6 Aralık 2012 Perşembe

Mustafa Dönmez dosyaları kapandı

Bazıları din, iman, yalan, dolan, kin ve de intikam diye yorum yapmama kızmıştı.
İşte bu yorumumun sebeplerinden birisi daha.

Tayyip Erdoğan, AKP bir gün mutlaka tarihe karışacaktır.
Ancak şunu bilin özellikle cemaatlerin kandırdığı kitleler, çeşitli yerlere yerleştirdiği militan kadrolar çok daha uzun sürelerle etkili olacaktır.
En kötüsü de, cemaatler siyasi partiler gibi faaliyet gösterip, bir sürü işe tesir ettikleri halde, yaptıklarının sorumluluğunu taşımamaktadır.
AKP ve Tayyip Erdoğan ayrıntıdır, esas olan cemaatlerdir.
Cemaatlerin ise en büyük kötülüğü insanların imamanını sakatlamalarıdır.

Din, iman diye yola çıkıp yalanın, sahtekarlığın feriştahını yapan bir cemaatin ürünüdür bu haberdeki facia.
Evet tekrar tekrar, üstünü çizerek yazıyorum, bir cemaat yalanı, sahtekarlığı şiar edinmiştir.
Para, zenginlik, güç, iç ve dış politika, gizli servis oyunları, emperyalistlerin kirli, pis işlerine gırtlağına kadar batmıştır.
Öylesine kötü bir örnek sergilemiştir ki, gerçekten inanmaya teşne insanlara da büyük hayal kırıklığı yaşatmıştır.
Emin olun, dindarlaşma ya da mütedeyyinleşme denilen rüzgar bir gün dinecekse bunun vebali özellikle bu cemaatin üzerindedir.

Ve inanın bir deist olarak, ahlaki bir çıpadan olmadan, akla dayanan değer yargıları oluşmamış geniş insan topluluklarının o günler geldiğinde nereye gideceğini, ne hal alacağını düşünüyor ve tedirgin oluyorum.
Dini inançlar bu güne kadar geniş insan topluluklarını az çok bir nizam içinde tutmuştu.
Cemaatler ise var olan ilahi sistemi bulunduğu yerden alıp aşırı uçlara taşımıştır.
Otuz yıldır devam eden bir trendin giderek zirve noktasına doğru yaklaşmaktayız.
Peki  ya sonra ne olacak.
Post-dindarlaşma dönemi hakkında kafa yoran var mı?

Önümüzdeki dönem hakkında endişelerim vardır.
Sizlerin de aynı endişeleri paylaşmanız için öncelikle toplumlara her derde devaymış gibi sunulan sahte reçetelerin yaratacağı büyük hayal kırıklıklarını görmeniz gerekir.
Bir düşünün bakalım.
Sonrasına bakarız.

Saygılar.
Oraj POYRAZ

Mustafa Dönmez dosyaları kapandı

05.12.2012 20:52


Ergenekon davası tutuklu sanığı Mustafa Dönmez hakkında Genelkurmay Askeri Mahkemesi kritik bir karar imza attı. Askeri Savcı Yüzbaşı Kurtuluş Kaya'nın dava için talep ettiği görevsizlik kararını kabul eden mahkeme askeri davada görülen dosyayı kapattı.

2009 yılında evde olmadığı sırada Dönmez'in Sapanca'daki yazlığında arama yapan polis, askeri malzeme bulduğunu iddia etmiş, aynı evde bulduğunu iddia ettiği kroki ile Ankara Zir Vadisi'nde yapılan kazılarda patlayıcı maddeye ulaştığını açıklamıştı. Zir Vadisi'nde yapılan kazıların görüntüleri 14 Şubat 2011 günü Odatv'de yayınlanmış ve polislerin bombaların başında yaptığı konuşmalar tartışılmıştı. (Okumak için tıklayın)

Ergenekon davasında 4 yıldır tutuklu yargılanan Dönmez hakkında Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından "askeri eşyayı çalmak ve gizlemek" suçlamasıyla da iddianame hazırlanmıştı. Genelkurmay Askeri Mahkemesi yargılamanın sonucunda 5 Şubat 2010 günü Mustafa Dönmez'i mahkum etti. Dosyayı inceleyen Askeri Yargıtay, soruşturmanın eksik yapıldığı, delillerin sanığa ait olup olmadığının araştırılmadığı, aramanın hukuka aykırı olup olmadığına dikkat edilmediği nedenleriyle kararı bozdu ve dosyayı yeniden yargılama yapılması için Askeri Mahkeme'ye geri gönderdi. Askeri Mahkeme ise Yargıtay'ın bozma kararına rağmen ilk kararında direndi ve Dönmez'i yeniden mahkum etti. Bunun üzerine dosya Askeri Yargıtay Daireler Kurulu'na gönderildi

YARGITAY DAİRELER KURULU BOZDU

Askeri Yargıtay Daireler Kurulu yaptığı incelemenin sonucunda 10 Mart 2011 tarihinde karar verdi. Zir Vadisi'ne ilişkin krokinin bulunduğu ajandadaki çizimin Dönmez'in el ürünü olduğunun ajandadaki diğer yazılarla karşılaştırılmadan karar verilmesi, Poyrazköy ve Gölbaşı'nda çıkan mühimmatla karşılaştırma yapılmamış olması, arama görüntülerindeki hukuka aykırılıkların araştırılmaması gibi 7 ayrı nedenle eksik soruşturma yapıldığına karar verdi. Askeri mahkemenin mahkumiyet kararını bozdu.

Henüz hakkında kesinleşmiş hüküm bulunmamasına rağmen Mustafa Dönmez'in Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Milli Savunma Bakanı'nın üçlü kararnamesiyle TSK'dan ilişiği kesildi. Dönmez, askerlikle ilişiğinin kesilmesiyle Hasdal Askeri Cezaevi'nden Silivri Cezaevi'ne gönderildi. Emeklilik hakkı da elinden alındı.

Askeri Mahkeme'de yeniden görülen soruşturmada 14 Kasım günü önemli bir gelişme yaşandı. Askeri Mahkeme, Savcılığın Mustafa Dönmez hakkında aynı suçlamaları içeren bir davanın İstanbul 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülmekte olması (Ergenekon Davası), ayrıca Dönmez hakkında iddia edilen eylemlerin gerçekleşmesi halinde dahi yasalarda belirtilen suçu oluşturmayacağı nedenleriyle görevsizlik kararı verilmesi yönündeki talebine uydu. Dönmez hakkında yaklaşık 4 yıldır Askeri Mahkemede görülen dosyayı kapattı.

GENELKURMAY YENİ Mİ ÖĞRENDİ

Dönmez'in avukatı Serkan Günel, alınan karar üzerine bir açıklama yaptı ve kamuoyuna şu soruları sordu:

"Mustafa Dönmez hakkında aynı suçlamalarla başka bir dava da yürütüldüğünü Genelkurmay Askeri Mahkemesi yeni mi öğrenmiştir? Defalarca bu konuda talep yapılmış olmasına rağmen neden dosyaların birleştirilmesi talebi reddedilmiştir. Bundan önce davada eksik soruşturma ile ceza verilmesi ve ardından Askeri Yargıtay'ın eksik soruşturmadan bozmasına rağmen ve dolayısıyla Daireler Genel Kurulunda da  bozulacağının bilinmesine rağmen kararda direnilmesi müvekkilin meslekten ihraç edilmesini sağlamak için midir? Aynı dava konusunda ilk önce Askeri Savcılık Soruşturmayı tamamlayıp iddianamesini hazırlamış olmasına rağmen neden İstanbul (Silivri) 13.Ağır Ceza Mahkemesi'nde de yargılanmasına devam edilmiştir. Bir suçlamadan iki ceza verilebilir mi? Verilmeyeceği açıksa neden bu yargılama 3 sene süründürülmüştür? Davaya yeni bir delil girmemiş olmasına rağmen eylemler gerçekleşmiş olsa bile suçun oluşmayacağı kararına neden iki kez hüküm verildikten sonra varılmıştır? Müvekkilin mesleki itibarı, emeklilik hakkı, geleceği, psikolojisinin bozulması gibi zararları 3'lü kararnameyle ihraç edilmeye itiraz hakkı olmadığına göre kim karşılayacaktır?"

DÖNMEZ:BİR DAHA KİMSEYE YAPILMASIN

Söz konusu kararı Mustafa Dönmez'in nasıl değerlendirdiğini Günel şöyle anlattı: "Cezaevinde görüştüğümüz Dönmez artık sadece ülkesine hukuk devletinin egemen olması kendisine yapılan haksızlıkların bir daha kimseye yapılmamak üzere teşhir edilmesi için çaba göstereceğini belirtiyor."

Dört yıllık tutukluluğunun sonunda askerlikten atılan, emeklilik hakkı elinden alınan ve tutuklu olduğu süreçte oğlunu kaybeden Dönmez hakkında geç de olsa alınan karar çok tartışılacak gibi.

Barış Terkoğlu

Odatv.com

--
Oraj POYRAZ

Devletleri yikan tum hatanin altinda nice gururun gafleti yatar.

Yavuz sultan selim

Oraj POYRAZ

Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Rum, Ermeni gibi unsurlardan ayri ayri olusan bir takim ceteler, adi hirsizlikla, ara sira da oldurmelerle mesgul olmuslar, Rum ve Ermeni surgunu esnasinda bu unsurlardan ortaya cikan bazi ceteler ise siyasi bir huviyet kazanmistir. Ruslarin istilasi baslayinca, memleket icinde karisiklik meydana getirmek icin bunlar, Ruslar tarafindan da tesvik ve denizden de desteklenmislerdir.

(22 Mayis 1919)
K. ATATURK

Ankara'dakiler Kars'i almislar.
Demek ki islemedigimiz bir hata kalmisti.
Ermenistan'a taarruz ile onu da tamamladik...
Ankara yarani nihayet meramlarina erdiler.
Ermenistan'a yuruduler.
Kars'i isgal ettiler.

Yazar ve Nazir Ali Kemal - 11.11.1920

Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder