12 Aralık 2012 Çarşamba

RİFAT SERDAROĞLU - BÜYÜDÜKÇE FAKİRLEŞTİK

Adam avlanmaya çıkar:
Bir bakar ki bir ayı karşısında. Çeker tüfeğini ateşler ama tüfek tutukluk yapar.
Ne yapsın, kaçmaya başlar. Ayı da peşinde. Ayı yakalar bunu, bir güzel becerir.
Avcı hırs yapar bunu, öldürecektir illa ki bu ayıyı.
Bir müddet sonra bir daha görür ayıyı, çeker tüfeği, basar tetiğe...
Yine tutukluk yapar tüfek, bizim ki kaçar, ayı peşinde, yakalar ayı bunu bir daha becerir.
Avci iyice hırslanmıştır, illa ki vuracaktır ayıyı.
Takılır peşine, görür, çeker tüfeği, basar tetiğe ...
Yine tutukluk yapar, ayı bunu bir daha yakalar, bir daha becerir..
Bu olaylar tekrarlanır gün boyunca...
Artık avcının dayanacak gücü kalmamıştır, hayat meselesi olmuştur bu, son bir defa daha bakar, ayı karşısında çeker tüfeği, basar tetiğe ve yine tutukluk yapar...
Ayı yakalar avcıyı ve der ki:
- Ya kardeşim avcı mısın? ibne misin ?

Hala daha büyüdük, büyüyoruz, süper güç, bölgesel güç safsataları.
Obamaya pandik attık, Maliki'ye posta koyduk, Esad'a tekme attık kandırmacaları.
Biz buna eşşek olana semer vuran çok olur diyoruz.
Avcı mısın yoksa ibne mi diye sorarız...


Oraj POYRAZ

RİFAT SERDAROĞLU - BÜYÜDÜKÇE FAKİRLEŞTİK

Görme engelli bir adamın eğitimli fakat kelimenin tam anlamıyla "fırlama" bir köpeği varmış. Ufak-tefek haşarılıklar yapsa da, adam çaresizlikten katlanırmış.
Bir gün şehir merkezine gitmişler. Köpek önden gidiyor, adam bir elinde köpeğin tasması, diğer elinde bastonu köpeğini takip ediyormuş.
Yaya geçidine geldiklerinde köpek kırmızı ışıkta yürümeye başlamış. Adam "yeşil" yanıyor diye köpeği takip etmiş.
Acı bir fren sesi, zavallı adam yerde, köpek ise başında. Adam sersemlemiş bir halde köpeğine bisküvi vermeye çalışıyormuş.
Olayı izlemekte olan biri, "siz ne kadar iyi bir insansınız, köpek neredeyse sizin ölümünüze sebep olacaktı ama siz ona hala bisküvi veriyorsunuz" demiş.
Adam; "Sevdiğimden vermiyorum, ben onun ağzını bulmaya çalışıyorum. Bulursam, çevirip ne yapacağımı görürsünüz" diye yanıt vermiş!...

Hafta sonu bir düğün için gittiğim bir köyde sohbet ederken, televizyonlar ;
"TÜİK' rakamlarına göre, büyüdük sayın izleyiciler" deyince, köylülerden biri ayağa kalktı ve "Ne büyümesi ulan, her geçen sene fakirleşiyoruz be.
Büyüdük diyeni bir yakalarsam, göstereceğim ona büyük mü, küçük mü diye" bağırdı ve yukarıdaki fıkrayı anlattı.

Bana "neremiz büyüdü, nasıl büyüdük" diye sordular. Ben de onlara önce şunları sordum;
"-Sanayi sektöründe yeni yatırımlar yapıp çok mu ürettik?
-Ürettiklerimizi satıp, ihracatımızı ithalatımızdan daha fazla hale mi getirdik?
-Maaşlarımız, yevmiyelerimiz mi arttı, emekli maaşları mı arttı?
-Çiftçinin-köylünün ürettikleri para etmeye mi başladı?
-Esnafın işleri arttı mı, azaldı mı?

Sonra bazı rakamlar verdim. Bu rakamlar AKP'nin Resmi rakamlarıdır.
*2010 ve 2011 yılları enflasyon toplamı: %22 oldu.
*2010 ve 2011 de; Konut Kredileri %70 – Taşıt Kredileri %75 – İhtiyaç Kredileri %61 – Kredi Kartı Bakiyeleri %50 arttı.
Yani halkımız borçlandırılmış, borçlandırılarak tüketim çarkları döndürülmüş ve hayali bir büyüme sağlanmıştır.  Halkımıza, olmayan para harcatılarak, boğazına kadar borca batırılmıştır.
AKP'nin övündüğü büyüme, aynen demokrasi anlayışlarında olduğu gibi
"Yalan Büyümedir."

2005- 2012 yılları arasında bazı fiyat artış oranları;
*Peynir %265 – Koyun Eti %233 – Yumurta %93 – Mazot %78 – Elektrik % 70 – Ekmek %77 arttı.
*Devletin Borcu %207 – Kişi başına Kamu Borcu %185 – Cari Açık %462 – Tüketici Borcu olan aile sayısı %838 arttı.

*Borç Faizine (Uluslararası Tefecilere) ödenen para, (80 yılda) 135 Milyar TL iken, son 8 yılda 408 Milyar TL ye yükseldi.

*İcra Dairelerindeki dosya sayısı 9 yılda 10 Milyon dosyadan, yaklaşık 21 Milyon dosyaya çıktı.

Önümüzdeki günlerde başımızı çok ağrıtacak, özellikle dar gelirli insanlarımızı daha da perişan edecek sıkıntılar, AKP Hükümeti tarafından bilerek ve isteyerek yapılmıştır.
Avrupa'daki para babalarına yaranmak, onlardan siyasi alanda destek ve "aferin" almak için AKP Hükümeti "ÜRETİM" den vazgeçmiştir. Üretmek yerine ithal etmek, Türk Sanayicisine-Esnafına-Çiftçisine destek vermek yerine, Avrupa Ülkelerinin çiftçisine- esnafına-sanayicisine destek olmak demektir.

Yalan büyüme rakamlarıyla vatandaşa medya tarafından gösterilen
"Pembe Yıllar" bitmiş, gerçek tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır. Önümüzdeki günlerde hepimizi dara sokacak, ulusal bağımsızlığımızı ve bütünlüğümüzü tehlikeye atacak politikaları ve sonuçlarını beraberce yaşayacağız.
Gelecek seçimde yine AKP oy verecek misiniz, diye sorarak sözlerimi tamamladım."

AKP delegesi olduğunu söyleyip, delege kartını yırtan bir vatandaş şunları söyledi;
"Sizden istediğimiz, sandığı önümüze getirmenizdir. Hele bi sandık gelsin, hele bunların ağızlarını bir bulalım, gerisini getirmek bizim işimizdir.
Bu da bizim şeref sözümüz olsun."

Türk Milleti böyle diyor, böyle düşünüyor. Ya AKP ne yapıyor?
Yanlıştan dönüp, vatandaşın dertleriyle uğraşacağına, El Kaide militanlarına milyonlarca lira para harcıyor, Libya'ya bavulla para gönderiyor. Suriye'deki yönetimi yıkmak için milyon-milyon dolarları çekinmeden dağıtıyor.
Ülkedeki garibanı değil, Gazze'dekini düşünüyor, onlara para gönderiyor, onlar için ağlıyor.

Size, tecrübelerime dayanarak şunu söyleyebilirim;
Bunların sonu "ibretlik" olacak. Hem bugüne, hem de geleceğe. Göreceksiniz.

Sağlık ve başarı dileklerimle 11 Aralık 2012

RİFAT SERDAROĞLU
--
Oraj POYRAZ

Kucuk insanlarin buyuk gururlari olur.

Voltaire

Oraj POYRAZ

Kurmusoldugum gruba uye olun
Moderasyonsuz, sansursuz ve ozgur bir gruptur:
Ozgur_Gundem-subscribe@yahoogroups.com

Ayrilmak isterseniz de:
Ozgur_Gundem-unsubscribe@yahoogroups.com

Arzuederseniz bloguma da goz atabilirsiniz.
http://orajpoyraz.blogspot.com/

Ben,ManeviMiras olarak,
Hicbir Ayet, hicbir Dogma,
Hicbir Donmus ve kaliplasmis Kural birakmiyorum.
Benim Manevi Mirasim Bilim ve Akildir...

K.Ataturk


Bir Ingiliz subayi Igdir'dan Bayezit'e gelerek, Mutassarif'a: Ingiltere himayesinde tesekkul eden Ermenistan'a Bayezit havalisinin de birakildigini bir aya kadar on bes bin Ermeni muhacirinin Ermeni duzenli birlikleri himayesiyle eski yurtlari olan Bayezit sancagina sevk edilecegini bildirmistir.

Dogu vilayetlerinden bir karis topragin bile Ermenistan'a birakilmasinin mumkun olmayacagi, bir tek Ermeni askerinin sinirimizin bu tarafina gecmesinin atesle karsilik gorecegi

(12 Haziran 1919)
K. ATATURK

Anadolu ile degil, Yunanistan ile anlasmaliyiz.

VAHDETTIN (Osmanli Padisahi) - 15.10.1920

Bir ulus kendi icindeki aptal ve hatta muhteris olanlarla bas edebilir
Fakat icersindeki satilmis ve hainlerle yasayabilmesi olanaksizdir.
Sinirlari zorlayan dusman silah ve alemlerini acikta tasidigi icin daha az tehlikelidir.
Fakat bir hain, hain gibi gorunmez,
kurbanlari ile ayni aksanda konusur,onlarin cehresine burunur ve
onlarin argumanlarini kullanarak ulusun politik yapisina nufuz eder,
butun kapilardan serbestce gecer, sesi en ust duzey hukumet koridorlarinda duyulur,
ulusun ruhunu curutur
Politik yapiya her turlu hastalik bulastirarak yasam gucunu elinden alir
Bir katil daha az korkuludur.

Marcus Tullius Cicero
(M.O.106-M.O.43)
%PEZEVENK
. . . . . .
D



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder