Suay Karaman : ÜÇ ADAY
http://www.ilk-kursun.com/haber/188203/suay-karaman-uc-aday-2/
21 Ekim 2007 tarihinde %67.5 katılım oranıyla yapılan halk oylaması sonucunda %69 oy oranıyla cumhurbaşkanının halk tarafından seçilmesi kabul edilmiştir.
Aslında cumhurbaşkanının halk oyuyla seçilmesi, bizim parlamenter sistemimizle uyuşmamaktadır, ancak AKP'nin teşvik etmesiyle böyle bir yasa çıkarılmıştır.
Yeni çıkan yasaya göre cumhurbaşkanı adayı olarak üç kişi başvuruda bulunmuştur.
Tayyip Erdoğan, Ekmeleddin İhsanoğlu ve Selahattin Demirtaş.
Tayyip Erdoğan, hakkındaki onlarca yolsuzluğa, rüşvete, haksız kazanca karşın, partisine yaptırdığı büyük gösteri ile dört bin kişinin önünde cumhurbaşkanlığına aday olduğunu açıkladı.
Ekmeleddin İhsanoğlu ise, onursuz muhalefet CHP ve MHP'nin çatı adayı olarak cumhurbaşkanlığına aday oldu.
Halkın Demokrasi Partisi'nin eş başkanı olan Selahattin Demirtaş ise, ırk ayrımı temeline dayanan bir cumhurbaşkanı adayı oldu.
Kısaca Atatürk ve cumhuriyet düşmanı, eğitimsiz Erdoğan; Atatürk ve cumhuriyet düşmanı, eğitimli İhsanoğlu; Atatürk düşmanı ve onaylı bölücü Demirtaş, Mustafa Kemal Atatürk'ün Çankaya'sına çıkmak üzere yarışmaktadırlar.
Bu adayların hiçbirisi yurtsever olmadığı gibi, hepsi ABD'nin verdiği görevi yerine getiren piyonlardandır.
Bugün Çankaya'da noterlik yapan şahıs, ardındaki 'Kayıp Trilyon' davasına ve 'laik devletin sonu geldi' gibi sözlere karşın, 2007 yılında Atatürk'ün Çankaya'sına çıkartılmıştı.
Şimdi Çankaya'ya çıkmak isteyen başbakanın, İstanbul Anakent Belediye Başkanlığı yaptığı döneme ilişkin hakkında "görevi ihmal, zimmet, kamu taşıma biletlerinde kalpazanlık, resmi evrakta ve kayıtlarında sahtecilik ile cürüm işlemek için teşekkül oluşturmak" suçlamaları vardır.
Hakkında kayıtlara alınmış 84 suçlamadan yalnızca birinden beraat etmiş, 20 suçlamadan "Rahşan Ecevit'in affı" ile ve diğer 63 suçlamadan ise dokunulmazlık sayesinde kurtulmuştur.
Başbakan olduktan sonra, ailecek mal varlıklarındaki olağanüstü artış ve 17 Aralık sürecindeki meşhur "sıfırlama" hiç belleklerden çıkmayacaktır.
Bunların yanında Atatürk, laiklik, demokrasi ve cumhuriyet hakkındaki sapkın görüşleri ile, böyle birinin Çankaya'ya çıkması kabul edilemeyecek bir durumdur.
Onursuz ve etkisiz muhalefetin çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu ise, şu an bilinen bir maddi yolsuzluk içinde değildir.
Ancak ne kadar saklanmaya çalışılsa da, Atatürk ve laiklik karşıtı görüşleri açığa çıkmaktadır.
Zaten şu sözleri kendisinin kim olduğunu anlatmaktadır: "Baktım iki taraftan da ısrar var ve hatta benim çok yakın dostlarım olan AKP kurucuları ve halen aktif olarak AKP'de görev yapan dostlarım var, onlar da aynı şekilde benim görev almamı istediler" Açılım sürecini desteklediğini ve Türkiye'ye demokrasinin Demokrat Parti ile geldiğini söyleyen birini, özellikle CHP'ye aday yaptırmak oynanan uluslararası oyunun bir parçasıdır.
Eşinin başının açık olmasıyla kandırılmak istenen topluma, Turgut Özal'ın eşinin de başının açık olduğunu anımsatmakta yarar var.
İhsanoğlu'nun, Tayyip Erdoğan ile kaba üslubu dışında, ciddi anlamda hiç bir fikir ayrılığı içinde olmadığı bellidir.
Mısır'daki Muhammet Mursi ile çok yakın dostluğu olduğunu ve kitabına önsöz yazdığını söylemesi bile hala uyuyanları uyandırmamaktadır.
PKK terör örgütünden yetişme, örgütün başı katil Öcalan'ın emirlerini yerine getiren, ırkçılık üzerine siyaset yapan ancak Güneydoğu'daki feodal yapıyla sorunu olmayan Selahattin Demirtaş, ABD tarafından kullanılan zavallı bir oyuncudur.
12 yıldır ülkemizi yöneten, laik ve demokratik cumhuriyetimizi yıkmak isteyen aday var, 'çatı' adı altında ılımlı İslam'ı savunan, küresel güçlerin adayı var, PKK terör örgütünün destekçisi bölücülerin adayı var.
İşte cumhurbaşkanlığı seçiminde ülkemizin getirildiği nokta bu acınacak durumdur.
Özellikle CHP'den Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve devrimlerini savunan, yurtsever başka adayların çıkması engellenmiş, 20 imza bulunamamıştır.
Ancak başka bir adayın çıkması için çırpınan, azim ve cesaret gösteren altı onurlu CHP milletvekilini de, bu toplum unutmayacaktır.
Bu şartlar altında, bizlere dayatılan bu üç adayla yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimi, bir kandırmacadır.
Kötünün iyisi (ehven-i şer) kazansın demek, Atatürk'ü anlamamaktır.
Büyük önderimiz Atatürk'ün, Sivas Kongresi'nde Amerikan Mandası ve İngiliz Himayesi arasında "hangisi ehven-i şerdir?" diyerek tercih yapmaya çalışanlara verdiği yanıt unutulmamalıdır; "Ehven-i şer, şerlerin en kötüsüdür!"
Kim kazanırsa kazansın, bundan önceki 'kara gül' gibi hiçbiri benim cumhurbaşkanım olmayacaktır ve saygı görmeyecektir.
Açıkça bir dayatma ile karşı karşıya getirilmiş bulunuyoruz.
Cumhurbaşkanlığı seçimini fırsat bilerek, Türk Milleti'nin başına çuval geçirilmektedir.
Bu üç aday da ABD'nin oyuncularıdır ve kazanan Türk Milleti değil, yurtseverler değil, sadece emperyalizm olacaktır.
İlk Kurşun Gazetesi, 7 Temmuz 2014.
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Eden kendisine eder,Yapan bulur ve ceker.Unutma kazanmak koca bir omur ister.Kaybetmeye ise anlik gaflet yeter.
Mevlana
- - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - -
Kurmus oldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com | Ayrilmak isterseniz de : Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com | Grup Sayfamız : http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ | Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder