8 Aralık 2012 Cumartesi

Alican Albayım soruyor?

Soruyor, neden o dönemde görev yapan iki genel kurmay başkanı ve kara kuvvetleri komutanının altında görev yapan herkesi darbeci diye yargılıyorsunuz da, onları hariç tutuyorsunuz?
Bunlar Genelkurmay Başkanları Org.Hilmi ÖZKÖK, Org. Hakkı Karadayı  ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org.AytaçYALMAN'dır.

İşte bakın söylediğim oluyor.
Astlar artık üstlerini sorguluyor, onlardan şüphe ediyor, onlara güvenmiyor.
Onlara soruyor.
Neden bizi harcadınız?
Neden bizlere ihanet ettiniz?
Neden bize kurulan tuzağa ortak oldunuz?

Haaa merak etmeyin, şimdiki komutanlara daha da ağır sorular soruluyor.
Elbette kafalarda, kapalı kapılar ardında.
Onlara deniyor ki?
Siz de tuzak kuranlara ortak mısınız?
Siz de bizleri harcayacak mısınız?
Emirler verip, kenara çekilecek misiniz?
Şehitlerin yakınlarına, gazilere yaptıkları görevler suçlama olarak yöneltilecek mi?

Bu ordu artık iflah olmaz.
Tipik bir Osmanlı ordusu haline geldi.
Yeni bir Balkan Savaşı yenilgisini bu millet artık kaldıramaz.
Bir an evvel ne yapacaklarsa yapsınlar.
Bu ülke, bu bölgede uzun süre güvenlik zaafiyeti içinde var olamaz.
Yetki kimdeyse, cemaatçiler mi, AKP hükümeti mi, Yeşil Sermaye oligarkları mı, TUSİAD'çı zenginler mi?
Artık bir an evvel harekete geçsinler.
Mevcut subayların tamamını terhis etsinler, var olan bütün Harp Okullarını ve Akademilerin kapatsınlar.
Yerlerine badem bıyıklı mı, çember sakallı mı, molla traşlı mı olur, nasıl olursa olsun yetiştirsinler.
Hemen en kısa sürede yeni pilotlar, deni denizciler, yeni subaylar yetiştirsinler.
Ya da defolup gitsinler.
Başka yolu yok.

Bu ordu artık ne ABD'ye, ne AB'ye, ne küresel oligarklara, ne cemaatlere yaramaz.
Ünlü bir mürtecinin söylediği gibi yaralı bırakmayın.
Isırır, sonra ortalara dökülürsünüz, dövünür, ovunursunuz.
Vay ben demokrasi mücahidiydim, vay ben mağdurdum diye ortalarda gezinir durursunuz.

Yarım bırakmayın, yoksa bu millete de büyük kötülük yaparsınız.
İkilik olan bir ordu, bu millete yeni bir Balkan Savaşı yenilgisi yaşatır.

Bakın benden söylemesi.
Ne halt edecekseniz edin.
Ya herru, ya merru..
Ya devlet başa, ya kuzgun leşe.

Oraj POYRAZ

KARADAYI PAŞA, 28 ŞUBAT İDDİANAMESİ VE ÇEVİK PAŞA'NIN TEDİRGİNLİĞİ

Basına yansıyan haberlere göre 28 Şubat iddianamesinde sona gelinmiş.
Yaklaşık 8 aydır sabırla iddianameyi bekleyen biz 60 " günah keçisi'' için sevindirici bir haber bu.

Lakin bu sevindirici haberle birlikte garip bir durumla da karşı karşıyayız… İddianameyi hazırlayan Sn.Başsavcı 8 aydır ilgili ilgisiz pek çok kişiyi çağırıp sorgulamasına, ifadesine, bilgisine veya görüşüne başvurmasına rağmen hala dönemin 1 numaralı asker kökenli aktörü, bütün olayların en yakın tanığı, herşeyi bilen ve hepimizin komutanı konumunda olan Genelkurmay Başkanımız (E) Org.İsmail Hakkı KARADAYI'nın bilgisine başvurmadı.

" TSK darbeyaptı" deniyor, soruşturma açılıyor, iddianame hazırlanıyor ama 28 Şubat 1997'deTSK'nın başında bulunan kişiye daha tek soru sorulmadı. Sizce de garip değil mi?

Oysa onun–başta Batı Çalışma Grubu (BÇG) olmak üzere- döneme ilişkin vereceği bilgilerinsoruşturmanın yönünü belirleyecek, gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlayacak en hayatibilgiler olması beklenir.

Acaba Sn.Başsavcı Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu'nun Karadayı Paşa ile görüşmesini yeterli görüp sadece Komisyon Raporuna giren bilgilerle yetinmeye mi niyetli?
Eğer öyleyse bu kesinlikle kabul edilemez.
Sn.Başsavcı'nın Karadayı Paşa'yı mutlaka çağırarak, bize gösterdiği belgeleri ona da gösterip;
-"Bunlardan haberiniz var mıydı?"
-"BÇG ile ilgili şu şu belgelerden haberdar olmamanız mümkün mü?"
-"GenelkurmayBaşkanı olduğunuz dönemde, Genelkurmay Karargâhında, sizin emrinizde görev yapan Genelkurmay 2 nci Başkanı, Genelkurmay Genel Sekreteri, J Başkanlarından herhangi biri (örneğinHarekât Başkanı, İstihbarat Başkanı vb.) ya da Genelkurmay Adli Müşaviri sizebilgi vermeden, görüşünüzü almadan veya sizden habersiz bir şekilde Kuvvet Komutanlıklarına emir yazısı gönderebilir mi?
Yahut MGK Genel Sekreterliğine,Bakanlıklara "GENELKURMAY BAŞKANINA"

diye yazı gönderebilir mi? diye sorular sorması gerekiyor.

KaradayıPaşa'nın bilgisine başvurmadan, bu soruların yanıtını almadan iddianame hazırlanabilir mi?

Tabii halböyle olunca insanın aklına bambaşka sorular geliyor.
Acaba, diyorum;

1) Sn.Karadayı'nın ifadesi alınırsa bu davanın daha baştan çökeceğinden mi korkuldu/korkuluyor?
2) Aynı soruyu şöyle de sorabiliriz:
Davayı mümkün olduğunca uzatabilmek ve böylece "içeridekileri" mümkün olduğunca uzun süre orada tutabilmek amacıyla mı onun ifadesine başvurulmuyor?
3) Eğer çağırılırsa, ifadesinin sonunda onu da tutuklamak zorunda kalınacağı riski ve endişesi olduğu için mi sorgulan(a)mıyor?
4) Onun söyleyeceklerinin özellikle hükümete yakın başka birilerini zor duruma düşürmesinden mi çekiniliyor?
5) Son olarak, bilhassa şuna dikkatinizi çekmek isterim.
Balyoz tutukluları, o dönemin Genelkurmay Başkanı Org.Hilmi ÖZKÖK ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org.AytaçYALMAN'ın ifadesine başvurulması konusunda çok ısrar etmiş, ama mahkeme bu talebi dikkate almamıştı.
Şimdi aynı durum bizim başımıza da mı gelecek?

Her sohbette Karadayı Paşa'dan büyük bir saygıyla söz eden Çevik Paşa'yı da bizleri de tedirgin eden husus işte bu…

Şu halde bakın ki, Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu 28 Şubat dönemine ilişkin esas soru sorulması gereken Fadime ŞAHİN, Müslüm GÜNDÜZ, Ali KALKANCI gibi sembol isimleri çağırmamış, hatta kanımca bundan bilerek ve özenle kaç(ın)mıştı.

Şimdi iddianamenin çıkmasına ramak kala, savcılığın yine dönemin 1 numaralı aktörünü hala çağırıp bilgisine başvurmaması sizce de manidar değil mi?

Saygılarımla,01.12.2012

Alican TÜRK
(E)Sosyolog Albay
1 No'lu F Tipi Kapalı CezaeviA-2/5
SİNCAN

--
Oraj POYRAZ

Cok ziyaret usandirir,az ziyaret dostluga zarar verir.

Hz omer (r.a.)

Oraj POYRAZ

Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Dogu vilayetleri halkinin, Ermeni cetelerinin acimasizligina ve taarruzlarina hedef olmus, en buyuk felaketi gormus bir unsur olmak sifatiyla, birlik ve fedakarlik luzumunu en once takdir ettikleri iftiharla gorulmektedir.

(16 Haziran 1919)
K. ATATURK

Ingiliz ulusuna karsi besledigim sevgi ve hayranlik duygularimi babam Sultan Abdulmecit'ten miras aldim.
Umidimi Allah'tan sonra Ingiltere'ye bagladim.

VAHDETTIN (Osmanli Padisahi) - 15.10.1920

Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder