Belediyeler fiyat listeleri yayınlardı.
Ürünlerin burada ilan edilen fiyatlardan fazlasıyla satılmaması istenirdi.
Bu uygulamaların sonuçları şunlar olmuştu.
Pazarlarda piyasa fiyatları ile ilan edilen fiyatlar arasında makas çok açılmışsa, o ürün pazarda bulunmaz olurdu.
Buna karşılık böylesi ürünler yasa dışı şekilde ve olması gerekenden çok daha pahallı şekilde seyyar satıcılarda satılırdı.
Belediye önlemlerini çok daha fazla ağırlaştırdıysa, bu kez esnaf malını satarak zarar etmektense, mal akışını toptan durdururdu.
Tarladan, semt pazarına uzanan yolda mal kimin elinde şiştiyse o da malını ya denize döker, ya yol kenarına yığarak çürümeye terk ederdi.
Çocukluğumda dönem dönem İstanbul Halinden Haliçe dökülmüş sebze ve meyve yığınlarının resimleri çok tipiktir.
Bütün dünyada böyledir.
Fiyatlara yönelik kontrol çabaları her zaman karaborsa, kaçakçılık, mafya, ve yokluklar ile sonuçlanmıştır.
Şimdi bizde döviz kurları, ve faizler üzerinde çok uzun zamandır üzeri örtülü, dolaylı bir narh sistemi uygulanmaktadır.
Döviz kuruna ilişkin grafiklerde son bir ayda görülen fiyat dalgalarmalarının neredeyse ventriküler fibrilasyona benzer şekilde bir ölüm işareti sayılabilecek tam yatay ve dar bir aralıkla oluşması ekonomiden azıcık anlayan, bilinçli varlıklar için elbette bir ibret içermeli.==================>>
Bu piyasanın teknik incelemesi yapılmaz, yapılmamalı, yapanlar hata eder.
Teknik incelemeler böylesi piyasalarda anlam taşımaz.
Çünkü teknik incelemelerin teorisi piyasanın tıpkı özgürce dalgalanan bir deniz gibi doğal olmasına dayalıdır.
Dalgaları sönümlendiren, ya da kuvvetlendiren yapay etkenler teknik incelemelerin doğasını bozar.
Borsalar çok önemlidir.
Bir ürünün borsası yoksa gerçek fiyatını tam olarak bilmek ve belirlemek imkansızdır.
Borsalar insanlık tarihinde en önemli ekonomik icatlardan birisidir.
Alıcılar ve satıcıların özgürce, hile, desise, aldatma, yalan, dolan olmaksızın bulaşabildiği bir ortamdır.
Bütün borsalarda borsa yöntecileri ve devletin borsaya ilişkin en önemli görevide işte bu güven ortamını sağlamaktır.
Devletin hiçbir borsada fiyatları düşürmek, ya da tam tersine yükseltmek yönünde çaba harcaması doğru ve ahlaki değildir.
Devlet fiyatlar aleyhine tavır aldığında borsanın ahlakını bozmuş, alıcılar ya da satıcılar lehine taraf tutmuş olur.
Böylesi borsalarda zarar görmeyi bekleyen tarafın hemen borsadan uzaklaşması, malını başka yollarla satmaya çabalaması çok doğaldır.
Halen ülkemizde para ve döviz piyasalarında devlet piyasa ahlakını artırmak ve desteklemekten çok, fiyatları alıcılar ya da satıcılar lehine baskılamaktadır.
Elbette Türkiye Cumhuriyeti piyasalara müdahalelerini açıktan dövize ya da faizlere narh koyarak yapmıyor.
Devlet elinde olan bütün araçları dövizi ve faizleri düşürmekten başka hiçbir kaygı ve beklenti olmaksızın tek taraflı olarak kullanmaktadır.
Devletin kullandığı araçların neler olduğu konusu aslında hepimizce malumdur.
Çok fazla araç vardır, ve bu araçların piyasa ahlakını ve düzenini bozucu şekilde kullanılması halka ekonomik paket olarak anlatılmaktadır.
Evet, açıklanan ekonomik paketlerde yapılanların tıbbi ifadeyle yalnızca belirtilara yönelik, palyatif olduğunu, çok kısa vadeli olduğunu görmek gerekir.
Türk ekonomisini benzetmek gerekirse, mortalite oranı yüksek bir hastalıkla sorunlu olduğunu söylemek mümkündür.
Bir kanser hastasının yalnızca ateşinin, nabzının, tansiyonunun, psikolojik buhranlarının kontrolü elbette yeterli olmayacaktır.
Ve aynı şekilde açıklanan ekonomik paketlerde radikal, çözüme yönelik, nedenlere yönelik unsurların olmadığını da görmek gerekir.
Benim takip ettiğim makro ekonomi yorumcuları ve hocaları el birliği ile YAPISAL ÖNLEMLERİN öneminden bahsetmektedir.
Ve bunun nasıl olacağını da ayrıntılı şekilde anlatıyorlar.
Sayısız reformdan bahsedilmektedir.
Bu reformlar hukuk, eğitim, vergi, sosyal güvenlik sistemi, ekonomi yönetimine ilişkin sayısız öneri vardır.
Elbette devletlerin egemenliğinin temel insan hakları dışında bir sınırı yoktur.
Ancak, devletlerin piyasa ahlakını bozucu girişimlerinin elbette olumsuz karşılıkları olacaktır.
Evet, döviz fiyatlarında ve/veya faizlerde ani patlamalar öngören açıklamalarım oldu.
Bu gün de aynı öngörülerim devam etmektedir.
Devletin sürekli olarak pahallıya mal ettiği döviz kaynaklarını iç piyasada ZARARINA ucuza satarak hep piyasaları düşürmeye çabalaması, hem de adil olmayan(!) zenginlikler yaratması SÜRDÜRÜLEMEZ bir politikadır.
Bir gün Merkez Bankası piyasaları bastırmak için yeterli kaynak bulamadığı ilk anda döviz fiyatları elbette ve kesinlikle patlayacaktır.
Doğrusu MB'nın ve devletin mevcut bütün cephanesini tükettiğini düşünüyorum.
Halen elde olan tek şey Libya petrollerinin ülkemiz bankacılık sistemi üzerinden satılmasıdır.
Burada söz konusu olan rakamlar ise bizim kısa vadeli ihtiyacımızı karşılamaktan çok ama çok uzaktır.
Benzer şekilde faizlerin düşük tutulması halkın ve yatırımcıların sürekli olarak dövize yatırım yapmasına, ya da sermayesini ülke dışına kaçırmasına sebep olmaktadır.
Bu da SÜRDÜRÜLEMEZ.
Bu çarpıklık 220 milyar dolarlık kaydi döviz mevduat hesabının günden güne artmasına sebep olmaktadır.
Bu hesapların yalnızca %10'u bile bankadan nakit döviz talep etse bir zincirleme reaksiyonun başlaması çok ama çok kolaydır.
Ve bugünlerde İSTİMVAL denilen bir kavram ekonomi yorumcularından ürkek ürkek de olsa duyulmaya başlanmıştır.
Bu konu çok tehlikeli bir kavramdır.
Merak edenler Goggle abiye sorsunlar.
HERŞEY BİR ZAMAN MESELESİDİR.
Eninde sonunda ya devlet eliyle kontrollü ve aşamalı olarak, ya da kontrolsüz ve patlayıcı artışlarla hem döviz kurları, hem de faizler artacaktır.
Konut mu, alsak, araba mı alsak, yoksa dövize mi yatırım yapsak gibi pek çok sorunun cevabı işte bu çarpılmış, baskılanmış piyasa şartları ile bağlantılıdır.
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Gencler cesaretimizi takviye ve idame eden sizlersiniz.
Siz almakta oldugunuz terbiye ve irfan ile insanlik ve medeniyetin vatan sevgisinin fikir hurriyetinin en kiymetli timsali olacaksiniz.
Yukselen yeni nesil istikbal sizsiniz.
Cumhuriyeti biz kurduk onu yukseltecek ve yasatacak sizsiniz.
Gazi Mustafa Kemal ATATURK
- - - - - - - - - - - - -
JEAN MESLIER : SAGDUYU TANRISIZLIGIN ILMIHALI
34. DOGA OLAYLARI, DOGAL NEDENLERLE ACIKLANIR
Doganin nedenleri hakkinda bilgisizliklerini itiraf edecekleri yerde, hakkinda hic olmazsa bir fikir edinebildikleri dogayi incelemek yerine hayal dunyasinda bilinmeyen bir neden aramaya giden din imamlarinin mantiklari kadar sasilacak hicbir sey yoktur. Gordugumuz olaylarin yaraticisi Allah'tir demek, bu olaylari gizli bir nedene baglamak degil midir? Allah nedir? Bir ruh nedir? Ey bilginler! Dogayi ve yasalarini inceleyiniz. Dogada, doganin icyuzunu gorup sectiginizde, fikirlerinizi aydinlatmak soyle dursun, tersine, fikirlerinizi daha cok karisikliga ve kendi kendinizi anlamak olanaksizligina dusurecek olan "dogaustu" nedenlere basvurmayiniz. Dogaustu nedenler aramayiniz.
"Bir Allah olmaksizin doganin aciklanmasi mumkun degildir" diyorsunuz. Bu, pek az anladiginiz her seyi aciklamak icin hic anlamadiginiz bir nedene, bir etkene ihtiyaciniz var demektir. Siz karanlik olan bir seyi, karanligi iki katina cikararak gormek ve secmek iddiasinda bulunuyorsunuz. Dugumleri cogaltarak, bir dugumu cozdugunuzu saniyorsunuz.
Ey cezbedici fizikciler! Bir Allah'in varligini bize kanitlamak icin, ayrintili botanik kitaplarini kopya ediniz. Insan vucudunun inceden inceye, uzun uzadiya aciklanmasina giriniz. Sonra sularin akintisina hayranlikla bakmak icin yeryuzune donunuz; kelebeklerin, boceklerin, poliplerin, icinde Allah'inizin buyuklugunu buldugunuzu saydiginiz organlasmis zerrelerin onunde dunyayi unutmaya daliniz. Butun bu seyler bir Allah'in varligini kanitlamayacaktir. Butun toplami evren olan sonsuz karmasik birlesmelerle cesitli seyler meydana getiren etki ve maddelerin cesitliligi hakkinda sahip olmaniz gereken fikirlerden yoksunsunuz. Bu, doganin ne oldugunu bilmediginizi kanitlayacaktir. Mikroskopla donanmis oldugunuz halde bile, doganin, gozlerinizin ancak pek az bir kisminin gordugu cok sayida varlik meydana getirmeye gucsuz olduguna hukmettiginizde, doganin kuvvetleri hakkinda hicbir fikre sahip degilsiniz demektir. Sozun kisasi, bu nitelik kanitlayacaktir ki, hissedilmesi ya da bilinmesi mumkun olan etkenlerden habersiz bulundugunuzdan, hakkinda gercek bir fikir edinmeniz hep olanaksiz olacak bir etkeni kast ettiginiz bir kelimeden yardim almayi daha kolay buluyorsunuz.
- - - - - - - - - - - - -
Snowball, Bak yoldas, demisti.
Senin onsuz edemedigin kurdele, koleligin simgesidir.
Ozgurlugun kurdelelerden cok daha degerli oldugunu kafan almiyor mu?
George OrwellHayvan Ciftligi
- - - - - - - - - - - - -
Hayal gucum benim manastirimdir ve ben de onun kesisiyim.
KEATS,JOHN (1795-1821) Ingiliz sair.
Ateistin Kutsal Kitabi - Aforizmalar - Derleyen Joan Konner
- - - - - - - - - - - - -
TCK Madde 101 Kisirlastirma
1) Bir erkek veya kadini rizasi olmaksizin kisirlastiran kimse uc yildan alti yila kadar hapis cezasi ile cezalandirilir. Fiil kisirlastirma islemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafindan yapilirsa ceza ucte bir oraninda artirilir.
2) Rizaya dayali olsa bile kisirlastirma fiilinin yetkili olmayan bir kisi tarafindan islenmesi halinde bir yildan uc yila kadar hapis cezasina hukmolunur.
ALTINCI BOLUM
Cinsel Dokunulmazliga Karsi Suclar
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur_gundem@yahoogroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur_gundem-subscribe@yahoogroups.com |
Gruptan ayrilmak icin | : | ozgur_gundem-unsubscribe@yahoogroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | ozgur_gundem-owner@yahoogroups.com |
Grup Sayfamiz | : | http://groups.yahoo.com/group/Ozgur_Gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder