğe dayalı bir spor ruhu veriyor mu?
Ya da daha kısa sorarsak Fifa ne iş yapıyor?

İşte kilit soru burada düğümleniyor.
Fifa'nın bu organizasyonları hangi ülkelere nasıl verdiği konusu oldukça anlaşılmaz taraflar içeriyor.
Nasıl mı?

İnsanlık tarihinin belki de en cesur yürekli çevre aktivisti Ken Saro-Wiwa'ydı.
Nijerya'daki Ogoni yerlilerinin bir üyesi olan Ken Saro, sporun dostluk, kardeşlik, sevgi ve saygı gibi değerlerine inanıyordu.
Fakat bunların her zaman doğanın ve çevrenin korunduğu bir ortamda anlam bulabileceğini düşünüyordu.
Bu nedenle de yüzyıllardır yaşadığı Nijer Deltasını korumak istiyordu.

Shell firması uzun bir süredir Ken Saro'nun köyünü petrol çıkarma faaliyetleri ile delik teşik etmişti.
Ken Saro köyünden sekiz kişi ile birlikte direnişe başladı.
Amacı halkı bilinçlendirmek ve "kalkınma" adı altındaki bu aktivitelerin uzun vadede kendileri için zararlı olacağını göstermekti.
Ne şiddete başvurdu, ne vandalizme.
Sadece köylülere ekolojik fikirlerini anlattı.
Fakat kapitalizme karşıt bir düşüncenin ne kadar şiddetli cezalandırılabileceğini öngörememişti.

Ülkeyi yöneten Sani Abacha, Ken Saro ve 8 arkadaşını tutukladı.
İnanılmaz bir hızla yargıladı ve idama mahkum etti.
Bütün dünya Nijerya'ya ateş püskürüyordu.
Ogoni Dokuzlusu denilen bu kişilerin serbest bırakılması için ardı ardına kampanyalar düzenleniyordu.
Ülkeler Nijerya'yı kınıyordu.
İngiltere Nijerya'yı İngiliz Milletler Topluluğundan bile çıkarmıştı.
Artan tepkiler Ogoni Dokuzlusunun affedileceği yönünde bir ortam yaratmıştı.
İşte tam o kırılma anında Nijerya'ya beklenen kurtarıcı gelmişti.
Artık herkes Ken Saro'nun serbest bırakılacağı anı bekliyordu.
O kişi Fifa'nın efsanevi Başkanı, halkları uyutan futbolun tanrısı Joao Havelange'dı.

Nijerya'ya Dünya Gençler Futbol Şampiyonasının verileceği günlerdi.
Havelange son detayları konuşmak için gelmişti.
Sani Abacha bu organizasyonu almak için her şeyi yapmaya hazırdı.
Dünya Havelange'den o son adımı atmasını bekliyordu.
O da spor ruhunu taşıyan Ken Saro ve akrabalarının tekrar yargılanması önerisi idi.
Sani Abacha buna hazırdı; yeter ki ülkesi bu organizasyonu alabilsin.

Nefeslerin tutulduğu o anda herkes Havelange'a bakıyordu ve dudaklarından şu sözcükler döküldü: "Spora siyaseti karıştırmam!"
İnsanlar donakalmıştı.
Havelange'ın sözleri herkesi derin bir hayal kırıklığına uğratmıştı.
Dünya yıkılmıştı.
Herkes yastaydı.
İnsanlık tarihi 10 Kasım 1995'te büyük utançlarından birini yaşadı.
Ogoni Dokuzlusu idam edilerek öldürüldü.

Siyaseti karıştırmayın!..
Bu sözü ne çok duyarız değil mi?
Ne zaman haksızlığa karşı bir tepki verilse birileri hemen bu karşılığı verir.
Siyaseti karıştırmayın!
Havelange'ın bu sözlerini Ken Saro da duymuştu o gün ve idam edilmeden birkaç saat önce şu yanıtı göndermişti:
"Ben adaletsizliğe ve zulme karşı çıkmaktan çekinen biri değilim.
Ama her zaman adaletsizliğe ve zulme destek çıkan bir sürü politikacı, avukat, hakim, akademisyen ve iş adamı vardır ve bunların hepsi yalnızca işlerini yaptıklarının arkasına sığınırlar"

İşte o gün sonradan insanlık suçu işlediği uluslararası mahkemelerce kabul edilen Nijerya'ya Dünya Kupasını verenler ile bugün yoksulluktan kırılan Brezilya'yayı daha da büyük borç batağına sokanlar aynı kişiler.
Kısaca onlara Fifa diyoruz.

Brezilyalıların dediğinin hatalı olduğunu savunmak pek mümkün görünmüyor.
Gerçekten de spor adı altında ülkelerarası çatışmanın savaşa dönüştüğü bir düşünsel ortam yaratılıyor ve bu ortam belli bölgelerde çatışma ve vandalizme dönüyor.
İçinde futbol ruhu adında bir hayalet olduğunu düşünen masum taraftarlar da bu çarpıklaşmış oyunu ve arkasındaki şeytani entrikaları yedi yaşındaki çocuk gözüyle izliyor.
Sporun sahte vicdanına kanıyor.
Futbolun bir spor parodisi olduğunu anlamıyor.

Birkaç gün içinde "futbolun mabedi" denilen Maracana stadında Dünya Kupası finalini izleyeceğiz.
Maçı izlerken lütfen biraz dikkatli bakın.
Ken Saro'yu hatırlayabilirseniz, stadyum denen bu yerin futbolun mabedi değil, tam bir cehalet mekanı olduğunu siz de anlarsınız.


a45UyF587661-140708103420-03
^^^^^ - vvvvv


 
--
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -

- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -


BABA NASIHATI:
Bir baba, tum omrunun birikimleri ve tecrubeleriyle ogluna nasihat ediyor.
Keske siyasi veya dunyevi omrunun son yillarinda tum babalar bu kadar guzel nasihatlerde bulunabilseler cocuklarina!

Ilginc bir BABA nasihati..
.
- Oglum, Turkiye de hic bir zaman doviz uzerinden borclanma.. .
-Basbakan dahil hic bir siyasi liderin veya bakanin demecine inanip islerini onlara gore sakin duzenleme.. .
-Hicbir zaman acele karar verme ve verdigin karardan kolay geri donme, bu davranis kendine guvenini arttirir.. .
-Arkadasina kefil olmak yerine, eger imkanin varsa ona borc vermeyi teklif et.. .
-Eger bir mal satman gerekiyorsa mumkunse vadeli satma, pesin sat, hatta biraz zarar etsen bile boyle yap.. .
-Kredi karti ile alisveris yaparken kartini gorevliye veya garsona sakin teslim etme, bizzat sen kasaya gotur, pos (kredi karti) cihazindan gecisini izle ve makineden cikan fisin rakamlarini kontrol et.. .
-Kredi karti sifreni banka gorevlisi de olsa bile kimseye soyleme ve ATM makinesi kullanirken de cevredeki kisilere gosterme.. .
-Hicbir kooperatife uye olma cunku 1990 senesinden sonra kooperatif yoluyla ev veya arsa sahibi olmanin hicbir avantaji kalmadi.

Is hayati:

-En zor taklit edilen imza, bir defada kalemi kagittan kaldirmadan atilan imzadir.
imzani bu sekilde atmaya gayret et, en buyuk ve yenilmeyen tek gucun bilgi ve tecrube oldugunu unutma.... .
-Her kime olursa olsun kefil olacaksan odeyebilecegin rakamdan fazlasina kefil olma, kefalet tutari belli olmayan sozlesmelere imza atma, aksi takdirde her seyini kaybedebilirsin.. .
-Is hayatinda hic kimseye oldugundan fazla deger verme, hic kimseyi de kucuk gorme, is yerine girerken kapicinin elini $ik, hizmetlinin hatirini sor, gerektiginde karsiliksiz yardimda bulun.. .
-Yuruyebilecegin mesafelerde otomobil kullanma.
Hicbir zaman gorevde iken bir devlet memuruna hakaret etme, hatta ona vurmayi aklindan bile gecirme.
Aksi takdirde bir yila kadar hapis cezasi alabilecegini unutma.. .

Otomobil icin:

Otomobil satin alinirken satisi en kolay olan marka ve modelde arac satin almaya gayret et.
Bu senin hazir para kaynagin olmalidir.
Cunku insanin buyuk paraya ne zaman acilen ihtiyac duyacagi belli olmaz.. .
-Otomobiline binmeden once lastikleri, kullanirken motor hararetini,arac tan indiginde camlari ve kapilarin kilitlerini kontrol etmeyi unutma.. .
-Guvenebilecegin bir tamircinin telefonu her zaman yaninda olsun.
Mumkunse ayni marka otomobilin yeni modellerini satin al, boylece tamircin hep ayni kalir.. .
-Otomobilinin periyodik bakimi ile trafik ve sigorta belgelerinin tam ve ek$iksiz olmasina dikkat et.
Arabaninin tum emniyet ve guvenlik sistemleri tam olsa bile ayrica alarm taktir.
Hirsizi caydiracak tek sey budur.

Ev yasaminda:. .

-Iyi bir avukatin, elektrik tamircisinin ve su tesisatcisinin adresi kolayinda olsun.
Sabah uyandiginda yatagini mutlaka topla.
Is kiyafetini corabin da dahil olacak sekilde aksamdan hazirla, gerektiginde camasir yikamayi ogren, ancak kendi giyeceklerinin utusunun tamamini her zaman kendin yap.. .
-Corba, pilav, makarna yapmayi, et terbiye etmeyi ve pisirmeyi mutlaka ogren.
Evin icinde cumartesi ve pazar haric pijama veya esofmanla dolasma, hatta bu gunlerde bile uygun bir kiyafet giy.. .
-Esin, aksam yemek hazirlarken mutfaktan ayrilma yardimci ol, yemekten sonra sofrayi mutlaka sen topla.
Mumkunse her yemekten ve tatli yedikten sonra disini fircala, yemek aralarinda yedigin aperatiflerden sonra agzini suyla calkala, yaninda mentollu veya naneli sakizin her zaman olsun.. .

-Tatil yaparken:

Tatile, saglik ve egitime harcayacagin paraya acima.
Her yil yeni bir tatil yoresinde tatilini gecirmeye ozen goster.
Bu sana omur boyunca kirk yada elli farkli yerde tatil yapman demektir.. .
-Sakin yazlik alma, bu senin omur boyunca ayni yerde ve ayni zamanda tatil yapman anlamina gelir ki belli bir zaman sonra tad vermez.
Ayrica butun yil sabit masraflar ise isin fazladan tuzu biberi olur.

Ozel hayatinda:

-Esinle kendi aranda mesafeyi yok etme, her zaman onunda bir ozel yasami oldugunu unutma.. .
-Ara sira esine surpriz yap, eve cicekle git, onu iyi bir restoranda mutlaka aksam yemegine gotur.. .
-Sadece, Allah tan, evlat acisi yasamaktan, yetim hakki yemekten, kuru iftiraya ugramaktan, sabirli insanin ofkesinden, korkusuz insanin cesaretinden ve kendi nefsinden kork... .
Ben bunlarin cogunu yapamadim ama sen yap...!

Baban...
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com
Ayrilmak isterseniz de :
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com
Grup Sayfamız :
http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder