Bu milletin belasını Allah vermeyecek, yine bu millet verecek. Buna kendim ettim, kendim buldum dünyası deniyor. Oraj POYRAZ |
Mehmet Yiğittürk: Teröristle çatışmak suç kapsamına mı alındı yoksa
Kim savaşacak?
Dağdaki teröristle kim savaşacak?
Ordumuz mu?
İyi de nasıl?
Gün geçmiyor ki, bir ihbara dayanılarak, bilmem kaç yıl önce girdikleri bir çatışmadan dolayı bir grup asker tutuklanmasın, haklarında dava açılmasın.
Son olay Erciş Ağır Ceza Mahkemesi'nin kabul ettiği bir iddianameye dayanıyor.
2009 yılında Çaldıran'da yaşanan bir çatışma yargısız infaz davasına konu oldu, bir albay ve 17 asker (Jandarma Özel Harekat Timi) hakkında müebbet hapis istemiyle dava açıldı.
Bu da bir ihbarla başladı.
İhbar aslında çatışma olmadığını, askerlerin 2 PKK'lı ile bir köylünün Jandarma Özel Harekat Timi tarafından infaz edildiğini söylüyordu. Savcılık duruma el koydu, olayın tutanaklarını inceledi ve şu sonuca vardı: "Çatışma 1 saat sürmesine rağmen ölenlerin üzerinden bir çok dolu şarjör çıkmış. Bu, hayatın akışına uygun değil." (Vatan-2 Kasım 2012)
Ve…
Sanık sıfatı bir anda o çatışmaya giren askerlerin boynuna asılıverdi. Müebbet hapis isteniyor.
Sahiden öyle midir? Yani "hayatın doğal akışı" denilen şey, bir saat süren bir çatışmada kaç mermi harcandığına hükmedebilir mi?
Savcı hayatında kaç kez çatışmaya girmiş?
Ve en önemlisi. BU askerler yargısız infaz yapacak kadar gözlerini karartmış da, ölenlerin silahlarıyla havaya ateş edip şarjörlerini boşaltarak olaya çatışma süsü vermeyi akıl edememiş mi?
Tanrı aşkına, biraz mantık. Biraz vicdan.
Bu bizim ordumuz. Başka ordumuz yok.
Neden bu kadar yıpratılıyor? Bu haberleri okuyan diğer askerler, tutuklanma korkusu ya da kırgınlık hissetmeyecek mi?
Bu adamlar nasıl çatışacak dağda rastladığı teröristle? Yoksa istenen bu mu? Ordunun savaşma azminin kırılması mı?
Bu ilk de değil üstelik.
Bu yılın Mart ayında yine bir Jandarma Özel Harekat Timi'ni oluşturan 13 uzman çavuş, 1 albay, 1 binbaşı, 1 üsteğmen ve 1 astsubay tutuklandı. 17 kişi birden…
Yine bir ihbar mektubu, yine aynı yargısız infaz iddiaları…
Silivri mahkemelerinde Genelkurmay Başkanı ve yüzlerce kahraman asker "terörist" olmakla itham edilirken, Şemdin Sakık denilen teröristin onlara karşı tanık olmasını da yazın bir kenara…
Kepçelerle kazılan kışlaları, savcı ve polislerce basılan karargahları da ekleyin…
Bir gün anlayacağız belki ama çok geç olacak. Bir gün… Ordusuz kalınca…
Nasıl olsa NATO geldi, füzeleri de kurdu, o bizi korur değil mi?
En son Irak'ı ve Afganistan'ı korumuşlardı, hala kan denizi oralar…
Bu iş artık bir ordu düşmanlığına dönüştü. Askerdeyken kaza kurşunuyla ölen çocuğun ailesini kimliği belirsiz kişiler arayıp, "onu komutan öldürdü" diyorlar.
Deprem olsa "ordu yaptı, komutanlar yüzünden" diyorlar.
Yapmayın.
Tanrı aşkına yapmayın.
Bu ordu, bizim ordumuz.
Yoksa bunların başka bir nedeni mi var?
Açılım falan derken, teröristlerle çatışmak açıkça olmasa da suç haline mi getirildi?
Nedir bu ordunun çektiği…
Dağda terörist, şehirde…
Mehmet Yiğittürk
http://www.odatv.com/n.php?n=teroristle-catismak-suc-kapsamina-mi-alindi-yoksa-0512121200
Para konusunca dogruluk susar. Oraj POYRAZ | Kurmusoldugum gruba uye olun Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur: Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com Ayrilmak isterseniz de: Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz. http://orajpoyraz.blogspot.com/ | Ben,ManeviMiras olarak, Hicbir Ayet, hicbir Dogma, Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum. Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir... K.Ataturk |
Ermenilerin siyasi emellerini fiilen elde etmek ve asayisi bozuk gostermek maksadiyla Dogu vilayetleri icine ceteler gecireceklerini pek muhtemel goruyorum. (24 Mayis 1919) K. ATATURK |
Anadolu ile degil, Yunanistan ile anlasmaliyiz. VAHDETTIN (Osmanli Padisahi) - 15.10.1920 |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder