Pandemiyi bahane ediyorlar.
Camileri bahane ediyorlar.
Okulları bahane ediyorlar.
Ve sanatı, içkiyi, eğlenceyi yasaklıyorlar.
Açıkçası başkalarına İslam dayatıyorlar.
Zorbalık, dayatmacılık yapıyorlar.
Bu elbette dinin, İslamın doğal bir hali.
Çünkü dinler için ötekilerin hiçbir hakkı yoktur.
Dindarlar ile ötekilerin bir arada yaşamasının tek yolu, ötekilerin pek çok özgürlük alanında katlanılmaz tavizler vermesiyle mümkündür.
L2fSIJNoA0xfSNxA
HASSAS ALAN BAHANE, MÜZİK YASAĞI ŞAHANE!
İzmirli müzisyenler ve işletmeciler açık-yarı açık eğlence yerlerine getirilen 24.00'ten sonra canlı müziğin yasağına tepki gösterdi.
Ramis SAĞLAM
İzmir
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca hazırlanan Çevresel Gürültünün Değerlendirilmesi ve Yönetimi Yönetmeliği'ne ilişkin değişiklik geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete'de yayımlandı. Yönetmeliğe göre "hassas" kullanımların bulunduğu alanlarda faaliyet gösteren açık ve yarı açık eğlence yerlerinde 24.00-07.00 saatlerinde canlı müzik yayını yapılması yasaklandı. Yasağı İzmir'de mekan sahipleriyle görüştük. Yasağa tepki gösteren mekan sahipleri, uygulamanın kendilerini zor duruma sokacağını, müzisyenleri ise işsiz bırakacağını söyledi.
"MÜZİSYENLER İÇİN İŞSİZLİK DEMEK"
Hayyam Şarapevi İşletmecisi Erdal Taşkıran halihazırda canlı müzik yasağının saat 24.00'te başladığını hatırlatarak, "Bu karar esnetilmiş değil. Kaldı ki bir işletmenin çevresinde 'çok hassas' diye belirttikleri hastane, yaşlı bakımevi, okul gibi kurumlardan biri varsa, zaten alkol veya canlı müzik ruhsatı alamazsın. Bunlar işletme ruhsatı, özellikle alkol ruhsatı alırken dikkate alınan hususlar. Anladığım kadarıyla bu yeni yasa ile canlı müzik ruhsatı alan ve çevresinde saydıkları hassas kurumlar olmasa bile şu şartı getirecekler. Bahçen varsa bahçeye ya müzik hiç gitmeyecek ya da bütün bahçeyi izolasyon adı altında açılmayacak şekilde kapalı hale getirecekler. Kapalı alanlar için de tekrar desibel ölçümleri yaptırıp uygun olup olmadığına karar verip ruhsat iptali yapacaklar ya da yeni ruhsat aldıracaklar" ifadelerini kullandı.
Saat sınırlamasının yanında artık ses sınırlamasının da olacağını belirten Taşkıran, "Yani şunu diyorlar, 'Müzik yapacaksan da sokaktan, çevreden, yoldan gelip geçenlerden izole bir şekilde yapacaksın.' İşletme sahipleri için tekrar anlaşılması zor bir yasa. Bol masraf ve müzik yapma olağanını minimuma indirme çabasındalar. Yine en çok etkilenecek kesim sahne müzisyenleri olacak. Yani büyük konserler veremeyen, büyük organizasyonlarda yer alamayan sahne sanatçılarının işsiz kalması demek" dedi.
"YASAKÇI ZİHNİYETİN UYGULAMALARI"
Cafe Mare'nin İşletmecisi Ali Ekber Yurtsever kaotik bir uygulamayla karşı karşıya olduklarını söyleyerek, "Aslında yıllardır uygulanan 'Dayın varsa her şey hallolur' teamülünün kurallaşmış biçimi. Kendi tabanını hoş tutma ikiyüzlülüğü. 24 saat yasağının uygulanmadığı nice 'dayısı' olan eğlence mekanları var. Biliyoruz ve şahit oluyoruz" dedi. Yurtsever, yasakçı zihniyet uygulamasının bu hale dönüştüğünü belirtti.
"BENİM GİBİ EĞLEN, BENİM GİBİ YAŞA!"
Kafe Dengi İşletmecisi ve Müzisyen Kasım Taşdoğan "Bunun artık bir 'Özel yaşama müdahale' veya 'Toplumun eğlence alışkanlıklarına müdahale'den öte, 'Sen de benim gibi eğlen, benim gibi yaşa' anlamına geldiğini söyleyebilirim. Bu tüketici için böyle. Bir de esnaf ve sahne emekçilerini derinden etkileyecek tarafı var. O da 'Hayatını idame ettirememen umurumda değil' demektedir. Zaten halihazırda fiili olarak çalışmaz hale getirilen bu insanların mağduriyeti artık yasalara bağlanmaya çalışılmaktadır. En önemlisi de adına 'Türk aile yapısı' dedikleri ama hiçbir ailenin yapısını esasında umursamadıkları bir dayatmadır. Buna esnaf ve sahne emekçilerinden sıradan vatandaşlara kadar herkes ses çıkarması gerekiyor" şeklinde konuştu.
"ÖZGÜRLÜKLERİMİZE MÜDAHALE EDİLİYOR"
Sokak Sanatçıları Derneğinden Kubilay Mutlu ise "Yine çok hassas iktidarımızın kendi keyfine göre belirlediği 'hassas alanlar' üzerinden yaşam tarzlarımıza ve özgürlüklerimize müdahale ediliyor. Pandemi tedbirleri bahanesiyle başlayan yaşam tarzlarına müdahale, şimdi de gürültü bahane edilerek gerçekleştirilmek isteniyor" dedi. Getirilen yasakla, canlı müzik başta olmak üzere, konser, gösteri, miting, tören, festival ve benzeri açık hava faaliyetlerinin engellendiğini belirten Mutlu, "Oysa kentin her yerinde 24 saat çalışma ayrıcalığına sahip gökdelen inşaatları ve hiçbir desibel sınırı tanımayan cami megafonları tarafından çevresel etkilere maruz bırakılıyoruz" ifadelerini kullandı.
Mutlu son olarak şunları kaydetti: "Jacques Attali'nin söylediği gibi; 'Gürültü kontrolü yoksa, sınırlamak ve baskı altında tutmak için kanun yoksa, iktidar da yoktur.' Her müzik, her ses düzenlemesi bir topluluğu belirleyerek, bir iktidarın bireyleriyle ilişkisini, bu iktidarın herhangi bir niteliğini yaratmak veya pekiştirmek için bir fırsat oluşturur. Ve işte bu sebepten, yani gürültü hem iktidar aracı hem de isyan kaynağı olduğundan, siyaset her zaman gürültü öznelerini büyük bir ilgiyle dinlemiştir. Çünkü kendini bu yolla sağlama alabilir, emirler hazırlar, isyanları engeller. Her şeyi bilmek, güçlülerin fantezisidir. Her şeyi kaydetmek ise polislerin hayali. Normal şartlarda böylesi bir yönetmeliğe karşı rasyonel, mantıklı, eleştiriler getirerek tartışmak mümkünken, mevcut iktidarın yaşamı karşısına aldığı koşullarda, yaşamı savunmak için ironik bir şekilde 'yaşasın gürültü' demek biz sanatçılar için en doğru tavrı oluşturmaktadır."
https://www.evrensel.net/haber/452515/hassas-alan-bahane-muzik-yasagi-sahane
- - - - - - - - - - - - - - - -
BU ELLER MIYDI?
. . . . . .
Bu eller miydi masallar arasindan
Ruyalara uzattigim bu eller miydi.
Arzu dolu, yasamak dolu,
Bu eller miydi resimleri tutarken uyuyan.
Bilyalarin aydinlik dunyaciklari
Bu eller miydi hayati o dunyalarin.
Altin bir oyun gibi eserdi
Altin tuylerinden mevsimin ruzgari.
Topraktan evler yapan bu eller miydi
Ki simdi degmekte toprak olan evlere.
El isi vazifelerin onunde
Tirnaklarini yiyerek dusunmek ne iyiydi.
Kaybolmus o cizgilerden
Falcinin saadet dedikleri.
O koylu cakisinin kestigi yer
Sogut dallarindan duduk yaparken...
Bu eller miydi kesen mavi serceyi
Birkac damla kan ki zafer ve kahramanlik.
Yorganin altina saklanarak
Bu eller miydi sevmeyen geceyi.
Ayrilmis sevgili oyuncaklardan
Kirmis kucucuk siselerini.
Ve her seyden ve her seyden sonra
Bu eller miydi Allaha acilan
~Fazil Husnu DAGLARCA~
- - - - - - - - - - - - - - - -
"İnsanların evlerinde bilgisayar bulundurmaları için bir neden yok."
~(1977, Kenneth Olsen, Digital Equipment Corp. Bilgilsayar Şirketi Başkanı)~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Her yanda par yansa da kandiller, uyuyana ne fayda.
- - - - - - - - - - - - - - - -
Arapça Kuran
ZÜHRUF 3.biz, anlayıp düşünmeniz için onu arapça bir Kuran kıldık.
FUSSİLLET 44.eğer biz onu, yabancı dilden bir Kuran kılsaydık, diyeceklerdi ki: ayetleri tafsilatlı şekilde açıklanmalı değil miydi?
Arab'a yabancı dilden (kitap) olur mu?
De ki: o, inananlar için doğru yolu gösteren bir kılavuzdur ve şifadır.
İnanmayanlara gelince, onların kulaklarında bir ağırlık vardır ve Kuran onlara kapalıdır.(sanki) onlara uzak bir yerden bağırılıyor (da Kuran'da ne söylendiğini anlamıyorlar.)
İBRAHİM 4.(Allah'ın emirlerini) onlara iyice açıklasın diye her peygamberi yalnız kendi kavminin diliyle gönderdik.
Artık Allah dilediğini saptırır, dilediğini de doğru yola iletir.
Çünkü o, güç ve hikmet sahibidir.
YUSUF 2.anlayasınız diye biz onu arapça bir Kuran olarak indirdik.
ŞURA 7.şehirlerin anası (olan mekke'de) ve onun çevresinde bulunanları uyarman ve asla şüphe olmayan toplanma günüyle onları korkutman için, sana böyle arapça bir Kuran vahyettik.(insanların) bir bölümü cennette, bir bölümü de çılgın alevli cehennemdedir.
ENAM 92.bu (Kuran), ümmü'l-kurâ (mekke) ve çevresindekileri uyarman için sana indirdiğimiz ve kendinden öncekileri doğrulayıcı mübarek bir kitaptır.
Âhirete inananlar buna da inanırlar ve onlar namazlarını hakkıyla kılmaya devam ederler.
- - - - - - - - - - - - - - - -
"Eğitimsiz bir insan için, söylenmiş sözler kitapları okumak iyi bir şeydir"
(İng.orijinal: It is a good thing for an uneducated man to read books of quotations.)
My Early Life: A Roving Commission, Bölüm 9, 1930.
~Winston Leonard Spencer-Churchill,
(d.30 Kasım 1874 Oxfordshire - ö.24 Ocak 1965, Londra)
Britanyalı devlet adamı.~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Varsağı -2
Destur bre gökkuşağı
Hangi devin kılıcısın
Sabah sabah kanın damlar
Besbelli can alıcısın
Akıl almaz bir kelepçe
Anlaşılmaz hangi suça
Kilitlenmiş gündüz gece
Başımızda kalıcısın
~Atilla İlhan~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Once kurallari ogren, dusun, karar ver ve bazilarini boz.
~Anonim Nasihat~
- - - - - - - - - - - - - - - -
Bosna Ezgisi
Sen bardağına içki koyar
bir böceği ezer, ya da saatine bakarken
ellerin kravatını düzeltirken
insanlar ölüyor
tuhaf isimli kasabalarda
kurşunlarla delik deşik, alevler içinde
çoğu kez nedenini bilmeden
insanlar ölüyor
komşusunu kardeşini
sevemeyecek denli yitmiş Slav
senin meleklerinin uçmaktan korktuğu yerlerde
insanlar ölüyor
yontular ölümü ne denli yadsısa da
Kabil'den bu yana
tarih
ölenlerle besleniyor
sen maç izler
faturalara göz atar
ya da bebeğine ninni söylerken
insanlar ölüyor
katilleri kurbanlarından
keskin, kana susamış kalemiyle ayıran zaman
seni,
katillerin yanına koyacak.
~joseph brodsky~
- - - - - - - - - - - - - - - -
8.10 Vapuru
Sesinde ne var biliyor musun
Bir bahçenin ortası var
Mavi ipek kış çiçeği
Sigara içmek için
Üst kata çıkıyorsun
Sesinde ne var biliyor musun
Uykusuz Türkçe var
İşinden memnun değilsin
Bu kenti sevmiyorsun
Bir adam gazetesini katlar
Sesinde ne var biliyor musun
Eski öpüşler var
Banyonun buzlu camı
Birkaç gün görünmedin
Okul şarkıları var
Sesinde ne var biliyor musun
Ev dağınıklığı var
İkide bir elini başına götürüp
Rüzgarda dağılan yalnızlığını
Düzeltiyorsun.
Sesinde ne var biliyor musun
Söyleyemediğin sözcükler var
Küçücük şeyler belki
Ama günün bu saatinde
Anıt gibi dururlar
Sesinde ne var biliyor musun
Söylenmemiş sözcükler var
~Cemal Süreya~
- - - - - - - - - - - - -
a45UyF587661
- - - - - - - - - - - - -
Grup eposta komutlari ve adresleri | : | |
Gruba mesaj gondermek icin | : | ozgur-gundem@googlegroups.com |
Gruba uye olmak icin | : | ozgur-gundem+subscribe@googlegroups.com |
Grup kurucusuna yazmak icin | : | 0raj.p0yraz@neomailbox.net / oraj.poyraz@openmail.cc |
Grup Sayfamiz | : | https://groups.google.com/g/ozgur-gundem/ |
Arzu ederseniz bloguma da goz atabilirsiniz | : | http://orajpoyraz.blogspot.com/ |
Özgürlük adam, henüz yeni kurdum. Siyasi iktidarın sürekli yasakladığı, polisiye önlemler ile gizlemeye çalıştığı şeyleri burada biriktireceğim. Videolar, resimler, makaleler falan. | : | http://insulaelibertatis.com/ |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder